| 5İ .Yazılxyor emperiyal prens ı Rî—'ldroviç Dimitri O- 'loıı anof, bu cumartesi Vütlta Clover Club'de ©yi şereflendirmeni- ?' Vi | ! j getirilmesi ve Ütam, bahsiş verilmesinin u- E & le ayrıca rica olunur.., ge bir sabah Holivud | Ü b;ıal'mm birçoğu stüd | %laı Yle garib bir daveti. P.%_ "5 olan ve babası Çar- Asında meşhur bir ke - 5 D Çar taralından ken . Gqü'ket Unvanı verilen Mişa 8 Uktu *hu.— 0 h of—kaı- mı? diye — Bordu. An vi .kîhar bir adam, Fa- Ş Ğî:ı“ İ hakiki bir grandük hu til"az etti: 10 &dam sahtekârdır ves- İ '“*lıı Maskesini general 'i hq”u daha 1927 de düşür- İ$mi Mika Gerguson Âmerikada — doğmuş, ğ €pey zaman kal - Düym D“rbm “sovinçle elleri, | *hı İRfa karıştı: ' day he enteresan! Haydi %ı, Yetine gidelim, h 't böylece anlaştıktan *dan stüdyoya haber ıumm!'tesıı akşamı prens i - Süvaresi sinema ar - ' ’iqç Abalığıyla doldu, VÜK sonra, gazeteler, htem ns Romanof ve ça- Süsünü veren bir ada- ç ğ Riy olmıyn 123 dolarlık wa ıgı icin tevkif edildi- t'ep Yazdılar, | üz;n V. C, Fields bü Tİne bir iane listesi lça(î Sâat içinde- sinema * '11 Pek ehemmiyetsiz, Çi %hliğ Prens için çok büyük *“MW.L teskil eden 1750 do. l %““ olarak Fields za ' n,%î müracaat etti ve 4 fl k'hıu tahliyesini — istedi, ' N% €den hâkim şunları ” İ Iı*%%zi tahliye ettiriyo - İ * bu adammn mazisini 'ı !—. Ialdalı olacağına ka - . ğ! Muhaciri bir yahudi ( “h%“ ölün Mike Gergu - W kh“ Enıa. artistleri kadar M Ü y değiştiren bir a « ;' . i'!abız aranızda fark, siz % ki 1 Yaparsınız, o para S ı ıyl €vvelâ Sir of Bans ilız asilzadesi oldu, ı* k“'lt üm edildi, Daha son ı,ı:ı.— thon hüviyetini ta - $ 3ya mahküm oldu. ı.% : © boşanmak istiyen Mi pi SÜrüm ortaklığını ka W y KN kadma uyku ilâcı Bi &p ü bu adamla bir İlh yahtı_h Sonra şahitlerle | Fakat Mmesele anla- ıı“lüu Sekiz ay hapse mah güh““yeu takmarak | Tomanın hulâsasmı | “%ru, Stüdyosuna yeni bir üld diye satmağa mu- a%%kumşoîîwmm gene 4, Ü SNi htimal yıldız -- Haj dğ' Yahut daha doğ. ; ıî İti da artık kendisine h;ı"og a!cü""ım anladığı i - y t Takılınca — sifema b,;“.v'o Ük İzaklasmıştır. Şim €rgisinde rehberlik OİIVudda Çarın yeğe- H için iane toplandı IS bu parayı alınca Nevyork msınue rehherlık yapmaza başladı zanım ycnl sinema yıldızla- rından Margaret Lokvud Amoril isveç sinemacılığı cananıyor Karin Ekelund Sessiz sinema devrinde — Moris Stiller gibi rejisörler ve Garbo gibi artistler yetiştirmiş o- lan İsveçte sinema sanayii yeni- den canlanmıştır. Sinema mec . muaları, İsveçte geçenlerde çev- rilen “Deniz feneri etrafında ka- natlar,, filminin çok güzel bir e- ser olduğunu yazıyorlar, Bu filmin baş erkek artisti, sessiz sinemanm meşhur artist - lerinden Lars Hansondur, Vakti. le Amerikada büyük roller alan bu İsveçli Aartist gimdi kendi memleketinde çalışmaktadır. Kadin yıldıza gelince — İsveçin meşhur tiyatro aktrislerindendir ve ismi Karin Ekelunddur. Bu artist 19350 Stokholm ser- gisinde henüz on yedi yaşında