4 | — iİOrman insanları arasında: 108 14 EYLÜL — 1939 ; T î';lüıu: L. Baseh 35 yılını vahşüğr âr asında geçirmiş bir Alman seyyalhı Ki Hansın rakibini tam suikast | yaparken yakalamıştık h D Ci ü &; 3f e Yü dit Bi ıamıştı. *Ü ailü" n V 5*, | ayağa kalktığım zaman &| sağ tarafında iri vücudu ve yük- ti ”| Sek boyuyla bir bakışta görülebi- | Demek Cuan-ginin çılgın âşıkı Ş n Hanaların en coşkun zama- “| ©unda tekrar görünmüştü. Nitekim ben yüksek — yerimden ileride, | kalabalığın arasında, meydanın len Bubanın da ileriye doğru yıF | Srım gibi koştuğunu görmüştüm. | — Hansın âdeta Hanalar: üzerin- — den sıçrıyarak meydanın kenarı- ha fırlayıyerdiğini gördüm, Hana- | Jlarımn ekserisi gözlerini kapamış- | lar, mütemadiyen bağırıp hemen | hemen kendilerini kaybetmiş bir Vecdiçinde tepindikleri için benim Yerimden kalkıp kenardan Cuan- W - Binin olduğu yere doğru koştuğu- ! | Ttu fark bile etmemişlerdi. Bir dakika geçmeden Buba ve Hansın koştukları yere yetiştim, A Buba, Hans ve diğer beş Hana | Bazara ile birlikte bir adamın ü- | #erine çulianmışlardı. Hansın e- lince tabanca yardı. Fakat sol e aÜ İiyle, diğerlerinin zaptetmeye ça- İlştıkları adamı boğazından yaka: | —Adam bunların elinden kurtul- | Tak için çırpınıp duruyordu. Bu adamın beklediğimiz — katil Olduğunu derhal anlamıştım. Fa- kat Cuan-giye bir fenalık — yapıp Yapmadığını bilmiyordum. Hemen araya girdim, Hansa bü- '| tün kuüvvetimle bağırdım : — — Hans! Hans! öldürdü mü? | — Hans müthiş bir yüzle ve son derece heyecanlı bir halde arka- Sina döndü, bizi görünce soluk so- d | 'w_w Iuğa: li | ” VĞ — Hayır! Fakat - öldürecekti.. iye homurdahndı. Bir taraftan adamı zaptetmeğe i Uğtaşıyordu. O aralık Buba ada- | Tün karnıma şiddetli bir yumruk #| Yapıştırdı. Adam: $ #| d'İ_Ye bir ses çıkarıp iki kat bükül- Ü “ü ve yere düştü. Tekrar adamım üzerine çullan- | Müş olan herifin gözleri arkaya g| ymış, ağzından kanlı beyaz kö- ( L F Gj_— Zehir!.. kendini ») Ye bağırdı. * * ni ü & .- 1 Dlîl':ler fışkırmış, başı arkaya düş- İ lhuştü, 6| — Hans hemen iğilip adamın kalbi Ş Üzerine başını koyarak dinledi: . — Sonra hayretle doğruldu: İ — ON! öldü! diye kekeledi. | Şazar_a gözleri dehşetten büyü- | Tüş bir halde elini uzatıp adamı || d tutmak — istiyen Hanaları Beri çekti: zehirlemiş! Hayretle sordum: — Hemez mi öldü? — Saniyesinde! $ , — Acaba Bubanın yumruğun- Tan olmasın! — Hayır! Yumruğu yer yemez | *hir karnında çalkandı ve der- | u öldül h. Un heme- her verinde birden- İ" p * koyu mor renkte geniş çürük- | y | gğbüm"ık lekeler hasıl olmuş, du- © ları âdeta kanları boşanmış gi- M h beyaz kesilmişti. Mt al'îs adamın ele geçmemek içir B ınSıni zehirlemiş olduğunu an: İ Ca birdenbire şiddetle mütees- | Ülar. Fakat arkaüstü yere düş- | Adamın kapkara, adaleli vücu:-, sir olmuştu, Ayakları dibindeki ce- sede âdeta acıyarak bakıyordu. Bütün Hanaların — çılgınca eğ- lendikleri