14 EYLÜL — 199 Demek Cuawginin çılgın âşıkı ©İ tam Hanaların en coşkun zama- © sunda tekrar görünmüştü. Nitekim ben yüksek o yerimden ayağa kalktığım zaman ileride, arasında, meydanın SAğ tarafında iri vücudu ve yük- *İ Sek boyuyla bir bakışta görülebi Gİ: len Bubanım da ileriye doğru yıl dirim gibi koştuğunu görmüştüm. Hansın âdeta Hanalar; üzerin- | “en sıçrıyarak meydanın kenarr- | Sa firlayıverdiğini gördüm. Hana- rin ekserisi gözlerini kapamış- si) lar, mütemadiyen bağırıp hemen e beren kendilerini kaybetmiş bir Veodiçinde tepindikleri için benim 8. Yerimden kalkıp kenardan Cuam Binin olduğu vere doğru koştuğu: Mu fark bile etmemişlerdi. Bir dakika geçmeden Buba ve Mansın koştukları yere yetiştim. , Hans ve diğer beş Hana ile birlikte bir adamın ü- ği Serine çullanmıylardı. Hansm © me tabanca vardı. Fakat vol e yle, diğerlerinin zaplelmeye ça” İstıkları adamı boğazından yaka İamiştr. Adam bunların elinden kurtul- Mak için çırpınıp duruyordu. Bü adamın beklediğimiz Bİ Olduğunu derhal anlamıştım. Fa- gi t Üuazr-giye bir fenalık yapıp Yapmadığını bilmiyordum. #İ Hemenarayagirdim. Hansabü a İİ tün kuvvetimle bağ : il — Hans! Hans! öldürdü mü? Wİ Hans müthiş bir yüzle veson | Serece heyecanlı bir halde arka” e döndü, bizi görünce soluk s0 — Hayır! Fakat -öldürecekti.. Siye homurdandı. Hİ Bir taraftan adamı zaptelmeğe MM üraşıyordu, O aralık Buba ada İ Mun kartina Şiddetli bir yumruk o Yapığı Adam; — Ihhhi,, “iye bir ses çıkarıp iki kat bükül- z “dü ve yere düştü. # Tekrar adamın üzerine çullan- “Ular. Fakat arkaüstü yere düş Müş olan herifin gözleri arkaya Ynış, ağzımdan kanlı beyaz kör bükler fışkırmış, başı arkaya düş üstü, Hans hemen iğilip adamın kalbi tine başını koyarak dinledi: Sonra hayretle doğruldu: > Oh! öldü! diye kekeledi. Büzara gözleri dehşetten büyü $ bir halde elini uzatıp adami dj KAAK y “ tuumak istiyen Hanaları si Şeki çi e Zee kendini o zehirlemiş! “ye bağırdı. Hayretle sordum: > Hemen mi öldü? WE —Saniyesinde! İ > Acaba Bubanm yumruğun- dan olmasın! | “> Hayır! Yumruğu yer yemez Sİ hir karnında çalkandı ve der il haz öldü! a, Adamı kapkara, adaleli vicu- ip heme- her verinde birden» Bİ | Koyu mor renkte geniş çürük- Kk ça büyük lekeler hasıl olmuş, du- Ny âdeta kanları boşanmış gi bembeyaz kesilmişti, i ars adamın ele geçmemek içir ş yp disini zehirlemiş olduğunu an Yuz 124.000 :2 N katii | forman insanları arasında: 108) $ L. Buseh 25 yılını vakşiler ar asında geçirmiş bir Almon sezyahı 4 Hansın rakibini tam suikast yaparken yakalamıştık <l6a birdenbire şiddetle mütees- | Et ilân olunur. | ormanlara hareketi kararlaştırdık. | Bada - Bada'lırı avlamak için kul sir olmuştu. Ayakları dibindeki ce- $ede âdeta acıyarak bekiyordu. lendikleri mukaddes şenlikler gece- sinde aşkı yüzünden, tasavvur ct” tiği cinayetleri yapamadan ve mu- kaddes intikamını alamadan can veren bu adam, ne kadar (vahşi ve kanlı bir adam da oisa hakika- ten merhamete lâyıktı. Cenubi Afrika Oormanlarında, yamyam insanlar arasında meyus dir aşk böylece ölümle bitmiş olu- vordü. Mazaraya derhal cesedin kaldr- nlması emrini verdim. Ve, Hansın belki istemeden kapıldığı bu gârip aşk ünden me köldiğimiz tehlikeler de bu suretle sona erdi. Hanalar, o gece, nihayet, tam ay batarken âdeta ulur gibi bağrış malarla kadınlı erkekli biribirleri- ne rezilcesine saldırdıkları sırada biz kederli, dalgın ve mütenelfir bir halde benim kulübeme dönü yorduk. Orada hemen Bada-Badar ların bulunduğu kızgın bataklıkiı Bazara artık beraber götüreceği” miz kadınları almak mümkün ola» bileceğini söyl Yanımıza beş kadın almayı kö fi gördük. Bu kadınları icabında lanacaktık. Bu kadınları bizzat Bazara seçe” cekti. Zira Bada- Badalar kadınla” tin bilhassa şişman olanlarından hoşlamyorlardı. Sonra, hareket için en muvafık zamanın âyinlerin devam ettiği şu günler olduğuna karar verdik. Her türlü hazırlıklarımızı biç kimse far- kına varmadan yapabilecek ve ge- ne hiç kimse farkına (ovarmadan, habersizce Hanaları terkede »*itik Seyahatle bize lâzun olacak vw leri bize istediğim'z gibi alıp gö türebilecektik. Hanalar o gece sa- bahlara kadar Ayin omeydanmda bağrışıp durdukları müddetçe biz ertesi akşam hemen yola çıkmak üzere rahat rahat uyuduk, Filhakika ertesi gün Bazara giz lice seçliği ve kandırdığı beş şiş man Hana dilberini de getirdi. O vakte kadar Bubanm yanında mahbus bulunan ve bize kılavuz- huk edecek olan Bazutayı da yar” mıza aldık. Hanalar yanında kal dığımız müddetçe (opatlayıncaya kadar mütemadiyen yiyip içmiş o” Jan bu adam hâlâ sarhoş bir hal- deydi. > (Devamı var) İstanbul dördüncü icra daire sinden: 939-2589 sayılı dosyada kira karşılığı olarak mecur dahilinde mahpus olup rehnin paraya çevril mesi suretile satılmasına okarar verilen 252 lira kiymetinde muh telif hane eşyası 19-9-989 salı gü- nü saat 9 dan itibaren eşyanın bur lunduğu beyoğlunda Ağahamanı Faikpaşa yokuşu 17-3 numaralı apartımanm birinci dairesinde Sa“ tılacaktır. O gün teklif olunan be- dsl muhammen kıymetinin yüzde 75 şini bulmadığı takdirde satış geriye bırakılarak ikinci arttırma suretile 21-9-939 perşembe günü ayni saatte ve ayni yerde satılaca" Deniz Levazım Satınalma Komisyonu ilânları Ci Üssü Bahri K. satın alma Komisyonundan İsi kilosu Tahesini fiyatı tutan kuruş Os lira 5 25 6510 1 — Kara birliklerinde mevcut bavyaratın senelik ihtiyaçlarından “a miktarı yazın yulat kapalı zari weylile satın alınacaktır. iç, — Eksiltmesi 20 eylül 939 çarşamba günü saat 16 da İzmütte m kapısındaki komısyon binasında yapılacaktır, Bu işe ait şart © bedelsiz olarak komisyondan zlmabilir. dı, O Eksiltmeye iştirak edezk isteklilerin 2490 sayılı kanunun is- a, DU İşie alâkadar olduklarını gösteren vesile” ırımı ve (483.25). Ji- ti teminatlarile birlikte teklif mektuplarını muayyen gün ve Sa öğ dir sent evveline (o kadar komisyon başkanlığına vermeleri HABER — Akşam Postası EKMEĞE KATIK Yazan: Dr. G. A. Halk arasında ötedenberi yerleşmiş bir fikir vardır. Ye. meklerde insan: asıl besliyen gıda ekmektir. öteki yemek. ler ancak ekmeği lezzetle ye" dirmek için birer katıktan iba. rettir, Vakıa ekmek yalnız kalori bakımından düşünülün. ce “insanı pek iyi besliyecek bir gıdadır. Yüz gram ekmek o kadar etin hemen iki misli kalori verir. Onun için günde bir kilo ekmek yiyen bir adam 2570 kalori alarak kendine lü. zumlu olan kaloriyi bulabilir. Hele ekmeğin terkibinde yüz- de 55 şeker verecek maddeler bulunması adaleleri hareket ettirmek için en iyi gıda olur Bununla beraber ekmek mükemmel bir gıda sayılamaz. Bir kere yağı yüzde yarım derecesinde olduğundan insan ek. mek yemekle iyi ısınamaz, Sonra da albümini yüzde yedi, se“ kiz derecesinde olmakla beraber, insan vücudunun şekli için lüzumlu olan aminli asitlerin Sade ekmekle beslenen vücud Madenler ve vitaminler bir takımından mahrumdur. biçimsiz olur. öğrenildikten sonra ekmeğin daha büyük eksiklikleri meydana çıkmıştır. Kükürtüe fosforu çok olduğundan ekmek insanın kanma ve vücudun sulu mağ” delerine fazla ekşilik verir. Hele ekmeğin en iyi besleyen kış- mı diye tanıdığımız glüten bütün gıdalar arasında en ziyade ekşilik verenidir. Ekmekte fosfor yüzde 200 miligram olduğu halde kireç ancak 60 miligram olduğundan ikisinin arasında nisbet lü. zumundan pek aşağıdır. Bundan dolayı vücudun ikisinden de istifadesi azaldığı için ekmekle beslenen çocuklarm ke- mikleri kuvyetlenemez. Vitaminlere gelince ekmekte, sinirlerin müvazenesine lüzumlu olan Bi vitamininden epeyce bulunursa da, çocuk. ları büyütmek, herkesi mikroplu hastalıklardan korumıya yarayan A vitamini ile, iyi beslenmek için lüzumlu B2 ve dişlerle kemiklerin kuvvetlenmesi için lüzumlu olan Ç vita- minlerinden hiç kalmaz. Kısır ığa mâni olan E vitamininden ekmekte bolca bulunursa da bu vitamin, eksik olanların ye. rini tutamaz, Bundan dolayı bizim gibi çokça ekmek yiyenler için o. nun yanmda katık olacak yemekleri seçmek ehemmiyetli bir iştir. Ekmekle çok et ve yumurta yenilirse onların da albümini çok olduğundan fazla gelir. Bundan başka fosforla kükürt onlardı da çok bulur: we kireçle fesfordan istifade yumurta ökmekte eksik olan Bunlara karşılık, ekmeğe şunlardır: duğundan kanda ekşilik artar aksine « azalır. Senra da etle vitaminleri tamamlayamaz, en iyi katık olacak gıdalar Sütle sütten yapılan yiyecekler. Bilhassa peynirler. Bun. lar da kireç büyücek nisbette olduğundan ekmeğin eksiği tamamlanır. Salâtalar ve yemişler, bilhassa, mevsimi yakla” şan portakal. Sebzelerden havuç, şalgam, lâhna, Kuru yemiş- İerden; incir, kuru üzüm ve kuru erik.. Bunlar ekmekt: eksik olan kireçle vitaminleri temin ederler. Fakat vücudun şekli için lüzumlu olan aminli asitler ancak et yemekle tammalanabilir. Onun için ekmekle biraz da et veya balık lüzumludur. Birde soğuk mevsimde biraz daha fazla yağ.. Zeytinyağı hiç vitamin vermezse de yüzde yüz nisbetinde yağlı madde. ÇERMEDE JAPLRIYN HABER'in Tarihi Romanı Yazan: RAHMİ YAĞIZ Sinan dede en başta koşuyor . du. İlk siperlere yaklaştığı sıra, da hain bir kurşun dedenin sik- kesini zımbaladı. Delikten çıkan bir kan şeridi likzada cesur mev levinin 'gakağından süzüldü, kır- çil sakallarmı kızartarak tekmil yüzlinü kapladı. Dede, iki adım daha attıktan sonra burkulan dizlerinin üzerine çöktü. Toprağa kapandı, Sessizce can verdi. Mevlevilerin bu ik şehidini, biraz sonra İşlemeğe başlıyan düşman makinelitüfeklerinin ö . Tüm takırtıları diğer aikkelilerin yerlere serilmesile bölüğün da . ğılması takip etti, Öğleye doğru taarruz muvaf - fak olmuş, düşman siperlerini terkederek daha gerideki sırtla- ra çekilmek mecburiyetinde kal- mıştı. Yüzbaşi Sarım mevlevi bölüğü. rü topladı, 94 mevcuttan ancak 35 kişi sağ kalmış, 17 kişi yara, li olarak seyyar hastaneye taşın. mış, Üst tarafı de şehid düşmüş- tü. Aksama doğru şehidlerin dev- girilmesine girişildi, Yeşil sarıklı sikkesinin altında kıpkirmizi yü. ği Zater, Alman casusu (o kendisini toplamış, tabii haline avdet er mişti. Biraz evvel korku (ifadesi okunan göze“ şimdi İngilize net ret ve kinle bakmaktaydı. Çehresi tehditkâr bir ifade almıştı. Mü- rebbisi trafından kafesinin par maklıklarma (sıkıştırılan ve atıl mağa mühevva bir vahşi hayvan gibi hücuma hazır görünüyordu. Ceyms Nobodi bundan, mahbusun kendisini tanımış olduğu manası” nı çikardı. Birden sordu: — İrlandaya ne yapmağa gel diniz? Fon Bzand muhatabını Karla süzerek cevap verdi: — Size ne! Ceyms No.odi bir elini muhata- bının omuzunz koyarak: — Beni kâli derecede tanıyor” “m, Oİ Biribirimize oyun w ”*“ ancak idam : » altında bırakabilirim, Alman güldü: — Ne kadar da acelecisiniz! de- di, benz iş ormlara gelmedi. Ceyms Nobodi cebinden saatini çıkarıp baktı v rukabele etti: — Evet, iş henüz oralara medi. Fakat eğer on dakika i de itirafta bulunmazsanız iş orala” ra gelecek, Fon Brand sarardı. Kekeledi: — Nel ne dediniz? — Burada çevirmeğe geldiğiniz komplonun iç yüzünü, şeriki cü- rümlerinizin isimlerini on dakika istih- el- cağımı söyledim. Fon Brandın yüzü sapsarı iken yeşilimirak bir renk aldı. canla haykırdı. — Böyle harekete hakkınız ve salâhiyetiniz yok. Ayni zamanda hem şikâyetçi, hem (hâkim ola- mazsınız. Ceyms Nobodi omuz silkti: — Bu iddiada haklı -olabilirsi- niz. Fakat kurşuna dizilmekten kurtulamazsınız, Sasus serinledi: — Buna hakkınız yok; hareke- tiniz meşru değil! — Meşru değil mi? Fek., sizin toprağımıza çıkıp komplo hazırla” müniz meşru bir hareket mi? Hararetle devam etti: — İrlandaya bir ihülâ! o çıxar” mak, a““ıca beni öldürmek niyeti- le geldiğinizi bildiğim halde aley- Heye- züyle yere uzanmış bulunan şe . | hinizde İrlanda © vatanperverleri hid Sinan döde, sımsıkı sarıldığı tüfeğile böraber düştüğü yere defnedildi. Cemal paşa, mevlevi bölüğünü takdir eden bir emirle bunlara birer harb ve Jiyakat madalyasi verilmesini umumi ka- rargâha bildirmiş, dedelere bu fedakârlık ve feragatin birer ha- rası olarak tevdi edilen madal- yalar göğüslerine takılmıştı. SL ban dedenin düştüğü yere acele içinde ifşa etmezseniz sizi idam cw mek vazifesini üzerine almiş'olar” lara teslim etmek ıstırarında kala” taralından verilen idam katarmın nizamlara uygun olup olmadığını düşünmek bara nel ni Uzun lâlin Kısası, suallerime ce- vap verecek musiniz, vermiyecek misiniz? Fon Brand etrafına şaşkın şaş” kın Dakındı. Sonra gözlerini tek- rar, sakin, takat kararımı vermiş bir halde bekiiyen Ceyms Nobe düşer mi? bana bir Jâhit yapıldı, Harbin Sonun » | diye çevirdi. O, elinde saat, daki” da da mahalli balk bu lâhdi tür- kaları sayıyordu. Vaziyet kavra- beye çevirdiler. Sinan dedenin | pıygtı, ki şıktan birini tercih 3a- ruhu için okunan mevlüt mevle- | ryretindeydi: İtiraf etmek © veya vilerin gönüllerinde enişi bir ölmek! noktayı giciklatarak Okanatmış, hepsini göz yaşlarına batırmıştı, Harb bit, Suriye Osmanlı im- Ceyms Nobodi: — Dikkat, dedi, üç dakikanız püretorluğundan alındı; * Pana | yn Brand, hiddetle bağırdı: mandası altında müstakil bir hü. kümet haline konuldu. Sinan de. denin iki devlet hududu arasına düşen lâhdi, mahalli halkın (Me- rabrt) ismini vererek Üzerine in- şa ettikleri mükellef bir türbe ve yeşli bir - ağaçlıklı | ziynretgâh haline konuldu. Bugün, Suriyelilerin ziyaret ma halli olan eski Malatya dedesi Sinan dedenin türbesinde © za - man zavallı mevelvinin göğsüne takılamıyan harb ve liyakat ma. dalyaları sandukenın. üzerinde es ki bir hatırayı süs makamında canlandırıyorlar, SON — Bu bir cinayet! Ceyms Nobodı mukabele etti: — Cinayet olan, oâmirlerinizin size burada yapmanızı emrettikle- ridir. Avrupanm yarısını kan ve ateşe boğmak onlara yetişmiyor” mu ki üstelik bir de yângın çıkarmak ( istiyorlar? On- ları bu yolda serbest mi bırakaca- Zımızı sandılar? Ya siz fon Brand. siz ki tahsili- niz yerindedir, Kayzerin hususi is- tihbarat teşkilâtında en mahir ca- sususunuz, ben (Oburada ofken bu işte muvaffak olacağınıza nasıl ihtimal verdiniz? Bu okadar saf” Irlandada ! Nakleden: Fethi KARDEŞ dilliği sizden beklemezdim doğr su! 5 Şimdi de size, aleyhinizde veril muş olan idam hükmünün tecil e dilmesi için fırsat vermişken tered- düt göstermenizi ne ile izah etme- Mi; sizin ıçin itiratan başka kur tuluş yolu olmadığını hâlâ anla” mağınız mı? Evet, itiraf etseniz de sizi serbest bırakacak değiliz, fakat sağ oldukça kurtulmanız ümidi mevcuttur. Bu vaziyette susmanız bence budalalık! Fon Brand iskemleye çöklü. Ek lerini göğsüne gölürdü. Kalbinin çarpmtışmı durdurmak (istermiş gibiydi. Ceyms Nobodi devam etti: — Bizzat sizi istihdam eden ta” rafından İhanete maruz kalıp kal madığınızı bari bilseniz.. O zaman susmanızı mazur (o görebilirdim. Benim kadar, hattâ benden fazla bilirsiniz ki, Kayzer gizli ajanların dan biri artık kendisini rahatsız etmeğe başlar ve bilhassa mahrem işlere dair sizin kadar (omalümat sahibi olursa onu ihba: ettiriveni we böylece başından savar. Bu hu susta size bir şey söyliyecek deği lim ama daha Berlinden ayrıldı- Zınız gün sizin hareketinizi bildis ğimizi haber verebilirim, a Bu darbe, casusu titretti. Ceyms Nobodiye dönerek boğuk bir sesle sordu: — Bu söyledikleriniz doğru muğ Ceyms Nododi cevap vermedi, Bir müddettenberi dışardan gek mekte olan gürültü şimdi yaklaş» mıştı. Bu, kalabalık bir hakmar Zultusuydu. Kont Spiterri heyecanla içeri gir di, Ceyms Nohodi ona sordu: — Ne var, ne oluyor? Bu 99# ler nedir? Kont cevap verdi: — Şatonun avlusuna tüfek ve sopa ile yüz kadar köylü gedi, Fon Brandın burada olduğunu, öğrenmişler, onu istiyorlar, Dışardan gelen sesler çoğalmıştı Gayet vazih olarak bağrışmalar # şitildi.: ii — Casusu öldürelim! Katili de reye atıp İare gibi boğalım! iş Nobodi kaşlarını çattı, Hidd le titriyen bir sesle konta; i — Bu adamlara buradan uzak* laştırmalarını istediğimi söyl lütfunda bulunur musunuz? 4 rada işleri ne? Fon Brandla kozu muzu biz paylaşacağız. Eğer giç mezlerse yapacağımı ben bilirim, dediğimi de ilâve ediniz. Korku ile bir köşeye çekilmiş © lan fon Branda döndü. 1 — Size söylemiyor muydum? Vaziyelinizin ne derece muthiş ol- duğunu nihayet anladınız mı? Dr. şardaki adamlara müsaade etsem haliniz nice olur? (Devamı var) Açık mubav»r»; er <a Rumelikavağında Halit fana: İstanbulun imar plân; henüz tamamlanmadığı gibi sorduğu” nuz suallere cevap vermek ve İş teklerinizi yapmak bizim için in kân haricindedir. Ancek İi Delediye imar müdürlüğüne b istida ile resmen müracaat eder seniz size İstediğiniz malümat hakkmda cevap verileceği tabii” dir. Küçükeyaso)yada B. Envere: Mektubunuzda bahsettiğiniz. bâdiseye sinirlenmekte tamameı haklısınız. Bunları bizde görü, yor ve sinirleniyoruz. Ancak bu” günlerde oldukça nazik bir * zu olan böyle hâdiselere temas « dilmesi istenilmemektedir. İlk fırsatta bu işle mücadel etmeği kendimize vazife bilen lerdeniz. - G