sahneye çıkmış, biraz sonra Stök holm kraliyet tiyatrosuna girmiş, meşhur Güstav Ekman ile birlik- te oynamıştır, | ken, Amerikalı sanatkârların Av- Greta | anlaşıldıktarı başka şeylerdir. Mercimek etin kerli maddeleri bakımından kış bakımından gerçekten değerli Mercimek, yukarıda sız yenildikleri halde mercime yeceğinde hiç şüphe yoktur. kalori arasında farklar sonra mercimeğin şöhreti haylice düştü. Şimdi herkes biliyor ki mercimekteki albümiinle etteki başka söylediğim yüzde 56 nisbetinde şekerli maddeleri ile kendi ağırlığı ka- dar ekmekle gene kendi ağırlığı kadar etin her ikisi kalori verecek kadar kuvvetli bir yemektir. Etle ekmek yağ- Eskiden, gıdalarda yalnız aranılırken, mercimek pek meşhur bir yemek sayılır- dı. Yüzde 23 nisbetinde albü. minli maddeleri bulunduğun- dan nebati et adiyle çocuklara en faydalr gıda olarak tavsiye edilirdi. hemmiyetlice nisbetinde çe- lik bulunması ona bir müstes. na şöhret vermişti. Hele terkibinde ©& Fakat albüminli maddeleri bulunduğu yerini tutamaz. Kuru fasulyeye gelince o da gerek albümin ve gerek şe- ve yaz velinimet bir gıda sa- yılırsa da bildiğiniz şöhreti daha büyük olduğundan merci- mek kadar yüksek tutulamadı. Mercimekle kuru fasülyenin et yemeklerine muadil ola. bilecekleri iddiasımdan vazgeçilirse ikisi de insanı beslemek gıdalardır. albüminden — başka kadar k yemeği haylice yağ da çek- , tiği için bir tabak mercimek yemeğinin insanr pek iyi besle. Vitamin bakımından da hiç olmazsa B 1 den 150, B 2 den Kuru fasulve ve mercimek Yazan: 170 ölçü getirir. Bunlarla sinirlerin sakinliğine ve yenilen her türlü yemeklerin vücuda faydalı olmasına hizmet eder. denleri de, manganez madeninden başka - hepsi Hattâ çeliği de pek mühim nisbettedir. Ancak manganez bu- lunmayınca çeliğin işe yarayıp yaramadığı şüpheli kalır. Fos. foru yüksekçe, yüzde 300 miligram olduğu da doğrudur. An- 'cak fosforla kireç arasında nisbetin pek küçük olmasından dolayı ikisinden de edilecek istifade 0.17 dereceye düşer. Mercimeğin büyük bir kabahati, bütün kuru sebzeler arasında bir istisna yaparak, 6.60 derecede Aasit olmasıdır. Bundan dolayı kana ekşilik vereceğinden ne çocuklara, de bazılarının yaptıkları gibi ezme şeklinde hastalara tavsi- ye edilecek bir yemek değildir. « hazmi pek ağır diye tanıdığımız - lâhnadan bile daha zararlı sayılabilir, hele şekerli hastalara! . Kurufasulyede bu kabahat yoktur. Mercimek asit olduğu halde kurufasulye alkalen olduğu için kana ferahlık verir. Kurufasulyedeki Bi ve B2 vitaminleri —mercimektekin- den biraz daha eksik olmakla beraber madenler bakımından kurufasulye mercimekten üstündür. Bir kere yüzde 7.9 mi- ligram çeliğin yanında 2 miligram manganez dan çeliğin faydalı olacağında şüphe yoktur. Fosforla kireç ÖOr.G. A. Ma- tamamdır. ne Bu bakımdan mercimek- bulunduğun- arasındaki nisbet te 0.35 derecesinde olduğundan bu cihetten kurufasulye mercimekten iki kat faydalı demektir. Kalori bakımından da kurufasulye mercimekten aşağı kalmaz. Albüminli maddeleri yüzde 21 olmakla beraber şe. kerli maddeleri mercimektekinden biraz daha fazla, yüzde 60 olduğundan daha ziyade kalori verir. Sözün kısası, kurufasulye yedikten sonra karnı şişirmek- le beraber mercimekten daha faydalı bir yemek sayılmalıdır. K eyahat Notları [ Ame 3 mart. — Amerikanın artistik sültür edinmek yolunda elli sene- denberi mütemadi bir cehdile uğ. raşmasını takdir etmemek nasıl imkânsızsa bu çabalamanın gözle görünür,elle tutulur neticeler ver. diğini inkâr etmek de mümkün de- ğildir.Bir musiki,amatörü dünyanın | dığı mesut hayatı geçiremez, Bey- ruttan Amerikaya gelmiş olan S.., Nevyork Metropoliten operasında Flegstad ve Melchier'in iştirakile Vagner'in eserleri temsil — edilir- rupadaki arkadaşlarından daha çok muvaffak olduklarını anlattı. Dün akşam biz de Nasyonal Prod- kestung Ürporeysn salonlarında Berliyoz'un Fantastik. senfonisini, Brünomalter'in idaresi altında din ledik.. Müzik, kelimenin — bütün manasile yüksekti. Haik, mütekâmil eserlerle. besle- ne beslene sağlam ve emin bir zevk şahibi oluyor. Amerikan milletinin musiki terbiyesi çok seri terakki etmistir. Ziyaret ettiği memlekettle her şeyi kötü görmeğe çok müte- mayil olan ecnebiler, Amerikalıla- rım musiki meclübiyetini ilk gör. dükleri vaki: şöyle düşünüyorlar: “Amerikalılar konsere, yahut ope- raya; buralara gitmek moda ol- duğu için gidiyorlar.,, Fakat bu cümleyi söyliyenler, yanıldıkları- na çok çabuk kani olurlar. Öpera. da, Tristan yahut Siığıprit piyes- lerin temsili devam ettiği müddet- çe ayakta duran yığın yığın insan lar, temsil bittikten sonra bir çey- rek saat durup dinlenmeden —ar- tistleri alkışlıyan , ve tiyatrodan bir türlü ayrılmak — istemiyen bu heyecanlı grup buraya gösteriş i- | çin gelmemiştir, hissederek, anla- yarak dinlemeğe gelmiştir. Radyo bu güzel temsilleri — milyonlarca dinleyiciye naklediyor. Cumartesi sabahları Şeling çocuklar için mü- kemmel koönserler veriyor, yayru. lar, daha çok küçük yaşta iken musikiyi sevmefe ve müzik parça- larının manasını anlamayı öğre- niyorlar. Bu bakımdan, Nevyorku Ameri. kada imtiyazlı bir şehir saymak doğru olmaz. Bostonda, Filâdelfi- yada, Şikagoda da çok mükemmel orkestralar vardır. — (Buraya bir ay sonra yazılmış bir notu — ilâve ediyorum: Teksas eyaleti dahi- hiçbir şehrinde Nevyorkta y%'ü rikası na Metropoliten — operasının bir kaç temsil yermek üzere şehirleri- ne geleceği havadisini, — göğüsleri kabara kabara müjdelediler. Misa- fir olduğum otelin berberi, — beni traş ederken “biliyor — musunuz, efendim, dedi. Nevyork — operası yakında buraya gelecek. Bütün temsilleri içir biletlerimi şimdiden “aldım. Fiyatları çok pahalı olduğu içir de dünya kadar masraf ettim,. Bunü verdiğim paraya acıdığım i. çin söylemiyorum, Ben © parayı sevinerek vendim. Fakat opera bu: raya gelirsen Melehier'i Libponsu, Flagstat'ı beraber getirmiyormuş. Söyleyiniz Allah aşkma bu