aş La i İ | ; k ; Ti : H 3 # 4 f, # # ; A i : ii | e f p ; | 1 ş ri ih f çi fi rl i EŞİLİİI HE ie YE PE ( Ps R / ; İf EN z al ld oğnden ilibaren ip ği DİN mer Her ZA İİ Ve ir i HI a ikek ai e YMM Miili gr gasga EPE pisi EE 4 Yi i | va Bibi geylerdi kili Sahil boyunca kadar görürüyer; G kurtardım. Şikiyoruz., Birer ei- Yakında * a m eminim, IMI KURTARDIM y, Milli Roman AZan: iskender F. Sertelli oralardan limon ve portakal getiri. yordu. Bu zefis meyvaları veren ağnç. Jar nasri olmuştu da şimdiye kadar “Berand" a getirilip dikilmemişti? İşte genç kız “Şeldon" a bunu «0 ruyordu. Limon, portakal buranm NK Gri “Şeldon” bu suailere ağzı kilit. İenmiş gibi, bir kelime bile cevap veremeği. Genç kız fikrini hiç saklamayor; henüz bir yemiş ve sebze bahçesi, ns sahip olamıyan zavallı adamca- ğa karşı ne kadar istihfaf göste- rilse azdır, deyip duruyordu. O zamana kadar yüzüne bile ba. kılmayan yabani elmalar, sofraya çerez olarak gelmeye başladı Bu yabani elmalardan öyle lezzetli po. dingalar yapılıyordu ki hayret. Muzlar da, “Jan” m himmetiyle on, on iki şekilde çeşit çeşit boy gön teriyordu artık. Ve bunların hepsi biribirinden enfesti. “Şeldon" un parmağı ağzında kalmıştı. Vakti müsait oldukça, genç kız sdamlariyle birlikte deniz. de, yahut rrrsairta dinamitle balık avlayordu. “Balezona” şencilerine de getirecekleri istridyelere muka, MI tütün vaadedildi. Zendler bu piryordu. Ve bu ekmek ber za. manki deve hamuruna hiç de ben- zemiyordu. O zamana kadar ökmek diye döve Bümtur yütmuklari.. Taze otlarm göbeklerinden nefis. salatalar hazırlandı. Hindistan ce- vizinin sütünden ve meyvasmdan da balıkla beraber yenilen salçalar ve şekerle karıştırılarak yapılan Tezzetli kremalar ortaya kondu. Genç kız, "Şeldon" un kabvesi, ni Hindistan cevizi sütüyle hazırla, maya başladı. "Şeldon” o vakte ka, dar teksif edilmiş inek sütüyle kah. vesini içerdi. Artık Hindistan cevi- zi sütünün konserve sütüne her ci, ” | hetten falk olduğunu o da kabule mecbur oldu. 'Taze bambo filizleri bile salata 0. luyordu. Yabani domatesleri de top layıp onlardan istifade etmeye baş. ladılar. Eekiden şuraya buraya yumurtlıyan tavuklara muntazam kümesler yapıldı ve “Jan” yemek Bstesindeki tenevrül temin için, ara #ira, yabani ördekler ve ya. bani güvercinler aviıyordu. Bitün bunlara hayretle bakan “Şeldon” a: — Aşçılığa Aşık olduğumu zan. netmeyin. diyordu. Fakat babam beni böyle yetiştirdi. İçim durma, yor. (Devamı var) —-». ... Km emmi ni etmeyin, Sakaryaya (gidiyoruz. Bu ayrılık bana acı geldi, fakat , yurdumuzu düşman istilâsından NASILZ ME üğünümüzü yaparız. Beklemeğe * yardır. Ö yurdunu HABAR — Akya muvla. Yamyamlar arasında: (NSAN ETi TATLI MIDIR ? Yazan:Cek London | BUGün yamyamların nerelerde yaşadıklarını merak etmez misiniz ? Yamyamlar insan eti yediklerini itiraftan çekinirler fakat, Kafa tası avına çıktıklarını iftiharla söylerler na ilk defa İspanyollar, Antil dalarındaki Karayb'larda tesa- düf etmişlerdi. Bu yanyamlar . Meksikanm yerli (o Aztekleri ve yerli Perulular İnkılar dev- rinde insan eti yedikleri gibi, Amazon havzasında ve görbi Amerikada kırmızı derililer âra” sında da yamyamlık vardı. Bugün yamyamlığa yalnız ce- mubi Amerikanm Amazon hav . zasmın bir kaç kabilesi arasın- da tesadüf edilebilir. Buma mukabil, Afrika kıtası nn bir çok yerlerinde ve Fele - menk Hindistanmda yamyamlar çoktur. Yamyanlara Melanezya, Po linezya ve Mikronezyanm bazı adalarında tesadüf edilir. Yamyamlık hakkmda söyle- rilen şeyler, ekseriya mübalâğa" lıdır. Bunlara “Yeni Britanya” da çokluk tesadüf olunabilir. Eğmond Demaitre burada yap- tığı araştırmaları şöylece anla. “Yüzlerce yerli ile görüştüm. İleri karakollardaki Avrupslı zabitlerden bir çok malümat topladım. İnsan etini yamyamla rm nasıl yediklerine dair aldı - ğım malümat şudur: İnsan kızartması Dağlar, öldürdükleri insa * nım etini kızartılmış taşlar ara- sında pişirirler, Sahil yamyam. “ları“jse, “yakaladıkları insanı öl“ dürür ve sonra haşlama yapar “ lar. Bunlar balıkları kaynattık- ları gibi insanları da haşlama pişirirler. Önce, insan vücudunu parçalarlar. Vücudun bazı par. çaları lezzetine göre ayrıca pişi- rilir, Bazı parçalarının da dini bir ehemmiyeti vardır. Okyanus adalarının bazı kabileleri insan baldırını severler, Pâk adalarile ve Papua'da Kikori gölü civarm da yaşayan yamyamlar ise İn- san kolunu ve vücudunu cn İnce ve lezzetli et sayarlar. Yeni Gi. ne'nin bazı yerlerini keşfeden Meirose'un anlattığına göre Ja- pandei gölü yakmında yaşayan bir kabile ölü insanlarm kara ciğerini yermiş. Bir çok yerli yamyamlarla görüştüm. Onlara insan etinin lezzeti hakkmda su" âller sordum. Şaşılacak cevap - lar aldım. Bazıları, insan etinin kangura etine benzediğini söy - İediler. Bazısı Ise insan eti ile domuz eli arasmda hiç bir fark olmadığını anlattılar. Bana ka- ırsa insan eti, beygir eti gibi biraz şekerlidir. Çünkü bütün yamyamlar, bu noktada mütte © fiktirler. Yamyamlar, insan eti- kurtarmak için, döğüşmeğe mec buruz. Beni beklersen, dönüşle tahammülün yoksa, köyde iste diğin erkekle evlenebilirsin! Fa" kat, ben öyle sanıyorum ki, yur dunu sen de benim kadar seven ve düşünen bir kızsın.! Ana Va" tan kan ağlarken, düğün dernek düşünmek aklından bile geçmez, öyle değil mi Ayşe?,, Ayşenin tahammülü © taşmıştı. Gözlerinden akan yaşlar elindeki mektubu rslatıyordu. Zeynep söy” liyecek söz bulamıyordu. Ayşe: — Gördün mü, Zeynep? dedi - Mehmetçiğimin ne temiz yüreği kurtarmadan evlenmek istemiyordu. o Nihayet, bana görünmeden, bana ıztırapla” rını sezdirmeden Bursaya kaçış. Oradan Salih hocanm oğlunu kur” tarıp dağa çıkmış, Allahı hepsinin yardımcısı olsun. Ve yerinden fırlıyarak: © $, ni bu tatlı lezzet kalmasın diye acı köklü otlarla yerler. Yamyamlığın sebebi Kâşiflerin ve ileri karakol za. bitlerinin ekserisi Yeni Gine'de umumiyetle Okyanusya adala * rmda yamyamlığı doğuran 8€- bebin, hayvan cinslerinin azlığı olduğu noktasmda müttefiktir- ler, Bütün ömrümde taro ve s& gö gibi nebatlarin gıdalanmış bir adamın herhangi bir eti ve bu hemcinsinin eti bile olsa der- hal yemeğe meyyal olacağı şüp. hesizdir. Nitekim Yeni Zelanda daki büyük kuşlardan eser kal * madıktan sonradır ki insan eti yemeğe başlamışlardır. Fakat bu iddia Afrikada ve cenubi Amerikada verit değildir. Çün- kü bu ülkelerde av hayvanları pek çoktur. Kadınlar ve yamyamlık - Okyanusya adalarında kadm. lar insan eti ziyafetlerine kabul edilmezler. Bu, onlar için uğur Tu değildir. Bu hal gösteriyor ki, yamyamlık yanlız açlığın do- ğurduğu bir hal değildir. Belki buna, yerliler, dini bir ehemmi. yet mtfederler. Bazı hallerde, kadmlarm da insan yedikleri vakidir. Sumatra adâsımın içinde otu “ ran Batta's kabilelerinde yam. yamlık, mukabelei bilmisil ola. rak tatbik olunur. Bu, ölüm ce zasını daha korkunç bir hale koymak içindir. Amazon.nehri civarında yaşa. yan Tupi kabileleri, düşmanla . rmdan intikam ajmak için yam” yamlık yapar. Bu sebeplerin Yeni Gine'de varit oi #üphesizdir. Yeni Gine ahalisini yamyamlığa sevkeden sebepler ise şunlardır: Açlık ve ruhların talimatma göre hareket etmek isteği... Düşmanı öldürmek ve yemek onun kuvvetini ve mezi- yetlerini tevarüs etmek demek. MİŞ. Yamyamlığa karşı Yamyamlıkla mücadele için, yamyamlar ârasma yenilebilen hayvanlar getirmek kâfi değil- dir. Onlara itikatlarımm ne ka. dar abes olduğunu anlatmak icabeder. : Bazan yamyamlar, mahza, kafatası elde etmek için hem cinslerini öldürürler, Bu kafa- taslarını “ruhlarm evinde” sak- Jarlar. Bu: "ruhlar evi" etram şeklinde dikilmiş direklerden yapılır. Evin damı yapraklarla örtülüdür. Bu kaba hir mabet. tir. Bu “ruhlar evinde” ecdadm kafatasları, öldürülen dilşman giğelim.. oğlunun hapishaneden kurtulduğunu müjdeliyelim. Ayşe çarçabuk gözlerinin yaşı" nı sildi.. Arkadaşile beraber bah" çeye çıktılar, Ayşenin annesi hâlâ tavuklara uğraşıyor ve folluktan yumurtala” rı çıkarmağa çalışıyordu. Ayşe: — Anne,, Mehmetten o mektup geldi, diye seslendi. Ayşenin armesi hayretle başınt çevirdi: — Ne dedin, Mehmetten mek* tup mu geldi? — Evet. Salih hocaların Ahme* dini de hapisten kurtarmış. Sa karya boylarına, sarı efenin yanı" na gidiyorlarmış, Kadıncağızın elindeki yumurta lar birer birer yere (o düşüyordu. Yüzü birdenbire sapsarı kesilmiş, kulaklarıma inanmıyan bir insan sersemliğile şaşkın şaşkın bakıma” — Haydi, dedi, Salih hocalara germ YARIN AKŞAM TEPEBAŞI Belediye bilçes ALATURKA KISMINDA Kızılayın mevsim sonu eğlenceleri SAFİIYE ve Bahçenin bütün programı MISIR film yıldız, #ESMA LEYLÂ ve arkadaşları Funrdan avdet eden DUO JAK meşhur akrıbat ve canbazlar; ŞARIL SAMİ ve yeni büyük varyeis. Komikler müsbakası, ÇENGİ ŞEHNAZ GAR Şale, rakı ve kahkahalı büyük komedi, ! istiklâl Lisesi Kız ve Erkek - Talebe kaydına devam olunmaktadır, ERİ Şehmadebezı pole karakolu arkasmda Teleton: 22534 27.9.940C ma 70: Program ve memleket saat ayarı, 7.35: Müzik, 800: Ajans ba berlari, 8.10: Wv kadını, 8.20/530: Hafif musiki, 1230: Program ve mem lekot saat ayarı, 17.35; Müzik, 1250 Ajans haberleri, 13.00: Müzik, 18.20/ 14.00: Müzik, 18.00: Program ve mem leket sast ayarı, 18.05: Müzik, 18.30; Müzik, 15.00: Müzik, 19.15: Müzik, 1045: Memjeket saat ayar, ajans habörleri, 2000: Müzik, 20.30: Ko. Buşma, 20.50: Müzik, 21.15: Konuşma 21.30: Radyo gazetesi, 2145: Radyo salon orkestrası, 2240; Memleket sa” at ayarı, Ajans haberleri, 2245: Ra& yo salon orkestrası, 23.00: Dans ml. ziği (PL), 73.25/73.30: Yarmki pre gram ve kapanış. Leyli ve Nehari KURTULUŞ BİÇKİ ve DİKİŞ DERSHANESİ MÜDİRESİ: BAYAN PAPAZYAN Haftada dört gün kadınlara günde Üçer saat Fransız miliyle — biçki ve dikiş derel tedris edilir ve 4 ayda ma arifçe musaddak diploma verilir, Pe riköy Tepelstü 316 No. Papazyan Göz Hekimi Dr. Murat R. Aydın 2, wayene ve ber türlü göz ameliyatı fıkars için parasız. kafatasları, insan şeklinde bir takım tehta heykeller vardır. Bu heykelerin bazısı, iptidal sa” natin hakiki şaheserleridir. Yer- liler, ufak tefek eşyaya mukabil bu maskeleri ve heykeleri ve * rirler. Ancak, kafataslarını ka. tiyyen vermezler. Eğer bir kafa” tası, beyazlarm eline geçerse, derhal yeni cinayetler işliyerek yerini doldururlar. Bir kabile reisinin böyle bir cinayet müna- sebetile sorguya çekildiğini ha- trlıyorum. Ben do sorguda ha. zirdım. Kabile reisi kendisinin namuslu bir adam olduğunu, ancak, kaybolan kafataslarınm yerine yenilerinin konulabilmesi için öldürmek emrini verdiğini söyledi, 'Tabil bu garip mantığı kabul edilmedi. Kelepçelere vurularak uzaklara götürüldü. Kafatası avı Garip bir nokta: Yamyamlar, insan eti yediklerinden çokluk bahsetmezler. Ancak, kafatası avma çıktıklarndan bol bol ve gururla bahsederler, Bu kafa taslarınm hobis ruhları kaçırdı. ğma kanidirler. Bir kag yıl ön. rak: — Demek ki, seni unutmamış, hâlâ...” diye söylenmişti. Ayşe, Zeynebin kolundan çeke rek, annesine, iki kelime ile cevap verdi: — Unutmamış.. ve unutmmya” cak, Ana kız fazla bir şey konuşma dılar. Koşa koşa bahçeden sokağa çık tılar ve Salih hocanın evine doğ ra İlerlediler. Salih boca her şeyi biliyor, fa kat kimseye bir şey söylemiyordu. Ayşe, Mehmedin o mektubundan bahsedince, köy muhtarı; —O, yurdunu seven mert bir er kektir, dedi, vatana hizmet etme" sini nasıl unutmadıysa, seni de w nutmıyacak, — Benim de buna inanım vardı, Salih amca! Fakat, annem bu mek” tuptan hiç memnun kalmadı. Beni ce bir köye giden bir karaku. kafatası avından dönen bir yan yam grupuna tesadüf etmiş. Ka- bile reisi, yeni kesilmiş bir İnsan kafasmı elinde muş ve resim çekilmesine seve seve müsaade etmiş, En güç nokta, insan kafası eti yediği için müebbet kürek cezasma çarptınlan yamyamla. rm buna bir türlü akıl erdirme- meleri tabii görülmek gerektir. Hapse mahküm olan yamyam- ları, akrabası, ölmüş farseder ler. Bu hapis cezalarmın bazan yerlilere çok faydası olur. Ha. pishanede bir kaç ay kaldıktan sonra kabilesine dönen yam - yamlar, başka bir mevki tutar- lar, Onlar kibrit ve ayna kullan” mayı, çorba pişirmeyi bilen, 82 çok tuz ve şeker sahibi olan bu adam az zamanda kabilesinde büyük bir mevki tutar ve şefin ölümünde onun yerine geçer. hâlâ Osmana vermek niyetinde, — Osman senin dengin değil dir yavrum. Ona varırsan yazık olur sana! — Ben de böyle düşünüyorum. Lâkin anneme nasıl lâf anlatma 1?! — Bunun kolayı var: Sen kü çük bir çocuk değilsin! İstemediğin erkekle evlerimen için seni Biç kim se zorliyamaz, Annene dayatırsm! Daha olmazsa, bize kaçarsın! Ayşe, Salih hocadan bu cesareti görünce sevindi, — Dediğin gibi yapacağım, Sa lih amca! Biraz da Mehmedin yap tığı ve yapacağı işlerden konuşa İrm: Acaba, Mehmedim çok kalır mı Keşiş dağlarında? Salih hoca çekingen bir tavrıla ve kısık bir sesle cevap verdi: (Devamı var)