3 Mayıs 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ş LN L — . d Ş Tasıdır K j ü M © j mmbWaffak oldu. Han yaptığı bu İ "*tmaı: Memnun oldu. | hava | Üaj J| 01 Va Hİ e Kat haşk İ amileg | ha $ Tİ ka îeke_rleklerini yağlamaktan baş. İ p Sbir şeye yaramaz.,, | h HABER — ÂAkşam Postast beld UZan Yabıhır Bakü mel'keu Wzünun ÜĞt ve Yalnız — Rus petrollarının Olarak kalmaz, burası yer Yetmiş iki milletinin toplan birç“k zamanlar müuhtelif dalaverelerin dön- denleri Sehir olmuştur. Petrol ma- defg%%â yer yüzünde ilk - İ celbeden yer bu Ba_kü PEf.roHar mi Ifr meydana çika - ânm karanlıkları içer- 1 z t.oan' ekilmesi imkânı olmıyan Prakları İran imparatorundan un;mfşn. O vakit Bakü şehrinin Uğu yerde hiçbir işe yara — f bir bataklık vardı, Ti tarihin karanlığında unutu- » Çinlilerin çamurlu yerler. Pladıkları kara bir suyu top- İs lan den ö blar icersine koyduklarını, F| Tn z ; 'ı% ;î:;mışti. Satmaldığı toprak - '$ Uru ile de bu işi yapmak l Yakarak odalarmı aydınlattık etıîîık süslü bir lâmba yaptır. ÜR & doldurarak tecrübe et- Y1 imparatora gönderdi. İm. Ve petrol imtiyazını hana verdi. Petrol sattı, altm yaptı. Bu basit ve iptidaf bir surette SA Arasından toplanan pet - Yesinde az zamanda imar © - Han tol Ö Danlar süklesikin Son' förd ASan Kuli han, 1805 de Rus. kendisine gönderdiği el- Asını kendi elleriyle kese, Mleketi üzerine Rus hükü- tahrik etti Ve Rus orduları- z tumu Öönünde kaçmaktan Bu giç, Tet çaresi bulamadı. e Yarm zabtından sonra Pe . Tedaki Rus âlimleri hanlar Zengin etmiş olan siyah klîiıe SÜY tj & ? Petrol hakkında şu garib Verdiler: “Pis bir mayi, Ara- Fi : Tolle İfat Baküde oturan yerliler pet- eskisi gibi iptidaf vasıta- Tiyi Petroî Çıkarmakta devam ettiler. Üleyi, ” destiler içinde Asyanın içe. ülllne î doğru kervanlarda ihraç e- Ülnem © devyam ediyordu. On doku. kmlnd asrım sonlarına doğru Nobel hendîsıe bir İsveçli, maiyetinde mü- tay *T ve ustabaşılarla beraber laş 9 geldi. Toprak kazıldı, kuyu- kırd'a elidı, petrol her taraftan fış. Bakiş , İ Muç, Sehri harikulâde bir ehem- aldı. İş adamları, casuslar, rîeşh füccarlar şehre doldu. kuyularının hakiki sahibi ol. hş, kik etmeğe başladılar. Bu | an altına hücum ; İRus ve Rumen Detrolleri Dünyada ilk defa sokakları petrol lambasile , Hınlatılar bir şehir: 'g— . € betrol bazan kuyulardan fışkırır ve çamurlu bir armak halinde akar, işçiler dizlerine kadar petrole Tek bu coşkün mayie yollar açmak için üğraşırlar — Rus petrol tabakaları Hazar denizinin altına W. Burada petrol sondajı, üzerine petrol çıkarma makineleri yerleştirilmiş sabih bir ada ile duğunu ileri süren Çar, bu toprak- ları hasılatın yüzde kırkma muka- bil kiraya veriyordu. Bu tarihe kadar petrolu yalnız Amerika çıkarırdı ve Rokfeller pet rol kralıydı. Fakat Rusya 1898 de cihan petrol istihsalinde birinci de. reçeyi aldı. İsveçli Nobel, dinamiti keşfetti. Dünyanın»en zengin » adamlarından birişi oldu, Bir harb.kasıtası; içad ©- .| derek kazanılmış servetini sulhe, sanata ve edebiyata hizmet edecek. lere tahsis etti. Her sene dağıtılan Nobel mükâfatı bu paranın faizidir. İşte bu zatm kardeşi olan Lui Nobel de Bakü petrolleri yüzünden zengin oldu. 1887 den itibaren pet- rol bütün Rusyada, aydmlatma va- sıtası haline geldi. Daha sonra Rus gemileri ve şimendiferleri petrol yakmağa başladı. Luinin oğlu E . manüel Nobel Rusyada büyük bir mevki sahibi oldu. Devlet şürasma ve Rus akademisine âzâ naspedildi, Birçok nişanlar aldı. Hesapsız bir servet yaptı. Buna rağmen babası ve amcası gibi çok sade bir hayat beçiriyordu. Yalnızlığı sevdiği için Bakü civarmda etrafı bahçelerle çev rilmiş “Petrol