Haber 5 Nisan 1939 sayfa 10 | Gaste Arşivi

5 Nisan 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

5 Nisan 1939 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Saat mı, şapka kadını gösteriyor. mi ? Kadınlar modaya dair bilgilere bayılırlar ve moda sahasında yeni mwe görürlerse derhal kabul ederler, — | Soön günlerde Avrupa şehirlerinde, bilhassa Fransa ve Belçikada üzeri ne saat kadranı, akreple yelkuyvan resmi yapılmış şapkalar moda olmuştur. Resmimiz güzel bir havada parkla oturmuş saat şapkalı — bir riyle istediği kadar gezip dolaşa- bilecekti.. Bugün değilse, yarım, beni al- datacaktı.. Ö zaman masanın üs- tündeki yemiş bıçağımı — alarak gırtlağına, kalbine bir kaç kere saplayıp çıkardım.. Oh, içim rahat etmişti. İntikamımı almıştım.. Âr- tık o da sıhhatli insanlar gibi ge- zemiyecaekti. Sorira bıçağı saklayarak, aşağı yerime indim. .Dizlerimde kuvvet kalmamıştı artık.. Hizmetçiyi u. yandırdım ve.. fakat sonrasını bi. liyorsun, ne diye anlatayım, İşte böyle, katil benim. Şimdiye kadar hiç kimseye bahsetmemiş. tim.. Ancak sen beni anlayabilir. sin.. Hasta, hem de hiç mek üzere hasta bir adamın, sıh- hatli insanlara nasıl düşman oldu. ğunu* tasavvur edemezsin.. Hertn büni yakınlammn sıhhatte olmaları, N, bana acımalarını, benim yü- İ "'x’îî'mden fedakârlıklara katlanma- larını çekemiyordum. Fakat ne| o, sen bana inanmazdın galiba .. Koşup polise haber versene ... Ne duruyorsun, koş haydi!. Ekrem sustu ve acı bir kahka. hayla gülerek, başını şezlongun arkasına dayadı.. Bir müddet gül dükten sonra gözlerini kapadı ve bir daha açmadı. Galiba sızmıştı. Hizmetçisini odaya çağırarak, ben evime döndüm. Ertesi sabah daha ben yatakta iyileşme- | iken, Ekremin üşağı gelerek fe lâketi haber verdi: O gece sabah: karşr Ekrem, yemiş bıcağıyla ken | di gırtlağını keserek intihar et miş.. O geceki itirafını, bir kaç doste ma, bilhassa İloktorlara anlattım .. Kimisi, “olabilir!.,, dedi. Kimis! de “zaten sarsılmış olan âsabının bozukluğu hayalini tahrik etmiş, düşüne düşüne katilin kendisi oldu ğunu tydurmuştur., ,diyoar. Fakat ben, bir türlü işin içinden çıkamıyorum. Bilmem siz ne der. siniz?, arkadaşları k_ (Birinci defa) İ.A.uül O KAMELİA €4 P.) (Se) âg&ı R:iusıı - âşe I;*ıı.cf Bn akşam 9 ria ZOZO DALMAS'LA (Enaller) | | İ TURAN TİYATROSU Bu akşam Tuğrul Sadi Tek ve Dr. İRFAN KAYRA RÖNTGEN MÜTEHASSISI Türbe, Bozkurd Kıraathane! si karşısında eski Klod Farer sokak No, 8 . 10, Öğleden son- ra 3 ten 7 ye kadar, Dün ve Yarır (ercüme külliyat Salış yeri: VAKIT KİTAPEVİ 1-10 kitaplık birinci seri Numara Kurur 1 Safo 100 2 Aile Çemberi 100 3 Ticaret, Banka, Tb Borsa 4 Devlet ve İhtilâl Yi 5 Sosyalizm ) 6 J. Rasin külliyatı 1 T5 T İşçi smıfı ihtilâli 60 8. Ruhi hayatta lâşuur | 60 9 Isfahana doğru 100 10 X. B.')sın Jıımım; 1'.1 5 - — . asiddi Kü Ü ni Şt eait e' ll Bu serinin fiyatı 795 kurus. tur. Hepsini. alanlara © 20 iskonto yapılır. 236 kuruşu peşin almdıktan sonra kalan 4 lirası ayda birer lira öden, mek üzere dürt taksite bağla- nır, Resimli Hafta'nın Zengir hediyeli müsabaka- &Te iİştatk eciriz pnehrine atan Moris Çaylds, | dranın meşhur bir siması larım hedefi insanlar değil, deniz diplerindeki mahlüklardır. Yor yüzünlen ve havalardan sonrz arlı. denizla dibinde de silâlı 5 NİSAN — 1939 N | ların patladığı gürülüyor. Fakat bull | İlmi arastırmalarda meşhur olan Amerikalr dalgıç Maks Nohl elindeki husus? mekineli tüfekle de l nizin dibinde 5 metre uzunluğundaki büyük bir cins balığa ateş etmektedir, Kurşunlar makineden sıkıştırı! * mış hava tazyikı ile çıkmaktadır, Tüfeğe merbut olan bir film makinesi de denizin dibindeki manzaralar' almaktadır, Eski bir yıldızın metrukâtı Sessiz sinemamın en taninmış simalarımndan olan Perl Vayi jilm hayatından çekildikten sonra Frami saya gelmiş, örada yaşıyordu. Geçenlerde bu yıldız Fransada - öldü. renin mobilyaları ve eski yıldızın mücevherleri makkeme marifelile Gâleri Şarpanliye de olurduğu da tesbil edildi, Bu burakılan eşyanı kiymeti-2 milyonfrânktan fazla (100 bin Dürleslirisn;) tatımin tedilmektedir. Resimde " yıldızın müced” hezlerinden bir Fısımt GöÖrülüyor. sasri — l | Bir köprü berhava olmaktan kurtaran herber (Baştarafı 8 incide) !berc benzemediğini, saglam bün- zarar vermiş, bir çok dükkânların tabelâları uçmuş, binaların pence- releri kırılmıştır. Bombayı nehre atan “kahra. Köprüde ilk bulduğu bombayı man,, bundan sonra berberlik yap- cesaret edip yerden alarak Teymis mak niyetitide olmadığını söyle. | Lon. Temiştir. olmuş-| — Kendisiyle: tur. Görenler kendisinin hiç ber.! — Ga]ıh:ı Londra sokaklarında i 142 dan - çıkmayiınız, kimseye gö- zükmeyiniz, diye bildi.. Leonor işitti mi? . Sadece Rolanın sesini duydu. Fakat sözlerinin mânasını an- ladı mı?. KAHRAMAN HAYDUD sandalın üzerine doğru sür'at- le ilerledi. Grimani, göndolcu — olmellığı ilk bakışta anlaşılan bir adamın idare ettiği bir sandalın kendi bulunduğu yere doğru geldiğim doğru itti. Sonra kemali sükünet- le oturarak: — Mösyö Grimanil, Lütfen siz de biraz oturunuz .. görüşülecek şeyler Aramızda VvAar. KAHRAMAN HAYDUD 143 Grimani susarak başımnı önü- ne eğdi.. Rolanı devam ile:; * — Eğer benim de bu heyetten olduğumu, zannediyorsanız al- danıyorsunuz. Ben sizlerden, ya. ni teşkil ettiğiniz fesat cemiye- dedi... yeli bir sporcu olduğunu söylüyor- : | Hiç zannetmiyoruz... Yalnız gandol birdenbire dür. Gu. Alelâcele geri dönldü. Ve Altiyeri sarayına doöğtü ilerlemeğe başladı. . Sarıdalcr Rolanı görür gör- mez tanımış, sözlerini işitmiş ve anlamıştı. Bu ihtar ile bü- tün vücudu titredi. Rolanın yü. züne, hem korku, hem de min- nettarlık ile baktı.. Eğer Rolan, bir saniye olsun gözlerini Leonordan — ayırarak sandalcıya bakmış olsaydı, onu tarıır ve Leonorun babası Dandolo olduğunu anlardı. Leonorun gonklolu artık gözden kaybolmuştu.. Rolan ra. hat bir nefes aldı.. Sevgilisinin uzaklaştığı istikamete — doğru gayri ihtiyari uzanan elleri bit- kin bir halde iki yanma düştü. Ayni zamanda da titredi, Na. zarları Ecel köprüsü istikameti. ne dönmüş ve burada meş'um Zrendanın rıhtımına — yanaşmış duPsan Grimaninin sardrlına te- sadü'f etmişti, Bülşka bir şey düşünmeden hemtn küreğe geçti ve bu hayretle gördü. Bunu evvelâ kanalda — gez. meğe, dolaşmağa çıkmış biri zarinetti. Gelen sandala — yol vermek için biraz İdaha rıhtıma söküldu. Esasen biraz evvel u- zakta geçen vak'ayı anlamamış. tı.. Sadece Leaonorun bindiği goöndolun, yarı yolda birdenbi- re geri döndüğünü görmüş ve: — Bu akşamki iş başka sefe- re kaldı, diye mırıldanmıştı. Fakat Rolanın bindiği san. 'dalın kendi goöndoluna yanaş- makta olduğunu görünce bir tehlikenin tehdidi altında oldu. ğgunu anladı. — Hey sandalcı... geç!, Diye bağırdı. KRolan cevan olarak yalnız iki kelime söyle- di — Venedik, Sen Mark.. Büu kelimeler fesatçıların son parolası idi. Grimani rahat bir nefes aldı., Rolan yanyana gelmiş olan sanklalların kenarımdan Grimami- nin yanına atladı ve kedi gondo. lunu ayağı ile kanalın cereyanına Açıktan en Gittikçe hayrete düşen ve ayni zamanda da için için endi. şeye kapılan Grimani bu emre gayri ihtiyari itaat etti. Otumdu. Mütereddidane sordu: — Siz kimsiniz mösyö>, Rolan yüzünden maskesini çı- karınca Grimani titredi. Çünkü ki kendisine parolayı vermiş o. Jan bu adamı tanımıyordu, Onu fesat heyeti azaları arasında şim- diye kadar görmüş olduğunu ha. tırlamıyordu.. Maamafih fesat teşkilâtr bütün Venedikte o ka- dar fazla büyümüştü ki bu tanı- madığı kimsenin cemiyetlerinin mensuplarından biri tarafından gönderilmiş olduğunu zannetti.. — Müösyö, dedi, maskenizi çı. karlınız, yüzünüzü gördüm, ... Fakat sizi başka defa daha gör- düğümü hatırlayamıyorum :. Daha doğrusu bence tamamen machulsünüz,, —Halbuki demin öyle bir parola verdiniz ki.... Rolan bü sözleri tamamladı: — OÖmu antak büyük — ihtilil heyefine mensup olanlar bilir de- Sil mi? tinden değilim. Parolayı ise sırf başbaşa görüşebilmek için söyle. dim, Grimani sarardı. Dudakları a- rasından galiz bir küfür çıktı ... Hemen ayağa kalkarak hançe- rini çekti.. Fakat bir an içinde, Rolan da? gezintilerinden tecrübe ile elde ettiği büyük bir çeviklikle has. mıniın bileğini yakaladı. — Gri- mani bu/demir pençenin tazyiki altında acı bir feryat kopardı.. Hançeri elinden düştü, KRolan yerden hanşeri alarak muhatabı- na Uzattı. Grimani şaşkınlıktan serseme dönmüştü: — Benden ne istiyorsunuz, di- ye sordu. Rolan söze başladı: — Mösyö! Görüyorum ki be. ni tanryamadınız.. Her şeyden evvel benim kim olduğumu bil- meniz lâzım.. Fahişe Emperya - nın sarayında evvelce verilen müsamereyi hatırlar msımız? .. Hani şair Arateni tahkir ettiği- niz sırada bir uşak tarafından yakalanarak kapı dışarı edilmi>. tiniz.. Grimani dişlerini gıcırdattı. | I| bamba toplamak hoşuna gıttı! di, ye şakalaşan arkadaşlarına : —» “.— Hayır, diyor.. Fakat patla mak üzere olan bir bombayı alara, nehre atmak Ctsaretini göstel;l diğim dakikadan itibaren, cesi | Dbir adam olduğumu anladım. Ş“l | hesiz berberlik büyük bir ccsar( Visteyen bir iş değildir. Onun İç - imadem cesurüm, Cesarete ıhtıy gösteren bir iş tutmak ıstıyorun . Hammer Smit köprüstnde bo £ baları kimin koyduğu tesbit edi | memmtır Yalnız Moris Çaylds hadıser bu cihetindede Polis hafıyehi maharetini göstermek - istiyor '.i diyor ki: j — Ben köprüye gelmeden b on dakika evvel yanımdan bir | | mobil geçti. Yanımdan uzkala” Uktan sonra birdenbire gımıltî sönün azaldığını Cuydum. Du! muş olacaktı. Bir miüddet sonf gene otomobilin Sesini düydum: Tekrar hareket etmişti, İ “Otomobil eski tip bir aı'.'ıba.ıı'îı Onun için gürültüsü çoktu. Bent otemobil köprünün üzerinde du "muş, içinden iki kisi inmiş. Bi köprünün üzerine, diğeri altn birer bomba koymüştüur. “Otomobilin yanımklar geçti roktadan köprüye gelinceye k dar on dakika olmuştu. Bu gi bombaların da fitilleri on dakil 2ihayet bir çeyrek yanacak Uzu luktadır.,, Polis bu son bömbair süikasi le İrlanda ftedhişçileri taralınd yapıldığına kanttliır. ve — şüph kimseleri tevkif etmiştir. MAT DAG İroloğ Dr. Kemal Üzsa İdrar volları, deri ve frongi ha [ “ talıkları mütehassısı Tünelbaşı İstliklâk ecaddesi N I 380 Bursa pazarı Üstü. Tet OT | GERLKemumem GURAKSİ |

Bu sayıdan diğer sayfalar: