Hakikatten hayale... “Garb cephe, sinde o askerler mevzii bir hücu- ma geçmişlerse de tekrar istih- kâmlarına dös- meye mecbur ol muşlardır, Cep. i hedo vaziyet geçmiştir, “Dün Belçika üzerinden bir Al, man tayyaresinin uçtuğu görül müş ve tayyareye Belçika topları tarafmdan ateş açılmıştır. “Amerikan çumhurreisi beye matia bulunarak, Amerikanm ha be müdahale mecburiyetinde ks” pağmdan bahsetmiştir,,. Bunları dünkü veya bu günkü bir gazeteden ml okuyorum san mediyarsunuz? Hayır, Tam yirmi beş sene evvelki gazetelerin ha > berlerinden alıyorum ve bu sayanı hayret benzeyiş karşısında aklıma bir Fransız şairinin sözü geliyor: “Yarma bügün kadar benziyen hiç bir şey yoktur. Yoksa Lamartine'in, gölde sev, gilisiyle beraber sandalla dolaşır. ken: “Ey yaran! Dur! Artık saatler geçmesin!,. şeklindeki dünsr gi kabul olundu da buzün yirmi beş sene evvelki günleri yaşıyoruz? Yahut, — tavsanla kaplımbağa hikâyesinde olduğu rib, tavsan Alyebileceğimiz zaman yolda oyn. Janmaya mı daldı”, Vir - Gül Sulh şartları şimdiden hazırlandı Alman poji- sinin Münih su İkmstini Kazaria. dı dediği Otto Birasser, bu. gün Parisleğir ve “Kara cep- he,, ismindeki Nazi aleyhtarı komitesile ça - İaşmaktadır. Harbin ne kadar sü - Trerse sürsün Almanyanm mağiübi- yetile neticelöneceğine emin bulu. nan Şiramer nasıl bir muaheğe yapılacağını daha şimdiden barır. lamuz. Bu plâna göre, “Hitler düş- tükten sonra”, İngiltere ve Fran. sa Almanya ile şa gartlar dahilin. de bir sulh munheğesi yapacaktır: umumiycilo o sakin Almanyanm federasyon halinde pyaletlere taksimi, # Bir tahtelbahir tarafından ilk batırılan gemi Amerikanm Hou- #atonle harb gemisidir ve 1864 de "Amerikan dahili harbinde betmi. miştir, * Dilnyada 3064 çeşit dil ve binlerce de lehçe vardır. En çok &l bilen adam olarak da İngiliz dil âlimi Sir George Grierson gös- terliir, Bu âlim Hindislanm 179 dilini ve 490 muhtelif lehçeyi mü, Kerme! biliyormuş. dir. Lâkin, iç çki muhipleri, - sigan ken pasta, çay, rez veya mayilere pek alıcı gözü ile o bakamıvorlar. Rakıya düş! babım, can ederken: “— Kuru çalzınm eğlencesi bu kadar olur!,, dedi. Gözlerim, özüme danseden çift lerden birinde, genç ve güsel ka- valyesinin koflarma kendini bıra” kan gelinlik çağına henüz girmiş bir kora takıldı. Düşündüm: Her. halde, o.. bu fikirde değildi! in kodaman bir ah sıkıntısından şikâyet fil ği ERER O Vi slori / Almanyaya müstemleko malla - | rmdan temin için ayrıca bir mun. hede yapılması. Otlo Şirmaser bü plânına İngil. İterenin ve Fransanın taavibini ka- zanmek çin çalışiyormuş, bir yan. dan da bunları gizlice Almanlara bildirmek çarelerini arıyormuş. VE Sergiye alınmayan tablo dolayısile “Yanlış ki - tap,, tan sonra bir de yanlış hü- kine (meselesi ortaya çıktı: Üstel o Halilin bir tablosu re. sir sergisi ko mitesi tarafından - Tesasnların İrenkçe tabiriyle söyliyelim - Tusâr,, olunmuş, Bunun bir eski . yeni meselesi olduğunu, kestanenin çıktığı ka - buğu beğonmemaesine benzediğini söyliyenler oldu. Burada üstad mi haklı, çömezi mi, onu da münaka şa edecek değiliz. Bizce mesele gut Yanlış hüküm verilmesi alkışla. nacak bir iş değilme de, herhalde, tashih edildiği takdirde, pok t33? olarak karşilenabilecek Lir hâdi . #odir, İnsan oğlundan dalma hata çıkabilir. Fakat, elverir ki yanlışa “Yyanlış,, damgası vurulsun. Meae- le halledilmedikçe ve herkes de « diğinde mrar ettikçe kimin hata işlediği anlaşılmıyor; metlee aksi oluyor: iki tarafın da hata işledi- ği hissi uyanıyor, Bu da, şüpkesiz. serbest tenkid fikrini öldüren bir şeydir. Müstehcen ne demektir? Fımnanı vo - manslarmd an Pierre Leuys'in maşır bire, seri olan Afro- m türlsçeyo teredme olundu ve heman son - ra, müstehcen ol mak saçu ile müddetumumilikçe toplattırıldı. Bu hüdise, “müstehcerin tarifi, meselesini tekrar ortaya çıkardı, Milletler cemiyetinin senelerden » beri uğraştığı “mütecavizin tari - fi, meselesi gibi bu da halledile. memiş bir meseledir. İngilterede, omüsteheen resim meselesi münakaşa olünduğu bir #trada ortaya muhtelif kimseler * Dünyada en fazin İkiz çocuk İrlandada doğmaktadır. “* Dünyada her 109 erkek &zd, ya müuleabi! 116 âmâ kadın vardır. Körler için kabardı harf'i kitahlar İcad eden Frame Lenin Bradile'de kördü ve bu usulü balduğu saman henüz 20 yaşmdayâr. * Hindistanda 60 santim ürün. Yuğunda müz yetişir. * Bir istatistiğe göre, Amerika, daki çocukların dörtte biri (ölüm veya boganma yüz"nden) va ana- İ sir. ya babasi bulunmaktadır, * Eski Misel cerrahlar ameli; yat edecekleri bastayı, başım muayyen bir noktarma “şiddetle vurarak bayıltırlar ve işlerimi bu surei'e rahatça görürlerdi, * Rüyük denizler üzerindeki tay yarelerde yolmmlar zamanlarmı sa- atle değil, maille ölçüyorlar, tayya rede yemeklerin 75 mil, kahvaltı. Tarm 50 mil sürdüğünü söylüyor . lar, ! zaman ve mekâna bağlı bir mese | tekine göre olmuyor. mektubu alaniar onu gramofona “| bilhassa işin bu tarafıyla alâkadar Veziriâzam birçok fikirler atmışlardı, İngilte- re gi ahlâkçı bir memlekette böyle bir münaknşada ortaya sü. rülen ffkirler şüphesiz ki son de - rece dikkate şayandır. Bunlardan | birinde şöyle bir fikir ileri sürü. Tüyor: “Çıplak bir kadın resmine bak. maya bir kadınm niçin hakkı ol- masın? Fakat kendisine bu hakkı verdiğimiz bu kadına bü resmi ko. casından saklamak halkını da vermeliyiz... Görülüyor ki bu da her şer gibi Bayram gelenleri savdı Veziriâğzam İsmail paşa ile Şey- hislâm Devbağzade Mehmet elen» (dinin araları çök açıktı. > Debbağ J zade, ilk fırsatta İsmail O paşanın azline çalışacağını padişahın hoca sı Arapzade Abdülvehaba söyle mişti, Bu soltanın rüşvet alıp ba- zı dalavereler çevirdiğini o sadra- zam zaten biliyordu. o Hattâ bir gün hocaya “Rüşvet ile bazı işler bitürdüğünü... haber © alıyorum. Bundan vazgeç., demişti. Debbağzade ile Arapzade az bir zaman sonra kendilerile hemfikir bir adam daha buldularıDarilssea ide ağası. Veziriâzam bunu da birçok iş lere burnunu soktuğu için payla mıştı. Vezirin müteaddit tenbihle rine rağmen hoca ile ağa dalavere- lerini çevirmekte devam edezeldik leri bir sırada kendilerinin azle- lunacakları haberi kulaklarına ça» Imdr. Söylenildiğine göre iş yal niz azille kalmayıp uzak bir yere ş nefyedilmeleri mukarrezdi. e. Birine göre müstehcen olan &- “Sesli mektup, pulları Sulh devrindeyken © Almanyada ç“xerina yeni bir iesdden beher. Artık arsiz mektub kal- 3 yerine sesli mektub çıkıyor deniyordu. İc şundan ibarettir: Postabaneye piliyorsunur. Bir plâk makinesinin önünde, Kime ne sövliyetekseniz onu söylüyorsu- nur, Sesiniz plâiğa almıyor, Bunu bir zarfa koyup Üzerine adres ya- zıyorsunuz, Postahane bunu pide, ceği yere götürüyor. Orada plâk Bir gece hocanın evinde . gizli bir toplan yapıldı, Bunda Der bağzade ile Darüsseade ağası ve diğer ülema da vardr. Ilayli süren bu toplantıda Debbağzade şöyle dedi: — Bu koca “yani veziriâzam,, Anadoludaki zorbaları o ortadan yok etti, Sıra Sekban ve Saruca- ya geldi. Bunların da nam ve ni şanım komayınca nöbet ülemaya gelecek.. Bunun için kocanın işi- nin işini biran evvel görmek gerek tir. Yekd» hirkae sün wihamaha edilirse elinden çekeceğimizi Allah bilir, İn ne hal ali ie deği. e De hal mi H Hlörlemiş. Bu plâk geklinde mek- tablar hemen hemen, “sessiz, mektubun pebucunu dama attır « mış. Şimdi Brezilyada mektup de- yines akla hemen hemen yâlnız sesli mektub geliyor. Şimdi Brezilya hükümeti bu sesli mektublar için ayrı bir posta pala çdrardı, Azami 200 kelime a. lan bn plâklar Arjantin dahilinde İ pesoya gidiyor; Amarira dahli iğin 1.25 peso, Avrupa için de 1,5 Ppeso alıyorlar, Arjantin postaları bu plâk-mek. tublarm gördüğü rağbet Üzerine işi daha fazla inkişaf ettirmeye karar vermişlir. Bu arada, telefon Ja mektub kabulü usulü ihdas ©- Tunacaktır. Bu suretle postahaneye gitmeye de rum kalmıyacak. E- vinizden telefonumuzu açıp posta- hanedeki memuru bulacaksınız. O, telefonun ahizesini plâk dolduran makineye verecek ve söyliyecek iin plâğa bu suretle kaydolu . gey İM memleketlerinde de tatkika baş - landığı gön,. pul kolleksiyoncuları için de yeni yeni pullar ortaya çı- kacak demektir. Pul meraklıları Hoca Arapzade de şunları ilâ ve etti : — Azlimize kanaat etmez, at cak primiz ile mütsesili olur! Hocalar böyle konuşup anlaştık tan şonrâ ertesi gün © şeyhislim marul hoca Feyziyi alıp Bağdat köşkünde bulunan padişahm ya- nma vardı. Padişahım hocası A- rapzade ile Darüsscade ağası da mecliste hazır bulunuyorlardı. Şeyhislâm dedi: '— Bir müddet evvel rical kıt lığı vardı. İsmail paşa bu yüzden veziriâzam oldu. Kendisi dünya” dan ve cenk ahvalinden bihaber, ehli garaz bir adamdır. Haline mü sâade gösterildi. Nahak yere nice kan döktü. Gayri katli (o vaciptir. Döktüğü kan fetvasız olup elbette azli lâzımdır.. Bu sözü de orada bulunanlar tasdik oedince Padişah: * — Ya kim veziriâzam olsun! de di, — Boğazhlsar muhafızı Musta- fa paşa ümuridide, yeniçeri oca" Kından gelme, küçük ( yaştanberi seferlerde gezmiş muktedir bir 2- olmakiadır. — Pul meraklısı, Almanyada sinemacılar Belediye sıhhat müdürü İşleri başında seferber Ankaraya gitti edildiler Belediye Sıhhat oMüdürü Dr. Osman Sait, İstanbul hasta- hanelerinin ihtiyaçları ve sihkat müdürlüğünün bazırladı5ı bâzi talimâtname ve nizamnameler hakkında vekâletle temas etmek üzere dün akşam Ankaraya git- miştir . Fransada harbden evvel çevril- mesine başlanılan ilk film “Haki. kati arıyan adam” isininde bir ko. medi filmi olecaktır, Filmin senar- yosunu Pierre Volff yazmıştır. Başlıca artistleri Ralmu ile Yvette Lebon, Jagneline Delubac'dır. Hartı başlıyalr Üç ay olduğu hal. de Fransada film sanaylinin harb- dsn evvel olduğu pihi devam etme. si için biçbir gev yapılmış değil dir. Fransiz cinemseları bunu memleket aleyhinde görüyorlar. Meşhur Fransız sinema rejisörü Jacguss Feyder bu hususta yazdı. ğt bir makalede hulaatan diyor Xi; "Alman stüdyolarmda şu gün. derde otuz bir film yapılmaktadır, Bütün Alman rejisörleri ve artist- lerils #inema teknisiyenleri bu Hinler için çalısmak'aiılar. Fim, lerin Kepsi neşeli mevzularda ko . medilerdir. Alman hükümeti sinema sana- yüle alâkadar kimselerden hiçbiri. ni orduya göndermemiş, hepsini iş- leri başmda seferber etmiştir... Tarihten yapraklar ismail paşa i nesil veneden boğduruldu? | Bir müddet ağlaştılar... Vakit ilerliyordu. Kara sonra da İsmail paşayı... damdır. Her haline mütekeffiliz. cevabını verdiler, İşte bu suretle Fazıl Mustafa Paşa veziriğzamlığa (o geldi. Yeni vezirle eskisinin arası çok daha a” çıktı. İsmail paşa daha nişancılık zamanındanberi Köprülüler aley- hinde atıp tutuyordu. Hattâ ken disi veziriâzam olduğu zaman Fa zil Mustafa paşayı Boğazhisardan kaldırıp Hanyöya bile nefyetmiş ti. İsmail paşanın sik sık (şöyle dediği işitiliyordu. — Koca Köprülü ve kardeşi pa- dişahı sabi bulup Rumeli ve Ana“ doluda mahsuldar yerleri kendiler rine temlik ettirdiler, Bundan baş" ka miriye faydası olmıyan Girit gibi büyük bir cezire için 300000 insan kanı döktürdüler, Eli bin kese altın sarf ve heba © ettiler, Köprülü ocağını söndürmeli, sülâ lelerinin kökünü kazımalıdır. Fazl Müstafa paşa veziriâzam olunca bu sözlerin intikamını al- mak için fırsat kollamaya başladı. Bu fırsat çok gecikmedi. Hemşire* si yani sadır sabık Siyavuş paşa“ nm metrükesi olan kadın ortaya çıkageldi: — Ehlimin hazinesinde o bulur nan beş yüz kese nükud o ve mü- cevherleri İsmail paşa (o buldurup gasbetti. Şer ile eşyamı | isterim, dedi. Fazl Mustafa paşa hemen şey” hislâma koştu, beytülmali müsli- mine hiyanet edene ne lâzım ge lir dedi, Şeyhislâm da katli vacip- tir deyip fetva verince sadrazam Dur alip Yoğruua yamlizaka gikli, Padişâk evvelâ Katlini “öğr bulmadı. Dava sahibinin İstediği şeyleri vermezse katlolunsun de di. Bu suretle çıkan hattı hüma yun Kapıcıbaşı Kara Bayram İle gönderildi. İsmail paşayı o bulan Kara Bayram dedi ki: (Padişah senden mirt mal ve yetimlerin ce- vahirlerini istedi. Ismail paşa şöyle cevap verdi: — 61 günlük vezirliğim zama- nıma ait hesapların tamamen mu* hasebesini gördüm. Kimse ile alıp vereceğim yoktur. Ne bendemi rt mal var, ne cevahire vaziyet et- tim. Kız Hilseyin ağa ile yeniçeri a- ğası Hasan ol cevahirleri (o beyaz ihrama sarılı mühriyle götürdüler. Baktım, gene mühürleyip sahiple- rine verin diye teslim ettim, An lardan sual edin! Kara Bayram: — Vezirlik yaptığımız bazı mah für mükuddan 40-50 kese | akçe verin de kalbleri mütmain olsun bari dedi. İsmail paşa bu söze kızarak şöy le cevap verdi: © Yenizifiğnm düğül; babüsi &0- ca Köprülü mezardan gelse gene sözüm budur. Ne akçam var, ne miriden yedim. Ne vermeye kadi- rim, ne olaa da veririm. İşte son sözüm. Allahın emrine razıyım... Bu kati öcvap üzerine (OKara Bayram: — Biz de hatmi kelâm edelim diyerek koynundan fermanı çıka" rip İsmail paşaya verdi. Paşa fermanı alıp okuyunca #- ci acı gülü: — Bunda padişahın su'nu yök, dedi. Bu fermanı (oçelebicik yar mış, Sonra dxtlarımı çağırttı. Onla ra gelen fermanı okudu. Bir mid | det ağlaştilar. Vakit. ilerliyordu. Kara Bayram gelenleri savdr. İs- ma'l paşayı odasında boğup başi” nı Edirneye getirdi. Tarikçi Eğlenceli bir oyunu Fala İnanan kimseler © her taratında clün da çe böyle şeylere inanama ye eder, fakat İnsa, ii #eçirmenin de müşkül yaf kabul ederiz, Bununla belâ eğlence mahiyetinde fal, sd kadaş toplantılarında het pt geçirme vesilesi olabilir böyle bir föle.bakma us ! Hangi senede doğdun bir kenara Yazınız. Mes değil mi? Yazalım: 1599 Bu seneri teşkil eden cemedelik; 1 8 9 . * Yekün 97 erer değil rakamını seneyi teşkil ©“ larla şu eşkilde ceniedini 1899 | 1 8 4 Yekün bu şekilde 1440 Şimdi “falı” söylüyebili 1899 senesinde doğduğü yen znlın başından 1942 ei büyük bir tiğdise geçetti Malânacak, evlönecek, b 8 maruz kalacak, hatti geli ür! Elde edilen Yakam içini duğumuz senenin rakam çük çıkarsa o zaman d4 sene zarfında başından hâdise geçtiğini Peres Fal wsulünüzün tec olduğunu birkaç palas “isbat” edebilirsiniz. BU sıraliyalım: Birinek Napolyon 17805 muşta. U müze eni falına bakalım: i . , 9 j zenan s4 Eder, ass verm edelim; İ 1769 2 Yekün 1815 eder, Be vi “ kika Napolyonun hayatı him bir tarihtir; o sen* i adasına gönderilmiştir. Uçüncü Napoljonür sg hi 1808 dir. smeliyeyi 7" 1 8 o gö gp © Yekün 17 eder, Dere 1808 1 ğ 3 i Lr Bu yekün da 1818 Napolyon bu tarihte tında en mühim mW kaydederek Cirmhürrei$i yinel Rusyanın son Çarı W 1868 de doğmuştu. si mam Fide edilen 33 rakamı” 3 : 1 5 23 çi” Bu sefer elde e! ze 1014 dür. Rus Çarı 1914 Si sinin felâketini mucip harbe girmişti, ” Tayyare fabrik hırsızlı” Geçen hafta bu sütü”, mız polis bilmecesini şekli şudur: Tevin Yalan pau 2X3 metre eb “alında Dİ gin kadar ince Geailimeli e” biri kalınlığında) ols ni londığı zaman onune yal dan sonra 2 santime” in Di İ da olur. Bu sehevle onun a sanlibin iki kapağı #i” ması İmkânsirdır. Bundan başka kâği imilimetre eb'adınd4 olur ki, bu genişliği girene "saat kapağı içine