Mare tarafından yapılan bombardi- ti Sonunda Alco'da 17 kişi ölmüş 6 ye yaralanmıştır. Aliconte'nin şar. Yag bulunan Alloy kasabasına 10 tay. tarafından yapılan bir akında 12 i Ölmüş 50 kişi de yaralanmıştır. 21 EYLÜL — 1938 Gençlerin hulyaları İNEMA sanatkâri olmak için film girketlerine müracant edenler Baden güne artıyor mu bilmem ara, bu dünyanm hemen her tarafında Üaçlerin, bilhassa kızların çoğu, beyaz İe oyunlarmı gördükleri kadınla MU ve erkelerin hayatmı en güzel ha- Yet #aymaktan uzak değildir. “Acaba # ne hulyalar kurar?, süsline: "Gidin Holiywood'da yaşamak huly “Üye cevab verseniz yüzde doksan isabet SöResiniz. Hepsi oraya gidemiyor ama he- hepsi orayı düşünüyor; orayı, niha- t arzımız Üzerinde yeri bulunmuş cen- İlimlerin çoğu kötü şeyler; her yılda bir Yenisi çikiyor. İnsan kafasının bu £ çok hikâye bulmastna Erkân yok. » Bir Fransiz muharriri, şimdiye ka. Ülr yazılmış bütün roman ve tiyatrola- MM ancak kırk, kırk beş mevzu arasın- dolaştığını iddia ederdi. Bevzularıysa zannederim bu kadarı da x Demek ki haftada yalnız bir de- İN sinemaya giden bir insan, bir hikâye- Seyede hiç olmazsa iki defa dinliyor. ha rağmen gidiyor. Niçin? hep ayni M)lerin tekerrür ettiğini görmüyor mu? “Şhur bir artistin bir oyunu İle öteki k bir fark bulün. ğı o da anlamıyor mu? hiç şÜp- niz görüyor ve anlıyor ama yine gidi- Ye; çünkü, belki kendisi de farkma var- hikâyeyi takib etmiyor, meşhur Hin oyununa dikkat etmiyor, karan- eta Parlıyan beyaz perde Üzerinde an- Sak kendi bulyasını seyrediyor. Büğün şöhret kazanmış sinema artist. rinin çoğunun hemen hemen büsbütün İmetsiz oldukları inkâr edilemez. Bu- tağmen onları beğenenler pek çek. Bunu sadeco zevksizlik, anlayışsızlıkla Mba kalkışmak bence hiç doğru olmez. © orta, halli, hattâ bayağı sanatikirları İiyanların çoğu, sinemayı seyreder- SN kendilerini onların yerine koyuyor. 8 “Bu filmin kahramanı benim, İşte oynuyorum,, diye düşünüyorlar ve tana kendilerini alkışlıyorlar. Tiyatro sanatkârlarını beğenenler İ. Filmlerin yüzlerini, gözlerini onlarmkilere a itmek istiyenler pek çok değildi; #ukl bugün erkekli kızlı gençlerin » adlarını pek de hatırımda tulama- ğa birtakım sinema artisilerine ben- e çalişiyor, hattâ en çirkinlerin- «en birine benzemekle iftihar diyer. Bu heves nereden geliyor? dünyada sa- Muhabbeti binlenbire çoğaldı mr? İn. lar aktörlüğü en şerefli meslek say. N mı başladılar? En şerefli meslek Ydiklarını iddia edemem ams hiç süp- kl artık onu, eskisi gibi kötü gör Mortar. Niçin?... â 8 bu sualin cevabı da pek güç de- * Dünlin aktörleri srasmda biyik bir Mürete erenler vardı ama çok para ka- Manlar pek nadirdi; hattâ çoğunun sü. İÜRdikreri iddia edilirdi, Aktörleri niba, Yoksulluk içinde ölür diye tasvir ©- hikâyeler az mıdır? halbuki sinema tİlerinin avuç dolusu para kazandık- “öyleniyor, içlerinde yılda yarım, a â bir milyon dolar alanlar çokmuş. lan işte bunun İçin, insanr zengin kin, mesleklerden #ayılmağa başlandığı iş verefli oldu, Bundan sanatm büyük Vey kazandığını zannetmiyorum. N Nurullah ATAÇ İspanyada arpışma devam ediyor Aris, 20 (Hususi İspanyadan NE Yeni haberler, Frankocuların taar. li ma şiddetle devam ettiklerini bil. > Barselonadaki cumhuriyetçi iş gâhta neşredilen bir tebliğ bunu €tmekte, fazla bhücumların püs- Sülmekte olduğunu yazmaktadır. haç lin ve Teroel cephesinde ise hü kı, silerin taarruzlarmın Franko ig, leri tarafından akamete uğratıl. bildirilmektedir. üm iy arada hava bombardımanları da ediyor. Frankoculara ait beş Milyonerleri peşinden sürükliyen kadın! Odasında ölü olarak KÜ Nina ile son kocası tayyareyle balayı seyakatine çıkarlarken zelliği ve şöhreti ile mağrur olan kız ulundu « Yirmi altı yaşında © olduğu halde üç ke re evlenen ve bu se- ne dört adamla ev- leneceği hakkında aşyia çıkan mis Ni- na Pierson geçen gün Pariste esraem giz bir surette öl * müştür, Nina bir Amerika Mıdır, ve evvelce meş hur bir revü heye * tinde çalışmıştır. Nevyorktaki şöh * reti kendisini daha pek küçük yaşta en meşhur sinema ar tistleri ile rekabete sevkedecek derece" yi bulmuş, bütün be kâr milyonerleri pe - şinden sürüklemeye başlamıştır. Nihayet bu milyo * nerlerdenbiri. Nina ile evlenmeye mu - vaffak oluyor. Fa - kat maalesef saadet ten pek uzaktır, Gü“ ütemadiyen macera peşindedir, İlk kocasından ayrıldıktan sonra Nina Pierson gene bir milyonerle evle- niyor. Fakat onunla da uzun müddet geçinemiyor ve boşandıktan sorra İn- giltereye geliyor. , Mis Nina İngiltereye bu sene gelmiştir ve gelir gelmez orada tekrar evle- neceği hakkında şayizlar çıkıyor. Fakat, revü kızı ile evleneceği söylenenler muhteliftir. Bunlardan biri eski Rus asilzadelerinden Kont Terens d'Abo'dur. Yirmi dört yaşında bir genç olan kont Ninayı görür görmez sevmiş ve onunla derhal evlenmek istemiştir. Ninaya ikinci namzet meşhur Amerikan “şarkı yazıcısı, Klerens Murdur. Filmler ve operetler Amerikada yeni bir meslek ortaya çıkarmıştır. Buna şa irlik denemez, çünkü bu gibi eserlerdeki şark, m manzumeleri oldukça basit tir. Bununla beraber, besteye uygun olması icap ettiğinden epey bir maharet meselesidir. İşte, Klerens Mur bu sahada en fazia muvaffak olan milyonlar kazanan bir adamdır. ve bu işle Klerens Mur 28 yaşındadır ve Ninayı Amerikadan tanımaktadır. İrgil aj terele onu, kocasından boşanmış olarak bulunca derhal) kendisine talip oluyor. Fakat Amerikalı artistle ev mek istiyen biri daha vardır ve buda bir milyonerdir. Tommi Manvil ismindeki bu Amerikalı milyoner dört kere ev lenmiş, boşanmıştır. Ve iki kere evlenip boş: i asen, Ninanım ilk iki kocası da milyoner ol larak kendisini görmektedir. duğuna göre kadın herhalde üçüncü k ile evlenmiyor ve evlenecekleri şayfası en Lâkin Nina bunlardan hiçb Mis Avrupa Güzellik kraliçesi seçildiği için Az kalsın mek- tebindenm koğuluyordu! 