YAZAN : Augustus Muir OKTOR Rafael bana; — Dosdoğru gideceğiz, dedi. Müfettiş Hanson bizi köy meyhanesinde bekliyor sanırım, Doktorun gözleri daha kuvvet. li idi. Arabey: Vaheştafinin köşe sinde Murdurur durdurmaz mü fetiş Hanson bize doğru koştu. Arabamızın kapısı açarak: — Bonjur doktor, dedi.. Çağır rr çağırmaz geldiğiniz için teşek. kür ederim. Doktor Rafael yere indi, mey- haneye doğru yürüdü. Ben de «- rabayı köşe başında bir kenara çektim, sonra önünde bir polisin nöbet beklediği arabalığı doğru ilerliyen © efendimle (o müfettiş Hansona yaklaştım. Nöbet bekliyen polis bize: — Ceset, bu sabah buraya naklolundu, dedi. Bu sözleri söyledikten sonra ka pıyı aştı, müfettiş bize yol gös. teriyordu. Koyu kahverengi bir sedye üzerine bir adam cesedi ya. tarılmıştı. Hanson cesedin üzerin deki çarşafı çekince 35 yaşla - rında bir erkek çehresile karşılaş” tık. Ben iğrenerek başımı çevir. dim, Halbuki doktor Rafzel elin. de pertavsız ölünün çenesindeki bir bereyi muayene ediyordu. Sonra müfettiş, doktora, cnse- sindeki milthiş yarayı göstermek için cesedi çevirdi. Polis mülettişi izahat veriyor- du: — Cesedi bir ocağın yanıbaşın.! da bulmüşlar. Başı ocağın ıskara! demirleri üzerindeymiş.. Köy dok toru ölümün, başım demire çarp” mak suretiyle vukua geldiği kana- atinde.. Eğer bu fikir .doğru ise iki ihtimal hatıra geliyor. Ya ke. «ii tasarlayarak maktulü öldür - müştür, yahut ani bir hiddetle ite- rek düşürmüş ve ölümüne sebep Doktor Rafael ceset üzerine €- ğilmişti.. Ölünün morarmış elle rini, elbisesini ve çamür içerisinde olan kunduralarını müâyene etti, Muâyenesini (o bitirince doğrul - du, . Hanson, doktora sordu; — Alelâde bir vak'a, değil mi? Doktor tasdik etti: — Evet, ulelâdebir vak'a... Hattâ beni ne diye çağırdığınızı| ziyafette görüşmüştüm. O Bende) Anlayamadım. Burada ne faytlam dokunur, benim?. Hanson, polis işitmesin diye, seşini alçalttı: fendim.. Köyümüzdeki (cinayete dair yeni bir haber var mu?, Müfettiş hayır makamında ba. şnt salladı. Araba oradan ayrıl- dıktan sonra doktora anlattı: Müfettiş; — Bu Lutrel çok sevimli bir a-| — Sandaldaki adam, emektar damtdır.. Mister Oliviya Dreytonu | uşak Ben'dir. Biraz garip (görü. yani maktulün karısın: yıllarca zajnen bir adam olmasına rağmen mandanberi tanır.. Her halde ser.| hanımı kendisini çok seviyor ve zi almak Üzere hareket gördüm. ettiğini Hayaletler (HABER'in sayfalık zabıta hikâyesi ) serinin ölümüne çok üzülmemiş. tir, sanırım.. Yalnız kadın hakkın | | emniyetli buluyor, Dedi. Ben sahile yanaşınca e da yeniden bazr dedikoduların İlini kasketine götürerek bizi se. meydan alacağından sıkılmış olsa |lâmladı ve asık suratla: gerektir. Herifin üç senedir ayrı — Affedersiniz efendim ama, yaşadığı karısın evinde ölmesi, |dedi, hanımım biraz rahatsızlan - bir çok ağızların açılmasına se-İdiğı için şimdi yatıyor. bep olacaktır. Müfettiş, sonra bana döndü, — Lüten arabayı burada dur. durur musunuz? Artık iniyoruz... Arabayı yolda bıraktık.. Bir taş duvarın yıkılmış yerinden atla. yarak iki tarafı (o karaağaçlariz şevrilmiş, dar bir yoldan yürüdük. Hanson yürürken bize izahat veriyordu: — Bu topraklar Hanri Vinga. tın hal, — Evet, vaktiyle öyle imiş. Fa. Müfettiş cevap verdi: — Zararı yok Ben, biz hantm:. nı rahatsız etmek niyetinde deği. Tiz.. Bir defa daha salonu görecek we cinayet yerini tetkik edeceğiz. İhtiyar mırıldanarak sandal; sahile yanaştırdı. Biz de içeriye atladık, Yolda giderken bir aralık Rafael sordu: — Burada suyun derinliği ne kadardır? Ben soğuk soğuk cevap verdi; — İçerisine düşerseniz sizi bo. kat müflis banker bu toprakları| gacak kadar.. Bazı yerlerde yirmi evlâdı mâneviyesi olan Oliviyaya| metreyi buluyor, hattâ geçiyor düğün hediyesi olarak vermiş. O. bile.. Bazı yerlerde daha az derin nun için iflâsındlan sonra burası! ve kayalıktır. satılmadı. Yalnız iflâs mütcakip alacaklılar bu iflâsın hileli olduğu nü ileri sürerek mahkemeye baş. vurdular.. Banker de kaçtı. Rafael : — Ben bu zatın bir dolandırıcı, K Bi: <4) Kap açıldı ve hemen kapandı bir hilekâr olduğuna ihtimal ver. mem, dedi, bir defa kendisiyle bir çok iyi bir adam tesiri bıraktı. Müfettiş izahatına devam edi yordu; — Lutrelin anlatıklarına bakı. — Doktor, dedi.. Bu vak'a alel. | lırsa Oliviya bankerin ölümünden Ade bile olsa bana çok garip Bö-| sonra bu kuş uçmaz, kervan geç- ründü.. Sizi onun için çağırdım. | mez yerde bir mahpus hayatı ya. Doktor parmağiyle ölüyü göt-| şamağa başlamış. tererek: Yürüye yürüye bir göl kenarı. — Kim bu adam? dedi. na gelmitşik.. Gölün orta yerin. — Bir hırsız, bir dolandırıcı, İde ufacık bir ada ,adanın üzerinde rezilin biri,, Fakat kadınlara ken-| alçak, ufak bir ev vardı. dini sevdirmesini biliyor her hal| Müfettiş eliyle evi göstererek, de., Çünkü çok güzel bir karısı| yavaş yavaş konuştu: var. Zaten şimdi seninle oraya gi-| işte bir senedir Oliviya, deteğiz.. Fakat bu ablâksız herif | Biekmer adasında, yani bu küçük Uç senedir karısından ayrı yaşı *( adada oturuyor. yor.. Kadının ufak bir iradı da| Doktor sordu: var. Onun için bu sersci arasıra,| O Yapayalnız mı? ayrı yaşamasına rağmen gelip kâ-| ... Hayır, Beraberinde ikisi er. 'dından para istermiş. Dün akşam| kek olmak üzere üç hizmetçi var. da karısının evine gelmiş. Ölüm| fin en garip tarafı bu sabah gö- bu evde olmuş. Oraya kadar be-| rüştüğüm bir kaç köylünün bana nimle gelir misiniz?. israrla bu adacıkta garip baz — Peki, gidelim. vak'aların (o geçmekte olduğunu ... söylemiş olmalarıdır. RABAYA bindik, köyden | — Ne Bibi garip şeyler?. çıktıktan o yarım mil ka dar sonra kırmızı kitemidli bir köy evinin önünden geçtik.. Evin da bilmiyor, yalnız bana adanin tekin olmadığını, geceleri cinler başını i n dan ziyaret da bir delikanlı kır bir) © hayaletler tarafını z yi görmeme kaşiyerüi Mülitüişin | edildiğini söylediler. Ve bir takım eli omuzuma dokunduğu İçin ara: | kocakarı masalları anlattılar, ; bâyı durdurdüm, delikanlı da bi.) Doktor dalgın dalgın düşünü — zi görür görmez hayvanı bırak, | Yordu: * ve bize doğru yürüdü. — Onu konuştuğum adamla) gana ev sahibine bakarak ilâve Adaya geldik. Müfettiş karaya çıkarken ihtiyar uşağa emretti : — Birazdan buraya bir polis memuru gelecek, beraberinde bir adam bulunacak., Onları da alır ve gelirsin.. Sonra doktora döndü: — Maktul buraya yalnız gel. memiş.. Beraberinde Gore ismin. de birisini getirmiş. — Bu adamdan bir şeyler renebildiniz mi?. — Pekaz bir şey öğrendim. Maktul uzak memleketlere git. mek niyetinideymiş, Takat yol pa- rası olmadığı İçin karısından para istemeğe gelmiş, para aldiktan sonra Gor ile beraber Amerikaya gideceklermiş., Evin kapısında bizi bir kocaka. rı karşıladı: — Hanım dinleniyor, geldiğini. #l haber vereyim mi?, — Hayır rahatsiz olmasın.. Müfettiş daha cümlesini bitir. meden Oliviya kapıda göründü. Çok nazik bir sesle; — Safa geldiniz, bay müfettiş, dedi.. Fakirhaneme bu kadar kısa bir zaman içerisinde iki defa şeref vereceğinizi ummazdım. öğ iddeH EE den derhal ihtiyar bir adamın çık. | sadece para çekmek İçin sik sık tağını ve bir sandala atlayarak bi. | geldiğini biliyormuş. Kaodm şiddetle tashih etti; — Kotamın arasıra benden pa” ra aldığını kimseye söylemiş de. ğilim.. — Dediğiniz gibi olsun madam. Fakat bu sözleri bana kocanızla beraber gelen Gore söyledi.. Gore maktulü yemek odasında o bekli- yordu.. Maktul, madamla bu #a- laonda konuşuyormuş. Madam bir aralık yatak odasında bulu - nan kasadan para almak Üzere dı. şar:ya çıkmış, Doğru değil mi ma dam? Kadın, başı eğik: — Evet, dedi.. Müfettiş devam etti: — Mağam yatak odasında iken salonda (okocatının O haykırdığını işitmiş.. Sonra daha başka gürül tüler olmuş.. Salona koştuğu va- kit kocasmı yerde cansız bulmuş Müfettiş bu cümleleri söyler * ken, halıda donüp kalmış kanları gösteriyordu.. — Madam ne yapacağını şaşır. miş bir halde dişarı fırlamış, Go. re hâlâ yemek odasında bekliyor- muş. Uşük ve karısıda mutfakta İmişler.. Doktor sordu: — Yemek odası ile salon arasın da ne kadar mesafe vardır?. — Yemek odasından salona geçmek işin bir koridorun başın” dan öblir başına kadar yürümek Hüzımdır. ii — Bu geniş pencereden birisi girmiş olamaz mı? — Pencere kenarlarında dik - katle parmak izleri aradım; Bida- yette Gorenin Jimonluktan geçe- rek salona giediğini düşünmüş” tüm. Fâkit bu faraziyeyi takviye edecek hiç bir iz bulamâdım. —- Polis adada araştırma yaptı mu?. — Karış, karış.. Fakat şüpheli hiç bir şeye rast gelmedik. — Gölde başka sandal var mi? — Hayır... Adaya gelmek için bizim de baş vurduğumuz, çare. den başka vasıta yoktur, Ben son bir ay işinde maktul ile Goreden başka kimsenin adaya gelmediğini söylüyor. Kadın; — Evet, diyerek tasdik etti, Müfettiş: — Şimdi son bir ihtimal kalı. yor, dedi. Katilin gölü yüzerek geçip #daya gelmiş olması... Dür dası a kadar çok dedikodu yapılmaz. Meselâ şöyle düşünemez miyiz: |mer adasını örten esrar ÇEVİRENİ Muzaffef Esen ar — Bana kalırsa Bu evde ne olduğunu henüz bilme | hiçbir zaman açılamıyacaktıf. diğimiz vak'alar oluyor. Bu vak'a ların meydana çıkması Oliviyanın herhangi bir suretle zararmadır.. Kocası, yani maktul her nasılsa, bu sırra muttali olmuştur. İkide bir buraya geliyor: “Ya bana para verirsin, yahut bildiklerimi herke. se söylerim,, diye kadını tehdit e- diyor. — Evet, herif karısma şantaj yapıyordu, demek İstiyorsunuz . Bu, bana da mümkün görünüyör.. Fakat bu mülâhazanın, katili bul mak için işe yarayacağ'nı bilmi - İyorum.. Doktor, bu mütaleaya cevap vermedi. Salonu geçti.. Bir dolap | önlinde durdu ve dolabın kapısı- nı açtı. Bu dolapta, bir dikiş ku. tusu, noter kâğıtları, mektupluk kâğıt, oyun kâğıtları vardı. Rafael dolabı kapamak üzere iken ağzı cam kapaklı bir şişe gördü. Şişenin içerisinde yeşil bir toz vardı. Doktor, şişenin üzerin deki etiketi okurken: — Tuhaf şey, bunu da kim kul. lanıyor? diye mırıldanıyorldu, Şi- şeyi dolaba korken Oliviya içeri gir Ben, karşı sahilden çan çâ- Uundığını baber veriyor, dedi. Müfettiş? — Ihtimal > beklediğim polis” le Gere gelmiştir, cevabını veridi . Eğer bir itirazınız yoksa kendile Ve, sandala atlıyarak bizi almak için hareket etti rini yemek odasında kabul etmek Jisterim.. İ Yemek odasına gittik. Bu kü. | merdivenlerine çıkmış, gük odada ocağın üzerinde bür| yordu. Anbarda hafif bir gece böyle bir adam adaya gelmiş — Sizi tekrar rahatas ettiğime) giabitir. ancak bu eve girmediği eee ekil. muhakkaktır.. Çünkü v- be #deyim.. Müteveffanm cesedini Sa SMD YEL eş aye VE amiri | ie bulamadılar. Halbuki sudan çe a iz bira. yurünüz.. Ölümün vukua geldiği| ve e EE Kipi odanın anahtarını sabahleyin al danberi yağmur yüzü görmi - ae el yen bu toprakların rengini değiş- ... tirecektir; Şimdi siz de etrafınıza UFETTİŞ &evap verme.İ bakarsanız baklı olduğumu göre“ den cebinden bir anah -|ceksinir. tar çıkardı. Soklaki kapıyı açtı ..| Pardesüsünü çıkarmış olan dok Eski tartda döşenmiş bir odaya) tor İlmonluğa girdi. Limonluk tuğ girmiştik. Bu odanm kapıya ka-İla döşeli idi. Bir müddet limon dar geniş bir penceresi limonluğa|lukta kalan doktor, nihayet: açılıyordu. Limonluk ile bahçe a-| — Haklısınız azizim, diyerek rasında ise camlı bir kapı vardı. İtekrar içeri girdi. Bu sırada Oli. Müfettiş bana kapıyı ve ocak viya misafirlerini hafif bir baş eğ. s#karaşmı gösterdi, Ve: mesiyle selimladıktan sonra — işte ölü burada bulundu, de. londa yalnız bırakarak çıkmıştı. di, isi — Şimdi ne yapacağız doktor” diye sordu. li Doktor: — Demin bana köylüler bu ada” etti: — Doktora vak'ayı kısaca an - latacağ'm. .Şayet yanlış bir “ Şey söylersem lütfen tasbik buyu - runuZ. da bazı barikulâde vak'alar geç- Kadın alnına düşen saçlarını üğini söylediklerini anlatmıştınız. düzeltti ves )Bu dedikodulardan istifade ede: — Olur efendim! demekle ikti. "mez miyiz? Müfettiş mütereddit bir tavır ini ».. IR buçuk saat sonra Len” ya, efendimin evine beri. — Şimdi, tekrar Blekmer na gitmek icap ediyor, dedi, Yolda, yanımda oturan dokt hiç ses çıkarmadan kuvvetli bir © fenerinin ışığı altında dizleri Ö” rine serdiği bir haritaya pi du. Haritanm yardımile köyde yoldan uzak bir yerde durduk. Af” bayı orada bırakarak göl kensPi geldii. Burada doktor matine İÜ karak: — Biraz erken gelmişiz, dedi *” kat zarar yok. geç erken gelmek daha iyidir. Gölün kenarında sessiz, uz19 eğ. kikalar geçirdik. Bir saat sonr# tor birdenbire: ” — Dikkat! dedi, Gölden suya vuran kürek ri geliyordu. Derhal yere ihliyar uşak Ben karaya çıkt köyün aksi istikametinde yürü” ğe başladı. 7 Doktor, “haydi, diyerek #38” 01 bir hzl besi sandala sür di ve derhal anhilden ayrıldık. Y da: — Simdi dinle, dedi. Beni biraktıktan sonra sahile döner, der, onu yetişmeğe çayır, n olursa nereye gittiğini ve ne ye” rümde ayak sesleri işittim, gunluk ve heyecandan kalbim pa yu — Bu, Hânri Vingat'ın portre- | venleri çıktım, Anbar tahta” - sidir, Bu sırada doktor Rafael pence. | Yarak içerde olan bitenleri renin yanına kadar gitmiş, hiç gü| ğa çalıştım, İçerde bir adam gördüğümü! rülü etmeden pencereyi dikkatle bakıyordu, Onun bu dik- katini gören müfettiş: —Ne düşündüğünüzü anlıyo. rum, dedi. Fakat eğer Gore bu pencereden limonluğa geçmiş ol- | saydı pencerenin altındaki nebat. lar üzerinde ayak izleri buluna” caktı, Halbuki hiçbir şey yok. Bu sırada bir polisin refakâ. tinde içeriye giren adam gözleri kızarmış, suratı pis, zayıf bir ser- seri idi. İçeriye girer girmez &ız. lanmağa, suçsuz olduğunu tekra” ra başladı. Maktulü yalnız iki ay. danberi | tanıdığını o söylüyor. beraber Amerikaya gitmeğe karar verdiklerini, fakat paraları olma- için Drayton'ın karısından para istemek için buraya gelirker kendisini beraber aldığını, Drây. ton karısiyle konuşurken yemek odasından ayrılmadığını, birdenbi- te salondan gürültüler geldiğini, | daha sonra Oliviyanın feryadını işittiğini söylüyordu. Rafael, müfettişe; . Müfettiş, gence selâm verdi; — Bonjur, mösyö Lutrel, ya tım saat sonra sizi burada bula'İza göl kenarında bir kazığa bağlılat ona doğru gelmiş. Uşak Ben takım peri masalları anlatıyorlar. koca bir çanın yanında durduk ..|istemiye istemiye.oir buraya «| bilir miyim 1. Oliviya Dreyton Bir kaç adım yürüdükten son. İa etti. — Maktul buraya dün geğe'sa. — Fakat köylülerin. muayyen — Bu adam: fazla tutmağa lü. bir şey söyledikleri yok ki. BİFİzum yok, bırakınız gitsin, dedi. Ve Gore çıktıktan sonra da me- — Dörde Moğru döneceğim €.'Hanson çanı çaldı. Alladaki ev. tirmiş. Zira bu adamın madamdan Jirler., Fakat hiç âsk olmadan bu İ dirdiş — Onlar masal söylemiş olabi”) sele hakkındaki şahsi fikrini bil. |dün mi? dedi. sındaki bir yarığı gözlerimi dİ api ve” İrken ihtiyar uşağın şu GÜ iglttim : — Evet, efendim. Polisler sabah erkenden tekrar ele Onun için güneş doğmadan seniz çok iyi olur. g Göl kenarında dalgın öl gf şünüyordum.. Bana saatler ge” urun gelen bir beklemeden “4 gölde tekrar küre ksçej olâ*” dal kıyıya yanaştı, bu sefer 8" g çe tor sandaldan karaya çıkt: * (Devamı 14 BERİ mn —/ ei YE > ğe İH “g MEDİ