mukaddes şenlikler gece- sinde aşkı yüzünden, tasavvur et- tiği cinayetleri yapamadan ve mu- kaddes intikamını alamadan can veren bu adam, ne kadar — vahşi ve kanlı bir adam da olsa hakika- ten merhamete lâyıktı. Cenubi Afrika — ormanlarında, yamyam insanlar arasında meyus bir aşk böylece ölümle bitmiş olu- yordu. a3azaraya derhal cesşedin - kaldı- rüdması emrini verdim. Ve, Harısın belki istemeden kapıllığı bu garip aşk yüzünden mea kaldığımız tehlikeler de bu suretle sona erdi. Hanalar, o gece, nihayet, tam ay batarken âdeta ulur gibi bağtış malarla kadınlı erkekli biribirleri- ne rezilcesine saldırdıkları sırada biz kederli, dalgın ve mütenellir bir halde benim kulübeme dönü- yorduk. Orada hemen Bada-Bada- ların bulunduğu kızgın bataklıklı ormanlara hareketi kararlaştırdık. Bazara artık beraber götüreceği- miz kadınları almak mümkün ola- bileceğini söyledi. Yanımıza beş kadın almayı kâ- fi gördük. Bu kadınları icabında Bada - Bada!'ırı avylamak için kul- İanacaktık. Bu kadınları bizzat Bazara seçe- cekti. Zira Bada- Badalar kadınla- rın bilhassa şişman olanlarından hoşlanıyorlardı. Sonra, hareket için en muvafık zamanın âyinlerin devam ettiği şu günler olduğuna karar verdik. Her türlü hazırlıklarımızı hiç kimse far- kıma varmadan yapabilecek ve ge- ne hiç kimse farkına — varmadan, habersizce Hanaları terkede 2!:tik. Seyahatte bize lâzım olacak ;>y- leri bize istediğim'z gibi alıp gö- türebilecektik. Hanalar o gece sa- bahlara kadar âyin — meydanında bağrışıp durdukları müddetçe biz ertesi akşam hemen yola çıkmak üzere rahat rahat uyuduk. Filhakika ertesi gün Bazara giz- lice seçtiği ve kandırdığı beş şiş- man Hana dilberini de getirdi. O vakte kadar Bubanın yanında mahbus bulunan ve bize kılavuz- luk edecek olan Bazutayı da yanı- mıza aldık. Hanalar yanında kal- dığımız müddetçe — patlayıncaya kadar mütemadiyen yiyip içmiş o- lan bu adam hâlâ sarhoş bir hal- deydi. İ (Devamı var) İstanbul dördüncü icra — daire- sinden: 939-2589 sayılr dosyada kira karşılığı olarak mecur dahilinde mahpus olup rehnin paraya çevril mesi suretile satılmasına — karar verilen 252 lira kıymetinde muh- telif hane eşyası 19-9-939 salr gü- nü saat 9 dan itibaren eşyanın bu- lunduğu beyoğlunda Ağahamamı Faikpaşa yokuşu 17-3 — numaralı apartımanım birinci dairesinde sa- tılacaktır. O gün teklif olunan be- del mubammen kıymetinin yüzde 75 şini bulmadığı takdirde satış geriye bırakılarak ikinci arttırma süretile 21-9-939 perşembe günü ayni saatte ve ayni yerde satılaca- | ğı ilân olunur. | | Deniz Levazım Satınalma Komisyonu ilânları l İ a B Üssü Bahri K. satm alma Komisyonundan , İngi kilosu Tahmini fiyatı tutarı ) * kürüş —& lira gi at i24.000 - 5 25 6510 Ü n — Kz_ıra birliklerinde mevcut havyaratım senelik ihtiyaçlarından ü 3 miktarı yazlıı yulat kapalı zarf usulile satın almacaktır. — Eksiltmesi 20 eylül 939 çarşamba günü saat 16 da İzmitte %he € kapısındaki komisyon binasında yapılacaktır. Bu işe ait şart- u| bedelsiz olarak kumisyondan- alınabilir. SÜ bgi;. — Eksiltmeye iştirak edez2k isteklilerin 2490 sayılr kanunun is- PE © _bu işle alâkadar olduklarını gösteren vesik” irını ve (488.25) li- Cü ilk teminatlarile birlikte teklif mektuplarını muayyen gün ve sa- ! (6958)m bir saat evveline W kadar komisy'on başkanlığına vermeleri HABER — Akşam Postası EKMEĞE KATIK Yazan : ce * insanı pek iyi İ'"ı. Gİ Aı Halk arasında ötedenberi yerleşmiş bir fikir vardır. Ye. meklerde insanı asıl besliyen gıda ekmektir. Öteki yemek. ler ancak ekmeği lezzetle ye- dirmek için birer katıktan iba. rettir. Vakıa €ekmek - yalnız kalori bakımından düşünülün. besliyecek bir gıdadır. Yüz gram ekmek © kadar etin hemen iki misli kalori verir. Onun için günde bir kilo ekmek yiyen bir adam 2570 kalori alarak kendine lü. zumlu olan kaloriyi bulabilir. Hele ekmeğin terkibinde yüz- de 55 şeker verecek maddeler bulunması adaleleri ettirmek için en iyi gıda olur hareket Bununla beraber ekmek mükemmel bir gıda sayılamaz., Bir kere yağı yüzde yarım derecesinde olduğundan insan ek. mek yemekle iyi ısınamaz. Sonra da albümini yüzde yedi, se- kiz derecesinde olmakla beraber, insan vücudunun şekli için lüzumlu olan aminli asitlerin bir takımından mahrumdur. Sade ekmekle beslenen vücud biçimsiz olur. Madenler ve vitaminler öğrenildikten sonra ekmeğin daha büyük eksiklikleri meydana çıkmıştır. Kükürtle fosforu çok olduğundan ekmek insanın kanına ve vücudun sulu mad- delerine fazla ekşilik verir. Hele ekmeğin en iyi besleyen kıs- mı diye tanıdığımız glüten bütün gıdalar arasında en ziyade ekşilik verenidir. Ekmekte fosfor yüzde 200 miligzram olduğu halde kireç ancak 60 miligram olduğundan ikisinin arasında nisbet lü. zumundan pek aşağıdır. Bundan dolayı vücudun ikisinden de istifadesi azaldığı için ekmekle beslenen çocukların ke- mikleri kuvvetlenemez. Vitaminlere gelince ekmekte, sinirlerin müvazenesine lüzumlu olan Bi vitamininden epeyce bulunursa da, çocuk. larr büyütmek, herkesi mikroplu hastalıklardan korumıya yarayan A vitamini ile, iyi beslenmek için lüzumlu B2 ve dişlerle kemiklerin kuvvetlenmesi için lüzumlu olan C vita- minlerinden hiç kalmaz. Kısırlığa mâni olan E vitamininden ekmekte bolca bulunursa da bu vitamin, eksik olanların ye. rini tutamaz, Bundan dolayı bizim gibi çokça ekmek yiyenler için o. nun yanında katık olacak yemekleri bir iştir. Ekmekle çok et ve yumurta yenilirse seçmek ehemmiyetli onların da albümini çok olduğundan fazla gelir. Bundan başka fosforla kükürt onlardaı da çok bulunduğundan kanda ekşilik artar ve kireçle fosfordan istifade . aksine - azalır. yuümürta ekmekte eksik olan Bunlara karşılık, ekmeğe şunlardır: Sonra da etle vitaminleri tamamlayamaz,. en iyi katık olacak gıdalar Sütle sütten yapılanı yiyecekler. Bilhassa peynirler, Bun. lar da kireç büyücek nisbette olduğundan ekmeğin eksiği tamamlanır. Salâtalar ve yemişler, bilhassa, mevsimi yakla- şan portakal. Sebzelerden havuç, şalgam, lâhna, Kuru yemiş- lerden; incir, kuru üzüm ve kuru erik.. Bunlar ekmekte eksik olan kireçle vitaminleri temin ederler. Fakat vücudun şekli için lüzumlu olan Aaminli asitler ancak et yemekle tammalanabilir. Onun için ekmekle biraz da et veya balık lüzumludur. — Birde soğuk mevsimde biraz daha fazla yağ.. Zeytinyağ: hiç vitamin vermezse de yüzde yüz nisbetinde yağlı madde. leriyle, çok ekmek yiyen insanı ısıtmağa yarar. CEPBEDE İ fiN —— YJAPLRUN HABER'in Tarihi Romanı Yazan: RAHMİ YAĞIZ Sinan dede en başta koşuyor . du, İlk siperlere yaklaştığı sıra, da hain bir kurşun dedenin sik- kesini zımbaladı. Delikten çıkan bir kan şeridi lâkzada cesur mev levinin şakağından süzüldü, kır- çıl sakallarını kızartarak — tekmil yüzünü kapladı. Dede, iki adım daha attıktan sonra burkulan dizlerinin üzerine çöktü. Toprağa kapandı, Sessizce can verdi. Mevlevilerin bu ilk şehidini, biraz sonra işlemeğe — başlıyan düşman makinelitüfeklerinin ö .- lüm takırtıları diğer sikkelilerin yerlere serilmesile bölüğün da . gılması takip etti. Öğleye doğru taarruz muvaf - fak olmuş, düşman siperlerini terkederek daha gerideki sırtla- ra çekilmek mecburiyetinde kal- mıştı, Yüzbaşı Sarrm mevlevi bölüğü. nü topladı. 94 mevcuttan ancak 35 kişi sağ kalmış, 17 kişi yara, h olarak seyyar hastaneye taşın- miş, üst tarafı da şehid düşmüş- tü, Aksşama doğru gehidlerin dev- şirilmesine girişildi. Yeşil sarıklı sikkesinin altında kıpkırmızı yü. züyle yere uzanmış bulunan şe . hid Sinan dede, sımsıkı sarıldığı tüfeğile beraber düştüğü —yere defnedildi. Cemal paşa, mevlevi bölüğünü takdir eden bir emirle bunlara birer harb ve liyakat madalyası verilmesini umumi ka- rargâha bildirmiş, dedelere bu fedakârlık ve feragatin birer ha- tirası olarak tevdi edilen madal- yalar göğüslerine takılmıştı. Si. nan dedenin düştüğü yere acele bir lâhit yapıldı. Earbin sonun . da da mahalli halk bu lâhdi tür- beye çevirdiler. ruhu için okunan mevlüt mevle- vilerin gönüllerinde en içli bir noktayı giciklatarak kanatmiş, hepsini göz yaşlarma batırmıştı. Harb bitti, Suriye Osmanlı im- paratorluğundan alımdı; Fransız mandası altında müstakil bir hü. kümet haline konuldu. Sinan de. denin iki devlet hududu arasına düşen lâhdi, mahalli halkın (Me- rabıt) ismini vererek üzerine in- şa ettikleri mükellef bir türbe ve yeşil bir * ağaçlıkla ziyaretgâh haline konuldu, Bugün, Suriyelilerin ziyaret ma halli olan eski Malatya dedesi Sinan ,dedenin türbesinde o za - man zavallı mevelvinin göğsüne takılamıyan harb ve liyakat ma. dalyaları sandukanın üzerinde ©s ki bir hatırayı süs makamında canlandırıyorlar, SON Sinan dedenin gEE.. PY et Zaten Alman casusu — kendisini toplamış, tabif haline — avdet et- mişti. Biraz evvel korku — ifadesi okunan göziei şimdi İngilize nel- ret ve kinle bakmaktaydı. Çehresi tehditkâr bir ifade almıştı. Mü- rebbisi terafımndan kafesinin par- maklıklarına — sıkıştırılan ve atıl- mağa mühevva bir vahşi hayvan gibi hücuma hazır görünüyordu. Ceyms Nobodi bundan, mahbusun kendisini tanımış olduğu manası- nı çıkardı. Birden sordu: — İrlandaya ne yapmağa gel- diniz? Fon Brand muhatabını karla süzerek cevap verdi: — Size ne! Ceyms Nobvodi bir elini muhata- bının omuzuna koyarak: — Beni kâfi derecede tanıyor- &” ük d Biribirimize oyun (vv —>---, “*— ancak idam nt * altında bırakebilirim. Alman güldü: — Ne kadar da acelecisiniz! de- di, henüz iş orzlara gelmedi. Ceyms Nobodi cebinden saatini çıkarıp baktı v> tukabele etti: — Evet, iş henüz oralara gel- medi. Fakat eğer on dakika için- istih- ra gelecek. Fon Brand sarardı. Kekeledi: — Nel ne dediniz? — Burada çevirmeğe geldiğiniz komplonun iç yüzünü, şeriki cü- rümlerinizin isimlerini on dakika içinde ifşa etmezseniz sizi idam et- mek vazifesini üzerine almış'olan: cağımı söyledim. Fon Brandın yüzü sapsarı iken yeşilimtrak bit renk aldı. Heye- canla haykırdı. — Böyle harekete hakkınız ve salâhiyetiniz yok. Ayni zamanda hem şikâyetçi, hem — hâkim ola- mazsınız, Ceyms Nobodi omuz silkti: — Bu iddiada haklı olabilirsi- niz. Fakat kurşuna dizilmekten kurtulamazsınız. Sasus serin!'edi: — Buna hakkınız yok; hareke- tiniz meşru değil! — Meşru değil mi? Peki, sizin toprağımıza çıkıp komplo hazırla- manız meşru bir hareket mi? Hararetle devam etti: — İrlandaya bir ihtilâ! — çıkar- | mak, a“sıca beni öldürmek niyeti- le geldiğinizi bildiğim halde aley- hinizde İrlanda — vatanperverleri tarafından verilen idam kararımın nizamlara uygur olup olmadığını düşünmek bara — düşer mi? bana ne! Uzun lâlın kısası, suallerime ce- vap verecek misiniz, vermiyecek misiniz? Fon Brand etrafına şaşkın şaş- kın Dakındı. Sonra gözlerini tek- rar, sakin, fakat karatını vermiş bir halde bekliyen Ceyms Nobo- diye çevirdi. O, elinde saat, daki- kaları sayıyordu. Vaziyeti kavra- mıştı. İki şıktan birini tercih za- rüretindeydi: İtiraf etmek — veya ölmek! Ceyms Nobodi: — Dikkat, dedi, kaldı. . Fon Brand, hiddetle bağırdı: — Bu bir cinayet! Ceyms Nobodı mukabele etti: — Cinayet olan, — âmirlerinizin size burada yapmanızı emrettikle- ridir. Avrupanın yarısını kan ve ateşe boğmak onlara yetişmiyor- mu ki üstelik bir de — İrlandada yangın çıkarmak — istiyorlar? On- ları bu yolda serbest mi bırakaca: ğımızı sandılar? Ya siz fon Brand, siz ki tahsili- niz yerindedir. Kayzerin hususi is- tihbarat teşkilâtında en mahir ca- sususunuz, ben burada — iken bu işte muvaffak olacağınıza nasıl ihtimal verdiniz? Bu — kadar saf- üç dakikanız | etmeğe başlar ve bilhassa mahrem — de itiratta bulunmazsanız iş orala- | lara teslim etmek ıstırarında kala: | Nakleden: Fethi KARDEŞ dilliği sizden beklemezdim doğru- su! : Şimdi de size, aleyhinizde veril: — miş olan idam hükmünün tecil e- dilmesi için tırsat vermişken tered- düt göstermenizi ne ile izah etme- li; sizin ıçin itirattan başka kur- tuluş yolu olmadığını hâlâ anla- madınız mı? Evet, itiraf etseniz de — sizi serbest bırakacak değiliz, fakat — sağ oldukça kurtulmanız ümidi — mevcuttur, Bu vaziyette susmanız R bence budalalık! Fon Brand iskemleye çöktü. El- lerini göğsüne götürdü. Kalbinin — — Bizzat sizi istihdam eden ta- rafından ihanete maruz kalrp kal- — madığınızı bari bilseniz.. O zaman — — susmanızı mazür — görebilirdim. — Benim kadar, hattâ benden fazla bilirsiniz ki, Kayzer gizli ajanların — dan biri artık kendisini — rahatsız. çarpıntısını durdurmak — istermiş — | gibiydi. A Ceyms Nobodi devam etti: İ İ | işlere dair sizin kadar malümat sahibi olursa onu ihbar ettiriverir ve böylece başından savar. Bu hu- susta size bir şey söyliyecek deği- _' lim ama daha Berlinden ayrıldı- ğınız gün sizin hareketinizi bildi- — ğimizi haber verebilirim, a Bu darbe, casusu titretti. Ceyms — Nobodiye dönerek boğzuk bir sesle — sordu: F — Bu söyledikleriniz doğru muğ — Ceyms Nobodi cevap vermedi. Bir müddettenberi dışardan gel mekte olan gürültü şimdi yaklaş- mıştı. Bu, kalabalık bir halkın ue — | ğgultusuydu. İ Kont Spiterri heyecanla içeri gir —— di, Ceyms Nobodi ona sordu: — Ne var, ne oluyor? Bu ses- — ler nedir? t | Kont cevap verdi: — Şatonün avlusuna tüfek ve — sopa ile yüz kadar köylü — gedi. — Fon Brandın burada — olduğunu, ç öğrenmişler, onu istiyorlar, i Dışardan gelen sesler çoğalmıştı.. Gayet vazih olarak bağrışmalar i- — şitildi.: Me — Casusu öldürelim! Katili de- — reye atıp fare gibi boğalım! k y Nobodi kaşlarını çattı. Hiddet- le titriyen bir sesle konta: - —- Bu adamlara buradan uzak: — laştırmalarını istediğimi söylemgk_f. lütfunda bulunur musunuz? Bu: rada işleri ne? Fon Brandla kozu — muzu biz paylaşacağız. Eğer git- — mezlerse yapacağımı ben - bilirim — dediğimi de ilâve ediniz. ş Korku ile bir köşeye çekilmiş ? lan fon Branda döndü- 1 — Size — söylemiyor muydum? — Vaziyetinizin ne derece müthiş ol- — duğunu nihayet anladınız mı? Dı- şardaki adamlara müsaade etsem — haliniz nice olur? S (Devamı var) — K Ka .» Açık muhaver- : Gi SEREETAEAT — KMW Kİ Rumelikavağında Halit — kap- tana: hi İstanbulun imar plânı henüz tamamlanmadığı gibi sorduğu- nuz suallere cevap vermek ve is- teklerinizi yapmak bizim için im- kân haricindedir. Ancak İstanbul. belediye imar müdürlüğüne bir * istida ile resmen müracaat eder” seniz size istediğiniz malümat hakkında cevap verileceği tabii- — dit. . Küçükayasofyada B. Envere: Mektubunuzda — bahsettiğiniz hâdiseye sinirlenmekte tamamen haklısmız, Bunları biz de görü. — yor ve sinirleniyoruz. Ancak bu: İ günlerde oldukça nazik bir mev — zu olan böyle hâdiselere temas » — dilmesi istenilmemektedir. İlk fırsatta bu işle mücadel: — etmeği kendimize vazife bilen — lerdeniz. 'T