marn ZATİ MBERİN TAR ROMANI: 79 Yazan: Muzaffer Muhittin söle bu garip adamı tepe- den tırnağa kadar süzdü Mirayı araya araya kanter Kalmış ve son derere Yö” iza) olan adam bu kırmızı Dir kadına o bensiyen ve İ ve kıyafetinden kendi he- birisi olduğunu anladığı Üteden zerre kadar şüphe klndan geçmemişti. de bir ipucu elde vü» ümidiyle aptal kılıklı Dü #dama cevab verdi: 2; ay rağ Biçin arıyorsun” Sen di İbrahim cevap vezdi: | | çıkardığı dizginleri eline alıp © Evet!, Z Mirayı tanıyor masün? 4 Tanımaz olur muyam? h vari uzun eytarisile Ya . a, ; DİP sarraf gibi giyinmiş 0- dar İ Rarip adamı tepeden tir” & kadak süzdü: — ty Mirayı, kendisine bir mek tag, 2: onun için arıyorum!., o Mektup mu? tü, | Sen bu zatın nerede olduğunu b Musun? v8 sordu, wi SMA İbrahim adamın bu sözü- X emiş gibi ağrmda parma - gerek son derece lkayt bir bi. öbür tarafa, çarşı yoluna ara abdal Bukınıp durmağa , ete. Süvari adeti hiddetlen- tez na soruyorum be adam! la bg nerede olduğunu bili. ex İbrahim parmağım ağzm- xi eden bir çocuk safiyetile; ur Mırıldanıp sonra tekrar 8a- Mei, ak ve kendi ölemiyle mesgul, Bibi etrafma bakınmağa haşla. e üye, nerede olduğunu söyler ty, Günkü çok yoruldum. Ken- diş, ç Mektub da mühim bir yerden Onu bulabilirsen sana da para iy, i Da üp Çk Torahim çinden gülme” * zahiren hiç oralarda gö- zy haç Peki, dedi, Seni onun olduğu Ya birdenbire sevindi: ya İayhayı,, Uzakta wı? Nel İbrahim bön bön gülerek: Mira uzakta değil!, deği, — dad va davrandı, Pakat Sonra sü, “nüns düşerek eğir ağır ve #alak salak bakınarak sü, Bötürmeye başladi. #ürette peşine takmış, bü- Eeçmiş, şehrin cenub yollanmaştı, tay doğru malar İbrahim Miray hakkımda der Baber olduğunu güpbe- Kl #alâmıy ve hemen basit 8 yu adamı: elden ka ie hi, İüsünmüş, netekm sü İbiş a ln "ay Ee #üphe vermeden ba - Bile etmişti. abdal İbrahim dört kö- İâS bir binanın önüme Zaman bir çocuk gibi göz Nİ gülerek, mahewb bir ta - a Bönmilş ve süvariye ii; da o sdam!,. Mi hayrerle » GER “ m:?. deği, Ben bu İ İbrahim evvelâ tereddüd &s, ben içeri girip haber vereyim! Süvari razı oldu: — Aman çabuk ol, gözünü seve, yim! Fakat yabudi Torahim ssllanan) 0 lâkayt tavırlariyle içeriye gir- dikten bir dakilea sonra dişartya iri yatı bir asker çıktı. Merakla kapı- Bra önünde beklemekte olar süva- riye: — Mirayı arıyan siz misiniz7,. Diye sordu. — Evet, benim! — Buyrun İriyarı adam sövarinin kolundan st tuttu ve süvariye içeri girmesi için yol verdi, Fakat süvari içeri girer girmez, iriyarı üç adam Üzerine atılıp ada, su derhal yere yıktılar. Bir saniye içinde elini kolunu bağlamışlardı, İçierinde kara sakallısı genç ola. ama — Üstünü ara, iyice ara baka - inn! Emrini verdi, Başırıp kalmış olsn süvarinin Bayret ve korkulu bakışları arasın- İda Üstünü aradılar, koynundan mu- İşambaya surlmış mektubu çıkardı, lar, Diz östü süvariyi aramış olan genç adam bulduğu