hile- kârlık değil mi?,, Cevap — verecek yetde berbere ben de bir sual sör- dum: “Siz bu artistleri hiç dinledi. niz mi?,, “Dinlemez — olur mu- yum? Birçok — defalar radyoda dinledim. Bütün plâkları da evim- dedir.,, Hayır, bu hislerin samimi- liğinden şüphe edilemez. Buradaki insanların çoğunda müsiki — aşkı ruhtan geliyor. Resme karşı olan sevgi de mü. zik muhabbetinden aşağı değildir. Amerikanın resim zevki de çok ve çabuk inkişaf etmiştir. - Eskiden Amerika müzeleri kendilerine eser hediye eden zendginlerin hevesleri- ne tabiydi. Güzel eserleri koleksi- yonlar, yahut hakikf şaheserlerni yanıbaşında sanat kıymeti sıfır o- lan kötü levhalar da teşhir edili. yordu. Çünkü bu eserleri müzeye vakfeden zengin bunların — biribi- rinden avrılmasına — katiyen razı olmuyordu. Milyoner evlerinin dıvarlarında büyük tabloların kop yeleri, yahut taklitleri asılıydı, Va- krta bugün de Amerikada bir zen- ginin Rafaelin, yahut Rembranın bir tablosu diye “Bitpazarından alınmış,, bir resmi gösterdiği ara sıra vaki olabiliyor. Fakat bu hal gittikçe nadirleşiyor. Müzeler hu. susi koleksiyonlar, bu işten haki- katen anlayarak mütehassıslar ta- rafından tesis ve muhalaza olunu- yor. Birçok koöleksiyonların mesze. lâ Frikin topladığı tabloların seyri kadar insana zevk verecek bir man zara tasavvur olunamaz. Bu ko- leksiyonda az tablo var.. * Fakat Fragonar de Grasın tablolarından başlıyarak Vermir'in üç tablosuna gelinceye kadar bütün eserler çok ince bir zevkle seçilmiş... Bu ko- leksiyona dünyanın en güzel — ko- linde Dallas şehrinde şehirliler ba. leksiyonu demek hiç de mübalâğa 1939 Yazan:Andre Mourois A V e olmaz. Bu eserler mütevazi fakat çok iyi döşeli bir evde teşhir e. diliyorlar. Odalar her vakit çiçek dolu. Bina könser ve — konferans vermek istiyenlere daima — açık.. “Bu binada her şey muntazam ve- güzeldir.,, Kua Troçento resimlerini ilk de- fa otarak Floransanın' büyük tüc- carları beğenmişlerdi. Bunün gi- bi resim sanatinin muasır şaheser. lerini herkesten evvel beğenip tu- tan Nevyoklu, Filâdelfiyalı, Şika- golu tüccarlar oldu. Fransızların kendi sanat eserlerile alâkadar ol- mamağa başladıkları bir devirde bu tüccarlar-o eserlerie - alâkadar olmağa başladılar. Rönuvar, Deza, Mane, Mone, Buden,Sezan gibi sanatkârların elinde Fransız res. minin Rönessans devrinde İtalya veya on yedinci asırda — Holanda resmi kadar tekâmül ettiğini gör- mek ve anlamak için ÂAmerikaya gitmek lâzımdır. (Buraya da, se- yahatimden sonra bir. not ilâve e- diyorum:) Amerikada — müzelere malik olan yalnız büyük şehirler değildir. Her yerde güzel resimleri halkın gözü önüne yayma çareleri bulunmuştur. Meselâ veni bir hü. kümet olan Oklohamada münekkidi bir profesör ile tanış- tım, Bu adam büyük — empresiyo- nistin ressamların seçme tablola- rından çok büyük itina ile ve aslı- na çok sadık kalarak renkli kop- yeler aldırmış, ve bu — kopyelerle bir koleksiyon teşskil etmişti. Bu a- dam şehir şehir dolaşıyor, tablola- rı teşhir ediyor, onlara — dair iza. hat veriyor. Amerikan vatandaşın da resim zevkinin inkişalma çalışı yordu. Nevyorkta yeni bir müze açıl- mıştır. Fransaya ait ortaçağ eser- lerinin teshir edildiği bu müzeye Amerikalılar “Manastırlar müze. si,, ismini verm slerdir. Bu müze- nin macerası gariptir. Hudson neh- ri kenarında Amerikalı bir zengi* nin mülkü olan güzel bir park var. At, Rekfeller bu patkı satın almak ça Navyarlelstara hedive etmek İs- tedi. Sorbondan mezun v> ortaçağ Fransız sanatine mef'ttin venç bir Amerikalı burada Fransada para- sızlık ve bakımsın'': — yüzünde”- günden güne haran'asan hazı âbi- delerin bi- 0614? icuda tetirmek veya bu âbideleri Omerikada ihya etmek arzusuna kapıldı. Bir plân hazırladı, — maketlerini yaptı ve enrat (Üçüncü mektub) Rokfellerden bir randevu — istedi; ve projesini ona sundu. Rokfeller bu tasavvurun kaça çıkabileceğin sordu: Bu iş birkaç milyon dolar. la olabiliyordu. Milyoner “münc: sip, dedi. Bugün bu müze bitmiş, Hüdson vadisine hâkim güzel bir bina olmuştur. Böyle bir teşebbüsün meydaıa çıkardığı — müşküller Fransız manastırları teşkil —eden taşları birer birer Amerikaya taşı- mak, aslımna tıpkı tıpkısına benzi- yen bir binayı yeniden yapmak, burada ortaçağ eserleri teşhir edi. lecek geniş salonlar yapmak zevk bakımından çok güç bir iştir, A- merikalılar bu çok tehlikeli işi de muüvaffakiyetle başardılar. “Ma: nastırlar müzesi,, ni ziyaret eden birçok Fransızlar — (çlerinden bir çokları bu işlerden gayet iyi anla- yan mütehassıslardır). Bu müze. nin çok ince bir zevkle hazırlandı- ğını söylüyorlar. Bu müzede az statü vardır, fakat statüler. yük- sek bir zevkle seçilmiştir. Müzede Likorn halılarından teşhir edilen bir seri eşsizdir. Bilhassa manastır lar çok derin bir itina ile yapıl- mıştır. Manastır bahçelerinde ra- hipler tarafından ekilmesi âdet o- lan nebatlar kökleri ve toprakları ile Fransadan getirildi. — Ortaçağ Fransız sanatini daha çok sevmek, ve bundan daha iyi bir şekilde temsil etmek imkânsızdır sanırım. Mademki Amerikalıları bol bol methetmekle işe başladım, şunu da ilâve ediyorum: Fransız kitapları. nı Âmerikalıların bastıklarından daha nelis bir şekilde — basmak Fransa için imkânsızdır. — Kitap meraklılarından — teşekkül — eden (tübiler klübü) tarafından bastı- rılan koleksiyonlar birer şaheser- dir. Bu kitapların kâğıdı ve bas- kısı, en müşkülpesentleri tatmin €. der, hattâ imrendirir. Amerikada basılan, fransızca kitaplar koöle'ksi- yonunda prenses Cleves (Jan Kok ta'nın mukaddemesile), Manon Lesko (Abel Hermanın mukadde- mesile) — Tehlikeli münasebhetler (Andre Jidin — mukaddemesile). Gorio baba (Mariakın mukadde- mesile), Jerminal — (Monterlan'ın mukaddemesile), Kandid (Polmo. ranm — muükaddemesile) madam Boyari, bir hayat &ibi bütün ede- bi devir ve möktepleri temsil eden eserler vardır. (Üçüncü mektubun sonu yarın) sayısızdır. — | üi e L melli — ae ee Gdi n — a B A