AK e ce Mi Müdürü asan asim UŞ İDARE EVİ: tetani Batur catdesi ale ii Targa adana: bukarkuk MARKA Yam işleri #elelimu: o 23877 Mere, e 30 nee | i BONE ŞARTLARI | n öö 1om> ; Semen 1440 We. #0 En m . öm .»ş. 120 Tell emeklisine. Büsücizı yer: *Vakıt Mstoaa31” mr A —— m mar mn sase Hâdiseler Ve Tarih FIREA... Türkiye ve Sovyetler arasında Gizli bir anlaşma mevcut değildir Tas ajansı bir tekzip neşretti Moskova, 4 (A, A.) — Tasa, Jansı bildiriyor: Yabanes, bilhassa İngiliz matbu alı, Sovyetler Birliğinin Türkiye" ye, Almanyanm Balkanlarda muh- temol faaliyetine mukavemet et. mesi Için silâh vermek taahhüdünü mühtevi olarak Sovyetler Birliği le Türkiye arasmda gizli bir an * laşma pktedilmiş olduğunu ve hir Bu herpteki ordularm en çok | Türk komisyonunun bununla siâ - iş gören ve merak teşkilâtmdan biri zırhlı fırka" lardır, Fransız erkânsharbiyesi. uyandıran | kadar olarak silâh almak üzere Moskovaya gitmekte bulunduğunu iddin eden bir haber yaymaktadır. 'Tas ajansı, Sovyetler Birüiği ile Dİn resmi raporunu okurken on | Türkiye arasında yukarki mahi . beş fırka askerin bir sabah an- &igm iki bin tanktan ibaret zir” İr fırkalar tarafından sarıldığı. yette gizli veya aşk hiçbir an. İsşma aktedilmediğini, ayni zaman da böyle bir anlaşma akâinin mu tasavver olmadığını, hiçbir Türk mi, teslim olduklarını öğreniyo- | komisyonunun silâh satınalmak 4 - Tüz; Romanyada toplanan Al- | cin Meskoveda man fırkalarından birinin zırhlı olduğunu yazıyorlar; Libvada l yıldırım zaferi kazanan İngiliz arılı fırkasından bahsediliyor. İngiliz zırhlı fırkaları geçen bü” yük harbin son taarruzunda Al, man ordusuna kara gürler ya şatmıştı. İsim aarklı fırkalar eskiden de vardı. Yalnız gimdiki gibi motörlü de- ğildi, Yıldırım Beyazıt Silestre ve Niğbolu kalelerini tacir kıyafe tinde asker sokmuk suretile, hi. le kullanarak zaptetmişti. Ma- €ar kralı Sikizmond elçi gönder- di; padişaha sordu: — Bulgar kralının memleke- tini.ne hakla aldınız. Yaldurım, elçiyi duvarları düş. mân silâhleriyle süslü divanha- nöle kabul etmişti. Cevap ola- vak onları gösterdi. 1396 da bilyük bir haçlı ordu” su Tunayı geçiyordu; on bin ki. silik zarhlı Fransız fırkası Bur- gonya dukasınm oğlu, kral «l- tmet Şarl'in dayısı, yirmi iki yar şında Korkusuz Jan kumanda. dizlerine kadar iniyordu, Büyük | kılıçlar, uzun mizraklar heybe. bulunmadığı ve yabanci matbuâtm bu haberinin uv, mumiyet itibarla tamamile uydur- ma olduğunu beyana mezundur, mmm Tuna yükselmekte; devam ediyor “yeni olmakla beraber | Suların hücumile birçok evler yıkıldı Budapeşte, 4 (A. A,) — Stefa Bi ajansından: Tuna nehrinin suları yükselmek te h-iwamdır. Son haberlera gö" re b ok mmtakalarda mühim ha, sarlar vukua gelmiştir. Sular altmda kalmış olan geniş Arazide birçok evler tahliye edil miş ve bunlardan banları yıllı tır, Her