25 Eylül 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12

25 Eylül 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

n AABER — Akşam postası 25 EYLÜL — 1938 SÜMER BANK SÜMER BANK Hastane ve yatı mektepleri idarelerinin nazarı dıkkatıne. Ki Fabrikalarımız mamulâtı safi yünden yapılmış Zengın BATTANİYE çeşitlerimiz Gelmistir, Mallarımızın üstünlüğüne Trafmen yeniden tenzil edilen satış Sümer Bank Yerli Mallar Pazarları İSTANBUL - ANKARA - İZMİR - ADANA aa ADEMİ iKTİDA R <amma Güzellik ve sıhhat için ılk art EL GEVŞEKLİGİNE KARŞI HORMOBN UZMA çabletiler. er eczanede arayinız. Pasta cutusu 1253i Harmabir B : OD SK Şemsülmekâtip T kuııanmaktır Okullar Gune fiatlarımızı tedkik ediniz. ve ' M .Lı m . .eaadüdabi YATILI YATISIZ | Y ol IN Ana — İlk — Orta n&n j İstanbulun en eski ve ciddi özel okuludur, ğ ; . Yuva- İlk.. Orta kısımlara hergün yatılr, yatısız kız ve erkek talebe yazılır. Leyli için çok sıhhi bir binadır. ğğğ D ' s I e r ı i İlk kısım dördılncü ve beşmcı sınıflarda Fransızca, Orta kısımda Fransızca, İngilizce, Almanca dersleri vardır. ffi Fi Beşiktaş: Yıldız - Tel: 42282 Dişler çehreyi güzelleştirir m.m"_. Eski Feyziati yatılı Bogdzıçı Lıselem yatısız Ana sımnıfı ile ilk krsım en yeni ve modern tesisat ile Bebekte eski Fransız Sen Jozef mektebi binasında, orta ve lise sınıfları Arnavutköyünde tramvay caddesinde Çifte Saraylarda kız ve erkekler için ayrı dairelerde, Her gün lıbeyenlm ı % saat 10 dan 17 ye kadar yeni talebe kaydı için Çifte Saraylarda mektep idaresine müracaat eılıldıilir t THLME, HHH tarifname gönderilir. 36.210 'Telefon. Dişler mideyi R 4 | aaez sağlamlaştırır 4 DOKTOR ÇiPRUT 4 ı e esaesena teuz ereşL Mğe el l (Ş ll n CAFER M hı l Şe ke r -R'ADYOLIN dişleri temizler ve parlatır, mikropları. EBeyoğlu Yerli Mallar — Pazarı karşısında Posta sokağı köşesinde W Vevmenet apartıma Clr 49353 yüzde yüz öldürür, diş etlerini besliyerek hastalan- Tesiri kati içimi kolay en iyi müshil şekerıdır Bilümüm eczanelerde bulünür. — — 282 BÜRİDAN “— Ne inatçı adamlarsınız yahu! de“ di... Kötürüm de;: - — Size buradan geçilmez dedik ya! diye ilâve etti. Mâlengrle Jiyon gene reveranslar yaparak geri geri uzaklaştılar, Tekrar Haşarat Yatağının göbeğine dönerek bir başka tenha sokağa saptılar. Fakat bu sefer de karanlık sokağın harap bir evinden beş altı kör çıktı ve elleriyle sokağın iki tarafını yoklayarak ilerle. megğe ve şöyle söylenmeğe başladılar: — Merhamet ediniz, âmalara bir sa- daka veriniz., Jiyonla Malengr yollarını kesmiş o- lan bu körlere gene bir kaç gümüş pa- ra vererek yürümek ve biri sağ duva- rın dibinden diğeri de sol taraftan ge“ çerek gitmek istediler. Fakat körler el- ele vererek bütün sokağı kapadılar ve: — Buradan geçilmez! diye bağırdı . lar.. j Malengrle Jiyon, rüya gördüklerine inanmağga başlıyarak koşa koşa tekrar Haşarat Yatağının ortasına döndü - ler. Orada kendilerine dikkat etmiyor" müuş gibi duran bir kaç kişi görerek müsterih oldular, Buradan çıkmak için üçüncü bir sokak aradılar. Bir taraftan da kötürüm, çolak ve körlerin kendile. rini takip edip etmediğini anlamak için etraflarına bakındılar. Bu defa seçtik- leri üçüncü bir sokak kendilerine o ka- dar müsait göründü ki artık dilencilerin şerlerinden kurtulduklarına kanaat ge- tirdiler, Bu sokak hakikaten tenha idi; kaldı.. *rım üzerinde sıçrayan bir cüceden baş- ka kimse yoktu. " d Malengr sevinçle söylendi: — Bir cüce., Eğer bu da sadaka i$- terse mutlaka boğarım! . Jiyon ise: —— Eğer işb öyle devam ederse ke. &em bosalacak, diye mırıldandı. .* 7'ğı"4:'7wı erİn Höşem- .,', Ü aŞ Pa y0 a d KA & çe WAYR < Müsait buldukları bu sokakta ilerle- meğe başladılar: . Malengr, sokağın ortasında — duran cücenin üzerine doğru yürüdü., Cüce kendisinden iri ve kuvyvetli bir adamın üzerine doğru gelmekte olduğunu gö- rünce cmuzlarını kıstı, büsbütün kü- çüldü.. Malengr söylendi: " — Hele şükür! İşte bir kokrak gör. dük.. d ! Sonra yüksek sesle cüceye bağırdı: ; — Yol ver, maskara herif!. Yoksa seni bir böcek gibi ezerim! Cüce, bu tehdide dilini çıkarmakla mukabele etti ve yolun tam ortasına gelerek: — Merhamet ediniz. Bir sadaka ve- riniz, sadaka veriniz! diye bağırmağa başladı, Bu defa cücenin korkak bakışları uç- muş, gözleri öyle tehditkâr bir mâna almıştrı ki Jiyon hemen kesesini boşal- tarak cüceye verdi. Malengr de para vermek için keses'ni aradı, fakat yerin- de bulamadı.. Cüce, konüşurken gö- rülmemiş bir maharetle Malengrin ke- sesini cebinden aşırmıştı. Cüce 'keseyi cebine yerleştirdikten o sonra; — Geri dönünüz, dedi, buradan ge- çilmez!.. Kesesinin kayboluşundan esasen ku. düracak kadar hiddetlenen ve cüceyi tepeleyebileceğinden — emin bulunan Malengr hiddetle haykırdı; — ÂArtık iş rzalete vardı! Ve bunu söyler söylemez boyu ancak kendisinin beline kadar gelen cücenin kafasıma vurmak için yumruğunu kal- dırdı. Yumruk indi, fakat cucenın kafasma değil, karnına! : Malengr hayretteri dcnı kalmıştr “Çünkü cüce bir yay gibi fırlayarak doğrulmuş ve çam yarması gibi iriyarı “ve-sapasağlam bir adam halinde karsr SA BAA : *-ı k BÜRİDAN malarına mani olur, azız kokusunu keser. 288 sına dikilmişti.. Malengr, herifin yüzü. nü görmek için evvelâ başını eğmeğe mecbur olmuşsken, şimdi, kaldırıp bak- mak zaruretinde kalmıştı. Adam hiç te hiddet eseri gösterme - den ; — Size, dedi; cücelerin ve büyük cüsselilerin mahallesinden geçilmez de“ dimya İ " Malengr kendini töpla,dı ve: — Müsaade ediniz cüce efendi! . de- di. - Buradan geçip gidelim.. Dilenci kaşlarını çatarak: — Ben cüce değilim! diye hamur- dandı. Şaşıran Malengr: — O halde müsaade ediniz, dev &- fendi! dedi., Bunun üzerine derhal küçülerek or- ta boylu bir adam olan cüce: — Ben dev değilim! diye mırıldan- di Jiyonla Malengr bu boöy değiştirme- ge hayretle bakmışlardı. Fakat herif gene boyunu kısaltarak kendini cüce, yaptı ve Malengrden aldığı keseyi çı- kararak dizleri üzerine döktü ve say. mağa başladı. Malengr gene: — Müsaade ediniz mösyöl. dedı — Ben mösyö değilim!.. — Öyle ise kimsiniz?, — Zannedersem kim olduğum halim- den belli.. Ben dilenciler cemaatine mensubum, — Pekâlâ! Dilenci ağa, buradan çık- mak için hangi yoldan gideceğimizi bi- xe söyler misiniz?. Cüce cevap verdi: — İstediğiniz yerden gidebilirsiniz.. Yalnız cucclenn ve devlerin yolu müs - tesnadır. ]iyonla Malengr teşekkür ettiler. Cüce ilâve etti: — Körlerin mahallesi ve çolaklarla — kötürümlerin mahallesi müstesnadır. l ÇZ V Malengr, cücenin yanından çekilir « ken bir sual daha sordu: — Bunu öğrenmiştik, Lâkin belki di- ğger yollar serbesttir. Bu sefer onlardan uzaklaşmakta olan cüce uzaktan bağırdı; — Tek gözlerin, kanserlilerin, yara- ldarın, kamburların, urluların sokakla” rı da müstesnadır, Haşarat Yatağına girmenin çıkmak- tan çok daha kolay olduğunu anlama- ga başlayan Malengr hiddetle bağırdı: — O halde, nereden gidelim?; Cüce, bu defa cevap vermeğe tener zül etmediği için Jiyon ile Malengr ge- ne Haşarat Yatağı içinde korkarak alıklaşarak, nereden çıkacaklarını bi- ribirlerine sorarak gezinmeğe başladı- lar. Bu sırada Haşarat Yatağının man. zarası değişmekte olduğunu da gördü- ler: Bir çok gruplar şurada burada du- ruyorlar ve sırıtarak bunlara bakryor - lardı. Bir kaç adım daha atmak istediler, Fakat derhal bir çok kötürüm çetesi ta-. rafından etrafları sarıldı , Bunlar ara * sında, biraz evvel kendilerinden para istiyen çolakla kötürümü tanıdılar ,, Malüller bunları itip kakarak: — Oradan değil! Oradan değil!. di ye bağırdılar, Malengr ile Jiyon - itile kakıla kör çetelerinin içine düştüler. O- rada da: “Buradan değil, buradan de. gil,, diye haykırıştılar. Hülâsa itilip kakrlarak, gruptan gru” ba atılarak cücelerden, urlulara, kan- serlilerden devlere geçe geçe Simon Malengr ile Jiyon, kendilerini sürükle- ne sürüklene bir evin kapısından içeri sokulmuş buldular. Evin kapısı derhal kapandı, Geniş ve fena döşenmiş bir ©- daya girdiler. Buraya ışık, demir par” maklıklı bit pencereden giriyordu , Odanın nıhayetınde oturan bir adat bunlara: — Nihayet gelebildiniz! Sizi bir sa. attenberi hekliyordum! dedi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: