&yahat notları : . "ektepsiz berkin Ki sır anlaşılam K “ete verinde okuyalım!,, İzn SE anh mı geliyorsunuz? h,, “e Bursadan ve İstanbul- < m ieteniz var mı, İstanbul İtiş Ne olur bize verin.. Yat ig adayız, Orhangazide Sa, , * Adedinden birini kira» iu bindi İz arabamızın et- Yüğü on iki yaşında çevirmiş- - > Yocağun Sen gazete okuya- ein? pi ti len en büyüğü benim Mağırmış gibi dudak bük“ Si rim ya; ben buranıniik itirdim. emer öy çocukları İstanbul yolcularının etrafını sardılar: “— Ne olur bize | ik yolunda ve İznikte... ıyan köy “EE Jenik civamdan toplanatak Bursa müzesine gönderilen eski eser Üye si bi ğe Socüklar atıldılar; mp de bitirdim. a de! tig Küçtüklerinin boyunları Np i e İkineiyi bitirebildim. > Pap 10 öyler he > 8onra niye gitmediniz j bie âğızdan cevap verdi- N Seken yok ki artk. ba yok? Yandı mı7 Say adı, kapattılar. > Bi küpattılar? an yoruz. | ,< Yolcu geçmesi dalma le teşkil eder, Çocuklar- a 4 bazı köylüler de ara- dirkeği.. İznikte Yeşil cami | yanına gelmişlerdi. KA-| dar olayor. Yeniden de Me dd; Çünkü #ruflar ilmediklerini onlardan ME Boyanca xoynas! kadar üç sınıflı ve Yy Memnun, çocuklar biz a) gazetelerini yy duyacak, o gazetele- ini aZ çok anlamağa im- Ke ik Siyer Eöre bir buçuk sene ka-| or; yp — üzdeki üç sınıflı mek- iğ çi yapılacak, gp aflesının ibyasi da ne| d Sikin. olmuyor; Eski N a 4 mah volmuşt!.. at ço y i pie Şok uyanık, bize dert armız aylak kaldı. N kek > neyse ne diyelim, çi Mama tı " Nin köyünün bu mektep ty ukde olmuştu. İz iş ay Sorup soruşturduk. İz LA dr maarif memuru ve Kik bilmeyen adam olur “yısiyle oraya tâbi Bo ig “*alin en büyük maarif & Brat “sbihal arasında: &i aa, dedi. Boyalıca köyü Ma, “vakkaten kapatıldı. Oral mi bulunamadı? lin R deği ri ae keşfini izah eder bir | Eg İasiyle anlattı: Köy Boyalıca zengin Yy: Halbuki ahalisi para lg Biz de onları para & “vik için mektebi ka Yu, İYİ vergilerini mi vermi: i işi demek ist ayl derecede ty Ka enleri ihtimel biz yan İrap, acağız. Çünkü mü- ay <t başka türlü oldu? ti *fendim, yanlış. Mek U âncak bir ay ka- çim mek- yardım ya masıl iş? Böyle gey “7 *P buçuk (osenedir | Palı imiş, » hem 'beg'sınıfi olarak Zilağii ae Mi; t bir köy divar) sadece süy' Ka Fey anektahkyar| iktifa ediyoruz. Fakat sanırız ki.| iste. ortada evvelâ Bursa maarif mü-| kA Ni z a. | dürlüğünün, onun salâhiyeti kâfi! etsek bile ilk mektebin muallim değilse maarif vekâleti alâkıdar | kadrosunu takviye ile açıkta ka- d. sile me. | dairesinin i md köylülerin | olmasına lâyik bir mesele var.| malarını temenni ve talebden in- vi Beş sınifli mektep açmağa bütçe a. sait değilse eski üç sınıflışı ih- iş | İSTS senesi ortasında | 7” m Kapatılıyor ve göyle bir) 8 edilsin. İlle köylünün yardım N z | etmesine ihtiyaç ve lüzum varsa bu hususta güzellikle müracaat yapılsın. Yolda arabamızı çevire. a 1, köy kii ! rek bize mektebsizlikten yana ya- beyi ep Bl nl kıla şikâyet eden Boyalıca köyü Uğlsarını beklemekle meg-| halki, hele denildiği gibi zengin 5 Ni beş emıflısı açılmaz | iseler ellerinden gelen yardımı e-| ba bir eski eserler müzesi halin-| i b sirgemezler her halde. Tatlı di.'de. A İİ lin yılanı bile yuvasından çıkar-| İşgal zamanında bomba ile kis-| bir otomobil gönderin. Hesabımı dığı unutulmamelı; halbuki bu köylüler ne saf, ne temiz, ne şirin insanlar!., Nereye gitseniz, halkın çocuk- çocuklarımız adam | Jârıni okutmak için büyük bir te- » Bu zamanda oku. halük gösterdiğine şahid oluyor- sunuz, Memnun olmamak, Cum- huriyet devrinin aşıladığı bu tah- sil aşkından memleket besabına iftihar duymamak kabil değil, İz nikte de mevcut beş sınıflı biri- > cik ilk mektep ihtiyaca kâfi gel-| Minare Yeşil çini, Halkın söyle- miyor. Mektebin yüzde kırkı kız| diğine göre bir vakitler buraya ge olan talebe mevcudu nazari ola-)len ecnebi asüri âtika mütehassıs rak 470 çocuktur. Fakat, fili ita bu 470 çocuktan ancak 370şi müsaid değildir; yüz telebe açık-| i satmadı te > - Er ee nleri kaydetmekle| tiyaç var. Bunun muallim ve büt- çe vaziyeti dolayısiyle açılmasına şiradilik imkân olmadığını kabul ehemmiyetle meşgul 'lan çocukların da mektebe kavuş san kendini alamıyor. İç turizm bareketi uyandırmak ... gayesinin tahakkuk ettiği günler de İznik, hele ilkbaharda, yurdun güzel köşelerini tanımağa niha yet merak duymağa başlamış Türk şehirleri halkının ziyaretgâ- hı olmağa lâyik bir yerdir, Kasa- men tahrip edilen sabık kilise, Ayasofya”camii, beş altı asırlık Yeşil cami, minaresi mavi İznik çinisinden yapılmış Mahmud Çele bi camii, Nilüfer Sultan imaret- hanesi, Hayreddin paşa türbesi. Hangisini saymalı?.. Hele Yeşil cami bir bibblo ke da nefiz... Mihrabı gayet ince ve sanatkârane oymalı yekpare be- yaz mermer, ' duvar keza beyaz mermer, sütunlar renkli mermer, ... t.'ları kapının dışında bulunan renk li bir sütuna kopyasını çıkarıp yerine koymak şartiyle altmış bin | İngiliz lirasi teklif etmişler ve ta | bii ecdrd yüdigârnı haraç mezat satamıyacağımız cevabını almiş- Jar, Milli mücadele senelerinde ec nebi işgal ordusu tarafindan o- ; dun deposu yapılan bu cami işgal i ordusu çekilirken odunlara ateş i verilmek suretiyle tahrir edilmek j Yetişen kasaba halkı güç balâ ateşi söndürmtş, yan- gın esnasında renkli memer gü- * tunlardan biri boydan boya çat Tamıştır. Bu sütün şimdı çimento - İle svanmiş ve demir çemberler- $ le tutturulmuştur. Eski eserler yalnız Osmanlı ve Selçukiler devrine âit değil. Çok! ; daha eski devirlere ait de bir çok! harabeler kasabada ve civarında dolu... Yapılmakta olan hafriyat ta çıkarılan eserler Bursa müze- sine gönderiliyor, Bunlar arasın. da bulunan küçücük destilere ve- as &merikan fıkrası Gazeteci, meşhur adamın yanı- nü girdi. Meşhur adam: — Yanıma kadar gelebilmekle talihli olduğunuzu isbat ettiniz, deği. Sabahtanberi altı gazetecinin mülâkat talebini reğdetmiştim . Gazeteci gülümsedi: — Biliyorum efendim, gâzeteci bendim.. lâç Jykusuzluktan şikâyetçi idi... an uykusu t yüksek sesle sa- avsiye ettiler, ü, tavsiyede bulunan n fayda verip verme- o altı — Evet... 19560 şa kadar seya- sildi — Sonra da uyu mi?. — Hayır.. Kalkmak zaman: gel — Konsültasyonda arkadaşlarla anlaşamadık bayan, Fakat müste- göreceksiniz ki otopside benim dediğimin doğru olduğu meyda- rihim, na çıkacak, si — Bana öyle geliyor ki saba resimdekiler öle tazaja bakıyor. -i ? di Me yin tablolan astığım zaman şu iki lar dı! Bektâşi gibi! Memur ihtar etti; — Burada cıgara içmek yasak- tır . — Biliyorum.. — Biliyorsunuz ama ağımızda pipo va — Oalbilir, Ayağımda da kun- duralar var ama yürümiyorum!,, 5 Borç — Dostum. Sana üç ay evvel verdiğim on lirayı ödemek zama- nı gelmedi mi dersin? . - — Bu ödeme içi vakit mes değil, para mi A&merikan fıkrası Meşhur ecnebi aktris, milyare derin evindeki suareye davet ediL. mişti. Epey şampanya içildikten sonra aktristen rollerinden birini inşad etmesini rica ettiler, Artist Kğ) evvelâ nazlandı. Sonra kabul ede- — Allo, cankurtaran mı? Çabuk ödemeğe karar verdiğimi lersilerime birdenbire söylemek tedbitsizliğin « de bulundum. ———————————— rilen izahat insanın pek garibine gidiyor: Bilmem hangi devirde ölüleri. nin arkasından ağlayanlar göz yaşlarını bu destilere doldurup ö lü ile beraber gömerlermiş. e İznik “kara din rüzgür” ile kı- şın çok soğuk, fakat korkuya mü | hal yok. Çünkü odun ve kömürü o-kadar ucuz ki sormayın! Odu- nun çekisi kapıya teslim 50 ku- ruş, odun kömürü ise en iyisinden olmak şartiyle altmış para. Kasabada elektrik var. Ancak nıdır koptu. ns dönerken yanına yaklaşıp sor rek düşündü ve nihayet salonun ortasına gelerek ana dilinden bir : Şiir söyleyeceğini bildirdi. Söylenilenlerden kimse bir şey anlamamış ama, aktrisin sesi, şiirin ahengi o kadar gü- ki şiir bitince bir alkış tufa- Ey sahibesi kadı, akra ote |. g. AN sile ön çiğ et vermememi tenbih etmişti, Hastahane'de Yanyana iki yatakta idiler, iki nn de rahatsızlığı siyatiku | her ikisini de masajla tedaviye ça, ıyorlardı. İkisinin arasındaki fark, bu tedaviyi karşılayış tarz- larında idi. Biri masajla beraber feryada başlıyor, öteki ise mem. nunane gülümsiyordu. : — Yahu, bacağma masaj yap“ tıkları zaman acısına tahammül edemiyorum, Halbuki sen ıstırap çekmedikten maada memnun gö- “ İcünüyorsun. Yatak komşusu güldü: — Haştalıfk olan bacağıma ma iir harikulâde idi. Lütfen ismini bana söyler misiniz?, Aktris güldü: — Adı yok ki.. Ben sıfırdan iki yüz otuza kadar rakamları Lehçe saydım; o kadar! Fransız fıkrası Manevralarda #abiş vekili, bir neferi azarladı: —Ne yapıyorsun? Düşmanın mefruz ateş hattı dahilinde bulun- duğunun farkında değil misin?. Nefer cevap verdi: elendim, Fakat manın ateşine karşı — Biliyorum mefruz dü kâfi gelmediği için sadece beledi. )muhayyel bir kayalığı siper al-|saj yaptıracak kadar budala mi yenin sokak lâmbalarına, resmi deirelere verilebiliyor. Evler pet rol lâmbasiyle aydınlatılmakta... Belediye işleri muntazam görül. mekte olduğu hissini veriyor. Ye ni yapılan hükümet caddesi geniş ve muntazamdır. Etrafına «- Zaçlar dikilmiş ve sik sık elektrik lâmbaları konulmuş. Tabist güzelliğinden zevk &- lanlar! İzniği ziyaret ediniz. Ha- kikaten böyle güzelliklerden zevk alıyorsanız sadete, oOrhangazi- İznik yolunda" kaynar su ile işle- yen değirmenin buhar bulutları a rasından görünen manzarasını seyretmeniz bile heyecanla size orayı methetmemde beni haklı ve > hiç olmazsa mazür göreceksi- niz. Mğ. yotum . yan ben?, Kadın — Erkek elbisesi giymiş kadınlardan da nefret ederim.! © —İngiliz keriketürü —