mektubu der, ha! kara sekallıya verdi. O du mek tubu alır alınaz hemen binadan içe- üye girdi, İçerde İbrahim şeytani bir gülüşle kars sakallıyı karşilndı: — Tertesin üzerinde yalnız bunu mu buldunuz? — Evet, — Ver hans", — Baş üstüne, buyur). İbrahim mektubu aldr. Üzörini'n” Kudu: (Miraya acele ve hususi verile- çektir.) Yahudâ! İbrahlın müstehzi tebes, sümü ile tekrar güldü ve artık âde, (6 olmuş bulunan 0 sarsak ve ser- sem yürüyüşüyle merdivenlerden gis. Afroditinin Miraya aeole ve hür susi olarak yazdığı mektub bir da- kika sonra Mal batunun elindeydi. ATIN A: x r: Wegyiteti manship .l Mal hatun Afroditinin ei yazısın derhal tanımıştı, Yazıyı görür gör. mez Utredi Mektubu derhal açtı, Ayakta ay, ai lâkayt ve abâe tavriyle, Fakat | göz! erinin içinde derin istihzalı bir | sevinçle beklemekte olan İbrahim — Demek bu adamı bir tosadiif- ie €le geçirdin, öyle mi7 edâi, — Evet sultanım. — Peki, mükâfetmı göreceksin! — Sağlığınız sultanım!.. Mal hatun yahudi İbrahimi âin - İlemiyordu bile, O zaptedilemez bir | merakla mektubu okuyor, okuduk - a da yüzüne kan hücum ederek ar Kumdaki iz Yazan: JAN RAMO Çeviren: : Ateşin yanında bir şezlong Üze- 'şün denize giriyordum. Bir gün rine uzanmış olan ihtiyar kadın, torununu o misafir du. O misafirlerini kabul etmekten çok hoşlanır! Vaktiyle onun meş bur bir salonu vardı. Bütün ona perestiş edenler burada toplanır. lardı. O zamanının en nüfuzlu kadın idi Bu salon akademi azaları, gene- raller, valiler, mazırlarla dolup bo. şalırdı. Şimdi bu eski günleri hatır Jayan kira kaldı? Kendisi. Bir de nankör olmyan bir kaç ih Onlar arasıra ihtiyar kadme bür- “ık solgunlaşmış olan yüzü pembele siyordu. rvelâ Afroditinin Gregoriusun e üne geçmiş olduğuru öğreninee son dereco hayret etmiş ve derin bir sevinç duymuştu. Pontosa nakledil. diğini de okuyunca büsbütün mem- nun Grezorlusun bu myvaffakıyetini içinden hemen çilgımca sikaşlamak istiyordu. Gregorlusun oAfroditiyi İznikte tulmamasınız büyük ve İss- betli bir ihtiyatkârirk olduğuru dü- şündü, Fakat Afroditinu Mirayı derhal Pontosa çağırdığını ve ken. disini kurtarmak için İmdadına koş maşını istediğini görünce durdu. (Devam var) Dâhiyane fikirler! İR İngiliz mecmuasmın açtı” ğı dâhiyane fikirler müsa - bakasında birinciliği kazanan bir tekir: Badın çorablarmı bir çift, yani &i İsne olarak değil, Üç tane ola- rek satıra)ı. Çünkü, çorabların kiri hin bir ipliği kaçınea öteki teki de kullanılmaz oluyor, Halbriki iç tek İsa biri eskiyieee öteki diğer ihti. tekle giyilir. Bu soretle, hex İ çorapçılar - üç tek çorab birden sat tıkları için « kazanırlar, hem de ç6. sakiarı giyenler, Dahiyane fikirlerden birkaç ta- mesi daha: Niçin lokantalarda, gazinolarda cişara içmiyemnlere mahsus köşeler ayırmıyorlar ? Her evin kapısına bir mektub ku- İvimli buluyorlardı. metlerini sunmağa geliyorlar, por sumuş dudaklarla kurumuş elleri, “i öpüyorlar. Saat dört. İlk misafirler geli yorlar.. Saat yedi, salonda yüze yakın misafir var. Bunlardan kırk kadarı erkektir ve konuşulurken wöz arasında bir banyo şehrinin is- mi geçiyor: Getari.. Bu isim, davetliler torunla meş" | gul oldukları için bir köşede unu. tulmuş gibi"duran ihtiyar kadını canlandırıyor, dudaklarmın ara sından murıldanıyor: Getari.. Kadmın yanında oturan düşü: celi, ihtiyar bir erkek soruyo — Buraya gittiniz ml madam ? — Evet, hattâ ilk aşkımı da w rada yaşadım. Salonda bir çok sesler yüksekli; > İlk aşkınız m madam? Lüt. fen bu hikâyeyi bize anlatır mrs nız?, İhtiyar kadın gok nazlanmadan hikâyesine (© başladı. İhtiyarlar, gençlik zamanlarını anlatmaktan çok zevk duyarlar: — On beş, on altı yaşındaydım. Etrafımtlaki insanlar beni çok se- Getâride ber —— leman tusu konse da postast apartımanla- rın İâ en yuka'ı katlarına kadar çıkmaya mecbur olmasa daha iyi değil mi? Haftanın yad! günü hiç kurma. dan işliyecek saat yapılamaz mı” Sasi kurgusu bittiği zaman çalar, gider kurarız... Plânş 59 Fı Gnhevsi İı The Mersa A; Pferd n Cia hauk r The Ark o Hehe Sehule ) 1 EŞİNME (tepinme, ye- rinde sayma) 1. FP: la giaffement (le pinf. fer) 1, 1: the piaffer (the Spanish walk) 1. A: die Pizffe İ 2. TALİM 2. F'lepas 4. İRKİLME ) k Morse. 3. A: diş Passage 4. F: is cabrade 4.1 Yürüyüşü * d'öcole 2. 1: the walk 2. A: der Sehulachritt 8. GEÇİT Yi 8. F: le passage 3. 1: tas pöasade Solantem, d2 buralara gel , | Ve Fakat sen dur kapı" the tevsde , A: die Levade MANİA ATLAMA F: le mayt de mouto! 1: the capriole A: die Kepriole ŞAHLANMA F: Is courbette |, İ: the cürvet ÜRÜYUŞU bekte) gensprung) (the our. A: die Kurbette (der Bo- bekliyor: İmiş, yalnız başıma kum üzerine uzan - lara dalmıştım. Elimle vuş dolusu kum alıyor ve bu kumu parmaklarım arasından akttıyordum. Parmaklarımını ara undan kumun akışı çok hoşuma gidiyordu. Kum tanelerinin derime her de. İğişinde vücudumda bir İ duyuyordum. Her defasında kum yordum. Armemin, babamın yanma git. mek üzercayağa vakit karşımda benim yaşımda bir <rkek çocuk gördüm. Bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Bir taraftan da jbir mektep kitabını okur gibi gö- jrüntiyordu. Fakat bakikat bhakde İbekışları tamamiyle bana dikiliy- di ?. Bu her balde ikmale kalmış, İsahilde bir kitap üzerinde pinekle- yen bir mektep talebesi olacaktı. Bilir misiniz, bu çocuk oradan ay- plınca ne yaptı? Ellerimden dö külen kum yığınına yanaştı. Bu kumu uzun uzün kokladı. Sonra , İceplerine doldurdu. Bu hareket gok boşuma gitti. Bu benim ya, #irodaki afacan, bana aşkını anlat- mak istemişti, Bu sevgi yürekten geliyordu . Çünkü utanma ile beraberdi., En derin aşkların en fazla hicap bissi verdiğini sonradan öğrendim. Ya ben, ben ne oldum bilir mi- siniz?. Evvelâ kızardım. Sonra bütün kahınm kalbinde toplarkdr. İnsan on beş yaşında bir çek gık gınlıklar yapabilir. Ertesi gün uyumağa gidiyorum diyerek ayni yere gittim. Deniz kenarında bir parça ıslak kum Üzerine uzandım. Bu ıslak kum üzerinde vücudum tamamiyle iz bırakacaktı. Korsamı aştım. Göğsümü kuma dayadım.. Göğsüm kum üzerinde ortası ka, ha derin çukur bir iz bırakmıştı . Sonra yerimden kalktım. Etekli- £( sinsieri > idaha hızı dökülsün diye elimi! daha yukarıya kaldırıyordum. Ve İsiçradım, Bu sırada hafif bir gü JUZAFFER ESEN imi silktim, Ve bir banye kabi - nesi arkasında saklandım. Hâdiseler (düşündüğüm gibi cereyan etti, Aşıkım derhal mey dana çıktı. Benim yattığım yere © da yattı. Etrafta kimse bulun madığından emin olduk sonra (be İsim kabinenin arkasında olduğu" | , |eğlerime baktıkça içerimde güzel ii olmaktan doğan bir gurur duyu. |nr eğdi ve bir hırsız gibi uzak. mu bilmiyordu.) dudakların göğ. Ürperme İsümün üzerine yanaştırdı ve urun uzun orayı öptü. Sevincimden olduğum yerde ü yaptım. O beni gördü, beşi, taştı. Haykıracak kadar heyecanlı kalktığım Jidim. Bu zavallı küçük beni ne ka dar seviyordu. Ben de onu sevme» ğe başlamıştım. Fakat o ne ince, ne zarif bir şekilde aşkını ilân e diyordu! Dünyanın hiç bir şiiri bu hareket kadar beliğ olamazdı. Onun bir tek kelimesini bile işitme miştim.. Ne zararı var!.. Onun iş- mini bilmiyordum. Ne ehemmiyeti var!, Ayni akşam, plâj boşalınca göğ” sümün İzini taşıyan yere yanay tım, Parmağımda bir genç kız yü. züğü vardı, kıymetsiz bir yüzük, Üzerinde dört yapraklı bir yonca ve yalancı dört inci bulunan bir yüzük, Oracıkta kumu kazdım. Ve oyuğa küçük yüzüğü sakladım. Akşam eve döndüğüm zaman ha yalimide bu yüzük artık artık alel? de bir gümüş halka değildi AJ tan bir nişan yüzüğü kalini almr te. Her halde o delikank ile gi nün birinde evlenecektim. Ertesi gün gocuk yüzüğü orada bulacak ve ber geyi anlayacaktı. Ah bu ilk aşklar... Burada ihtiyar kadın sustu, ba» şın: eğdi, ve ufak ter taneleriyle ıslanan soluk yüzünü mendille sil di. Dinleyenlerden birisi: — Peki madam, dedi, sonra me oldu?. — Bu hikâyenin sonrası yoktur (Lütfen sayfayı çeviriniz) » chevavx k(Bomestic) Bresda Sf Horses A: Pferderassen 1 SAFKAN 1. #: le pur sang 1. İ: the thoroughbred (Le. 3 borse that has been erterdâ İn the stud . book, a rerord of pedi. | reca ol horses) İ İbloodetock ww thorough- bred horses o collectively) 1. Ai das Vollblut 2. YARIM KAN 2. Pi le demksang 2. İ: the “Warmblut” (i e. an intermedinte o between | thoroughbred and draüght | brsed) 2. A: das Warmblut 3. ÇEKİ (araba) HAYVANI (Belçika cinsi) (çeki hay, vanı, llğar hayvan, yeri .) 8. F: le “heval de gros trajt belge (eheva! m, de race indizöne) 8. İ: the Belgian draugbt breed (ihe “Kaltblut”, e. a typica! dreught - horse) L 3. A: Belgiaches Arbelts- pferd (Kaltblut) YERLİ BEYGİR (küçük at, Poney cinsi) . F: le poney (ehevaj m, de race indiğine) , İ: the pony (“Kaltblut”, et, 3) A: der oder dam Pony CKaltbkat)