Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
SK —— ? NİSAN — 1930 HABER — Akşam Postası |Tayyarecilik ve kadınlar — dövyet Rusyanın meşhur kadın pilotu, nasıl ,. . | î_ İki kadm —arkadaşile — 1707 179 ğ h Millik meafeyi 10 saat 33'da, dmhav:îîderek beynelmilel ka- lina Ösi Oru yapan yüzbaşı Pau Y Penko bir gazeteciye ha - un, Söle anlatmıştır: “ğumda, hattâ ilk genç. eçirt:îyaîed olmayı aklımdan zdim, Ukranyanın No - ka köyünde çiftçi olan ba- de küçük yaşımda ma Bur kaj dıîemin için çalışmağa mec Simdan mektebe devam e- C€İ smıftan sonra tar. başladım. 1924 de, Distlar b?a:ş_n"'ıda)'ken, genç kömü. Stluk taîıfgme girdim ve tavuk - a€tlan ağıç | CÜNek Üzere, Kiefte birine .ç OYlk ziraf kurslardan hepsi engımm' Diğer — talebelerin okumuşla:îğî Yyedi sene mektebde tahsilimle © Ben iki senelik ilk Üm, —. dersleri takip edeme - Fevh.lada t Cesaretim kırılmadı: Tnan Çalışmağa başladım. Za- çaury%“ fazla okumadan başım ğerıeumeg?h%dî, altı ay sonra di. 8 & Taber tavukçuluk kur. SA ;îomîmı aldım ve yine fe tammminde bir çiftlikte t&!gn edi 'Hnîuıuk mütehassıslığına İr tüleuyyı:zânü, İki tayyare, gürül- m%îîîdkümes hayvanı - Yakmdan ,, “Mdan boğacak kadar Teler ajça]â;ay“rdu. Birden tayya. 38 toprağa Âr. Alcaldılar, neredey t -tal’?areîeîegecmerdl' LA Hem Beraber brm Ğ'ĞB koştum. . neren önden! Tayyareye mi, b“klcağıı% pilotlara mı, neye Ya Şaşırmıştım. Hele saha- der;b“_hkh bir kadın da atla - bütün şaşkma döndüm. Yorla _’ldmlar da tayyareci olu. h'ndl’ k’ MErakım, utangaçlığımı S Ka Yyanına sokuldum: tip — *“İmlar pilot olabiliyor, öyle Diy, Sordum SR . ——.Rvet' dedi, neden olmasın? Or iH 22 mısmız? ç. haklı:îda karaf'lmı vermiştim: Mu. den 5 Bilot olacaktım. Bizim köy- mektoh S€nç Sivastopol havacılık ni Çîfgîydi' Ona bir mektub yaz arelerî Civarmda yere inen tim €n, kadın tayyareciden, Eedq,ek Pilot olduklarmdan bah- hdi arzumun mümkün İYacağını anlamasını rica Üç yaşımdaydım. Sih. Alâş emmeldi. Pola Eîîı? Sevabda derhal Sıvasto- Lahra : &M Yazılıyordu. Srvastopol Di kapyy MeKtebinin müdürüne be- Vard €tmesi için o kadar yal - kek kağ, Madımı herhangi bir er- Sİddetii âr müdafaa edeceğimi öyle fim pi — Skırıklarımla temin et - Ve beni / SMcağız nihayet güldü hürogu Mektebin sıhhi muayene SÜj havale etti. Uzun bir kon- 0 z düğüm,, | Teticesinde, sıhhatli ol - Arar verildi. Bu öi Ya e Tünlupj n Plâlıarda bu şekilde bu- heşa arşgdz_lükler göreceğiz. Gü - Bözlükle ! Bözleri koruyan dumanlı da İlâva gay Padan birer burunluk ASna iİş$tir. Bu da burnu çil “rdin korumaktadır. v tayyareci olduğunu anlatıyor £ Polina Osipenska İşte böylece tayyare möktebine cGÜüzel bir ünifor - mamı, Köndime mahsus bir odam | vardı, Önceleri nekadar güçlük çektiği. mi anlatamam, Cahil bir tayyareci olmak istemediğim için, sadece ha- vacılığa değil diğer bir çok şeylere de çalışıyordum, 'Hayatımın en heyecanlı anlarım - danbiri de ilk yalnız uçuşumu yap- tığım gündür. Mektepte talebelere, yalnız uçuşlarını ne zaman yapa- caklarını evvelden haber vermez . ler. Bir gün, muallimle beraber bir talim uçuüşundan dönüyorduk. Fe- na bir iniş yapmıştım. O gün beni tek baştma uçurtacakları hiç hatı- rıma gelmezdi. Karaya indiğimiz zaman muallim yorgun olup olma. dığımı sordu. — Hayır, değilim! dedim, — Peki, öyleyse şimdi bir solo uçuş yapacaksmız. a Sevinçten ve heyecandan nefes bile alamıyacak bir haldeydim, Fa- kat belli etmedim. — Baş üstüne, öğretmen yoldaş. Dedim, Yükseldim. Bulutlarm arasında tayyaremle tek başıma — kaldığım zamanki heyecanımı asla unutamı. yorum, Muvaffakıyetle yere İndik- ten sonra bir daha uçtum, Artık a- lişmıştim. 1932 senesinin sonunda tayyare mektebini bitirmiş ve askeri pilot. luk tahsiline gönderilmiştim. Altı senedir pilotluk yapıyorum. Şimdiye kadar hiçbir kaza geçir - medim. Mecburi iniş yaptığım da vaki değildir, *. * — YAZAN: L.Buse'ı 35Yılını vahşiler arasında geçirmiş bir Alman seyyahı Örtünün altından çıkan sihirbazın yüzü korkunç . _bir şekil — almıştı K D a) Kuşların bu inadına Doho - Do ho bile hayret etti: — Galiba kuşlar bizden daha akıllı! diye güldü. Zaten bizden akıllı olmasalar onların kanatla « rı olmazdı! Gayriihtiyari güldüm. İşte tam o sırada tâ karşı ada- larından gelmekte olan bir sürü- nün içinden büyük ve boz renkte bir. kuş ayrildı ve bizim istikame te doğru kanat çırpa çırpa gel “ meğe başladı. Ben, heyecanla, Doho . Dohoya — Geliyor! diye bağırdım. Doho - Doho da bu büyük ku- şu görmüştü: — Bunu öldürsün istiyor mu - sun? dedi, — Evet, Bilhasa bunu!.. Çünkü karşı adalardan gelen kuşalrımn arasmdan ayrıldığını gözlerimle gördüm. Herhangi bir hile olamaz! Doho . Doho: — Pekâlâ... Diye hemen yerinden fıraldı. Sihirbazın yanımna gitti. Fakat orada, sihirbazın yanıbaşında du rup kuşun bize doğru yaklaşma- sını bekledi. Hep merakla kuşa — bakıyorduk. Kuş ise kendisine kurulan tu - zaktan bihaber, kanatlarını gu - rurla ve ağır ağır tarparak bizim bulunduğumuz tepeye doğrü yak laşmaktaydı. Yaklaştıkça da ku . şun külrenginde, fakat yabani horoza benziyen garip bir kuş ol- duğunu daha vazih görünüyorduk. Nihayet hayvan tepeye 250-300 metre kadar yaklaşınca Doho-Doho birdenbire heyecanla sihirbaza ses- lendi: Sihirbazın ne yapacağını merakla bekliyorduk, Dohoö-Doho seslenir seslenmez ba- şından birdenbire örtüyü attı ve a- yağa fırladı. Ben sihirbazın yan tarafında dur- duğum için yüzünü ve her hareketi- ni mükemmelen görebiliyordum. Örtünün âltından hemen tama" meri çıplak bir halde çıkan' sihirba- Yalmız güneşten elbise kullanan A vusturalyalı bir genç kızla bir genç bayan, erkeklerin oynadıkları bir dansı, ellerini üstüste vurarak neza- ketle alkışlıyorlar. zın yüzü harikülâde korkunç bir şe- kil almıştı. Adamın yüzü tamami- le değişmişti. Yüzünün bütün da- marları şişmiş, gözleri dışarıya uğ- ramıştı. Bu gözler iki iri billür par- çaları gibi kamaştırıcı bir parıltiy- le yanıyorlardı. Sihirbaz boynunu içeri — çekerek, kanburlaşmış bir vaziyette — durdu ve koğuklarından dışarı — uğramış gözlerile üzerimize doğru gelmekte olan kuşa bakmağa başladı. Bu ara- lik, sihirbazın elleri. —âyakları bir saralt gibi korkurç bir Halde bur- kulmuştu ve yüzü o kadar simsiyah olmuştu ki adamı ölüyor zannettim. Fakat hakikaten gözlerimize ina- namıyacağımız bir hal vukua geldi; Kuş sihirbazın büu müthiş parıl- tılr gözleri önünde âdeta kurşunla vurülmüş gibi havada — birdenbire durakladı. Sonra çırpındı, başı ö* ne düştü ve havadan teker tokmak yuvarlanarak tepenin sırtlarına düş tül.. Bu manzarayı gören Pohua deh- şetten acı bir çığlıkla — bağırmış ve yere kapanmıştı. Ben dehşetle dona kaldım. Doho-Dohoö ise bağırarak kuşuün düştüğü tarafa doğrü, hayvanı getir mek üzere koştu. IKızıu Gölge HABER'İN RESİMLİ ZABITA ROMANI: 139 SİMLEYİN HESABINİ SGöR- DÜKTEN SONRA TEKRAR BURAYA GELECEĞİNİ SÖYLÜ. YORDU « © VAKIY .g:ıl BULUM, MAK #STEMEM NİVE, A Ti PBx vi DEĞİL # LA ÜZERİNDEYİZ SEY TAN 0 AŞTE DİYANANIN ÜYAK İZLERİ.— ORMAND BUNA BENLER BAŞKA IZ BULUNAPAĞI, - SUNLAR DA Si MLEY Va İ YanmaDA BANDARLAR DA OUU ” YA ELİ VWSAYDI ONU ÇEV/RMEK KOl OLACAKTI. FAKAT FŞiMI ü LAJZ BAŞIMA RME.H ği ae YFA | SENİ SÜURÜKLEMEGE VAk. TIM VOK .. WAYDİ ÖNÜM- :EN :aşnıeıbm vöRÜ) * KKYU KOŞUYORUM DERSEN r )f (”U gö VA aoye,, KURŞUNU YERSİN... ARTIK SENDEN ıroını_nwopımLı KTZİE GÖlĞE #ZiıMlit ÜZERİNDE » KANAT BİLE TANSANAMUNAK- KAK YETİ ŞECEK. 4 n Ay VERECEK WUR- KEZŞL GÖLGĞE BİR AV kâ DEĞİ KADAR HASYSAS FAKAT KöPEĞiİ DE ŞAŞIRTMAK * BİLDİR ... AYACIKLARINI SUYVA TARTIK SENDEN MÜ SOKTURDUĞUMA — (KORKMU YORUM| ön DEDİM YA - D GELİYOR... TEFELSi E/M |'zcEe BuraDA BiTİYORİ MACABA ŞİMLEY SURAN Mi YÜRÜDÜ ?. Yök. SA AŞAĞIMI | TGAŞIRTMAK | fî.:','ğğ-ge YANLA 454i Ğl İN"V"Ş ÖLACAK, - - ÖNDAN KURTULAMA DIMA GALBAL SENiNİ NWE YAPA: tE WIZLI KÖNÜŞ- CAK'- MAKTA DOĞRU- S JEVVELE SESİNİ KISACA ĞA . BELKİ YAKINLI, RIMIZDADIR. SESİNİ DUYMASINI İSTE MEM YÖOPİR- —V PANMAT Bu TÜFEKLE ONU AL BİR J ? MNEZAFEDEN YERE SERE BİLİRİN. . HERİP NEYE UĞRADIĞININ F, FARKINDA TOLAMAZİ P - Bir aralık şaşkınlığımdan ne ya- pacağımı şaşırdım. Fakat arkama döndüğüm zaman sihirbazın da yere yuvarlanmak ü- zere olduğunu ve can çekişir gibi müthiş bir surette solumakta oldu- ğunu görünce yanıma koştum. Sihirbaz kendisinden geçmişti. He men üzerine iğildim. Vücudunun bütün azası buz gibi soğumuş ve zangır zangır titremekteydi. Ben bileklerini ve kalbini masaj etmeğe çalışırken Doho-Doho elinde kanatları ve başı sarkmış kuşla ko- şa koşa geldi, beni görünce: — Dokunma! Dokunma! diye ba- ğırdı! Bir şey istemez! Çekil!.. Derhal sihirbazın üzerinden çe- kildim. Döho Doho yanımıza — gelmişti. Elindeki kuşu bana uzattı ve: — Ona dokunma! kendi kendine açılır!.. Cinler vücudundan çıkıyor! dedi, Sonra ayaklarından başaşağı tutmakta olduğu hayyanı — tartak- lıyarak: — Gördün mü? ölmüştür!.. diye bağırdı. Hayretle kuşu muayene — ettim. Hayvan hakikaten derhal ölmüştü. Sukuttan haşı yaralanmıştı. Gağâ- sından hâlâ kanlar damlamaktay"- dı. Hayvanın böyle uçarken 300 mer re mesafeden nasıl yıldırımla çar- pılmış gibi birdenbire öldüğüne hay etler içindeydik. Bu hayret sevkile kuşu elimde evirip çevirdim, Bu bir Avusturalya horozuydu. Başı perçemli ve kuyruğu gayet zundu. 'Bu hayvanı böyle uzaktan öldürebilmek için müthiş bir elek- trik hüzmesinden başka hiçbir vası” ta akla gelemezdi . Halbuki bu yart çıplak Melânez- ya vahşisinin daha elektriğin dün- ya yüzünde olduğundan bile habe- ri yoktu!.. Yanı başımızda sihirbaz hâlâ yer Je titremekte, zavallı Pohua bu ha- Akulâde hâdise karşısında — hemen sorkusundan kendisinden — geçmiş bir halde birçok dualar — mırıldan- makta olduğu sırada, ben, bir ÂAv- rupalı kafasının ilim ve fen bilgile- rile böyle bir mucize karşısında dü- sebileceği en büyük hayret — içinde ideta sersemlemiş bir halde elimde- Gi zavallı Avusturalya horozunu e“ virip çevirmekte, bir iz, bir izah yo- lu aramaktaydım. Filhakika — hay” yanda dikkate şayan olan bir hal vardı: Hayvanın gözleri âdeta yan: mış gibi simsiyah kesilmiş, içindeki mayi batlıyarak akmıştı!.. (Devamı var), z L Ü Ü