HAYDE Akşam Postası ÇE DEDE, (e ABUR HABER'in Tarihi Romanı: 19 Yazan : RAHMİ YAGIZ Mevlevi dedesi sedye içinde sadrazamın önüne getirildi Şube müdürü kapıyı açtı. İki memurun kol - tuğunda İleriiyen derviş K inleye inleye içeri girdi. Azmi Bey mağduru ayakta, ve mütebessim bir yüzle karşılamıştı. Reşit Efendi içeri girer gir- — mez söze başladı: — Geçmiş olsun dede efendi, Fesi bir yanlış, - nğa kurban olduk. Fakat müsterih rg efondin , zatsâlinize bu isnadı Yapan, sizi bu ma; uğratan hain cezasmı buldu. Reşit Efendi inledi: — Onun kabahati yok! — Kimin kabahati var efendim? — Başta sadrazamı olmak üzere bu emr! ve replerin, Yani sırasile hepinizin! — Biz yanıldığımız! itiraf ediyoruz efendi haz. retleri. — Evet.. Fakat bade harabelbasra! — Peki, almdi iii ne İstiyorsunuz? — Sizi Sadrazam Paşanm yanına götüreceğiz! — Bü kiyafette mi? — Nasil arzu ve emir buyurursanız! Reşit Efendi bitkin bir sesle söylendi: — Yakamı bırakm Allahrızam için. Beni bir sedyeye yükleyip Yedikuledek! mevlevihaneye gö- türün de rahat dögeğimde can vereyim, — Allah esirgesin efendim. Sizi Sadrazam pa- #n bazretleri makamlarında bekliyorlar. Lütfen gayret edin, Oraya gidelim. — Yürüyemem! — Otomobille gideceğiz efenâlm! — Otomobile kadar da gidemem!" — Bu tarzda, koltuklarmızda iki adamla git » © senle?! , — Takatim yok ! ” — Peki, ne yapalım, ne yapmamızı emir buyu- Tuyorsunuz? — Bir sedye getirtin.. Ona uzanayım.. Öylece — istediğiniz yere götürün, Epey uzun süren kalem ağzı bir münakaşadan sonra, Reşit Bfendinin ısrarı karşısmda arzusuna mutavaat mecburiyetinde kalan Azmi Bey emir. verdi. — Bir sedye getirin! ç Memurlar koşuşarak polis müdürünün emrini , yerine getirdiler. Beş dakika sonra iki memur, el — erinde yastıklı bir sedye bulunduğu halde odaya Rirdi. Reşit Efendi bunun içine Lzandı, Sonra aynı memurlar sedyeyi taşıyarak aşağı indirdiler, oto. “mobile koydular, Azmi Bey de Dede Efendinin ya- nında yer aldı. Otomobil süratle Babifliye doğru yola çikir. Talât Pağa, derin bir üzüntü Içinde bunalarak ceki dostu ve yeni mağduru Reşit Efendiyi bek - Miyordu. p Azmi Beyle birlikte Babıiliye gelen otomobili, - den İhtiyar adamı sedye ile indirerek Babıâli ha - — deme ve kâtiplerinin hayretii bâkışları önünden geçirdiler. Sadaret odası koridoruna indirdiler. Az- mi Bey hir solukta sadrazamin yanma girdi. Otur. duğu koltukta dalgm düşünen Talât Paşaya ar - zetli: — Emrinizi yerine götirdim paşam” — Reşit Efendi geldi mi? Hani nerede? — Burada efendim dışarda. — İçeri getirsenize! ” — Bu sepetin ne küstah bir duruşu Yar.. Kendisinden başkasma kıymet ver- miyen mağrur bir nisanı hatırlatıyor. Bir genç kıza gurur verdirecek sepet göne- rTecek insanlar var hal Nihat, ansızın doğan bir öfke buhra” nına yakalandı ve şedit bir hareketle za- 0 aş Talât Paşa yerinden fırladı, Azmi Beyin yanı- na kadar geldi e devam otti: iyor mu? Niçin yürüyemiyor? — Korkarım ihtiyar adami Azmi Bey? — Sakatlıktan değil paşam, tazyik neticesinde biraz rahatsızlığa uğramış da, — Peki, şimdi nerede Reşit Efendi? — Dışarda koridorda sedye içinde yatıyor! Talât Paşa kapiya yürüdü, Dışarı fırladı. Ko- ridorun ortasma bırakılmış portatif sedyenin için- de upuzun yatan, sakallar: saçlarıma karışmış eski dostunun hazin hszin inlediğini gördü. Büyük bir tecsşürle adame: sokuldu. Seslendi: — Reşit Efendi, Geçmiş olsun eski ve aziz dostum! Mevlevi dervişi morarmış gözkapaklarını srola- d:, Talât Paşayı Üzerine oğilmiş gördü. İstifini boz. madı, İnlemesine devam etti, Talât Paşanm tc€s - sürden gözleri yaşarmıştı. Tekrarladı: — Büyük bir hata işledik. Bir yanlışlığa kur- ban olacakdın 42 kalsin... Sonra birdenbire aklma gelmiş gibi, paşanın vaziyetini seyreden maiyeti halkına işarot etti: — Haydi, çekilin buradan, Bizi yalnız bırakın! Yaverler, muhafız polisler ve koridordaki her. kes çekildi, Talât Paşa devam etti: — Reşit Efendi, dostum beni tanrmadın mı? İhtiyar kazazede inledi: — Tanıdım, hiç tanımaz olur muyum” — Öyle ise söyle bakalım ben kimim? — Devrinin azralli,. — Aman Reşit Efendi! İhtiyar yalvardı: — Paşa, çok rica ederim âsLa, boni tekkeme gönder. Çektiğim kâfi, 27 gündür yediğim dayağın hesabını omuzlarımdaki günah, sevap melekleri bile tutarken şaşırmışlır, İler, tutar bir tarafım #akat bıraktınız * kalmadı Neredeyse can vereceğim. Bir ayak evvel tekkeme kapağı alayım, bana &n büyük lütfun bu Reşit Efendi güldü: — Karakol eziyetine devam için mi? pacağın en blyük iyilik budur. Sadrazam İoesslirden yaşaran gözlerini kuru - larken mırıldandı: — Kabahat yalnız bende değil — Evet, bende de var, — O körolasica bombay: ne diye yanıma alır da konağa gelirsin a Reşit Efendi? Sonra ben de ne diye ağını sanm: öğrenmeden böyle bir adama işkener ererini veririm? Reşit Efendi inlitilerini sıklaştırdı, arasında Talât Paşayn söylendi: — Neyse paşa, olan oldu, geçen geçti. Şu an- deki hale bakalım. Ben bir hata ettim. Çocukça bir hareket yaptım. Cezasını da fazlasile çektim.. Kuzum beni tekkeme gönder. - Talât Paşa, Reşit Efendiyi orada fazla tuta - madı, derhal emir verdi, Sedyeyi otomobile taşıdı, Jar. Azmi Beye verdiği bir emirib de tanmmış mü. tehassıslardan mürekkep bir heyetin Reşit Efen - diyi tekkesinde tedavi altma almalarmı temin etti. (Devamı var) Bara ya. İki inilti Nakleden : BY AMERİKA HARBE GİRİYOR Fakat herkesin gördüğü veya işittiği bir hâdisenin gazetelere İyazdırmamak suretile gizli kala İcağını sanmak kadar manasizlık olur mu? Sulkastdi Amerikada tabit duymıyan kalmadı. Efkâr umumiyede galeyan o kadar arttı İk! Amerika hükümeti İngiltere ve Fransanın yanında Almanyt iy karşı harbe girmeğe karar ver ie Oi şimali Amerikadak: büyük elçisi (OKont fon Bernsdori Vaşintonu terke mecbur oldu. Si- yasi hâdiseler çıkarmamak maksa dile o zamana kadar çekingen dav zânür Amerikan zabıtası da Ar” kada çalışan tedhiş çetesine karş şiddetli bir mücadeleye girdi. For İRintelen hapse tıkıldı, Ayni âki- bet Trebiç Linkolnu ve vakit var ken kaçmağa fırsat bulamamış bü- tün diğer çete efradını beklemektey» di, Fon Ribentropa gelince... İKİ SÜRPRİZ Başlı başına hakiki bir omacera romanı olabilecek bir seyahati mü teak kip mülâzim fon Ribentrop Be Birinci sürpriz, bir sene evvel A- mezikeya hareket emrini alınca terk ettiği alay tarafından aleyhinde ya” pılan şikâyeti. İz hırakmıyarak ve sebeb göstermiyerek ortadan kay bolmak, yani askerlikten kaçmakis itkam olunmaktaydı. Ribentrop bu garip haberi alımca acı acı güldü: İ — İşte, Amerikadaki o faaliyeti- min mükâfatı! firari diye beni tev- kif edecekler, Bununla beraber — fon Ribentrop Yprusya kirtasiyeciğini Bitmez” de ğildi. Bir zabit gizli vazife ile gör derildi mi bundan kimsenin hattâ âmirlerinin bile haberi o olmaması lâzımdır.. Diğer taraftan bu vaziyet te, mesnüp olduğu alaym kendi- sinden hesap sorması kadar tabif bir şey olamazdı. içinden nasıl çıkacaktı? Bir tek çare vardı: Gizli vazifesini kumandası al tında yaptığı âmirini bulup ondan bir vesika almak... Divant harpten fancak bu suretle kurtulabilirdi. İyi ama fon Papenin izini be harp zamanında nerede bulacaktı? |Bulsa bile o kimbilir nerede bulu (nacağı cihetle yanma kadar gitme- sine imkân olacak mıydı? İşte, fon Ribentropu bekliyen İ kinci sürpriz bu noktada karşısına çıktı. Bir gün bir mektup aldı. Pir luna baktı. Zarf İstanbuldan posta" MASAL ÇOCUKLARI IN AŞK VE HİS ROMANI: MUZAFFER ESEN Bu meseleyi nasıl halledecek, işin | Nâkleden : Fon Papenin kaybettiği evrak ora st ya verilmişti ve resmi bir mektup- vw: “Dördüncü Osmanlı kolordusun: | İmemur binbeşı fon Paper, swülâ zim Joachim fon Ribeniropa, vakit geçirmeksizin, Istanbıdda kendisi İne illikek etmesini bildirir... FON PAPENİN PLANI Fon Papsn, Amerikadan — dör mez, Tansa c*pher'ne gönderil: miş ve orada birkaç kanlı muhare beye iştirak etmişti. Güzelim vazi' | yeti bozuluuştu. Elindeki mahren. tı oybeder veya çaldıran b özli ajanı: gözen düşmesi kada: tabif ne olabilirdi? Fakat !e ı Papen mücadeleden vaz geçmedi. Taliinin kendisini attığı "perlerde gere gür düşünerek Yiyük bir ç öje tmwa'izd. Bu: ce silâtiı ve saril, bir rapor halinde yazıp Alman umümü orkânı harbi- yesine gönderdi. ; Fon Papen bu plânının iyi tatbik edildiği tikdirde İngiliilerin FAEETâ* di, Teklifi şuydu: Türk ordusu vast- İ tasile Süveyş kanalı üzerine çok bü yük ve çek ani bir taarruza mek... Böyle bir hareket muvaffa- ıyrstırluğunun — şah damarını başka fon Papen bu ra “yük Alman projesini ilk |. defa Gwwk tahriri bir şekle dökü- #ardu: Yakın şarkın Alman hâki I ti alma alınması... porunda BERLİN - BAĞDAT Fon Papen plânında yakın şârk- taki muhtelif memleketlerde Asya» | #erek. “bu mem: lekeileri Alman nüfuzu altına ,şök b tı teklif ediyordr. "unun İ;*5 dejP: “manı * rğvra kulların &ı hesaplamıştı. müzur hiddet: hane lemedi ve muvaffak netice V “lislirde İngiliz mü ı*fakiyei İl bü raenli neticede âmül oldu. zaman cariyesi gibi 25 AĞUSTOS — | Gizli Vazifeden Hariciye Nazırlığına... Fethi KARDEŞ nda bulunan çek defteri neti çekin iki yüzü. Alman umumi erkânıharbi! Pı te iğ beğ “on Papen Merline çağrıldı. sonbu: “ine davet edilerek onlara gun ve Lüdendorfun P “ri ve bir'saç gün sonra Gİ « Os anlı kolordusuna lerek eş ii nişti. Ba va” adam, Amerikadaki vazifesiği x bir ; kilde yapan ge “ Ribentrop oldu. / ” Papei Berlinden ay dan önce, son aylarda fena lerden sonra bir de iyi ARIN. ole gün resmi Bi. Fon. Papen istanbulu nez. İşe başladı ve giriştiği sami işi tek başma idare ede! vi Zini bildiği cihetle itimat tini derhal yanına nemi şündü; Fon Ribentropu yas biyetini Intaç ddeveği” kandatindey- | ** on Rentrip «* şi mektubunu aldığı günün “ bavulunu aldığı gibi ekspre 6 muş, İstanbula hareket etmi! kiyst halinde İngilterenin Britanya | Papenle fon Ribentrop bir vi birr tan « va İsi ; Perapalas otelinde tekrar ” | tular, Fon Papenin plânı iyi tatbi RIBENTROP FON PAPE' ER) HAYATINI KURTARIY İngiliz generali Allenbinit işe cereyanı uyardırmak, o sonrajnilmedik vt çok şiddetli 159'4 süratle inkişaf etmişti, Tegili etleri, F'listine kadar geldile” apen de erkâmiherbiyeye n olarak orada belime pa görünüz. Ne yapayım. Bir ime galebe edemedim. yapacaktınız. Yoksa beni döğecek mii — vallı sepeti yakaladı ve pencsreye doğrü “fırlattı. Sepetin kolu perdenin demirine çarptı, inler gibi bir ses çıkardı. Çarpış- madan kopan çiçekler yere döküldüler. O vakit Nihat, ne yaptığını o bilmiyen bir deli gibi, hiddetini yenemiyerek yer- deki çiçekleri çiğnedi; şimdi de yerde bir yığın türlü türlü buruşuk (oyapraktan başka bir şey kalmamıştı. Behire, bu öfkenin devam ettiği yarım dakika içerisinde şaşırmış kalmıştı. Göz leri korkudan büyümüş, tek bir kelime © bile söyliyemiyordu. Sonra OBehire de — birdenbire öfkelendi, sakin sakin yağmur © Yalarken birdenbire gürleyen bir fırtma gibi taştı, köpürdü. Bi: sıçrayışta Behire mataya k Nihadm getirip masa üzerine bir buketi yakaladı ve onu da Necdetin se ; petinin yanma gönderdi. Behirs buketi o kadar derin bir ölkey- le yakalamıştı ki unutma beni çiçeklerile menekşeler, nerkislerin ortasında zede- lenmiş ve ezilmiş çiçekler (o hâlinde yere döküldü. Yalnız buketin kenarını ince bir dantelâ g üsliyen beyaz (o papatyeler bu harap manzara ortasında dipdiri kal muşlardı. Beyaz papatyelerin sağlam Salma sı da çok uzun zamları devâm ctms Behire, Nihat gibi çilgin bir sinde nerkisleri ve ezik menek da sağlam duran paraiyeleri çiğniyor du. Be! intikam alan Copukları, an» cak çiğneyecel: bir şey kalmayınca dür- dular, Genç kız tanınmıyacak bir hal Yüzü sapsarı, gözlerinden öleyler ft yor, öfkeden dudakları titsiyor, Derin bir buhratı içerisinde » İşte olüu.. İşte oldu.. Diye kekeliyor, Şimdi de şaşırma sırası Nihada ger mişti. O da şaşkın şaşkın ve alını gop bir kelime bile söylemeden (o bakıyordu. Yaptığı harekete pişman olmustu. Bu buhran Nihadım içinden o bir hid dat rüzgârı, mukavemet edilmez bir kıs kançlık fırtması ha'inde geçmişti, Erkek kadınla yanyana iken Kadını başka biri" sinin alâkadar olduğnu sezerse kendini kaybeder. Nihat da öyle o'm'ışta, Beynin de köpüren kâsırgaya taa'imm'i edems- miş, kırmak, nememişti. Sonra Nscdetin sepeti çok yü. ihat bir erkel: soziş /'» mi bir rakip olduğu" tahri,, etmek ihtirasım ye genç dek isine mi şt. artık , Şaşkınlığı nihayet geçen Nihat, kekeli" y ek sorabildi; Fakat sana birdenbire ne oldu Be- *.. Deli gibi oldun.. Cmçkız — Ya size ne oldu Nihat bey? Birden- bire niçin böyle kabaca hazeket ettiniz? Bchire, rica ederim sözlerini düşüne rek söylel Nihat bey. Bana söz söylerken böyle 2 bir tavır takmmayınız. Ben ak” 4 gelen fikri söylemekte (o eerbestim.. Size de lâyık olduğunuz kelimelerle hitap edivurum. Siz kaba bir adamamız ve ben sizden if eniyorum. » — Evet Behire. İtiral ederim. Size kimr braz kabaca hareket ettim. Ber hi kv karşilr “ Ben gene Allahin talii kulu imf kür Allahıma bu halinizi bana © müd evvel ““*erdi. tabalâğa un Sahil dik * “xn haki oldsğumu Hi sin sevgilim. . — Sevsilim mi? Bir daha bu K* yanımda talâffuz etmenize izin rum, Artı ve değilim sisin Bazda sonra Sizi — Rica ederim Behire böyel Hat anlıy:-— ve af istiy &derim Ölkemi mazur görünüs- Fakat Behire Nihadı dinlemiyii tik, (Devamı var) Genç kız nişanlısını öfkeyle SÜZÜN — Biraz mı kaba hareket ettin