12 wi HABERİN TARİHİ ROMANI: 9 - Yazan: Muzaffer Muhittin. Miray ürpererek sordu: | HABER — Akşam Postam 22 MAYIS — 1939 NE ANE ŞOVMEN YEK . bla iş — 5 Nakleden: F, K. Sokak lâmbalarının Yafi aydin ve yazıhanesinin önündeki iskem ; beraber İngiliz tabiiyetine geçmi attığı kaldırımda, erimiş katda a.İ|leye çöket gibi oturdu Kendisine gelince o sonrada - Demek Gazanı öldürmeğe yakkabılarını mümkün Mertebe kir) İntihar etmesden önce, Londra İgiliz tabiiyetine © geçmiş, OZÜ letmemeğe çalışan adam, pârdesir) daki karısına mektup yazmalı mıy- | Pitrson ismini 1919 da Osten P karar verdin Afroditi!? | aşağıya tükürse sakalım, yukariya tükürme bıyığtımdı, Afroditi tedbirle rini almakta devam ediyor ve mün. tazaman hünkür Osman: haberdar ediyordu, ama, benüş Osman ken- disini serbest telâkki edeceği bir va siyet meydana getirilememişti, Goca basiyor. Afroditinin oda- amda yanan yüzleree (o mumluk avize söndürülüyör, Karanlık yavaş yavaş sarayı da örtüyor. Hep ta - rafta ışıklar sönmektedir. Zaten böyle yerlerde gede örket- dön basar, Karanitk sonradan gelir, Çoktan sokaklarin el ayak kesi « miş ve göktan pazarlar, dükkânlar örtülmüş, halk evlerine kapanmış - ta, Yarına as olacağı malim olm . yan bu tarih devri içinde halk el- bette ve evvelbeevvel uykusuna doy müş olmak için erken yatardı, Koca Tebriz şehri birdenbire bir kartpostal gibi yalaımea ve Gütdiz bir mansara gibi kalmış, süküna ve sliiküta boğulmuştu. Miray heyocanda, Afroditi beye . canda, Bu gece buluşacaklaf, Mita hazırlanıyor, Terlibart almış bulunduğu İşin biraz gönlü müsterih. Fakat bir ak si tesadil? her şeyi birdenbire #mah- vedehilir. Odasmdan çıktı ve yavaş yavaş merdivenleri çıktı, etrafı dikkatle dinledi, ayakların ucuna basarak #alondan geçti ve fakat İlhanmiza - mn yan odamdan geçerken elinde olmaktızm ürperdi, kalbinin çatla- yacak gibi vurduğunu ve İrliyasik gibi göğsünü itelediğini duydu, Mahaza yürüyor, Birkaç adm da ba attı. Yavaşça kapmıfi tokmağı. »a dokündü, kapı kafifçe gicirda - Yarak açıldı ve içeri girdi, Heyecandan olacak, soğumuş iki gıplak bilek, Mirayr kucaklar gibi geti ve Mirâym terli başı sicak ve mlev gibi Yanan bir yüze ilişti ya- vağça kottştu. — Sen misin Afrodit? Ne ka - dir karani! -- Düğün yerinde değilir Miray, kapıyı kilitlediler. İklet de müteheyyişti. Fakat hi, yet büklert değil miydit Odâ gençti, o da gençti. Aşaği yukari aym toprağın mahsulü sayılırlar » dı. Nibayöt Aftoditi de tâ minimini yaşından beri bir tekfur yarmda yetişmiş ve büyümüştü, O da Afa dolu evlâdı sayılırdı. © Birihirine çabuk ındılar. Mu - kaddemeye llizum yoktu ki. O da HABER'in Edebi Romanı de Sn gençti, o da gençti, İ Miray bir şey anlamamış. Ken, sünün yakasınii kaldırmış halde hızla yürüyerek kolone! Jak sokağında 21 numaranın kapısını çaldı Biraz sonra kapı açılınca o içeri Daha henliz tan yerinin ağarma- | disini darıitacık ne gibi bir âdise | zirerek kâpici ödatınm önünden gö sına dört beş sant ovar., İki karşılıklı konuşuyorlar, — Ne demek istiyorsun Afrodit? — Bünun yerine Oleayio geçe, çektir, — Hiç bir şey anlamiyotüm Af - rodüki, — Beni dinle! Gazandan (sonra | E vo tahtın yegâne varisi Öleay- demektir, Ondan bşk başa geçemez. Önannin Andranikos Paje- ölöğontn hemşiresi Marya ile izdi - Yacı bütün işlerimizi perişan ede . tektir. Bu mel s Tun Bizanslı, Gazğani can damarından yakalamış oluyor, Bü işin önüne geçilmesine de imkân ol: madiğint görüyorum, — Nasi? — Nüatl olacak, Gazan bunu 4k yasi bir itdiyaç halinde tavsif odi - yör ve nihayet istedikleri nedir ki diyor? Bilmiyor ki onun istediği bisim istediğimizdir. Marya hak - kında kâfi derveede malümatım var, Bü kahbe, Ber törlü gerirliği ei, kâp edesek tiyhelte bir kadıhdir. Belki ağası Paleologos tâş çıkat: tir. — Güreş münasebetiyle gilecek* sin, Paleologosun. neler yaptığını öğrenmek için. — Sonra! — Sonra ben de Marya ile Ga- zanin isdivacma wüni oladsiğım.. “— Nasi? Afroditinin gözlertiide sahi ki « vilemnlar vardı. Bu güzel gözle? bir. dönbire, şikârma sonsuz bir iştika ile ve parçalamak ihtirasile bakan bir pars güzleri gibi yanmağa baş- İamiş, bunun derin manasını anla - yan Miray ürpermişti. — Demek Gazan öldürmeğe ka- rar verdin! — Evet, Miray. — Bu ne bilyük bir hâdise Afro- dit! — Hâkan Osmanın istiklâlini mu- hafaza edebilmesi ve devletinin bü yüyebilmesi için bu şart Miray. — Peki, nasıl yapacâksin? — Onu bana bırak. Yalnız bunun içim Olcatoyu kazanmak iddi, — Nasıl kazanmak? — Bu işde bana sit, ama, senin darılmandan körkuyörum, İhtiyar kadini yanındaki kadın diğer kölüna girmişti. zayi müştü, HAlA hüçlereıyor hâlâ: genç Gasanin — sallanatımi! “ İ kendimi öyle kolay kolay olabilirdi, Miray ile Oleato aratın - da be gibi bir münasebet düşünüler| bilirdi?. — Anlamıyorum Afroğiti, dedi. -— Sen saten bü işlerde ö& Kadar Ma&um ve toysun ki, ne söylesem anlamıyorsun, Yani yapılacak sey biraz Wfetimizden fedakârlık ola -| tüktir, | Mirayın yüzü birdenbire penbe - leştverdi. — Yani, onün da mi metresi ola, caksın? — Çaresi Miray. — Ama, Ve sözünü bitiremeden o Afroditi güzel #lpahinin sağlarina parmak - lari söküp larar gibi severek tat- İt bir sesle söyledi: — Buradaki mevitimiz bir aşka müsait değildir Miray. Hiç şüphesiz ki vazifemiz vardır ve önce de dü- şüneteğimiz bu vasifemiz olmak gerektir, Sevişmemize bü mâni teş- kil etmez, ama, bir şartla kıskanç! irk yasak! — Afroditi, bizim dinimiz böyle şeylere müsalt değil ki! — Miray, din değil devlet yar. Ne yapalım, yalnız şuhu bil ki ben kucağa tevdi etmem. İnanır mism ki Miray, kenüz Gazan ilo aramizda manevi rabtadan gayri hiçbir gey yoktur. Meray larla güldü, Afra ditl sarard, Dişleri gısırdadı ve ya” nak etleri süratle bir nabiz gibi attı, — Süs, dedi, Fena gülüyorsun . çerken ismini seslendi: — Parson! Kendi » kendine “ne dalgınlık!, diye söylendi. “Vakit geç değil ki ismimi söylemeğe lüzum (gördüm Kapıcı saat ot buçukta uyanık Ol mağa mecbutdur... Asansöre girdi. Bezgin bir hali vardı, Asansör ikindi kattan geçer ken kuldğina kahkaha “ösleri ve me. iseli haykıfışmalar yelinöe (âdeta şaştı; eğletiebilenler de — vardı d& mek? Altıci katta dufan ass den çıktığı #âman dutalıyatak Kur lak kabürtli: Yedinci o Katta, hiz metçi odalarında gülüşülüyordu. Başkalarının neşeli oluşuna sihir. lencrek asansörün kapısını o bizle vurdu. Dairesinin kapısını açarak içeri girdi. Oh! nihayet evindeydi. Elektriği yakmıyarak yari karan- ukta kalmağı tercihi etti. Pardesi- sühü, boyun atkısını, şapkasını çı kardt, Fraklıydı. Sağdaki küçük Pardestisünü, geçerken, bir kanape üstüne atarak bir köşedeki yazıha- neye doğru yürüdü. Elektriği yaktı sehinle istediğin yere, hattâ ölüme ddebiliri — Beni seviyor müsun Afroditi? — Evet. İtiraf ederim Miray! — Bana senin hayalin âğır gel, yor. — Haklısın, nihayet bei de bu- olduğu | 41? Bu nöye yarardı? Hem ne yaza: |tona ismile değiştirmişti. Fakst taktı? Kendisini öldürdüğünü mü? bunu karısı fasil olsa öğrenecek de gil miydi? Hellise yazması lâzim mıydı? O na izah etmek, her şeyi o Söylemek; acı ve faydasız olacaktı. o Lüzum| süz itirallar! Bir bahane uydurma st veya hi bir kısmını, me selâ mali vaziyetindeki (o berbatlığ İlşa etmesi takdirinde /se? Hellis bu vaziyette Mongarda s0 racaktı. Ondan ne öğfenebilirdiz Motgarâ ne biliyordu.? Her şey! Hayır! O sadece şüpheleriiyordu | Henüz bildiği yoktu, Fakat Ergeç| öğrenecekti. . Bsüsen üraştırmağı Başlamışlı. Bürlâri daha evvel o düşünmeli ne çekilecek bir yer hazırlamalıydı. Şimdi iş işten geçmişti. İçinde bu.! lunduğu zengin Hiuhitten vaktinde! çekilebilseydi mesele yoktu. O cüz! danı dolu bir sefih diye tarınmiğ | tr. Hafbüki şimdi beş pdrasız kal) mişit, Kabahat kendisindeydi. ha tasmt tözalet çıkarmaktizin haya tile ödiyecekti, Zavallı Adelayid! Kadıncağız Oç silona yürüdü, |aydanberi Londrada, Fellisin GE | ie ylabilirdi, Bu fikre pek Yatdımile, kocgtina eski İşlerini ka- sândırmak için çalışıyordu. Netice? safır.. O halde gene Mongard işe, karışacaktı. Ak bu adam! Mongard meslekte pişmiş, kur! naz, kandırılmast imkânsız bit şef ti: Ona o “görünmez orkestra şefi, denilmesi ne kadar doğruydu. Ga zetelerde casusluğa dal if yazılanlar ne kadar manasız şeylerdi. Sulh z8- manmdâ tasutluğufi ne kadar ko İny olduğunu bilselerdi gazetecilerin | i dalma ona veriliyordu. Pat zelerdenberi Fransada çalışan N dârd acaba hangi millete men tu? Bünü öğrenememisti. Tulonda neden bizzat Mong semamıztı? Yakışıklıydı, bet rikliydi ve Östetden de yaşı di 9 yaplan - aradan dört sene geğ t(l“âncak kıtk beş o yaşında) Bahriye erkântharbiyesi dosyâ iresinden bir kadın memuru b3$ çıkarmak onun için imkânsiz © lamazdı. Fakat bu iş esasen Parsonun lüşdü. Kadınları kandırmak v8 ouvdda da muvaflak olmuştu. © in, onun sözlerine kanmış, "duğu içtimaf muhitin üstüne ak İnrsile yavaş yavaş sukut indeki adami nu gezdirmesi, şık ve kibar 809) lere çıkması başını döndü! İste bu sırada teklifle karşıla; tt. Ona ehemmiyetsiz birkaç K rarçdat Mükabilinde elli bin N teklif ediyorlardı. Fakat o mütf Gitti, B'r muziplik yapsa nasıl olül Hiçbir şey vermeden parasını | se? Fakat nasıl? Gayet kolayı di, evet mavi dosyajı sermiyeti İyi ama dosyayı kendisinif geçirmesi kabil miydi? Evet, # küntü, mahcup küçük gabit sna temin — ödderdi. Biraz “YÜ gülse onun yazıhanesine girip aralık desyayı agırabilirdi. Evet, bu iş olurdu. Dosyayi dıktari söfra pata mukabilinde mez, ancak gösterir ve parayı P ödemesi şörtile okumasına mü — Sen, ne uğrunda olürsa oletihi| .. razı değilim. Fekat bir defa bir hayretten ağızları bir karış açık ka de ederdi. Ihtiyar kâdin €lerile yüzünü ört- | yatında “katil, denildiği zaman bö rü takip ede ede köprüye doğru i| bizim dinimizde kahbe #iyilrsm vatan vagifesi olarik kabul eltim. Genç kadın bü plânı tatbik Afroditi; İrrdi, N 4 Miray! ik amlar Öemsani |. on ga Tulor möselesine de ka:|reit'bif — Hi i — Kühbel ve yin gözleri hayrötle iye tişmışt. Bü iş ne kadar kolây ve NN tank, ö i va üratii vu. Büha da Şaşılar > Ve Miray ayağa kalktı, kapıya), süre YS inde dösym: olduğu halde döğru yürüdü, Bu hâdise, Mirals| © Hiğkan mi? mazdı. Çünkü zemin hazitlarmaştı.| Afeöditinin aralarda hir düşman — Evet, Fakat gidi o benim i :İGer4 kadın biraz petra Veya bu de pr hik başlaması olacak ve bir ÇUVBİ| çin ancak bir bayrak kadar mili ve |likanlırıın güzel gözleri Uğrunda her Fakat genç kadının ei indir berbat olacaktr. Belki Afrodi- | mukaddestir. Şimdi yalnız ser, ver. | fedakârlığa hayırı. | s4 çikmışt. bir dahâ el i ti bin defa pişman olmuştu, ama,İ çı, yiray! Bu iş, rakipler ölduğuü için, sessiz! ne de kendisine elli bin fri gönül bu, orun hükmüne mutava «| , . yalan Affoğiti! ce ve süratle Yapılmak © Jâzundı.|deden adami gördü. attan kendini kurtaramamış ve Mi-| ,. Neden, âma, yalın? Mongard habör almıştı: İlalyan a-| Yirmi beş sene hapis cezası " sayın üğümz tetielâp edivermlgti, — Çünkü bunakların Kucağmda |janı çoktan işe başlamış ve gençİvallı için pek çoktu. Çünkü Koştu. Yere dis çökerek Miray | hüyarııyorümi. Ben ağıınm tadıni! kâdınm öpey gözüne giriş bulur|dosyada Mongardıri sardığı bacaklarına Karıldı ve BAŞkiriFAK| gemin eden bir salata kabilindenim, | nuyordu. mühim çıkmamıştır im i ağladı, ağlar, de Mongard gözü açık, kulağı delik-İlerine dair bir iki rapor Miray, bu dizleri dibinde tama - Md Rİ YO NİMMİN. Bunların derhal öğrenmişti. İnş Kadın dosyayi âlirken o al ntyle simılmi bir buhran içide Ağ), eaevee olunabilir? Servetim ve) gilize benziyordu. Fakat bunu katilmıydr, yoksa onu da m alda layan güzel kadını lezsetle seyre *| evkiim var. Hikanın gözündeyim. |olu'ak keslirmeğe imkân Yöktü, In-| ardı? Müukabil tasunluk derek sordu: Garanın gözdesiyim. İstediğim iki | ilizcesinde de İransızcasında şive | ının bir oyunile karşılaşmış — Nodex diyon? defa tekrar edilmez. farklârı sermek mümkün < değildi.İlirlerdi. — İsterten her şeyi feda öderek (Devami var) © "Belki de aslen İngiliz olmamakla (Devamı var vaadetmişli, kulenin tepesine tırmanmak kadarj Artık şu dakikada onun n€ güç ve nefes tıkayıcı geliyordu. o İkusu, ne de hicabi kalmıştı. Tıkanmış göğsile oluk (o soluğa) Yorgun bacaklarında derledi. İbu yokuşları çıkarken yukardan a*İson kuvvetle âdeta koşar gibi Avni, o kadar sevdiği Avni, na-fyecekti. sil İotüştu da bumu yapmıştı. Ha.| Sürünen adımlarla (ranivav yolu. tüh vücedü Ürperirdi. Şimdi eli bir — Günahsızdır benim (o öğlüm..İinsan karile boyatinış olanın kut Bira? evvel köşede duran kesta'İşağıya şarkr söyliye söyliye inenle-)rüyordu. bir suçu, bir kâbâhati yoktur onun. | tulmasını seden böyle şiddetle isti- Nil reci ortadan kaybolmuştu. Yalnız!rin sesini işitiyordu. Şimdi yokuşu inmişti. YAZAN , p 2 ar > — Onun bir suçu yoktur. — Biliyoruz, haydi gel, gel teyze! Leylâ gayriihtiyarf başını geriye çevirdi. O aman genç adamın ihti. İeeaklar gibi kaldırdığını gördü. Onu göğsürün üstüne bastırıyor du. Bir elini belinden (geçirmişti. Diyordu. Leylâ önden yürüyordu, Orlar arkasından geliyorlardı. Hıçkırıkla rm sahi olduğu muhakkaktı. ni boğmak için iki avucuyla ağzı kapantığtı. ha görememekten körküyordu. miyetsiz görünüyordu. müş olmasıydı? Eğer adam öldüy“ ' “Onu muhakkak asarlar!.., tediyordü. kavızast için bövle bit şey © yapılır mıydı? ği yor, bir katil! nasıl oluyor da sev biliyordu. , Tramvay yoluna çıkmıştı. Attık ,Jarkasında hıçkıran kadının. sesini Leylâ kendi hıçkırıklarının #si-| duymuyordu. Tramvay yoluna gelince, bu üç kişi bir hayal gibi ortadan kaybol Onu tamamile kaybetmiş olma-nuştu. İstanbul sokaklarının sessiz am, dehşeti içindeydi. Onu, bir da-|şiği içinde kendi ayuk (seslerinden bile ürkerek yürüyordu. Şimdi şu anda hapis cezası ehem| Bir daha müdütiyetin önünden geçmiyecekti. Arka sokaktan Emin* Onu en korkutan sey adamın öl“ önüne çikacaktı. Onun hakkında hiçbir şev öğre Temiyeceğini biliyordu. Ve hiç bir İşey öğrenmeden, hiçbir şey anla Bağırmamak için kendin! zor zap madan eve dönmeğe karar vermişti. diye düşününde| Bu çaresizlik içinde onu teselli Kumar için, otuz paralık kumar birdenbire annesi gözlerinin önüt-| edecek yerâne bucak, bu kucaktı. de belirdi. Ona bu kadar geç kal) Annesinin kucağı. iniş olmasini nasil izah edecekti. Ö-| Yüktek kaldırımın basamakları" Ve öradan kendi evlerine gitmek i-|na kıydın! Bir adamım canına kıyılır mıydı? na kendini affettirmek için ne söyli a1 çıkmak, ona bu gece kâbusta bir,çin yan bir sokağa daldı. “Eve dönmek,, mevdanm bif tarafında birkâç ame aralarına, sokak içlerine dal le tramvay yolumu tamir ediyorlar) Beyoğlu caddesi de tenhaydı. Bir) zereydi. z At. Köprünün üstü bombâşlu. Köp.İiki burın kapısında hâlâ ışik yanı. Bizden arkasından kendi$ rünün İki tarafındaki gemilerin di-' yor. Bazı dükkân camekânlarında|çağrıldığını işitti: reklerindeki fenerler bu karanlığın | ydi yânıyordu. — Leylâ, içinde titreşiyorlardr. Tsun boylu, çizgili bir pantalon,| Bağırmamak için dişlerini Köprünün üzetinden (bu geçişi eski bir redingot giyen sivri sakal) Hayır şüphe ve tereddüde daha fazla sürünüşe | benziyordu.'lı bir adam, bir sabık beyaz Rus|yoktu, Bu ses. Bu (ses A Artık vücudu tamamile iM4$ etmiş ordusu miralayı, elinde iki demetİsesiydi: t menekşe bir köşeye sinmiş merekşe| — Avnii, lerini satabilmek için sevdalı bir çil Geriye döndü. Ellerini tere tin geçmesini bekliyor. Şimdi mesaleler onun için sırtta tasinılan yükler gibi ezici idi. Bu arda, bu çaresizlik içinde ar-| Kenardaki kabarede Macar kızıjkanl kendisine doğru &k bir tek şey istiyordu eve git diye angaje edilmiş iki Betlinli ya-)buz gibi elleri, ateş gibi yanan mek... Annesine gitmek. Budi mülteci kızı işlerini bitirmiş"İları içine aldı. Onun kolları arasına arama W.'ler, yahlarına aldıkları iki gençe.| Genç kızı hafifçe kendisine #nmak ve ağlamak... Ağlamak isti-'bir sabahçı kahvesine kahvaltı et.' çekti, Fakat o artık kendini yordu. meğe gidiyorlar. mıyordu. Bu göğsün üstüne Leylâ bir sarhoşun bir dıvara da-| hıçkıra, hıçkıra ağlıyordu: yanıp gasiyan ve külrettiği bir dar) — Ah öldüm. Okdüm bu # sokaktan Perapalatını önüne çıktı. Sen ona değil, sen kendine deği yi 3 ladkniz diki ali