ama, Merakeşte Çoc k enteres Cinayet davası uğu dri diri uyuya gömmüş! hanelerde aylarca istismar ettiği, kamçıladığı m bir Vallı küçük günün birinde işe yaramayınca... ““*ş mahkemesi, Çeluh ismin. ie Arabı, İbrahim isminde bir h DR öldürmek suçundan dolayı ime etmektedir. Tesadüfen A bulunan bir Fransız “€ci muhakemeyi | dinlemiş, li m güzel bir yazı Yaş ora: ui Yazıyı tercüme edi- İle bein yaz sicak bir rür ter, İSE,» İnce kumları kaldıracak bü Şadırları doldurur. Yaşıyan Araplar günlerce * Uyuklar, dururlar, İbtiyar A karısı ve iki oğlu ile bera. idi Dışarıya çikmak İm- ibir şey. Bu imkânsizlik eNbeti devam ediyor.. Ellerinde Smm Ve günlerdenberi hayatla #kmekten başka bir şey yok. Yaştyorlar. Karısı Ayşe, ya. Ve boğucu rüzgâra rağmen kırhalar sırtında uzak bir ır- Me almağa gidiyor,. Yorgun- kad bir halde dönüyor ve ak. Yarı aç, yarı tok uyuklu. ET £, Hi # z VER Mike Ve İbrahim iaminde birisi beş Yaşında iki erkek çocuk bu a İçin ağır bir yüktür. Yara Şadırında yatarken Mehmet 4 Miş len bir şarkı sesi işitiyor. Arap havasıdır. Mehmet Ky yor, çadırdan çıkıyor ve MN ke, e Ufukta bir gök N € büyüyen ve yavaş ya. Sü alan bir silgi, di ley aleyküm! Vie kümselm, Gel çad:ra gir, bi- SAY iç ve sana başka bir şey i diğim için beni affet, gi #3 * çadıra giriyor, İki göcüğü r i ve Oturuyor. Kadın kalkıyor “Güy hazırlıyor. >. Heye atmıştır, Yabancı bu geceyi yay, siriyor a, ağArıp da Şefak söker sök çe kalkıyor, Ev sahibiyle me İran namazı *kskyor, Sonra Maş imi uyandırıyor, eline iki Sey” ve elinden tutuyor, bera. Bn, ar, derinde gıcırdayan ayak ik, Yor.. Sonra gittikçe uzak- vik vi al sesi,, k 4 a fakat kocası ona iki #4, e bir İeutu çay, ve on frank. v knot gösteriyor, Bunlar fb. a Bedelidir, Ayşe susuyor ii yor. Men, ağ va Canel Fena meydanında Pılmış evlerin önü şehr'n da ha İerinden bi Burada Ca, “satinde def sesi eksik ol a. # durmadan numara yar ' a eler giymiş iki çocuk de- Ma “tarak dansediyorlar. Bu Ni bir danesinin çevikliği şa- i l 0 aç ededir. Belkemiğini öne land riyor. Başını bacak- MN Eeşiriyor, bu vaziyette İM üdliyor. Bese ba hü in, :YOr, metelikler çocuğun e Yağmur gibi yağıyor. Öz ay ima kadar çocuklar du- Mağ den Yurada çalışırlar, Ak- sehirde Avrupalıların o. lere doğru giderler; kah. İl yi e önünde hünerlerini ME ilerteyince göcuklar tek- x Şielerinin yolunu tutar- , St Oturdukları ahıra yeti, " Yatış, > tisada eşekler bağlanmış e ahırıdır, Bir köşede ahimi babasından alıp va ismidir) oturmuş çay j Gözlerini & Svg, rini titremiye rn diker, k bakalım getirdiğin ia günün bütün hasıla. avucuna kor, Adam hirs- iy, Si Heyhat, ahali fa, e hâsılat Şok ar, in Çeluh kalkar, duvarda asılı kırbacı yakalar, Gözleri alevlenir, dişsiz ağar hain bir tekallüsle büzülür, — Soyun kâfir! Korkudan yere diz çöken İbrahim, ağlıyarak bu emre itaat eder. Her tarafında kamçı izleri görünen zayıf ve kemikli vücudu meydana çıkar. Kırbaç şaklar; sırtına, omuzlarıma kal- çalırına iner; kun fışkırır; çocuk bay- IWwr ve baygın, ıslak topraklar üzerine düşer, 1 Çelik Zalim heril e vakit kamçısın duvara asar, ve tekrar çay içmeğe koyulur, Bir kelime bile söylemeden bu sah. neyi seyreden öteki çöğü guk su getirir ve ağzından çıkarmaktan korktuğu hıçkırıklarmı göğsünde bo. ğarak küçük arkadaşının yaralarmi yi" kar, Yalnız başına karnımı doyuran Çeluh siyah ekmeğinin artıklarını da kurban. İarinm önüne atar. Çocuklar çok aç. tırlar, fakat boğazlarında düğümlenen ıztırap bir lokma bile yemelerine mâ- nidir, Zavallılar bir kelime bile söylemeden bir köşedeki hasırın üzerinde büz ler ve başbaşa kâbuslarla dolu bir vy- kuya dalarlar, » * Epeyce vakittir İbrahimin gözleri parlamağa, rengi solmağa, yanakları gökmeğe başladı. Ara sıra boğuk bo- uk öksürüyor ve çok terliyor. Tükü- rüğünde çizgi halinde kan izi var, Yi. ne Canelfena meydanında oynuyor, fa- kat canmı dişine takarak... Bir sabah vücudu ateşler İçinde ya- narak uyandı. Her tarafı yorgun; kalk. mâğa takati yok. Ter yanık yüzünün üzerinden su gibi akıyor. Kırbaç yine Şakladı; — Kalk yezit! Çocuğun derisi üzerinde yine kirmı- zı çizgi göründü. Fakat yapacak bir şey yok; zavallı çocuk kalkar kalmaz tekrar yere düşüyor. O vakit Çeluh biraz düşündü, sonra birdenbire İbrahimi kucakladı ve hızlı bezir kıra değru yollandı, Kırda incir ağaçlarından birçitin arkasında desin ve suşüşz bir kuyu bulunduğunu bili- yor, Arap, kuyunun başına geldi. Ora. da oturdu, Kuyudan pis bir koku çı- kıyor, Çeluh küçük çocuğu yere koydu. tb. rahim artık bir hereket bile yapamıyor. Yalnız bakışmda vücudunu saran müt. biş korkunun kelimelerle anlatılamıyan ifadesi var. Katil, korkudan gözleri büyüven İb- rahimin yanında diz çöküyor, Kuvvet- li on parmak çocuğun boğazına yapı. şıyor. Sikiyor, s-kıvor, sıkıyer. Fatil etr*fna bakivor, kimseler yok. heniz crrnm-a vücudu yakalıyor ve kuyuya fırlatıyor. İste Çeluh'u mahkeme huzuruna si rükliyen vak'a... . so. | i HABER — Akşam postası STOS — 1938 CUMA — Cemaziyelihır: 20 m mma ?, 3,32 Lüzumlu 7 eletontar için: 2 Beyoğlu için; lıköy içim: 60020, Üsküder & Bakırköy, Bebek, Tarabya, Böyükdere, Fenerbühçe, Kandilli, Eren- öy, Kartal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, , üçin: Tel muhabere meli runa yangın demek idir. Rami itfsiyesi Deniz itfaiyesi 3i Beyazıt kulesi; kulesi: 40000 hh imdat: 20 21996. Galat& yanın a030b. Beyonluz Ml Taksı Otomobili İstemek Içın Beyoğlu ciheti: 49084, Bebek ciheti; 30 - 101. Kadıköy ciheti 60447. Denizyolları İstanbul acenteliği: 42163 Puzarlesi Tophaneden 16,30 Mudanya, 20 Bandırma, Salı Tophaneden 9,30 İzmit, 16,30 Mu- danya. 19 Karabiga, na, Gala- 2 Karsdenir, Sirkeciden 19 Mer- 2240. Karaköy; Çarşamba Tophaneden 16,30 Mudanya, Ne Bandırma, Sirkeciden 15 Ayvalık, 1$ ların, Perşembe Tophaneden 9,30 İzmit, 16,20 Mudanya, 20 Bondırma, Galatadın 12 Karadeniz. Cumarlesi Tophaneden 14 Müdanya, 20 Bandırma, Sirkeciden 15 Ayvalık, * 15 Bartın. Parartesi Tophaneden Oİmroz, 9,30 İz- mit, Galatadan 8.30 Mudanya, 10,30 İzmir Sür, 127 Karadeniz, 22,30 Mudanya. Müzeler Ayusofya, Toma » Bizans, Yunan eser leri ve Çinili Köşk, Askeri Müze ve sarnıç Ticaret ve Sanavi Müzesi, Sıhll müze, müzeler hergün saat 10 dan 16 ya kadar açıktır.) v Türk ve İstüm eserleri müzesi: tesiden başka hergün saat 10 dan kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 3 dar açıklır, ö 3 Mergün saat 13 ten 10 ya kadar açıktır, Memleket Dışı Deniz Seferleri Romanya vapurları: Cumartesi günleri 18 de Köslenceye; Salı günleri 18 de Pi- ro, Reyrul, İskenderiye. İtalyan vapurları; Cuma günleri saat 10 da Pire, Rrendizi, Venedik, Triyeste, Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 23079. /.vrupa Hattı Semplon ekspresi hergün Sirkeciden #not 22 de kalkar ve Avrupadön geleni sant 7,26 te Sirkeciye muvasalut eder. Konvansiyonel 20,30 da kalkar, 10.20 de gelir. Edirne postası: Hergün sant 8,50 de .hareket eder, 19,33 de gelir. Anadolu hattı * Hergün hareket eden şimendiferler: Saat $ de Konya, 9 da Ankara, 15,15 de rhakir ve Samsun, 15,30 da Eskişe- , 19,10 da Ankara ekspresi, 20 de A- dapazarı, Ru trenlerden saat 9 da hareket eden Ankara mubfelii pazartesi, çarşamba ve cuma günleri Haleb ve Musula kadar sefer etmektedir. MUNAKASALAR: İnbisarlar İdaresi İspirto bidonlarında kullamılmak üzere şartrame ve nümunele. ri mucibince 600 adet kizi) ayar musluk açık, eksilime wsulile açaktır. Maham men bedeli beheri kuruş hesibile 1550 lira ve murukkat & Mı 101,25 Ji. radır. Eksilime 29-8.938 lari N pazartesi günü snat 1) da Kabalaşla zın ve mübayant şubesinde alım Komisyo nunda yapılacaktır. Pazar» ya Di hi Istanbul Radyosu 26 AĞUSTOS — 1938 CUMA 18,00 rans, Se mesut ol len, Nezihe Uyar ve ark dan Türk musikisi ve halk şarkıla N 40 Hava raporu, 20,63 Ömer Rıza tarafın. dan söyler, 21 saat orkes.. tea, nda Mes Keleei,| xörlerinden;i r ve ertesi günün prog, saa ayarı son. Romen havalari, 9 seri, 20,10 plâkla opora, 5 piyano kan BUDAPEŞTE 18,30 radyo orkestrası, 20.30 piynno kan seri, 21 sizin orkestrası, 23 cazbunl, 23,45 di değse iM vtazan: Amiral Şoson, Rahmi YAGIZ aşkumandan vekilinden geniş selâhiyet istiyor z ga. — Tahtelbahir meselesini... — Bu iş, bütün hâdiseleri için al. dığınız tedbir, tertibat yalnız arzdah mı ibaretti? Tahtelbahir meselesini o arzeL. miştim derken ne kasdettiğinizi anlamı- yorum. — Marmaradaki düşman tahtelbahir. lerinin faaliyeti hakkında almacak ordu ve donanmanın müşterek tedbirlerini ar zetmişlim. — Meselâ ne tedbirleriy: nız? buldukları" Evvelâ, İstanbulda gizli bir düşman telsizinden şüphe ettiğimi anlatmış, bu. için merkez kumandanlığına, umumi karargâhın ha. rekât ve istihbarat şubelerine emir veril- mesini istemiştim, Rinnzrga Enver paşa, Şosonun söğlerile hayrete çevrilen hiddetini unutmuş. saf bir eda ile konuşmasına devam etmişti: — Şu gizN telsiz işini sizden, ama sö- züme dikkat edin, sizden daha ilk defa burün öğreniyorum. — Ayni gün, Yavuza yapılan tahtelba. hir taarruzu sırasında aldığım KR size göstermiş, o zamana kadar ben de| şüphe halinde yaşıyan bu endişenin ba” kikat olduğunu isbat eden vesikayı biz- zat zatıdevletinize vermiştim. — Hiç hatırlamıyorum. — Hattâ, bu işi süratle tetkik etmek üzere tertibat almak vaadinde de bu. unmuştunuz. — Bunu da hatırlamıyorum. — Daha ileri giderek iddia edebilirim ki tahtelbahirleri sevk ve idare eden, dö” nanmamızın, hattâ ordumuzun harekâtı- sıkışık vaziyete sokan bu ( telsizin muh. sahasını da tesbit o etmiş, temel faa! bunu dâ bildirm , — Peki, bu sözünüzle kabahatin sizde değil de ben de olduğunu mu iddia ede ceksiniz? — Hayır... böyle bir şey aklımdan bile geçmedi. Yalnız bu işte zannettiğiniz gi- bi tedbirsizlik ve ihtiyatsızlık suçlarınm uhdemde tekâsüf etmediğini bildirmek endişesile söz söylüyorum, — Şimdi sözü bir tarafa bırakalım. Ku mandanlığa başladığınız tarihten bugü. ne kadar geçen bir buçuk senelik zaman zarlmda donanma hesabma muvaffaki. yet sayılacak hiçbir vaka kaydetmedik. Bu hal daha ne zamana kadar sürecek? İstifa etmek zarureti karşısında bulun- duğunuzu müdriksiniz tabit... — İstila etmek. Bence ikindi plânda gelen bir harekettir. Fakat, böyle bir it. hamla iş başından çekilmek, Alman do nanmasmda Senelerce fedakâr hizmetler ve hattâ bi y f indirecek bir keyfiyete ne tahamül ne de müsamaha edebilirim. iyet ne olacak? yet ve bazt tedbirlerin almmasını istiyorum. — Neg — Birer birer arzedeceğim. Ve bunlar yapıldığı takdirde donanmanm göstere. ceği faaliyeti tenkide değil, takdire mü- at edeceğinizi şimdiden temin öde rim. hafif bir ışık, yak. bulutların are" sarı renkli ve rsrk- utluk gülüeü dolaş. ne kullandığı di Paşanın vüzünde ıda Zi M izler gibi bi tı.. Şosorun muslik mağrur ve gerç diktatörü (o teskine kâfi gelmiş, başkunülndan vekili imdi daha ü dil kullanarak konuşmayı) 19 örkestra, 20 bando, 21,10 radyo or. kesirası, 22 klâsik Konser, 210 hafif müs 20 şarkılı konser, 20,30 hafif müzik, 22, YA konser, 23 radyo orkestrası, tarafından dans müziği, 4 ) — Ne yapalım, ne istiyorsunuz?.. Ted- bir saydığınız nelerdir? — Evvelâ gizli telsiz istasyonunu bul- mak, meydana (çıkarmak . için gerek P) teşkilâtına gerekse diğer hur barat teşkilâlına emir verilerek tanbul ve civarında geniş bir araştırma ve tarama faaliyeti yaplırmak.. Bu bi- rinci tedbirdir. Paşam, size (istedi teminatı veririm. Rus filosuna gemi 5 İstanbuldan hareketini haber veren de, bizim buradan vaka mahalline gidişimiz haberini uçuran da, yani Karadenizde 2“ mira! Kolçağın harekâtmı tanzim eden ve ettiren de bu gizli vasıta, bu hain düş man eli, bu esrarengiz telsiz istasyonu. dur. Enver, paşa düşünmeğe dalmıştı. Kar- şısında her şeye. hattâ izzeti nesi mev zuubahs olduğu halde gizli bir düşmanm mevcudiyetine dair rsrarından vazgeçmi. yen Şosonun sözlerini fikren tekrar edi- yor, böyle bir telsiz ten donanmayı düşüreceği müşkül vazi. yeti hesaplıyordu. Biraz sonra, gözlerini Şosonun ma da gezdire gezdire devam et — Peki.. Şimdi bu istediklerinizi yap- taracağım. Vereceğim emirlerle İstanbulu köşe bucak araştıracak, hiçbir gizli vas” tanın kalmamasını temin edeceğim. Fa. kat bu, bundan sonra muvaffakiyetsizlik lere nihayet vermek için kâfi bir sebeb olacak mı?., Şoson, azimkâr bir ifadeyle cevap ver- di: — Evet, Fakat yalnız bu değil, daha bâzı tedbirler de var, meselâ, daha evvel, ce arzetmiş ve sizden vaad almış olduğum bir iş daha var; ” — Neişi? — Marmara sahil şehirlerinde bir sahil muhafaza teşkilâtı meydana getirmek. — Biliyorum, Bunu karargâhın birin. ci şubesi tetkik ediyor. Şimdi onunda neticesini sorarım, Başka? — Bir de, Marmara sahilinde ve Ça- nakkale darülharekâtı civarındaki Rum i daha içerlere naklet zaten mevzii olarak buru tat- bik ediyoruz, — Mewzii tatbik keyfiyeti istediğimiz neticeyi vermez. Orun için bunu mmta- kaca yapmak lâzım. Paşa küçük, kıvırcık bıyıklarını, bura bura düşündü, Sonra, artık bu konuşma ya nihayet vermek istermiş gibi bir jest- le: — Peki. dedi, bunu da yapacağım, Amiral, bu sondur. İstediklerinizi tama- men yaptıracağım. Fakat, bundan sonra en ufak bir işte zerre kadar müsümaha beklemeyin. Hem benden, hem de AL man umumi karargâhından,. Başkumandan vekili son cümlelerile g- fahi bir ültimatomu andıran diskurunu burada kesti, Şoson teminat vermeğe bi“ ie cesaret edemedi. Ayağa Kalktı, Paşa. dan müsaâde istedi. Kapıya doğru yürü. dü. Eşiği atlayacağı sırada Enver paşa” nm tok ve gür sesi duyuldu : —,Amiral.. Şimdilik östifanızı bekle. miyorum.. Bundan sonra da beni azaba sokacak böyle bir bekleyişe maruz bırak muyacağınızı umarım. Harbiye nezaretinden çıktıktan sonra Şoson doğruca donanmaya geldi. Tah- telbahir meselesi için tedbirler aramak” la meşgul olmağa çalıştı. Bir yandan da gizli telsizi civarda aramak, araştırmak için seçilen müfrezelerin sayısını üçe çı. kardı, Donanma, haftalar vardı ki ken- dine asıl verilen deniz yazilesinden uzak kara işlerine bürm sokmuş. hbaratının esas işlerini karişlır” kurcalamağa girişmişti, Ayni gün, umumi k; âhın muhtelif şubelerine başkumandanlık titri ile gelen emirler veni vaziyefleri işaret ettiler. Ha. k 9esi hemen bu emirleri talimata tahvil ederek Marmara sahil vilâyetleri- ne tamimler gönderdi. Yeniden şümullü ve geniş bir tertibe girişilti. > (pens Ver)