9 Ağustos 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

9 Ağustos 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER'in Tarihihi Romanı: BASER — Akşam Postası CEPHEDE, Ço TAPU RU”? Yazan: RAHMİ YAĞIZ Enver: paşa : cübbeli Mevlevi taburunu — Softalar için askeri mükellefiyet kanına #ir! bir tarafa birskalım, bunlardan gönüllü tabur- lar meydana getirelim, — Gönüllü taburları meydana getirmek fikri güzel... Ama, mükellefiyete davet işini muhalefetle karşılamak ihtimali bulunan bü sarıklı haydutların gönüllü hizmete geleceklerini hiç zannetmem! — Evvelâ bu gönüllü şeklini kabul edelim, Sonra tatbiki çarelerini düşünürüz. Comal paşa oturduğu yerden söze karıştı: — Doğru, en iyi şekil, bu adamları gönüllü bir tabur meydana getirmeğe sevketmektir. — Kabul ederler mi dersiniz? — Ettiririz paşal Talât paşa yerinden kalktı. Ağır ağır salonun ortasmda duran başkumandan vekiline yaklaştı. Çok yumuşak bir dil ve sempatik bir jestle anlat- te; — Ben, bunun için şu usulü tavsiye ederim: Her tarikatin en büyüğünü çağıralım. Ona bu ta burlarm cepheye gönderilmiyeceğini, maksadrmızın (ehad: mukaddes) telâkkisini teşmil ve kuvvetlen. dirmek olduğunu anlatalım. Kerdi kumandasmda bu teşekküle girecek, mürid, şeyh, derviş smıfını tesbit etmesini istiyelim, Zannediyorum ki bu tek- Mile karglaşncak meşayihten hiç kimse itiraza kal kışmıyasak, derhal bunu kabul edecektir. Talât paşa durdu. Evvelâ gözlerini başkuman, dan vel in düşünceli bir tavrıla göğsüne eğik duran yüzünde, #onra Cemal paşanm çatık kaşlari- İe gölgeli sakallı çebresinde dolaştırdı, sordu: — Nasıl, bu fikir şiddetten, cebirden daha iyi ve daha kolay kabul edilecek bir şekil değil mi?, Süküt devam ediyordu. Birkaç saniye odayı matlık bir hâkimiyetle istilâ eden sessizlik Cemal Paşaam gür ve mütçhakkim tonlu sesiyle'parça- landı: — Evet,.. Bu, daha yerinde ve daha çok mu vaffnkıyet vadeden bir şekli olacak —Ö aydi, isimleri *esbit edelim, Enver pa-” kterine delâlet eden sürat fikri de Talât ; irazile aralandı, — Hemen şimdi imi , İmkdar yok... Şu an- da ne meşayihin” isünlerini bir araya toplıyabiiiriz, na de halkı telâşa” düşürecek bir davet yapabiliriz. Siz şimdi işi bana bırakm. Memleketin her tara. fındaki dede, baba, müderris ve dersiamların Esimlerini çikarttırayım. Bunlardan İşimize yarıya- caklarmı kestirdiklerimi . seçeyim. Onları birer mekinb veya telgrafla buraya davet edeyim, Bir meclis kuralım. O meclisin vereceği kararla gö »ÜNü taburları teşkil öder, toçhizatlarını tamamlar, faaliyete geçeriz. O günkü münakaşa tç ittihafçı nazırm arasın" da birkaç saat zliren uzun bir seansla itmam edil- âi, Talâat paşanm bu muhik ve yerinde tertibatı- Bm tatbikma <eslidi, 1331 martının üçüncü, 334 rebiülâharınm 4 ün- el, 1916 milâdi nisanmm 16 met salı günü, sadaret- ten Yazilan bir tezkereye uyularak dahiliye neza' retladan Konyadaki Mevlevi dergihmm postnegini vo Mevlevi tarikatinla relsi Veled Çelebiye bir tel- graf çekilmiş ve İstanbula