villâsı” isimli bir vil- lâda oturuyordu, Rus ihtilâli olunca petrol kuyu. ları devlete mal edildi. Emanuel No bel evvelâ İsveçe, sonra Almanyaya geçti, Bugün orada karısıyla bera - 'ber sakin bir hayat getiren sevimli bir ihtiyardır. : Deterding ve Raçild Kafkas petrollarımı işleten mü - esseseler arasında Nobelden sonra en ehemmiyetlisi Rocild müessesesi idi. Fakat bu müessese işlerini iyi idare edemedi. Çalıştırdığı amele ve arazi sahibleri ile aralarında birçok ihtilâflar çıktı. Nihayet 1910 da Roçild müessesesini sattı. Müesse, seyi satmak için fabrikasinda usta- başı olarak çalışan Gülbenkiyan e. fendinin tavassutundan istifade et- ti. Gülbenkiyan efendi gayet yük- sek bir komisyon alarak müessese. (Devama 10 uncuda) —114 — teis hafif kızarmış, yani buğu 1s- rası yapılmış olan bu yılanı ya. ndaki bal lefeninin içine daldırıp ilayarak şapır şapır yemeğe baş. 'dr. Benim de yılanlarımı bala ba- 'man için de balr önüme sürdü! , sSaları başsız oldukları halde ö- | Sür reise getirilen yılan başile bera- <rdi. Bu yılanların zehirsiz olma- aına imkân yoktur, Zira Ayvustu- ilyada hemen bütün yılanlar ze. rlidir. Zehir ise bu — hayvanların ıştarafındadır. Anlaşılrıyordu ki Ayvusturalyalılar ılanların zehirli olan baş tarafla- ını kesip öbür taraflarını yiyorlar lr ki yılan etinin, zehirinden, tec. it edildikten sonra nefaseti yılan yalığının etinden pek aşağı olma- dığı muhakkaktır. Biz Almanlar bil hassa göllerden avlanmış yılan ba- lıklarile gayet lezzetli çorbalar ve yemekler yaparız. Fakat —Ayvustu- larındaki insanlar bunun — yerine ancak hakiki yılandan başka ne kul lanabilirler? Nitekim yılan onların en makbul yemeklerindendir. Öbür Arunta reisinin gözümün ö- nünde yediği başlı yılan ise ihtimal ki hakiakten çıngıraklı yılandı. A. runtalar yılanların başını — kesme- den bunların - zehirli güddelerini çıkarmasmıı biliyorlar miydı. Yoksa obur reis yılanları — bir nevi har. dal kabilinden — zehirile beraber mi yiyordu? Buna hayret ettim. Zira Ayusturalyalılar küçük yaş- lardanberi her nevi yılan yedikleri için vücutları bu hayvanların müt. hiş zehirine alışabilir. Nitekim A- vusturalyalıların çoğu yı'-vları per- vasız olarak tutarlar, Bu — onların bu zehirlerden mütegesir olmadıkla rını göşterir, İhtimal ki pişmiş çın- giraklı yılanları zehirile — beraber yiyen Arunta reisine bu müthiş ze- hir bir nevi şiddetli keyif dahi verse gerelkklti!.. Yılanı balla bulayarak yemesi de, Benim önünmdeki yılan kızart- € ralyanın sahillerden uzak iç kısım- | Ç - : ge ter ee » v aam y .e Yi VAZAN:;: L.Buseh 35Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyaht Avusturalyalılar yılan yedik'eri iç n vücutları bu hayvanların mithiş zehirine allşabilir — , . S - da - . t e— * Arunlaların meşhur Bora atılarından önce meydan raksları hâzırlıkları ekseriya, keyif verici zehirlerin tat - ir ile yenmesindeki — sebebten ileri gelse gerekti. Filhakika ben tayfaların beraber. lerinde getirdikleri çantalardan ken di yiyeceklerimi çıkarıp yedimse de yılan etini merakettiğim için haya- tınmda ilk defa önüme getirilmiş o- lan bu körpe kızarmış yılanları da tatmaktan kendimi menedemedim. Doğrusunu söylemek lâzım gelir- se, pişmiş yılan eti biraz sertçe ol. masımna rağmen hiç de fena ve lez- zetsiz bir et değil!.. , Avrupada milyonilarca kiloluk bu lop etin zehir korkusu — yüzünden beyhude yere ziyan olduğu muhak- Bizim Avrupada şimal memleket. lerinde kurbağa, kaplumbafa pekâ- 1â yenildiği halde yılartın' ihmal o. lunduğunu, bu ormanlar dolusu ne- fis ve tabit sucuklara kimsenin el. sürmediğini bilseler Ayvusturalyalı- lar bizim hamakatimize kimbilir ne kadar hayretler içinde kalırlar?. Avusturalya insalanrı henüz ken. dilerine sarhoşluk verecek maddeler keşfetmemişler. Onlar henüz keyif verici içkileri bilmiyorlar. Bazı ka- bilelerin sihirbazları böyle sarhoş. luk verici otları sırf cinli otlar ola- rak keşfetmiş — bulunuyorlarsa da bunların umumi? surette henüz kul. lanılmaları âdet olamamışstır. Fakat, anlaşılan, Ayvusturalyalı- lar henüz karınlarını doyurabilmek Kızıl Gölge HABER'İN RESİMLİ ZABITA ROMANI: 163 FT “Wiş HAKLI İMiŞiM İS — SÂKIN OLFRE) | SÖYLEMEDİM Mi 9 KiZiL | — — | (AMADA TUNAFSIN FREJ Bu MASAL | ( GÖRMÜŞ ArA TİYE İMiş. ÇOCUĞU, ğj MGEleN &a Sgâğe' ÖÇÜN. g di vi J BÖYLE MASALLARA f7 DEĞiL İSTEL4 | DA ?gâux gL:fl 'ı'aı;.w"f'. DA A GE Mürş g Mİ Voş'senia NANIPTA KOR KAMA BOf BUNDAN NWE ÇIKAR ? - W#EM KIZILGĞÖ ŞE #'NSANDA JBARET MEV LW DA DEP A N U KADIN NASIL Tü M:wfdz EL DEĞİL- Hi'WD Lı'l'lı;ıuw İYe BiLDE M'-C—]_ Zİ ANLÂAYORUM MROJE . B TOMi YE MUALLİM TUTAMAK $e VC oA Brürsinız | PYA OLUR.TOML ZEKi BiR ÇoCUKTUR. SIZIİ ÇöK YORMAYA- _ üim ğ TOM İLE MEŞGUL OA c% n%ı'e;;g_ gumux. E Bıukı'ul.“l?“ -;âMANUı(T" NER 'EGNEA GĞi ZOR N BiR (Ş &Jı ’ (gayreti içinde çırpınıp durdukları için böyle gıda arasında bir keyife lüzum dahi hissedemiyorlar. Esasen buna hakikaten lüzum — olmadığı görülüyor. Zira Korroborri âyinlerinde daha ilk gece yemekler yenildikten son. ra Dütün Aruntalara zaten içkinin vereceği büyük bir keyif ve — neşe gelmişti. Yemekten sonra kadınlı, erkekli bütün Aruntalar meydana doldular ve neşeli bağrışmalarla, fevkalâde bit coşkunluk içinde — dansetmeye başladılar. Karşı koruların üstünde iyice yükselmiş olan ayın — kızılm: trak aydınlığında, sıkı ve taze bir yemek keyfinden sonra 300 - çıplak insanın teptikleri bu hora, kadınla. rım hep bir ağızdan söylemiye baş: ladıkları şarkılar — dini ve efsunlu: havanın başka türlü hissiyata doğ. ru değişmiye başladığını — gösteri- yordu!.. Danslar pandomima şekline inkı. lâp etmişti. Kadınlar ince ve zaril kangurular gibi sıçrıyorlar, erkekler onların arkasından köpek taklitleri yapmağa başlamışlardı!.. Kadınların bu kanguru sıçrayışla- ri arasında şarkı söylerken — sesleri daha çok hararetlenmiş, kıvrak bir nağme halini almıştı. Bir kanguru şarkısı söyledikleri — muhakkaktı. |Dansların siklet merkezi de — yarı bellerden aşağıya inmişti.Erkeklerse bu aralık büsbütün gemi azıya aldı. lar. Zira ' kadımnların arkasından yumruklarını kaldirarak, gözlerini açarak, yüzlerini gözlerini korkunç bir halde buruşturup durarak, âde- ta kıllı siyah ayılar gibi — sıçrayıp duruyorlar, arada bir durup edeb. sizce bir şekilde yarı bellerinden aşağıları sallryor, kişner gibi bağrı- şıyorlardı.. Evet, dünyanınm her tarafında dans aşk duygularını tahrik ve da. vet edici mahiyetini muhafaza eder. Dünyanın dans adaları >lan Poli- nezyanın nefis ve cennet gibi ada. larında da daha çok bedil olan dans lar da kâmilen ayni mahiyettedir. Fakat Avusturalyada hayvani de- receye kadar inmiştir. Dansla hâ. kim olan bu esas, orada çıplak bir surette görülür. Yani, insanm aya- Ba kalkmış kızgın bir hayvar: danse der gibi dansettiğini, dansın esasen insanlarda — bu şekilde — başlamış olduğunu hemen müşahede etmek kabil oluyor.. İlk İngvurra ateş — oyunlarını da o gece gördük. — Avusturalyalıların bu ateş mücizelerine hayret elime. mek kabil değildir. Yulnız Avusturalyada ateş üztün” de yapılan bu garip mahartetin vü. kü (Bora) âyinlerine girmiş ve er- keklik çağına basmış olan gençlere yükleniyor. Halbuki Melânezyada. ki kızgin fırınlar üstünde büyülde rin yürüdüğünü görmüştük, . '_(_Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: