ğe Prenses, bu müsabaka ile İ an alâkadar oluyor ve her- #abırsızlanıyordu. Çünkü ğ at meraklısı clan prense- MAY iken Mısırdan getirdiği ia yendi çiftliğinde Sitiz bir kıç, YÜRüğü sevgili “Kızılok, İmer bu müthiş rakiplerle boy Hemen bütün cedleri muh” lleza Yarş sahalarında tanınmış biç | “tam koşu u, şeceresi çok arap att olan “Kızılok,, ilk iy yine “Tayfun,, ile be- $; fakat yarışın yarısından tahat ve ümit verici bir ğu halde, sonlarına doğru İk İNE bir i n Man, hatası yüzünden, yarışı NE Yay Kek buriyetinde kalmıştı. O çiftlikte büyük bir ihti- ve antremanları yaptı- ii un bu sene, korkunç w İle ondan belki de da- | * olan “Wing-foct,, a karşi yi, gerek prenses, gerek geçen seneki yarışını gö“ p e Uhutmamış olanlar, büyük kip Ve sabırsızlıkla bekliyor- i hayvanların aşağı yukarı ka, *enk ve hemen herkes tara" ağ iş oluşları bahsr müştere- aretlf bir safhaya sok“ b Nİ bir bindei olmasına rağ- iz la kadar kiçbir at ya- S » Esasen kendisi, Yaka” | teş büyümüş; babası öin- Wi oldukça geniş bir arazi kap A ardan pek dışarı çıkma- YA zi beraber yaptığı N » Yalcacrk civarmı do: len sonra, bütün âile ” köşklerine taşınmışlar; i ÇA akn, dünya zevk ve eğlen i vi 5 tamamile uzak bir | Hmağa başlamışlardı. Yalnız | Mi tahsilini tamamlamak | kız lisesine girmiş ve | areniyer imtihanlarını ver- İçe, * Senç kızlık çağına da tr olduğu için, bu sene tik İstanbulun yüksek ailele- ma girmeğe hazırlanr bir ketin birçok tanınmış si- ârâya topliyan böyle bir tiye bfensesin himayesinde ola” Me simdiye kadar yaşadığı z VE - liç senedenberi * ma “N, geniş ve canlı sosyete Sttişinin ilk adımı: sayılabilir- i : ç Sslükle zaptettiği bir heyecan ka, bire içine karıştığı bu Un iibirinden © zarif ve şık tu- 1 iy bayanları, gözlerinde : a nniyet pırıltisile seyredi- XX bağışlanan bu fersatın i taze birot haz ve çekiyordu. İN, Si. yarışları, bilhassa, bayi “kızıl ok,,unun alacağı bir merak ve endişe ile ideas yerinde du hi “a koşuna mı gidiyor? tai müthiş yarışta “Kı- hal, ; ©€ olmak, ona bu yarışı düny İçin ne lâzımsa yapmak ar Many edim. O kadar güzel, o “, , asil bir hayvan ki, ba. © BİĞİ bir çane almak hevesini Vj » nin kulağına fısıldadı: ik” Yarış otomobili al, da- Ray lerinde şimşekler çakarak “ahırın fevkalâde geril- €n, kendisini topladı. Hürü olüydi, Sadun, halk İN bir tokat yemekten kur Ve firttnalı SER'in aşk ve His Romanı: 18 Nakleden: Haldun S. Kip | muştı. LR RDİĞIMKİZA sezen Nazan, kâfi derecede intikamını aldığını anlayarak gülmeğe başladı: Bu sırada yarışlar başlamıştı.. Umumi bir neşe ve heyecan içinde programın bi” rinci kısmında müsabakalar yapılıp bit ti. Şimdi sıra, asıl günün o hâdisesi ola ikinci kısma gelmişti, Programın bu ki mına kaydedilen ilk müsabakalar da bit tikten sonra, gözler, bütün dikkatlerile, “depar,, yerine birer ikişer gelen hayvan Jarâ dikildi. Herkes, günün kahramanı olan üç meşhur rakibi o biran evvel gör- mek arzusile, boyunlarını uzatmışlardı. Sinirler müthiş surette gerilmişti. Prenses ve yanındakiler, yüzleri hele candan kızarmış bir halde “Kızılok,.un muhteşem rakiplerine biran endişe ile ba kıyorları sonra, ümit ve itminan dolu mazarlarını, gene (o kendilerininkilerine çeviriyorlardı. Manzara hakiakten güzeldi, Mahşer gibi bir kalabalığın