15 BİRİNCİKANUN — 1938 kime dair Sokak isimleri Dün yide Tan'da, karilerin süallerine verilen cevabları okuyordum. Artık onla dan bahsedecek değilim; elilemin müşkü- ünü düşünecek, yanlışını düzeltecek ben mi kaldım”... Bundan sonra o sütuna bel- Ki bir göz bile gezdirmem. Fakat dün.o- kuduni ve sunilerden biri bana sokak, cadde İsimleri meselesini düşündürdü. “Amerika'nın bazı şehirlerinde sokakla- rın nât yok, ak numaraları (varmış, Nümarayı hiç sev çin o âdet de pek hoşuma gitmiyor. Boğaziçi'nde otu: öğrenmeyip rine bile.ö- tedenberi kızsrir e İekometiflere dahi birer ad t daha iyi olur. İa* san ancak ad taktığı geylere bir şahsiyet izafe eder, yahut o ad sayesinde onun şahsiyetini, hususiyetini anlamığa çalı- gır. Her vaparun, her lokomotifin de ken- dini bütün bönzerlerin hatt& tezgâh arkadşlarından vasıfları vardır, Sokakların hu tinden o bahsetmöğe Yüzüm bile yok; hiçbir sokak öteki soku- şekli, büyüklüğü de- de kendine malhsus- 5 inet cadde, 239 uncu sokak sözlerin bir manası yoklur; halbuki meselâ Fesliyen sokağı, Pöriler caddesi gibi ndlar insana derhal munis gelir ve hayalimizin £ *adlı işleme- Sine sebeb olu Bizde de ne güzel sokak Isimleri var dir. Beyoğlu tarafmı sevmediğimi söyle- dim, fakat nerede olduğunu bile pek iyi bilmemekle beraber #erviler'de otur- mağı isterdim, Karga Zarif, Kadı Yoran, Hatün, Tavşan Taşı, ne hoş İsim- daha yüzlercesini öğ- renmek için bir gün İstanbul'da avarö ava» re gezmeniz kâfidir. tür. Bu Bizde her apartmana bir ad takılması bazi kimsölerin canımı sikar; ben o fikirde değilim. O âdet hoşuma gidiyor. Yalnız; şehrimizie büyük bina yaptıranların ha yalleri pek dar; güzel ağlar bulamıyor Jar: “Saadet yuvası”, “Aileler k z “Sirin, spartupan” gibi soğuk soğuk şey- Jer buluyor. Büyük söylemiyeyim ama, zannederim öyle yuvalarda, kafeslerde oturmağa pek razı olan . Ben kuş d ğilim; tasan oğlunun da yuvası, Kafesi, ni olmaz, evi #yse! a ayrı mesele... Tam'ın kari hil Muhtar Bey” cad. desinde oturuyormuş. Bu şehid Muhtar Beyin kim olduğunu soruyor. İşte beni bu sual düşündürdü. Sokaklara, caddele- râ insan adlari verilmesine taraftar olni- yanlar vardır; fakat ne yapalım ki bu, dünyanın her tarafında âdet olmuştur ve 'biz istesek de, istemesek de o delen De eşniyei ir. O halde bunu daha makul bir bale getirmek lizımıdır. Bir sokağa veya bir caddeye niçin bir adamın adı veriliyor? © adamın Katirasi- ni yaşatmak, kendisine herhangi bir işin- den cemiyetin mihnettear olduğunu gi termek için değil . İyi ama işte bi le bazan o adi taşıyan Sokakta oturan. ların bile o adm sahibinin kim olduğunu bilmemesi kabildir. O halde sokak hatı. râyı yaşstmağa pek yaramıyor, Belediye bir Sokağa falan kimsenin adını takmca © sökekta herhangi bir evin Üzerine asti- ratağı bir levha veya hakkettireceği bir. kağ satırla o adamın kim olduğunu da anlatailir. Zannederim bunu bazı mem- Jeketlerdö yapıyorlarmış. Bu suretle şeh. rin sokakları, caddeleri bir kitab halini alır diye itiraz etmek kabildir ve bu iti- raz-haklı olur. Fakat belediye de her #okak başında uzun bir yazı bulunması. nm çirkinliğini gözününe alacağı için 20- kaklara insan adları tskmak hususunda pek ileri gitmez; ancak gerçekten büyük, hatıralarda yaşaması gerçekten münasib olacak kimselerin adma birer sokak ya» par, Bir sokağın Üzerinden bir adamm adı- nm kaldırılıp başka birininkinin konduğu da çok görülmüş şeylerdendir. Bunun ne- kadar acı olduğunu hiç düşündünüz mü? Bir adama hürmet edilmiş, adı bir soka- ğa verilmek münasib görülmüş; sonra a- radan yıllar geçmiş, adetâ: “Sen de kim oluyorsun? Falan büyük zat dururken bu sokağı sana bırakamayız; haydi pılımı pır» tr topla?,, der gibi bir şey oluyor. Ev. lerden birinin üzerine kakkedilecek sa- tırlar böyle gaddarca muameleyi de zor- Maştırır.. 7 Nurullah ATAÇ HABER — Akşam postası Milli Mi Mü idafaa Vekilinin konferansı: Tasarruf hesaplarımız S50O milyonu bulmalıdır ' Kâzım Ozalp vatandaşları yeni bir hamleye davet etti Tramvay Şirketindeki Türk memurlarının hakları korunmalıdır Salış mukavelesi yapılırkeo, şirketin me- murlarını mağdur iyete uğratmasına müsaade olunmıyacağını tabii görüyoruz Mukavelelerine riayet ve halkin menfaatlerini bir tarafa bırakarak işi daima nalıncı kes gibi kendine yontmayı âdet edinmiş olan ecnebi yir- ketlerin elebaşısı tramvay şirketi d€, ni- hayet-bu günlerde, devlet tarafından sa- tnalınacak. Amms menfaatlerinin o korunması için büyük bir faaliyet gösteren kıymetli nafia vekilimiz Ali Çetinkaya bu işle bizzat meşgul olmaktadır. Son günlerde başlıyan müzakereler (1). bakik& İnkılan uğramıştır ama, devletin ergeç bu şirketi satmalacağı şüphesizdir. Tramvay şirketinin devlete intikali sr- rasında, bu şirkette çalışan 1800 Türk memur ve İşçisinin haklarını da yakinen düşünmek en mühim noktalardan biridir. İçlerinde yüzde ellisinden fazlası hayat- arının çalışmağa en Müsait zamanları m, bütün gençliklerini bu şirketin yoru- cu bizmetlerinde hebâ etmiş İnsarlardan teşekkill etmiş olan bu kalâbalık vatan- daş grupumu, şirketin, bugüne kadar yap- tığı gibi, satış sırasında da son bir mağ- duriyete uğratmasina müsaade edilmeme Hidir. Gimemeyi, Tramvay şirketinin tuttuğu ve bilhassa Son zamanlarda azıttığı yol bellidir. Türk memurlarinı ezebildiği kadar 0z- inek ve ecnehi memurları fevkalâde hima* yelere mazhar kılmaktır. Meselâ bir ecnebi memurun doğum ve. ya ölümü oldu mu, şirketin keseleri bin- İeree lira çikmak üzere derhal açilmak- tadır, Halbuki hir Türk memura ayni hal karşısında biraz para vermek için düşünülür. Sön zamanlarda tekalit olan ecnebile. re beşer, altışar bin lira ikramiye veril- miştir, Hattâ Papadopulos isminde bir kon trol şirketten syrılırken 3200 liraya ya- kim para almıştır. Halbuki, girket synl vaziyetteki bir Türk memurunu bir iki mssş ikramiye ile savmakla tereddüd et- memektedir. Artık bu kapitüldeyon artığı zihniyete tek Türk vatandöğmm bile tahammilü kalmamıştır. Bugünkü tramvay şirketinin ağabeysi, sabık elektrik şirketi, satınalınma sıra - sında büyük bir oyun oynamış ve Türk memurlarının haklarını ufacık ikramiye « Jerle savuşturmanın yolunu bulmuştu. O zaman olan oldu. Fakat bu sefer ayni va» ziyetin Lekerrürüne katiyyen müsaade eüilinemelidir. Unutmamak Tâzımdır kt, tramvaycılık en yıpratiet, en yorucu mesleklerden biridir. Burada yirmi beş, yirmi, hatti on beş se- m6 çalışmış bir adamın, artık başka bir İş tutup hayatını kazanmasına imkân yok- tur. Böyle bir emektar, bir iki maaş İkra- miye verilip ortada bırakılması kadar der bir şey olamaz. Bilhassa bu noktadan, satış müzakereleri esnasında hükümetim!- zİn tramvay şirketi memurlariyle, elek« İrik şirketi memurları arasındaki bu ge miş farkı dikkatle mayarı itibara alacağı- na şüphe etmiyoruz. Filhakika şirket hükümete göçlikter. sonra, bu emektar memulârın hepsi de daha bir müddet vazifelerine devam e- deceklerdir. Fakat artık içlerinde çoğu yaşlanmış ve yakında tekalld olacak vazi- yete gelmişlerdir. Bunların tekaüdlük va- siyetlerinin teminine şirket kat'i surelte mecbur edilmelidir. Diğer taraftan tramvey şirkeli memür- larının bir ihtiyat ye muavenet sandığı da vardır ki, 500 bin lirası bulunan bu sendiğin vaziyeti ne olacaktır? Tünel şirketi memurları için de vaziye«s tin ayni olduğunu buraya ilâve etmek is- teriz. Hükümetimizin ve kiymetli nafia vekiil- miz Ai Çetinkayanın satış mukavelesi has zırlanırken, binden fazla Türk ini ge- sindiren bu bin küsur Türk vatandaşının haklarını en iyi bir ekilde koruyacağma, ve şirketin Türk memurlarını yeni ve Son bir mağduriyete uğratarak hareketlerine katiyyen müsaade etmiyeceğine eminiz. HN EA ROM ANAEEEMDAZ mmm NB GENE AORS Yeni köprünün kazıkları ALİÇ üzerindeki yeni'ya- Ankara, 14 (A.A) — Dokuzuncu malları ve arttırma haftası mün: Mili Müdafaa vekili ve Ulusal ekon ve arttirma kurumu başkanı general K3- zum Özülp bu akşam radyoda şu o konfe- TaDSI vermi yurttaşlar Her y t bütün memlekette bir ekonomi halinde o kutlulanan “Tasi malı haftasının bugün dokuzuncu: idrâk etmiş bulunuyoruz. Bu yılki haftamız, milli kurtuluş hare” ketimizin kahraman önderi o Atatürkün ölüm yılma tesadüf ediyor. Onun yok> luğundan doğan unutulmaz acıyı, bırak“ tiği eserin. büy yükseltmek, gı ı lete düşen vağifenin kudsiyeti ve heyeca* nı ile âvunuyoruz. Büyük milletimizin müşterek itadesile seçilen yeni cumhurreisimiz İsmet İnönü“ nün yüksek şahsiyeti vamlılığını, ideallerim bayramı en emin bir garantidir. Biliyorsunuz ki, yurttaşlarım, başkanı bulunduğum Ulusal ekonomi ve artırma kurumu, 1929 senesi ında o zaman başvekilimiz olan fs İnönünün Büyük Millet Meclisinde irat buyurdukları ta hi nutuk günü kurulmuştur. Demek ki, yeni -cumhurreisimiz, memleketimiz ve iz için çok hayırlı ve faydalı olan erin ve kurumların olduğu gi- mizin de kurucusudur. Kendir lerini yüksek huzurunuzda, sonsuz saygı! ve bağlılık hislerimle selâmlarım. Yurttaşlarım, . Her yıl, tasarruf ve yı kutlarken geçen seneye büyük bir inşirah, gelecek seneye de büyük bir ümitle baka: nz, Bu artık, teamül haline girmiştir. Bir milletin devamlı bir surette ilerleme sine ve yükselmesine bundan daha kuv- vetli bir delil gösterilebilir mi? Muhakkaktır ki Türk milleti ve Türki- ye, dinamik ve müsbet bir gelişme ve ser- pile seyri içindedir. Adımlarımız her se- ne biraz daha sıklaşıyor. Her sene arka- mızda birçok gerçekleştirilmiş o hedefler bırakıyor ve önümüzde duran birçok ye ni hedeflere doğru ilerliyoruz. Geçen senenin zaler (omerhalelerinden başlıcalarına bir göz atalım. Fevkalâde bütçe ile 300 milyonu aşan devlet bütçesi, Türkiyenin en yüksek devlet bütçesi, Ve bu, birçok vergilerin ve “resimlerin indirilmiş olmasına rağmen, yalnız bu hi- dise, bir rejimin muvaffakiyetini isbat i- çin kâfi gelebilecek kadar kuvvetli bir â- bidedir. i Bir devlet bütçesinin yükselmesi demek, gelir kaynaklarının kuvvetlenmesi ve artması, millt gelirin çoğalması, iç hacmi- nin büyümesi demektir, Demek, maliyemizin kuvvetine, dürüst Yüğüne ve ilibarına ve Türkiye iktisadi- yalının istikbaline olan emniyet sayesin- dedir ki her nevi işlerimiziri inkişafı için ecnebi kretdileri temin olunmuştur. sayım Şol mütehassısı Prosta bir rurüu mahşer imar plânı yaptırıp böylece büraları istimlâk edivermekti, H pılan ikinci köprü inşaatı sırasında yeni bir mesele çıklı” ımı bugünkü © Haberde elbette okumuşsunuzdur. İlk keyfe nazaran hazırlanan köprü kazıkları, evdeki hesabın çarşıya uymamasından » dol kısa gelmiş ve 50 rnetre derinli Be göre uzalılması Miran hasıl olmuş, köpr grup, beledi rek hem inşaat için altı ay daha mühlet almış ve bem de bu kes izıkları uzatmak için 300 bin W- tabsisat koparmış. F: gi nnu kanklara İkişer metre ili vesile başarmış. 4 Hhdise ba, Bu bizim ihtisasımızın hari” cinde bir iş, ama, doğrusu 50 metre uzunluğunda 400 bin liradan da sşağı olamar bir, Köprü de altı aydan aşağı milddetle kazıklanâmaz iki! | Ayaspaşa mezarlık- larının sahibi kim ? A eri mezarlığının bu lunduğu yerin ciheti ai iyeti yüzünden belediye ile ev- kaf arasında bir ihtilâf çıkmış, hakem işe girmiş, iki daire ara- larında uzlaşonıy, fakat, bu ara Uk Şinasi adında biri çıkarak mülevellilik iddiasile işleri al Üst etmiş, Yani malın hakiki sahibi kim- dir belli olmamıştır. İşin şakası şu: Fani dünyada bir yur! sahi- bi olmıyanların tahtelarz kavuş- tukları birkaç metre Tmurabbs toprağı, senindir, benimdir diye paylaşmak doğrusu yar ve ağ- yere karşı doğru değildi. Bizce bunun en (O Gürüst hal şekli: Urun müddetlenberi sahipsiz bu arazinin şagili ve mutasarrı fı olan tehtelarz maliklere asri mezarlık vasdedip o yodern bir ahiret istikbali Me, gürültüsüzce ellerinden bu toprağıTalırermek Bir vapur kayboldu AZAR günü o Norveçde kâin Kristiansanda git* mek üzere Hırtahalaladan kalkan Jylland adındaki De nimarka vapurunun dört yol- Cu ve 21 müretebatile kaybol- duğu haber verilmektedir. Kayıp vapuru bulup Dani” marka hükümetine getiren memnun edilecektir! Milli Müdafaa Vekili Ve Ulusal Ekonomi © Arttırma Kurumu Başkanı General Kâzm Özsip Dış ticaretimizde de ayni müsbet inki- şafı görüyoruz. “Malmizt ala; malımı alacağız,, Şi“ larak hem ihracatımız, hem mız seneden Seneye artmaktadır. Zirai istihsalimiz, gerek arlan ilraca" trmızın, gerek dahildeki ham madde ihti” yaclarımızın taleplerini karşıliyacak kabi” Hyette giriyor. 4 Endüstrileşme hareketimizin ilk mer” hâlesini, beş yıllık sanayi programına da- hil bütün fabrikaların bir çoğunu işlet” meğe açmış olmak; geri kalan küçük'bir kısmını da inşa halinde bulundurmak #8 retile ikmal etmiş bulunuyoruz. İkinci dört senelik sanayi programi" ikatına geçilmiştir. Maden istihsalimiz büyük bir ar gösteriyor, Demiryollarımız, her sene süratle rem” leket içerlerine doğru ilerliyor, Erzica" na vardık. Erzurumun kapısı önündeyiz. Deniz ticaret filomuz yepyeni gemiler” le hem evsaf, hem miktar (bakımından seneden seneye ilerliyor. Kısaca, iktisadi hayatımızın hangi sa hasına bakarsak, hepsinde ayni hareketli” liği ayni canlılığı, ayni bereketliliği görü” yoruz. İş hacmi ve istihlâk kabiliyeti” genişliyor İktisadi hayatımızdaki bu gelişme tabi» atile iş hacmini genişletiyor. İş hacminin genişlemesi ise milletin istihlâk kabiliye- tini arttırıyor. Bu itibarla yerli malı da vası, artık sadece bir istihlâk davası ol maktan çıkmış bir istihsal davası halini almıştır. Meselâ şeker endüstrimize ba“ karsak, dört şeker fabrikamızın ancak ihtiyacımızın yarısını karşılıyabileceğini Şeker istihlâki o kadar artmış inci dört senelik sanayi plânında dört şeker fabrikası daha kurmak düşü" nülmüştür, Bu sene hariçten en aşağı 50 binton şeker ithal etmek mecburiyetinde kalma- mız, iç piyasamızın bu mesut inkişafını isbat eden çok kuvvetli bir misaldir. Ars tan talebi karşılıyabilmek ? Ja şeker istihsal edeceğiz. Ayni şeyi pek yakın bir istikbalde par 1 ndüstrimiz için de söyliyebilece- Gölülüyor ki iç piyasamız çok genişle- meğe müsaittir. Milletin alım kabiliyeti arttığı nisbette istihsal sahaları da geniş liyecektir. Böylelikle daimi bir inkişaf har linde bulunan bir iktisadi hayata namzet olmak bahtiyarlığındayız. Onun içindir ki, istikbalimize büyük ümitlerle bakıyo” ruz. İstihsal mahsinde fena kaliteli mal- lara karsı devletçe ve milletçe mücadele hususundaki azmimizi bildirmek islerim. Meselâ çorap endüstrimizin bazı cinsle” rinden bilhassa kadm çoraplarmdan şikâ- yetler artmaktadır. Bu şikâyetlerin en kı- “ (Devamı 5 incide)