“düşündüğüm gibi: a Pasif korunma vi Yazan: Suat Derviş k Sulh sever ve sulh işinde yaşamak ister bir mömleket olmak 'vasfiyle temayüz etmiş olan memleketimiz için yakın bir harb teh, “likesinin mevzubahs olduğunu ne zannedenler, ne de bundan ürken- “lerdeniz. Fakat dünyanm bü karmakarışık vaziyetinde Türk milletinin de Tür 4 ; “edilince dünyanın en buhranlı Mhtimali her zaman düşünmüş, kabul etmiş w 'karşılıyacak kadar hazırlanmış olmasını istiyenlerdeniz. ordusunun harb veya sulh zamanında daima millet müda- ina hazir ve bütün tertibatını en kısa bir zamanda ikmal edip, er karşısına bir düşman çıkarsa, onu bir yıldırım şiddetile ezebi- bir kudrette olduğuna bütün Türk dir, İşte bü iman, Türklüğe has olan cesaret ve temkine ilâve devirlerinde bile Türk ee X&ölü vatandaşlarınm imani valanmda tam bir huzur ve telâşsızlık seklinde tecelli eder. Fakat bu telâşsızlığın hiçbir zaman tam bir nnetmek de abes olur. lâkavdi olduğunu Asker bir millet olan Türk milleti, harbin ne demek olduğunu ve onun İçin bir harb nekadar çok hazırlıklı karşılanırsa o ka. kolay zafere ulaşılacağını da idrak eder. Ordumuzun mükem- yeti ve halkımızm manevi kuvvetinin sağlamlığı bizce malüm o a göre bir harb vukuunda bu taraftan bir endişe hlasetme- mize veya onun dalın kuvvetli veya daha mükemmel olmaamı te- menmi etmemize hiçbir sebeb ve ihtiyaç yoktur, Yalnız, bize bu Son harbler, harb yükünün ve şiddetinin sivil eye nekadar abandığını göstermiştir. Ve işte bunun için pek tabii memleketimizde henüz pek genç ve yeni olan passif korunma ilâtlarınm faaliyetlerine büyük bir alâka duymakta ve onun bu vindirmektedir. Bu ekiplerin teşekkül etti ellerinin ne şekilde inkişaf elmekte olduğunu dikkatle takip teyiz. Ve yevmi gazelelerde meselâ mahallelerde passif ko, ekiplerinde çalışacak ekipl erin isimlerinin tesbit edilmiş veya İlmekte olduğunu duymak, kıymetii müze eşyalarımızm muhafı. sı için Jâzemgelen tedbirlerin alındığını okumak, mekteblerde de korunma ekipleri yapılmak üzere olduğunu işitmek bizi s6- bu ekiplere ş0f olacaklara veri- İbcek kursların bittiğini ve. ekiplerin tam bir bilgi ile çalışabilecek M değildir. İz içindir. te geldiğini ve nihayet passif korunma tedhirlerimizin hepsi- alındığını öğrendiğimiz gün bu sevincimiz çok daha artacaktır, Bu, memleketimiz için yakm bir Hayır, fakat ihtiyatın en kuvvetli silâh olduğunu bildiği. Sulh zamanmda bile bir an hazırlanmaktan bıkmıyan tehlikeden Korktuğumuzdan 8 sanki yarın harbe girecekmiş gibi celik yay gerginliğinde bulu. in Türk ordusu, tehlikeli zamanlarda kendisini onun himayesinde eden bu millete verdiği huzur ve emniyetle, ihtiyatm ve bazır- değil midir? ne büyük bir kıymet olduğunu, hele dünyanın korku içinde fi bu son zamanlarda bize en büyük bir hakikat olarak öğ- SUAT DERVİŞ j VEEA ZEY 23 Me dEyo SABAH Hüseyin © Cabit Yalçın “Kahra- an millet, başlıklı başmakalesin- hı milletinin hiç bir galebe ü- olmadığı halde devam ettirdi- eli mücadeleyi anlatarak di. “Rusya ile Almanya © örasında mpon bir devlet halinde küçük ir Lehistan teşkil o edileceğinden 0 nüyor. Bu ancak cibun ef- mwmumiyesine karşı küçük bir ten başka bir şey © sayıla- » Lehistan teşekkül © edecekse tün milli vatan üzerinde, mili urları ihtiva eimek üzere can. abilir. Plebisit esası tatbik olu bilir. Halkın mübadelesi © mev ıs olabilir, Fakat teşkil edile. k bir oyuncak Lehistan;böyle ka ile, çocuğile, ihtiyarile istiklâli İrunda kanlarını feda eden o bir cip millete yakışmaz.,, İhharvir makalesini şöyle biti- nın isliklüli giltikten soru iyacak zulmet ve zillet devrini rmektense son nefesine kadar oi. b 'k şeref içinde © gözlerini iyı tercih eden bir millet,bü k bir millettir. O yaşamazsa bü- Siğimek icap eder... ye Sertel, o “Sovyetler niçin girdiler, başlıklı ikalelerinin bugün ikincisini ig ve koridorn isgal eltikten Fa ikinci bir Münih * Ley Edi ve işgal sahası genişleyince NMuğya- nın Polonyama şark kısımın: işgal eylediğini söyliyen muharrir Sov- yetlerin bu hareketle, © Almanyayı Sovyet hududuna varıp hâkim hir vaziyet almaktan menettiklerini ve Alman ordularına şark yollarını ka- padıklarını ilâve ediyor. CUMHURİYET Yunus Nadi “Kurtarıcı o ideal, başlıklı makalesinde, bugünkü Av. rüpa harbi kersisındaki soğukken: hılığımızın rasizele bir tevekkülün yersiz ilimadından değil, yanaının “enişlemesi ihtimali karşısında ken di yurdumuz ““urlarında ona ge“ git vermiyecek bir kudretle müceh. bez oluşumuzdan İleri geldiğini söy lüyer ve idealimizin “m'lliyeti şu“ uruma erişmiş "ürk milleti,, oldu. June kaydediyor. VAKIT *., imzalı başimakalede İtak yanın vaziyeti tetkik edilmektedir. Halyanın bugün resmen “bitaraf,, değli “gayrimuharip,, oObir devlet olduğunu İşaret eden © muharrir, Hitlerin sıkıştığı zaman — İalyayı sorluyarak Mihver ittifakının ifiâ- sını açığa vurmak o islemiyeceğini, cünkü Malyanın Almanyanın yeni başında harbe girmesi © kendisini #öz göre göre felâkete (almak ola” csâm" söylemekte ve İlalyanın mu. hariplerden bir tarafın yorultuası- nı beliyeceğini ve o zaman, vari. yele göre hareket edeceğini, tarihi inde olan Hitlerin aldandığını i tedir. İ 'HABIR EDEBİ ROMA benim “Karabataklık,, köyüm yaz gelince, kuraklıktan tutuşur, kışa bataklıktan (tarlasını osüremez. | “Karabataklık,ın köylüsünün bah t: karadır. İşte biri ben.. “Uçan $u, bütün yaz tarlaları, bağları, bahçeleri, sulamaktan yorularak, kışa doğru sularını oradan çeker, bizim köyün göz alabildiğine uza” yıp giden sazlıklari arasına gömü lerek, bir kış orada uyur. Yazın bahçeleri sulayan, mahsul çoğal- tan suları, kışın “Karabataklık,, ın sazlıklarına yapışan iri sülükle- ri besler, “Tanrının işi bu. Vaktile bizim köylü bir olup pınarın suyunu, ZI Sekine Sokakta 130 lira! buldunuz mu? Buldunuzsa, bunun bir kısmını Kızılaya veriniz Dün gece saat İ0ileonbira. | rasında, Taksimle stadyom ars- sında biri yüz, diğerleri onar )i- ralık olmak üzere cem'an 130 lira düşüren mız bugün matbaamıza telefonla müracaat ederek, bu pârayı bu. lanın hiç olmazsa bir kısınını Kı- sılaya vermesini rilen etmektedir. 