Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— Artık Selçuk Imparatorluğunun bir — daha teşekkül etmesini düşünmek çocukluk olurdu... - 'i — Bana Mihali davet ediniz, dedi. — Köse Mihal, bu hâkikaten tarihin — bir sürprizi gibi karşılanacak hâdi- — seyi duyunca, Osmanm kendisini — Çağırmakta haklı olduğunu düşün - | Mmüş ve derhal toparlanın - huzuru — hâkaniye koşmuştu. Ââ Osman telâşlı görünüyordu: — — Mihal, dedi, Bu vaziyet biraz ' endişeli görünüyor. Selçuk arazisi — ve leşkeri ne halde? — Perişan bir halde olduğunu — öğrendik hakanım. “Sultanın düçar “Colduğu gü felâket Üzerine Selçuk B beylgri ve askerleri dağılmağa ve — birer tarafa iltica etmiye mecbur — öoldülar (1),, — — Mihal, bu taarruzların ülkele- |— rimize de müstevli olması mümkün — görünüyor. — — Elbette böyledir ve hemen ted — birin almak gerektir hakanım, Mahaza Selçuk ordularımndan da istifade etmek lâzımdır. Kendilerini - gaşırmış bir halde bulunan Selçük — askerinin yurdumuzı celbi için ça - — Jışmak da icap eder. — * — Muvafık Mihal, bunun için he- . men tedbir alınsın! '_'. “Bunlardan ekserisi, hele bilhassa Kılıçerl Uc da daima Rumlara ga- — Za ve galebe ile meşgul ve meşhur olan Osman Bey tarafına meyi İle O yanına geldiler, Bunlardan mada memaliki Selçu - /| kiyede göçebe halinde yaşıyan ve — Moğol tabiiyetine düşmek istemiyen ' Türkmen aşiretleri beylerile bera - Llıe.— bargâhr Osiman Gaziye geldikle | rl gibi devleti Selçukiyenin giriftar olduğu zaaf dolayısile bulundukla - — yi hizmet ve mahalleri terk ile mem — ileketfe serseriyane dolaşmakta olan __'ı" ve fıtrativakıa icabile başsız ve sâ- — mansız kalmiş bulunan asakiri Selçü |— kiyede serdar ve sâman bulmak e. - meliyle Osman Beyin nezdine top - -| landılar ve cemiyeti gereği gibi tez- ' Ş'it ettiler. (2),, - Bu vâaziyet Ösmanın şiddetle ve “ehemmiyetle tedbirler almasını mu — eip olmuş ve derhal beylerin içti - — mal ile büyük bif meşveret kurül - — Ymuş, almacak tedbirler müzakere e- 4 !"'dilîp ülkenin bütün hudutları aşağı — yukarı tahkim olunmuştu. i Büyük bir meselede gerek Selçuk .ı,ülkelerinde ve gerekse Osman ülke , HABER in Edebı Romanı T YAZAN[ L)r vi Hayırl.. Bir erkek sakat olmiyar “çirkin olmıyan normal bir kızı na: osıl kıskanırsa öyle kıskanıyordu © Ali, Saffeti kıskanıyordu. Saflet lendiği için... Bir baş'zasila evlen. —diği için samimi bir ıstırabı vardı. Kendisini mesut edemiyecek, ve mt: akkak şu dakikada mesut etmnecini 'ğahı isteyip ddeünmıyen kendisini AT n iğ Aiz HABER'İN TARİHİ ' tifadeye sevke çalışıyorlardı. ROMAN : 43 lerinde günün en mühim dedikodü- | sunu teşkil ediyordu. Acaba Sel - çuk hükümdarı yine o sülâleden mi olacak, yoksa emaret ve riyaset ÖOs mana mı intikal edecek? Yalnız Selçuk halkı ve Osman te- vabii değil, Bizans İmparatorluğu da, tekfurlar da hemen aylarca u - zak mesafelerdeki sahlar, padişah- lar, hânlar, imparatorlar, beylerbey leri hep bu hâdise ile meşguldüler. Artık Selçuk İmparatorluğunun bir daha teşekkül etmesini düşün - mek çocukluk olurdu. İlhanı âzam Gazan Han son darbesile Selçuk hükümdarlığının admı ve sanmı or. tadan kaldırmış oluyordu. Zaten ye- niden bir imparatorluk teşekkülüne filen de imkân kalmamış bulunu - yordü, Beyler, kumandanlar, ahali darmadağınık olmuşlar ve ekser Osman Ülkelerine iltica etmişlerdi. Bütün milletlerin Uc emiri Osman Beye teveccüh