14 Eylül 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

h 4 » “ Bu olan Li — Almanyanın harbi kaybedece. ?4 ni bugün herkes muhakkak sa- yıyor. O halde Hitler böyle bir arbe nasıl girdi? Herkesin bildi- !& “bu hakikati o bilmiyor mu — Bu süaller, bugün hepimizin zih ı_:îni meşgul ediyor. Almanyada bulunmuş, nazileri yakından ta- ' ş ve Alman ordusu hakkında /—doğru bir fikir edininiş bir İngi- liz gazetecisi bu meseleye cevab göyle diyor: A.Imanya kaybedeceği muhak. |kak olan bu harbe niçin girdi? Hitler şimdiye kadar kazandık- inı kaybedeceği bir muharebe. n neden kabul etti? : Bümiyomm İzahı güç bir mese e bu. '_ Fakat, bildiğim bir şey varsa o da Neazilerin İngilizlere karsı gi- ekleri bir harbi kazanacakla. rinı zannetmeleridir. Böyle düşü- nürken tabil mantiki hareket et- Mmiyorlar. Zaten Nazi idaresi man. "34 nedir bilmez. Onlar bu harb- “de ne büyük zararlara uğraya. ; mı bilmedikleri içindir ki kazanacaklarını sanıyorlar. Ben, bu nazilerle beraber çok bulundum ve 75 metre yukarımız a geçen binlerce tayyareyi, o- uzlannda tüfek önümüzden ge- 'Ju n binlerce sıhhatli insanr on-| * larla beraber seyrettim. Yine on- | Olarla beraber bitmez, tükenmez tank, top, zırhlı otomobil ve gair na kineli harb âlatının geçit res- — Hepsinde aynı idi: Naziler, ba. na övünüyorlar, gözleri parılda- 'arak, ağızları kulaklarında: — Bak, bak! derlerdi. Şu tay- elere bak! Şu askerlere »ak! tanklara, şu toplara bak! Böy bir kuvvet mağlüp olur mu hiç? Böyle diyorlar ve buna inanı- orlardı, çünkü kendi kuvvetleri de boğulmuşlar, başka mullet n küvvetlerini göremiyor, dü- orlardı. ja sene Nürenbergdeki Nazı <D mı olduğu gibi bizim de L ük şehirlerimizin üstünde bin ta.yyare uçsa biz de böyle ba kapılırız. havalarına bakıyorlar, deki geçid resimlerine bakıyor lar ve hayran kaliyorlar. - Hitler de aynı vaziyette, zanne- m. Fedai alaylarının, kendi. Mi 4 '1ııı aa 4 A', Arere amin ._;ıı ' deki Almanya değil.” kat, harbi kazandıran veya İnız tayyare, top ve heyecan de- #ildir. Bir şey daha lâzım ki Hit. ler oturup bunu bir düşünseydi, klına fenalıklar gelirdi. arbi kazanmak için gıda mad- eri ister. Benzin ister, Ham idde ister. Para ister. İş ister. unlar da, harbi kazanmak için brika mamulâtı silâhlar kadar kuvvetli birer silâhtır. gün Almanya, yiyecek mad: er, ham maddeler, benzin, kö- r, demir, para gibi ateşsiz si. ardan 1914 dekinden daha mahrumdur. Harp başladığ" erdenberi de bu malları ar- dışardan getiremiyecek veye t sahası çok fazla daralınış vaziyete girmiştir. kat, daha fenası, Almanya paramı yoktur Kendisine lâ. olen maddeleri alacak bir ekct bulsa bile buna muka verecek paradan mahrumdur 1 4:[ Di Almanya neye güvene- rek harbe girdi ?! Hıtler mantık dinlemiyor. O yalnız hislerine kapılarak : yeni bir Almanya, diyor. Almanya, 1914 deki Daha bu senenin başında Alman- yanın borcu, bizzat Alman ikti- satçıları tarafından en aşağı el- li milyar mark (25 milyar lira) olarak hesab edilmişti. Bu, her halde çok iyi bir mali veziyet değildir. Üç, dört sene- denberi Alman hükümeti büdee- sini gizli tutmakta idi bu yüzden haklıdır. Harb başladıktan sonra altının kıymeti artmış ve ÂAlman parası, istinad ettiği altın mikdarının az olması dolayısiyle dahı afazla düş- mek tehlikesini göstermiştir. Bugün —Almanyanın bitaraf memleketlerden istikraz