100 Kilometre süratle giden otomobil Beşiktaşta zavallı bir işçiyi öldürdü i Evvelki gece saat 3,40 geçe Be | İ siktaşta bir kaza olmuş, şoför Sa- dık oğlu Şükrünün idaresindeki 1673 numaralı otomobil tramvay raylarını temizlemekte olan âmele Hasan oğlu Recebe çarparak 38 metre sürüklemek suretile öldür müştür. Hâdiseden sonra otomobilile ka- çan şoför Şükrü Ottaköyde yaka- lanmıştır. Suçlu Şükrünün o cürmümeşhut usullerine göre dördüncü . oszada muhakemesine dün akşam başlan mıştır. Suçlu verdiği ifadesinde hâdise yi söyle anlatmıştır: “50 kilometre süratle Ortaköye bir müşteri götürüyordum. Fazla süratle gitmemin sebebi, yolun o saatte tenha olması ve ayni oza- manda benzinden ekonomi yap: mak düşüncesidir. Otomobil ne ka dar hızlı sürülürse, benzin o kadar az sarfolunur. Beşiktaşa 234 nu- maralr direğin önünde bir şangırtı işittim, ama radyatör yanındaki sağ fenerin kırık camı düştü san dım, aldırmadım. Adam çiğnendi- inin farkında olmadım. Bundan $onra şahit olarak Be- şiktaşta sucu İbrahim, çöpçü Ha- san, kumaş boyacısı İsa, opolis İsmail, komiser muavini o Rasim İ dinlenmişler, bunlar, suçlu şofö- rün cn az 100 kilometre süratle gittiğini, korna çalmadığını, hâzli- i se yerinin gayet aydınlık ooldu- © Bunu söylemişlerdir. Müddeiumumi Kemal, suçlu ş0- förün tedbirsizlik, ( dikkatsizlik, | seyriseler nizamlarına riayetsizlik yüzünden ölüme sebeb olmaktan cezalandırılmasını, 38 metre sürük lediği adamla hâdiseden sonra hiç alâkadar olmayıp firar etme" si dolayısile de ceza tayin edilir ken şiddet gösterilmesini istemiş- tir. Suçlu şoför kendisini müdafaa | için avukat tutacağını söylediğin- den muhakeme çarşamba (günü sabahma bırakılmıştır. Suçlu şo för tevkif edilmişlir. ——— Ağaçtan düşen çocuk Beylerbeyinde Sütlüce caddesin- de oturan Asımın oğlu 13 yaşında Ferit incir ağacından düşmüş, sol Yaralmak | vakialara isti 'en, ilâve eylemet- ; bacağı kırılarak Haydarpaşa nü- mune ei kaldırılmıştır. —. köylerine çevirmeyi dene mişler, Prmarın yakınındaki köye giden ayağını dıvarlarla o örerek kapamışlar! Fakat, pmarın tanrısı bu işe kızmış, yaz gelince, sularr- nı kuşlar gibi uçurarak, dıvarlar- dan aşırmış, gene o köye akıtmış. İşte o günden sonra, o köyün adı “Uçan su,, olmuş... Delikanlı, onu ürkütmekten çe- kinerek, kıpırdısız — bekliyordu. Zeynep, susunca, yavaş sesle sor- du: Sen, niçin köyünü bırakarak “Uçan su,.ya gö; ettin Zeynep? Zeynep, oru duymamış gibiydi. Entarisinin toplu eteklerinden gö” bir vatandağı- | Yeşilköye Yeşilköy son o zamanlarda bir hırsız çetesinin hücumuna uğra yulmağa başlamıştır. Hırsızlar gece yanları kapı ve pencerelerden evlere ve köşklere girmekte, ellerine ne (geçirirlerse topladıktan sonra savuşmaktadır- lar. Polis bütün çalışmasına rağ men hırsızları yâkalamağa muval fak olamamıştır. Son bir hâdise de iki gereev vel doktor Sait isminde birinin e vinde olmuş, geceyarısı yatak ©- dasından halâya gitmek üzere dışarı çıkan doktor iki (gölgenin açık sokak kapısından dışarı fir Jayıp kaçtığını görmüştür. Bu va ziyet üzerine derhal Yeşilköy ka- yete göre cevap alamamış, polis bur kalmıştır. Muamele vergileri cezasız ödenecek Muamele vergisi ödemeğe mec bur olan birçok kimseler o Defter darlığa müracaatle son vaziyet yü zünden iş yapamadıklarını ve vak tinde veremedikleri vergiler — için kendilerinden ceza alınmamasını islemişlerdi. Maliye vekâleti bunu kabul et miş ve muamele vergilerinin cezâ- sız olarak tahsilini bildirmiştir. —— Parti ocak kongreleri Cumhuriyet Halk Partileri oocak kongrelerine başlanmıştır. Alen dar ocak kongresi bu gece saat virmide yapılacaktır. » —— Bir lise talebesinin denizden cesedi çıkarıldı Dün Samatya (sahillerinde bir ceset bulunmuş, yapılan tahkikat” ta bunun Haydarpaşa lisesinde Akhisarlı Raşide ait olduğu anla- şılmıştır. Yaşı 18 olan gencin &- lümü Hakkında tahkikata devam edilmektedir, Burgaz adasında Burgaz? nd vapur İskelesi karşısında Nafiz isminde birine ait büyük otelin altındaki gazino da dün gece yangm çıkmış, fakat binanm az bir kısmı Ovandıktan sonra söndürülmüştür. Ateş par- layan bir Iimbadan çıkmıştır. | : İstimlâk işlerine dair bir emir i Dahiliye Vekâleti zlâkadarlara | istimlâk işlerinin seri bir surette bitirilmesini, halkm bu cihetten zarara o uğratılmamasını miştir . —ş—— Sehrimize gelen Kıbrıslı talebeler İngiliz bandıralı Hanne vapu- tile limanımıza 35 Kıbrıslı talebe gelmistir. bildir *# rünen bacaklarını sallıyor, ayak” ları cam rengi suyun içinde daha beyaz görünerek oynuyordu. Göz“ lerinin önünden, senelerin masal* ları geçiyormuş gibi dalgın, yumu- şak bakışlarla, delikanlıya güldü; « Ninem öldükten sonra Recep le oraya gittik. Recep O kocamdı. "Uçan su,,yun bana göz koyan ho vardaları, onu yardan attılar!.. Ben o zaman dişli değildim. Ses çıkaramadım. Kaza dediler, Ortül dü gitti. Güneş, denizin ardında yükselen tepeleri ak külâhlr dağların ardı” na saklanıyordu. Sular, gökün yar gın rengini almıştı. Zeynebin yü: rakoluna telefon eden doktor riva | müdürlüğüne telefon etmeğe mec- | bir hırsız çetesi musallat oldu Hemen hemen her gece bir ev soyulmakta olma» sına rağmen hırsızlar elân tutulamadı Ertesi günü gelen sivil memur. ! lar tahkikat yapmışlarsa da gene, mış ve bu sayfiye yerinde hemen | hemen her gece muhtelif evler s0 | bir netice elde edilememiştir. Hır sızlar doktorun uyanması yüzün” den fazla vakit bulamamışlar, yal nız 70 lira para ile baz: ufak tefek €şya çalabilmişlerdir. Terzilik mektebi genişletilecek İstanbul erkek terzilik mekte” binin genişletilmesi kararlaşmış, tur. Bu hususta mesleki tedrisat müdürü Rüştü tetkikler yapmış » ! ur. Mektepte bir de sipariş büro” | su açılmıştır. Ufak bir ücret mu, | kabilinde erkek ve kadın elbisele- İ ri siparişleri kabul edilmektedir. ğe Beylerbeyi - Anadolu- hisar yolu asfaltlanacak Üsküdar » Beykoz yolunun | bir kısmı asfalt olarak inşaya başlanmıştır. İlk olarak Beyler © beyinden Anadoluhisarına kadar olan 14 kilömetrelik kısım asfalt yapılacaktır. —— Avukat namzetlerinin imtihanları Yeni avukatlık kanununun neş* rinden sonra stajını bitirmiş olan avukat namzetlerinin imtihanları 26 ve 28 ilkteşrinde yapılacaktır. Şişli tarafında oturanlar Niçin su sıkıntısı çekiyorlar ? İstanbul halkının mühim bir | kısmının Terkos suyu için ödedi- ği para eskisine nisbetle artmış dur. Bazı mıntakalarda geceleri su ların kesilmesi de şikâyetlere yol açmaktadır. Bilhassa Şişlide Os. manbey mıntakasında oturanla « tın evlerinde geceleri saat on bu- çuktan sabahları yediye kadar musluklardan su gelmediği ve ci- varda su deposu bulunduğu hal. de, halka böyle saatlarca su ve- rilmemesi birçok güçlükleri mu - i cip olduğu bildiriliyor, Bu hususta malümatına müra - caat ettiğimiz sular idaresinden #öyle cevap verilmiştir: — Sular İdaresi, sarliyata göre bazı mıntakalarda lüzum hasıl olduğu azmanlar suların kesilece. Bini gazetelerle ilân etmişti. Vaziyetin değiştiğine dair yeni bir ilân verilmediğine göre, şikâ - yet sahiplerinin bu ilânı gözönün de tutmaları ve ihtiyaçlarını su - ların kesilmediği zamanlarda te - min etmeleri zaruridir. Osmanbey mmtakasında Su sar, fiyatı pek fazladır. Bu mmtaka - nın ihtiyacı RBulgarçarşısındaki su deposile temin ediliyor. Bit - tabi deponun kabiliyetine göre su tevzi olunuyor. Mamafih sula rın büsbütün kesildiği doğru de. ğildir. Evlerin alt katlarında dai- ma su bulmak mümkündür. SLİM 20) zânde bu ışıklar, yüreğinin ateşi gidi titriyordu. — Aliyle bir gün “Uçan su,, ya gitmiştik. O zaman gebeydim. U- Kur deniyecektik. Kurbağa görmek uğursuz, kelebek görmek uğurluy- muş. Ben kelebek görmüştüm. A- ma, kelebeğin kanatları karaydı. Bir rüya anlatıyordu sanki. Se- #inde gizli bir dert yanış vardı; — Başıma gelecekleri o s«miş tim o zaman... Delikanlı, onu tesetli etmek isti yor, fakat söyliyeceği kelimelerin | Zeynebin kederlerini küçültmiyer cek kadar manasız olduğunu bili- yordu: olduğuna dair şikâyetler malüm - ! İ EA NE CDN " 25 EYLÜL — 1939 Hasan Rasim Us İDARE EVİ: istanbul Makara caddesi Pon btn; e BNA Teyar İşine MARKA telelgag - AKŞAM POSTASI Sahibi Neşriyat Müdürü Bir sanatkâr İTOEFF'in adını ilk defa 1917 veya 18 de duymuş” üm O zamanlar Cenevre'nin kü- çük bir tiyatro salonunda İbsen'in, Bernard Shaw'nun ve Rus muhar” rirlerinin eserlerini oynardı. Ken dini çabuk tanıttı, tiyatroyu gere çeklen sevenlerin muhabbetini v0 hürmetini kazandı. O küçük tiyat” roda kalmadı, düba (o büyükçesins geçti, 1919 da Hamleli oynadı v6 biraz sonra Paris'e giti; orada da meşhur oldu. Fakat onun şöhreti hiçbir zaman bir “tüccar,, şöbreti değildi. Bay delaire bir tabiri vardır; bilmeni kimden bahsederken :“cölâbre pour güelgucs uns — bası kimseler in- dinde şöbret sahibi,, der. Pitoeffin şöbveli de v cinslendi: o kendisini bahtiyar azlığı, pparlaklığı kanma” yıp canlı sanati anlıyanlara lamıis mağtı, Bunun için hiç bir o zaman rahata eremedi, dalma fakir kalas rak çalışlı, sanatine hizmet etli. Sonradan Fransız olmuş ama 4 len Rusyalıydı: ya Gürcü, ya Er meni. Ben kendisini gördüğüm 8€- nelerde Iransızcayı iyi talâffuz ede” miyordu; sonunu kadar da (Öyle kalmış. Fakat buna rağmen seyirci” leri bayran ederdi. Iyi bir o aktör müydü? Hayır; onda iyi aktörlük» ten daha büyük bir vasıf (o vardı! oynadığım anlar ve anlatırdı. OnU sahnede gördüğünüz zaman karş” aızdaki adamın yaratıcı tenkid kad reline malik büyük bir zekâ oldu” Bunu hissederdiniz. Iyi, büyük ak» tör diye tanınmış bazı sanatkârlar! gördüm; meselâ Maurice de Fdrav” dy, Le Baray, Georges Berr. Bunla” rın me kadar zayıf, manasız (o biref sanatkâr olduğunu (o anlamak içis Piteeff'i bir kere görmek kâfiydi. Onlar birer “oyuncu, idi, Pitoef ise oynadığı eserleri içlen o gören onların nasıl yaratıldığını anıya" adamdı. Seyircilerine sadece tul veya trogigue birer insan © göstere mez, sanat aşkını verirdi. Menüz genç suyılacak bir yaşi idi: elli dört, elli beş yaşında, Ölü" mü sanat ülemi için çok büyük bir kayıptır. Fakat zamanımızın tiyat ro tarihinde a © kalacaktır. Şüphe“ siz bir Jacgues Copcau kudar ehen miyetli değildi; fakat Fransiz tyat” rosunda onun başladığı işe en çoğ hizmet edenlerden biriydi, Oynadı” ğı eserlerin hepsi'güzeldi. diyeme* yir, fakat hepsi de alâka ile dinle” hecek veya okunacak eserlerdi. Nurullah ATAĞ —ş mm Yeni ekmek çeşitleri Muhtelif un çeşnilerinden h8e srlanan üç çeşit ekmek Fırmei” lar Cemiyeti tarafından Belediy” İktisat müdürlüğüne verilmiştir Bu ekmekler bugün satışı az ola” fırınların çıkardığı ekmeklerde” daha iyidir. Bu günlerde iktsaf müdürlüğünde umumi bir toplans te yapılacak ve bu nümuneler üz€“ rinde — görüşülecektir. fırınlar bu yeni çeşni ile imalât* mecbur tutulmayacaklardır. Yale nız fakir semtlerdeki frmlar b tipte imalât yapacaklardır. — Daha çok gençsin, dedi, Kö” tü günler geçer. Unutursun. Zeynep, omuzlarını silkti: 7 — Artık korkmuyorum ki... A” damı etini dağlasalar, yeri £€ çer mi hiç? Benim yüreğim da” landı. — Sâna bir türkü söyliyeyi” le okumağa Başladı. i Delikanlı, “Uçan su,yu, Zeyn#” bin kara kelebeğini görüyor gi