gelmesi bildirilmişti. Sevdiği kadının mağrur ve müstakil © ruhu hesabına müsamahakâr bir O tebes “şümle Necdet cevap verdi — Biliyorum bunu. Çocukluk arkadaşı" mı ve onun büyük ruhunu gayet iyi bi- Birim, Onu muztarib edecek (hiçbir şe sizden istemem tabii. Behire bir gün sizin bu işte bir rol oynadığınızı öğrense bile bundan hiç üzülmiyecektir. vii leği teftiş etti Bir hafta sonra Veled Çelebi, maiyeti dedegâ. nı ile birlikte İstanbula gelerek sadrazamın buzu- rum çıkmıştı, İLK GÖRÜŞME VE KARAR Veled Çelebi, sadrazam Talât paşanın mesnevi ağzı kullanarak ağdslı bir osmanlıca ile kısaca İ zah ettiği davet sebebini öğrenince teliş edeceği yerde bu karardan memnun olmuş, sadrazamın beklediği: — Elhak, şok musib, karihal asyfanelerinin bir fikri mimtazesi şeklinde tecelli ve bir vazifei fah ru mübahat telâkki edilecek gu reyi ssibe cümle turuku sliyeden evvel fikarayı mevleriyanın ezca- nı dil icabet edecekleri bi şekkü iştibahtır.,, Cerakinı vermişti, ü Bunu müjde yerine sayan Talât paşa OÇelebi efendiye İstanbulda hükümet namma ikamet mas. rafını verdikten sonra hemen Enver paşaya İşi anlatmış, Veled Çelebi ertesi ginü Enver paşanm Balta limanmdeki yalısına hususi şekilde davet © dilerek müzakere edilmiş, ve şu karar verilmişti: Veled Çelebi Konyaya gidecek, gördüğü bir ri- yayı İleri sürerek bütün mevlevileri gönüllü bir mevlevt taburu teşkil etmek Üzere umumi bir davet yapacaktı, Çelebi, bu karardan sonra ( İstanbulda uzun müddet kalmadı, iki gün Sonra trene binerek Kon- yanım yolunu tuttu, Müzakere gününün haftasında Konyadan Osmanlı imparatorluğu hudutları içinde. ki tekmil mevlevihanelere hitaben Veled Çelebinin gönderdiği beyannamo mevlevileri şevk ve heyeca- na gârketti, Abasını omuzlıyan, kemerini bağlıyan kendi mevlevihanesi şeyhine müracaatla mevlevi taburu- na kaydedilmesini istedi. Ayni yılım 22 martmda, hir sabah erkenden harbiye nezaretinin avlusuna biriken sikkeli, cübbeli mevlevi dervişleri saf teşkit ederek harbiye nazırınn teftişine hazır bulundu- Jar, O gün yapılan teftiş neticesinde gazetelerde intişar eden bir havadis İstanbuldan yayılarak Oz. manlı İmparatorluğunun en uzuk köşelerine kadar bir şimşek süratiyle uğradı. İlk mevlevi gönüllü ta- buru böylece kadro halinde teşekkül otmiş oldu, —i— TABURUN RESMEN TEŞEKKÜLÜ, FAALİYETİ Konyada, Mevlâna dergâhınm str çıkmaz du" .arlarından dışarı #izan bir haber bütün vilâyei harb vaziyeti etrafında endişeye düşürmüştü. Köçe bucka toplanan ahbablar biribirlerinin kulaklarına şöyle fesıldıyorlardı: “.. Mevlevi şeyhleriyle dervişleri de harbe gi- diyorlarmış.,, Bu fısıldayış yavaş yavaş dedikodu mahiyetini aldı, Her ağızda ağdalaşan bir tonla çiğnene çiğne- na sakızlağtı. Bunu hayra yoranlsrdan ziyade, harb vaziyetinin müttefikler aleyhine döndüğüne işaret ssyanlar göze çarpıyordu. Vilâyetle günün birleik mevzuu bu olmuştu: — Şeyhler, dervişler de askere çağırılmış! — Haydi canım! Öyle şey olur mu, Tekkeler. de oturanlar kavga adamı değildirler, (Devamı var) Nakleden : ağbi — Ne can sıkıcı şey! Bu esiri gör- kimse olmamasından istifade &de mesi çok iyi olacaktı, Bunu ancak kendimize faydalı olacağına kanaat İzetirirsen alıkoyabiliriz. Ne ise ben | sticvap ederin. Peki onbaşı Zeman, esiri getirin ve beni onunla yalnız bırakın, Yatrız kalı İçekmesini açtı ve otomatik tabanca mın kabzasına dokundu. Şarj baktı ve çekmeyi Süratle kapattı.; av. s Pule içeri giriyordu. Fri Fransiz uzun boylu, sarışir i a hem biraz (O bönce kâr tavırlı bir gençti. ını vurarak selâm vaziyeti Ja ve teftişte bir acemi nefer sesi iile kürvesini söyledi: — 812 inci filodan pilot Pule, mülâzimim. Haymın yüzünde büyük bir hay ret ifadesi belirdi. Masasının üze gavuş Hâym masasının! rine iğilerek dosyayı bir daha oku du. Nihayet Fransızca olarak; — Rahat... dedi. Uzun biran, Fransız esirinin göz | arkadaşlarımdandır. Üç İters bakışları karşısında ne tek başı ellerinin arasında beş da kika kadar düşündü. Sonra Fransız ordustnün &n yeni tarihli muharebe | emirlerinden birini, ( tayyarediliğ; dait birkaç teknik not, okudu. Esi: tâyvarecilerin isticvapları , zabıtla tadan bir ikisine göz attı. Oğluna döndüğü zaman Pafeye | İ yülümeedi. Esir, jandarmanın ter yapa cağını (o şaşırmış görünmekteydi Haym, jandarmaya hitap etti: Siz dışarı çıkabilirsiniz. Jandarma çıkarak kapıyı dı. Haym: — Oturunuz çavuş, dedi. Sizink biraz gevezelik etmeğe vaktim var Ihtimal eski filo şefinizin sıhhatt ve İyi olduğunu öğrenmek sizi sindirecektir. kapa" Yçansız atıldı: — Yüzbaşı Forteju mu? — Evet. Kendisi harpten evvelk ay evve lerinin içine baktı, Sonra söze baş-|bir kara mitralyözü tarafmdan dü tadı: — Askeri kanunlara harekâtımızı| su! İnsan Sen Korenten gibi iyi mü şürüldü. Yaptığı ihtiyatsızlık doğru uydurmak hususundaki dikkatiniz-İdafaa edilmekte olan bir gara, ik: den dolayı sizi tebrik ederim (ça yüz metreye kadar inerek O hücum vuş, Fransız ordusunda (disipline son derece dikkat edildiğini bilmez etmek yapılır iş mi? — Affedersiniz. Yüzbaşı uzaktı değilim, Fakat bu disiplini anlayış|bir ferdi keşif vazilesi (o esnasında noktasından Fransızlarla Almanlar) kayboldu. arasında fark vardır. Fransızlar e-| — Doğru. Fakat bön onun bu keşi| uçuşu esnasında bombardıman yap | sarette bu disiplini, düşmana karşı duydukları hissi izhar etmek zev ki için unutmakta beis görmezler, Elimize geçen vatandaşlarınızdan| sizden gördüğümüz gibi hürmet ni- şanesi görmeğe doğrusu alışık de- giliz. , Fransız şaşalar gibi oldu: — Fakat.. — Hakikat böyle, sizi bu sebeble tebrik ettim. — Düşmanımız olabilirsiniz fa- katı, -— Sonra bize rütbemizle hitap e dilmesine de alışık değiliz. Arkadaş” larınız pek ısrar edersek mecburi” yet altında bizi selâmlarlar, fakat “binbaşım, yüzbaşım,. diye hitap letmeği âdeta vatana hiyanet sayar lar, Haym birden ayağa Okalktı ve bir hamlede kapıya koşarak açtı. Anahtar deliğine gözünü uydurmuş olan jandarma Zeman (kıpkırmızı doğruldu. Mülâzim bunu görme !mezlikten geldi. — Ben