NURKALEMİ Kreş nevi kalem imal edilmektedir. | Mümasil ecnebi kalemlerine çok Güzellik ve sıhhat için ilk şart Günün 24 saatinde hasta Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra NDA (OZEN Kullanmaktır Kurşun kalemler : Süperyör Timsahl; 301.2 1205 Net Mektepli B lan aş ağrılarına karşı Altı derece sertlikte GRİPİN GRİPİN: Bütün ağrı, sızı ve san- cıları keser. En iyi dns Dağdelen o 15 derece sertlikte 1011 Marangoz kalemi 99 "Taşçı kalemi Kopya kalemleri : 299 Ulus 701 —A Yumuşak 701 —B OrtaSert 701 —C Sert Eniyiein 7i —A.B.C, Üç dereceli 702 —A.B.C.D. E, Beş renkli 702 —— A. B, Mavi. kırmızı 27 —A.B.C.D,E Beş renkli iyi cine Pasteller 56 Renki 12 Renkli 12 Renkli İyi cine 24 Renkli iyi cins Kırmızı - Mavi m GRİPİN: En şiddetli baş ve diş ağrılarını süratle dim dirir. GRIPIN: Nezle, grip ve roma. tizmaya karşı çok müessirdir. Icabında günde 3 kaşe dikmabelir Isim ve markaya dikkat. TAKLİTLERİNDEN SAKININIZ 901 “ 12 Renkli iyi cins İİİ 8 O RADYOLİN dişleri temizler ve parlatır, mikropları yüzde yüz öldü Stabili A rü. Diş o balyk Kadakal mall Dermetograf üç renkli kalem Ağız kokusunu keser, Sabah, öğle ve akşam her yemekten 31 Grafit ve renkli Minlen sonra RADYOLİN 231 - 232 Kırmızı ve Mavi tebeşir Çeşitlerimizi her kırtasiyeciden istiyebilirsiniz. Nurkalem Ltd. Şirketi Istanbul, Sirkeci Mühürdar zade Han No.1.2. RADYOLIN DİŞLERİ, Dişler çenreyi Güzelleştirir. RADYOLİN DİŞLERİ, Dişler mideyi Sağlamlaştırır . 1915 1325 1301 YEM del lr SA gl yg ip Konservatuar Yatı kısmı Direktörlüğünde! Konservatuvar yatı kısmına bu sene için talebe almacaktır. Okul yatık ve metcanidir. “Musiki ve orta tahsil öğretilir.,, Müracaat edeceklerin il tep mezunu bulunması lâzımdır. Diğer şeraiti öğrenmek için pazartesi, 8” şamba ve cuma günleri saat dokuzdan on ikiye kadar Beşiktaş Kalçalide okul Türk Hava Kurumu BüYüK PiIYANGOSU 6 mcı keşide; 11 Zirinciteşrin 938 dedir Büyük ikramiye 200.000 liradır Bundan başka: 40.000, 25.000, 20.000, 15.000, 10.000 liralık ikra- || miyelerle (50,000 ve 200.000) liralık iki adet mükâfat vard BÜRİDAN BURIDAN 271 270 ha mühim ve daha büyük bir işkence- dir. Şimdi söyle bakayım, büyücü karı, söyle benden ne istiyorsun? Yoksa Büridanın kurtarılmasını mı?, Mabel, başını önüne eğmiş, ağlıyor- du. Nibayet titriyen ve ağlayan bir ses le kraliçeye sordu; — Anlamıyorum. Hem seviyorsunu, bem de bu genç ve güzel delikanlınn ölmesine râzı oluyorsünüz. Bu delikan. Lya hiç merbametiniz yok mu?, — Söyle ne istiyorsun?. — Büridanm affını! Siz bir sözle krala onu affetirebilirsiniz. Bir tebes- sümünüz bütün bu kana susamış vahşi hayvanları inlerine döndürmeğe kâfi- dir. Kraliçe heyecan içindeydi. Kalbinde bir mücadele fırtınası koptuğu belliy. di, Mabel heyecanla ona bakıyordu. Nihayet Margarit cevap verdi: — Dinle. Büridanın yaşaması için ne lâzımsa söyle... Hakkın var. Bu de likanlıyı kurtarmak iktidarma malik iken öldürüldüğünü görmek hakikaten pek feci bir haldir. Hem ne malüm, belki kız öldükten sonra, Mabel telâşla: — Kız mı? Mirtiy mi?. — Evet, Mirtiy öldükten sonra, Bu mün ne kadar alçakça olduğunu biliyorum. Fakat kızımın ölmesi lâzım. Artık Büridanı kurtarmaktan başka bir şey arzu etmiyorum. Yalnız Büridanı kurtarmak.. Kalbime sen bu ümidi soktun, söyle bakalım?. Mabel sendeledi. Yalvaran bir tavır- Ja itiraz etti: — Madam, Büridanı kurtarıp Mir . tiyi öldürtmek faydasız bir iştir. Çün- kü Büridan Mirtiysiz yaşayamaz! O. nu kurtarıp kızın öldüğünü göstermek ise pek feci bir işkence olur. Büridan böyle yaşamağa asılmağı tercih eder. Mabel titriyordu. Bir taraftan diz çökerken, bir taraftan da kraliçenin el. lerini arıyordu. Onun yalvarması gö- rülmüş şey değildi. Kraliçe ona doğru eğilerek sert bir tavırla sordü; — Söyle, Büridanm kurtulmasmı niçin istiyorsun?, Mabel yere kapandı ve yürek para- layan bir şiveyle : — Büridan benim oğlumdur! dedi, — Oğlun mu? Büridan senin oğlun mu?, Mabel daha metin bir sesle; i — Evet, Madam, dedi, Büridan be « nim oğlumdur! Ayağa kalktı. Acele acele ilâve etti; — Madam beni dinleyiniz. Biraz sonra, benim, dilum