PE HABER | AKŞAM POsSTAS| iSehibileeXNeşriyat” Müdürüği - HasantRasim<Us “İDARE EVİ: istanbul Ankara caddesi . Hüâdiseler, pikicler Halk ve kanunlar Hükümet hazneden halk menfaati lehi- ne fedakârlık ederek, hayat ucuzluğunu temin etm Bilhassa geçen kıştanbe - yış üzerinde iyi ve derin tesirini b tirecek kadar esaslıdır. Buna rağmen ara sıra gazetelerde eski fiyatların vam etmekte olduğu ha! mektupları görmekteyiz. İ tin fedakârlığını yalnız kendi hesal yontmağa çalışıyor. Bir kasaba gi' niz vakit, resmi fiyatı etin ya kalma- mış olduğu cevabını alırsınız; yahut, dolaplardan ihtikâr fiyata et almak zarwretinde kalırsınız: Şikâyetler biri ve belki başiıcası da bu! Fakat eğer halk lehine tedbirler tat- bik olunurken, halk kendi menfaatini devlet vaşıtasile müdafaa etmezse, kü- kümet mürakabesinin gevşekliğini iddia etmekte haki: olabilir mi? İngilizler der ler ki: “Demokrasilerde kanunu me- murlar değil halk tatbik eder.” Bunun mânası, ve bilhassa umumun menfaati- ne taallâk eden kanun ve tedbirlerde, her vatandaşın tıpkı bir memur gibi, devlet yardımcısı olmasından ibarettir. Lokanta, gazino, kasab, bakkal ve saire nerede bir fiyat yolsuzluğuna rast ge- Mirseniz, bu yolsuzluğu kabul edip muh- kirin suç ortağı olacağınız yerde, me- külkümet memurlarını vazifeye da- vet edip vatandaşlık vazifenizi yapmak- ta şüphesiz kendi menfaatiniz bakrmın- dan da daha iyi hareket etmiş olursu- nuz, İktikâr bizde hükümet memurların dan fazla -çünkü hükümet mürakabesi her gün her köşe bakkalının tezgâhı ba- şında bulunamaz- halk müsamahatın- dan cesaret almaktadır. Halk, garp memleketlerinde olduğu gibi, kendi men faati ve hele devlet kanım ve tedbirleri rafından teyit olunan muayyen menfa- atlerini kıskanç ve titiz müdafaa etme ği âdet edecek olsa, ve ihtikâr yapan bir kasab, gazinceu, yahut Jokantacı arkasından tupkı evindeki malmı çalan bir hırsızın peşinden koşar gibi, dâva- sını takip etse, garp alış verişlerindeki disiplin bizde de süratle tcessüş eder, Müsamaba bütün tenbellikler gibi, sa- hibi tarafmdan önlenen bir kusurdur. İndirilen bir fiyat, tıpkı ay veya haf. ta başında elinize geçen ücret gibi, ke- senize girmiş olan bir paradır: Buna ri- ayet etmiyen her hani bir muhtekiri niçin, tramvayda cebinizi yokliyan bir yankesiciden daha başka türlü telâkki ediyorsunuz? Maattessstif eski kanuna hürmetsizlik terbiyesinin mirası olarak bizde kendi lehine olan kanun ve ted- birlerde dahi, kendi aleyhine olanlarla birleşerek şikâyetçi kalmağı tercih c “in ruh hastaları vardır, Yeni devrin insan- ları, kanunları, onlara ait tatbik vazi! sinin en mühim kısmı kendi hisselerine düştüğünü bilen ve bir umumi menfaat tedbirinin velev on milyonda bir kendi- si için şahsif menfaat “emek olduğunu takdir eden bir zimiyetle, hattâ vazife sini yapmıyan memurla dahi mücadele ederek, yürütmeğe ve muvaffak kılma- ğa çalışmalıdır. Kanun devrinin tama. men teessüsü, halk ile hükümet arasın. da, kanunlara hürmet temini hususun- daki arkı ve müsamahasız elbirliğinin tahakkuku ile tamamlanmış olacaktır. Ulustan F.R. ATAY Türk - ingiliz anlaşması Yondra 18 (A.A ) — Lordlar Kama- rası, İngiliz - Türk maliye anlaşması hakkımdaki kanun liyihasmı ikinci kırâatinde bugün kabul etmiştir. | âzelelerdie Mehtaplı bir gecede işlenen aşk cinayeti Esmer güzeli genç kadını başına bir şişe indirerek İngüterede So | merset Civarında işlenen © esraren giz cinayet bir aşk macörası o ile başlamış, bir fa- cia İle bitmiş gibi görünüyor. Bundan üç gün mehtâplı bir ge ede, Somerset undan geç va- bir geçiyor. içinde bir kadınla, erkek vardır. Yol Üzerindeki garaj sahibi; Öldürülen kadın iki, evvel, kit ufak mobil oto. — Bu âşıklar ne tuhaf insanlar! di- ye düşünüyor. Gecenin bu vaktinde dağlara gidiyorlar. Çok geçmeden, arkadan bir otomo- bil daha gidiyor. Arkasından bir oto- mobi! daha... Garaj sahibi, o zamana kadar, ora. lardan gecenin bu vaktinde böyle o tomobil geçtiğini pek görmemiştir. Bu Üç ctomobilden hiç biri kendisinden benzin alınadan geçtiği için adamın canı sıkılıyor ve âşıkları daha garip görmeğe başlıyarak odasına çekiliyor. Otomobillerin geri dönüp dönmedik- leri belli değildir. Yalnız, ertesi sabah, © civarda, bir kadın ölü olarak bulunu- yor, Bu, 30 yaşlarında, esmer, güzeli kadındır, Çok garip bir şekilde öl rülmüştür; Cinayette kullanılan âlet ne tabancadır, ne bıçak.. Katil kadının kalasına sert veya keskin bir şeyle vur- muştur. Bu, bir şişe de olabilir. Kad, aldığı yaranm tesiri ile der. hal ölmüştür. Cinayetin aşk yüzünden işlendiğini gösteren bir çok detiller vardır. Evvelâ, kâtll, kadmı öldürdüreceğini daha ev- velden kararlaştırmış olsaydı her hal- de yanma bıçak, tabanca gibi bir âlet alırdı. Kadının başma bir şey oindire- rek öldürdüğüne göre, cinayeti âni bir şekilde işlemiştir. Bundan “başka, mehtapk bir gece, her halde cinayet işlemek için intihap edilecek bir zaman değiMir. Böyle bir şeye karar veren insanın karanlık bir yer tercih etmesi beklenebilir. Fakat, cinayeti kim işlemiştir? İlk otomobilde kadınla beraber giden adam mı? Yoksa onlardan sonra geçen oto- mobildekiler mi?, Bunu anlamak için bir otomobil te- ketleğinin bulunması lâzımdır ve İngi- liz polisi bunu aramakla meşguldür; Cesedin bulunduğu yerin biraz öte sinde bir otomobil tekerleğinin izi var- dır. Burada kadının yanına kadar da kan lekeleri devam etmektedir. Bu, ci- nayetin otomobilin içinde işlendiği ve cesedin bulunduğu noktaya kadar oto. mobilden sürüklendiğini göstermek. tedir, Otomobil! tekerleğinin yerdeki izi ka. | hiba alınmış ve muhtelif kopyaları çıka rılarak bütün polis merkezlerine gön- derilmiştir. Şüpheli görülen otomobil. lerin tekerlekleri bu ize göre muayene ediliyor ve katilin otomobili aranıyor. Diğer taraftan, kadının da kim oldu- ğu henliz anlaşılamamıştır. Bunun için, radyolarla bütün İngiltereye kadının şekli şemaili üzerindeki elbiseler bildi- rilmekte ve tanıyan varsa haber verme. si rica edilmektedir. Eski Avusturya Şuşnig kabinesi azasından olup bü- gün yeni Avusturyada da yüksek bir | mevki işgal eden bir tek kişi vardır, bu da eski hariciye nazırı Dr. Guido Şmit. tir, Doktor Şmit, başvekil Şuşnizi Hit lerle görüşmiye göndermekte çok mü- essir olmuş bir kimise sayılıyor. Onun tavsiyesi ile Berhtsgadene gidip Hi: - İerle görüşen Şuşnig Avusturyanı hakı için Almanyanın ilk te! İle k.- gılaşmıştır, Memleketlerinin ilhakı tehlikesini görünce, Şuşnig kabinesinin diğer aza. ları mücadeleye veya Avusturyadan kaçmıya hazırlanırken hariciye nazırı l telâş etmemiştir. Bu süretle, onün ev. velden teminat aldığı zannelilmekte * dir. Bugün doktor Şmit Avusturyanm en büyük silâh fabrikasının müdürlü- lüğüne geçirilmiştir. Bundan evvelki müdür bizim paramızla 250 bin lira kadar tutan bir maaş alırdı. Doktor “ Soysuzlaşmış sanati, | >. rm de e m ressamların eserlerinden biri Londrada, ekserisi Almanyadan koğul. muş Yahudi ressamların eserlerinden müteşekkil bir si — açılmıştır. Almanların “soysi 3 sanat,, İsmini verdikleri bu tablolar Londrada teşhir e. ) dilirken Münihte de bir Alman sanat ser gisi açılmıştır. Hitler sergiyi bizzat a. çarken Londradaki sergiden de bahset- miş ve bunun siyasi maksatlarla açılmış olduğunu söylemiştir. Howard HMögs'ün tayyeresi, üç günde dün yayı dolaştıktan sonra sıradâ Londradaki sergide teşhir edilen Yahudi kim öldürdü ? Neryorka indiği Hariciye Nazırı Silâh fabrikasına müdür oldu Dr. Şmit Şmite daha fazla para verileceği zanne- diliyor. Çünkü Almanya, bü silâh fabrikası na bugün eski Avusturya hükümetin - den daha fazla ehemmiyet vermekte « dir. Doktor Şmit Şuşnigin talebesi idi ve siyasi hayata onun yardımı ile girmiş- tir. Eski Avusturya sosyalst lideri Eski Avusturya sosyalist lideri Otto Baver iki halta kadar evvel Pariste ölmüştü. Evian konferansının toplanma sına çok çalışmış olduğu için, bugün bu konferansa iştirak edenler tarafın - dan ismi hürmetle" anılmaktadır. Başvekil Dolfusla Viyanada kazlı mücadelelere girişen, nihayet OAvus- turyadan kaçmıya mecbur olan eski sosyalist lideri, ondan sonra Parise gel miş ve orada yaşamağa başlamıştı. Son Avusturya hâdisesi üzerine de, bilhassa memleketinden kovulan Ya - hudilerin vaziyeti ile meşgul olmuş ve bu meseleye bir hal sureti bulmak için bir konferans toplanmasını teklif etmiş- ti. Fakat, bu konferansın toplandığını kendisi görmemiş ve daha evvel ölmüş. tür. Geçen gün Londrada rubunu taziz İ için bir ihtifal yapılmıştır. Italyan - Macar görüşme eri Dün Romada başladı Roma; 19 (A, A.) — İtalyan ve Ma- car devlet adamları arasındaki görüş- melçre dün öğleden sonra iki saat müd det devam edilmiştir. Bu müzakerelere Musölihi, İmredi, kont clano ve dö Kan 19 TEMMUZ — 1985 4 Ke Çıplak adamlar üzerindi tetkikler! H ASAN Kumçayı yazıyor: “Her sene olduğu gibi bu sene yar koyunda bir deniz hanımı | yapıld” manın bir tarafında erkekler, diği” lında kadınlar denize ( giriyorlü”” bir diyeceğimiz yoktur. Bu sene (48, rak erkekler ile kadınların suya #İfliğe yer arasında ve deniz üstünde yi minde bir de kahve yapılmıştır. Pa, denire girenleri seyretmek ir lanıyor. İşin bu tarafına da bir diY mix olmıyabilir. ire Ancak son günlerde kahvedeki gi lerden bazılarının ellerine dürbüt suya giren, yahut güneşe karşı Yaltı lak Insanların vöcutlurun tetkike İy dukları hayretle göze çarpıyor! Bai du umum! ödup ve alılâk varlığı YÜ ae niyetinde olmamakla, kendimizde “ag bir sslâhiyet de görmemekle bera” manzaradaki garibeti kaydetmeden çemey ikm, m Gazetecilik en kola) meslek değildir ZEKERİYA Serfel gezetelere e e müracaalla iş < İstiyen gene bahsederek şöyle yazıyor: ö *Bu gençler, niye bir doktora gidi” yanında asistan olmak İstemiyorlar? İ Niye bir avukta müracaat edip d” bakemelerinde kendisine yardımı edeli ceklerini söyliyerek iş aramıyorlar? Niye elektrik idaresine bayrura” yağ hendislik yapabileceklerini iddia yorlar? Günkü bütün bu meslekler e rından munyyen bir tahsil, balk yen bir diploma ararlar. Tıp Fak den diploması olmıyan kimse dok! edemez. Hukuk fakültesinden mezun “gf yan kimsenin avukatlık o yapmasını müsaade elmez. Diploması olmıyan * dam mühendislik yapamaz. Gençlere 4 sil aramıyan, diploma © istemiyen, İÜ sebeble de herkesin yapabileceği # veren tek bir meslek kalıyor: o Viki Onun için hergün eşiğimizi enli beveskârlar eksik olmuyor, Herke9 e teciliği en kölay, en basit bir mesle$ yor. Halbuki gazetecilik, serbest meli rin en zoru, en ziyade tahsil istiyen la olarak mensuplarından ayrıca ki ler istiyen bir meslektir, f CUMHURIYEL Tramvay Şil ketindeli ( ecnebiler BİDİN Daver tramvay sarki “mütehassıs, ecnebilerin N kületinin şirkete emri üzerine yzWi' Mi malar: hâdisesinden bahiste diyof “Diyelim ki bu zatların hepsi haf mütehassıslırlar ve ihtisaslarında? ettiğimiz için kendilerinden özür “yif 7 gi lim, Fakat, bu memlekette bir t1$' letecek mütehassıs yok mudur? ww larını, devlet fabrikalarını, kömüf hg #f sındaki ocakları ve tesisatı igletm€ mi zordur? Bütüm buralarda Türk ii Türk mütehassısları çalışıyor ve > : tanbul tramvaylarından muhakkaX iyi işliyor. i İstanbul tramvaylarını işletenler Üz gi kikatte, gene Türk gençleri; o yol” düğümüz kasketleri sırma şeritli yeleli” larımızdır; Giler'ler, Gomez'ler, ra'lar değil Bu sözde mütehassısların şimdi?$ iy başında kalmaları ve Türk BeN. re hakkını yemeleri asla caiz deği di vi vay kumpunyasının, bü memurlâ' ırk sevgisi, şükran borcu, min! ii sa, onları, kendi hissesine düşe yi dan ayırdığı maaşlarla busüsl nun edebilirdi; fakat; iş başına X ei ten idare eden Türkleri getir“ ye y Biraz geç kaldı amma ni v3 gi oldu. Arlık gidiyorlar. Türkiyede, it, duygu ile ayrılıyorlarsa, Türk m yi” veriiğine ve nezaketine ze > ya iştirak etmişlerdir. daki İmredi, dün akşam Roma seliri ile İtalyan hükümeti MEZ yi Bürgos mümessilini kabul FEERA Fİ wk rise SERE LESESİŞ. İSİPSKIŞİĞSĞİLLLE SIR