tarafta yardım is sif edilmejrtedir, Vaziyetin vaha metine rağmen demiryolu yine tt memnuniyete şayân bir. sur , rotta devam etmektedir. Burtener tede “Tuna nehri sularının yükank- liği evvelki gesp normal seviye - den yedi metre o fazlaya çikmis: Fakat her türlü tuğyan tehlikesi saruşturulmuştur. el AE Romanyada 36 !sva” suçlusu mahküm edildi Bükreş, 4 (A, A.) — Askeri mahkeme isyana iştirak etmiş © len 44 kişinin muhakemesini bitir. miz ve bunlardan 36 sw: üç aydan ti artırıyordu; sırtı güneşte par- | beş seneye kadar hapse ve 22000 i | İsyanı yan, yürüdükçe bir çelik uğni- | !eydsn 100 bin leye kadar para ©€- tusu çıkaran, yerleri sarsan, beş | 25102 mahküm elmiştir. on kulaç uzunluğunda, kıvrıla | Sekiz kisi berset etmiştir e ilerleyen korkunç ve eş. | ROMANYA TABİİYETİNDEN bir ejderi andırıyordu. İSKAT Şovalyeler kendilerini başka-| Bükres, 4 (A. A.) — Stefani x ların — gördüklerinden daha | İthtmden: kuvvetli ve müthiş buluyorlardı; |, Romanyanm caki Londen elçisi yalnız YıldırımIn değil, mütte- Hikleriyle de alay ediyorlardı. Diyorlardı ki: Tilesnm, gayrimilli hareketi ve Ro men devletinin menafii bilâfına Barletmiş olduğu fasliyet sebebi - İs, Romen tabiyetinden isketma italya zemini mi yokluyor? Mühim bir İtalyan şahsiyeti seyahate Nevyork, 4 (A.A) — © Nevyark Taymis gartasinin İspanyada Port , Boyda bulunan muhuliri Y: Almasya ile Fransa, İta'ya ie Vransa ve İtalya ile diğer memleket- 1er arasmda sulh yapılacağı yeniden bahis mevsyu olmaktadır. Harhin ye ni bir duruma girdiği her tarafta ka,| vul edilmektedir. Mesçje bu yeni durumun askeri ma viyette inkişaf edip etmiyeceğidir. Dış siyasette ihtisnar olan bazı kimseler bu durum değişikliğinin diplomatik ve yn siyasi yollardan idare edilebileceği tikrigdedirler, Tarits Koalisyodlarn mukadderat bar zümün en zayıf ortağın mukadde raliyle halledilmiştir. Halen (mevcut vaziyette bu ortak aşikâr bir surötle Ualyeğır. Bu memlesette dahili kargaşalıkler sıkıp çilemamanı İkinci derecede ehem miyeti haizdir. Mühim olan çoy aske, ri va artır kudeetidir. Halbm'ci bir çok #emlekellerin deniz — imütelsesısları tulyan donanmasının çiddi bir muvaf takıyetsizliğe uğradığı fikrindedir. İstan resmi tebilğlerine (o gelince, turlar dik İtalyanın Afeikada karada aruz kaldığı muvsffakiyetsizlıklari gözlememişlerdir. Bu şartlar sıtında faşist partisinde mühiza bir mevki işgal eden ve kendi #ne “rüyük çapta bir şahalyet, Geni len bir zatın Fransada bulanduğu ba terine ehemmiyet vermek (yerinde olur. Bur haber bahsi geçen şahsiyetin Mudrite Portekiz ve garpte daha u, zak bir mahalle gidebileceğini de ilâ- ve etmektedir. Herhalde hir tesadüf eseri olacak bu vesile ile Amerika büyük elçi Uği müsteşarı B.Murpay'nin bir kaç hafta evvel şimali Afrikadaki Ame- viza konselosluklarmı teftiş etmek üzar6 Viehy'den ayrıldığı hatmiaz vimaktadır, Dala sonra, B, Mur, pay'nin iktisadi meseleler hakkım da bir rapor hazmiamakta olduğu ve Lizbana gitmek ihtimalinin ev cat bulunduğu bildirilmiştir. * Budapeşte, 4 (A.A) — Stefani m: Şeker, tuz ve un Ücdreti yızbmulurı menedilniş olan Yahodile, rin pirinç Ücareti yapmaları da ye. saz edilmiştir. * Budapeşte, 4 (A.A.) — Stefani ağarsından: Başvekil kont 'Teleki, iki gülndünberi Gripten mustarip olup ya, tağımdan çıkmamaktadır. * Bıtsvia, 4 A.A.) — Avcı tayya, releri satm alınması maksadile tapin. dan binlerce istarlinden başka bugür, Ge İngiltereye 25 bin isterlir gönde rilmiştir. Bu pars Holanda Hıodlatanı ahalisi tarafından İngilterede *alunan Holunda kuvvetleri için bomterdman tayrareleri alinmas güyenile teberru edilmiştir. * Londra, 4 (A.A) — Kral bügün Çörçü Bukingam sarayında © kabul etmiştir. ŞEYH SELAMİ Mareşal Voroşilof 60 yaşında | Kendisine Lenin nişanı i tevcih edildi Moskova, 4 (A. A.) — Tasan * jnnsı bildiriyor: Sovyetler birliği yüksek Sovyet meçlisinin riyaset divanı Bolşevik partisinin ve oSovyet devletinin kuruluşunda ve Kıxzılordunun isla- hı ve kuyvetlendirilmesi sahala rında göçen mühim hizmetlerin - hdd ÇÜNCÜ Sölimin sw günle rinde, “Şeyh Selâmi efen Gi hazretleri”, padişahım itimat ve muhabbetini kazanmış devlet res linden sadrazam kethildasınm &a . yesinde İstanbulun en büyük şölr retlerinden biri olmuştu. Selâmi efendi aslen İzmirli idi, Bir gün “zülfü mekâr' 'mm ke * mendine tutulduğu bir nevciyanı alarak İzmirden çıkmış, Bağdat, Basra, Hini, Efgan, İran, Dağı den dolayı, mareşal Kliment Efre" | tan, Özbekistan, Anadolu, Buriye, moviç Verogilofun 60 ne: yıl dönü. | Arabistan, Yemen, Habeşistan ve mil münesebetile kendisine Lenin | Mısır memleketlerini, tem on yü, nişanın tevcihini ve kızl ordu | gezip dolaşmıştı. Meşhur sta sözü genel kurmay aksdemisine Vorosi | dir: “Çok okuyan deği, cok ge. lof akademisi isminin verilmesini | zen bilir, derler, İzmirli Selğmi & kararlaştırmıştır. Sovyetler Birli . | fendi de, hu seyahatlerinde pek Hi halk komiserleri konseyi de | çok şeyler öğrenmişti. Bu arada, Frounze harp akademisile kızdlor. | bilhassa, mıska, efsun, sihir, büyü dunun mekanik ve motöreülük a imlerinde zamanının bir allâmesi kademis'nir, Cerjinski topçu aka - | olmuştu. Güzel konuşur, meclisi â- demisinin ve Khrouşgev sanayi | yâ, nabza göre şerbet vermesini enstitüsünde çalışan 50 talebesine | bilir, muhakkak ki çok zeki, bari- Vorogilof namıfa izafeten tahsi . | kulâde cesur, zarif, keyif ve zevk sat verilmesine karar vermiştir. | ehli, dünya mhlma farlara rağbet —— -—— «dör bir adamdı, Kendisini diyar diyar dolastı rüzgâr, nihavet Kanada donanması “» er 413 gemiye tanbulda da sıkımtı ve gariplik çel” medi, Devrin zengin, kibar, cö - çıkarılıyor Ottava, 4 (A, A) — Kanade mert ve erbabı ramustar bir efen- disinin, misafire karşı datma acık dJaran konağı kayısmdan “hut... başvekili Mâckengze King Kana ieyip girdi ve sofrasma da “Bis, İ danın imparatorluk harp guyreti. millâh!, deyip çöktü, Fakat kone he tam manâsı İle İştirak azmini gösteren beyanalia balunmuşlar, Başvekil, (Otları radyosunda söylediği bir nutukta demiştir ki; “.— Kanada, beklenen Alman taarrurunn karşı müdafaaya işti rak için İngiltereye yeniden 25 kü çük bara filosu göndermek Üzere” dir, Diğer taraftan Kansdanm şimdi 173 gemi ve 15319 tayfadan müte. şekkil olan filosu 413 gemiye ve | 26920 Kişilik bir mürettöbata b - İ iğ edilmek üzeredir. re — ii Bulgar ziraat nazırı İstifa etti Solya, İLA) —DN.B: Bulgar ziraat nazırı Bagrtanof istifa etmiştir. Başvekil Filof bır gün parlimentoda bu istifanm ka bul edildiğini ve ziraat nezaretini bizzat kendisinin deruhte eyledi . ğini bildirmiştir. Bagrinnolun istifası 1 şubattan evveldir, » Belgrad. 4 (A.A) — Bulgur elçi. sl Siw'lofun osazest buçün öğleden sonra Bulgar elçiliğinden İstasyonu götürülmüş ve orada Kısa bir Ayin ya, pulmiytar. Cannzo humasi trenle Sofya” ya günderilecektir. » Büdapeste, 4 (A.A) — Havas: Macar mebusan meclisi Maesristanım üçlü pakta iltihalı bakımdaki kanın tâyihasle © ebedi Macar . Yugoslav Goştluk paltını ittifakla kabul etmiz, tir. Bu Untdu hiçbir müzakere olma yarştır. * Londra, 4 (A-A.) — Amirallik da, iresnin tebliği: Amiral dairesi Re, İ onza ve Ludulady balıkçı gemilerinin baltiğm — bildirmekle müteresirdir. 1dalsdyde insünec hiç zayiat olma" miştir, Ölenlerin yakın akrabalara j haher verilmiştir. söküş.. Selimi efendi “çık!” deyin caye kadar çıkmıyacaktı. Bunu da söyliyehilecek ağız yoktu!, Kons” Zin kibar, zengin, cömert efendi- si, #k günler içinde, şeyh Selâmi efendinin o talâkat ve beligatine hayran olmuştu, Onun şahsında, ölinyaya tekme vurmuş kalender bir âlim bulduğunu sanmıştı, Pa , kat bir müddet sonra, bir efsuncu, büyücü, fale ve muskacı cerrar olduğunu anlamıştı, Şeya efendi konağa geleli Üclinçü ayı buluyor Üç yıl da olsa gitmeğe niyet Selâmeti için Selimi adın: dilin, daret kethüdas Hec İbrahim eferdi hazretlerinin kulağına kadar geldi, İbrahim kethüda, şeyhlere mubekil bir adamdı, Afshsus çuha” dar ve beygir göndörerek: “Pfen- di hazretleri müsasde buyursun. lar... Şeyh «fendi hazretleri biraz da bizim misafirimiz olgun!,, diye Selâmi efendiyi izzet ve ikrsm ile konağa kaldırttı. Selâmi efendi le İbrahim kethüda pek çabük sr viştiler, Müverrih Asrm efendinin kaydettiği veçhile “halveti hassr- na mahremiyetle birkaç meclisit* fırına mercimek verdiler,,, İbra . him kettilida, şeyh Selâmi efendi için Otakçılarda bir munsenm ve müzeyven Nakşibendi tekkesi yap tırdı, Tekkeye zengin vak'flar ta” yin etti, İzmirii şeyhi kendisine ja giriş o giriş, sofraya çöküş o, TARİHTEN EFEKDİ iLE IBRAHİM KETHÜDA Yazan:AHMET BÜLENT KOÇU ile şeyhinin keramet ve fazileti nin şöhreti bütün İstanbulu tuttu, Kadmlar, erkekler, genç ve ihti . yar, başı daralan, ciğeri tutuşan tekkenin yolunu tutup şeyhin aya” ğma düştü, Şeyh efendi, türlü minnet ve ricalarla her akşam bir konağa çağrıldı, Selâmi efendi, dervişleri, müritleri ile, İstanbul sokuklarında azamet ve heybetle dolaşmağa başladı, Atalar: “Her yokuştan sonra bir iniş gelir” demişler, Her ikba” lin de bir zevnli vardır, Şeyh Se- Yâmi efendinin şöhret ve gaşsasi ancak dört yrl kadar sürdü. Üçün. cü Selim ve yâranı, çok kanlı bir htllâlle devrildiler. Boğaz kalele- rindeki yamakların başma geçen Kabakçı nan “Sultan Selimli” lerin başım da gelenlerden biri de Hae: İbra. him Efendiydi, İbrahim kethüdayı sahilhenesi nin su yolunda bulup çikardılar, Babriliye getirdiler. İhtilâlci ye" maklara kaldırıldı, Divanyolundan Beyazı - da doğru yaya olarak sürüklendi, Çömlekçiler önünde harekete me- efendi hı il Mitrmdandı, Üzerinde daha zretlerinin mamu' bazı isa olan İzmire sürüldü. İş Selimi e, fendiyle de bitmedi, İstanbulun bin bir semtinde nekadar okuyu » cu, muskacı şeyh ve hoca varsa, nekadar falcı ve büyücü varsa, bi. rer birer toplandı, memleketlerine sürüldü. Ahmet Bülend KOÇU Belçika müstemleke askerleri cepheye gönderildi , İ Tonüru, 4 (A.A) — Lepold İville'den alman bir telgrafa gö ” ro, Belçika müstemlekeler nasir Vioesehouver, Belçika Kongosu kr talarınm Afrika cephesine hareket etmis olduğunu bildirmiştir. Pek yakında, Belçika yerli kıtaları, İn. giliz kuvvetlerinin yanmda harbe- decektir, arı zaman Korkusuz Jan en gerefli yeri, yü | Santlerce sonra başımı kalâırör mi ön tarafı istedi, Mahzurlu gi- | 2” ?8man oda hâlâ ayni loş 2iya. maâsına rağmen ısrar ve kabul | 4" bicranlı bir rüyaya benziyor ettirdi; govaiyeler bunu şiddetle | v9 Herda bahar gecesi hâli a - alkışladılar; söz alınarak kendi, | 194 “öansı içinde sabah: bekli - lerine teslim edilmiş olen esirle- | “Tİ ri kılıçtan geçirdiler; sonra Türk | ön İĞ bu odaya girmeden sa. saflara doğ; M ni yazmağa başladım. Gel ne 0 * titreten nl ÖLEN ai İar, ge, Bu gece sabah olmadan hücuma kalktılar; bu demir gi. | #9! Aşlımıza ebedi rüynmezs indirin önünde ber gey yıkıl,, | *OYrsr dulalım. yor, eziliyor, savruluyordu. Türk piştarları ve ilk yeniçeri safları darmadağın oldu; on bin pehit ve yaralı verdiler. Zırtılı firka önünde ikinci saf da dağıldı. Şe- hit ve yaralı sayısı on beş bini geçiyordu. Lâkin kaçanları kovalıyarak, zaferden sarhoş bir halde küçük | bir tepeye vardıkları zaman ora- | da kirk bin mızrakla karşılaştı. lar; bunlar Türk ordusunun 30ğ- M6 ankerleriydi ve baslarında Kadircan Kaflı | 4, | (Devamı 4 incide) ri çiti Mektup uzayıp gidiyoru, Onun yalvaran sesinin gizli shengi beni büyülemişti , Ktrafındaki muhit silinmiş, onunla tanıştığımız İlâhi 8ök diyarma uçmuştum. Arkamda güzel, körpe ve tat bir #es, beni gündelik hayata ça - — Annö örme! , Arkama döndüm; dört yaşmda "kadar görünen şirin ve sevimli bir gocuk sesiydi bu, — Anne, diyordu, Artık evimi 20 gidelim, t Güvenli bir gülüşle gözleri uy. Ma yavrusunu. & kolları arasına aldi ve: — Şimdi gideceğiz. Baban g* - lince şimdi gideceğiz yavrum - di. ye onu göğsüne bastırıyordu. Kalbimde tatlı bir heyecan W © yandiran bu sevimli manzaraya dülmıştım, Küçükle annesi ne gü. zel suvişiyorlardı. Beni derin bir zevkle sarhoş eden mektubu yarı braktıracak kadar onlara delmız, aralarma karanlık bir gölge girme den sevişen bu iki mesut mahlü kn bakıyordum: Çocuk ve a8n6... Birden mini raini yavru sevimli bir çığlık kopardı, Annesinin kok larında çırpımarak ağuçların ara - sna doğru küçük parmağını uzat tr: — Anne snne,.. İşte babam ge” i . di “e ver, di e iyor! , diye sevimli vücudunu, on rak bakıyordu bu ay!,, Biliyordum lara doğru gülümsiyerek gelen niçin böyle güldüğünü onun! Kr genç ve yakışıklı bir erkeğin kol ozaran gözlerimi bu sefer batan larma attı. giineşe çevirdim, Kıpkırmızı bulut. Simdi bu üç mehlükun arasında lar arasında yanan bakışlarım, bir örülen ve çevrelerine taşan büyük kelime, korkunç bir kelimeyle saadet kalbimi çivilemişti. Artık karşılaştılar; Piç!,, onlardan pay alacak iş sevineim (Bir haykmışla yüzümü avuçla - tamamiyle söndü, Başım şiddetle (rim içine saklarken içimden kak dönüyordu... kan bir tekme kalbimin ortama Aralarına çocuklarını alarak gu çarptı! rurlu bir şefkstle konuşa gülüşe Bu, benim babesiz çocuğumun &cak yuvalarına dönen bu çiftin İlk hareketi, ilk isyanıydıl. arkasına dalan gözlerimi birden © Yapayalnız kaldığım bu loş bab. gevirince gökyüzünün bir köşenin. çeden bir deli gibi fırladım. Nef dön ablak ve ahmak suratı ile sr Ot gölgelerde esen eylül rüzgürr ritan ayla karşılaştım, Erken gö na kabıinrak komağa başladım. Tünen eyiül ayı ne soğuk ve müs, O Koşuyordum. Batan güneş meş, tetizidir?! Nigin bana böyle Sırıta » um bir yalan söylemişti, Ablak sü- ratlı aydan korkuyordum! Benim çocuğumun bir babasi var, Bir gün o da ,böyle ağuş gölgelerinde ko şarak babasının boynuna atılacak, Karşımda o kucaklaşacaklar, Ons hiç kimse sen babasız bir çocuk , sun! diyemiyecek. Ne ay, me gü - neş,, Ne de kötü yürekli insanlar. Karnımda şimdiden çırpınan mâ sum yavru bir gün aklı erdiği za man hiç kimsenin karşısında te, miz ve güzel alnım kara toprak - lara eğip utammıyacak! Ben şim diye kadar bunu niçin düşünme miştim? Çocuğumun babasına ke - şup kollarının arasına atılmağı ne- den hatırıma getirmemiştim? Hiç babasız çocuk olurmu? bir çe cuk yalar annenin olur muydu? Yalnız anneli çocuklar? Of. ğma katılmıştım, Nefez nefese ko” şuyordum.., (Devamı var)