ve sizin kızmız için vakit geçmiş olacaktır, Bu iki gen ce çok yazık olacak. Margarit, Mabelin Büridanın anne * si oluşuna hayret etmişti. Buna bir türlü ihtimal veremiyordu. Sordu: — Bürldanı kurtarırım, fakat İz Hem sen nasıl Büridanm anne si oluyorsun, anlat bakayım!. — Filvakik bunu bilmeniz lâzımdır, Size kısaca sergüzeştimi anlatayım ... Ben doğduğum memleketin en zengin ve asil ailesinin kızı idim, genç ve güzeldim. Bir gün memleketimize Fran sa sefiri olarak bir adam geldi. Onunla sarayda karşılaştık ve seviştik. Be, nimle evleneceğine yemin etmişti. Fa“ kât ben zaafrma mağlüp olmuş büyük bir hata işlemiştim.. Utancımdan yer « Were geçiyordum. Doğduğum şehrin bir mabalesindeki evime kapandım. Bu şehirle, âşıkımın isimlerini sonra söy- lerim, şimdi devam edeyim: Nihayet bir çocuğum dünyaya geldi. Aşıkım Fransaya gitmişti. Geldiği zaman ço cuğunu da görünce artık derhal evle- neceğimizi sanıyordum. Aşıkım geldi, fakat ümidim boşa çıktı, Çünkü âşık. mim artık beni sevmediğini anlryordüm. Kraliçe, bu hikâyeyi bir nevi korku İle dinliyordu. Mabelin yüzünü daha aslâ! — iyice görmeğe, tetkik etmeğe çalışıyor, ve eski bir hatıra ile bu çehre arasın - da bir münasebet araştırıyordu, Mabel devam etti: — Aşıkım beni sevmiyordu. Çünkü benden daha güzel, daha nüfuzlu sa- ray mensuplarından vir kızı seviyordu. ev de beni görmeğe gili, Arkasın, da yeni metresi de eve damladı. Margarit mosmor kesilmişti, Hey - canla sordu; — O yeni metresinin adı neydi ?. — İsimleri sonra söyliyeceğim. Aşı- kıma, bütün ruhunu ve vücudunu ver. mişti, bu genç kız.. Onu çok seviyor, kıskanıyordu. Fakat o kadar çok kıs- kanıyordu ki bu yüzden ber türlü ci - nayeti işleyebilirdi. Madam, bu genç kız Üzerime atılarak beni hançerle vur. du. Beni ölmüş zannetti. Halbuki öl- . Görüyor ve işidiyordum.... Fakat kımıldamağa mecalim yoktu.. İş- te o vakit daha feci bir hâdise oldu. Rakibem, oğlumun da öldürülmesini emretti, Aşıkım da itaat etti, Oğlumu. muzu uşağına verdi. İlerif te zavallı çocuğu nehre atmak için gitti, Margarit acı acı inledi. Mabel ise doğruldu ve daha sert bir sesle devam etti; — Şimdi şunu da dinleyiniz. Uşak çocuğu suda boğmadı, ona acıdı, Bir kulübeye bıraktı. Yolculardan bir aile bu çocuğu alarak Artuvadaki Betona götürdüler ve orada büyüttüler. Çocük ölmedi, ben de ölmedim!,, Parise gel- dim; bir kaç sene içinde yüzüm bir ihtiyar kadın çehresine döndü. O vakit beni hançerle vuran, oğlumu öldürmek emrini veren kadının hizmetine girdim. Muhibbesi, en itimat ettiği nedimesi oldum. Kendisinin hayvant hislerine gok düşkün bir kadın olduğunu anla - yınca eri şiddetli bir intikam hazırlama. Ba başladım, Kraliçe hikâyeyi dinlerken, renkten renge girmiş, baygınlıklar geçirmişti. Hiddetle bağırdı? — Sus cadıl, — Hayır! Size hepsini söylemem lzım.. Bu vak'anın cereyan ettiği memleketin İsmi: Bürognyadır, şehri? adı: Dijon'dur, âşıkımın ismi; Kont Şarl dö Valuva'dır. Beni hançerle vir ran kadının adı da: Margarit dö Büf« gony'dir! — Mel'un cadı! Kendi adını söyle“ meğe lüzum yok. Sen An dö Draman “ sin. Mabel azametle; — Evet, dedi, işte ben o anneyimiu Kraliçenin gözlerinden ateşler saçılt yordu. Hiddetle haykırdı; — Bu adr artık son defa işideceğiml4 Bu defa hançerim Dijonda başladığı işi bitirecek.. Ayni zamanda mantoşunun altında hançerini çekti. Mabel, kaçmak vey$ kendisini müdafaa etmek için hiç bi harekette bulunmadı. Margarit ona yaklaşarak? — Bu defa geber! dedi. Ve hang ri olanca kuvvetiyle Mabelin göğsün9 indirdi, Mabel hiç kımıldamamıştı, Kr#” Miçe hançerini bir defa daha ayni yer* vurdu, O kadar şiddetli vurmuştu ki han çer ortasmdan kırıldı. Margarit korkarak geri çekildi: — Mel'un cadı, sen kakikaten bö yücü müsün?, Mabel, elbisesinin hançerle vurulan yerini açtı ve elbisesinin altında in“ ve pek dayanıklı bir zırh bulunduğunU kraliçeye gösterdi. Sonra gülerek: — Margarit d8 Bürgony'nin hiz“ tine girdiğim gündenberi kendimi haf gere ve zchire karşı muhafazalı btlü”” duruyorum. Margarit, siz de basit dö şüncelilerden olsaydınız “evet ben LU büyücüyüm,, derdim. Siz de, kral