etmeleri de bu devrin zarüri bir tezahürü olmak gerekti, Çünkü Osman Bey, bugüne kadar Üüzerine aldığı savaşlarda mağlübiyet nedir bilmemiş ve halk arasında gös terdiği adlü hakla kendisine derin bir perestiş uyandırmiıştı. Bu o kadar İleriye gitmiş bulunu- yordu ki, Osmanm adını işitmek hiç bir mücadelesiz ona tâbi, ölüvermek, için kâfi geliyordu. Osman da vazi- yetin böyle olduğunu görmüyor de- ğildi, O da Köse Mihalla sabahlara kadar müzakerelerde bulünuüyordu. Oğlu Orhan ve en çok sevdiği si. lâh arkadaşlarmı da bir dakika ya- nindan ayırmıyordu. Bir taraftan da çoök sevdiği karısı Mal Hatun ve kaympederi Şeyh E- debali, Osmanı bu büyük fırsattan is Şeyh Edebali diyordu ki: — Hâkanım ve oğlum Osman, bu- gün kavi bir düşman karşısındayız. Hhantâzam, belki senin şu yüksek kahramanlıklarından dolayı henüz yurdumuza bir hücum ve taarruz yapmamıştır. Fakat bunun böylece devam edeceği temin olunamaz. Moğolların biraz sükün bulduk - tan sonra önlerine yegâne mani ve halil olarak çıkan Osman ülkele- rini de tarumar etmeğe kalkışacak, ları çok tabil olmak gerektir, hiç sevmiyen bir ahlâk düşkünü ile bir menfaatperestle evleniyor diye içinde hayattan bezginliğe benziyen garip bir his duyuüyordu. Ne 0?.. Yoksa Ali?.. Yoksa Ali?... Ali, Salfeti seviyor muydu? Bu kanbur, bu sakat, buçirkin, bu biçare kızı. “Gözleri ne güzeldir,, diye düşü- nüyordu. Bu gece ona ders verdiği günlerin hatırası hayalinde —pek canlıydı. Onu şimdi kalın, ağır perdelerle loşlarımış odada hep Hind meşesin- Aden vapılmış geniş bir masanın ba. sında gürüyordu. Bu — masanın bir taralında arkası yüksek ve içi küş tüyü yastıklarla bezenmiş muazzam Sir koltukta kendisi öturuyordu. Hayatında o kendisini o koltukta ANduğu zamanlarda hissettiği kadar nem'sti. Karsısında gene öyle arka. vordu. Üzerinde büyük bir zevkle Lkimiş bir esvap vardı. — Saçları sok vüzel hazırlanmıştı. Odada tatl: bir parfum vardır. Bu güzel parfum h h ç j' '_1 derk, - A B” Yazan : Muzaffer Muhittin Nitekim bazı hudut çarpışmaları olduğu da malümdur. Buna nazaran büyük tedbirler al- mak icap eder, Halbuki bugün tam istiklâl halinde değiliz, Henüz Sel - çuk hükümdarlığına rüşdümüz bağ- lr, vesayet altında bir emaret halin- deyiz, Cenabt kibriya ayağımıza kadar bir fırsat bağışladı. Bündan istifa- de gerektir hâkanım. Uç semtlerine Mogollarımn tecavü. zü halinde karsşt duracak küvvetli ve müsatkil bir hükümet teşkili 1i - cap eder. Şeyh Edebalinin bu ayni hikmet olan sözleri cemiyet erkânı tarafım- dan tasvip edilmiş, ama, Osman hâ- lâ tam bir ruyi muvafakat göster - memişti. Şafak sökerken Osmanın ve ar - kadaşlarının içtima ettiği konak ö . nünde büyük bir kütlenin toplandı- Bmi gördüler. Osman Bey halkının beyleri, Türkmen beyleri, ve Selçuk mühacirlerinden mürekkep olan bu toplu v& muazzam halk yığmı hay- kıriyorlar: ' — Oğuz Han vasiyet etmişti ve demişti ki, kendinden sonra Han, an- cak kayt evlâdı olacaklır. Tâ kıya. mete dek nesilden anı kemesne al- maasa gerek (3) Osgmanı sultan.iste;. rüz! Vaziyet hakikaten çok nazikti. İ- şin pek de naz kaldırır tarafı yek- tu. Selçuk hükümdarlığının izmih - lâli üzerine Uc ülkelerine değı'an Selçukiler, halk arasında Nogol Lü- cumlarının dehşetinden bahsederek halkı yıldırdılar, Bu vaziyet karşısında ît.üyarl:ır, emekliler ve umur didoler süra'le bir tedbir alıp Türk ülkelerini mu- hafaza gerekliğine inandılar ve işte halk bu sebeple toplanıp Osmandan istiklâlini almasını istediler. Şeyh Edebali, pencereleri açarak hâkana: — Duyuyorsun değil mi oğlum, halk da tehlikenin karip oldugunu biliyor. Bunda tereddüde mahal yoktur. “Cengizilerin müdahalesi Selcu - kilerin ekser bilâdında müsteihir ve mukarrerdir, devleti Selçukiye mün- karizdir, âdası kavidir, talibanı milk talebesinden kendisine doğru geli- yordu, Karşısındaki genç kızın arkasını Karşısında kendisine büyük bir dik- katle dikilmiş bir çilft zeki göz var. dı. Dersini büyük bir alâka ile dinli- yordu. Alinin hayatı çok müşkül olmuş- tu. O buü hayatı mütemadi mahru- miyetler ve üzüntüler içinde geçir- mişti. Tahsil yapabilmek için nelere katlanmıştı. Fatih medresesinin bir köşesinde buz gibi bir odayı ve se- fil bir yatağı bir felsele — talebesile paylaştığı günleri, aç aç kaldırımlar da dolaştığı haftaları ısınmak için kütüphanelere girip — kütüphaneler kapanıncaya kadar — oturduğu kış aylarını unutmamişti. Bir yaz pantalonu paramparça ol- ahat heybetli ve azametli hisset- 'ı yükcak bir koltukta Saffet oturu-. duğu icin, siyah kışlık bir palto ile ' dolaşmış, bir kışı beyaz keten âyak- babılarile geçirmişti. Onun hayatta bütün diğer insan. 'arla olan münasebeti hiçbir zamatn aymı kademe üzerinde — olmamıştı. Ona herkes biraz yukardan... Biraz gelmedi. | Miratüledvar “O hinde Rum âya., görmüyvor, kanburunu görmüyordu.' mı? hayır çok yukardan bakmıştı.. - ge 3, M anların kuvvetsiz bekayayı memle- keti üzere müstevli olmuştur. Mu- hakkaktır ki elyevm Selçuki selâ, tininden hiçbirisi İran- Mogol hü- kümdarı tarafından mülkü zapta Bu hudut ve diyarın vi - kaye ve himayesi sahibi ihtiyar ve iktidar bir sultanın istiklâliyetle te mekkününe lüzum gösteriyor, ki âda ve zalemenin bu tarafa müdahalesi: ne mâni olsun, Türkistan akvamı arasından ha - söp ve nesep ve siret ve ahlâkı ha- sene ve şecaat ve semahat ile buna şayeste Osman Beydir, ki hem Kayı sülâlesindendir,hem de Kemali din dindarı ile muhyil süneni müslü . mandır, ,4),, dedi, Bugüne kadar Osmanm aklından istiklâl geçmiş değildi. (Devamı var) (1) Tarihi Osmani Encümeni; Os- manlı tarihi cilt: 1 Sayfa: 50. (2) Miratüledvar İbni — Kemal tarihi bu hususta boyleı'e izahat ver mektedir. mnm ekserisi Osman Beyin hima - yesine iltica ettiler,, diyor. Çenabi de tercümesinde: 'îultan Aliettlnlıı ali; I GU RENE hi: "Oğüz bey lerinin ekserisi Osman Beyin âsitanı saadet nlşınmı yüz sürdüler.,, diyor. .- (8) Müverrih Ruhi bu hâdise hakkmda şunu yazıyor: “Selâtini Osmanlye Oğuz Ilııı o- ğullarından Kayı Han evlâdıdır. Kayı Han Öğüz Hanm ulu oğlu i- di ve Oğuz Han şile - şöyle - vasi- yet etmişti, Ki kendüden sonra Han, Kayı evlâdı ola, madamki onun ev. lâdından bir kimse olg ki Hanlığa. yaraya gayrı taifeden Han olmaya- ydı. Bir nice zaman sonra vasiyet mucibince Hanlık Kayı Han neslin- de kaldı, ama, soönra Selçukilere nikbet yetişince ulu Türk — beyleri aslı vasiyet ile amel edip Osman Beyi kendilere Han eylediler, Kor-' kut Atadan naklederler ki, demiş ki, Uğuz Han . vasiyeti mucibince ahar Kayı Han evlâdma düşse gerek tir, tâ kryamete den ol nesilden anı , nn da hârikalarmı 'diğer milletlerin pavyonlarile bera- j |bir gşahidi olmasını istemişler kimse almasa, gerek,,, (4) Camli Cemâyin , O hayatta hiç bir kimseden, iyi bir muamele görmemiş, kimise onu ken- disile müsavi tutmamıştı. — Hattâ mektepte bile, enseleri uzatılmış saç ları keskin kolotiıya kokan, bağlan- mış kravatları, omuzları, — bedenle- rinden Beşer, onar, santim geniş ce- ketlerile öteki arkadaşları bile ona bir, başka türlü. hitap — etmişlerdi. Daima yukardan aşağıya inen bir dostlukla, kattâ bazı pazarları, ©- nunla birlikte gezmeğe rTazı olduk- larr zaman bunun bir tenezzül ol- duğunu, |fakat onlar, —münevver gençler oldukları için böyle şeylere 2hemmiyet vermediklerini ihsas e. der tavırlar takınmışlardı. Diplemasını aldıktan ve Saffetın babasının yanında bu hizmete gir- dikten sonra da etvarındaki bu ba- İriz taşralığiyle, İstanbullu memur arkadaşlarından daima daha dün kalmak acısını hissetmişti. memurlar bile daima ona | garip bır stihfafla bakmıulardı Hayvatında bırmcı defa olarak ona Iyi muamele etmiş olan insan Saf 'et olmustu. —— ” Satfet ona karşı kendisile ayni se- ;,bir noktai nazar sahibi Hattâ kendinden daha küçük | olan Bi 'Sergi' açıldığı h tamamlamak için bugün hâlâ 10,000 işçi ça Şirketin eğlence yerleri fevkalâde şahanedi' Bir senedir bütün dünyada dedi- kodusu devam eden beynelmilel Nevyork sergisi 1 mayısta, bizzat Amerika Reisicumhuru Ruzvelt ta- rafından açıldı, Hâüâkikaten asrin bir hârikası olan bu Berginin resmiküşadı, —ajans haberi olarak gazetelerimizde ya - zılmişti. Sön posta ile gelen Pari-Suar ga. zetesinde, serginin açıldığı gün hu- susi muhabirinin telgrafla yolladığı uzun bir intıba yazısı vardır, Bu yazının meraklı taraflarını a- şağıda okuyacaksınız... ** * * Nevyork enternasyonal sergisi 155. milyon' dolarâ —Mmalolan bir harikadır. Orada yalnız dünün ve bugünün hârikalarını, keşiflerini değil, yarı- görmek kabil olmaktadır. - — Amerika federal - devletlerinden 32 sinin iştirâk ettikleri — şergide, ber 62 pavyon bulunmaktadır. Fevkalâde güzel bir gölün etra . fına sıralanmış olan serginin eğlen- ce yerleri başlıbaşına bir hârika teş kil etmiştir. — Yeni icatlar İlim işlerine geniğ. bir yer veren Nevyork sergisinde meşhur profe- Sör Ayniştayn'in icadı olan yeni şua Sörginin birçok işlerinf otomatik olar| Yâla hunlarm tamamlanmasma çl rak göremnbilhassa, elektrik- tertiba “tıht idare- eden — makine -adamlar (robotlar) bilhassa nazarı dikkati çekmektedir. 5000 Sene sonrası ıçm “Amerikalılar, bu serginin gele - cek asırlara buğünkü — beşeriyetin ve | bunun için iki metre uzunluğunda büyük bir çelik ğgülle inşa ettirerek | aktüalite filmleri, sinema makinesi, hayvan Ve nebat nümuneleri ve da- Ha bunun gibi birçok şeyleri bir i. zah mektüubile beraber içine koy - muşlar 15 metre yerin altına göm- müşlerdir. Bu gülle, âancak 5000 sene sonra açılacak ve asrın insanlarile bugün- kü medeniyetin bir elçisi vazifesini görecektir. N Müthiş bir göz ve ciş! Nevyork> sergisini gezenleri en çok alâkadar' eden bir pavyon da, "Asrın harıikası Nevyork Beynelmilel sergisi 5 MAYIS — 1939 —ei alde noksanları şmaktadır ——i Bir insan gözünü binlerce, on bifi lerce defa büyütmüşler ve 8 ki | içinde gezeceği — şekle sokmu!l’?f'; Fakat aynı zamanda da bütün tü ferrüatı muhafaza etmişler, Yine böyle hazırlanmış muaz bir diş de vaâr. Orada, agzımıld minimini dişlerin en ufak teferl'm tınr seyredebiliyorsunuz. Yine Nevyork sergisinde bir 511' min hazırladığı köşede mikropl mücadelesini seyretmek kabil... ra Floridalı bir portakalemın, Yö * mişlerini sun'i bir şua ile yetiştir diğini takip etmek kabil... 50000 Amele halâ çalışll'”î Bugün, serginin küşat resmi YA pildiğr halde, hâlâ hümmalı faali 'î yetle birçok pavyonlar hazırlanm tadır, 50.000 amele mdtemndlyf“ çalışıyor, yenilikler hazırlıyorlar. Nevyorkun bütün otelleri faali * yette... Ötellerde yer kalmadığı iG” 3T7 gemi de otel haline getirilm” bulunüyor. 250.000 insan yemek yiyebilir ! Nevyork sergisinde lokantalâf ğ o kadar mükemmel ve geniştir bunlarda bir hamlede 250.000 insaf rabat rahat yemek yiyebilir. 4 ah ği 4P Muhtelif pavyonlar # Sergideki pavyonlardan heınÜ hepsinin el'ân noksanları vardır #' Jışılmaktadır. Yalnız Alman pav * yonunun iİşi herkesten evvel bıunif_ tir. Fakat Alman pavyonu den.inua_ı. aldanmamalı. j Almanya devleti sergiye işür“ h etmemiştir. Ancak Amerikadaki man mültecileri ve Avusturyahll’ aralarında para. toplamışlar, bir pavyon hazırlamışlardır. İşte ilk olarak tamamlanan A * man pavyonu budur . J 26 mayısta açılacak olan Fran—'_"_" pavyonu &öylendiğine göre, sergi en güzel pavyonlarmdan biri olâ * caktır. Fransızlar buü İş için tam 15016 yon frank harcamışlardır. Fransız pavyonunun lokantasmdö bilhassa en iyi cinsten Frangız 57 rapları bulundurulacaktır. Asrın zaferi Nevyork sergisini gezen herkd onün asimi 'bir zâferi olduğus muazzam -bir dişle, yine pek azamet li>bir gözün bulunduğu yerdir, viyede bir insanla görüşür gibi de- gil, kendinden yüksek bir insanla konüşur gibi hürmetkâr davranmış- ti Salffet onu çok saymış, Saffet onu dinlerken kendisini daima — ondan küçük, ondan aşağı tutmuştu. 'A i, hayatında birinci defa olarak bu sekat kızın yanımda yüksek ses- le konüşahilmiş, ona yalnız, riyazi. ye dersi verirken değil, başka şeyler hakkında da ayni emniyetle kendi: sine söt qcşîıyebılmıştı. Ali, ona hay at hakkındaki şu ve ya bu telâkkilerini, şimdiye kadar hattâ en yakın arkadaşına dahi söy- liyeraediği fikirlerini söylemişti. Ve onunla korüşürken — kendisinin de diğer bütür. insanlar gibi içi, şahsi- ;etı telâkkileri tebellür — etmiş bir insan olduğunu keşfetmişti. Ona anlatıken, hayatta kendisinin de olduğunu (su vaya bu mevzu etrafındaki telâk. küerimi keraat haline getirdiğini ve b.nları r.usırrane müdafaa edebile cek Vabiliyette olduğunu keşl'etmış yi LARMAZ Dere & at!erin!n sonunda Saffet]e her zaman, uzun, uzun konuüşmüş: 4 d L Çiğm d AĞ —8 h müttefiktir. lardı. Salfet hocasına porselen f“" canlarla çay, gümüş tabaklar jçir” de bisküi ikram etmişti. Uzun sereler tahayyül bile ede” | mediği bu konfur — içinde, bu ıük* içinde, ker di sözlerini büyük bir $ i lâka ile d'rliyen bu genç kızla başa geçen ders saatleri Alinin, yatının en güzel saatleri olm Ve bütür. bu başbaşa geçen lerde, Salfet dajma öğrenen, altında, tesir altında bulund talebe olarak kalmıştı. | Kendi işlediği mahlük, | Ali daha sonra — Sevime de deft vermişti, ; Fakat cra ders verdiği qaatle I 1 | genç kızda büyük bir iç sıkmtı$t dan bişka bir şey görmemişti. Onün yapamadığı dersleri din"” ' ken dudaklârının, avurtlarının İ ısırarak esremeğe daha — do esnediğini kendinden saklamağa ?. lışmış ve ders biter bitmez l"d"w"î defterleri kâğıtları toplayarak y';'_ rinden dofrulmağa başlamış, f#t | kendisile ders haricinde, —en “ ı 1 bir arkadaşlık dahi yapmağa kışmamıştı. (Devamı var). « » Çağl L | a B AeL! fi a