HasaniRaszimsUs DARE EVİ Muzasma» dâdiseler, fikirler Zonguldak - Ereğli-Karabü misellesi Yazan: Nizamellin Nazit yn Vek Şakir Ke sebir, | Zonguldak ve Ereğlide iki gün, çok köklü incelemelerde bulunduktan #onra, #6çme gazetecilerimizden, müte- hassıslardan ve Nurullah Esat gibi dev- ilet ekonomisinin en mühim çarhlarında çok mes'uliyetli vazifeler almış mesai srkadaşlarmdan mürekkep, mümtaz bir kafileyle birlikte Karsbüke gitti. Iktısat vekili Şakir Kesebirin bu #6- yahati, beş gün evvel İzmite gidişi ka, dar, belki daha üstüş bir ehemmiyeti haizdir. Zira geçen her gün, Zongul- dak - Ereğli . Karabük müsellesi içinde kurulan ekonomik mntakada, milli kal- kemamızm sikhatini arttıracak bir yeni hamle, bir yeni hız kaydetmektedir. Sümerbank'ın memlekete kazandırdı. Zi endüstri müesseselerinin herbiri, ge. ri ve gerek İşlettirilmele. ri itibariyle milli kalkınmamızda ayrı ayri mühim veller oynamışlardır. Fakat Türk memleketi dilediğimiz ekonomik sikhate ulaşabilmiş midir? Henüz hayır... Niçin ulaşamamıştır? Zira endüstri bir küldür, Kendisinden beklenilen faydayı ancsk tam kadrosu ile kurulduğu gün verebjlir. Endüstri Plânımızın; her maddesini tahakkuk et- trdiğimiz anda, hiç şüpbesiz, bir parça dalıp diri ve ergin bir çehre alıyoruz. Fakat tam sıhhatimizi ancak endüstri Plânımızm bütün maddolerini, nazariye Ye proje halinden kurtarıp, bacası tü- ter, çarhları döner birer müossese ha, ine soktuğumuz gün elde edebileceğiz. Bilhassa nğır endüstriyi kurduğumuz gün. Erdüstrileşmemizin bel kemiği olan Sümerbank, dine kadar, bütün kudreti- me rağmen başsız bir gövde halindeydi. Gövde, Karabükteki fabrikanım düdük - leri ötmeye başladığı anda bir baş ka- zanmış olacaktır, Türk kömürü, Türk demirini, Türk o- cağmda erittiği gün, Türk zekâsı ve Türk eli bu demiri kendi müesseseleri- mizde döğüb işlediği gün Türk mille en büyük bayramını kutlulıyacaktır. Ro- mantik, kahramanlık devirlerimizin dı - gida, ulaştığımız yeni devrin en büyük bayramı, hiç şüphesiz, büyük endüstri sahibi oluşumuzu tes'it eden bayram © İacaktır. ... Şakir Kesebir, ekonominin, bütün branşlariyle uğraşıyor. Pronsipe bakar- sak, “bir vekilin vazifesi budur şöphe. #iz, diyebiliriz. Fakat ekonomi bakanı- nın, işe başladığı günden itibaren faali- yetine hâkim olan şekle bakmca onun ekonomimizi idarede büro çalışmalarına mümkün mertebe az zaman ayırmak te- mayülünde bulunduğunu da #eziyoruz. Kesebir yorulmaktan zeovkaliyor. “Mü- cerred" in mürküin mertebe dışına çik- mak ve “hâdise” leri mahallinde bütün Anasiri ilç inceleyip “müsbet” in en doğ- rusunu bulmağa ve sezmeğe çabalıyor. Memleket ekonomisinin en mühim “bâdise” si şimdi Zöngüldak - Ereğli - Karabük urasında tekevvün etmekte ol, duğuna göre, bu seyabattan alınacak ne- ticelerin, en mühim işimizden en büyük #stifadeye imkân verecek müsbet se- Zişleri doğuracağı umulur. Efkâr umumiyenin, Zonguldak - E- reğli - Karabük müsellesine verdiği ©- hemmiyeti anlamak için vekile refakat eden gazeteci kafilesine şöyle bir göz atmak kâfidir. 