| kibar mahafile mensup bir e tanışmıştım, Kadın üzün boylu, Arkasından koşanlar pek gok- a sergüzeştleri olduğu da Mr. Zekâsından dolayı hoşu. yn Zannediyorum ki ben de onun Kitmiştim, Tabii ilânı aşkettim, ere ilânı aşkıydı. Coşkun bir ' mukabele etti, Anlaştık. Bir İç şam balodaydık.. Dancedilen “ Salanun yanında, küçük bir o kadına gene tatlı şeyler fısıl- ke karşımıza tesadüf eden aynada trenin bizi tetkik etmekte olduğu- N Bördüm, mn kocasıydı. Gözlerimiz bi. LAN tesadüf etti. Sonra gene ayra » döndüğünü ve gittiğini gördüm. Bvasça, sevgilime dedim ki: — e Kocanız bizi takip ve tetkik edi. İ Sapı; O Kocam mı? > Evet, bizi bir kaç kere gözetle Zannetme. Emin mişiniz?, | m ie Pek tuhaf, Halbuki benim ahbap- A karşı tasavvurun üstünde hür- Ve muhabet göst gösterir. şiki benimi sizi sevdiğimi arla. | 4 Kabil mi? Hem bana ilânı aşk & il am #iz değilsiniz &i.. Nk, Kıskanç değil mi?, Hayır. Şimdiye kadar kıskançlığa “© edecek hiç bir halini görmeğim. ç Sizi hiç takip ve tetkik etmedi Gi 4 Miş... Demin de söylediğim gibi, p la daima iyi geçinir. den sonra ilân: aşka daha bir surette devâm ettim. Ka- daha fazla hoşlandığım için de. A anın, mütekammil kıskançlığı i âdeta körüklüyordu. Up sün akşam yemeğini gene onlar- Ber yedikten sonra, ayrılmak Ü- | h kocası bana dedi ki; A dostum (Bir müddettenbe. pe ad dest diye hitap ediyordu). Ya- ! a Sayfiyeye gidiyoruz. Cerek karı- Berek benim en büyük zevkimiz | üze sevdiğimiz ahbapları davet | | er onlarla beraber eğlenmektir. K siz de sayfiyemizde bir ay bi. Sturmak üzere gelir misiniz?. Bu I ederseniz pek minnettar dı ii İran beraber, kabul ettim, j k . * » ae : “AYsonra, Pendik istasyonunda | Zaman, karı koca ve bir yaban- ii beni hararetle karşıladılar. Ya- *y tanıştırıldık. Bay Ömer ismin. * tüccar. Benimle tanıştığında * Pek fazla memnuniyet gösterdi. : ille Yakacık yolunu tuttuk. iy dan türlü eörlü garip fikirler a: Mag, bir koca ki, karısiyle benim 2 ta, İşikane münasebetler bulundu- iy Şüphesi yok.. Böyleyken be- iş davet ediyor, samimi bir arka” he w kütşılıyor ve sanki demek İsti- ta, “Yürü, korkma. Yol açıktr! f ada beni bir adama takdim k Hem gayet kibar, iyi bir adam... ttenberi eve yerleşmi ze Sah çıkıp savuşmak istiyor .. i» Kadar o da benim buraya keş a un oluyor. 4 La ... Ne günler onunla yapayalnız tekaidini eski bir âşık mı?. imkânmı bulamadım. Her yer # da beraberdi, Bana fevkalâde b Bönteriyordu, *abah odama gelerek beni de Ye daver etti; bu sırada izdivaç” “seti. Yalnızlıktan şikâyet ettim 2 i sid © Devrilen çam Yazan: Hikâyeci ve güzel bir kadının arkadaşlığiyle ha- yatın şenleneçeğini söyledim. sözümü kesti: Birden — Alizim, dedi, bilmediğiniz şeyden bahsetmeyiniz. Bizi teshir eden bütün e İetafetler, kendilerine temellük ettiği- miz zâman tamâmiyle biter. Sonra na- muslu kadınlar, Yani kendi karıları- şeydirler.. nasıl anlatayım, kadın. lik san'atını pek bilmezler. Evet... MAZ, ... Fazla bir şey söylemedi ve ben de ne deme kistediğini anlayamad'ın. .. . İki gün sanra erkenden beni odasına çağırdı. Bazı resimler göstermeğe baş” ladı,, Güzel bir kolleksiyonu vardı, Bir koltuğa oturmuştum, Tam kar- şımda karısının dairesine giden büyük kapı vardı. Bu kapınm arkasında sev. ilimin gidiş gelişine delâlet eden hafif gürültüler duyuluyordu, Ben resimlere hiç başka bir şey düşün den: — Şurada daha güzeli var, durun da göstereyimi., Dedi, Kapıya doğru koştu ve iki ka- nat, sanki tiyatrolarda olduğu gihi bir. den açıldı, ikkat etmediğim, üm halde, bir- Karmâkârışık büyük bir oda içinde yerde sürünen eski eteklikler, korseler, gömlekler arasnda kupkuru, saçları dağnık, eski kombinezcnu zayıf kalça- larıma yapışan bir kadın gördüm, Elir- de bir demet saç, bunları aynanın önün de tarıyordu. Kolları sivri iki zaviye teşkil etmiş. ti, Gürültüyü duyunca, alelâcele dön dü ve'ben göğsündeki çıkık: kemikleri, ve sörpmüş memeleri gördüm, Yapma bir göğüs, dışarıda bu manzarayı göz- lerden saklıyordu, Koca, karısına özür dileyerek kapıla. rı kapadı: ve meyus bir tavırla: “Yarab- bi, ne budalalık, ne hayvanlık ettim!. Öyle bir ça mdevirdim ki karım, hiçbir zaman ailetmiyecek!.,, dedi. Ona az kalsın, bu hizmetinden dola- yı teşekkür edecektim. Hemen ertesi günü dostlarıma veda ettiğimi hiç şüphesiz tahmin edersiniz. HIKAYECİ 88 Km Sİ m mİ — ii eğme nm mg mkü $inr çıkardı. Ayaklarının kunduğu şey iki sahile bağlı Yazan: İkimim —S— Hatvaları anlatan ve vesikalar veren; AK Müfettiş bulunmak dolayısiyle gizli kararlara da şahit oldum Tomayan heyet azasına teşekkür etti ve nizamnamenin (esas kanunname) şek line kalbile tadili için toplanıldığını an- İattı ve nizamnamenin iki esasa ayrıldığı" nı söyledi. Birinci kısmın birinci mad» desini,okudu Madde 1 — Küçük Ermenistan vilâyet merkez komitesinde (o müteşekkil heyet umum komitelerin icraatıma nezarete sa- lâhiyettardır, Aziz işin her veçhile terakkisine ve ah» valine nezaret hakkı bulunduğu cihetle maiyetinde bir fırka bulunacaktır. Madde 1 — (Zeyl) — İhtiyacati ma liyenin her bir komitenin merkez heyetine birer muayyen meblâğ peşinen ve mahi- ye tediye etmesi şarttır. Bu (maddenin | yalnız (fırka) kelimesi fırka) har) line kalbolundu. Ve bir “seyyar müfettiş | tayin salâhiyeti,, tasrih edildi. Bu seyyar müfettiş komitenin emrinde bulunacak ve büyük salâhiyet sahibi olacak, merkezle” rin mali vaziyetlerini tetkik edebilecekti. Bu suretle ilk umumi meclis içtimaında” ki karar esas kanunnamenin aslı” na konulmuş bulunuyordu. İkinci madde *— Harp adıyla on beş günde bir çıkan Hınçakyan ihtilâl komite sinin organı gazete bütçeleri müsait o:- mryan şubelere eiradı o adedince bedâva tevzi olunacak ve burada ihtilâl amaline yardimc: neşriyat yapılacaktır. Madde 3 — İttifak namına hiç olmaz» sa bir esep seyyar müfettişi o ve çeteler hizmetinde bulunmak O ve daima emre müheyya bir halde olmak üzere satın alır nacak ve bunun için de şubelerin gönder” dikler! aldattan masraf ifraz edilecektir.| Bu masralı vilâyet merkez. komitesin; | “de müteşekkil beyet tayin eder. Madde 4 — Silâh tedariki için şubeler iane dercedip merkeze göndermekle mü- kelleftir; Bu ciheti müfettiş teftiş etmek salâhifyetini haizdir. Madde 5 — Esas kanunnamenin ikinci kısmı valmız'mebusların o malümatında kalacak ve sir halinde'muhafaza olunacak ifşası cezayı mucip bulunacaktır. Asıl esas kanunnamenin ikinci faslr çok mülimdi. Bunlarm teksir edilmiş su* retlerini yalnız mebuslar o sakiıyorlardı. Hâdise hükümete intikal KAHRAMAN HAYDUD liktan istifade ederek bir müd- et etrafı dinlediler ve şehrin do- hepsi korkarak yaktılar. Yalnız ele geçen Merzifon evrakı arasında (o birkaç müs vedde bulundu, bunlardan ikinci kısmın bazı maddeleri diana çıkarılabildi. Mahkemede hiçbirimiz bu husus hak- kında ifşaatta bulunmadık. Ropen Ceva* hirciyan da yalnız mebusları alâkadar « den bu müzakerat sırasında bulunmadı ve | İstanbula hareket etti. Binaenaleyh onun da malümatı yoktu, 6 da mahkemeyi ten vir edememiştir. Ben, müfettiştim. Bu itibarla karerata da şahit oldum. Bazı ben de unultum; fakat umu kahirinamenin ikinci faslı aklımdadır. Bittabi kelime kelime değii, kül halinde hatırlıyorum. Zâten hâdisenin tenevvürü için bu kadarını bilmek kâfidir. İkinci bölüm, ayrılmıştı. “Küçük TE iihenitemi teşkili — gayesile merkez idaresi Merzifon olmak üzere icap eden yerlerde şubeler açılmak salâhiyetile bir menistan Hmçakyan ibtild) “araf tarı) adıyla bir teşekkül . kurulmuştur... Maddesile başlıyan birinci hısımda: "Tahlif esası, makasıdı ihtilâliye aleyhin de bulunanların icra memurları vasıtasi* le idamlar: keyfiyeti, Ermeni efkârını hü- kümet aleyhine tahrik ve gaye etralında tesnni esası, silâh ve cephane temini, as keri teşkilât yapılması, bir umum! meclis kurulması, her şubeden müntehap bir me bus bulunması, bunlara itimatname tan zim ve itası, her üç senede bir yeni bir in- tihap icrası, merkez teşkilâtr reisinin u- mum reis srfatile icrayı hükümet etmesi noktaları yazılmıstı. o Yirmi, yirmi bir maddeden ibaretti. En mühim olan mad- deler... Idare ve askeri teşkilât tesisi ve makası" tı ihtilâliye aleyhindekiler hakkında icra memurları yoluyla idam cezası tatbiki, ya dört ya beş kısma i efkârı İsyaniyenin telkini maddeleridir. Kayseri mutasarrıflığına ve Hüsrev pa” Şaya ihbar edilen ancak bu maddelerdir. Ve nihayet Merzifon merkezi evrakı ara" sından yalnız bunlar meydana çıkarlabil miştir İkinci kısımda: İdare teşkilâtı ve şubelerinden, üçler ettikten sonra| heyetinden, askeri teşkilâtın on başılıklar| KAHRAMAN HAYDUD şeyler mırıldanan,rahip, önün- yanlarında muhafızlar de ve ra, yüzbaşılıklara tevzii usulerinden, as" kerin kılığından, silâhın tev selerdeki gizli vaaz ve poh çesi nden bah seedilmektedi r. Askeri teşkilâtın şekli idaresinin Os- manlı ordusuna benzetilmesi esası ve bir de muhaberatta şifre istimali bütçe meselesidir. Bu e “Görülüyor Ki ten sonra dahi herkesçe, hükür hul kalmıştı. Üçüncü kısım, cezalara 3 miyenler, müfetlişe itaats edenler, komiteye ihanet edenler, tesanüdü bozan lar, ilşaatta bulunanlar, askeri vazifeden kaçanlar, gibi hallerde ne cezalar verilece- ği ve kimler tarafından tatbik olunacağı bü kısımda gösteriliyordu. Bunun da en mühim maddeleri: İfşaat, ihanet, nskeri vazileden firar, komiteye itaatsizlik halinde idam cezas nın tatbiki noktası ve bu icra kanununun. tatbikine (komite eşkiyatı) adıyla tesis o İunan icra heyetlerinin memur. edildiği cihetidir , Artin Tomayanın rahip Daniyel hak” kında idam cezası islemesi de bu madde- ye İstinat ediyordu. Cezaların nevileri, kurşunla, iple, kazık la, bıçakla ölüm, darp, işkence, malımı gasb gibi muhtelif kısımlara uyrılmıştı. Idam cezaları yalnız Okomite kararile verilebilirdi. Fevkalâde (hallerde kömite reisi, komite adına idam emri verebilirdi. Bu maddeye çok itiraz ettim. fakat be- ni dinlemediler. Bu Tomayanın, Ermeni şakileri &let ederek birçok kanlara girme” sine sebeb olmuştur. Diğer kısımları pek hatırlamıyorum, Fakat bunların arasın da hastane tesisi, mekteplerde neşriyat, propaganda, gazete, kitap, makaleler neş- fi, vaazve nasihatlerin direktiferini vere © cek makamın tayini, Avrupa şubelerinin faaliyet yolları, temas vasıtaları gibi mü- him noktalar vardır. Velhasıl yüz küsur maddelik bir ikinci kısımdı bu. Ve yalnız mebuslarca (o bilinecek gizi maddeleri. (Devam var) m mim 83 icap ettirir, Memurun bu sözlerine, ka duran iki gondoldar biriydi. Sonra tekrar suya gömüldü. Şiddetli bir topuk darbesiyle yeniden su Üstüne çıktı. Başı: ar ili gönde! arasından dışarı çıkardı. Elleriyle gondelun ke. narlarma tütundu. İlk defa derin ve serbest bir nefes aldr. Başını ateşler için, de göke kaldırdı. Şimdi gözle- riyle, tarif edilemiyetek dere cede korkunç, semayı seyredi- yor, kıyametler, koparan frrtr. nayı dinliyordu. Bir kaç saniye bu halde kal- dı, Bu sırada, birdenbire yanı başında bir baş göründü. Bu İskala Brinaydu. Heyecanla s0 İayordu. Hiç bir şey söylemiye takati yoktu. Az sonra ikisi de, biribirlerini kaybetmemek düşür.cesiyle ye" nilen suya daldılar, Nefes almak için, su üstüne çıkışlarında Ecel köprüsünden belki yüz kulaç uzaklaşmış bu- lunuyöorlardr. Kanalık kenarları, baştan ba. şa rhtımdr.. Çok tenhaydı. Kimseler yoktu.. Venedik tufa- nı andıran yağmurun altnda inliyardu. Rolanla arkadaşı, bu tenha* meş'um saraylarını gözden ge. çirdiler. Yüğmelerine bir müddet da- ha devâm ettiler, Son defa su üstüne çıktıkları vakit, kanalın geniş ve cereyanlı bir zaviye- sini dönmüş bulunuyorlardı. Artık ne Ecel köprüsü, ne dü kün sarayı, ne de müthiş zın. danlar görünmez olmuştu. . İskala Brino, kanal üzerinde kenarda bağl: duran bir sanda- Ja atlamış, tentesini kapamıyâa başlamıştı. Rolan da bu sanda- la atladı.. Gondolün arkas'nda bulduğu bir mantoğu arkasına attı, İskala Brino tenteyi kapadık- tan sonra sandal bağlı bulun. duğu yerden çözdü, küreklere geçti, vea labildiğine çekmiye başladı . Rolan bir rüya duymuş gibi İskala Brinonun hareketini sey rediyordu. Bir dalsika önce ölüme mah kümken hayata kavuşmuşlardı Kaderin bu, cilvesi kendisini hayretlere düşürmüştü. Her dakika dudaklarından “Leonor!,, adı dökülüyordu. Onu düşünüyor, ona kavuşabi- leceğini aklından geçiriyordu. - vardı , Rolan, yer dibinden, yer yü- züne yükseldikçe, daha az ko. kulu bir hava teneffüs ediyor ve kendisinde bir başkalık his- sediyordu. Her an, ölüme biraz daha ya'daştığı halde, çok sakindi. Birinci kata gelmişlerdi. Ra“ hip; — Evlâdım hazır ol, Âyin yapılacak, dedi. Rolan titredi, Çünkü bu öyin yap'lırken yüzündeki siyah bezin kaldırı. Tacağını biliyordu. Rolanı tanıyacaklardı, Ne olursa olsun, o müthiş *ndana bir daha dönmemiye. karar vermişti... Kendisini &raya sokmak te- şebbüsünde bulunacaklara kar” şı mücadeleye geçecek, elinden geldiği kadar çalışacaktı. Başta yürüyen mahkeme memuru arkaya dönerek: — Mukaddes peder, dedi. Acele etmiyecek olursak, idam hükmünü bugün yerine getir- memiz İmkânsızlaşacak., Ayin yapılması, Sen Mark meydanın daki merasimin yapılmamasını ranlık dehlizlerde korkunç a- kisler bırakan bir yıldırım ce vap verdi. Rahip sarardı: — Haydi yürüyelim, ben & yin yerine başka bir dua oku yabilirim, Çellâd, başiyle rahibin söz. lerini tasdik etti, Alay yürü- miye başladı. Rolan, geniş bir sefes aldı. Artik ölecekti. . Merdivenin üst basamağına varıldı, Afsy Ecel köprüsü is. tikametinde ilerledi, Alay par- maklıklı pencere önünde, mah. küma Venediği seyrettirmek için durdu. Bu esnada, kuvvet- Hi bir ziya deblizin karenlığin yırttı. Rolar bir,an, Farlak bir aydınlık içinde kaldı. Boğuk bir ses şiddetle bağırdı: — Bu adem, haydut İskala Brino değil, Muhafızlar hayret içinde do” ha kaldılar, Cellâd, mahkümun yüzün deki siyah örtüyü çekip kaldır. mak üzere elini uzattı, Rolanım dudakları titredi. Başındaki örtüyü cellâdın kal. dırmasma fırsat bırakmadan