çevrelediği hafif çimetnli depar yerine toplanan on kadar haliskan arap hayvanınm üzerine binlerce çift göz birden çevrilmişti, Bü- tün ümitlerini bağladıkları hayvanların kulaklarını oynatışlarından, öyaklarile yeri eşmelerinden, başlarını hırçın hır çın aşağı yukar: sallayışlarından ve buna benzer bir çok ince telerrüattan, hayvan- Tarmı o günkü kabiliyetleri hakkmda bir mana çıkarmağa uğraşan halk, nazarla” rımdakş manyelize edici dikkat ve ısrar- İa, sanki onlara tabiatten aşırı bir kud- ret ve takat aşılamak istiyordu. İnce uzun, kemikli ve damarlı yüzler, parlak, zeki bekışlı iri gözler, nefeslerini iltü ile biraktıkça, ka- natları gerilip açılan burun delikleri; kö- püklü ağızlar; dik ve narin Oboyunlar, ince bel, zarif kalça've asabiyetten titri- yen, verinde duramıyan, mütemadiyen eşinen ve oynayan narin bacaklar.; Işte, İevkalâde tenasüpleri, parlak yağıtz tatlı al, demirkir, renklerile gözleri büyüle yen bu haliskan arap atları, şimdi müt- hiş bir yarış yapmak üzere yanyana dizi- Miyorladr. Halk, âdeta nefes o dahi almr- yordu. Depar hakemi tabanca ile işareti verdi. Hayvanlar bir ok g ırladılar. Gözler koşanları âdeta güçlükle takip ediyordu. Yarış 3000 metre üzerine tertip edilmiş- ti. İlk beş yüz metrede bütün atlar aşağı yukurı ayni hizada koştular. Bundan son ra içlerinden bir tanesi, elli altmış metre içinde, diğerlerini bir at boyu kadar açtı. (9) numaralı olan bu atın taraftarları sevinçle yerlerinden sıçradılar. Avazları çıktığı kadar cokeylerini teşcie başladı. lar. “Ving » Foot,, ile “Tayfun,, hemen he- men yanyana ve orta taraflarda koştıyor lardı. Onların hemen gerisinden de “Ki glok,, geliyordu. Yüz metre kadar bu va ziyette gittiler. (9) numara hâlâ başta idi. Fâkat başka biri ) numara, bu- nun bir öt başı gerisine kadar yaklaşmış, başa geçmeğe çalışıyordu. (9) rumara ile (5) numaranm taraftar ları ayağa kallkamışları kadın çığlıkları, erkek sesleri ortalığı çınlatmağa başla” Ilk bin metre bu çekişme ile ve nihayet (5) numaranın başa geçmesile bitti, Bu aralık “Ving - Foot,, da, diğerlerini ge- fide bırakarak, üçüncülüğe kadar gelmiş- ti. Tayfun beşinci, “Kızılok, altıncı ge- Tiyordu. Nazan heyecandan sapsarı kesilmiş, a- yağa kalkmıştı. “Kızılok, un geride kalı şi onu İevkalâde endişeye düşürmüştü. Atlara karşı beslediği derin sevgi bilhas- sa “Kızrlok,a olan itimadı — dolayısile, kabahati yalnız cokeyde buluyor. (Devamı var) Dr. Necaeddin Atasagun Sabahları 8,30 a kadar ve âkşam- Jarı 17,20 Lâleli Tayyare Apr. 2 nci daire No. 17. Kurun ve Haber'in Kuponunun getirenlerden para alın- Istanbul S7 Bize; 4 EYLÜL — 1938 PAZAR Hicri: 1357 — Recep: 8 Güneyin sağa “neyin balp 5,30 18,38 e iman 5,00 12,18 15.52 18,38 20,15 3,45 Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için: 24222, Meyoğhu için: 4404, Kadıköy icin: 60020. Üsküdar £ çin: 00 Bakırköy, Bebek, Tarabya, Fenerlahçe. Kandilli, Eren hüyükeda, Heybeli, Burgaz, Kınalı, için: Telefon o muhabere memu- runa yangın demek kâfidir, u 20 21996. Galata yansin irsdst: 44908. Müddelumumilik: mnivet müdürlüğü: 24382. i İstanbul Elektrik İşleri Umum Müdürlüğü Beyoğlu: 44801 . İstan.) bul: 24378. Sular İdaresi: Beyoğlu: 44783. Beşik- taş: 40934. Cihali: 20222, Nurosmaeniye: 21708. Üsküdar - Kadıköy; 00773, Havagazi: İstanbul: 24378. Kadıköy: 60790, Meyoğluz 44642, İ aksı Otomobili İstemek çın Beyoğlu, ciheti: 49084, Bebek ciheti: 36 - 101. Kadıköy ciheti 60447. Denizyolları Istanbul acenteliği: 42362. Pazartesi Tophaneden 16,50 Mudanya, 20 Bandırma, Sulı Toplaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mu- danya. 19 Karabiga, 20 Bandırma, Gala- tadan 12 Karadeniz, Sirkeciden 19 Mer- sin, 22740, Karaköy: Tophanerden 16,30 Mudanya, Sirkecirlen 15 Ayvalık, 18 Perşembe Tophaneden 9,30 İzmit, 16,20 Mudanya, 30 Bandırma, Galatadan 12 Karadeniz. Cumartesi Tophaneden 14 Mudanya, 20 Randırma, Sirkeciden 15 Ayvalık, 1$ Barlın, Pazartesi Tophaneden Ofmroz, 9,30 İz- mit, Galatadan 8,30 Mudanya, 10,30 İzmir Sür, Karadeniz, 22.30 Mudanya. Müzeler (ya, Roma » Bizans, Yunan eser- Çinili Köşk, Askeri Müze ve sarnıç Sunayi Müzesi, Sıhhi müze. hergün saat 10 dan 18 ya açıkt Türk ve İslim eserleri müzesi: Pazar iden beşka hergün san* 10 dan 16 ya k ve Cuma günleri İö dan 17 ye ka- dar açıktır, Topkapı Müzesi: Hergün saat 13 ten 16 ya kadar açıktır. Mömleket Dışı Deniz Seferleri Romanya vapurları; Cumartesi günleri 13 de Köslenceye; ünleri 18 de Pi- re, Beyrul, İskenderiye, Malyan vapurları: Ovma günleri saat 10 da Pire, Brendizi, Venedik, Triyesle, Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 23019. Zvruna Hattı Semnplon eksnresi hergün Sirkesiden swat 22 de kalkar ve Avrupadan geleni Saat 7.25 te Sirkeciye muvasolat eder. Konvansiyonet 20,30 da kalkar, 1020 de gelir. Edirne postası: Hergün saat 8,50 de hareket eder, 19.33 de gelir. Anadolu hattı Hergün hareket eden şimendiferler: Saat 8 de Konya, 9 da Ankara, 15,15 de Diyarbakir ve Samsun, 15,90 da Eskişe- hir, 19,10 da Ankara ekspresi, 20 de A- dapararı. Bu t#renlerden sast 9 da hareket eden Ankara muhteliti pazartesi, çarşamba re cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir, MÜNAKASALAR: Ankara istasyonunda yapılan demir mar saat ve hareket kampanası tesisafına sit işler kapak zarf usulile eksilt meye çıkarılmıştır. Bu işlerin keşif bedeli ceman (9739) liradır. (o Bu işe ait şartname vesair evrakı Devlet — Dewiryol ları Ankara ve Sirkeci o vezneletiüden pa rasız.olarak alınabilir, Eksilime 7—9—938 tarihinde çarşamba günü saat 12 de Anka rada Devlet Demiryolları yol (dairesinde Merkez birinci komisyonunca yapılacaktır. GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Tevkifhanedeki sabıkalılardan. biri ko Buş arkadaşını öldürdü. Radyosu 4 EYLOL — 1938 PAZAR 18,90 dans musikisi o (plâk), 19 konfe rans, Fatih hulkeri namına, Suat İsmail Gürkan (diş etlerinin dişler “Üzerindeki ehemmiyeti, 19,20 Hafif müziki, Tepebaşı belediye bahçesinden naklen, 20 saat aya rı, Suat Gün ve (arkadaşları tarafından Türk musikisi ve balk şarkıları, 20,40 hava raporu, 20,43 Ömer Rıza Doğrul tarafın «dan arapça söylev, 21 saat ayarı, orkestra, 21,30 Nezahat ve arkadaşları — tarafından Türk musikisi ve İmik şarkıları, 22,10 ke #msp konseri, konservatuvar profesörlerin den Ali Sezin piyanoda Rana Seven, 22,50 Ajans haberleri,ertesi günün programı, 23 son, Yazan: Rahmi YAGIZ Benzin tenekeleri, yağ bidonları cephane sandıkları üssün yeral- i tı depolarına taşınmıştı. PN 7 GM Davst yine durdu, düşündü. Bu ka” kadar ecele, işine gelmez gibi görünü- yordu. Henüz denizden, Marmaradaki gizli üsden dönüyor, bir haftadır uzak bulunduğu işlerinin başına yeni geliyor- du... Bugün ve bu gece yapılacak birçok nın kuvvetli mevkiinden, kükümet üze- işleri vardı... Mâamafih, Ayşe Sulta - rindeki zımni otoritesinden istifadeyi de muhakemeden uzak tutmuyor, iki vaziyeti telife çare arıyordu. Mahınev den bunun için müsaade istedi; — Ben henüz yoldan geldim... Suk tan efendimizin huzuruna hazırlıksız çık sak istemem.. Onun için bu akşam mü- saade buyursalar, yarın akşama ka- dar her işimi tamamlasam, çok iyi ola- cak... Bu hususta müsaadelerine deli- letinizi rica edeceğim. Mahınev, uzun bir altın kordonla &- sılı mineli murassa saatine baktı: — Vakit geçiyor, ben köşke dönüp Sultanın broşunu almak bahanesile ka- fileden ayrıldım. Fazla kalırsam şüphe- yi mucip olur. Bunları Sultana arzede- ceğim. Yarın akşam. saat dokuzda "Maç kadan Beşiktaşa inen caddenin yol ağ- zında kupa ile sizi bekliyeceğim... Şim- dilik Allaharsmarladık.... Davist saraylıyı selâmladı; Mahınev, çapkın bir edayla eteklerini o toplıyarak arabaya atlarken ilâve etti; — Unutmayın. Tam dokuzda... Beşik- taşta... z Yaldızlı saray arabası, kuvvetli beygir lerin tozu dumana katan koşusile toz bu- lutları arasında geriye döndü, ayrıldığı kafileye yetişmek üzere hızla yola koyul- du, Davist, arabanın arkasından uzun w zun baktı.. Sonra, kendisini ogözetliyen Manuk ile biraz daha konuştu.. Akşam Ayaspaşadaki eve gelmesini tenbih etti, Faytona atladı, Ayazpaşaya, gitti evine döndü. Mahınev, yarı yolda kafileye yetişmiş, Ayşe sultanın arabasma geçmiş, çarça- çabuk işi sultana anlatmışir.. Muhteris kadın Mahımevi büyük bir dikkatle din- ledi, gözüne kestirdiği delikanlıyı bir ge ce sonra göğsüne bastıracağını müjdeler» ken kurnaz kalfasına takdir dolu gözler- le baktı: — Aferin, Mahmev.. dedi; çok bece- riklisin.. Şimdi dinle, Yarın gece için İh- lamur köşkünde bir eğlenti tertip ettiği- mizi şevketlü babama arzedeceğim. Ihla» mur kasrı için izin alacağım. Kasrın kü- çük dairesinde sen sabahtan her hazırlı- ğı göreceksin. Ve.. bu tafsilât, güzel o Davisti karş Yama hakkındaki, teferrüan (saraya gi- dinceve kadar sultanla Okalfa arasında konuşuldu, düşünüldü, tasarlandı. “o. Mister Palmer, Midillili Yakup reis ol- duktan, Sancaktar yelkenlisi okaptanı mevkiine geçtikten sonra derhal faaliyete koyulmuş, ilk posta benzin, gazolin ve mazot yükünü cephane sandıklarile bera ber gizli üsse taşımış, kapiten Brodeyle ç de görüşmüştü. Brodey İstanbul akınından yakayı kor Tayca kurtarmıştı. Pelengideryayı batır. dıktan, Kmanı biribirine kattıktan, Şo- sonu telâşa düşürdükten sonra Marma- raya açılmış, gyni gece, Hayırsızadadan ayrılan Palmerle yolda buluşmuş, görüş- müşler, Brodey gizli üs hakkında malü- mat almış, orayı görmek üzere doğruca rotasmı cenup istikametine tanzim etmiş ti. Palmer, ilk yükünü, Hayırsız adadan ayrılgıktan tam 60 saat sonra gizli üsse getirmiş; gece Romilo ile iki arkadaşının ve... Sancaktar gemisi tayfalarının yardı mı ile sovanların altındaki benzin tene keleri, yağ bidonları cephane sandıkları süratle üssün yeraltı depolarına otaşın- mış, istif edilmişti, Eski konsolos Palmer, Sancaktar yel kenlisi kaptanı Midillili Yakup reis giz Mi üs muhafızı Romiloya eşyayı teslim İ aldığına dair bir makbuz (O imzalatmış sonra şu tenbihte bulunmuştur: — Romilo.. Ben İstanbul açıklarında kapiten Brodey ile görüştüm. — Kapiten Brodeyle mi.. Harş şu tah- telbahir filosu kumandanı dediğiniz zat mi? — Evet. Üssü görmek üzere buraya geleceğini söyledi. Belki bu gece ben ha- reket etükten sonra gelir. Hazırlıklı bü Yun. Kapiteni karşıla, burayı gezdir. Ve- receği direktiflere göre hareket edersin, — Başüstüne kapiten! Siz hemen hare- ket ediyor musunuz? — Evet.. Şimdi demir alacağım.. — Ne zaman tekrar geleceksiniz? — Bilmiyorum. Fakat çok gecikmem, İstanbulda hamulem hazırsa derhal alır yola çıkarım .Brodey benim için de ta- limat bırakırsa söyle, bir kâğıda yazsın! — Olur kapiten! — Şimdilik Gudbayl — Gudbay kapiten! Palmer ilerde boz bir gölçe halinde duran yelkenlisine geldi. Biraz sonra de- mirinj alan “Bayraktar,, yelkenlerini 40 ra etti. Tekrar İstanbul (istikametinde yola çıktı, , Palmerin, İstanbulla gizli üssü arasın- da mekik dokuyuşu Davistin faaliyetine bağlı bulunuyordu. : Genç İngiliz acaba ne yapmıştı?. İstan bula geldikten sonra tahtelbahirlere lâ- zim olacak malzemeyi yeniden tedarik edebilmiş miydi? Palmer İstanbula gider gitmez hamulesini hazır bulacak mıy- dı?. Palmer bu. suallerin cevabını kendi tah Davist Ayaspaşadaki evire gelince a- rabacıyı bol bahşiş vererek savdı. Cebin- deki anahtarla kapıyı açtı. Ev bomboştu. Taşlığa girdi.. Yukarı kata çıktı. Kendi- ni bir koltuğa attı. Bir haftalık deniz yol- culuğu, İstanbuldan ayrılışından beri iş lerinin muntazam cereyanı kaybedişi delikanlının ruhunda büyük bir yorgun- Tak tevlit etmiş, sabahtanberi oradan 0- raya koşarak geçirdiği ozaman da yor- gunluğu üzerine tuz biber ekmişti, Davist düşünmekte çok haklıydı. Telsiz istasyonlarının o birisi, Davistin can düşmanı, Osmanlı donanması ku- mandanı amiral Şoson tarafmdan keşle- dilmiş, bastırılmış, körletilmişti. Şu hal de Karadenizdeki Rus. donanmasına ha- ber uçurtmak keyfiyeti ortadan kalkmış bulunuyordu. Bu, müşkülâtın en başta gelen kısımlarından biri, birincisiydi. Şosona yenilmek! Genç ve körpe İngiliz yavrusunun için- de üzüntü uyandıran bu nokta onu yeni- den ve daha kuvvetle faaliyete geçmeğe teşvik ediyor; bu vaziyeti bir türlü haz- medemiyordu. Davist arkaüstü uzandığı koltukta sa- atlerce düşündü.. Vaziyeti enine boyuna hesapladı.. Binbir plân kurdu. Şeytan çekici kafasında yumrulaşan binbir entri kanın arasında nihayet şuna karar ver- di, Şosonu yeniden mağlüp etmek (için, bu sabah taliinin önüne çıkardığı ftrsat* tan istifade etmek; kendisine ( kalfasile haber gönderen Ayşe sultanın sevgisine istinat ederek çalışmasını genişletmek; saraya el atmak, Şosonu saray ve dolayı sile umumi karargâh cephelerinde mağ- lâp etmek, yere sermek! Delikanlı buna karar verdikten sonra işin tertibat ve teferrüat taraflarını ele aldı.. Gizli hesaplar yaptı. Bazı ihtimal- leri gözönünde o bulundurarak bir plân tanzim etti, Bundaki hareket vechesi şu olacaktı. Muhteris Ayşe Sultanın sevgisine muka- bele eder görünecek, onu da diğer eleman ları haline sokacaktı. Davist tasarlayışını gözden geçirip ken disi de beltendikten sonra kalktı, banyo yaptı, soyundu, dökündü.. Rahat bir u kuya çekildi.. (Devamı var)