3 Mayıs 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ w"-— V îabzadakı çince yazıların ma- Ob acaba? Öğrenmeğe vakit ! Bi laıı“Şfsnuzdır herhalde? ı* E Çincğrşme ettirdim. Bıçağı Prat Ütüm, ilen bir ahbabıma gönder. - ğanası ne imiş? Wözsin da atonda bir fabrikanın mar. ! Bi K: ibaretmiş, Bakt, Ton mu? Dostunuz Vang p. Orada | Yaşıyor muydu? “ çe vüzle a) yle. Fakat Vangın bu âkası olacafını sanmı. ' zN_î_çin olmasın? | Ü onunla atam çok iyi. rmuş ğ'a Vakt_ile bir iyilikte bu- İi s5 'üvîına mınneE borc. olduğu ; *Or. Arzadeğimi kendisine i 0 Ü ? etti i b “Hduı_m' O da yardım vaadinde Ü Bi y t __1 kaşlarını Çattı, ) tü “hâreketinizin hitiyatlı ol- ani mişiniz? (4 il_ş lîd'kl halde bu citl.ct malüm Ü immn Levecanile böyle hare. Döye z Sonra düşir.celerimi P'tn © cî Süstermemin doğru o- Pu Ettim, İSinde kendim de tered- . Bence dos B arş Ce doğrü yanmadınız. Van P sman açık' SÖözlü olmarıza — sizi VER SS Dir vaziyet — olmadı Furlo ledi / “Teddüt etti ve nihayet - V z '!' a) leı-danem. ğVlnden çıkarken pen. l'md'e besi — gözetliyen İ | N İ » vande olduğunu z? n ÜM. Va siz? g” ci 1';;#_3?;% Anjelâ Far- . İSta : - sSİfsvonunda at oraya ' git- | 'a | hün) y Canma! Vıktorya garında a ki ı eh İlnuz haşn“Ştugumuzu da biliyor- . y Kizı takip ettirdiğimi size M N Ş miydim? .) t:i;ı; delîsiniz Rid, mis Farrenin ElS H.0 isindeki rolü nedir? “NÜz cevap veremiyeceğim — x w Ondan ŞÜüpheleniyor musunuz? bezerikli bir UTnaz ve becezikli bir kadın, Severse her şeye muk- iklıma gelmişker söyliye- Vansı bu arsam serbest Bük hi mi? Bana haber versey" Bzn best Birakilğnser kararı beri B — Fölmezden biraz evvel veril- S M a H 4 îlî Sebeble serlest bırakıldı? "l S e hinde delil olmadığı için.. Bun Çokh Yalnız bu olsaydı mev- Ü b mir;_a“ serbest — b rakılması P ge Meyhinde delil olmas k İ mi farkettiniz? I w.' w qeîîhmuz. Fakat başka sebeb- #D Anly - a galOTüM, Serbest — kaldığı İsünea, © daha faydalr — olacağını Ç| Yak Üz değil mi? Pesini hyrak- İ ll topl harekâtını könirol — edip | Eveîmşğa çalışacaksınız. Di grl'vm k*î' )'apa, ım? Vazifemiz ı" | atilini bulmak. Buldu- " Böw g Felerden biri muvaffak ol- 8 — Vane g vürüvortz. J biıir,ns Size ne suretle — yardım bi unO"“n Ânjelâ Farreri sevdiği. N Dola,, . GYIn, Aşıklar fazla tedbir #ti OT. Mücrimse rcuhakkak F p tiryatm_zllkla kendisini ele ve- Bi _İlm iş Ö“JEIâ da Vansdan şüphe * B SİNi temine çalışıyor. Bu P “dan çok istifade edebili. Li Pa he xohalde mücrim kim? Ph n bilsem hemen şimdi şe- OBti j İm_a gider ve tevkif müsa- , p fîââ *dim. Siz'de M. Furlong, G z hakkındaki — fikrinizi Ü H " i söylemek lütfunda Bbulunur musu. nuz? — Vallahi kati bir fikir edineme- dim ki... Evvelâ onun Varnsı hima- yeye çalıştığını sanıy or?um. Man.- darende karşılaşınca şaşı“cım. Hele doktor Vangın evinde — olduğunu öğrenmem hayretimi bir kat daha arttırdı. Ben de size sorayımı: — Elektrik- çi kıyafetile Mandarende ne yapı- yordunuz? Cereyan kesileceğini ev. velce ne suretle öğrenmiştiniz? Komiser Rid gülümsiyerek izahat verdi: — Cereyanı kesmelerini şirketten ben istedim, — Kumar salonunu zördünüz mü? İhtimal Karson oraya kac'ar gitme- nize imkân vermemiştir? — Orada kumar oynatıldığını zaten biliyordum. Yakında kapata- cağız. Bu işi bu sıralarde yapmağı, cinayet tahkikatmı zorlaştırmamak için, tehir ettik. Mandarene gidi. şim ortalığa söyle bir x6z atmaktı. Bu fırsattan istifade ile- Karsonun yazıhanesine girmeğe muvaffak ql- dum. ' — Brayo! Bir şeyler lapabildiniz mi bari? — Mühim bir şey bulamadım. Furlong,, bu adamdan malümat koparamıyacağını ailıyarak Israr- dan vazgeçti. Bu sırada uşağı bir kart getirdi. Furlong açırca: — Vans buraya gelmiş, dedi. Komiser Rid ayağa kaktı: — Ben gitsem iyi olur, - Benimle karşılaşmak istemiyeceğini zanne- derim, — Rica ederim oturunuz. Evime davet ettiğim dostlarımı — seçmek Vansa düşmez. Burada bulunmanız hoşuna gitmiyorsa gilsin, Prat; M. Vansa söyle; huraya bu4|. yursun, Terri Vans hızla içeri — girdi ve Ridi görünce durakladı: — Merhaba, M. Vans.. dedi. Dos-> tum M, Ridle tanışıyorsunuz değil mi? ' Vans soğük bir tavırla selâm ver. di: ş — Birkaç dakika benimde görüşe- ceğinizi ummuştum. — Maalmmenuniye... Lütfen o- tursanıza... Prat bize viski getir. HABER — Akşam Postası Nakleden: F. K. 'Terri Vans bir viski — aldı. Fur. long sordu: — Benimle neye dair görüşecek- tiniz? Vans yan gözle korzisere bakarak cevap verdi: a — Hususi görüşmek istiyordum. — Beni dinleyiniz genç dostum.. Komiser Rid sizi tevkif cttirmekle vazifesini yaptı. İşin — başlangıcın" da açık sözlü davranıp bazı şeyleri gizlememiş olsaydınız başınızı der. de sokmazdınız. Şimdi. mademki serbestsiniz, halinize — şi.kredin ve bu zata vazifesini yaptığı için kin beslemeyin. Bana anlatacaklarınızı onun ya- nında söyliyebilirsiniz. O da benim gibi size yardım etmek ister. Öyle değil mi Rid? — Tabil. Vans mırıldandı: — Affedin. Biraz sinirliyim. Ga- zeteye telefon etlim ve... — Ve mis Farrenin oreda olma. dığını öğrendiniz, değil mi? — Evet, — Bunda sinirlenecek ne — var? Zavallı kız son günlerde pek yorul- muş ve üzülmüştü. Biraz istirahate ihtiyaç hisşsetmesi kadar tabil ne o- labilir? E — Evet. Fakat onun böyle bir sı. rada gideceğine ihtimal vermezdim. — Yani siz tevkifhanede iken o- nün istirahati düşünmesini affede- miyorsunuz. — Asla, Ben böyle bir şey düşün. medim. Komiser Rid lâfa karıştı: — M. Vans, sanırım ki, Mis Far- renin kendi lehinde rcalışmaktan vaz geçmiş görünmesi sebebin: düşünü- yor. Vans sordu: — Bu sözlerinizle ne demek isti- yorsunuz? — Açıkça söylediğimden — başka manada bir şey değil.. Maamafih müsterih olunuz, mis Far:en leşeh- büslerine devam ediyor. — Evet. Bu yüzden gşarip yerlere gidip geliyor ve başına işier açıyor. — Ne gibi? — Barlara, meselâ Mundaren i- simli bir: bara gidiyor, Orasını bilir misiniz? (Devamı var) Kiracıları ! Hayat pahalılığından hep bir. likte şikâyet ediyorlardı. Bu sıra- da madam Şafuye, Buglere şöyle bir şey telkin etti: — Ben sizin yerinizde olsay. dım; şu büyük odayı kiraya verir. dim. Zaten o koridorun nihayetin- dedir. Tuvaleti de kendisinin tâ yanımndadır. Öteki odalarla bir mü. nasebeti olmadığı için sizi Tahat. sız da etmez. Fazla masrafta gün- delikçi kadının yevmiyesini biraz arttırırsınız ve kapıcıya da arada hediye verirseniz.. Neden acaba böyle bir şeyi şimdiye kadar dü. şünmediniz ?. Büuğglar iki kızkardeştiler. On. lardan birisi 39, diğeri kırk üç yaşında idi. İkisi de evlenmemiş- leridi. - Komuşlarının bu sözünü du. yunca ikisi de kaşlarını kaldırarak gözlerini büyük büyük açtılar. Ve bü işi beceremiyeceklerini yüzle- rinin aldığı mâna ile gösterdiler. Sonra Emiliye kızkardeşine dö.- nerek: — Çok parlak bir fikir değil mi? Hortans? dedi. Çok teşekkür ederiz, Bunu iyi bir düşünelim , Aralarında zeki geçinen Hor- tans daha küçüktü. O da bilâte - reddüt ablasının yüzüne şu cevabı verdi: ; — Ben komşumuzun fikrini çok beğendim.. Sen de bu mesele hak- kında düşün; eğer işine — gelirse yaparız. Hayırhah komşu, onların bu fikre muhalefet etmediklerini gö- rerek pek memnun olmuştu. On- dan cesaret alarak konuşmağa baş ladı: — İhtiyar, kiracı almak doğru değildir. İhtiyarların bin türlü itiyatları, mızmızlıkları — vartdır, hastalanırlar. ölebilirler.. Kadın kiracılar! Aman Alalh.. Onlardan hiç bahsetmiyelim: Gece sabaha kadar Roman okumak için elek. trik yakarlar, ipek çoraplarını ku- rutmak içni ütü yaparken evi ya- kabilirler, Size bir erkek kiracı lâzımdır; genç bir erkek.. Ve Çeviren benim sözümü dinlerseniz bu ki- racıyı ahbap vasıtasiyle bulmağa kalkışmayınız.. Ben sizin yeriniz- de olsam gazetelerden birine ilân verirdim. Göreceksiniz, ne kadar kiracı gelecektir. # Wit İlk gelen kiracı Alfred Griyel isminde uzun boylu, zayıf, sarışın, kibar ve mahcup tavırlı güzel bir delikanlı idi. Taşralı idi. Parise bir barkada çalışmağa başlamak üzere gelmişt;. Annesinden ayrıl- mış olmaktan duyduğu kederden utanmadan, sıkılmadan, züppelik göstermeden bahsedebiliyordu .. Odayı gördükten sonra hemen pey verdi. Daha yeni kiracıları evden çık. madan kaâpı tekrar çalındı, Bu de- fa kısa boylu, esmer ve görünüşü, pek o kadar kibar olmıyan bir delikanlı gelmişti. Matmazel Hor. tans odayı daha evel sarışına ver. diğinden duyduğu bir sevinçle : — Çoök müteessifim, fakat oda kiralanmıştır, dedi. Yeni kiracıları gittikten sonra, kapıcıya odanın kiralandığını ve bir daha kimsenin kendilerini Ta- hatsız etmemelerini bildirdi ve ha. fif adımlarla âdeta koşa koşa mer- divenleri çıkıp mösyö Alfredin © akşam taşınacağı odayı havalan- dırmak için pencereleri arkasına kadar açtı. K4 Mösyö Alfred sessiz, intizamı sever, nazik bir kiracı idi. İki kız kardeş odalarına böyle bir kiracı buldukları için kendilerini tebrik ediyorlardı. KiSSatİR Gecelerin birinde üst kattaki âile epey bir kavga ettiler. Ertesi sabah iki kız kardeş şöyle konuşu. yorlardı; — Yukardaki gürültüyü duy- dun mu?, — Evet çok korktum.. Fakat evde bir erkek olduğu için, tesel- li buldum.. Biliyor musun evide bir erkek oluşu insana emniyet veriyor. Hem de para getiriyor. Emiliye içini çekerek: : SUAT DERVİŞ — Evet, dedi, artiık öyle alış. tım ki erkek kiracıdan galiba vaz geçemiyeceğim. Para meselesi tahmin ettikleri gibi çıkmadı. Parayı ikinci ay ilk ay gibi peşin olarak almadılar. Üçüncü aylığı ise dört Beş gün geçikerek aldılar. Mösyö Alfred pek utanıyordu. paraya çok ihti. yaçları olmasına rağmen, onun fazla sıkıldığını gören Hortans: — ÂAman, dedi. Sakın para me- selesi için sıkılmayınız, mösyö Alfred, insan halidir, — herkesin sıkıntısı olabilir. Delikanlı: — Maalesef matmazel, dedi. ay. Llğr verirken daima sıkılacağım; Çünkü zengin değilim.. Zaman geçti. günün bitinde mösyö Alfred, öğleden sonra eve giriyor ve bir daha yemek yemek için falan sokağa çıkmıyordu. Gü. nün birinde hizmetçi onun elbise- lerini süpürürken- ceplerinde ek. mek kırıntıları bulmuştu. — Bunu hanımlarına Laber yerdi: n — Zavallı delikanlı, açlıktan ö- lecek |.. Bir başka defa da şöminenin içinde delikanlının neler yediğini meydaâana koyan bir peynir kabu- ğu buldu. — Bu kadar asil görünüşlü bir mösyönün fare gibi ekmek, peynir kemirmesi ne yazık!.. Bugünün akşamı Hortans nefis bir kızartma yapmıştı.. Bu kızart. - madan bir tabağa doldurarak mös. yö Alfredin odasına götürmeği düşündü. Ve Emiliye bu fikri bü- tün kalbiyle beğendi. O gece, bu yemeğin kiracıları için ne iyi bir sürpriz olduğunu düşünerek memnun oldular. Er. tesi gün hakikaten delikanlı onla. ra teşekkür etti ve yemeğin lezze- tini pek büyük hararetle değil, fa. kat büyük bir nezaketle methetti. Fakat bu onların merhametine bir sed çekmedi. Bir başka akşam bir pasta keserlerken onun eve girdiğini duydukları zaman mat. | Lülfen sayfayı çeviriniz) 256 — Davila! Beni KAHRAMAN HAYDUD KAHRAMAN HAYDUD kendimi tanrtacak ve Foskari ol. 253 işidiyor mu. sun? diye sordum, Büyük bir gayret sarfederek cevap verdi: — Evet... — Sizi kim vürdü?. — Ol.. — Emperya mı?. — Evet! Ben artık - ölüyo. rum. — Davila! Beni dinle!.. Etra. fınızda nasıl bir facia kuruluyor, haberiniz var mı?. — Hayır, söyleyiniz!. l — Sizin katiliniz diye bir baş- kasını, bir masunmu ihbar et- mek istiyorlar.. — Oh! Ne diyorsunuz?, — Evet, ben hepsini, bütün plânlarını işittim.. — Kimi?, Kimi ihbar etmek istiyorlar?, — Bilmiyorum.. — Hayır, hayır... Bu imkânsız dır, olamaz... Yalan, yalan, ben.. bizzat “10” lar meclisinde söy- leyeceğim,,.. — Pek âlâ, şimdi size bir yardımda bulunabilir miyim?. — Hayırf?.. | — Adamlarınıza yim?. — Hayır, istemez... — Niçin!.. ğ — Çünkü, o zaman Emperya haber — vere. daha ziyade şüphe eder ve beni — öldürür, gidiniz, burala durma- yınız.. — Adiyo! Davilâ... — Adiyo, çabuk gidiniz.. Deli gibi uzaklaştım.. Dışarı- da beni salona kadar getirmiş o- lan uşağı buldum. Tabii yüzü. mü göstermeden ve kendimi ta. rutmadan, onun idelâleti ile sa. Taydan çıktım.. Bir saat sonra ise Olivolo adasma dönmüş bulu. nuyordum. , Ertesi sabah... Leonor, teessürden kısılmış sesiyle babasının sözlerini ta. mamladı: — Ertesi sabah Emperya, Ro. lanın Davilayı katlettiğine dair “10' 'lar meclisi önünde şaha- det etti. — Fakat, Davila ne oldu?, .. Gelmedi mi?, — Geldi. . — Hakikati söylemedi mi?. — Söylemek istedi. . Fakat tam söyleyeceği sırada ölüm ağ- zını ebediyen kapadı.. Baba ile kız arasında ağır ve ezici bir süküt oldu.. : Sonra Leonor ayağa kalktı, yavaş adımlarla Rolanın Tesim. ne yaklaştı, ıstirap ile karışık bir sesle : — Öh, Rolan, Rolan!.. dedi, Şimdi öğrendiğim bu feci haki. kati babam niçin bu zamana ka. dar bana söylemedi?. — — Leonor! Yavrum! Uğradı. sından takibe koyuldum. Naza. rımdan kaybetmemeğe çalışı - yordum. Nihayet bir sarayın ö- nünde durdu ve içeri girdi. Bu saray kimin sarayı biliyor mu. s&un? Fahişe Emperyanın..., Dandolo süstu.. Leonor, heyecan içinde baba- sının sözlerini dikkatle dinliyor.. hayatına ait olan ve henüz meç. hulü bulunan esrarın anahtarını en nihayet öğrenebileceğini an. İryordu. Bir kaç saniye istirahatten son ra Dandolo tekrar söze başladı: — Bu noktada zihnimi biraz toplamak mecburiyetindeyim, .. Çünkü, aradan bu kadar seneler geçtiği halde gördüğüm feci sahnenin hakikat olup olmadığı. nı, hâlâ kendi kendime soruyor. dum. Altiyerinin Emperya sa. rayına girdiğini söylemiştim .... Onunla beraber ben de hemen aynı zaman'da bu sarayın önün. de bulundum.. Düşünmeden, ne yaptığımı, ne yapacağımı bilme. den, gayrişüuüri bir hareketle ka. pıyı çaldım. Bir uşak açtı ve bana: — Buyurunuz Senyör Foska. ri! Herkes geldi, yalnız sizi bek- liyorlar, dedi. Üzerimdeki manto , yüzümün mühim bir kısmını sakladığın. dan uşak beni tanıyamamış, Fos. kari zannetmişti. Hemen hemen N madığımı söyleyecektim, Fakat bütün görldlüklerim bana o kadar esrarengiz geldi ki sesimi çıkar. madan rehberlik eden uşağı ta. kip ettim.. Beni bir salona götür- dü, ve: — Benim buradan öteye git. mekliğim menedilmiştir. Zatıâ- liniz giriniz ve nihayetteki kapı. yı açınız, dedi, İ Beni yalnız bırakarak çekilip gğitti. Bir müddet şaşkın bir va, ziyette kaldım, , Hattâ uşağın ilalgınlığından — istifade ederek başkalarına ait sırları öğrenece- ğimi düşünerek azap bile hisset. meğge başladım. Fakat Altiyeri, senin ve Rolan Kandiyanonun ismini tehdit ederek söylemiş, ve sonra buraya girmişti.. Mese. lenin sizlere ait olduğunu anla. dım, Ne gibi alçakça plânlar ya. pıldığ nı anlamak, öğrenmek is, tedim. Uşağın tarif ettiği kapıya yaklaştım. Aynı zamanda da sol tarafımılan boğuk — ve canhiraş bir ses yükseldi.. Bu ses ölmek üzere bulunan bir adamın son feryadına benziyordu. Dandolo, anlattığı hatıraların tesiri altında kalarak tekrar sus- tu. Leonor sabırsız 'bir helecan içinde: h — Sonra? Sonra?, Diye bağırınak istiyordu. Fa. kat işittiği şeylerin verdiği deh.

Bu sayıdan diğer sayfalar: