YY YY KY Zİ — Cermen, bu fazla yaşamaz. Bunu söyliyen Mason bir buz parçası tükürdü ve mütecâsir bir tavırla za- va'ı hayvana baktı, Sonra hayvanın ayaklarından bisini ağzına götürerek pazmakları arasmdaki buz tabakasını disleriyle parçaladı. — Ömrümde bu kadar talihsir bay- van görmedim. İşini bitirmiş ve hayvanı çekmişti. — Şu Cassiar'e Sivash ve Husky'ye bakın., Işte Shookum.., Zavallılar, Bu sirada Shockum atılmış ve sivri dişlerini Masonun ensesine geçirmesi- ne ramak kalmıştı. Kamçının terriyle vurulan şiddeti bir darbe bayvann kulağına tesadüf &tti ve onu titrek bir halde kar'a-ın üze. rine yığdı. , — Shookumdan bahsediyorum. Sağalm bir hayvan. İddiaya girerim ki bir haftaya kalmaz bu hayvan Carmeni yiyecektir. Malmute Kid, tzerindek! buz taba- kasını eritmek için ateşe tuttuğu ekme" ği çevirerek: — Senin iğdlana karşılık, başka bir iddiada bulunacağım, dedi, şey üzerine bahse girerim ki seyahati. miz bitmeden &vvel biz Shookumu yiye” ceğiz.. Sİz ne dersiniz Ruth? Genç yerli kadın içine bir parça buz koyduğu kahveyi boşaltmağa uğraşı yordu, Evvelâ Malmute Kide sonra da kocasına baktı, Gözlerini sonra köpek” İere çevirdi ve Kidin sualini cevapsız bıraktı, Bu o kadar meydanda bir hakikat idi ki bu hususta söz söylemek lüzumsuz. du. Alt: günde azıcık bir yiyecek ile kat'edilecek iki yüz millik mesafeyi düşünmek kâfi idi, Esasen bayvanlara verilecek yiyecekleri: de. yoktu. İki erkek ve kadın ateşin etrafına toplandılar ve fakirane yemeklerini ye. meğe başladılar, Öğle üstü mola ver- mişlerdi, Soğuktan biribirlerine yakla” şan köpekler sahiplerinin ağızlarına gö- türdükleri her lokmaya iştiha ve arzu ile bakıyorlardı. Malmute Kid: — Bugün artık başka yemek yok, dedi, Bu sondur. Köpeklere de iyi dik. kat etmek lâzım. Çünkü gitgide hır- şınlaşıyorlar. Bir zamanlar Epvartlada reis oldur ğumu ve pazar günleri mektepte dert verdiğimi düşündükçe,. Zemin ve zamana hiç te uymayan bu sözleri söyliyen Maszn bir müddet delşm dalgın:düşündü ve Üzerlerinde duman tüten ayakkaplarına daldı, — Allaha çok şükür ki çayımız bol... Ah. bu gözlerim çayın yetiştiği yerleri de gördü. Şimdi kızarmış bir mısır için neler fedâ etmezdim. Neyse Ruth açlık ıştırabın: daha pek urun zaman çekme yeceksin, . Bu sözler üzerine kadının teessürü zail olmuştu. Sahibi ve kocasına, dün. ya yüzünde ilk defa gördüğü bu. beyaz adima, kendisine vahsi bir hayvana e- dilen muameleden farklı bir şekilde hi- gidişle iki günden kenara © tap eden'bu yeğâne insana” aşk dolu gözleriş baktı. Kocası, karısiyle yarım yamalak anlaşabildiği bu garip lisanla sözlerine devam etti; — Evet Ruth, biraz daha bekle Ode Şu işlerimi bir yoluna koyayım. O za. man seninle daha güzel bir memlekete gileceğiz, Beyaz adam sandalma bi- neceğiz ve (Tuzlu göle) gideceğiz. On gün, yirmi gün, kırk gün * günleri gü. lünş bir hareketle ve parmakleriyle sayıyordu, » mütemadiyen gideceğiz, Hep tuzlu su üzerinde. Sonra | güzel bir şehre varacağız.. Oratı çok kalaba. irtir., On tane, yirmi tane çam ağacı boyunda büyük binalar ve geçen sene ki gidi sivrisinekler vardır orada ,. İstediklerini “ anlatamıyormuş gibi sustu, Sonra, Malmute Kids yalvârir gözlerie baktz.. Santi “lişani haliyle on tâne, yirmi tane koskocaman çarı ağa. cını güçlükle ucuca gttiriyordu. Mik mute tebessüm ediyordu; fakât Ruth'un gözleri zevk ve hayretle büyüyordu... Kocası devam etti: istediğin * /— Br odanın İçine giriyorsun. Oda hareket ediyor.. Sonra bir yere var“ yorsun., Sen Fort . Yukona' gidiyorsun ben de Artic * Cty'ye.. Aramızda yirmi günlük mesafe var.. Fakat ben telele- nun başına geçiyorum ve sana soruyo. rum: “Alle Ruth, nasılım bâkayım?.,., Sen de bana soruyorsun t “Konuşan be” nim sevgili kocam mı?,, cevap veriyo- rum; “Evet.,, Sen: “Burada kimse iyi ekmek pişiremiyor, iyi soda bulunmu. yor.,, diyorsun. Ben de sana: "Onların durduğu dolabın altındaki çekmeceye bak. Allaha ısmarladık, diyorum, Çek* meceyi aşıycr ve orada bol bol soda bu- Ruth bu peri hikâyesini o kadar bü. yük bir zevk içinde dinliyordu ki iki erkek, gayri ihtiyari kahkahalarla çil meğe başladılar. Köpekler arasında başlıyan bir boğazlaşma, bu tatk hi- kâyeyi yarıda bırakmıştı. Hayvanları 2* yırdıktan sonra Ruth kızakların ipleri. ni germiş ve kafile harekete hazır bu" lunuyordu . Mason şiddetli bir kamçı şaklattı ve elindeki sopa ile hayvanları dürterek | kızağı yola çıkardı. Ruth ikinci kızak. İa onu takip ediyor ve Malmute Kid bu kafilenin dümdarını teşkil coiyordu. Bir vuruşta koca bir öküzü öldürebi- lecek kuvvette iriyarı dev gibi bir a- dam olan Kid savallı köpeklerin Odö- vülmesine tahammül edemiyor ve bir kızak sürücüsünde nadir görülür bir tatklıkla ve yumuşaklıkla hayvanların aksiliklerine tahammül ediyordu. Hat- tâ daha ileri gidiyor ve onlar skin çektikleri zaman âdeta onlarla beraber ağlıyordu, — Haydi, zavallı hayvancıklarım, di- yordu, yürüyün. Küçücük ayaklarmız ağırsa da yürüyün, . Artık aralarında hiç konuşmuyor. lardır, Karlar üzerinde böyle yol almak şok güç ber iştir. Hele (Alaska) daki Yukon nehrinin şimalindeki Northland yolu üzerinde yapıdan bu seyahat hep- isinden beterdir . Her adımda ayakları, dizlere kadar yükselen karlara gömülüyordu, Ayak ları dimdik karın sathına kadar kald r- mak lâzımdır . dörtte bir pusluk bir in- hiraf bir felâket doğurabiler. * Sonra adım İleri doğru yarım metre atılır ve arkadaki ayak gene dimdik olarak yu- karı kaldırılır. Akşama kadar vakit, bu sessiz beyaz- İıkların verdiği korku hisleri izinde geşti. Yolcular bu yorucu seyahatleri" ni tek kelime söylemeden yapıyorlardı. Tabta* insanlara fani olduklarını hatır- atmak VE onları buna ikna edebilmek İçin binbie vasıtaya mallktir. Denezin eonu gelmiyen meldt çerir. Meri, fırtınaların kuduruşu, zelzeleler, uzun gök gürültüleri hepsi, hepsi... Fe kat bunların en fecii ve 'en korkuncu, bu sessiz bepazlıkların tesiridir. Bi- tün hareketler bitmiştir. Sema aydın- lanır ve kızıl bir renk alır. En ufak bir mür'lte mukaddesata yapImış bir haka. ret kadar mücsserdir. O zaman insan“ lar korkaklaşırlar, Kendi sesleri bile onlara korku ve- tir, Bir ölüm diyarının korkunç ge- nişliği içinde bu yegâne hayat kıvılcı. mı kendi cür'etinden titrer ve hayatının bir toprak sulucanının hayatından da” ha fazla bir kiymete olmadığını anlar. Zihnine enva: garip düşünceler gelir ve ve âlemin esrar; cnu tesiri altında bırakır. Ölüm, Allah ve Alem korkusu onu istilâ emiştir. O zaman, insan Allahla başbaşa ve yalnızdır. Gün böylece geçmişti. Nehir büyük ber kavis çiziyordu, Masön kızağını en kısa yoldan" geçiriyordu, Yol meyilliy- di. Ve bayvanlar bu meyili arkaların- nedaki kızaklar; sürükliyerek aşanız. mıyorlardı , Ruth ve Kidin bütün gayretleri bor şa çıkıyordu. Arkadan bütin itiylerine rağmen kızak elerleyemiyor ve hayvan- ların mütemadiyen ayakları kayıyor- du. Nihayet gayretlerini birleştirmişler. di; Açlıktan bitan bir halde olen >»- vali hayvanlar kalan son kuvvetlerini ds sarfederek kızağı güç beli meylin Üstüne ka'lar çekebilmişlerdi. Yatat, aksilik olacak, basta giden köpek biraz sağa kıvrıldı ve bütün sr rayı da sağa çekti. Bu suretle ipler Ma- sonun patenlerine takıldı. Netce çok fena oldu. Mason müvazenesini kaybet. ti, köpaklerden biri devrildi ve kızak et* tafnı da beraber sürükliyerek meylin altma kadar yuvarlandı . Köpeklerin ve bilhassa düşen köpe. iyarında HUD , Yazan: ğin sırtınca kirbaç şiddetle şakladı. — Dur, Mason! Malmute Kid yalvaran ber sesle ko- nuşuyordu: — Zavallı hayvan ayakları üzerinde güç duruyor. Bekle de iplerini düzel. telim.. Mason arkadaşı sözünü bitirinciye ka. dar durmuştu. Fakat cümle nihayete 6 rer ermez kamçı havada tekrar şakla- dı ve mücrim hayvanın sırtına korkunç bir şiddetle indi. Bu darbeyi yiyen Cirmen karların üzerine yuvarlandı .. Doğruldu ve tekrar yuvatlandı. ” Bu feci bir an olmuştu... Bir köpek öL mek üzereydi. İki arkadaş da hiddetliy” diler, Ruthun bakışları korku İle birin: den öbürüne kayıyordu. Fakat gözlerinde büyük bir: hiddet u halde Malmute Kid kendine » olmuştu, Hayvanın üzerine doğ- ru eğildi. Onu bağlayan ipleri kesti, Hiç kimse konuşmuyordü. Köpekle. ri kızaklara bağlayan ipler takviye edil di. Müşkülât defedilmiş ve kızaklar tek» rar hareket etmişti. Ölüm halinde olan hayvan da kafileni;. en sonunda bece- rebildiği kadar yürümeğe uğraşıyordu. Hiddetinden mahcup olan Mason bunu tamir etmeğe veya özür dilemeği kendisine yediremiyordu. Kafilenin başıma geçtiği zaman etraflarında do. lâşan büyük tehlikenin farkında değil di. Ortasında büyük bir müşkülâtla kendilerine bir yol açtıkları bu alçak ve kapal: arazinin etraimda büyük e- ğaşlar vardı, Yolun elli adım kadar öte. sinde muazam bir çam ağacı yükseli" yordu, Bu ağaç belki asırlardanberi 0- , fada idi, Fakat mukadderat bu ağacı bir gaye İçin senelerce orada muhafa. za etmişti. Bu gaye, belki de Masonun akibetini tayin ediyordu. Mason gevşeyen bir ipi sıkıştırmak için eğilmişti. Kızaklar bir an için dur- dular ve güçlükle ses çıkarmadan kar. ların Üzerine uzandılar. Sessizlik insa” na haşyet veriyordu, Soğuktan buz tut- muş olan ormanda en ufak bir rüzgâr bile yoktu. Birden havada garip bir kıpırdanış duydular. Bu sanki büyük sessizliğin için3e bir hareketin habercisi idi, Sonra Uzun senelerin ve Üzerinde biriken ka. fin tesiriyle ağırlaşan koskoca oçam, hayat dramındaki rolünü oynadı. Mason bu korkunç çat'rdıyı duymuş ve bulunduğu yerde doğrulmak İste mişti.. Fakat geç kalmıştı. Omurlarma İnen müthiş darbeyi aşağı yukarı doğ- rulmüuş olduğu halde hissetti, Malmute Kid hayatında şimdiye ka. dar kaç defa tehlikeler, beklenilmedik ölümler karşısında kalmıştı. Büyük ça" mın küçük ve sivri dalları daha sademe- nin şiddetiyle sallanırken © doğrul muş ve iş başına geçmişti.. Genç yerli kadında bayılmamış ve bir çok beyaz ırztan hemcinslerinin yaptığı gibi ba” ğırmağa başlamıştı. K'din &mri üzerine çamın bir manivelâ gibi yükselen ucu üzerine bütün küvvetiyle abanarak ko- Güaşinm Üzerindeki tazyiki azaltmağa uğraşıyordu. Mason inliysr ve Kid elinde büyük bir balta ile çamı parçâlamağa uğrağı. yordu. Nihayet, biraz evvel bir insan olan bu zavallı külçeyi karların, üzerine ya” terabilmişti, Fakat arkadaşının müthiş ıstırabından daha feci bir şey vardr. Buda zavall: yerli kadının yüzünde- ki sakin öndişs ve içinde ayni zamanda hem korku, hem de iimit mânası bu. İunan sual dolu bakışlari 1di, Ancak bir Ili cümle konuştular. Bu şimal ikliminin sakinleri sözlerin fay- dasızlığını ve iş görmenin kıymetini pek çabuk öğrenirler, Sıfırın altında yirmi beş derece soğukta bir insan öl meden uzun zaman kar Üzerinde yata- maz. Bunun için kızakta bulunan örtü. ler çözülmüş ve yaralı kürklere sarı)- mıştı, Yaralıyı, devrilen ağacın odunlariyle tutuşturulmuş bir ateşin karşısında a i CekLondon * Suat vervi$,i v........ eee " rüyor ve kendilerini bekliyen EİRİNCİKANUN — 1898 DE DD . Çeviren: ii cele yapılan bir yatağın üzerine YA dılar. Arkas.na ve mümkün kan hararetin yaralı üz sini temine uğraştılar. Çok ölüm görmüş insanlar, geldiği zamanı pek iyi anlarla; nun yarası çok ağırdı. Sağ ksl4 bacağı kırılmış ve böbrekleri mişti. Vücudunun aşağı kasmı İSİ ramışa benziyordu. Dabili # de ezilmiş olduğu muhakkak ie Arada sırada dudaklarında ge İnilti onun henüz sağ olduğunu zi ren yegâne alimetti, m Artk yapılacak hiç bir şey. ya cek hiç bir ümit kalmamıştı. gece yavaş yavaş bastırıyordu" orada, ırkının kahramanca içinde bekliyordu. Kidin tunçlanşmış yüzünde ni kıvrımlar peyda oluyordu. onlardan daha az rstırap çeki Tresse dağlarının eteklerisd8 çocukluğunu hayalinde tekref ve hezeyân içinde uzun 48: görmediği vatanının hatıraları Çe dandığını duymak etrafındaki müteessir ediyordu. Sabaha'doğru yaralı kendine & ti. Kid, yavaş sesle murıldandığı* duyabilmek için üzerine doğrü mecburiyetinde kalmıştı. Bü:ün söyledikleri hep ora)” ve sıcak vatanına aitti. N Üstüne çevrilmiş olan ateşi" &£ tetine rağmen, bu müthiş gide dâmarlarına sokulan öl ğukluğu da karıştığı için kadar üşüyordu. Fid ona dehşetle, elinden bir gelmemenin aczi içinde, âdetâ bir ıztırapla bakıyordu. Ruth sessizdi. Diz çökmüş yordu, Elleri dizleri üstünde ruyordu. Köpekler faciayı hissetmişle” mişlerdi, Pakat böyle sinsi, si” ruşlarında kötü bir maksadı vardı. Ölecek olanları parçalayıp d07. ları dakikayı bekliyordu. AŞK lerinde vahşi ışıltılar yakıyord” Kij, bu gözlerde tutuşan işti k x UK Ri kab mücadele anma hazırlanıyordu. Kid'in tahmini yanlış ilim, beyazlıkların sessizliği bir çtırdı. yapmadan nun dudaklarında nostaljik hat sonuncu yağını dondurarak © mişti, Köpekler bu sessiz gelip 8” $ sanlarla ayni samanda anlami Jaklarını dikip yerlerinden do. lar, dişlerini gösteren garip ş melerle, hırıltılarla cesede doğ” laşmışlardı. : Biraz evvel can çekiş'r gibi Carmen bile vücudunu sürüklye liye yerde yatana doğru yakla?” Ruth'un gözleri birinci defâ cinnete varan bir korku is tu. Kid'e kendi Tisaniyle teh Jatmak istiyor? — Oh, hayır!, Hayıri,, Bu bu olmasın, Diyordu. Kid yerinden kalkmıştı. Elin€ nı almıştı . esi Fakat, hayır. köpekler İf kırbaç darbelerine rağmen e yorlar. Yüzlerinden sızan, geri dan fışkıran kanlara rağınc9 ki mel İstemiyorlardr. gi p Hayvanlar artık birer mlâeğ” bir şey değildiler! PU Böyle bir manzaraya € VE mek mümkün değildi. : Ne yapmak lizımdı! Mfas0f*,, Tın İştahasına terketmek mi Te arı öldürerek kendilerini de”, 5 bir ölüme mahküm etmek mit z Şimdi Ruther de eline Bİ 5 DE Devam 15”