1098 Avrupa güzellik kraliçesi seçilen Finlandiyalı Sirka Salonen, bulunduğu muallim mektebinden çıkarılmıştır. Fakat, genç kız hakkmda verilen bu tard kararma bizzat hükümet itiraz et- miş ve kararı geri sldirmışlır. Çünkü, Sirka bu gün Finlandiyanın bir milli kahramanı olarak alkışlanmaktadır ve müsabakayı kazandıktan sonra memleke, tne gelen genç kiz orada görülmemiş bir nümayişle karşılanmıştır. Bunun üzerine, maarif nezareti, Fin- landiya kadm güzelliğini ve kültürlü gerç kızlarını dünyaya tanıtmış olan bu kın mektepten koğulmasını doğru bulmamış, muallim mektebine Sirka hakkmdaki ka- rar geri almmasını ve kendisine tarzi yede bulunulmasını emretmiştir. Esasen mekteb, Sirka hakkındaki tard kararını kız Finlandiya güzeli seçildiği saman vermişti, Şüpbesiz kl onun Av- rupa güzellik kraliçesi olacağını tahmin etselerdi böyle bir karar vermezlerdi. Çünkü bu kadar büyük bir şöhret kaza, an Ninaya en muvafık koca © casını da milyoner tercih edecektir. nan, dünyanın dört bir tarafında İsmi du- yulan bir kimseyi mektebden kofğmak, mekteb kendisini bu kararında nekadar haklı görürse görsün, efkârı umumiye ta- rafından tabii iyi karşılanamazdı. Mekteb idaresi kararını geri aldığını bildirlimiş ve Sirka Salosen şerefine mek tepte bir de müsamere tertib etmiştir. Bu sene mekteb açılmen Avrupa güze- li, geçen seneki arkadaşlarıyla borabör, göne ayni sıralarda okumasına devam ©. decektir. 3 Sirka Salonen Timsah avcısı bir sultan anlatıyor : “Timsah avında başımın üzerine çok kuvvetli bir elektrik lâmbası asarım, timsah, bu ışığı görünce sudan çıkar; derhal ateş eder vururum! ,, Londradaki otel- lerden birine şark- U bir sultan gelip kendisi için bir ya- taklı oda, yanında- kl üç adam için de birer yataklı iki o. i da istediği zaman İngilizler hayrette kalmışlardır. Adam lardan biri sabaha kadar hiç yatmıya- cak mı? Fakat, gece vazi- yeti öğreniyorlar; mi da gece nöbetle kutlulanması merasiminde bulunmak (- zere Amsterdama gelmişti. Dönüşte de Londraya uğramış, oradan da Parise gi, decekmiz. Deli sultanı Londraya hem ziyaret, hem ticaret maksadiyle gelmiştir. Çün. kü memleketinde kendisinden Avrups hediyesi bekliyen iki karısı, on iki çötü- Bu, yirmi beş torunu vardır. Sultan a)t- miş üç yaşmdadır, Fakat çok daha genç göstermektedir. Şarkir sultan İngilizce bilmiyormuş ve Londradaki bütün alışverişini tercliman. lar vasıtasiyle yapıyormuş. Adamların « dan birinin söylediğine göre, Deli #ul tanı, memleketine götürmek Üzere şid diye kadar aldığı oyuncaklara yalnız 500 ingiliz lirası vermiş. Sultan, yine tereümanları vasıtasile bulunduğu beyanaâtta şunları söylemiş tir; “Giderken memlekete bir de sv gemi- si götürmek istiyorum. Ben timsah avın gok severim, Şimdiye kadar yüzlerce, belki binlerce timsah valadım. Biz timsah avına gece çıkarız. Geçe her taarf karanlıktır. Ben de siyahlar gi- yinirim, başımın üzerine çok kuvvetli bir elektrik lâmbası asarım. Timsah, sudan bu ışığı görünes dışarı çikar. O zaman derhal ateş eder, öldürürüm.,, Sultanm üç ada « ikişer saat onun o. dasmda kalmışlar ve ayak ucunda dürü- rak sultanı beklemişlerdir! Bu suretle biri nöbet beklerken diğer ikisi uyumuş, sonra uyuyanlardan biri sultanın odas na giderek'diğer arkadaşından nöbeti almıştır. Geceleri uyurken ayak ucunda adam» Jarmdan birini bekleten bu hikümdar, Bollandanm şarki Hindistan müstemle, kelerinden Sumatra adasmdaki Deli eya» letinin sultanıdır. Yarım milyonluk bir tebaanm hâkimi olan sultan, Hollan. da kraliçesinin kırkmer cülüs senesinin Kç az muhtemel olarak dolaşan bir diğer adamı tercih ediyor: Bu, İskoçyalı bü- yük emlâk ve arazi sahibi Persi Sen Corc isminde, yirmi yedi yaşında bir gençtir. Core ilemis Nina Pierson İngilterenin son zamanlarda, serbest rikâh me rasimleri ile meşhur olan Gertna Grin kilisesinde evleniyorlar ve balayı seya- hatine çıkmak üzere tayyare ile hareket ediyorlar. Fakat, bir ay sonra mis Nina Kopenhazda yalnız olarak görülüyor. Koca- sından ayrılmış mı? Nina, bulunduğu bir beyanatta bunu şöyle izah ediyo , “a Gretna Grin'de mister Core ile kıyılan nikâhımız esasen resmi değil di. Bunu ciddi bir evlenme telâkki etmek doğru olmaz, Binaenaleyh, onunla resmen evli olmadığıma göre, bugün de serbest ve yalnız başıma'bir hayat ya: şıyorum.,, Ondan bir hafta sonra da Nina Piersonu Paristeki en mükellef otellerden birinde buluyorlar. İki gün sonra da odasında ölü olarak bulunuyor. Bu, bir cinayet mi? evvelâ bundan şüphe ediliyor. Nina'nm Aşıklarından biri bu maceraperest kadını öldürmüş olabilir, Fakat, adliye tabibi verdiği ras porda Ninanın tabii bir ölümle öldüğünü bildiriyor ve Amerikalı revü kızını hayatı da bu suretle sona eriyor. Çi Rasgele ş Kaza —- Sür'at U feci kazayı, bugün Haber süturlarında okursanız tafsilâtile öğrenir siniz. Benim burada bahsetmek istediğim, kazanın tafsilâtından çok, muhtelif vakalarda üzerinde durduğum bir noktacıktır. Bu noktacık mühimdir, Önlenmezse, önlenmenin imkânı ve yolları aran“ mazsa, hergün bu ve bu gibi kazalara şahit olacak, kurbanlar vermekte devam edip duracağız. Bu mühim noktacık sürattir. Otomobil ve otobüslerin azami süratlerile yol almalarına müsaade edilmemek lâzımgelir. Bu son kaza da Lüleburgaz * Çorlu arasında olmuş. Husust bir otomobil- le, otobüs şolörünün yarışları yüzünden doğmuş. Otobüs kapaklanmış, tak- de hafif ve ağır olarak yaralanmış, bir dişçi hâdi- se esnasında başına saplanan bir demir yüzünden hayata (gözlerini kapamış, Feci bir ölüm, Şehir içinde, olanca süratlerile koşan otomobillerle. otobüslere bir şey ya pamazken, şehir dışındakilerle nasıl başa çıkılacak? Bu cidden üzerinde duru- lacak bir mesele! Şehir dışmda da adım başına bir memur konulacak değil ya? Böyle olunca işi teknik noktadan düşünmek ve tedbirlerini oObürada aramak doğru olur. Eski zabıta nizamnamesi, nakil vasıtalarının şehir içinde ve dışında aza" mi süratlerini tayin etmiştir. Bu hadler muhafaza edilsin demiyorum. Fakat bunları normal bir rakama çıkararak, otomobil, otobüs gibi vasıtaları tahrik eden ve bunların süratlenmesini temin eden gaz derecesini ayar etmek, karbu- ratörlerini muayyen bir süratten fazla gaz yememek üzere tanzim etmek pek mümkün olsa gerek. Bu yapılamaz mı? Yapılması imkânsız mı? Hiç sanmr yorum, —