19 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ha]ı Üsümü mazur görünüz: fikriniz var U söylemek lâzımge. euçîn dim. Sakın mirasını öcele ettiğime zahip ol- n kâfi derecede pa- nlesele ikinci plânda ve sorma- kendisine verdiğini söylediğini - Üstelik Tom parasını Yatırmasuıı da bilirdi. * bildiğime göre mübalâ. ha SaDI “Tİ Yoktu. Bunlara rağmen Büz | fasfiye edilince bir — kaç | ı Pfrast kalıyor. M ;?“?fe_t Bim, *& sizin gibi ben de şanır' q ııud'lngl Bt daBeâ“ de, dedi, borsa oyunla:* * Si b'âtlmşt.ır. Dhe Simbilir, belki de.. Maamafih u!' . Çünkü Tom parasının J Eıht')'atlı :îılıduğu vaziyetlerde Uzun süren bir süküt oldu. Xİ UYan p Lâ'”en-'ı. kendisinden umul. _ Ned bir zekâ ile: Bi Ülğş uâünduğunuzu anlar gibi- Mini a. Muhatablarının düşünce- Üi ĞA vurdu. Belki de bir ka- ! _nüüasebetı vardı da ona para Rld' Tdu. Bu da mümkündür. l Üa motdu; ) Hinn’-tçısıne büu hususta bir '*H Duz mu? : Obiy, Vır. Bu işi siz benden daha | !ı Inız. Doğrusunu isterseniz bemm sormamı — münasip *- Ça i1âaade eder misiniz hizmet p Sorayım, Rld yhay, tili çaldı. Biraz — sonra Örin w ; S“VG zevceniz M. Pettigrevin |. indeydiniz değil mi? — Öo EVet efendim. i Ne kadar zamandanberi? Gelecek eylülde dokuz sene o- Bt . Son derece mühim bir mesele Ubahs olduğunu — söylemeğe #haja, Sörmüyorum. Tahkikat için _ Atınıza müracaat etmem icap *'Tibit efendim. Ben ve karım u“'mzden gelen yardımı yap | N çekinmeyiz. K Pettigrevi sever miydiniz? Ğ E“—'t efendim. Çok iyi bir pat. | . Kendisine canla başla hiz “dtrdık Bundan şüphem yok. Delili de P li ÖYetnamesinde sizleri hatırlamış sidır, ç Öyle mi efendim. İyi kalplili- | g*)îıtı!rımş. Fakat sağ olmasını las yerine aylık almamizı ter* edıeı-ciım. : Evine âz çok ziyaretçi gelir m ç BÜ sıra bir iki arkadaşı gelir. c““?lenm matbaada geçirirdi. | 'a hat aldığı zamanlarda da ar “Slarile dışarda buluşurdu. S Bunu nereden tiliyorsunuz? hi Masa tutmak için çok defa | _j“ etmiştim de ondan. Bazan buraya gelen arkadaşı || ' du, demiştiniz. — Evet efendim. Öğle yemeğine | g3“——10.'1'1 eğlence dönüşünde.. . — Kimlerdi bu misafirler? — Hizmet etmek için yanlarına P çıktığım sırada — duyduğum erden anladığıma göre ekseriya ektacianydı » — Misafirler arasında kadin ölür du? - Ha:m' efendim. S Muhakkak mı? >Evet muhakkak.., Hattâ karım 4 * dk sık, onun evlenmeyişine te- “Wederdik. : ırl | — Bu düşüncenizi ona hiç ima| ettiniz mi? — Evet efendim, hattâ açıkça söy ledik. M. Pettigrey bize çok nazik davranırdı. Bu sebeble — kendisine, onu kızdırmadan düşüncelerimizi söyliyebilirdik. — Bu evlenme tavsiyelerinizden birinin taisilâtını, onun teklifinizi nasıl karşıladığını telerrüatile hatır. Iıyor musunuz? — Evet efendim. Bir sene kadar evvel, M. Lâvrens Londraya gel- mişti. Nöter: — Evet, dedi. İş için gelmiştim. Bundan istilade ederek kardeşimin ziyaretine geldim, Beraber öğle ye- meği yedik. Grin devam etti: — Evet efendim, Hatırlıyorsunuz belkide, kardeşiniz gece kalmanızı söylemişti. Siz, madam — Lâvrensin '| sizi beklediğini söyliyerek itizar et. tiniz. Siz gittikten sonra efendime, işinden yorgun döndüğü zamanlar evinde kerdisini karşılıyacak bir ka> dın olsa hayatının daha — ne kadar tatlılasacağını söyledim. Güldü ve evlenecek —adam olma: dığını söyledi. Sonra gene gülerek ilâve etti: “Kendime nasıl bir zevce seçeyim, kadınların hepsi biribirin- den güzel!,, efendim — lâtifeyi pek severdi. Ben de güldüm. O devam etti: “Madam Grini sizden evvel görseydim belki intihapta müşkülât çekmezdim ama ne yapayım ki geç kaldım!,, karım da bu sırada içeri girmişti. Kendisine efendimizin söy- lediklerini tekrarladım, hep beraber gülüştük. Bu lüzumsuz tafsilâtı vermekten Nakleden: F. K. maksadım elendimin ne kadar se- vimli ve şakacı olduğunu size anlat- maktır. Lâvrens: —. Bvet, dedi, kardeşimin karak- teri budur. Hayatında daima ifrat. tan hoşlanmıştır. Grin de fikrini söyledi: — Çok asabi adamdı. Fakat hid- deti derhal geçerdi ve katiyen — kin tutmazdı. Komiser: — 'Teşekkür ederim. dedi. Şimdi- lik size başka soracağım yok. -— Peki efendim. Lâvrense döndü: —- Bir emriniz var mı efendim? -— Burada bir iki gün kalacağım. Müuftat işlerinize devam — edersiniz. Arzu ederseniz size bir iş bulurum; bunu da sonra görüşürüz. — Teşekkür ederim efendim. Grin selâm vererek — odadan çık- ti Furlong düşünceli idi. Lâvrense hitap etti. — Kardeşiniz parasını har vurup harman savurüyorduysa bile her. halde burada değil. Acaba nerede ve nasıl harcıyordu? Komiser: — Bense, dedi, katilin ismini me- rak ediyorum; maktulün — parasını | nasıl harcadığını değil! — Birinci meselenin halli bu ismi bize öğretebilir. Her ne ise, sizden ayrılmalıyım dostum Rid... Beraber gelmeme müsaade ettiğiniz için te- şekkür ederim. M. Lâvrens, sizinle tanıştığımıza memnun “eldüm. İn- şallah gene görüşürüz . (Devamı var )' -e——— — ——— - Türk Hava Kurumu Büyük Pıyangosu Birinci keşide: 11 Mayıs 939 dadır. Büyük ik- ramiye: 40 bin liradır.Bundan başka: 15 bin, 12 bin, 10 bin liralık ikramiyelerle (20 bin ve 10 bin) liralık iki adet mükâfat vardır. Yeni tertipten bir bilet alarak iştirak etmeyi ihmal etmeyi- niz. Siz de piyangonun mesut ve bahtiyarları arasımna girmiş o. lursunuz.. ÇYT T - P ü Kaybolan Çek — Salonun ortasına doğru gi. diniz ve tekrar buraya dönünüz, matmazel, Tamam., Şimdi söyle- yiniz bakayım.. İsminiz nedir?. — İzabel!.. — Aile isminiz? , ; İzabel biraz kızarmıştı.. bir sesle cevap verdi: — Madam Şarl Berjen!, — Nasıl? Madam Berjen mi?, Yanılmıyorsam zevceniz avukat. tır.. Öh, madam, yapılışınızın bir manken için ideal addedilebi- lecek bir halde olmasına rağmen maalesef sizi terzihaneme man - ken olarak alamıyacağım.. Çünkü kibar aile kadınlarının ne için ve nasıl çalıştıklarını bilirim. Acele bir borcun ödenmesi için bir kaç zaman çalışır ve bir iki gün son- ra çekilir giderler. — Hayir madam.. Sizi temin e- derim ki çalışmak benim için kat'i bir ihtiyaçtır. Parisin —en meşhur terziha. nelerinden biri olan bu müessese, nin sahibi ve — patronu madam Montel, manken namzedinin bu sözü üzerine bir müddet düşün - dü. Genç kadının uzun. bacakla. ıma, yuvarlak omuzlarına ve in- ce yapılışma tekrar baktı. Sonra: — Pekâlâ, madam, dedi, sizi Kuru 'bir tecrübe etmek faydasız olmr- yacak, hizmete alryorum. - İzabel bu manken hayatını ilk önceleri tahammül edilmez bu- luyordu. Bir sürü tanımadığı in- san, önünde, sahnelde cali hareketlerle imiş - gibi yürümek, dön- etmek 've hcr fırsatta kotu mua- melelerine maruz kalmak kolay tahammül edilir bir şey değildi , Fakat ne yapabilirdi?. Bu hayata katlanmağa mecburdu, Patronun, bütün mankenleri arasında en fena muamele ettiği zavallı İzabeldi.. Küçük —burjuva tipinin en mükemmel bir nümu- nesi sayilmağa —hak kazanmak için hiç bir eksiği olmıyan büu kallını, kibar bir aile kadını em- Çeviren : rinde buluridurmanın verdiği tat- ir bir gurur içinde, parasının ken. disine temin ettiği bütün haklar. dan istifade etmeği unutmuyor- du, İkide birde şöyle cümlelerle genç kadını üzmekten âdeta zevk alıyortdu : Madam Berjen, burada model- lerimi teşhir etmekle bana bir lü. tuf yapmadığınızı — hatırlamanız lâzımdır, zannederim.. Yahut ta: — Madam Berjen, burada ki. bar ve asil bir aileden olduğunuzu sık sık hatırlamanızı ve müşterile- rim €& fena muamele etmenizi hiç te doğru bulmuyorum. Alelâ- de bir mankenden baş bir şey ol- madığınızı düşünüz. Böylece günler geçiyordu, İza. bel orada çalışan öbür manken - lerle de pek samimi olamamıştı. Onların arasında âdeta bir yaban- cı gibi kalıyordu. Bazan akşam üstleri kocası geliyor, onu terzi. haneden alıyor ve beraber gidi - yorlardı. Karısını böyle şerait içinde çalışınığa mecbur eden bu avukata terzihanede kızmayan insan yok gibiydi. Pek meşhur bir avukat olmamakla beraber ge- çinmek için karısmıı böyle çalış- tırması, her halde kendisinin ya kumarbaz, yahut ta bütün parası. n: sefahatte yiyen bir sefil oldu. ğunda şüphe bn'akmıyordu. * # & —İzabel, çabuk gece - tuvalet- leri kolleksiyonunuzu hazırlayı- Pa hır yhüşteti geldi.. İlk B ğeıbüeg“ (Vals)- dır, hem'n gıyıp geliniz. ; İzabel isteksiz isteksiz yerin. den kalktı ve giyinmeğe başla. dr, Bu güzel gece tuvaleti içinde her Zamankinden çok daha güzel oluyordu. — İzabel, lütfen biraz daha ça- buk.. , — Hazırım, geliyorüm.. Genç manken, elbiselerin — teş. hir edildiği büyük salona girer girmez. Uzun tüylü bir küçük kö, SUAT DERVİŞ pek hırlayarak üzerine saldır- mişti. Gayri ihtiyari geriye çekil- di, çirkin ve kuürü bir ses: — Korkmayınız, matmazel, di. yordü, isırmaz.., A İzabel yürüdü. Karşısında, ge- niş koltuğa gömülmüş şişman ve kısa boylu bir kadın oturuyor.- du. Çok zevksiz bir giyinişi ve başında kendisini - âdeta gülünç bir hâale getiren garip bir şapkası vardı. — Biraz yaklaşır mısınız, mat- mazel? Güzel,, «Şöyle bir daire çi. ziniz; tamam.. Üstüste dört elbise değiştiren , ve idört kere bu şişman müşteri önünde dolaşan İzabel, giyinme odasına çekilmişti. Şim. di büyük salonda bu yeni zengin müşteri patronla — görüşüyordu — Gösterdiğiniz dört elbiseden ilk üçünü beğendim. Onları adre- sime gönderirsiniz.. Dördüncüsü güzel değil.. Maamafih biraz de- - ğişiklik lâzım, belki onu da ala. bilirim. — V Adresinizi madam, elbiseleri hemen gönde- ririm, — Hay hay, size kartımı vere- yim,. lütfederseniz, - ” y e ç ü AŞ “ SiT Şişman müşteri çantasını açtı | ve karıştırmağa başladı. - Halin- den, aradığı şeyi bulamadığı an. laşılıyordu. Hareketleri gitgide daha — seri ve heyecanlı olu. yor, yüzünün kızarmağa bağladı- gı görülüyordu. — Allah, Allah, diye söyleni- yordu. Burada beş bin franklık cıgara yakmak için çantayı açtı. ğiım zaman orada duüruyordu. Ne. reye gitmiş olabilir?, Karşısında ayakta duran pat- ron da bozulmüuştu, sabırsız. bir halde müşterinin kaybettiğini id- dia ettiği çekini bulmasını bekli. yordu.. — Çok garip şey doğrusu., Fa. kat bu kadar büyük bir parayı kaybettiğim halde hepinizin bu ( Lütfen sayfayi çeviriniz ) g ü 200 lur kurtulmaz duydu. Hemen emirler verdi.: KAHRAMAN HAYDUL büyük bir korku Sara- neler çekecek?.. Fakat benim e. yime gelmesine ve bu zavallı ki- zi burada, benim sarayımila kat. KAHRAMAN HAYDUD hepsi de bana i'düşman olmuşlar- dır. Serbest kalırlarsa benden intikam almağa kalkışacaklar, 197 tiyor.. Foskari uzun müddet dalgın kaldı.. — Bunları nasıl ve ne zaman yın bütün kapıları, delikleri, pen cereleri sımsıkı kapansın, arkala. rna ağır eşyalar yığılsın, taban. ca, tüfek, bıçak ne varsa herkes | eline birer tane alarak müdafaa- ya hazır bulunsun, Sabah olma- klan, güneş doğmadan evvel ka. pılardan birini kim açacak olür. sa onu kendi eli ile öldürecekti.. Bu emirler hemen yerine ge- tirildi. Bu esnada Perina ar. kadaşlarının — yardımiyle — za- vallı Biyankanın ölüsünü karyo. lanın üzerine nakletti. Sarayın bütün odalarını salonlarını do- laştı. Saksılarda, konsol üstünde rastgekliği çiçekleri alarak bet- baht ölünün üzerine serpti. Şair baş işareti ile Perinanın bu hareketini tasvip eyledi. Son- ra herkesin çekilmesini emretti, Kendisi de idairesine girdi, çok müteessirdi, Her zamanki gibi bağırıp çağırarak küfürler ede. rek yatacağı yerde, ,dolaşmağa başladı. Ara sıra gözlerinde parlayan yaş damlalarınır siliyor ve mirıl- danıyordu: — Bu bambo ne kadar da vah- şi bir herif.. Onun derisi altında bulunmağı hiç arzu etmiyorum.. Şimdi Rolanmım elinde kimbilir letmesine sebep ne?. Bunu han. gi şeytan yaptı.. Bunların hepsi de arapsaçı gibi karmakarışık şeyler.. Başıma ne belâlar getir- dim, ,Fakat akıllandım.. Bir da- ha sefer o kadar merhametli ol. mamalı.. Ah.. Aşk! Canınr şey- tan alası aşk.. Bütün faciaların sebebi hep budur. Kendisine has bir mantıkla dü- şünüyordu., Fakat artık düşün. mek neye yarardı?. Yatağına yattı.. Korkunç , rü- yalar içinde uyudu.. Ertesi sa- bah kalkar kalkmaz uşaklardan birini çağırdı.. Biyankanın ce. nazesinin kaldırılmasını emretti, Bu pek basit olacaktı,. Ceset tahta bir tabuta konulacak, ölü- lerin nakline mahsus “ölüm gon. dolüne,, bindirilerek Orfana ka- nalına götürülecek ve burada mücrimlerle, fakirlerin — ölüleri gibi kanala atılacaktı. Fakir olmak, her devirde, her memlekette, mücrim olmak ile birdi,. 'Araten cenaze tertibatını - tam bitirmişti ki Rolanın mek. tubunu göndolcu getirdi. Sonra şairin aldığı emri, nok- tasi noktasına nasıl yapmış - ol. duğunu okuyucularımız gördü- ler. hattâ fesatçılara bile iltihak ede. ceklerdir.,. İhtilâlcilere — karşı galip geldikten sonra hepsini bi- - rer hirer salrveririm, O zaman, bu hareketim bir ulüvvü cenap, bir büyüklük telâkki edilir, Şim. di, ortada hiç bir sebep yokken onları serbest bırakırsam bu muamelem korkaklığa, acze de- ll olarak gösterilir.. k — Hakkınız var.. Zekânızin yüksekliğini — takdir — ederim, mönsenyör.. — Altiyeri ile beraber olan fesatçıların isimlerini — biliyör musunuz?, — Biliyorum.. Fakat daha hepsini değil... Bir kaç * güne kadar listem tamam olur. — Zararı yoök.. Noksan olsun bildiklerinizi söyleyiniz. . Polis müdürü otüz kadar isim saydı.. Foskari hiç bir telâş ve korku alâmeti göstermeden bu ısı.mlerı kaydetti. Sonra sor. du. ' — Peki, bunlar ne istiyorlar ?. — Hükümeti devirip yerine geçmek için çalişanlar daima ne isterler?. Şeref, rütbe, me- müriyet, para., — Peki ya Altiyeri?. — O Ha sizin makamınızı is- keşfettiniz?. — Ne zaman mı? Daha bu ge- ce.. Monsenyör.. Nitekim ara. dan çok geçmeden hemen gel- dim, zatrdevletinize raporumu verdim., Nasıl mı? Demin arzet- tiğim gibi kendime has faraziye- , lerim, birtakım hususi şüphele. rim üzerine hasıl olan bir kana- atle gizlice fesatçıların içtima- larında hazır bulundum.. | —Bu içtima nerede yapıldı?. — Amiral gemisinde.. —- — Alâ, âlâ.. İş anlaşılıyor, Ihtilâli ne zaman meydana geti- recekler?. , — Bir şubatta monsenyör, — Evet, Altiyeri tarafından bana merasim için en muvafıktır diye tavsiye edilen gün.. —ÂÖnümüzde daha epey vakti miz var.. Nasıl hareket edilmesi lâzım geldiğini size arzedeyim .. O gün, sabahleyin bütün maiyet askerlerinizi amiral — gemisine bindirirsiniz. Çünkü merasim bu gemide yapılacaktır. Öğle . den sonra ise kendinize tama- men sadık olduğuna emin bu- lunduğunuz süvari bölüklerini. zin muhafazası altınıda Lido rıh- Ben iki ge. tımınma gidersiniz. KA P Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: