, li X te kapılıyor ve böyle zamanlar BE — İyi amma, bu bir merakter i ŞUBAT — 1941 HABER — Aksam postası i ÇOCUK RUHİYATI Tereddi etmiş çocuklar Tereddinin bir çok sebepleri yardır, Terbiye, muhit, hasta, lıklar, teessüri karışıklıklar ve Yazan sâdmelerle irsi frengiyi bunlar arasmda zikredebilirsiniz Kalis Özgü Tereddinin zuhur ve inkişa, fında terbiye (bilhassa aile ter- İbiyesi) faal ve gayri faal olarak i şekilde müessir olur. Bazı huk ve adaletsizlik hislerinin bik bepler ve bilhassa geşim ge, | yük rol oynadıkları muhakkak” tır zira çocuk gerek öğretmen ler ve gerek annesi tarafından dalma fena muamele karşılıyor” du). Erkek çocuklarla fazla meş gul oluyor. Onlarla münasebet ler tesis ediyor, farlasile pislik gösteriyor, gece yata”nı bulaş tıryor, yüzü gözü, toz topra” içinde, sasları dağınrk, kirden rergini kaybetmiş önlüğü, elbi sesi, ayakkapları, çoranları par ça parça... Tam msnasile büyük bir perişanlık icinde dolaşıyor, hiç bir İntizam fikri yok, defter. leri, kitapları ayni gekilde!.kö- git çiğniyor, kalemlerini kemir” yor, tirmaklarını koparıyor, ya- lencı, ifüraer, İzzeti nefister wahrum. gözyesları bol mütems” diyen kabahat yapıyar ve her de- fesmda da pişmanltk şösterivor. Mektebe sit hiç bir seyle alâka Gar olmuyor, derslerine eslişm- yor ve durmadan annesinden şi kâyet ediyor, o nu kaba'ıkla, merhamesizli'» itham ediyor, gık sik ölümü yasamağa tercih ettiğini tekrarlıyordn. İki gene Üzerinde etüt yaptığım bu çocuk biç yerinde duramıyor, mütema diyen kımıldıyordu. Bütün bün- ler beni irsi frenginin mevcuâ” yeti hakkında şüpkeye düşürdü- ler. Bunun Üzerine çocuğun am sesi hakkında malümat edindim | ve nihayet kadınm karanlık bir | maziye malik olduğunu öğren- dim. Burada tereddiyi hazırla” yan bütün amillere raslanılır, O İ da vesifi ütübvareikeMtar; Muhterem Dr Gilbert* Robin “9.5” yaşında bir kız zerinde yaptığı müşahedelerde aşağı yu- İarı aynı tezahürata tesadüfe, diyor. Zaman zaman iyi ve fena olan bu gocuk ayni zamanda hire sızdır, erkek çocuklardan hop lanıyor, o pistir, İntizamsızdır, Irsi frengiden meydana gelmiş | tembel, ilemi Doktor niha, tereddilere sık sık raslanır. Bu ! yet çocuğun ennesini fea evler, gibi çoçuklar ekseriya alık surat | de çalıştığın öğreniyor. İı, aptal görünüşlü olurlar. Soru ».. Van suallere sırıtarak cevap ve rirler. Durumlar: bazan şaşırtıcı l a Tereddinin zuhurunda ei i ; teze lerin, sadmelerin bil mai İk Da malik oldukları ml : » bir müddet için dürüst | deaddit miisahedeler neticenimde mükemmel bir vaziyet alırlar, tesbit edilmiştir. Kıskâm; bütün söylediklerinizi büyük bir | çinememezlik, m gelya kkâtie dinlerler ve nasihatle- | daletsizlik hisleri ve bilhassa o TİRİZİ yerine getireceklerini kat'i | diye mudilesi burada mühim Dir lisanla vast ederler. Fakat bü | rol oynarlar, tin bunlar uzun sürmez. Bir ay | Sekiz »uçuk yaşmda bir ço, #onra yine bildiklerinden şaşma” diklarını görürsünüz. On bir ya" Serda, sarı saçlı, mavi gözlü, ok güzel bir kız hırsızlık ye” Piyor, arkadaşlarını sık sık şi- kiyet ediyor. (Burada masum w.kLopkapı# Saraymasgik e ETE KL GE İİ ç DG lee İmza BAE -7a. — Ya beşi de tamam olursa.” — O zaman o fare körpe de- mektir. Çok dünya görmemiş. çk o Lükreçya bu sırada kapının ka: Yaşamalış demektir, Yani genç- pağmı açtı. tir... Ve farelerden birini eliyiğ tut — Ne çıkar bundan? Fare, a4 tu: da yaşasa. çok da yaşasa, nihay* vine faredir, iraiti aile arasındaki bağları 'veetmştir, çocukların manen rkedilmelerini intaç etmişler. ”. Bunlar mahalle arasında, vada burada dolaşarak fena yatlar kazanırlar ve yavaş *ddi yolunu tutarlar, Sonra wk ruhunu, daha doğrusu çe u İanımıyan anna Ve beba- mi takındıkları fena durumlar | tereğdinin zuhuruna sebop iriar. Dayak, şiddet, yersiz a ölçüsüz azarlar, ilâh... gibi. ş imal sebeplere gelince; sıh- M& şeraitine riayetsizlik, ihti Yimsızık, dikketsizlik, çocuğun tadaşlık yapması maddi ibti- larını temin edememesi te Binin doğmasında büyük rol | N hastalıkların (tifo, tih..) Eddinin meydana gelmesinde ibedildiğinden fazla nliessir yapilan birçok müşae- 6P neticesinde anlaşılmış” er bususta eormal olan bir uk ultı yaşmda geçirdiği ka- i hastalığından sonra s& oluyor her şeye kızıyor, ba- Sırıyor çağırıyor. yapılan mua Yeteğe çocukta menenjit görülü Yor ve tedavi ediliyor. Fakat mr rütc huysuz, münzevi, usandı rıcı yerinde duramaz, tem ma rasile İtaatsizdir, Sık sik hidde- da etrafındakilerin üstüne atıl- | # yor, annesinin karnma 108 vur * yor. iklüşük ket kardeşlerini bı <akla tehtit ediyor. Hayvanlara Mr türlü eziyet etmekten çekin “iyor, ».* TEREDDİ VE İRSI TNGI #HEREDO . SYPHİLIS) lar, hiddetler, huysuzluklarlia. ilesinin rahatmı kaçır''İmdan bir islâh yurduna konuluyor. Bu çocuk kızdığı zaman (yerlerde sürünüyor, o başmı duvarlara ra a esi, — Yook... Ben o pis mahlükü dimi süremem, — İşte bak. Avucümun içinde bir tavşan yavrusu kadar munis ve hareketsiz duruyor, Görüyorsun kİ, 0, bizim ondan çekindiğimizden çok lazla bizden korkuyor. Kâhya şaşırmıştı. Bu kadar in- i ce ve zaril bir kızın böyle kosko. > Ya kaçarsa? . caman bir fareyi kuş gibi avucu- © Tutması güç mü?! Beraher nun içine alrvermesi, kâhyanın Mv plânlarmı altüst etti. > salaş ei e e Hele şunun birinin ayağına baka. am, ihtiyar mı, genç mi? Alican yavaşça kapınm ağzıtı cuk tutulduğu sik sık buhran“ çarpıyor, büyük bir dalgmir gösteriyor, evde ve mektepli yerinde duramıyor, fena çocuk, urla arkadaşlık yapıyor. Hay, vanlar her türlü Cz7.5 bulunmaktan yeri durmuyor, onları yumrukluyor, tepmseliyor, «ar işittiği azarın İntikamını alyaâk için önüne gelen şeyleri rp geçiriyor. Büyük bir küs ünlük gösteriyor, ketumdur. uykumu kâtüslerle dolüdur, ten. beldir, o heyecanlıdır. Çocukta bütün bu haller ise arnesinin ikinci defa evlendiği kocasından bir çocuk dünyaya getirmesin, den sonra meydana gelmişler, dir. Pitri teroddi: Fitri tereddi simdiye kadar saydıklarımızdan hiç birine benzemez zira terbi- yenin hatalar:ılan, fena içtimai gartlardan, ilâh., meydana gelen tereddiler çocukları tam mâni, aile kurtarmak mümkünse de ne yazık ki fitri tereddi işin bu verit değildir. Bu yevsllı'ar bü. tün ömürleri müddetince sürün, miya mahkümdurlar. Hayatları: nı tevkifhanelerde, hapishane. lerde, köprü altlarında, viran yerlerde geçirmek için yaretılan bu betbahtlara acnnaktan başka şey elden gelmez. Fitri tereddiler de umumiye. ie şu tezhürata rastisalır: “Dupre tipi” nadir olmr2'<la be raber mevcuttur. Bu tipten olan çocuklar obiddetli, inlikamcı, kinci, merhametsiz, kıskanç, hi. lekâr, İtautsiz, isyankâr, inatçı, yebaner, pis, hırsız, küskün, apatik olurlar. Diğer tereddi tiplerinde de aşağı yukarı aynı geylergörülür. Onlarda hiç bir cihette-bulunamazlar, -izzetine,. firtesmahvum “olurlar; hissizhir yaparlar, beceriksizdirler, “sik sik evden ve mektepten kaçar. şırlar, gece evlerine odönmezir, vde k neşehepsi eid. d'yetlerinden şikâyet ederler, ölümlerini istediklerini açıktan açığı söylerler. Nasihatlere ve ozarlara hiç tahammülleri yok, tur. Bir çoklarmda fena itiyat, iara (istimna) rastlanır. Hattâ bazıları ahlâkan tamamen su- kut etmiş adamlarla münasetet Biğemde “cinsiyet ber geye hâ, kimdir, Bir kız (14 yaşında) â. sığma para bulmak için kendini setıyor, hırçınlık yapıyor. Hele hayatlarma Okumar ve alkol ihtirası karıştırmca bunlar çok tehlikeli olurlar, muhtaç olduk. ları parayı bulmak için her çevre ye başvururlar: Dolandırıcılık, yankesicilik, hırsızlık, cinayet... Bunları cemiyetten tesritet. “mek, islâk yurtlarına kapamak, tan başka çere yoktur. HALİS ÖZGÜ — Ben buradan geçerken, gey- tan bu ya.. Aklıma esti. Şu kapan: sahtir. Heyvancıklara börriyet da tutulan fareleri gösterevim bir kere, dedim.. Buraya geldim, De, rek ki sen fareden korkmuyursun, öyle mi? — Fareden korkulur mu ayol? frladı. Kapıyı açık bulunca, he Biz onları senede bir kere mayıs ayında yeriz, Gerçi bizim yediği- miz fareler böyle pis değildir am- ma,. Biz tarla farelerini yeriz. Fa kat. bunlar da onların soyundan. dır. Onların akrabasındandır. Kâhya yalvardı: * — Aman, şu pis mahlüiku kapa- va koy da götüreyim, — Nereye götüreceksin onları? — Bökçilerden birine vereceğim Kapanın kenarına bir taş bağla” Yıp derilez atar. Biz de kurtulu” TUZ. — Ne günah. Ne yazık.. Onla. rin de denizde boğuluşuna acımaz msn? Ne dedin.. Fareye acınır mı? i— a Eee LE ge hire Xa örgüsürü ya. yecekti, arkadaşmın saadetine pıyor, hem de göz uciyle koca. gıpta ediyordu. Bir müdetten, sma . O seren ker. beri Pervinden mektup ve kart şısında, karısma gene beğendire almamıştı, fakat her halde bü, memek endişesinden gelen bir onun eski arkadaşın unutmuş dikkatle, kravatını bağlamağa olmasından değil, uzak ve kim çalışmaktaydı. Mahire onun bir bilir ne kadar güzel bir nemle, bilirdo topu kadar mücellâ olma Ukette kendi #ândetindn başka ğa namzet başıma, partalonunu hiç bir şey düşünemez bir halde dir hayli germeğe başlamış gö. bulunmaktan ileri geliyordu. beğine bektıkça merhametle ka- Kocasının sesi onu daldığı tışık bir istihfef hissi duymak, düşüncelerden uyandırdı, Hay, tan kendisini alamıyordu. Heyri “riye bakı. “Sahi, bu aksam cu- Cansever o Mahire ile evlendiği martesi, tavla oynamak için beş senedenberi çok döişmişti, kahveye gidiyor. Unutmuştum.” O, evlenip rahata kavuşunca ken Hayri onım yanma geldi, alnın, dısini bırakıveren ve şı", genç dan öperek: görünmeğe pek aldırış etmediği o — Her zemwenki gibi santonda için de zamanın vücut üzerinde. dörerim, dedi. ki tabribatkâr tesirlerilk Omü- Mahire mahzunane gülümse, cadele etmek lüzumunu duyma, edi: yan adamlardandı. Bununla beraber Mahire ko, £ “ Pet ber zamanki gibi! casınım şikâyet edecek bir kusu, İçini çekerek ilâve etti: runu da gösteremezdi. Hayri — Daktilo bulabildin mi? evine bağlı ve karısma hürmet- — Hayır. Bu işçok canı kâr, sadık koca, aile hayatında skiyor. Bir sürüiş birikti ve da vazifesinde olduğu gibi inti, taliplerin biçbirini de gözüm zamı sever ve dikkatliydi. Çalış, (tutmuyor. tığı şirkette dikkati, intizamr, Çok ince eleyip sik dokuyor- çalışkanlığı sayesinde çoktanbe, sun galiba? ri amirlerinin takdirini kazan © — Hayır. Fakat kabul eder. muştı. Namuskârlığı methedilen #in ki ben nasıl irtizamla çalı, model bir memür olarak gösteri, ırsam (o maiyetimdekilerin de liyordu. Kısaca O, tam mana, öyle çalışmasını istemek hek, siyle iyi bir adamdı. kımdır. Evet, Mahire kocasınm şikâ, (o — Tabii, haklısm. Neyseü, yet edilecek bir kusurunu gös, zülme, herhalde aradığını bula, teremezdi; fakat... caksın. Karı kocanın hayatı, kurul, Oo — İnşaallah... Bu yüzden son muş bir saat intizamiyle, mÜt, zamanlarda işimden geç döndü. hiş bir yeknasaklık İçinde geç- ğüm ve seni yalnız bırakmağa mekteydi. Hiç bir beklenmedik meçbur kaldığım için çok üzülü. hâdisenin bu hayatın yavanlığı. yorum, m " .— Benim tginhiç üzülme. lerdi. Günleri çan sıkıcı bir iti, seyden evvel vazifen gelir! — zam içinde geçmekteydi. her . .. Heşekkür ederim. gün bir evvelki günün 4 e Karısını bir defa daha sinm. ni düşündükçe mahzunane gü, dan öptü ve dışarı çıktı, Mahire lümsiyor, bütün genç kadınların onun koridorda ayak seslerini, kalblerinin . gizli bir köşesinde sonra kapıyı kapattığını duydu. acı birer inkisarı hayal yükü ta, Elindeki trikoyu attı ve ayağa gıyıp taşımadıklarını kendi ken, kalkarak perdeyi aralayıp ten- disine soruyordu. ba sokakta kocasınm gidişini Mektep hayatımı, o zamanki seyretti. Hayri onun pençereden arkadaşlariyle samimi hasbihal. kendisine baktığını hissetmiş lerini hatasında canlandırma, gibi durdu, dönüp pencereye ederler. Bazilarında bulüğ| ğa çalışıyorlu. Mektepte en iyi doğru eliyle selâm verdi. Mahi, arkadaşı Pervin Ayterdi ona La- re bü dikkatten pek mütehassis, yat yalan söylememişti. Güzeldi, mukabele etti ve mırıldandı: hvli vakti yerinde bir sileye “Hayri neiyi adamdır!” içini mensuptu, yakışıklı, yüksek tah çekti. sil görmüş ve yüksek bir islik, £ Ortalık kararmıştı. Eektiriği böle namzet görülen bir gençle yaktı ve yorgun bir tavırla otu. evlenmişti. Karıkoca aşkların: rup tekrar örgüsünü eline aldı. güzel dekorlarlt çerçövelemek P'tişik evden piyano sesi geli, İçin sık sık seyahat ediyorlardı. yordu: “Mecçdi beylerin kızı her Mahire arasıra uzak memleket, akşam olduğu gibi piyanoyu lerden kartpostallar alıyor ve çalıyor. Mutfakta tabak gürül bunların karşısında saatlere töleri oluyordu: Fatma bulaşık dalgın ve mahzun kalıyordu, Bu yikayor. yeknesak hayatmın bu güzellikleri o ebediyen göremi- mutat tezahürleri artık onun — O da can taşıyor. Bence gü. şen böy'e bir laymetli yüzüğü bu. dala gibi saraya götürür müyüm? Demişti. Artin usta onun eski dostlarındandı; kuyumcu çarşı « sının da en eski kuyurcularından- dı. Artin bir mala şöyle bir gö? atmakla onun değerini derhal söy” lerdi, vermek daha âdilâne bir hareket olur. Ve sür'atle kapanm ağzını aç. tı. Farelerin üçü birden dışarıya men s.çrayıp kapıdan çıktlar.. Ko. ridorrla kayboldular, Alican fare tehdidinden bir ne- tice elde edemeyince boş kapanı alıp zindardan uzaklaştı. Ve ka. pıyı tekrar üstünden kilitliyerek odasına döndü, TANBURACI ÖMER, KUYUMCU DÜKKANINDA Tanburacı, ertesi gün doğruca soluğu kuyumcular çarşısında aldı kukroçyanın padişaha gösterilmek üzere tarburacıya verdiği yüzüğün çök kiymetli olduğu belliydi. — Kırk yılda bir kere elime dü- Gi Tanburacı. Ömer, kuyumcu Ar, tinin dükkânına girdi: — Kolay gelsin usta! Sana bir şey göstermiye geldim. — Nedir o? Yine bir gümüş $a- vatlı tabaka mı satacaksın? — Yok canım. Bugünletde ba- na tabaka hediye eden vok. Bir paşa efendimiz dün gece bir yüzük hediye etti de. Onu göstermek ve değerini anlamak isti yorum. Tanburacı yüzüğü koynundan çıkardı. Kuyumcu: — Parmağına niçin takmadın? dedi. Yüzük koyunda dürar mu? — Parmağıma bol geldi, Artin in ia id Nakleden Fethi Kardeş vukuundan evvel bildiği hâdi, selerdi, Sebebini lâyıkiyle tahlil ede, mediği ıztırabiyle gene başbaşa kaldı, hulyalara daldı ve duvar saztinin yeknesak tık takiyle ölçülen vakit, ancak kapmın zili, €vin sessizlik bavasını deldi, Mahire yerinden sıçradı. Hay- retle “bu saatte kim gelebilir?” del, Biraz sonra hizmetçi kadm geldi: — Bir hanım sizi görmek i&, tiyor. İsmini söylemek istemedi, kendisini tanıyor muşsunuz, Sa, bna aldım, Yar” gelmesini söyliyeyim mi? — Hayır, hayır. Bir dakika beklemesini rica et. Şimdi gelis yorum. Mahire aynaya bakarak tuva,, İetine çeki dilzen verdi ve esra, rengiz ziyaretçiyi görmek Üzere odasmdan çıktı. Bu ziyarette fevkalâde bir şey olmadığma ve şüphesiz mutat yardım taleple, rinden biriyle karşılaşacağına emin bulunmakla beraber gene de merak içindeydi. Hafifçe aydmlanmış olan sa. londa ince ve zayıf endamlı bir kadınla karşılaştı. Ziyaretçl o. turduğu koltuktan onu görünce, kalktı. Mahire onun ayakkabi larınm eski, tayyörünün bir bayii yıpranmış olduğunu far, ketti. Solgun yüzünü gölgeleyen şapkası da ucuz cinstendi. Hafızasını yokladı: Bu kadı — Pervin, diye hayretle söy- lendi. Sen bizim eve gelir misin? Ne zamandanberi İstanbulda, sın? — Seni görmeğe geldim kar, ten biliyordum... Ah bilsen başı- ma reler geldi. Arkadaşınm ellerini tuttu ve titrek bir sesle, başına gelenleri anlattı. Bu ölen bir aşkın ve bir irkisarı Obhâyalin hikâyesiydi. Kocası, saman alevi kadar kısa #Üüren âşk ve alâka günlerinden #onra asıl birdenbire Karakterini meydana vurmuştu. Şahsi ser. vetinden başka karısının pâra, sını da kumarda yemiş. üstelik © keyif verici zehirlere de dilgmüş (Laâlfen sohifevi oeviriniz) usla! Aynı zamanda da çekindim. Artin yüzüğü yörünce tarağı; — Çekinmekte halkin Kim ihsan etti bunu sana? — Ne o. Tanımış gibi bakıyor Fun? — Tanımaz olur muyum? Hal. kasını ben yapmıştım. — Desene bu da senin elinden geçti? «- Evet. Geçen yıl saraydan sipariş edilen mücevherler arasır- da bu da vardı, — Ne diyorsun. Saraydâsn mu satım simişlardı bunu? — Öyle ya. Sen nerden buldun? Haydi, doğrusunu söyle bakayım, Tanburacı müşkül vaziyette kal- mıştı. Fakat, işin doğrusunu söy lemiye imkân yoktu, — Bunu bana padişahın gönde, Man verdi.” diyebilir miy- li / Dama ve)