biraz odadan uzaklaşaca" ğim.Esiri muhafaza ediniz. Ka pı açık kalsın. Haym teşkilâtına ait“ dosyaların saklandığı, eskiden bankanın kasa dairesi olan salona girdi. (Burada MASAL' ÇOCUKLARI IN AŞK VE HİS ROMANI: MUZAFFER ESEN masına akıl erdiremiyorum. Otursa niza canım. Çavuş hürmetkâr tavırlarını br rakımıyarak bir iskemleye ilişti ve ima bomba taşımak itiyadındayız. , Yüzbaşı bu bombaları geri götür meğe tahammül edemez, muhakkak bir fırsat bularak bombaları sarfe- derdi. — Görüyorum ki onu iyi tanıyor | muz, Çoktan mı? — Harpten evvel maiyetinde ça- İıştım. Tayvareci olunca ben de o nu takip edeek tayyareciliğe — gir dim. - Siz 'ne taraltansınız? Fransız bir müddet soğukkanir tığını kaybetmiş olsa bile şimdi tek- rar iidaline kavuşmuştu. Mükâle me mevzuunun böyle ani bir şekik de değişmesine şaşmış görünmedi. İskemleye daha rahat © yerleşti ve suale derhal cevap verdi: — Dangulemdenim. — Öyle mi? Ne güzel değil mi Dangulem? — Evet efendim, Seyyahlar şelr)den çıktı. Gn grup manzarasına bayılıriar. kirlerini alkışladı, örgüsünü Tatlı mavi renkteki ince yün li kızın berrak rengine, güneşten aldığı lak akislerle ışıldayan güzel sarı çok iyi yakışıyor, dizleri üzerindeki 1 güsü ile güzel bir ahenk teşkil ediy? Yesil gölgeli bir yerde çimenler? muş olan bu genç kızm görünüşü $* sında kendinden geçmiş bir halde vw i $ AĞUSTOS — 19534 Çev:ren: Feth: Karde — Meydandaki Ravayyak sü meşhurdur. Pule kalıkahayı bastı: — Affedersiniz. Şehirde öyle tatü yoktur. sasen (O Fraf atillerin statüsünü (dikmek ğildir.» Siciliken ne iş yapardınız? — Babamla beraber | bisiki€ attâ: ötomobil tamiratı yap sar “ciliğe çok hevesin. val — Bu hevesle tayyareciliğe 9 dJınız demek? Kullandığınız 18! 2 hakkındaki fikriniz? Bu mevzu üzerinde Pule ta iyetle dakikalarca Ok | | olduğuna şüpbe olmıyan Mülâzim bir yun sözüni — Askeri vesikalarınız? yi yanıma alm — Esr düşersem beni zabit naları ve ona göre muamele *i için. — Fakat bu sefer, — Jik isticvapta bulunup # olmadığımı ağzımdan kaçırdı” — Som cephesindeki son © neydanınız nerede idi? Çavuşun kaşları çatıldı: 'svezelik ediyorum Silübeik şeylerle ği amgelen şeyleri ayırt etmesini rim, Size arkadaslarımı yuval” da bombardıman etmenize ya - tâk'malümat veremem,” Fzansız, bir saattir devam konuşma esnasında yavaş kendisini toplamıs, heyecan! Haym oğa İve ikinci defa olarak dışarı 9 Koridorda jandarmaya işaret rek esitin içerde yalnız Ol anlattı ve tekrar dosya girdi. Mütereddit, hattâ endişeli Ellerini Kavuşturup dıvara 7 narak dakikalarca öyle kaldı. kararlarile &ı nınmış olan Haym bir şey kında karar veremez görünüyÜ Nihayet cebinden on feniklik bif ra çıkararak havaya attı, eliyif dai olduğ. i y #adaşları arasmdi pi kalayıp avucunu kapadı. Birli niye avucunu açmadı, Açtığı baktı, üstünden büyük bir yöf gehirdirİ mış gibi memnun, yavaşça çalmağa başladı ve dosya dair“ (Devamı ver) “ ie ii # O halde müsterih olabilirim. den rica edeceğim ilk iş, benden & bahsederken hakkımda müs& hakâr ve taralgirane bir lisan kullan» olacaktır. Yerinde söylen» sözün bir kadın vuhut “tesir çok büyüktür. İş bu kadarsa çok kolay.. Sizi methe derken yalan söylemiş olmıyacağım ki.. nra Behire ile birkaç defa görüş n münasip vesileler ihza — Niçin doğrudan doğruya evine gidip görüşmüyorsunuz. -— Behire beni unutmak istediğini, evr M8 uğraması daha memnun olacığını söwledi. Onun en ulak arzusunu (o yerine getirmemek benim için imkânsızdır. Fa kat siz isterseniz 'bir gezintide, yahut herhangi bir vesile ile buluşmamızı temin edebilirsiniz, Neclâ gülerek; — Pekâlâ, dedi, bu işi de yaparız. — Size bir telefon numarası o vereyim. Bir görüşme imkânı hazırlar hazırlamaz buraya telefon edersiniz. o Anlaşıldı, de gil mi? Necdet bu sözleri söylerken hareketleri Neclânım bu iyiliği yapmasından çok memnun olacağını anlatıyordu. Neclâ vaadetti: — Anlaşıldı. Size yakında telefon ede- rim. Necdetin Neclâ ile konuşmayı uzatmak istediği belliydi. Onun için içini çekerek; — İstanbula ne vakit iniyorsunuz? di ye sordu: — Yarın sahah iniyorum. Fakat yanım da tarifem Şok. İlk tren Kartaldan kaçta kalkıyor acaba.? — Rica ederim Nedâ... Yarın ben de Istanbula inmek istiyorum. Benimle be- raber dönebilirsiniz, Neclâ ile Necdet yarın sabah erken den bultuşmak üzere ayrıldılar, xvn — Nasil burada mısınız Necdet bey? Burada dalgın dalgın niçin dolaşıyorsu- nuz. Size böyle hiç ümit etmediğim bir yerde rastgelmek ne kadar tatlı şey.. Behire Necdetin koruluktan birdenbi- re çıkışını gördüğü vakit sevincinden kıp kırmızı olmuştu. Necdet Bshirenin önünde iğilerek vapı verdi: — Görüyorsunuz ya, geriniyorum. Bu- ce gün Emirgânda oturan bir arkadaşı gör meğe gelmiştim. Hava çok güzeldi, biraz yürüyeyim, dedim, Buracıkta beni bekli- yen mesut tesadüften haberim (olmadan buralara kadar yürüdüm. Behire de niçin burada bulunduğunu Necdete anlatmağa başladı. İki gündür Neclâlarda misafirmiş. Öğleden (sonra koruya kadar inmek istemiş, Fakat Nec lânın evde işleri olduğu için kendisine ar- kadaşlık edememiş. İkindiye doğru tekrar buluşup gezeceklermiş. Behire de koruluğun koyu gölgeli yol* larında biraz dinlenirken boş durmamak için elinde örgüsünü de beraber gelirmiş” ti. Bu yazlık güzel poloverdi, Bütün bunları Behire birkaç tatlı cüm- le içerisinde genç doktora anlattı. Dok- tor da takdirkâr cümlelerle Behirenin (i- zel manzaraya bakıyordu. gl Dallar ve yapraklar, koruluğun “ yolları tatlı bir gölge ile yıkıyorlar« raklar arasından deniz parçalan çük gölcükler halinde görünüyör. liği bazan bir vapur düdüğü yırtıyok neş altnda bu güzel koru kadar “ug tar, ondan daha dinlendirici bir YÖ mak imkânsızdır, yi İki genç dekorun güzelliğini ve çor stadetini tatlı bir şurup gibi | İÇİ X güzellik biraz da ikisinin ya” b: lünmalarından doğuyor gibidir ağ Necdet sessizliği bozarak söze Fısıldar gibi bir sesle: — Size bugün burada yapayainı# yelmek tahayyülünden bile kork büyük | bir saadet oldu. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: