HABER'İN TARİHİ Araba bununla Anita Osmana ait bir suikast mı hazırlıyordu ? Filhakika Osman gibi at Üzerin- | unu snlamiş ve büsbütün Ürkmüş. (gi Gen inmemiş bir harp ağamınin &3 ha genç yaşında yorgun “düşmesi düşünülemez, fakat bu yorgunluk biraz da mameviyalında idi. - Mal Hatun kaş kere onun yeni bir sa, vaşa çıkışmda, gizli gizli ağlamış, zayıflamış, hırpalanmış ve Osman hor dönüşünde çok sevdiği karısı Mal Hatunu biraz daha ihtiyarla ; mış ve çökmüş buluştu. Osman, Mal Hatuna da bak veri- yordu, Bu itibarladır ki artık ken- disi bir kenara çekilerek, büyük bir hâdise taallük ötmediği takdirde is- tirahat edecek ve Mal Hatunile baş haşa kalarak, devlet umuürile meş. gul olmıyacaktı. Nihsyet güvendiği bir de Küse Mihal vardı ki, bihakkın kendisi ka. dar devlet işlerinde hassas ve ken - disinden çok daha müdebibir ve w- murdide Id, Osman Eskişehir» dö. nerek Mal Hatuna bu kararını söy, lerkon Köse Mihal da gizlice Arap Saidin takibine memur ettiği ada mr görmeğe gitmiş ve filhükika bü kâğıdı ele geğirmeğe muvaffak olmuştu. Ama, küğrt midede ve barsaklar. da yemek İkmtiları içinde pek peri şan bir haldeydi. Bundan bir netice çıkarmak çok güç olacaktı. Sonra kelimelerde rumca idi, Köse Mihal için bu daha isabetti. Çünkü kendisi do az gok bu dile vakifiz, ma haza adamlarından bu idle tam ma- nasile yalı? birini de yanına alarak bir gece tabesabah bu mektuhu oku- mağa çalıştılar. ROMANI: 328 ia. Yülmiz mektubun bir kaç kelimesi | çok manidardı. Bu kelimelerde Os.| manın husust hayatına nit bezi ma. | Vümat mündemiçti, Aceba Anita bunu ne için yazmış- ju? Köse Mihal, iki cami imza kalmış bir binamaz belinde idi. Ar-' Yık şüşiheleri tahakkuk etmiş bulunu | yordu. Fakat bubu Ozmana amlat- muğa imkân yoktu, Ve bele gu isti | rahat zamanında bakanın başına | tekrar böyle bir üzüntülü mesele çı- karmak, hiç te tedbirli bir hareket| olmazdı ve belki de aksi tesir cderdi. | Halbuki bunu yapmamak, bu kızr| bu vadideki mesaisinde tamamile| hür ve serhest bırakmak. olacaktı. | Daba tehlikeli şeylere teşebbüs ei-| mesi mümkündü. Hele Osmanm ka- | yatndan bahsekmiş olması Köne Mi. | heli büsbütün huylandırmıştı.. Acta | bununla Anita Osmana &it bir sui |! kast mı bezirliyordu veyahut bazir. | anan bir suikastı mı kolaylaştırır | yordu ? | Çünkü son günlerde Anitanın sa- rayda pek az kaldığı ve daha ziyade | #urada burada dolaştığı ve bazi ev- lerde geç vakitlere kadar kaldığı| söylenmekte idi, Bu hareket belki | başkası için mühim değildi, ama, Kö | ise Mihal için şayam dikkattı, | i Mahaza yeni bir hüdise, Köse Mi. ; hali büsbütün bu kızın takibine ser- ( ketmiş, büsbütün huylandırıp, sinir. (Jendirmiş ve kendisinin kâfi olamıya cağını düşünerek okızm, arkasına HABER — Akşam Postası Yazan: Muzaffer Muhittin ve bazen de bir külhanbeyi gibi nüralar alarak herkesi iz'aç edi. yordu. Bir aralık Tekfur haykırdı: — Arkadaşlarım, beni