akdet- mesi de mümkün değildir. Umu. mit harbde bitaraf devletler Al. manyaya borç vermişlerdi, çünkü borcunu ödeyeceğini zannediyor- lardı. Bugün ise Almanyanın bor- cunu ödeyebileceğine inanan bir tek memleket yoktur. Bu harbde Almanyanın umumi harbdeki kadar dayanamıyacağı muhakkaktır, Zira umumi harbde, ablokanın en sıkı zaman- larında bile Almanya, zaruri su. rette muhtaç olduğu bazı mad. deleri bitaraf memleketlerden te- min ediyordu. Bugün, mali vazi- yetinin bu kadar kötü şerait için. de bulunması dolayısiyle buna im. kân yoktur. RUSYA PETROL VEREBİLECEK. Mİ? - Almanyünın , harbde en fâzla' muhtaç olduğu madde petroldür. Bugünkü halde Almanya bunu an cak Rusyadan temin edebilir. F'a- kat, meşhur Fransız siyast mu- harriri Pierre Dominigue'in ge- çenlerde bir yazısında işaret etti- ği gibi, Rusya petrol istihsalinin hemen hemen hepsini kendisi sarfetmektedir. Bu takdirde di- ğer memleketlere olan ihracatinı tamamiyle Almanyaya hasredece- gini bile kabul etsek, yine Alman. 'İyanın bütün ihtiyacını karşılaya- mayacaktır. Petrolsüz harb edilemiyeceğini Almanlar bilmiyor değil. Meşhur bir Alman iktisadcısı 17 nisan 1937 de Deutsche Vaoalksyirt'de bugünkü orduların petrölsüz mu- hakkak bir hezimete mahküm o- lacağını ve sanki hiç silâhları yok müuş gibi mağlübiyete sürüklene- ceklerini yazıyordu. Bunu bilen Almanlar suni pet- röl istihsaline bütün gayretlerini verdiler ve kömürden petrol istih- sali için büyük bir plânla işe gi. '|riştiler. Bu plâna göre, petrol is- tihsali 1937 senesi sonunda mem- leketin bütün ihtiyacını karşıla- yacaktı. Fakat, plân beklenilen neticeyi vermemiştir. Bugün AL manyaancak ihtiyacının yüzde 36 sını bu suretle temin etmekte- Almanya petrol ihtiyacımnı, bti suüretle, yüzde 64 ü nisbetinde dı- şardan temin etmek zaruüretinde. dir. Bugünkü abluka vaziyeti göz önünde tutulursa, bu ihtiyacın te min edilemiyeceği anlasılır. GIDA BUHRANI Almaxı'yanın karşısına çıkan en büyük müşkillerden biri de halkın gıdası meselesidir. Nazilerin ikti- dar mevkiine geldiklerindenberi Almanyada ahalinin yiyeceği tah- did edildiği malümdur. Topu tere- yağına tercih ettiğini açıkça ilân eden Nazi hükümeti, halka bir sok şeyleri istihlâki yasak etmiş tir. H Â B E R — ÂAkşam Postası İnandığı birşey i Almanya değil...,, de temin edebileceği bir çok top rak mahsüllerini bile eskiye nis- betle daha az istihlak etmektedir. Bunun da sebebi, rencbere az pa- ra verilmesidir. Bir çok ziraat iş- çileri az para getirdiği için tarla işlerini bırakmışlar ve şehirlere iİnmişlerdir. Bu suretle bugür,, Almanyada ekip biçilen toprak- lar eskiye nisbetle yüzde 6 daha azdır. —- Almanyada halk gıdasızlıktan daha sulh gsenelerinde bile mus- taripti. “Alman işçi cephesi” teş- kilâtı reisi Dr. Robert Ley ge- çenlerde bizzat ve resmen, fabri. kalarda çalışanların yüzde ellisi- nin tedaviye muhtaç derecede hasta ve zayıf olduklarını bildir- miştir. Harp esnasında yiyecek madde buhranı daha fazlalaşın- ca bu işçilerin ne hale gireceğini düşünmek kolaydır. Alman işçisi kadar, fabrikaları- run da sıhhati bozuktur. İki se- nedenberi işçilerin günde on iki saat mesai İle çalıştırıldıkları si- lâh — fabrikalarında makineler, pek tabif olarak son derece yıp- Yanmıştır. Sekiz ay evvel Frank furter Zeitung bir yazısında şöy- le diyordu: “Fabrikalardaki — teçhizatımızı sağlâm bir hale koöyabilmek için bir kaç milyar mark lâzımdır. Der hal tamir edilmezse, bütün Al- man fabrikâlarının makineleri tehlikededir.” Fakat, bunları tamir için Al- manyanın ne parası var, ne de vakti. Bilâkis, fabrikalar, makine ler ve işçiler mütemadiyen çalış- mak, mütemadiyen daha fazla mal çıkarmak için tazyik edili - yor, Almanyanın ordusu da pek kuv vetli sayılamaz... Alman ordusu- nun kuyvetli olduğu hakkında ya. zılanların hepsi kendi propagan- dalarıdır. Halbuki bitaraf asker. lik mütehassısları Alman ordusu nu bir çok bakımlardan tenkid e- diyorlar ve bilhassa (Alman or- dusundaki silâhların hiç de en son sistem olmadıfını, en mükem mel bombardıman tayyarelerinin İngiliz ve Amerikan ordusunda ol duğunu, ÂAlman tayyarelerinin, u çuşlarında ekseriya kazalara uğ- radığını) yazıyorlar. Salâhiyettar bir şahıs Almanların Avusturyayı işgallerinde karşılaştıkları müş külâtı anlatırken (Avusturya yol- larında karsız, yağmursuz güzel bir havada bir alay Alman kam- yon, tank ve top çekerlerinin fe- ci bir halde kaldığını) yazıyor ve ilâve ediyor:. (Bir kıta 400 ağır top çekerin zin kaybetmiş, topların bir kısmı Viyanaya kamyonlarla getırılnuş tir.) Yine yerinde görenlerin söyle- diğine göre, Çekoslovakya işga. linde de böyle olmüuş ve yollar kı- top çekerlerle dolmuştur. Bunun başliıca sebebi, Alman sanayiinde kullanılan çeliğin âdi raylarının söküldüğü, parmaklık- den 45 ini muharebeye girmeksi- rik dökük kamyonlarla, tank ve demirden yapilmış olmasıdır. Al- manyada caddelerdeki tramvay B Goörüşler: Üsküdarda Yarım yamalak tamir edilen bir sokak Geçen gün bir işim düştü Üs- küdara gittim, Orada tamir edilen bir sokağa rastgeldim. İhsaniye- de Sultan sokak.. 5Ü senedenberi tamir görmiyen bu biçare sokak, sakinlerinin bin bir müracaatı sayesinde nihayet çarpık çurpuk Arnavut kaldırımı- nı düzeltecek birkaç ameleye ka- Vvuşmuş. Ameleler harıl harıl çalışıp eski kaldırımları düzeltiyorlar. Bu a- sırda Arnavut kaldırımı zaten in> sanın tuhafına gidiyor. Hele yeni tamir sırasında da döşenen taşla- rın altına biraz kum serpilmemiş olduğunu ve taşların tamamen yu muşak toprak üzerine dizildiğini görünce, bir iki yağmurda tekrar yamru yumru olacak — bu zavallı sokağın haline acımamak elimden gelmedi. Üsküdar belediyesi bir sevap iş- lemiş belki epey de para sarfedip, şu sokağın tamirine girişmiş. İyi ama, tamir tam ve sağlam yapılsa da hem harcanan — para hem de sarfedilmiş emekler boşa gitmemiş olsa daha doğru olmaz mı? İ.M. A, Yeni Neşriyat Cenup kutbuna seyahat notları Genç kaptanlarımızdan Ali Deniz, meşhur seyyah ve kâşif Lincoln Ells Worth'ın Cenüup Kutbuna seyahat hatıraları kita. bını, (Cenup Kutbuna ait resim- Hi seyahat notları) ismile lisanı . mıza tercüme etmiştir. Bu fevkalâde enteresan kitabın tercümesi de 35 resim ve bir ha- rita ile süslenmiş güzel bir kâğı. da basılmıştır. _çok güzel bir hsaı_;la tercüme' -edilen: (Cenup Kutbuna ait se - yahat notları) kitabr. yalnız 40 kuruşa satılmaktadır. Bu meraklı eseri okuyucuları . mıza tavsiye elleriz, İstanbul Asliye üçüncü hukuk hâkimliğinden : Beyoğlu “istiklâl caddesi İmam Adnan sokak 4 N. da Ziver oğlu İsmail Hakkı Hakyer tarafından Beyoğlunda Hüseyinağa mahalle- sinde Saksı sokak 14 No. da Ni- kola Boyarinof kızı — Aleksandra aleyhine açılan ihtar - davasında müddealeyhanın mezkür ikamet- gâhı terkeylediği ve yenisi belirsiz olduğu cihetle ilânen vaki — olan tebligata rağmen muayyen — olan günde mahkemede hazır bulunma- dığı cihetle hakkında gıyap kara- rı ittihaz ve tebliğine ve muhake- menin 16-10-939 pazartesi saat 14 de tayinine karar — verilmiştir. İş bu ilânın tarihinden itibaren beş gün zarfında mahkemeye müraca- atla itiraz etmediği — takdirde bir daha mahkemeye kabul olunmıya- cağı tebliğ makamına kaim olmak üzere keyfiyet ilân olunur. Kayıp aranıyor 18 sene evvel Edirnenin Kofca- ran Kadriye kızı Hanife, o zaman danberi kayıptır. Şakağında bir yara izi taşıyan kadının, Kirklar- elinden bakkallık yapan Boşnak İbrahim isminde bir de — kardeşi vardır. Polis memuru Tevfik, Ha- nifeyi gören ve bilenlerin, Kasım- paşada Nalıncı — yokuşundaki 63 numaralı evine haber vermelerini |Ziz köyü Peço mahallesinde otu- | rica etmektedir. lun geceki 14 EYLÜL — 1939 GUD ııu* macta Fener - Şişliyi 4 -T yendi Gece kupası maçlarına dün ge- ce de Taksim — stadyomunda de- vam edildi. 4.000 — den fazla bir seyirci kütlesi önünde cereyan e- den maça klüpler — şu kadrolarla çıktılar: Fenerbahçe: Cihat — — Şevket, Lebib — Faruk, Esat, Orhan — Semih, Fkiret, Rasih, Rebii Bas- Ti, Şişli: Mikrop — İhsan, Vlastar- — Armanak, Suldur, Savarş — Agop, Arşevir, — İbrahim, Diran, Hiraç. Hakem: Nuri Bosut. Oyuna Şişlililer başladılar. Ma- amafih, Fenerliler vaziyete hâkim olmakta gecikmediler ve Rasih i- kinci dakikada güzel bir şütle ta- kımına ilk sayıyı kazandırdı. Bu gölden sonra — Fenerlilerin hâkimiyeti daha müessir bir hale girdi. Şişli müdafaası — biribirini kovalayan Fener akınlarını dur- durabilmek için beyhude yere ça- balıyor. Sekizinci dakikada Bas- rinin attığı bir korner — esnasında Şişli müdafilerinden biri — topu e- liyle kesti. Hakem penaltı verdi. Fakat Esat topu avta atarak fır- satı kaçırdı. Bir dakika sonra Ra- sih ikinci defa olarak topu ağlara taktı. Fenerlilerin baskısı devam edi- yor. Basrinin, Rasihin ve Fikretini uzaktan şüt tecrübelerini görüyo- ruz. Bilhassa sağdan tehlikeli a- kınlar yapılıyor. Şişli kalecisi bir defa Rasihin, bir defa da Fikretin iki sıkı şütünü müşkülâtla savuş- turdu. “*Bitinci'! devre wvaziyet: değişmer den 2-0,Fenerin lehinde-bitti. İkinci devre daha seri ve canlı oldu. Şişli takımmın, 11 inci da- kiakda Diranın kafasile kazandığı gölden sonra Fenerliler büsbütün canlandılar ve Şişli kalesini sıkı Bu hafta Taksim , sta- dında *s'erbest güreşler yapılıyor “ Birkaç haftadanberi yapılmak- ta olân şerbest güreş müsahbakala- rına, bu pazar günü de Taksim stadında devam edilecektir. Geçen pazarki — müsabakadan sonra —memleketine — gidecek ©- lan Alman güreşçi Villi Marn bu hafta tekrar Tekirdağlı Hüseyin” le güreşmek için —hareketini tehih etmiştir. Kendisi bu hafta Tekirdağlı Hüseyini mu- hakkak yeneceğinden bahsetmekte dir. Geçen hafta hakemle jüri ara- sında çıkan bir ihtilâftan — dolayı Tekirdağlıya karşı mağlüp - adde- dilen Alman güreşçinin bu halta ne netice alacağı merakla ,beklen- mektedir. 'Tekirdağlı - Vili Marn karşr laşmasından maada bu haftaki programda şu güreşler de vardır: Dinarlı Mehmet - Rus İskrobof Mülâyim - Habeşli Kasım Talari Molla Mehmet Yugoslav İskoviç Bunlardan başka birçok — yerli pehlivanlar arasında da mühtelif | müsabakalar tertip edilmiştir. Güreşlere saat 15 de başlanacak- tır. ! bir çemberle çevirdiler. Fakat Şiş* li kalecisinin ancak fazla talihle izah edilebilecek muvaffakiyetir Fenerlilerin sayr yapmasına mü” temadiyen mani oluyor. Nihayet 41 inci dakikada Basri kafa ile üçüncü Fener golünü, bif az sonra da Reb'i dördüncü sayıy! kaydetti ve maç Fenerin 4-1 gali" biyetile neticelendi. — Galatasaray — atlama bırinciliği Galatasaray yüzme klübünül 1939 senesi kule ve tramplen ât“ lama birinciliği Bebekti ufak, fakat nezih bir &€- yirci kalabalığı önünde bu sporö lâyık nozahat, zarafet ve intizam dahilinde yapılmıştır. Müsabakâ- lar Gerek ateltik mezaya itibarl le, gerek organizasyon bakımın * dan bir muvaffakıyet olmuşturi zira müsabıklarm yaptıkları met* büri ve ihtiyari muhtelif atlayış. ları uzun antrenmanlarım verdik- ği emniyet ve zarafetle başardık* ları gibi göz ve vicdana istinat ©& den müsabaka hakemliği de işil ehli kimselere tevdi edilmişti. Bt dapeştede beden terbiyesi tahsil edip bilhassa yüzme, atlama VÜ su topunda İhtisas yapan milli takımımızın maruf güreşçilerin ” den Abbas Sakarya baş hakelle liği üzerine almış ve dört senöe lik görgü ve tahsiline istinade? müsabhakaları tam bir vukufla ** |dare etmiştir. Hakemler arasmdö Amerikada uzün müddet bedef terbiyesi tahsil ederek avdet © | den Bayan Siyret Öncü, Rabert köllej jimnastik müdürü Ameri” kalr Mister Rogger ve yine Roö « bert kollej jimnastik hocası bâY Nadolski' yer almıştı. Bundaf sonraki atlama gampiyonalarınd? İstanbul su sporları — ajanlığmm da Galatasaray müsabakalarmi! örnek alarak basit fakat muntâ” zam gekilde hareket etmesini tâY” siye ederiz. Olimpiyatlarda 1:ıd:1'ı’İg edilen programa göre, antrenöf görmemiş tecrübesiz ve gö | atlayıcılardan, muğlâk ve güç !f' layışları talob etmek haksız bi harekettir. Müsabıklar arasında Galatasü- rayın genç ve yeni atlayıcılarmi” dan Kemal Kazasla Mehmet B ” kerbiçer zikre şayandır. Bu hef iki genç de istikbal için vüy'ııı vaitlerde bulunmaktadır; şu şart” la ki, her ikisi de muntazam jil- nastikle vücutlarını takviye et * melidir. Kule atlamasına iştirak eden * lerden Kemal Aytek henüz müp” tedi olmakla beraber cesareti tak dire şayandır, Şurasmı da mü.' lesef kaydetmek lâzımdır ki güzel cereyan eden bu müsabâ * kalara Galatasaraym denizcilikl? alâkadar birçök azaları dahi lâ” kaydi göstermiştir. Suat Erler MÜSABAKALARIN NETİCE * LERİ : 1 — Kule atlaması (10) mef re): Birinci Suad Erler 36.70 [ı'ıl")"p İkinci Kemal Kazas 29.29 puv?f 3 ncü Kemal Aytek 28.98 P" 2 — Tramplen (3 metre). Birinci Sadi Demirkaya 394 puvan. İkinci Mehmet Ekerbiçer. Üçüncü Kemal Kazas. şeriirt Fakat, Almanya bugün dahil- Vi ıARAÇHANEBAŞINDA — HO2HOR CADDESİNDE __l HAYRİYE LİSESİ (©" Almanyanın bu vaziyet dahi- Erkek Yalısız linde, bir harbi kazanabilmek io'n Ara ilk orta ve lise sınıflarına talebe kaydına başlarımıştır. Ecnebi lisanı ilk sınıflardari -tibaren baş lar Kızların vatilr kismi tarramile avrı bir binadadır. Vatısız talebeyi rakletmek için mektebin hu otobüs Bervisi vardır İstiyenlere terifname gönderilir. Tel; 20530 İJarın, eski püskü demirlerin top- 'andığı malümdüur. Şüphesiz, bu â ğ di demirden yapılan celiklerin de Kız mukavemeti az olacaktır. ancak yildirim harbi yanması lâ- zımdı. Halbuki buna da imkân yoktur. ğ M e ae DĞT <

Bu sayıdan diğer sayfalar: