t 1438 1 tpumunns JA aptUjğ) “Eun 1G EŞ “ap ağaıyıtı Epe O “WUEY opuny a İV “tpap 'UmoK 1ofs95 deler 94 #nXlog ike 'mUpŞ “JUMLARL AYALEYI alg ağ zuağiydzi ng YE YAS YENE YEGEN “uaruraiş NUNynd pİ züsn> «EDİN ap GLAYNG 1g MENS “urpex İLİ guyazp unung “Jzmumsıoktuyıa Hunzyi İr ui “urüey apUNYLŞ uy — “MUNRSOKPp9 Yipsyepr — “jankıppag Tur apn uapuag EDyiESges sg yn4ng O “mpnlnyo angıau EİEUÇEN EptULk unu “Epema VEYEŞ “ığap yırzıslayasey £33 up İn? tU0 — ZpağeG EHLAEI 1G DE EŞ UafpaKoyZIZ TULUS YEUV pasa op İIpP3 5pİ v03 tuo Uruuüunp ziyoyuzy usulğu yungg 10Lip9 epaj Nü ti vooM Na$ga N3L1X09 128 GÖKTEN DÜŞEN KOCA" pe yükselimiyen bir aşk, içinde ölüm tohumları betler. Bu ham bir aşktır. Tatlı sesinde ilk defa olarak bir nevi heyecan titredi. Selma, altüst olmuş. ,şarsılmış ve belki de ikna edilmiş bir halde onu din- Jiyordu.. Birdenbire, inler gibi bağırdı: — Fakat onun çıkıp gitmesine... benden uzaklaşmasına râzı olursam kendi ölüm mahkümiyetimi imzalamış olmaz mıyım? O bir daha imkânı yok geriye dönmez!.. Bayan Ferhunde kollarını açtı: — O zaman, demek ki, o, size müstahak değildir. Bunu göz önünde bulundurarak tehlikeyi göze almalısınız. o Şüphe, tered- cak bir ıstırab tercih edilmelidir. Istırab çekin, fakat içinizde doğ- muş olan temiz hissi asla kirletmeyin. Asıl ehemmiyetli olan Selma düşünceli bir tavırla mırıldandı: -- Demek aşkın, sevilen insandan ayrılabilmesi de kabildir, öyle mi? Bayan Ferhunde başını sallıyarak; — Bazan... Diye cevap verdi ve tatlı tebessümile gülümsiyerek ilâve etti; — Fakat ekseriya, bü: bir aşk, şaşaalı Jaştığı her şeyi... hatti üşte en donuk kalbi-bile ısıtır... Selma, büyük bir sessizlik içinde, Sermedin döneceği yola bakıyordu... Xx O gün Sermet, dağ gezinlisinden dönüp karısının, Hişanlı ol- dukları zamanki canlılığını tekrar bulduğunu görünce hayret etti ve onun esmer eline mutat buseyi kondururken sordu! (Devamı 13 Birinciteşrin Perşeme günü) Unlu 'azIS KO YnUOŞ “DE umu0ku0i «rsi Zeo Snurungg öğlayoret 1 24) WWMŞ TURA yanuapydus — (gil Efuewez oy 'U YAPUŞYULUMZ 4 aÂLAİ YyEk 503 Sy ru çi n 1adalYS rullspeym dig UEf o Supğ etegi Yunğ * Yaa UNİ ir URpung Yeti “npuokyunsup nunğ .1pI0 Situaakpe Ka zıgöyy ausıpuay zısnsn NG “UpALŞ “ApJOĞTpaSUEP ENapE OPUNUY Hap29E “apar VET “Ey NpIOALNADİ MULEpEİEİ eze MENUDSLU ULpEK SU) YOO Nİ$SNA NALA99 ME GÖKTEN DÜŞEN KOCA “5 — Siz mükemmel bir pilotsunuz,. Buna rağmen âz kalsın kendinizi öldürüyordunuz... Ve Sermedin sustuğunu görünce gülümsiycrek ilâve etti: — Hakiki bir mucize. Sermet, düşünceli bir tavırla: — Evet. dedi.. ve mucize tekrar vuku buldu.. Selma, kazanın sebeblerini düşündüğü için, az kalsın: “hem tehlikeli cümleyi güçlükle zaptetti; ilk ümitsizlik anlarında nelere kadır olduğunu onun bilmemesi daha iyiydi!.. Esasen mademki şimdi o — muvakkaten de olsa — yatağı başındaydı, onu kaybetmek tehlikesi bertaraf edilmiş demekti, Selma onun hakiki bir şefkat ve âdeta memnuniyetle yanın da bulunduğunu gördükçe, âdeta yeniden hayata kavuşuyor gi biydi. Ona yalvararak şöyle demek istiyordu: “Onu unulmağa ça yi O seni alçakça ve adi bir harekete sürük le onu takip ederek, bütün şeret ve ecektin!.. Halbuki ikimiz... göreceksin... Fakat genç kadın, belki de kendisine — ferahlık verecek olan bu sözleri güçlükle zaptediyordu. Sadece onun, cevabını derhal vermemiş olduğu suali tekrar ladı; — Fakat bu döktor size ne dedi, kuzum?.. — İyileşmeniz için sessiz, sakin bir yere... dağ havasına ih- tiyacınız olduğunu söyledi. Selma, derhal şüphelenerek, isyan etti: — Yoksa beni bir sanatoryoma mi göndermeğe karar verdi- niz? Sermet, sakin bir tavırla ocvap verdi: Slm Forma: S KMS , ç N ANA geo uğeuLYOZ VGYEX 11 URUİEN Uakipeunnuz YOPUNS yang Turpuy Sui demo ng “NURİ “Uy YEN — imi dek EMAN 4) defe ZE YUUŞ ouMaZri UNUN “unuz Ay — 24 uae) Serdim aa Mes aPINSIŞ a4 70s vutg ep e UEUEZ MN b AN #n$ap 01ç8 ereyeg aamA Ak) 1) Ueön uvyyezn und ig np OĞUR Mü gei HAN 1G OUZSAYALEY AŞ PLC İUE “Eipyed vulğasaıulasajıpana unakızrA ng 'o uri vung “dapa dei Uyyeursuynz0ğ *p4 ApİRA Uejur unyns izeğ gr eğewinuoy YENGE) Yapar YEP “yadapa pemi Se (yaş Mazmray nunyny yazalıpigs ruğıpapı yayı vu Eg “aodruremp apulmi yay “IpELEEN YIĞUEE? SV, “npzo4nuğp #uğNİ runs uzwez O “IDYEA TTEY 1g 1GI$ Snunodnsı yeurunmg EYLEĞE atel ““yatafk9s 304495 114 &UO DuEŞ “nplokıZzas YUNYENU 314 iğipeurKejuz ORİ 3g TUNAY UpJEEZEU NG A 161 MUĞİPIYID OUSYpUAŞ urulepieİeu UnUO 'urpesj 598 EZA 5) aplofgunla” Roz Jepex o umssagay ng Yeyey “npzodno? epururk euryep opey Ng nanknf gey RYUrLUi “ILGeS “yıpes UEUTEZ TY IpSULIŞ #miyok nppeyağdaana Yay UEpUTSESOY UrULuaŞ EMEA “SU Oİ (4 Uapaduueğ *nöruu? Urut) Op Sry FUpUY Su93 dk VW9ON Na$ga NIJLMYI 116 GÖKTEN DÜŞEN KOCA Genç kadın şükran dolu nazarlarını ona doğru kaldırırken Sermed de hemen — nedense? — ilâve Se — Burada mesut olacak mısınız? Selmanın sevinci birdenbire zail ölmiştu: Mesut olmak! Kalbini kemiren bu istırabla mesut olmasına imkân var mıydı? w bayan Ferhunde dikişile meşguldü. Uzun bir süküttan son- ra, emin bir tavırla şöyle dedi: — Pek yakında onunla beraber çıkıp gezebileceksiniz... Çüm kü sıhhatiniz hergün biraz daha iyileşiyor... Gülümsiyerek, gözlerini düşünceli bir Otavırladağ yoluna dikmiş olan genç kadına baktı ve ilâve etti: — Benim koluma yaslanmağa bile lüzum görmeden, bahçe de dolaştığınızı duyunca ne dedi? . Selma kısaca cevap verdi: — Bunu bilmiyor. — Nasil? Bu güzel müjdeyi ona vermediniz mir — Henüz vermedim... — Anlaşıldı!.. Ona bir sürpriz hazırlamak istiyorsunuz! — Evet... Doğru, bir sürpriz hazırlamak istiyorum!... Bayan Ferhunde halifçe gülümsedi. £ — Ve bir sabah merdivenlerden mağa koşacaksınız... Onun sevinç çığlıkları bi oluyorum!,. Selma acı acı; “Ew iye düşündü, belki sevinç çığlıkları koparacak fakat bu sevinç. önünde hapishane kapılarının açılr gını gören bir mahkümun sevinci olacaktır.,, Genç kadın birdenbire, soğuktan donar gibi oldu. Halbuki bu saatte, etrafında, bütün dağ, güneşin bol ışığı içine garkedilmişti.. O dağ ki, doktor Muradın nikbin tahminle” rini kat kat aşarak, ona üç ay içinde &deta sıhhatini iade etmiş” ti, Doğrusu, hemen hemen Sermetle başbası o geçen bu üç Y, , onu karşılar iden duyar gi“ WE Ktrsamekki sese oplumum yare — . <apyos en 1 eğ adi azo UNUO Epiepezei UNAp TPE OPUNY e izmuşsyae dupe potu zrurğnyegpay 24 yapepas uzlg, em aepey O UOpZIR 25 “uruay opema UV — “1930 ruiseg Ye. 2 dzıgtapıla GIpEy Sual y4 pasa #opeji 30JESE 40 5 34 nörurep ELENİ YES TUSAAZ ULZEpAŞ “na aimznu 3g 70uE0p1pA HASE) “1491208 UTuopunyaj vede “YEN FUT 101203 Uno YURŞ “iplığap yeyesnuz otnus göz Umuuz Jlgdy “S2 ıg Snuimğok Eypugpoy AA mi m3 ye A0 Böle HatrEur 1218 pap *UNzDy “mfepp — sas 179 Iğıpann uruu>afay 1g we Jepey yadakırıyızas İyey op *opunyayg urieg “zeuremay miş 404 ri 48 UEpAEsEAp yi TUZYEN 110 ap LEY SİPAN *UETUEZ 1G yese geye amrgejo 1ZA08 İN ABAK A zg) "öiMEEEİ 7 ina Lyyeyae YETLAI SOYLOPT ““zrunSruroj 4 £95 zmpua) ye22 UNİ Tıg EUUG IZIUNĞSON zu xyye 210pp Oyı vkunp “zu punjo ezıiira ( zruyek oyyögy ma Hoguaplapuas unz) “GL — SIpEUTEp? TUTPUN UIP EEjepyui TurStipp! URMğe: eng JEzIy öpen “eur eo dnoyesi z211g Goyaunsny 24 PPPIŞ izmunsodıpauuez Nu ai) — NOUMA NASga NALAGO ö. İ GÖKTEN DÜŞEN KOCA a Buyan Fertrunde tasdik uukamında başını eğdi. Selma he yecanla: — Onu kim tanımaz? dedi. Zavallı! Genç yaşında... yirmi yedi yaşı vardı... — Yirmi altı... — Şehit olmadan evvel bilmem kaç düşman Hayy şürdü... Düşmanları bile ona hayran kaldılar... O zaman ben ço" cuktum... Fakat herkesin hürmetle andığı bir ismi nasıl unutabi lirim?.. Onun ölümü istihkar ederek, yalnız o başma, düşmanı hava filolarına nasıl hücum ettiğini, İstanbulu kaç defa bomba z dımandan kurtardığını bana Sermet anlatmıştı.. Siz onu tanı muydunuz, Ferhunde hanım A Selmanın gözleri heyecanla parladı. — Bana. onun nasıl öldüğünü anlattılar,. Bu hikâyeyi zaman unutmadım. Bu, güzel bir efsaneden daha müheyyiç, d ha güzel bir şey!.. kovaladığı bir düşman tayyaresi (taraf yaralandığı halde, yere inmeğe muvaffak olmuş... Onu cephede seyyar hastanelerin birisine ve Harp meb cvlen tayyarecilerimizden birini tertürei ettiklerini zannederek tela taarruza geçmişler. Tanınmış düşman tayyarecilerinden birisin hatlarımız üzerinde bulunduğu haber verilmiş... Bu tehlikeli dü manı ancak Rauf yökedebilirdi... O zaman Rauf, yaralara ve al kadaşlarının binbir ricasına rağmen yatağından kalkrak tayy sine binmiş ve gitmiş.. Onun havalandığını görenler bunun “ki ramanca bir çılgırlık,, olduğunu söylemişler... 3 Bayan Ferhunde düşünceli bir tavırla: ğ — Hakları vardı, dedi, nitekim Rauf bir daha dönmedi. 2 man filosu onun etralını satdr.. Pakat Baba eyvel ME 4 eni Jikeli düşmanının tayyaresini yere indlirmeğe muvaflak ol al