dinleyiniz! Herkes suslu, Osman, Köse Mihal, Orhan ve beylerde susup Tekfura baktılar. Aceba ne diyceckti? Şu s- rada denecek ne olaYilirdi ? Cifeleş- miş eğlencenin biran bitirilmesin- den başka yapılacâk hiğ bir şey ol munda şe sırada serhoş Tekfurun de saçmalıyacağı cidden merakı mu- cipti. Teklur kelimeleri ağrmda geveli. yerek : — Bon, dedi. Osmasın velinimeti 3ayılırım. Onun her savaşında en kıymetli hazinelerini beklerim, Kaç Kere hayutinn, saltanatına vaki olun taarruzları ben önledim. Oznan Köse Mihnle baktı ve bü- dün Tikekler birbirine bukıytılar, Ne halt ediyordu bu herif ? Hiç koskoca emir ve bey Osman için böyle Jaflar sarfolunalıllirmi âdi. Osman #nrarmış ve kızdığı zaman. iarda olduğu gibi elmacık kemikleri yanmda nabiz star gibi multarit bir hareket başlamıştı, | izaha mruvafTak olamamıştı. Ne İ durup dururken Tekfur, İ hâdise ikama sebep olmuş, yıllardan | Herif susmadı vesöyledi — Şimdi, mecilisiniz huzurunda | Oamanın benim elimi öpmesi lâzmm| gelir değil mi? Bu kadar iyilikle: | cim ve himayam karşısında Osman | bunu yapmaldir. Ve hakan Osman dönerek : | — Osman, diye haykırdı, Öp ha-| kalım elimi ! (di) Önce hakanın biraderi Gündüz: | alp yerinden fırlıyarık Tekiuren i.| Köse Mihal okunabilen kelimele- | muakkipler koymuş, hlyatmın her) zerine yüryüdü ve haykırdı : rin verdiği manayı hayret ve öçü- safhnsmı takibe başlamış, saraya — Bire melun, kendine gel. Kar. şetle görmüştü. Çünkü Amila hin'da bir cariye göndererek ve bunun | şmdeki büyük Türk hakanı Osman beş yliz süvari ile Sorgun köyü ve | kabulünü Mal Hatundan rin . vde- İ gahtir, Bilâkis istifayı kusur edip TTarakir yonicesine yapılacak harekâ itek Amitanm esray içindeki ahvalini İ mübarek ellerinden öp, Yoksa onun tr dahi bildirmişti, Ama, bu hareket kararı, mektup hâdizesinden çok sonra olduğu halde bunu Anita o 22- mündan nasıl bilmiş veya nasil öğ- nişti, ? ös? Mihpl hayretler içinde kal. tı. Filhakika Anitanm tahmin et- :..i veçhile Tekfurların Osman hez- eki casusu olduğu tahakkuk et- miş bulundyordu. Fakat bu haberi nasıl almıştı ? Köse Mihal, belki üç gün üç gere uykusuz ve bir kağ lokma yiyerek odasına kapanmış, Tüp utanmıştı. Çünki Köse Mihal, umumi vaziyet Üzerine yaptığı etüdlerini yarım ya- malak bir haritaya çizerek evvelden tesbit etmiş ve bunun da bir suretini bakan Osmana vermişti. Bu hâdiseyi batırlayınca, Arltanm saray içinde ayri zamanda gizli gey- İde güzün kaçırmamıştı. Hakan Osmuula vok seviştiği ma düm alan Bilecik Tekfuru, (İncipma- | İrm)da bakana büyük bir ziya. İdet vermişti. Bu ziyafette Köse Mi- İ hal, hakanın oğlu Orban ve bütün jaşiret beyleri, kumandanlar hazır bulunmuşlar ve hatta kadınlar kıs- mında Mal Hatun, Köse Mihalin ka. rası ve kazı, Anita da ayni ziysiet we eğlenceye iştirak etmişlerdi. | Önceleri pek neşeli geçen ziyafet, |sona doğru sermest olanla - j ke dahi teşebbüs etmis, fakat Köse | Mihalin teklifile kalmıştı, Mihaj : | — Tekfurların elbirliği yaptıkları şu sırada Bilecik Tekfuru gibi kavi bir kâfiri elde etmek isabet ölür ha- kanım demiş ve böylece Osmanı bu kepazelikleri bir müddet daha haz İ mâ mecbur etmişti. | Bilecik Tekfuru adamakıllı sar ven | anında boyun eğmesini sani isretirim, Ve fuat gök mucili teereif bir! âdisenin vukuuna şeyh Edebali ma si oldu. O da yerinden *fırtıyarak | Gündüzülpi önledi ve bir elile de Tekfuru yerine iterek : — Mazundur, sarhoştur, aklı peri- şandır, muzmahil bir haldedir. Ne dediğini bilmez bir hezeyan içindedir haydi arlık biz gidelim. Hakkını müdufaada bakan Osma- piu kudreti hepimizin üstündedir. O| buradaki sirri | rin münasebetsizlikleri ile tatsızlaş. | süküt ederken bize balt etmek dü- gözmeğe çalışmış yenihayet bumu | migti. Bir aralik hakan ziyafeti ter. | şer, dedi. Ve Osmana dönerek : — Değilmi hakanım diye sordu? Osman çok mütesasirdi, hem o ka- dar müteessirdiki, bu bütün hayatın- /<! koku temeliyatta şimdi kılıcı ile İkiye biçer ve bu kür | tahlığının cezasını kanile ödetirdi, Kalktı, bir şey söylemedi ve ka-İ rısın, Anitayı, Köse Mihalin karsı ve km: ve diğer harem tevsbtini toplıyarak döndü, Böylece Bilecik Tekfuru da Osma. | nin ağyarı olmuş ve o da diğer Tek- | turlara iştirak: etmleti, | Pa hüdiseyi bilhnssn Köse Mihal bir böyle be.i hürmetkâri bulunduğu hakana ! dil uzatmıştı ? ! Sıtmalı memleketlerdeki rahs” klar nasıl yalnızca sıtmaya « rurta, Köse Mihal de her hi... yalnızca Anitaya atfetmek tara! x m etmekte idi, O emindiki bu! işi harırlıyan yine o terü tazo nevci- van olan, fakat Türk içinde beslenes süstü ve güzel bir ejder bulunan A- kür komayacaktı. Nitekim Gündüzalpın koluna gire- rek yemin etmişti * — Allaha kana kasem ede- rimki bu kahbenin canın: cehenne. me göndereceğim, Osman kali dar- benin nereden geldiğini farkedemi- yor. Günler geçiyor, fakat Tekfurler arasındaki iğbirar ateşi giltikçe ko yuğayip dal budak sartyordu. Tekfurla öSDO4CGArUS 1 — Omuzlarımızm o üstündeki yedi o delikli tokvoğın adr, — Tam manasile odemek olan bir çilt kelime, 3 — Huzur - elin, 4 — En güzel » bilen, 5 — kullanılan bir maden . deve yavru. su (arapça), 56 — Bir nevi bayıltı kullanılır) - En çok da belki hir defa vaki olabilmiştir. | KI$ habercisi, 7 — Deniz vasıtala. Eğer misafir olmasaydı ve Türkle- rin misafirlik halindeki ebedi anan» ve sayğılarına bağlr bulunmesaydı ve iğhe'ba maluhi Dekar karşsiida | rından biri - yapmak, 6 — Köpek vilâyetten küçük - isim, 9 — Taylu oyununun levazımından biri - #ü- tünle yapılar bir nesne, 10 — Fu. lero de el uzatıp tetkikatta bulundu. | hoştu, Sallanarık şurüyi burüya | kendisinden kuvvetli olanydı, onu Karaya verilen, Kevserin, güzlerile bakmakla ik. | tifa ederken Cavidin bu gözlere ys- | j baner, yabancı bökmhekta oldukları nı apiıyordu. Kevserin inte ve uzun parmakla - rının ucunu parmaklarının ucile tut- muş olan Cavit bu yaran elin har, , Tetinden kaşgısmdahi kadına verdiği | azal anlamıştı, Okşayışlarını, hararetini, titre yizlerini Ümit ve iskisarlarını pok isek, pek iyi, pek yakindan tanıdığı bu elin ondan gizli hiçbir şeyi yoktu. O bu elin bütün ifadelerini “bili! yordu, Bu güzel elin her sirrnr bi- | malleri görününe çetirmin, fakat | Mamak gayreti mi?, samimiyet tonu olmayan çök nazik | İve çok uzak bir sesle, bütün eski | liyordu. Bağları bir anda yokeden, koparan, bütün eski hatıraları b! #den bir sesle: — Çok trşeikkürler derim hans melendiciğim, * Cevabını verebiliyardu. Kevserin o parmaklarının ucuna dokunan dudakları sert ve soğuk. tu. Bu anı birçok kereler düş“nmüş , aylardanbâri yalm bu anı düşünmüş olan Kevser, bütün ihti. Lan, Ten bu erkek ması oluyordu da bu Cavidin kendi karsısında böyle| bir hareketle parmaklarınız ucun - ole bilmesine imkân, bu ka; dan tutabiliyor! Nasıl oluyordu daldar bambaşka bir adam olmağa Pikat kadın olduğu için... Bu göz bu eli dulaklarımı götürürken, ar , |0tsaret elereğine İhtimal verme lerin baktığı gözlerde istodıği muka- beleyi bulamamaktan duyduğu in.İ tık boğuklaran hir sesi: kendisine: — Çok mesut olmanızı temens! miti Halbuk! işte orada, aralarında kisarım gölgesini de hissediyordu. Jederim Cavit Bey diye, adeta inle - | hiçbir gey olmamış, o çılgın, o! İyen bu kuğma, içinde en ufak bir | güzel, o müthiş günler geçmemiş yor... kader, soğuk ve yabancı durabi- i Onun parmaklarının ucuna fak bir raşo geçirmeden değdive- | biliyor. Gözlerinin içine bakar a ken donukluğundan bir şey kuv! betmiyen gözlerle kalabiliyor ve önü: ' — Çok teşekkür ederim hatu - mefenâlci, Zengin karısını kırıp, darıt | Onü kırıp darıltınca bu refn .| vattâ bir tekinin böyle bir meyalmasır,, güzel eli bu kadar soğuk ve resmi /İnanılmıyacak kadaruzak ve ya| hin dışına atılmak İktimelinin Mdevmasına imkân var m? korkusu mu?. Yoksa, onun içinde bu gülünç kiza kargı bir par7“-*--1, gasrhe| met: başityan bir ıaakiatiy:t | mi uyandı”. Mozetin Baker'i! Yanında 16 Macar kızı Boenosayresie dans etmek için çok yençmiş ! Arjantin polisi başlarına bir de bekçi koya” | kızları hemen memleketlerine göndere!” Avrupalıların yazdığı zabıta romanlarında, Arjantini bilhassa buranın merkezi hükümeti Boc- ip yümul almasına bir türlü rişle İnita idi, Bibette ona bu yaptıklarım) tahammül edemiyorlardı. Nihayet bakları ân yok değildi. Çirkü Os msn, yurdunu tevsl için Önce en kisa merkalelerden yürümeğe mecburdu. hassa şu kal ufak telek Tekfurları ortadan dırmak olayordu. Binaenaleyh salta- ratları tehlikede olan Tekfurlar, bit- İtebi hakan Osmana dost olacak de- Gillerdi ya ? (Devam var) (1) Tarihi Osmani eneimeni, Os manlı tarihi cild: 1 sayıla 588, Yukardan aşağı: 1 — Türkiyenin şimilindeki bü- yük su, 2 — Herkesin hakkımı mü savi şekilde (verme - içine su ko. nan bir kap, 3 — Bir kadm adı” Mısirliların Allahla mea r biri, 4 — Kör - Komşu devletlerden biri, 5 — Bir ek (Kafkasyada mütemekkin. dir) — çinde para sakıansinı nes. ne, 6 — Bevaz - yere çakılan yon. tulmuş odun, 7 — Memleket - ağa. bey (öz türkçe), 8 — Ve böylece manasına kullanılan bir kelime, 9 — Yatık (Fransızca) İki şeyin arasındaki başkalık, — Marma. radaki adalarımızdan Liri, Sonucu rus. Kevser bülün bunları dügünü. Acaba o Safvetin gülünç ol - mamasını mi istiyor? Bu Safvete karşı duyduğu bir merbutyetin r anda Yok | soğuk ve sert dudaklarını en w. İfadesi mi, yoksa kendisini her. kesin nazarında kurtarmak eme- li mi?.. Herkes onun Kevsee köy ne kadar soğuk davran | #onı görünce belki de: “Bu izüi-| veç sırf bir menfaatin yarattığı bir bağ değildir, baksanıza karısı na karşı ne kadar nazik ona karşı adeta merbutiyeti var,, diye dü. şİlnebileceğini mi zannediyor” Buradaki insanların ber biri için hayatın bir tek idesli olan bu insan kalabalığının içinde Apk! Kevzer, buna gülmek İstiyor. Kevser, bu harekette bir başka taraf olmasa bu geye kıvrıla k rıla, katıla katıla gülecek... 20 NİSAN — 10397 # Tnos Ayresi dalma beyaz ili caretine merkez olarak g8 alışmışızdır, : Tangoları, kitareleri, İst ve enteresan kadın ipler meşhur bu güzel memleketi vd kikât hiç te roman nün gösterdiği gibi değildir. Arjantinde kanunlar, mâ' fer ve zabıta, beyaz kadın için hiç şaka götürmez, cidi mücadele açmışlardır. İşte bunun en güzel bir g de hepimizin pek ivi tanrdığ risin meşhur zenci dansösÜ fin Bekerin başma gelen İder. Jojelin, geçen haita yanı" çak genç ve çok güzel Macaf J sırtlan mürekkep bir tup “5 ğu halde Bocnos Ayrese g al Buranm en büyük tiyatrola! dei birinde ilk çakıştığı gün, ki Macar kızlarının çocuk di kadar küçük oluşu Arjantin. sinin nazarı dikkatini çekeni” zelin Beker ve kızlar hemen kola çağrılmuşlar, kızların kâğıtları tetkik edilmiş ve Arjantin kanunlarına - gör& nie izinsiz lerek ii tistlik yapmalarının kabil © ğı anlaşılmıştır . Kızlara, ebeveyirileri taraf elişrine verilmiş müsaade larr bulunup bulunmadığı 3 muş ve tabiatiyle menfi ceveP “| nınca, hepsi birden mahke” sevkeldilmişlerdir. Ng Jozelinin bütün gayretleri çıkmış, 16 Macar kızı, bat l mahkeme tarafmdan tayin bir bekçi olduğu halde El ilk kalkan vapura bindiril , ve hemen geri gönderilmişle"". ” r FTA Fakat bu hareketin bir d€ ka tarafı var ve bu tarafı EF ri ağlatmak istiyor. Çünkü bu barit tavırlarile ” viğin herkesin (karşısında. kesin önünde karısının ni, karısının izzetinefsini rin kaysiyetinden, Kevserin * tinefsinden üstün amd Ona kargı en ufak bir ys göstermiyerek, bütün Istani şunu ilân etmek istiyor; i “İşte aramısda olan ber bitti. Aramızdaki rabıta b bayat boyunca sürer a bir şeş değildi... Bir bekar cerası idi. Evlenildiği gün pe sünger çizilen bir bekârlik ğ | Bunu, hakikaten böyle için yapsz, bu sakat ve âlil #4 katı duyduğu merhametle i sn, kendisini temize çıkarma” çin dahi yapsa ayıptı. gi (Devami *