26 Ekim 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

"—-—-——mııp-——ı-ı-—- — 12— Seri döndü, *ti: TEbattı ıh m Uzün boylusu, dedi. % Unda sizin gibi 5 ra" Bbir işaret var. Ayni Dmmsup olduğunuz an: NU tanımadığınızı id- SİNiz herhalde., îmı çevirmiş, gülümsi. Ş ıle Billara bakıyor: ıb'[b“'um zİ tanıdığımızı söy* : hk_ğ% da şaşılacak bir z Son, Kam- %Wndua ahalisinden Bundan başka Ran Muzon'da, öte. Nyanda - bulunuyor- ıL_ G 08! Sen Muzonda miy- ğ':î. ? d* Karinyandaydım. Bi. Imıyoruz vesselâm . Whü’“Yetı takınan - sivil M_ bir tavırla muka- . Yök. Şimdi tanışırsı Üşu taraftan gidelim. Hi> . : yeriler cevap: &î zabite hitap etti: bırıbırlennı tanı. lddıayı sevketmiş" *li ilk ifadelerini tqk gala smırlenmiş 0. hU İ ortası bir vaziyet buldu: %_%D “verdi: %n b;;îlıîkta Ör ; h'l başımua gelenler! , altında — inliyen ğ. ' Bir sene ıstırab çektik ya geliyoruz ve whpkı bir haine ya- bin Yİ görüyoruzz. İn- Dlşman olacak! kîdaz bele etti: kızmayın — canım! İlzım değil mi? İr treninde — casus ğını anlamak ı: İlar Yaparız. Bu sefer Sİsımıza çıktınız. Bu Orsunuz? k kızmaması İcap Val'sa oda sizsiniz. 'lıı% TMemurlara daha dik- İ W tavsiye eden siz de N Sükütu müteakip La- W ç &kğğîîm dedi, — trende biz # Bur, Niçin bilhassa bizi | %! Un bir sebebi — olsa £ ( 'hmn“! gibi — göründü, i:ş vı Ya kaldırdı ve cevap "'l kadar zeki kimse- ' İNsan uzun müddet hud amm,_ Dikkatimizi Trendekı erkek muü n % nda kollarında 5 | si Vallon olan bir köyde oturu" Nakleden: Fethi KARDEŞ kamlı İşaret taşıyan yalnız siz var dımnız, Esirler arasında bu rakamlı işaretleri ilk dela görüyorduk. Çok samimi görünüyordu. Fa. kat Labart onun yalan söylediği- ni anlamakta güçlük çekmedi. Baş ka bir sebeb, daha ciddi — ve kati bir delil olmak lâzımadı. Billâr söylendi: — Bu muydu mesele? Bunu i- zah etmekten kolay nedir? Bizim İş taburu yeni teşkil edilmişti. Biz de bu taburdan ilk ihraç edilenle- fiz. Sivil polis söyledi: ; — Can sıkacak şey, yol —arka. daşlarınız arasında sizi — tanıyan kimsenin çıkmamasıdır. Fakat bu mesele de halledilir. Tabit Framr sada akrabanız, dostlarınız — var- dir. ; Labart cevap verdi: — Benim yok. Evrakımı gördü- nüz. Ön senedenberi Buş isimli Alman canbazhanesinde söytarı. hk yapıyordum. Bu — canbazhane ile dünyayı dolaştım ve.., Biliar onim sözünü kesti: — Benim de Fransada kimsem yok. 1911 de bir Belçikalı kadımr Ja evlenmiş, öonm — memleketinde kunduracı olarak — yerleşmiştim, Malmedi civarında Alman hâki- miyeti altında ve ahalisinin ekseri yorduk. O civardan kimseyi Fran sada bulamazsınız, çünkü — hepsi Alman., Zabit: —Yazık dediı. Hüvi yetinizi isbat edebilmeniz için ne yapmalı bilmem ki... Hem anlamadığım nokta, Alman hâki. mMiyeti altındaki topraklarda ya- şarken Fransız topraklarında Al- manlar tarafından iş taburuna ya: zılmanız.... İki şüpheli adam alelicele İza. hat verdi. Labart: — Fransız hatlarına — ilticaya çalışmak üzere 1914 de Brüksel- den ayrılmıştrm. O zamandanberi serseriyane dolaştım — ve nihayet bir gün Sen Korenten — tivarında bir Alman devriyesi — tarafımdan yakalandım. Billar komurdandı: — Askerlikten ihraç — vesikam vardı. Harp patladığı zaman te- sadüfen Almanyada — bulunuyor- dum. Bir gün beni Kaâarinyana gönderdiler. — Yani hüviyetinizi ancak gele cek muhacir kafilesinde — gelecek sizin taburunuzdan kimselerin şa. hadetile isbat edebileceksiniz? Labart ceyap verdi : — Korkarım ki o zaman da is- bat edemiyeceğiz. Çünkü arkadaş- larımızla ancak birkaç gün bera- ber kaldık. Taburda binden fazla adam vardır. Biz hasta düştük ve hastaneye kaldırıldık. Zabit sordu: — Berâaberce mi? Billar tehalükle cevap verdi: — Hayır. Biz haşka başka yer. lerde bulunuyorduk. Söylemiştik ya? Bizi şaşırtmak istiyorsunuz a- ma nafile, gizliyecek bir şeyimiz yok ki şaşıralım. Maceralarmmızı yolda biribirimize anlatmıştık da ondan biliyoruz. — Pekâlâ, pekâlâ.., söyledikleri- niz gayet mantıki ve aklın kabul edeceği şeyler. Yoi * Si (Devamı var) dd SAA Li yi Ki Nezle J A l!- H Şi ıtş%k"'lklık ve bütün a”rılarınızı derhal N r ğt Her İcabında günde 3 kase alınabilir Bt Yerde Pullu kutuları ısrarla isteyiniz. . . K Hat eti ldı. ı-ı Kİ KBAT AM A, Crıp, Rıımaıızma * HABER—MPM Medeni Kanunun tadili tek- şanmayı kolaylaştırmalı mı>” mevzuu etrafında hukukçunun kanım adamının fikrini tes. bit ederken, içlimai hayatın raporlörü vaziyelinde olan vo” mancıyı — hatırlamak - yerinde bir görüşlür. Bu itibarla, ta. LA ei Ai lif edildiği şu —günlerde, “bor | mnmaş Tomancılarımızla da Boşanma kolaylaştırılmalı mı7 ısrar etmek facialar doğuraüilir. ,, Rahip “Mayence,, horiladı! Bir romancı, Medeni kanuındakı tadil projesini tenkit edenlere cevap veriyor “Boşanmayı güçleştirmezle talâkın önüne geçileceğini düşünmek yanlıştlır. Karı - kocanın birdiriyle anlaşamayışı ve boşanma kararı verişi, bir takım zarureller nelticesidir. hissi seseplerie olduğu kadar iktısadi Mali sıkıntısı son haddı bulan bir aileyi idamede konuşmayı — Jaydalhı bulduk. ( manımda, memleketimin bu der - l iayikne takdır edemedikleri zeha” dine de temas ettiğimi hatırlıyo" | Omı uyandmaoilır. Hâkime ait o. Reşad Enis, bize fikirlerini şöyle anlattı: *—— Ailleyi içinden ve dışmdan gören, hayattaki revişiti adım a- dım takip eden romancının notu, bazılarınm iddiası gibi, edebiyat çerçevesi içine sıkıştırılıp hayal telâkki olunamıvacak kadar kuv vetli bir realitedir. Ben, son ro . L federasyondan Ankara, 25 (Husust) — Ge. çen senenin milli küme şampi- yonluğu için İstanbulda Kadı. köy stadında — Galatasarayla Demirspor klıiplerı arasımda klübü kalüs! Ve kâptanı Nec. detin hakem Tarığa attığı yum- ruk yüzünden yarıda kalmıştı. Bu vaziyet karşısmda bey. nelmilel futbol federasyonuna yapılan müracaata cevap gel. miş ve beden terbiyesi umum müdürlüğfü yüksek hakem ko. mitesile Türkiye futbol federas. yonu teknik komitesi genel di. rektörlükte müşterek bir top- lantı yaparak bu maçta Gala. tasarayın galibiyetine ekseri. yetle karar vermişler, bu suret. le de Galatasaray klübü 1938 . 1039 senesi Türkiye şampiyo. nu olmuştur. lot: Malâüm olduğu üÜzere, Reçen sene milli küme maçları bittiği D gl SD SSi FLRA, nın cevabı Üzerine Federasyon Galatasarayın Türkiye şampiyonluğunu ilân etmek mecburiyetinde kaldı Demirspor - Galatasaray maçi hakkında beynelmilel ge.en cevap Dem.rsporun aleyhine oldu Galatasaray * Demirspor takımları 35 şer puvanla, başla geliyorlardı. Yalnız Galatasarayın, bundan — ex- vel memleketimizde tatlbik — edilen gol averâj usülüne nazaran şampi- Oyon olması Tâzımdı. Fakat, anlaşıl- maz neden, federasyon Sarı-Kırmı zının buü sarih hakkını — vermekte tiliz davranmış her iki takımın bi- rer defa daha maç yapmalarını ka- rarlaştırmıştı. İlk maçta takım kâp. tanı hakeme çirkin harekette bulun müş ve genel direklör — tarafından müebbed boykotla tecziye edilerek, maç da başka bir râmana bırakıl- mıştı. Bu müddet zarfında federasyon hâdiseyi beynelmilel futbol federas | yonundan sormuş ve gelen çevap ta, pek tabit olarak, Galatasarayın lehine olmuştur. Sari - Kırmızıyı hakkile kazandı- Bi ve fakat çok geç elde edebildiği şampiyonluğundan dolıyı tebrik e- zaman ı deriz. Dolmabahçede yapılacak stadın projeteri hazırlarmıştır. —İhale evrakı tasdik edildikten sonra in. şaata geçilecektir. Stad, 23 bin kişiliktir.. Bunun 10 bini rahat rahat oturarak 13 bini de ayakta maç seyredecekler- dir. İki karşılıklı ve kapalı tribünün Bu haftaki futbo! O dik maçları Bu hafta yapılan futbol lik müşsabakalarının programı Şşu. 20683 | dur: Taksim Stadı: Demir&spor — Yeniyıldız; Be- şiktaş — Hilâl, Topkapı — Sü- leymaniye, Şeref Stadı: Galatasaray — Vefa, Alem- dar — Ortaköy, Beylerbeyi — Şişli. Kadıköy Stadı: İstanbulspor — Kasımmnaşa. Fener — Beykoz, Anadolu — Pera. Süleymaniye Stadı: H H I' nadoluhisar Davutpaşa — Altınordu, A. Feneryılmaz, Galataspor — Galatagençler. Dolmabahçe stadı İhalenin tasdikinden sonra inşaata geçilecek birinin ortasında — Reisicumhur, vekiller ve yüksek muüsafirlere malı sus localar bulunacak. Bünun kar şısındaki kısımi ikinci sımıf seyir- cilere mahsus olacaktır. Tribünlerin altındaki mahaller en mödermn stadlar gibi atletlerin ve futbol ekiplerinin — soyunma, duş ve Servis kısım'arına — tahsis edilmiiş ve ayrıca iki büvük jim: nastik salonile boks, güreş ve esk.- tim antrenmanlatı için küçük sa: lonlar, federasyon ve stadyum mü düziyeti için odalar ayrılmıştır. Gazeteciler için ayrıca d0 kişilik loca olacak, Spikerin ayrı kabine- si bulunacak. Sorutnma — yerleri, jimnastik salonları her zaman ka- loriferle ısmacak, duşlarda daima sıcak su bulunacaktır. Bu sayedı her mevsim antrenman yapılması mümlkün kılmacak. Sahaya konan zlektrik tertibatı sayesinde — gece mac'arı da yapı'abilecektir. Antrenmarilar iç'n ayrıca üç ta. ne futbol sahası yapı'mıştır. Bun: lardan bir tanesi aynen — olimnik saha ebadında ve ayni şekilde at- letik sporlat için de pist ve atlama | yerlerini ihtiva etmektedir. rum. Bu kitapda, medeni kanı, nun boşanma güçlüğüne kurban giden, kötü kocasından ayrılabil - mek için kendi Aaleyhinde zina cürmümeşhudu tertip eden ve “düşen” bir kadının felâketini an' lattım., Not dosyamıda, böyle kaç bedbaht kadına ait vaka göstere . bilirim... Adliye Vekili Fethi Okyarın ha- zırlattığı tadil projesi, hukuk âle mimizde aleyhte bir cereyan husu. | le getirdiyse, bunu mazur görelim: Hastasını tam manasile iyileştiren bit doktora; üzerine aldığı davayı bir çırpıda bitiriveren avukata, yine bizzat meslekdaşları hiç de i- yi not vermezler! Kanunun tadili, karı koca davası gören mühterem avukatlarımızın başlarından aşkın işlerini ve binnetice kazançlarını azaltmış olacak şüphesiz... 'Tarafların rızasile boşanmayı terviç etmeyen hukukçularımız, müddealarını isbata uğraşırken öyle mantıksızlığa düşüyorlar ki.. Onlara göre, ailenin böyle kolayca yıkılışının en büyük kurbanı ço * cuktur. Çocuğu yetiştirmek ve ol. gunlaştırmakla mükellef bulunan aile, bütün fırtınalara rağmen birliğini muhafaza etmek mecbu - riyetindedir. Şimdi, düşünelim: Bir aile vardır ki, karı * koca ara. sında her gün ihtilâf çıkmakta ve bu bazan dövüşe, mütekabil sö - vüşe kadar varmaktadır. Muhte . rem hukukçularımıza kalırsa, ço cukların selâmeti namına, bütün hırgüre rağmen bu aile devam et- melidir. Tâ ki çocuk kendi muhiti içersinde — olgunlaşabilsin; — yetiş. $in... Yıllarca anasının ve babar sının ihtilâflarını, dinleyen bir ço- cuğun ne menfi bir ruh haleti i . çinde olgunlaşacağını uzun uzun anlatmağa lüzum var mı? Bence, asıl kurbanı, böyle geçimsiz aile muhitlerinde yaşamağa mahküm ettiğimiz çocuklar arasında arama İr... Sırf kanun kuvvetiyle ayak üstünde durahiler ailelerin cemi * yete bazan melânkolik, çok delfa | bedbin, canından bezmiş mahlük- lar verdiğini, hayatta her gün karşımıza çıkan birçok emsallerile biliyoruz. Kanunun cebren bir arada tut. tuğu karı * kocanın azabını da ta- savvur edebiliriz. Sevmediğiniz, anlaşamadığınız bir insanla, bir çatı aitında senelerce oturduğunu. zu düşününüz.. Feci!.. Bırakalım bu kötü aile yıkılsın. /e biribirile geçinemiyen, karı - kocayı, çocuklarını cemiyete mal ederek cezalandıralım. Çocuk ar tik ne kadınm, n& de kocanım ol . sun. Çocuğu, düzeni bozuk bir ai- lenin menfi havası içinde kör bir ihma'e bırakacağrmıza, onu dev letin hazırlayacağı müesseselerde, mütehassıs — mürebbilerin — eline verelim, Projeyi tettik ederken bu nok. tanın gözününde tutulmasını Mec- listen ebemmiyetle istemeğe hak” kımtız vardır. Aksi halde, çocufun bir kurdan vaziyetine düşeceği id. diası hak kazanır. Hukukçularımızın tenkidine uğrayan bir nokta da şu: “Taraf- ların rızasile boşanmağa hükmo * lunuşu adif siyaset bakımından tehlikelidir. Böyle bir esasın ka . bulü, Medeni Kanunun mevzu - bahs ettiği sebepleri hâkimlerin | ian, tarallara yeriliyor demektir. Urtada artık dava şeklinde müta- ıiâğa olunacak bir vakıa kalmıya * caktır.” Filyaki, ortada bir ihtilâf, bır dava mevzuu olmadığına göre, ayrılmağa karar vermiş, boşan « mak fiktinde birleşmiş karı - koca nın mahkemeye baş vurması abes tir. Taralların rızasile boşanma işini adliyeden çıkarıp mahalli ber lediyelere birakmak en doğrusu ve makulüdür. İ Boşanmayı güçleştirmenin mem.. leket ahlâkı üzerine indirdiği ağır darbeyi bilmiyor değiliz. Hayatta her gün buna dair birçok fâcia i- le karşılaşıyoruz. Biribirile geçiner miyen ve ayrı oturan X beyle X hanrmın, boşanma davalarının yıl — ldrca sürüşü dolayısile tâbi olduk. ları rota da malümumuzdur: l — X hanım, her insan gibi etten ve kemikten yapılmış bir mahlüktur. Binaenaleyh fizyolo - jik bazı zarüretlerinin yerine geti" rilmesi tabiidir. Kocasının adını taşıdığı halde, bir yabancı erke . ğin münasebetini kabul edecektir. Unutmayalım ki, boşanmayı yıl- larca uzatan kanün, gayrimeşru münasebeti müsamahayla karşıla” yamayacak derecede serttir. X ha. nımın, alnına kara bir damga ye- mesi ihtimali müsteb'id değildir. 2 — X bey de, her insan gibi fiz yolojisinin esiridir. Günün birinde, ya komşusunun karısını baştan çıkaracak, ya ma” sum bir aile kızını kandırarak, gayrimeşru bir hayata sürükliye * cektir. Kolay bir boşanma, hiç şüphe yok ki, bu ahlâki mahzuru berta- raf edecek, kadma da, erkeğe de anlaşabileceği bir birleşme imkâ - nını verecektir. Boşanmayı güçleştirmekle talâ, | km önüne geçileceğini düşünmek yanlıştır. Karr - kocanın biribirile anlaşamayışı ve boşanma kararı verişi, hissf sebeplerle olduğu ka" dar iktısadi birtakım zaruretler neticesidir. Malf sıkıntısı son had. di bulan bir aileyi idamede ısrar etmek, fâcialar doğurabilir. İhti - yaçları, giyimi, geşimi lâyikile te" min olunamıyan bir kadın, günün birinde kocasma ilanet mecburi . yetinde kalabilir. Koca, bir sinir buhranr içinde, bu ihanetin ceza- sını kendi eliyle varmeğe kalkabi" lir. Hayatı kanunlara değil, kanun. ları hayatın icaplarına uydurma- mız lâzımdır. Hatırlıyalım ki, iki heceli kelime ile talâk vâki oları devirlerde, boşanma, aile misdeni kanun himayesinde bulunduğu bu günkü devre nisbetle daha azdır. Hulâsa, bazı hukukçularrmmızın projeye itirazı, on dokuzuncu asır ortalarında, izdivaç kanunlarında" ki hudüutların kaldırılışımı izdiva « cın kaldırılışı şeklinde gören ve vaveylâyı basan - rahip “Mayen- ce” in hücumları kadar mantıksır dir. ) Bence, Adliye Vekili Fethi Ok . yarı tebrik etmek ve projenin bin an önce kanun şeklini almasını dı—ı lemek lâzımdır. Vakıl ilerlemişti. Genç gazete- ci ve muharvriri, daha fazla meşgul etmek islemedim. Ve ışlmle başbaşa bıraktım, KADRİ KAYABAL

Bu sayıdan diğer sayfalar: