ei EE te TA TEMMUZ — 1938 Politika : mıza eden HARP olmayacak Yazan: VERNON BARTELTI eg ilterenin en tanınmış siyasi mü- aş aden Vernon Bartlett, Lon- “Koğ sıkan mecmualardan birine n harb olmıyacak?,, başlığı al- Meke Yazı yazarak Avrupanın bu vaziyetini kendi görüş zaviye. ç tahlile çalışmıştır. Harb kor- ata, Avrupadan uzaklaştığını an- den Ye meraklı bir mevzu teşkil e- e Yazıyı kmsaltarak naklediyo- Büpkeniz ki Her Hitler zeki bir &- * Örün politika âleminde kendine eiiileri vardır. Meselâ sürprizleri piç, “wöartesi günleri ortaya çıkar - e halk üzerindeki psikolojik te: tİr: Oümartesi günleri balkm politikadan baska şeyler işgal 6. memleketlerin nazırları pa- Sabâhi masaları baslarına dön - Yakit kriz geçmistir. Onlar, sa: İşin tökerriir etmemesini Hit #temekle iktifa ederler, o ka- #74 Mİ *ş?# iPti Mayıs ayı zarfında, muayyen bir büsbütün umulmadık bir ne- i. Üç belediye intihabmdan Yapılması dolayısiyle Alman Çekoslovak hududunda top- rivayet olunuyordu. Alman Yine ayni şekildn Avusturya, lerini birkaç gün evvel gören Almanyanın bu * hareketinden olarak telâşlanmıştı. Ben o ki bu rivayetler Sudeten e BE korkutup onların Her Her. ie yey vermelerini temin için i çıkarılmış. Tam Biç beklenmiyen bir şey oldu. hükümeti gayet böyük bir Veni seferberlik ilân etti ve bu- n bir muvaffakıyetle a ftlle çıkardı. İngiltere de işi tahmininden daha ciddi tut- r Hitleri Başırtmıştı. Reichvehr emek, müteyakkız davran- Müfrit Naziler ise he- geçmek istiyorlardı. Filva- Mzyik neticesi olarak Çekos- un günün birinde eline geçeceği şüphesizdi; re alışmış bir millet beklemek pek güçtü. Bu Berlindeki İngiliz sefaret , ından biri oradaki İngiliz 4, tinin ve ve senelik ta - etinde, 'ereye seyahati İçin dan bir tren hazırlanmasını Alman - Tay ytei bulundu. Bunu duyan lord iza Almanlar tarafından Kargı ii ve İngilterenin on- arb İlin edeceği geklinde İatimalini derpiş ederek he. ye yl İngiliz sefaretine haber Mey çocuklar için isteni- dat, ML m # #5 f ” İİ # 5 71? di iğ trenden derhal sarfmazar 6- Bdi. Hitler bunu duyunca nene İngiltere işi eiddiyo Seko, Vİ tercddildden sonra o pimi harekâtmm derhal dur- Kama verdi, Bu, Hitlerin ilk mağlübiyetiydi. Seki bir hikâye sayılır. Msa, Muvapı cer olduğu için burada bulduk. Bu tren vaka. Sarpan lord Halifaks ile arasmdaki farktır. Almanyanın bundan hemen harb ilân Gdcceğin. » Halbuki bu hareket AL Çekoslovak seferberii. v tösaretini kırmıştı. Ne. ya harb etmek is. Almanyaya aşılanacak ns diğer daha #ulhperver ,Bdiseye düşürecek kadar yle olmakla bernber, ölmek veya öldür . Attıklarmı düşünmek de Almanya bugün herbede. Vaziyette olduğunu Yrgti. “yak diremesiyle ortaya » Almanya Viyanayı iş / # fi 74 /*, fi ş HE HM # gz -g. 7 Hi 4 # fi # gal ettiği vakit öyle bir petrol buhrau başgöstermiştir ki, Münihteki ve hu » dutlara yakım yerlerdeki husus! otomo- biller günlerce benzinsiz kalmışlardır. Alman gazeteleri bakır ve spir Jüzumlu madenlerinin kıtlığndan şikâyet edip duzmaktadırlar, Büyük Alman gene. rali daha geçenlerde bir harbin ekmek © vesikasiyle bitesleceğini, fakat hiçbir zaman ekmek vesikasiyle başlıyamıyr * cağını söylememiş miydi? Bu gernit al tmda Almanya harb yapabilir yapsa bile kazanabilir, ve bu günkü iiderleri Pasta kalabilir mi? Avrupada yakın bir zamanda harb o - lup olmıyacağını tetkik eedrken son za. manlarda en fazla patırtılara sebeb olan Almanya 7 İlk olarak ele aldık. Hakita 6 uygun olduğunu sandığımız görüşle - rimiz gösteriyor ki, bugün için Alman yanın herhangi bir harb ayantürüne &- tilmasına İmkân yoktur, Şimdi, Avrupa- nm en fazla harb emelleri güden İkinci memlekötine göz atalım: Sinyor Musoli- minin vaziyeti Her Hitlerinkinden de fw ba, O, gitgide İtalyan halkı arasındaki İ- tibarmı kaybediyor, Berlin - Roma mih. veri birçokları için eski cazibesini kay- betmiş bulunuyor. Halk arasmda, bir harb vukuunda işlerin daha fenalaşaca- Sına dair kökleşmiş kanaatler var, Al - manya ile askeri bir anlaşma yapmann ne dereceye kadar doğru (o olabileceği hakkındaki fikirleri sorulan on iki bü- yük İtalyan generslinden dokuzu böyle bir tasavvura tamamiyle muarız çıkmış- İardir. İtalyadaki büyük rütbeli zahitler, *aristokratlar; hatt& kral hanedanı faşiz- min almakta olduğu istikameti beğen * memektedirler. İtalyada ökoromik du - Tum eskisinden daha fenadır. Duçenin beynelmilel işlerdeki son üç teşebbüsü semeresiz ve akim kalmıştır. Habeş harbi hönüz bitmiş değildir. Ha. beşistandan İtalyaya getirilen yaralılar ve hastalar Napolinin malâm iskeleleri- ne değil, gizli iskelelere çıkarılmakta vo vaidle filiyat arasındaki pek kuvvetli te- zadi halkın gözünden saklamak için giz- Nice hastanelere kaçırılmaktadır. İspan- ya harbi de Musolininin yüzünü güldü- reçek bir seyir takip etmemektedir. İ- talyan halkı vaziyetten memnun olmak- tan çok uzaktır. İtalya Habeş harbinden boyunun ölçüsünü almış, İspanya harbin- de ölen İtalyanlar ise halkı barbden büs, biitün yıldırmıştır. İtalyanın bu şerait altmda sulh istiyen milletlerin başm - da geleceği tabiidir. daponya urlık birinci kuvvet değildir Kısa bir zaman evvel uzak şarkta ko. lay kolay boy ölçüşülemiyecek birinet sınıf bir kuvvet gibi görünen Japonlar artık bu yöhretlerini kaybetmiş bulunu. yorlar. Çirde milliyet o hissi adamalalir uyanmıştır. O kadar ki artık Japonlar tarafından Çinlilere satılan esrar bile onların bu hissini uyuşturamıyor, Büyük, önline geçilmez bir kütle göneral Çang - Kay - Şek'in arkasında toplanmış bulu- Buyor. Japonya topuna, tüfeğina, muaz- zam donanmasına rağmen âciz-bir mev- kide. Yukarda — sıraladığımız üç Totaliter devletin üçü de İngiltere için birer teh, like teşkil ediyor. Maamafih fıkaranın zengine gipta ötmesini ayıblıyamazsinız. Gayet tabil ki gençler ihtiyarların yeri- sım? ni almak ;eeeklerdir. Almanya bütün enerjisini, ekonomi plânları ve psiko'ojik bir müstemleke İştiyakiyle; İtalya Akdenizi bir İtalyan denizine ka'betmek sevdasiyle; Japon- ya garb tesirini uzak şarktan kazımak gayesiyle kavruluyorlar. Bu üç devlet bu emellerine mail oler- lar Britanya İmparatorluğu yok olur, Oa- lar gayelerine ulaşmak için doğrudan doğruya bizimle harbedemiyorlar. Çün - kü o takdirde bizim kadar onlar da mu- tezarrır olacaktır. Eğer bügün İngilte- (Devamı 15 incide) iğ HAPRER <- Aksam postası En yüksek dağa çıkma teşe Ayı bbüsü gene müuvaffakiyetsizlikle neticelendi adam Everest'e yenildi Everest tepesi, Tibetlilerce mukaddes bir mabut sayılır; onun üzerine çıkabil- Tibet yaylâsma 8,388 metre yüksek- ten bakan dünyanın en yüksek dağı Eve- rast, eski rakibi olan insanla bir defa daha karşılaştı. Haşin tablat insanı bir defa daha yendi. Everestin döv çürsesi yanında bir karınca kadar bile kalamı, yan beş on insan, bu mağrur dağın ya- maçlarına bir defa daha saldırdılar, yine yenildiler. Başları eğik, yaylâya, mede- niyete doğru geri dörmeye mecbur ol- Gar, Bu ödailerın hepsi İngülzair. Hormon hepsi Himalâyaya hücum etmeği bir meslek haline sokmuş eski dağcılardır. Eksörisinin hayatında dağ başlarmda göçmüş heyecanlı maceralar vardır. He- yetin reisi olan Tilman ve arkadaşı O- del, dağlarda en yüksek irtifan çıkmak rekorunu kırmış insanlardır. 1936 da bu iki adam Everestten sonra dünyan en yüksek dağı Nadoda Deviye çıkmışlar - dır. Tilmana bütün Tibet halkı, yüksek dağlar üzerinde yaşavışmdan kinaye o, larak Ayı adam Jâkabını vermişlerdir. Bü adamlar bu kadar şiddetli azimle. rine rağmen niçin bir düzüye mağlüb olu yor, riçin Everest tepesinin üzerine İn- san ayağı bâsamıyor? Bir dağ, bir harp cephes'ne benzer Cihan harbinden sonra ilk defa ola - rak Evorest tepesine çıkmak tasavvur edildiği vakit müşküller siyasi ve beğeri sahada görüldü, Everest, iki memleket arasmdaki tabif hududların en emini, en mükemme'idir, Bu tepenin İki tarafı o- lan Napal ve Tibet biribirine hiç benze- miyon iki ülke, Fakat bu iki ülkenin müşlerek bir vasfı vardır, Her iki di - yarda yaşıyan insanlar Ayrupalılatdan nefret ederler. Napal, İngiliz Hindistanıyla dostça münasebette bulunmasma rağmen Eve, rest dağma çıkacak herhangi bir sefer heyetinin kendi topraklarında konakla- masına keal'iyyen müraade etmemiştir. Fakst Napal Avrupalı heyetlere kolay- hk gösterse dabil Evereşte bu cepke - den hücum imkânsız gibidir, Himalayu - nü. Napala hikim olan yamaçları çok dik ve sarptır, İnsanın bu yamaçlara tır. manabilmesi için kuş veya sinek olması icab eder. Himalayanm Tibet üzerine inen ya - maçları dahs az meyillidir, Fakat Tibet- te, Himslayaya çıkacak heyetlerin top, rakları üzerine keten çadırlarını kur - masina kolay kolay müsaade etmez. Bi- nun için evvelâ, Fransa kadar geniş bu yolsuz, telefonsuz memleketi idars eden insanların, sefer heyetlerinin zararsız wehlüklar olmasına inanması lâzimgelir. Bir Tibetlinin 2ihni, insanm yalnız Eve- rest tepesine çikmak için yurdunu, yu- mekiçin mabudun iznini yasını terkederek bu kadar zahmetlere katlanacağını almaz. Bu teşebbüsün al- tında başka maksatlar görür. 1923 de ilk sefer yapılırken Tibetliler Befer heyetine müsaade vermek için u- zun zaman tercddüd etmişler, sonra izin vermişlerdir. Hattâ heyet reisine dağa çikebilecekterini söyliyen *Pibetli dovlet adamı şu cümleyi de ilive etmekten kendini slamamıştır: 26 ih vetiyorum: Çünki siz'za- rarsız delilersiniz!. i Fakat Himslayaya çıkabilmek için bu izin kâfi değildir. Çünkü Everest, Tibe. tin mukaddes tepesidir. Buraya Avru « palıların pis ayaklariyle basabilmesi için evvelâ bir mabud sayılan tepenin izin vermesi gerektir. Bunun için de memlo- kette çok nüfuzu olan rahiblere, Lema- lara müracaat etmek lâzımdır. Bereket versin ki her memlekette dini kendi menfaatlerine âlet eden ruhani zümre, ayni seciyededir. Binaenaleyh sefer he- yetinin altınları veya kıymetli hediye « Jeri bu dini müsaadeyi almağa kifayet 6- der. Zafer imkânsızdır ! 1922 de, 1924 de, 1933 de, 1935 de ve en nihayet bu sene, Everest tepesine ka dar çikmak ve isimlerini bu süretle ta- rihe geçirmek için beş defa teşebbüs 6, dildi; beş teşebbüs de muvaffak ola - madı, Çünkü bu dağa çıkış, kürenin başka dağlarma çıkışa hiç benzömez. Evvelâ, baharda buzlu ve dondurucu rüzgâr « ların uğrağı olan Tibet yaylisında tam bir ay yol yürümek feab eder. Yu- muşak kar üzerinde yapılacak bu sefer değa çıkmak istiyehleri karşdıyan ilk en geldir. Bu vadiyi geçmeğe muvaffak olanlar Monblandan daha yüksek bir irtifaa çık- mışlardır. Fakat önlerinde tırmanılacak dahs 4000 metre vardır. Bulundukları noktada kâfi gelmemeğe başlamış olan hava, daha yukarılarda daha fesi vazi- yetler yaratacaktır. 1933 deki heyetin doktoru olan Gren, hatıralında şöyle yazıyor: “Bu hava vaziyeti içersinde ufacık bir hareket İnsanı yorar, çadırda yalağınız- dn yatarken bir yandan öbür yana dün- mek İnsanı nefes nefese getirir, Her a, dımda beş defa soluk almak zaruretini hissedersiniz. Binaenaleyh, Himalayaya çok yavaş, Irtifalara alışa alışa çıkmak zaruridir. Bir insanm birdenbire Everest teperine çıktığını farzedersoniz bu adamın Âniyen ölümü muhakkaktır. Fakat bereket ver. #in, ki üzviyetto İklime slızabilmek kudreti pek fazladır. Merbale merhale, hor 300 metre irtifa farkında bir müd - almaklâzımdır det oturarak alışma suretiyle, teneffüs makinelerine müracaat etmeden Eve- rest tepesinin tam zirvesine 350 metre kalıncaya kadar çıkmak mümkün olmuş. tur. En korkunç düşman Fakst en korkunç düşman havasıslık ân değildir, İnsanı Himslayaya çıkmak- tan meneden en mühim âmil rüzgür, buzlar ve kardır. Nisan başlayınca şimali şarki rüzgürt biraz ılıklaşır gib olur, ıliklaşmak tabiri başka bir kelime bulunmadığı için kul lanılmıştır. Bu rüzgürla beraber zirve , deki bütün karlarm seyyahlara doğru in diğini söylersem, o»ıklaşmak tabirinin Hasıl bir derece farkı göstermek istodi- ğiğini anlarsınız, Bu mevsim dağa çık- mak İçin en müsait mevsimdir. Zira Ma- yıs ve haziran ayları içersinde, ker se- no değişen günlerde mevsim rüzgârları esmeye başlar. Bu rüzgür Everestin insanlara karsı en kuvvetli koruyucusu. dür. Bu rüzgür karları kasırgalandırır. Buz dağlarmı korkunç bir gürültü ile zöçtürür. Artık bu dağları aşmağa ça - lişmak boş bir hulyadır. Bazan bu rüz- gârlar vaktinden daha evvel esmeğe başlar, netekim 1922 senesi sefer heye- ti vaktinden dört hafta evvel mevsim rüzgürlarıyla karşılaştı. Bu heyet ya çığların altında ezildi, yahut da buzdan ve kardan bir zemin üzerinde donarak can verdi, Tilman ve arkadaşları şimdiye kadar bu işe kalkışan heyetlerin en talilisi çık, u. Uık rüzgârlar vaktinden altı hafts evvel esti, bu suretle heyetin, dönüş yo- lu emniyet altına girdi. Heyetin bu sonbaharda yeni bir sefe- re çıkacağı da rivayet olunuyor, fakat şimdiye kadar Himalâyaya #onbaharda çıkmak hiç tecrlibe edilmemiş olduğun- dan bu teşebbüsün gelecek ilbahara bi. rakılması da muhtemeldir. 'Tilman ve cesur arkadaşları korkunun ne olduğunu bilmiyen insanlardır. Müş «- külleri yenmek suretiyle zaferi kazan « mağa, bu suretle gerek 1922 de tama - men makvolan seyyahların, gerekse 3 haziran 1924 de zirveden 300 metre a, şağıda bir tepeye kadar çıkan fakat tir dala dönmiyen Malori ile İrvenin ruh. larmı sevindireceklerine and İçmişler » Gir, 1934 seferi esnasında Vin Hari, Malorinin cesedini bulmuş, Avrupuya ge- tirmişti, İrven vo daha evvelki ölülere dair bir iz bulmak kabil olamamıştır. Belki de bu fedailer tepeye yetişe »- rek medeniyetin zaferini haykırmışlar. dır, Fakat bu zaferi insanlara haber ver- melerine zalim tablat müsasde ötmemiğ- tir,