HARER — Ales rratmai BÜYÜK MEMLEKET MESELES i KAY ; İL, 1i EYLÜL — 1938 SE, Tahta çıkışının 40 ıncı yıldönü- Me, mü münasebetiie Hol landa kraliçesi Vilhelmina ve aşkı! MâsL Alman olan Vilhelmina, vaktiyle gönlünü bir Mh gencine kaptırmıştı; kızı Julyana da bir alman -Prensini sevmiş ve onunla evlenmiştir Kızlarımıza havacılıkta aza- mi inkişaf imkânı vermeliyiz Kampta geçirdiğim bir gün Prens BibesKo'nun neden o kadar hayran olduğunu bana an'attı Kay, Pünasebetite lada bir haf. » #erlik - Kayın ediyor. Mik, © Madyoları, ag Avrupaya ve iy, müstemle- bu har - Min pes #dir. Di: Nnyi, Düstemiç İı Mey Mitartiş u - yy selen Holian. 4 Minasebet- Sy, y uy enin baba Vüyam A Öldüğü ra. v SE Vilhetmi- İç, Yetmaaydı ve kraliçelik Sina giy heniz yaşı kel için. Sti, o buyü- ? “başladı, Sekiz senv sonraysa, &rarak, Vilhelmina resmen eg yordu. tay, arihten Çk ks ei Y ir sonra (1905) bugü- kirk vene geçmiş bulunuyor Sedir Vilhelmina kraliçelik et- KN Sh “kraliçe, Bilhsmi Kotuk ds Üy #onra' kızma iyi bir terbiye ver. Mü rate, Vilkelminaya hususi mu- & ders verirken bir taraftan ken- Ka Meg bir terbiye ile büyütmeye Ya ara, Na minayı saraydan dışarı pek na- Mrlar, kendi yaşındaki çocuklarla Diğer zamanlarda boz vaktini odasında bebek- Ma ayın Bahçesindeki kendi köşe Ya, Wuklarla, civeivlerls oynardı. > Aklığı tahsil hakikaten çok Na, * Çünkü kraliçe Emma, kızmm kO Yüşina gelip memleket idaresini Alle, Zaman, hakikaten Mareye * bİP hale © gelmesini istiyordu. EN ökyç z p #riya İpekli entari giymek, Ny Bitmek gibi şeyler düşündükleri », Ğİ zaman, Vilhelmina siyasi Ney FİG uğengıyor, bütün dünya ta- Onuncu defa hatmediyordu. Y Aşkı... ik Me e yaşlar, ayni zamanda, ber aşk çağıydı. Oyun ve eğlen belki tahsil ve terbiye tle bir Wutturulabilirdi, Fakat, aşk bir baskı dinlemezdi ve Vil- bayatmda da dinlemedi. RO t e İN nolün prenses, gönlünü bir a kaptırmıştı. Kraliçenin a2 da bir Alman prensi olan r # * Sevmiş ve onunla evlenmiş - Vilbetminanın kocası Alman ©R Meklenburg Şverinli Hen- Sikiy Mönrih kral Vilyamın maf- kad, Prenses Vilbalmina ©- k e rdeyken görmüş vo da- kken kendisine karşı bir &- SUSUN, Babası öldükten sonra aydan ayrılmamış ve kraliçe 7d Ür VA İİ 7 iman PM ii pionscsl olarak Hollanda sa | F taraftan bir İngiliz mürebbi- | SACİb bir tesadüf eseridir ki, | İYetine geçmişti. A kraliçe olduktan sonra der- ile evlenmek istedi ve riha- | kenlişe 1901 şubatında ev- 7 İS İİİ 118 7 kitliçesirnin kocası bundan : Sİ, 1954 de ölmüştür. O za- Vühelimina ile kocası çok bayat yaşamışlardır. Koçası #3, Vilhelmina büyük bir 34- | 777 Tİ 7 f # Kraliçe Vühelmina en yaşındayken “a kadar, annesi kraliçe Emma i- | mir bukvanı içine düşmüş ve doktorlar kendisine uzün müddet istirahat tavsi. ye etmişlerdi. Fakat kraliçe, devlet işle» riyle uğraşmaktan bir an geri kalma - muştır. Siyaseti Kraliçe Vifhetmina bütün devlet izleri ie kendişi imeagul olmak ister, Başvekil br. Hendrik Kolin ile taşkâtibi Van Tots Van Gudrian onun-en - fazla görüştüğü hükümet adamlarıdır. Yalnr#, - başvelei fikirlerini bir proje halinde yazarak kra- Üçeye vermeyi tercik &der. Kraliçe, £8- rek başvekilinin, gerek kâtibinin söyle « diklerini, ileri sürdüklerini dikkatle din- lor, tetkik eder. Fakat kararmı gens kendi kendina verir ve buna itiraz edil- mesini, Üzerinde münakaşaya geçiime - sini asla kabul edemez. Kraliçenin #iyascti mubefazekârliktir. Kendisi tahta çıktığı zaman memlekotte bir Miberalizm cereyanı görülmeye ve gittikçe küvvetlenmeye başlamıştı. Kra- Miçe bu cereyanla şiddetli bir mücadeleye girişmiş, fakat hiçbir zaman İstibdada varmamıştır. Bugün de Hollandada, meşruli ve muhafazakâr, fakst oldukça serbest bir idare vardır. Bugün kraliçenin en büy lerinden biri torimunu sevmek ve bü- yütmektir. Bundan evvel de kızı prenses Jullananm terbiyesiyle meşgul oluyor - du. Yine taltin bir tesadüfü olarak kabul edeceğimiz bir nokta varsa 6 da şudur ki, Höllandaya kraliçe Emmadan beri hep yük meşgale. NGİLTEREDE avcılarm bir sitm defteri vardır. Buraya muhtelif memleketlerin meşhür avcılar. nin dikkste değer avları, av menkıbeleri, avlara dair is- tatistikler yazılır. Av mevsiminin yeni başladığı şü Sıralarda berber bu altın defteri karıştır TUZ, ya kadar her çeşit havan avlarmış. Yotland isminde rak... Diğer bir İngilizse bir günde 178 yaban! hores av- hyarak bu rekora yaklaşmak istemiştir. Bunlur mist: alım, bakalım neler gö- veceğiz, Lord Greyin ecdadlarmdan birisinin, hayatı es- nasmda beş yüz defa ava çıktığı, bu avlar esnasinda ta- mam 5005316 hayvan avladığını bu defterden öğreniyo- Bunlardan 200.006 danesi sülünmllş... İngiliz aver- larının piri sayılan bu İord serçe gibi en ufak kuşlardan tutunuz da gergedan gibi kocuman hayvanlara varmda- ir avcmın İse yedi atışte 50 be- yaz ördek öldürdüğü yine bu defterde yazılıdır... Jofruva Milbank is8 dünya avcılık tarihinde hakiki bir rekor kırmıstır; 190 karatavığu 23 dakikada avlıya- İnönü kampında 24 saat geçirince u- şakçılık dünyasının büyük şöhretle - rinden olan Romanyalı prens Bibesko- nun memleketimize son gelişinde sivil uçakçılığımıza karşı duyduğu haytan- hık kendiliğinden anlaşılıyor. Türk plânörcülerini beş dakika görmek bile onların havayı yenmek için duyduk- ları yüksek azmi sezmeğe kâfidir. Al mânyada toplanan son arsrulusal sivil uçakçılık kongresinde, Türk murahha- sı Şükrü Koçağın ikinci reisliğe seçil. mesi biç te tesadüfi bir hâdise değildir. hasımız Şükrü Koçağın şahsın- İeketimize karşı gösterilen bu umumi «Pakat uçakçılık sahasında gün- den güne inkişaf eden milli istidadımı- zın derecesi etrafında edinilen fikir- ve kışa zamanda elde ettiğimiz neticelerin değerinden İleri gelmiştir . Kurüm başkanı Fuad Bulcanın sualle- rimize cevap verirken söylediği şu söz- ler tam bir hakikatin ifadesidir : “e Sivil tayyareccilikte (o Balkanlar- daki komşularımızın hepsinden üstü - nüz. Her yıl daha büyük bir şevk ve heyecanla çalışmamızı arttırıyoruz .. Bize emniyet edilen sahada, bana ve arkadaşlarıma kuvvet ve cesaret veren şey, şefimİzin gösterdiği yolun doğrus luğu ve 'Türk gençlerindeki fevkalâde kabiliyet ve iatidattır. Prens Bibesko gibi bu işlerin büyük bir bilginini hay- tan eden gençlerimiz öyle samimi bir arzu ile, Öyle içten ve ateşle çalışıyor” kadm hükümdarların idaresi 'altı; sele asik olmaktadır, << sezi * Bu günkü veliaht prenses Jullaradır, Onun da ik çocuğu kız olduğuna göre, Hollanda Vi inadan ve Jullanalan kadın hükümdarm idaı0- si 5! yaşıyacaktır. Vilhelmina ve kizı bahsinde kraliçenin rauhafazakârlığa ne kadar bağlı olduğu- Au gösteren bir misal vardır: Kraliçe bir müddet evvel damadı prens Pernhari ile darılmıştır. Birçok dedikodulara sebeb olan bu hâdise, prensin baz: saray kal- delerine tâbi olmak istememesi ve kra- liçenin de bunda israr etmesidir. Nihayet, prens Berahârd, bir müddet İtalyada kaldıktan sonra, öl gelmiş, tekrar karısı ve kaynanasıyla | varışmıştır. Esasen, prense$ Juliana i- | kinci bir çocuğa hâmile bulunmaktadır. Prensesle kocasi İtalyada, plâj şehirle rinde geçirdikleri yaz günletimden son- ra, kraliçenin yıldönümü münasebelile Amsterdama dönmüşlerdir. Şimdi de Hollanda, prensesin ikinci çotuğünu bek- Jemekte ve bunun erkek çocuk olmasmı temenni etmektedir. Tamışlardır, sizinle muştur. Bunlar €#ki gamanların 300 imiş. vurarak babasma lâyık tir. * e Cihan harbinin patlamasından bir gün evvel Bo- homyada Averspörg melikânesinde yirmi dört saat de- vam eden toplu bir av esnasında avtılar 4000 keklik av- 1900 do İspanyada bir ördek avına 3000 den fazla aver iştirak etmiş, 22,000 ördek bu avın ganimeti ol- meşbur avlarını da öğrenmek istersiniz. Daha çok yakın zamanlarda Romanya krulı Karol ve veliahtı Mişel şerefine Çekoslovak cumhurreisi Be- meş tarafından Moravyada Gras - Sekloviç ormanların- da yapılan bir av partisinde bu deftere geçmeğe lâyık rakamlar elde edilmiştir, On tüfenk iki günde 1200 hay- van avlamış. Bu avda avlanan sülünler 3500, tavşanlar Bizzat Romanya krali 900 © ikinci şartiyle 1405 hayvan Arlamiştir, veliaht da 1243 hayvan bir evlât olduğunu ispat etmiş- Yazan: Şekip Gündüz lar $i... Bir çok eksikliklerimiz arasm- da yarattıkları neticel büyük bir varlıktır. Teşkilâtımızı günden güne kuvvetlendiriyoruz. Yakın bir istikbal- de sivil havacılık teşkilâtı t lekete teşmil edilmiş olacaktır., # Kampta geçen yıl, 20 kızmız çalışı * yormuş. Bu yıl ançak yedi kızımız var. Havacılığa kendilerini nezreden kızla” rımız arasında bir Sabiha Gökçen bu- lunduğunu bilmek ve paraşütçü Rebia gibi hava şehitlerimizi hatırlamamak nasıl mümkün olabilir?. Böyle azimli, cesur, kabiliyetli ve vatansever bir kız nesline havacılıktaki istidatlarına uygun bir inkişaf temin etmemek doğ- ru olmazdı şüphesiz. Bir yıl önce 20 kızın çalıştığı kampta, erkek sayısı ço- galırken kız sayısının azalması acaba nedendir?. Yeni neslin kızları içinden ilk ağızda bazı kevesliler türemişti de sonra kızlarımız havacılığımızdan yüz mü çevirmişlerdi? Bunu Fuad Bulcaya sordum; şu cevabı verdi: — Hayır, bilâkis.. Kızlarımız arasın- da talep çoğalmaktadır. Biz onları teş- kilâtlandırmak cihetine gidemiyoruz .. Bunun başlıca sebebi kânunlarımızda kadıma askerlik bakımından yeni bir vaziyet bahşedecek tadilât yapılmamış olmasıdır. Biz, Fuad Bulcanın bü fikrine işti - tak edemiyeceğiz. Hava Kurumunun sayın başkanı, kampın ilk ağızda ye tştireceği sivil tayyarecilerin hep ye- dek vçakçı kadrosuna faydalı olabilme- sini düşürmüyor şiphesiz. Fakat kızla tenizın havacılığa karşı duydukları yüksek âlâkayı cevapsız bırakmamakta erkek gençliği tahrik edecek manevi bir kudret vardır, Kızlarımızın havacr ığa sarılması erkeklerimizdeki cehdi arttıracaktır. Memlekette “uçan kız, #ayısının artması erkek gençliğin ha- vacılığa bir kat daha sarılmasını cip olacaktır. Mahzur bir kanunun ta- dilinden ibaretse bunun biran evvel yapılmasını temenni etmeli. Bu bir çok genç kızlarımızı en samimi bir İstek » lerine ulaştırmış olacaktır. Türk kızını Türk havalarını korumak sevgisinden mabtum etmeğe hakkımız yoktur, Si- vil havacılık kadrosunda yer tutmuş, A bröve ve B lerini kazanarak ünifor- ma giymiş bir kaç genç kızımızı kamp- ta görenler göğüslerinin gururla ge rildiğini hissetmişlerdir. mü- Havacılık üniforması Türk kızına en yakışan elbisedir. Paraşütçü ve plâ- nörcü rozetleri kadar hiç bir mücevher bir Türk kızımın süsü olamıyor. Böyle bir zevkten memleket kadınlığını mah- R rum etmemiz cidden büyük bir insaf- sizlik olur. Buna hakkımız yoktur. 4 Şimdi, biraz rakam verelim; İnönü kampının, bu yıl, bizim gezdi- ğimiz güne kadar olan faaliyeti bize şöyle bildirildi: 1 — 404 yelken uçuşu yapılmıştır . Bu 404 uçuşla gençlerimiz 170 saat 41 dakika havada kalmışlardır. 2 — 75 defa uçak tarafından çekile- rek plânör uçuşu yapılmıştır. 3 — 326 yelken uçuşu yapmak için rtisör ile kalkış. 4 — İlk talimler için amortisöt ile 619 kalkış. 5 — İlk talimler için amortisör ile kalkış 937 defa. Bunlardan başka A devresinde bu- Tunanlar tarafından, (yani ilk defa o- larak talimlere başlamış olanlar târa- fından) 478 muvazene, 2436 rule, 3616 sıçrayış, 2892 düz uçuş, 393 adet 45 derece dönümlü uçuş, 147 adet 90 de- rece dönümlü uçuş, 1013 adet 180 de- reçe dönümlü uçuş yapılmıştır. Buraya, bunlardan başka elde edilen mühim bir neticeyi de kaydetmeliyiz . 19 öğretmen namzeği plânör öğret » meni diploması almıştır. İnönü kampında bü yıl 111 gencimiz kavacılıkta çetin talimlerine gönüllü olarak göğüs geriyor. Bunlarn yedisi Wenüz 15 - 18 yaşlarında bulunan genç lise kızlarımızdır. Bu 11 hava münevverden 10 erkek Ankaradan, 27 erkek 1 kız Is- tanbuldan, 9 erkek"1 kız Konyadan; erkek 1 Xız Bursadan, 7 erkek İzmi den, 38 erkek 3,kız Adanadan, 8 erkel 1 kız Edimeden witmişlerdir. am Kampın dağı » ilk vesikalarını da ş kündür: A brövesi 83, B brövesi 40, C brövesi 20. Bu üç brğve şekli kamptaki talim ve tahsilin Üç devre Üzerine sıralandı- ğını gösteriyor, Bu Üç devre içir kamp ta üç tepe ayrılmıştır, muvaffakıyet sıralamak müm - “.. Gerçlerin ne hümmalı bir sevgi ile ça- lıştıklarını görenler arasında hava 4- laylarımızın komutanları kadar elde e- dilen neticelerin kıymetini kim şezebi lirdi?. Talimler esnasında ben uçaklardan çok onların gözlerine baktım. Uçakçılığın en iptidai günlerinde ha- valara atılmak cür'etini göstermiş olan bu çok kıymetli havacılık üstadları sa- dece memnundular. o Şekip GÜNDUZ e Toprak kısırlaşıyor OMANYA jeoloji enstitüsü müdürü Makovci yer- yüzündeki petrol tabakalarına dalr ğer bir eser yazmıştır. Bu esere göre yeryüzünde insanların ihtiyacına an- sak 50 sene kâfi gelecek petrol vardır, ENİ sene sonra dünyadâki bütün petrol mader'leri kuruyacaktır. dikkate de. Yeniden yeniye kegfedilen petrol madenleriyse in- avları... Tabii bugünün dir. sanların ancak İki üç senelik İhtiyacıma yetişecek kadar ehemmiyetsizdir, Diğer taraftan Alman âlimleri Avrupadaki krom ve kurşun madenlerinin 9 sene sonra tamamen tükeneceği- ni hesaplamışlardır, 18 gene sonraysa Avrupada bir dir- hem bile çinko kalmıyacaktır, İlim yeni iptidai madde, ler bulmsk ve yaratmak hususundi sysa tamamiyle âcir. Alimler bu vaziyet karsısında o Avruapda yeni ma- den tabakaları bulmağa çalışıyorlar. Bu çalışma İsteni- günde olmak Ten neticeleri vermiyor, fakat maden sarfiyatı yıldan yla iharılmıyacak şekilde artiyor. 1044 manya 15,5 milyon ton demir sarfetmiş ve bünun yüz. de 63 ini hariçten ithal etmiştir. yılmda yalnız Al-