'Türk mitteti büyük endüstrisine ve bu endüstrinin on mühim koları olan kö- İ bulunan makinist vr, ğe Bp” Başlarofı 1 incide şinas genç mühendis, işaretlerle bu ar- zusunu arkadaşı pilot İlhamiye anlat mıştır. İnönündeki tayyare sahasmı İyi tanımıyan İlhami, meydanın üzerinde tereddüdlü bir iki uçuş yaptıktan sonra, yere doğru süzülnüştür, İşte . müessif kaza bu sirada vukun gelmiş, saha dı- şmdaki bir tümseğe çarpan tayyare bir. denbire kapıklanmıştır. Kapakiauma çok şiddetli olmuş, mü- bendis Salâhaddin Alan, başından yarala narak hemen ölmüştür. Makinist İlhami, mucize sayılabilecek bir tesadüfün yar- dımiyle kurtulmuştur. Kaza yerine yetişenler hafifçe yaral: İlbamiyi Eskişehire naklederek tedavi altıma almışlardır, Es- kişehir hastanesine kaldırlan merhum Salâhaddinin ernazesi, bayraklara sarı larak, merasimle istasyona indirilmiş ve huzasl bir vağonla dün akşam şehrimize getirilmiştir. Değerli mühendise bu gün büyük bir cenaze alayı yapılmış, kendisini havacı- Uğa vakfeden ve bir hava kazacma kur. ban giden genç şehit, çok kalabalık bir kütle tarafindan Edirnekapı şehitliğin - deki ebedi medfenine naklolunmuştur. Üç yabanc: dil bilen Salâhaddin Alan, Almanyada okumuş ve yüksek tahsilini Fransada yapmış bir tayyare mühendi- #iydi. Ayni zamanda iyi bir pilot olan merhum, cumhuriyetin onuncu yıldönü- mündeki meharetli uçuşlariyle, kendi - sini taniyanları bayrete düşürmüştü. O, Eskişehirde askeri tayyare mühendisi sifatiyle de üç ene vazife görmüştü. Mühendis Salâkeddin otuz beş yaşın- daydı ve beş sene evvel, güzellik krali- geliğine seçilen muallim Naşide Saffet- le evlenmişti, Dört yaşmda bir çocuğu vardı. Nuri Demirağ müteessir Bizde tayyare endüstrisini kurmak £ çin büyük fedakârlıklar göstermekte o- len sermayedar Nuri Demirağdır. Şehid tayyareci ve mühendis Salâhaddin Alan- la bilikte üç yudanberi bu, işi ole almış- Yard. Sefhhsdafn” Alanla” 'diğör bir iki mühendis tayyare. &ndüsirisinde ihtisas yapmak Üzere muhtelif Avrupa endüs- tri merkezlerinde çalıştırılmıştır. Nuri Demirağdan hâdise hakkında ne düşündüğünü sorduk. Çok mütcessirdi. Dedi ki; — Ecel gelâi cihane, baş ağrısı boha- ne. Şehid Salâhaddin çok kıymetli bir gencimizdi. Onun henüz 30.35 yaşların- dayken ve çok sevdiği, büyük ümitlerle bağlandığı bir yolda ölümü herkesi mü- teensir etmiştir. Fakat benim bundan duyduğum azab daha büyüktür, sanırım. Zira, kendisini, meziyetlerini bilerek, çalışma meşekkatini tanıyarak ve kendi- siyle measi arkadaşlığı yaparak seovmi- şimdir. Salâhaddinin sanatma ve ccsare- tine karşı olan hayranlığımda ve itima- dımda hiç aldandığımı hetırlamıyorum. Fakat sanıyorum ki bu kaza yaptığı e- #örin hatası değildir. Salâhaddin o ka- der atılgan ve cesur olmasaydı, bu kaza olmazdı, Eski ve kıymetli bir pilottu, Lâkin antrenmansızdı, ve bu cihet kendi sine defeatla söylendiği halde yine bu işi tecrübs pilotuna yaptırmamış, bir tecrübe pilotu istememişti. ... Salâhaddin Alan bir Türk geneiydi. Ölümüne nasıl acrmayız? Salâhaddin Alan, sanatında kıymeti- ni tanıtrış bir mühendisimizdi. Ölü- mine nasıl acımayız? Salâhaddin Alan, bava ndammn mukaddoratına hükmeden meçhul sin- «li düşmanlığın karşısında bir defa da- ha (ve maalesef son defa olarak) is. pat etliği cesaretinden de kolaylıkla anlaşılıyor ki tam bir uçakçıydı. Hava filolarımızın ancak mütehassıs ve ce- müre, demire, bütün madenlere ve bun- ların enklnde ve muhafazasında kulla, nılacak vasıtalara, höm ticari, hem as keri manalariyle o milstakbel, Omodem Türk Ilmeanlarına büyük bir alâka duy. maktadır. Bu alâkanm, rejime muhabbet heline inkılâp edişindeki nisbet, müsett ve Faydah tezahiirlerle karşılaşıldığı dere- cedo artacaktır. Şakir Kasebirin, mes'uliyeti derece sinde kıymeti ve şerefi yüksek vazife döruhte etmiş bir vatandaş olduğunu bilerek Salıştağı muhakkaktır. Nizameddin .NAZIF | sur hava adamlarımızın bolluğu nispe- tinde kudret İfhde edeceğini bildiği- miz bir devirde bu bale nasıl acıma, yız? Acryorur. İstanbul şehri, genç, ce- sur ve mütehassıs uçak mühendisimi- zin ölümünden omemi>ketin duyduğu azabı, bu gün yapdan cenaze morasi- mindeki yüksek alâkasıyla göze vur- muştur. Her uçakçınm ölümü, uçakçı- ğın memleket o müdafaasında aldığı ehemmiyet ve yüksek mana bakımm- dan, bir fevkalâde hâdise olarak mü- talca edilir. Salâhaddin mütehassıs bir uçak mühendisi olması bu fevkalâde hâdiseye bir başka matem çeşnisi daha katmaktadır: Yerli uçak oöndüstrimizi kurmağa hayatmı vakfedenlerden olması, ilk mükemmel eserir! tamanıladığı gün meş'um bir talihsizlik yilzünden gözle, rini bayada kapaması. Haber, siyil tayyareci, mühendis Salâhaddin Alan'ın ölümün- den duyduğu acıyı böyle anlıyor. Bu gencimizin ölümü ile büyük bir şey caybettiğimize İnanıyoruz. Bunun tek teselli tarafı, Türk gençliğinin hava- ları zapta karar verişizdeki azmin kudretinde ve dıvamlılığma İnanışı- mızda buluyoruz. HABER Malyada feci bir kaza Roma, 15 (A.A.)— Taligliari * Roma hattında işleyen “deniz tayyaresinin dün sabah bir kazaya kurban gittiği ve içinde bulunan yirmi yolcunun da öldüğü anlaşılmıştır. Bu yolcular ara sında general Valle'nin iki hemşiresi de bulunmakta idi. 'Tayyarenin enkazı dün akşam açık ds nizde bulunmuştur. Şimdiye kadar yak nuz altı cesed bulunabilmistir, "Tayyarede 20 yolcu vardı kazanın sebebani tesbit etmek üzere tahkikata başlanmıştır. Çekoslovakyada Almanlar harp talimi yapıyorlar Prağ, 15 (A.A.) — Alman südet par- tisi hali hazırda bohemyanın şimalinde “parti muhafızları” toplamakla meşgul dür. Namzedler sıhhi bir muayeneden geç tikten sonra liyakatlerine göre üç kıs m ayrılmaktadırlar. Sil Silah kullanabi - lecek olanlar birinci guruba inzibatı temin edebilecekler ikinci guruba, parti dahilinde servis yapabilecekler de üçün cü guruba ayrılmaktadırlar, Olgesdrof'da bu ““muhafızlar"ın bir kaç kere gece muharebesi talimleri yap- tıkları bildirilmektedir. Suadiyede bir aşçı sevdiği kadını ağırca yaraladı Evvelki gece Suadiyede bir ahçı, ayni evde oturan i bir hizmetçiyi beş yerinden bıçakla yaralamıştır. Suadiyede Bağdat caddesinde avukat Raâilin evinde ahçılık yapan 22 yaşların- da Şaban 20 yaşmdaki Hasibevi uzun zamandır sevmektedir. Fakat bilhassa son günlerde Hasibe Şabandan Oadamakıllı yüz çevirmiştir. Müteaddit defalar yalvaran Şaban emel lerine muvaffak olamayınca evvelki ge- ce yarısı gizlice Hasibenin odasına çık- mış ve saatlerce göz yaşı dökmüştür. Fakat Hasibeden gene iltifat göremi- yen Şaban gözleri karararak kadınca « ğızın üzerine atılmış ve elindeki bıçağı beş dela vücudunun muhtelif “yerlerine sokup çıkarmıştır. Hasibenin feryatlar rına yataklarından fırlayan ev halkı ko şuşmuşlar ve otomobille derhal nümune hastahanesine kaldırmışlardır. Şaban polisler tarafından bahçedeki odun yığınları arasmda tutulmuştur. Arnasutköyündeki hâdise Dün gece saat 21 de Arnavutköyde kadın yüzünden bir cinayet olmuştur. Büyük ayazma mevkiinde oÇilekçilik yapan 35 yaşlarında Bekir oğlu Mehmet ile gene Arnavutköyde Rizeli Mustafa- nın araları ayni kadına tutkun olmaları yüzünden hayli müddettir açıktır. İkisi- nin de sevdikleri kadın köyün Rum kız- larmdan birisidir. Fakat çok güzel olan bu kız ikisine de'yüz vermemektedir. Bu vaziyete rağmen iki âşık birbirle- riyle daima bu yüzden sık sık kavga et- mektedirler, Devriâ'em Ber Paştarafı 1 incide Högs, Nevyork tayyare meydanına saat 15,34 de inmiş ve bu suretle devri j ailevi sebeplerden yaptığ Dün gece kafaları çekmiş olan Meh- met ve Mustafa gene aralarında bu me- seleyi açmışlar ve saçma bir münakaşa olmasına rağmen güzel kızı bir türlü a ralarında paylaşamamışlardır. İşte bu sırada görü Gönen Lâz Mehmet taban- Casını çekmiş ve: “Ben seni öldüreyim de, kız yalnız bana kalsın,, diyerek Mus taların üzerine ateş etmeğe başlamıştır. Etraftan yetişenler Mehmedi kaçarken yakalamışlar, göğsünden ve bacakların: dan ağır surette varalanan Mustafayı da imdat otomobiliyle hasatahaneye kak dırmışlardır. Otomobil cinayeti Başi aralı 1 incide ile öldüren Ali Rıza ayni tabancanm kurşüniyle kendi de ölmüştür. Yaptığımız tahkikâttan bunu bazı anladık . Bundan sonra evli olduğu tesbit edilen Ali Rızanm ailesinin aranmasına baş- Yandı. Bu sırada İpsaladan gelen evrak meyanında yapılan tetkikatta Yanolanın dinle münasebette bulunduğu muhabe. di ile münasebette bulunduğu muhabe- re evrakı mbünderecatiyle anlaşıldı , Ali Rızanın ailesi memleketin her tarafmda arandı. Nihayet Malatyada oturdukları anlaşılâr. Mahalli © âlâka- dar memurlarca yapılan wzun tetkik ve tahkikten sonra Malatyada ikamet et- tikleri, hâdise tarihinden tahminen iki buçuk ay kadar evvel Adanaya gitmek üzere Ali Rızanın ailesiyle çıktığı ve fakat Adanaya gittiğine dair bir kayr* we emare mevcut olmadığı şüpheyi cel- betti. Mezkür evde yapılan aramalardan âlem seyahatini 3 gün 19 saat 16 daki. | sonra Ali Rızanın karısı Yanola ile yedi kada bitirmek suretiyle dehşetli bir re- kor yapmıştır. Amerika bahriye nezaretine ait üç tayyare Högsü karşılamıya gitmiş ve 350 kilometreyi beraber yapmıştır. Höçs yere indiği vakit tayyate mey- danın: dolduran halk tarafından çılgın- ca alkışlanmıştır. Assosiated Presin yazdığına göre, tayyareci Amerikâ hava kuvvetlerine ait son derece hassas bir pusla kullan . mıştır. Bu suretle mezkâr pusla ilk defa böyle uzun bir seyahatte tecrübe edilmiştir. Puslanın mükemmel olduğu (İde bü ekilde tenevvür etmiştir. ve dokuz yaşlarındaki çocuklarının ce, setleri, evin alt odasında döşeme tah- tası sökülmek suretiyle kazılarak gö - müldüğü anlaşılmış, ve cesetler oradan çıkarılarak yapılan muayenelerde Ya nola namı diğer Saadetin bıçakla (ve çocukların da boğulmak suretiyle öldü- rülmüş oldukları fen ve adli takkikat- le tesbit edilerek memuriyetimize bil . dirilmiştir. Şu vaziyette yukarıda İsmi. geçen suçları yapmaktan suçlu Ali Rıza öl müş olduğundan artik adli cepheden Bebebini tesbit etmek Üzere tahkikata ld GUMHURIYEL, Sinir dinamosu pe Sofa yazıyor: “Bizim taşkın ve sevimli arda Nizamettin Nazif, Haber'deki yazi dan birinde, şerefin, muvaffakıyetia, # ferin ve istiklâlin dinamosu telâkki ii Bi siniri müdafaa ediyor; bir hâdise şısında sinirlenenlere, yahad bir işte fifçe sinir karıştıranlara cçmiyetin *deli,, veya “anormal,, teşhisi yapıştırdı. İ Bına da İşaret eltikten sonra, O sorW w “Acaba şi delileri veya anormalleri kalemde tayyediverseler, yalnız tabil 8 a lerin elinde kalscsk © olan şu dünyü hali ne olur?,, Ne olacak! Bütün güzel sanatlar, iyl featlar, bütün bayırlı inkılâpler, iğ büyük aşklar ve ulvi ihlirasler d# kalemde orladan kalkar; vurdumduyi ların dünyasını içi mermer döşeli TU rın soğukluğu kaplar. Fakat, bunlarin Pİ. | raber, belki sabun kazanında adam nnimalardan, © İki çocuğunu ve kari” boğduktan sonra koskoca iki erkeği d* banca İle vurmalardan, kerapla sevi 4 sinin suratım — yaralamalardan, kendi”. yüksek binaların tepesinden aşağı fır! atmalardan, kendi kürnna bıçak 9 malardan veya kendi beynine kurşu” malardan da eser kalmaz. Sinir, yüksek ve alçak, iyi ve vi güzel ve çirkin her ihtirasın dinameğ. dur. Bu dinamo, ortalığı aydınlığa işikların kaynağı olduğu zaman güzel 2 tirasların, fakat, birdenbire patlayıp > hem kendisini, hem de etrafını yakıp tığı zaman kötü ihtirasların emrin: Siatr doktoru denilen adam, enerji lar Yarının ve elektrik yangınlarının öl e #eçmek İsityen patlak bir dinamo tenifiii cisi değil midir? Ne yaratma, ne de tahrip kabiliyel” sahip, vurdumduymaz ve mıymınti, Bikanlı,, dedikleri soğukkanh, soğuk, #) nüllü, soğuk bakışlı, soğuk sesli ve sok dili sinirsizlere gelince, şüphesiz, bi” da bozuk sinirliler ve kaçıklar kağ” daviye mubtaçtırlar, Doktorlar, azgımları terkine uğraşiğizi rı kadar, vurdumduymazları ve lat veri rı da biraz tehyice çalışsalardı, bil bi vögellrei ye nemelâzmer memlekeliz muhtaç olduğu sanal, & fikir ve Ti heyecanının kimyevi çerelerini olurlardı. Şimdilik bu işi doktorlar yerine vr) haneciler yapıyor. Dinamoların sık pallaması da bundan olacak!,, par bi vi Içtimai yardım teşkilât İ GÇENLERDE güzeteler imei dı: Uç çocuklu bir kadın koc dan nafaku almak üzere mahkemeye e ği rocanl etmiş; fakat kocası işsizdir. B# ye | beple püjaka lalebi reddedilmiş ve di bu karardan sonra çocuklarını mahk de birakmağa davranmış, hakkında ve cukların: terk suçundan sabıt tutali Sabiliz Zekeriya Serlel bugünkü VEN il sında bu feci hâdiseden bahsediyor" a “Bir vakıa ki, ber ikisi de hakir. vw bir ndam nafaka ödeyemez. Yoktan e bir şey var olmaz. Dünyanın yara! ei yoklan var olmuş lelâkki eden dini * ve kileri bagün fen, yoklan hiç bir çil var olmıyacağını isbat ederek Çi va İşsiz bir adamın içinde yaşadığı Y tan da bir nafaka yaratmak maliki madığına göre, ayni şekilde İşsiz ala) çocuklu bir ana, bu nafakayı, bu üç | Bun gıdasını nereden bulsun?..., i “Bu gene dönüp dolaşıp geldiğini Umal yardım, içtimal teşkilât m dir. İşsizlikte mücadele, beynelmi tün dünyanın başarmaya çalıştığı bİf cadeledir. Her cemiyet kendi nir# göre bunun çarelerini bulmaya çal” Demokrasiye dayanan memleketleri de PE ir | na karşı tatbik ettikleri çare içtimai He | dım teşkilâtlarını çoğaltmak ve dirmektir.,. “Bizde Avrupa ve Amerika kadi” him bir İşsizlik meselesi olmuyabilir” kat bu, leşkilâtin bizde yapılması değildir, demek değildir. Bunu gö” alan hükümet te, İş Kanununa bü fa bir çok maddeler koymuştur. Fakat bu meseleyi esaslı bir şeki İetmek için İşsizleri himaye edece” # | susl teşkilârlar meydana gelirmek “yg | Teşkilât altına alınmıyan, talik al miyen hiç bir fikrin, o hiç bir et | semeresi toplanamaz. Mahkeme kor ğ da kalan bu çocukların, gideceği cuk müesseseleridir. Ana ve babi! 22) vazifesi kendine iş temin eden müs yasılasiyle, hayatlarını kazanmay* K dıktan sonra çocukların devletin yar dan almak, devlete veya cemiyete | Tosmaktır.Kendilerine ba fırsat verili sonra ans ve baba hakkında, Jeh “©