HABER — Akşam Postâs Ankarada onbeş gün m a yn “Türkkuşu,, merkezin- de Sabiha Gökçenle bir hasbihal... i “Bir kere tayyarem kapaklanmıştı Fakat hâdise ' o kadar süratle cereyan etti ki he: scanlanmağa tit bulamadım... Yazan * Sabih ALAÇAM Mındistanda dünyanın *9 eski tasanları eri — O 35 yılına vahşiler erzumla o şeçirmış bir Alsas seyyobi Bu kabilelerde bir kadın için sevilmemek korkusu yoktur i Bununla beraber kadın kabile | serüxle er«ek kadın münascocle- | tinin sırf hayvani olduğu zanne. dimemelidir. Orada da hakiki aşk lar cereyan etmektedir. Kadın dik ? y; Nakleden: Fethi KARD; yaretnin etrdirmrla toplanmış ole. | caklar, Bütün bu civarda araştı maya çirişmelerinden korkarı.. Ke Haym söylendi: ar, Mrerkasik titrediğini, — Yüzbaşım, plâşmız mü diğini anlamıştı. o Konuş | mel. Muvaffak olacağımızı Wi. İka başlar ve bu hemen hemen | yorum. zi bir yardım tesiri yaptı: Gayyar cevap verdi: İN Çek vir şey kalmadı. Dere | (— Bense eminim. in İikeli ve en derin yerini Genç kıza döndü: Yı öğ yarıdan (fazlasını — Sin ya derdin DE » Yazan: Lo Buseh a a olmadan, yürüyön e tserinde imişler gibi, si sık vukua gmekter bulunuyoruz. ide bu maceraye hatırladık” hara cevap verdi? vet, erak etmeyin Artık A > Böyle vaziyetlere sizin gibi çin kadın ender o bulunur, m izahat teme kr e başladılar. Ortalık De essiz Gece kuşlarının başka hir şey | öşitik İm cant yürüyüşten apara en, dei, Pe yel Yürür N / e asama) 4 im im Garra. onun sözünü kesti: ve plânı var, Fakat bu iyi yürüyüşümüz esa* ia yanıyor. Bundan — başka mizlen ayrı düşebiliriz de... Kli mutabık o kalmamız Şuraya oturun. 1 e alacına sırtlarını d- » Gayyar tayyareden aldığı çıkardı, cep elektrik lâm” Yakarak haritayı aydınlattı Bi file bir noktayı gösterdi: e, ? Yurada, Şini Ormanın hi köyüyle Süksi köyü ara- m yukarı yolda balunu" Seat sabaha karşı üç. vaktine, haydi saat ye Ba diyelim, şuraya, Hur nımın cenup (okenarına id k misiniz? Bu © kurireti ” iye e görüyor musunuz? Bilmemiz için o Nölşato 1 geçmemiz lâzım ki o kn bir o yer olduğu için buna cesaret edemeyiz. sordu: este ne kadar? Sİ” h Bize yerlerde kestirme yok zaruretinde kalaca" Üy Dört saat bu yorgunlukta vir misiniz? İyi düşünün, K İı, << olabilecek miyiz? em ken verdi; kendi hesabıma yürüye“ Na sie dağ bana tevcih Di mali be Evet, Ka ör” Haym bir hazırlayın. iF bir kâğıt parçasına bir ei Nm tüpe a i Rex onbirde bizlal 31 numaralı gizli tay» bir tayyarenla Ni Yazdım. Meydan Grand civarındadır. Pilotları İkisi çü orayı mükemme Ben, — Ben de eminim Jorj. Bu seste öyle bir tatlılık ve tes İimiyet vardı ki Haym şaşırdı ve titredi. Kalbi titredi. Fena bir his sikablelvukuy'a endişelendi. Fransuaz devam etti: — Sizin ikinizle beraber olduk” ça ben meraka düşmüyorum. Siz- ler için ber şey tabil ve Dasit olu veriyor. Haymın heyecanını farkettiği için böyle söylemişti? İhtimal... Haym: — O halde, dedi, Birisile karşılaştığımız zaman Su al ve cevaba yumruğu basıyoruz değil mi? Gayyar cevap verdi: — Evet, — Peki. Ben önden gidiyorum öyleyse,. Bir patika yolundan ilerlemeğe başladılar, Biraz sonra açıklık bir areziye geldikleri zaman Gayyar güvercini salıverdi. Tekrar (yola koyuldular. Haym: — Düşününce gürültü yapma: manın müreccah olacağımı anla dım, dedi. Birisile (karşılaşırsak döğüşmektense kurnazlığı müra caat etmek daha iyi. Ben önden gilerim, tiz beni x rada biraz mesafe bırakarak takip edersiniz. Devriyeye (o teşadül « dersek ben sivil bir Aiman, mese lâ keresteci rolü oynarım. Gayyar itiraz etti: — Nasıl olur? Sizden evrak is terler. — Ben işin içinden © çıkmanın yolunu bulurum yüzbaşım. Dört saaltenberi bir kelime ile bile iti- râztâ bulunmadan itaat (o ediys rüm. Tayyare, dânüş bu sizin işi: niz, Fakat işgal altındaki © arazi bahsolunca bu da benim ihtisasım dâhilinde... Küçük kafilemizin reh berliğini bana bırakmanızı istiyo” «Devamı var) SICAK İ | İ tatörlüğü aşkı öldürememiştir! Esasen bhodgâmca konulan (bu Adet ve mükellefiyetler hakiki (o aşkların şiddetle payda olmasına başlıci sebehleri teğkil etmektedirler. Delikanlı çağına gelen bir er kek, evlenmeye icazet almak me rasim ve riyagetini geçirmeden ev- vel kabilenin içinde herhangi bir kadına şidâeüi bir zaaf duyduğu laktlirde orlaya çıkan his meselele | cinin halline imkân yoktur.Bu de yürüyelim, / ukanlı o kadınla evlenemez, ka- | dan onu beğenmedikçe, Yüzüm görmelea | Sayet böylebir delikanlıyı hiç istemediği bir kadın nişanla" yıp alacas olursa, facia, işte o va” kıt başlamış oluyor, Zira kimbilir saçıncı numaralı olan genç Oda mar, gönlünün düştüğü diğer ka- dını unulmağa meodurdur. Aksi takdirde onu koca olarak almış olan kadın şiddetle kıskanacak ve bu erkeğin mahvma yürümekte bir dekika tereddüt etmiyecektir. Kadm intikamını da kolayca alabilir. Zira kendi diğer kocaları kadı nm yeni kocasına dersini vermek ıçin daima ve ekseriya da samimi bir rekabet hissile emre Amadedir» ler! Hele kadin fevkalâde kızıp da zavallı delikanlıyı (Buhli) o yani afaroz ederse, o vakit “Kendisine hiyançt eden genç kozasından en büyük intikamı almış olur. Zira Buhli erkeğin,izah ettiğim gibi, artık ölünçeye kadar hiçbir kadın yanına yaklaşamaz, Maamafih, kadm — kıskançlığı" ala ve erkek ihanetinin (önüne geçmek için bu kadar şiddetli 2 detler ve saldhiyetler o konulmuş olmasma o rağmen, gene hakiki aşkların önüne geçilebilmiş değil dir, Bütün engellere ve korkunç âki- Betlere rağmen bir kadın kocası 0“ Jan ekekle diğer bir katının 4 li ilahisi Ihlamurun ağacı, azametli gövdesi ve şüslü çiçeklerinin yaydıkları güzel kolusuyla or” manların ziyneti olduğu gibi bazı yerlerde şehirlerin cad. delerini de süsler, Meselâ Ber» kadınlar taratından | den bu nevi hâdisel, Yani, kadın kendi tiği kabile nsvilerinds dahi olsa, hakiki aşka karşı duyduğu cebilli ircizabuu ala hakiki bir aşkla sevilen bir kadına İ karşı diğer dir kadınm dayduğü öldürücü kin ve gayzdan da ala kendini kurtaramamaktadır. Kadm kabilelerinin diğer dik kate şayan bir hususiyeti de ka” dınlarm aşk ve sevda içlerinde, tar bir caizse, daha erkekleşmiş ok malarıdır. Anlaşılıyor ki bizim çemiyetle- rimizde umumiyetle aşkta roman” tik olan kadınların his ve hayale doğru bu şiddetli meyilleri srrf er keklerin onlara pek nadiren haki- ki aşk sunmalarından ileri gelse gerektir. Kadın kabilelerinde kadın âşk arzularında yüzde doksan hâkim olduğu için şiir ve hayal taralını asla hissetmemektedir . Orada bilâkis erkekler (aşkta, tabil olarak, daha hassas ve daha şairdirler. Biçare erkekler, bütün şarkı ve dualarında, kadını yalnız takdis edip dururlar! Binaenaleyh bu kabilelerde hir kadin için sevilmemek © korkusu yoktur, mademki sevmek erkeği nin bir vazilesidir. Yalniz erkeği tarafmdan başka bir kadının hakiki bir ihtirasla se vilmesidir ki kadını rahatsız ede cek yegâne bir aşk hâdisesi olarak kalıyor! Kadm kabilelerinde, denilgbi- lir ki, bir kadınm yegâne (hakiki bedbahilığı kısır olması, oçocuk doğurmamasıdır. Bir kadn İçin hakiki olarak ancak bundan başka hiçbir tehlike yoktur, Zirâ bir kadının kısır o olmağı, yani çöcuk doğurmaması kabilede çok fena bir gözle görülmektedir. (Devamı var) Yazan: yenememekte ve |: Ankaranın, daha yolda ikea Söze çarpan müesseselerimlen biri de Türkkuşudur. Tren batının sonuna düşen Türkkuşu < binası Uçuş sahası, yolcuların dikaktleri ni bir miknatıs gibi çeker. Yazın, burada çalışan yüzlerce genç kız ve delikanlı, ta şafak ozaman dan üğle sırağına kadar tayyare" lerinden inmezler. Talebenin, öğ tetmenlerile bir arada ve bir he. yecan yarışı halinde devam eden uçuşlarına, öğle yemeği ve bir, iki saatlik istirahat zamanı fasıla ve” tir. 15 den İtibaren nazari dersler başlar ve böylece akşam olur. Bu çalışma tarzı, yaz günleri nin programıdır. Kış, kara bulut arta ufukların aydın rengimi gil weğe, hırçın rüzgârlar ile ağaçla” rın yeşil yapraklarını sarartıp dü. şürtmeğe başlayınca; Türkkuşu sahasının üstünde şüzülen tayya reler de kayboluyor. Türkkuşu talebesi, ya liselere, yahut yüksek tahsil müesseselerine dönüyor. Türkkuşunun, Yenişehirde gür zel bir merkezi var. Burada, bir i- ki çalışma odasma (o girdim. İlk duygum, bana, bir resim atölye sinde bulunduğum zannını verdi, Türkkuşunun ressamları, önlerine deki masalara iğilmişler, ellerine mütemadiyen nöhet değiştiren bir yığın tersim âlelleri — çiziyor, he. saplıyor: hesaplıyor. çiziyorlar. Bu teknik ve plân üzerinde ça- lışmalardan, makine (o mühendisi olmadığım için, fazla bir şey anla” madığım cihetle, size usun uzadı ya bahsedemiyeceğim. Türkkuşu binasmdan ayrıldık” tan sonra, Yenişehire doğru ilerle dik. Otamohilimiz, beraberimde bulunan arkadaşın rehberliği ile Türkkuşu başöğretmeni o Sabiha Gökçenin evine doğru yol alıyor. du. Nihayet, bahçe içinde ve villâ tarzında yapılmış bir binanın &r IHLAMUR SUYU Dr. G.A. Bununla beraber yapraklarının sinirleri teskin etmeğe yaradığı şüphesizdir. Onun için ıhlamur yapraklarından çika- rlşn hülâşaları şurup içerisine karıştırarak sinirlilere içiren hekimler - nadir de olsalar - hâlâ vardır, Şimdi hekimler onu ilâç olarak reçetelerine yazmasalır lin şehrinin uhlamurlar arası caddesi meşhurdur, Ihlamur ağacının top barutu yapmak için — kullanıldığından dolayı bazılar: o çaddenin ıhlamur kakusundan barut kokusunu hatırlatmak için sılamuş a gaşlariyle süslenmiş olduğunu rivayet ederlerse de rhlamurun güzelliğe ve insanların sinirlerini teskin etmiye hizmeti, top barutu hazırlayan fabrikalarda gördüğü işlen daha büyük olduğu için 0 rivayete İnanmak doğru olamaz. Ihlamurun tahtasiyle marangozlukta ve hasuçılıkta fay dası da, çiçeklerinin hekimlikte kazandığı şöhret yanında pek küçük kalır. Şimdi o kadar çoğalan hazır ilâçlar usulü çıkmadan önce, hekimler hastalarına içirecekleri ilâçların terkibini kendileri gösterdikleri eski zamanlarda iliçların en goğu ıhlamur suyu içerisinde içirilirdi. Hetimleriz en büyük. leri bile dhlamur suyunu sinir haştalıklarını geçirmek için baş ilâç saydıklarından, onların tavsiyelerinden kuvvet clan daha ar şöhretli hekimlerden bazıları tar'alı hastalara, hasta- ıktan kurtulmak için, sadeçe bir ıhlamur ağacının gölgesinde yatarak kokusunu bol bol koklamalarını söylerlerdi. Iblamur ağacı en çok yaşayan ağaçlardan biri olduğu için, oradaki bir ıhlamur ağacının 1200 yaşında oldy- er iddia ederler) Pek yüksek gövdesiyle tatlı bir gölge ver. mekle bereber yalnız gölgesinde yatmakla sar'a gibi çetia &ir hastalığın geçebileceğine şimdi kimse inanamaz. bile, alamur içmeyi sevenler onun sinirleri yatıştırdığını pek iyi bilirler, Meselâ, kabul glinünde bir çok ahbaplariyle görü. şerek, yahut ahbaplarırın kabul günlerinde siyaretlere güle. rek hem yorular, hem de az çok sinirlenen bir bayan akşam yemeğinden sonra dılamur içince sinirleri rahat eder ve tatlı tatlı uyur. Onun gibi, gündüz masa başında mes'uliyetli bir işle uğraşarak başağrısından ıstırap çeken bir zat büyücük bir fincan ıhlamur suyu İçince, işten gerilmiş sinirleri rahat eder. Arkasından gelen tatlı uylru içinde başağrısını da uni” tur, Talamurun bir iyiliği de, sıcak sıcak içildiği vakit insanı terletmesidir. O hassası bu nezle mevsiminde pek İşimize ya. rar.. Akşamları yemekten sonra büyücek bir fincan sıcak ıh- lamur suyu, tatlr uyku içinde ferahlık veren bir ter getirerek boğaz ve göğüs nezlelerinin ilerlemesine mâni olur. Iklamur, kanın - hekim tabiriyle , Jüzücetini azalttığı için damarlardaki tansiyon fazlalığının İlerlemesine de mâni olur. Ondan dolayı ercak »hlamur suyu Dühana yaşlıca adamlara faydalıdır. Onun tadından ve kokusundan hoşlanmazşanız #lamur suyunun içine bir dilim limon yahut portakal koymya, hattâ ıhlamur çiçeklerini kaynatırken Bmon yaprağı karıştırmıya ve ya rhlamur suyuna süt katmıya hiçbir mâni yoktur. Ihlamur, kahve ve çay gibi sinirleri tenbih etmezse de, onları teskin ettiği için insana daka tatlı ve sakin bir keyi G verir a nünde durduk, Bize. kapıyı kara tenli bir hiz- metçi açtı. Girdiğimiz salon uzun ve geniş bir yerdi, Yerdeki halılar, perde ler ve diğer eşya, mor kadifeli mo bilyaya uyuyordu. Kenarlardaki geniş kuturlu abajurlardan yere vuran ışıklar, ortadaki avizenin rengi İle birleşiyor; göz almayan, fakat kuvvetli bir ziya (o huzmesi halinde yüzlerimizde geziaiyordu. Ben Sabiha Gökçeni | ilk defa görecektim, Onun için, zihnimi, Türkkuşu başöğretmeninin kendisi ile fotoğ” rafları arasında bir . mukayese yapmağa hazırlıyordum, Az sonra, Sabiha Gökçen içeri" ye girdi. Bana doğru ilerliyen bu genç kadının çetresi, keskin hat- larma rağmen, güler bir iladavi taşıyordu, Halbuki, ne yalan s5 liyeyim, Sabiha Gözçenin resimie- ri dalma çatık kaştıydı. Anlaım . ki beni bu vanlış kanğale gölü ren Amil, Sabiha Gökçenin foto Jenik olmamasıdır! Sahiha Gökçenin gartresinieki bariz bir husnsiyet de şa: O, ko nuşmaz ve sabit bir noktava dx karsa bu süküt ve durüşuda bir az erkekleşen bir hal (o görülüyor. Dikkat ettim, uçan (Okadınlarm hemen hemen hepsinde o bu poz yar! Demek, ki mesleğin kadınla ra verdiği bir itiyat, bu! Fakat, Sabiha Göçen konuştu” ğu zaman çok mahcup! Kelimeler, ağzından bir fısılti halinde çıkr yor. Sordum: — Uçarken heyecan duymıyor musunuz? — Hayır! — Ya bir tehlike karşısında ka. lrsanız? — Bir kere oldu bu: Tayyarem Kanaklandı. Fakat, hâdireoka dar süratle cereyan etti ki heyeca- na vakit bulamadım! — Hayattaki en büyük zevki- niz nedir? Zi »— Uçmak ve uçurtmak! — Başka? le ğ — Meselâ roman okumak. — Üç senedir elime roman ak mağım. — Önceleri? — Reşat Nurinin eserlerini 9€“ verdini, Çalı Kuşu, ne bülyalar Yermigti bana,, Ama şimdi hepsini unuttum bunların... Artik yalnız mesleki kitaplar okuyorum, ingi. lizceye çalışıyorum, — Hepsi bu kadar mı? — Bakın, az daha hatırlamıya” caktını, Ping-pongu müthiş seve krim, Bü oyun heyecan verir işte bana! — Ya sinema? — Gitmiyorum ki! Onunla da alâkamı keseli, roman gibi, üç se“ ne kadar oluyor. — Hangi janrdâ filmleri sevet” diniz? — Trajedileri, — Beğendiğiniz artistler? — İsimlerini hatırlamıyorum. — Meselâ, faciaları sevdiğinize göre, Emil Yanings... — Evet. Siz söyleyince hatır. İadım. Emil Yanings çok kuvvetli bir artisttir. Sabiha Gökçene veda ederken, Emil Yaningsin oynadığı eserlerin en meşhurundan, “Şehvet kurba- nı,ndan bahis açlım. Dedim ki: — Bu filmi, Ertuğrul Muhsin oynıyacak şimdi.. Onu gidip gö- (Titfen sayfayı çeviriniz)