15 Haziran 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2

15 Haziran 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Masan Rasim Us İDARE EVİ : istanbul Ankara caddesi Ponin balans: Babasbel Wi, Pera üremi bimnbei HABER elefonu: 23872 wi 424370 ilin w 1 20398 Çekosiovakya- daki ekallıyet- .» lerin statüsü 22 ve 29 mayıstan sonra 12 bhazi- ran da geçti, Malümdür ki bu üç tarih, Çekoslovakya'da belediye seçimlerinin yapıldığı pazar günleridir. Almanya- nm Çekoslovakya'daki Alman ekalliye- ti hakkında gösterdiği yakın alâka do- Jayısile bu liç pazar Avrupa sulhu için tehlikeli günler telâkki edimekte İdi, Fihakika binrici seçim günü olan 22 mayıs arifesinde ansızın beklenen teb Nike belirdi: Hudut boyunda bir'takım Alman kıtalarının hareketi hakkında şâyialar çıktı. Bunun Üzerine, Çekoslo- yakya bir kısım askerlerini silâh altına aldığı gibi, Sovyet Rusya ve Fransa müdahaleye hazırlandılar, İngiltere de bu yüzden bir Avrupa harbi çıktığı takdirde bitaraf kalamıyacağın: bildir di. Ve kırk sekiz saat içinde bubran zail oldu, Avrupayı ansızın, 1914 yazrüdaki krizin atmosferi içine atan bu hâdise- nin içyüzünü uzun zaman öğrenemiye- ceğiz. Almanya Çekoslovakya'ya karşı bir kasdi olduğunu inkâr ediyor. İngi- 1iz ve Fransız gazeteleri ise, Almanya- nın Avusturya hakkında muvaffakiyet- le tâtbik ettiği tâbiyeyi Çekoslovakya hakkında da tatbik etmek istediğini, fakat Fransız-Sovyet ve İngiliz tesanü- dü karşısında gerileğiğini yazmaktadır Tar; İngilterenin, vaziyeti tehlikeli gör- düğünü Başvekil Çemberlayn de Avam kamarasında beyan etmiştir. Belki de bu korku bir vehimden ibaretti. Fakat Sovyetlerle Fransa arasında bir tesa- nüd temin ettiğine ve Çekoslovya'yı Fransa ve Sovyet Rusyaya daha sıkı surette bağladığına şüpbe yoktur. Çekoslovakya, bir Alman tecavüzünden Sövyetler ve Fransa tarafından kurta- rıldığmna kanidir. Fransız ve Sovyet hükümetleri de 1933 senesinde aktedi- len Sovyet « Fransız misakınm ilk de fa olarak muvaffakıyetli bir tecrübe- den geştiği iddia ediyorlar, İngiltere- de de bükümet tarafından Orta Avrupa işleri hakkında gösterilecek yakın alâ- kanın Avrupa sulhunü koruyacağı fik- rini taşıyanların bu görüşleri kuvvet buldu, Hülâsa Çekoslovak hâdisesi hakikaten tehlikeli olsun veya olmasın, bu üç bü yük devlet arasında bir tesanlid mey- dana getirmiştir. Her halde 27 mayısı takip eden iki seçim günü büyük sökün içinde geşti. Şimdi sıra Çekonlovakya- nın bir müddettenberi ekalliyeler için hazırlamakta olduğu statünlin bildiril. mesine gelmiştir. Südet Almanlarının Çeklerle müsavat, Almanlarla meskün statü hakkındaki görüşleri malimdur; Onlar topraklar İçin otonomi ve otonom olan yerlerde de Nazi idaresinin kurul masını istiyorlar. Yani bu şartlar kabul odilecek olursa, Südet Almanlarının ka hir ekseriyeti teşki ettiği garbi Bo hemya mıntakasına geniş bir otonomi verilecek ve Almanlar da bu mmaka içinde Nazi tarzında bir idare kuracak. lardır. Çekoslovakya hükümeti bazırlamak- ta olduğu proje hakkında çuk sıkı bir ketumiyet muhafaza etmektedir. Fakat bütün dünyanın alâkasmı celbeden bu ehemmiyetli mesele hakkında tâhmin- lerde bulunulmasının önüne geçilemi- yor. Bir defa mubakkak olarak şu söy- İenebilir ki Çekoslovakya o bükümeti, ekalliyet statüsünü hazırlarken karşı- sında yanız Alman ekalliyetini görme mektedir. Çekoslovakyadaki bütün e kalliyetlerin tâbi olacakları bir statil hazırlanmaktadır. Bu ststüde her mil- letin kültürel inkişafını temin edecek şartlar hazırlanmasına itina etmekle beraber, Çekoslovak hükümeinin, 2 MEL . Bombaları havada yakalayan şua! Bombaları ve harb tayyarelerini havada parçalıyan bir gua, tayyareleri havada durduran ve düşüren “ölüm şu. M1"; bava hücumuna karşı balon tesisatı. Bunlar, İngiliz âlimlerinin üzerinde çalıştıkları üç mii. him yeni icadı teşkil etmektedir. “Ölüm guar” ndan daha evvel bahsedilmişti: bu şua, binlerce metre uzaktaki tayyareleri hareketsiz bir hale getiriyur, motörlerini durduruyor, tayyare de düşmeye ve ya yere İnmeye mecbür oluyor. Harbin en korkunç silâh- larından biri olan bombardıman tayyareleri bu suretle felce uğratılmış bulunuyor... Bu, henüz tamamiyle fiil baline konulmamış bir ke, şıftir, İkinel keşif bundan daha mühimdir: Ayni şekilde bir şua . sicak bir şua - harb tayyarele, rin! ve bu teayynrelerin attıkları bombaları havada parça. syacak, Bu öyle bir şundır ki, harareti, havaya atılmış veyr tayyarenin İçinde bulunan bombalara yüzlerce met- teden tesir ediyor ve bomba, yerdeki Insanlarm başına İnmeden evvel parçalanıyor. Bu suretle, havadaki düşman tâyyarelerine toplariz hücum etmeye lüzum kalmıyacaktır. Hedefini daha geniş bir surette tayin eden bu şun, gökyüzünde düşman tayya. relerini tarıyacak veya onların atmış olduğu bombaları, yere düşlip patlamadan evvel gökyüzünde yakalıyacak. tır... Müdafan balonları da tayyarelere hedeflerini göster- memek ve bombalara karşı bir manla teşkil etmek hu. susunda büyük bir rol oynamaktadır. Balonlar, Londra Üzerindeki son hava hücumlarma karşı müdafaa tecrübe. lerinde kullanılmıştır. Bilhassa mühim olan ilk keşif üzerinde İngiliz #limleri tecrübelerine devam için hükümetten paraca yardım İsti- yorlar ve hükümetin silâhlanmak uğrunda günde bir mil, gon ingiliz lirası sarfettiği halde, harbi akamete uğrata. cak icadlarm inkişafına fazla pura tahsis etmemesinden şikâyette bulunuyorlar. Cin Harlu'nun benzeri ilk filminde çok muvaffak oldu ; haziranda bir sene benzer bir artistin N bulunduğu haber » veriliyor. Wi Artistlerin benzer. leri ancak, onlar öldükten sonra bir kıymet kazanir, Si. nema perdesinde ançak gölgeleri ile tanınan bu artist - lerin yerini, Benterlerini Çıkarmak kolay dır ve sevilen artistin ölümüne ınüteessir olanları bu suretle avutmak isterler, Rudoli Valantino öldüğü zaman, bü. tün dünya ona benzeri aramıştı. Fakat, bulunanların hiçbiri artist olmak istida. dını gösleremeği... Bugün Cin Harlunun benzeri olarak meydana çıkan, esasen bir (o atisttir ve Londrada çevrilen ilk filminde çok mu. vaffak olmuştur. Florans Marli isminde. ki artist Fransızdır. Kendisinin Cin Har luya benzediği ancak buğün, ilk filmini |* çevirdikten sonra keşledilmiştir. Çünkü, sinemada çehreye vuran ışıklar her yüzü başka bir şekle sokmaktadır. Hergünkü hayatında onu Cin Harluya pek fazla benzetemiyenler bile, filmde ölen artist tamamile andırdığını, teslim ediyorlar. Florans Marlinin yakında Amerikaya giderek orada bir film çevireceği söyle. niyordu... Cin Harlunun yarıda kalan filmini ta. mâmlamış olan diğer bir artist vardır ki o ancak çok fazla makyajdan sonra ölen yıldıza benzetilebilmişti. Florans Marli takalara otonomi verilmesine pek ta- raftar olmıyacağı tehmin ediliyor, Sta: tü, ekalliyetlerin tam mlüsavamı tanr maka, almancann resıni bir lisan oldu- ğunu kabul etmekte, bütçedeki maarif ve sosyal yardun töbsisatını nüfuş nis- betlerine göre tesbit ve memurlorn tayininde de ayni misbatin muhafaza edileceğini temin etmekte ise de mem- leketin idari taksimatında Alman rın israr ettikleri değişikliği yapma- maktadır, Mahmdur ki, Çekoslovakya esasen, Bohemya; Moravya, Slovakya, ve Rutenya'dan ibaret olmak Üzere dört eyalete taksim edilmiştir. Ve her eyaletin ar çok ideri muhtariyeti var- dır, Çekoslovak hükümeti, bu taksimat muhafaza edilmek şartile İdari muh- tariyetleri acımık genişletmeğe taraf. ter görünmekle beraber, Bobemya'yı İki kısma ayırmağa pek yanaşmıyor. Çekoslovak hükümeti ile Almanlar ara- sındaki ihtilâfın bu nokta üzerinde Cin Harlu öleli, 7| vermiştir. Ve bugün ;4 Oldu ve bugün, ona 300 kerre “hayır,, diyen kadın | Bir çocuk daha kaçırıldı! Bu kâdın üç senedenberi kendisine ya. | Fakat, haydutlar parayı pılan 300 izdivaç talebine hayır cevabı İngilterede resm! en çok çekilen kadındır. Bu şöhreti kendisine temin eden bir latıyor: “Bir sene başında, anneme gönderil. mek üzere, resmimi çektirmiştim. Fotoğ. rafçı beni o kadar beğendi ki, derhal, ken disine kartpostal için modellik etmemi Li ime ia pk “Kabul ettim. Şimdi. hemen hergün bir çok resmimi çekiyor. Bunlardan yüzlerce kopye çıkarıyor ve satıyor. Buna muka. bil bana da yüksek bir tediyede bulunu- yor, “Fotoğraflarım ellerde dolaşmaya baş. layalı, yani üç senedenberi, iki günde bir izdivaç talebi ile karşılaşıyorum, Bu he. sapla, şimdiye kadar üç yüz teklif kar- şısında kaldım. ..——.. “Fakat hepsine red cevabı verdim. Çünkü o kadar işim var ki evlenmeyi dü. şünecek vakit bulamıyorum... ingilterede. kar İngilterenin Blakburh şehrinde iki gün evvel kar yağmıştır... Haziran ortasındaki bu kış herkesi nayrette br- rakmıştır.... Burası İngilterenin hisbe- ten sokuğ bir mıntakası olmakla bera- ber, haziranda kar yağdığı hiç görül memişti,. toplanacağı anlaşılmaktadır. Müamafih Çekoslovak hikâmetinin projesi henüz malüm değildir. Avrupa- yı belki de yeni bir kriz havası İçine atacak olan ibtilâfın mahiyetini öğren- mek için bir kaç gün beklemek lâzım dır. A. Ş. ESMER fotoğraftır. Kendisi, hikâyesini şöyle an- |B babana selâm söyle, teşekklir alınca çocuğu baktılar — —” Son günlerde Amerikada bir çocuk daha haydudlar tarafından kaçırılmış ve allesinden para İstenmiştir. Bu tarz hâdiselerde dalma olduğu gibi, çocuğun anası babası, haydud - lardan tehdit mektubu aldıklarını söy- Jememişler Ve parayı göndermişlerdir, İyi bir tesadüf eseri olarak, haydud- lar çocuğu öldürmeye teşebbüs etme. mişlerdir. Para alındıktan sonra ço cuk serbest bırakılmış ve evine gön- derilmiştir. Kaçırılan çocuk yedi yaşındadır ve Toneo ismindedir. Kendisi, annesine babasına tekrar kavuştuktan sonra başına gelenleri anlatmıştır. Küçük Moris, bü sene mektebe daha yeni başlamıştır ve bundan bir hafta kadar evvel, mektebin son günü eve gelirken karşısına bir adam çıkmış » tır, Çocuğu sevmeye başlıyan adam 0- nunla derhal dost olmuş ve: — Gel sana dondurma yedireyim, diye onu alıp götürmüştür. Çocuk iki gün haydutlarm “elinde kalıyor, Bu milddet zarfmda' hay” dutlar külçük Morisin babasma tehdit mektubu yazıyor ve İstedikleri derhal geliyor, N Bunun Üzerine, haydud: — Hadi gel, yavrum, gidiyoruz, di- yor ve çöcuğu alıp tekrar otomobile koyarak şehir civarındaki bir yola bı- rakıyor, Adam çocuğa şehre ne taraftan gi- deceğini söylüyor ve: — Haydi güle güle diyor, Annene, 15 HAZİRAN — 1938 KURUN Hocamız Seraceddin se LÜMÜNÜ dün içimiz #izlıyarak ha, O ber verdiğimiz kıymetli tebilye ho, cası Seraceddin o Hasırcıoğlu o hakkında Hikmet Münir şöyle yazıyor; “Zuvallı Hocami Son ramanlarda çok sevdiği karısını kaybetilklen sonra, sağı. na mı, soluna mı İnen felçten — dolayı bir tarafını sürüyerek yürüyor ve bu zahmetli hayata rağmen hâlâ vazifesine gidip ge. lirken; kendisine”kaldırılan yüzlerce şap, kaya tehnlükle cevap vermek için, sağlam eliyle tuttuğu bastonunu derbal © ötekine kastırarak, bin mihnetle şapkaxını çıkar, mağa savaşıyordu. Bugün benim gibi binlerce talebenin o feyizli insanın ebedi huzuru © karşısında duyduğu bicranı, daha fazla sözlerle ka. rıştırmak İstemiyorum. Yalnız muallim Seraceddinin tedris hatasına bir örnek olmak üzere şunu söy, liyebilirim ki, memleketimiz dahilindeki bellibaşlı kültür müesseselerinin herhangi birini kurcalasanız, mutlaka Seraceddinin tslebesinden bir kaçına tesadüf edersiniz. İşte şimdi Ankara enddesinin en eski ya, zı kaynağı olan “Vakıt Yurdu, nda çalışan arkadaşlarım arasında bir an İçinde mü. flim Seraceddinin talebesi olarak dört ki, şi birden sayabiliyorum. “Kurun,,un sek, reteri Kenan Hulâsi, “Haber,in sekreteri Fethi Kardeş, her İki gözetenin muhsrrir ve mötercimi Vahdet Gültekin, ve Hikmet Münir, CUMHURİYET Af ay Duver, af kannnunun âdi sağ, lardan mahküm ve maznun olanla. ra da teşmil fikirleri etrafında - yazdığı fıkrasında diyor ki: “Meşrutiyetin ilân edildiği 1908 temma, zunda hapishaneleri ve menfaları doldi, ran siyasi mahkâmlar ve sürgünler affa, lundu. Bunu gören âdi cernim erbab: ber tarafta ayaklandılar, hapishanelerde is. yanlar oldu. Hükümet zaaf gösterdi. Ha, pisbane kapılarını ardına kadar açtı. 101 seneye mahküm azılı katiller de dahil ol, mak üzere, bülün mücrimler çıktılar. İs, tanbülda herkes, Mehterhane denilen ha- pishanenin bombaş kalan koğuşlarını gez di, : * Bondam'Sonrâ aflar biribirini' köamiğır” Harp oldu, af yapıldı; sulh oldu, af yapıl.» z değişti, af yapıldı. Mütareke oldü, bapishanelerin kapıları © açılarak Türk olmıyan bir sürü Omahküm serbest bırakıldı; Büyük gafer ve cumhuriyetin £, lâm münasebetile ümumi af ilân edilip edilmediğini pek hatırlamıyorum ama, bir gazetenin yazdığına göre 14 senedeniberi 1924, 1928 ve 1933 te üç defn nf yapılmış. tır, 1928 deki af için, uğurlu bir gün, mik W bayram filân da yoktu. Şimdi, muhtelif (o bapishanelerdeki âdi ceraim mahkâmları, gene affedilmelerini Istiyorlar.,, Abidin Daver bu mükaddimeyi mülea. kip son üç gün İçinde işlenen sekiz kanlı elnayetin kurbanların — saydıktan sonnt pe neticeye geliyor: “Bu öç günlük (haberleri (Ookudukla sonra, affın lâzım olup olmadığı hakkında bir karar verebilirsiniz. 'TAN Harp psikozu M ZEKERİYA Sürtel yazıyor: . “Bütün mileltlerde bir harp pesikoru 1€ essös etmiştir; Harp korkusu, bir vakitler milli izzeti nefse dokunur zannedilen Bİ diselere karşı bugün lâkayt kalmayı ice? ettirecek kadar ilerlemiştir... “Bügün İngiliz kabinesi, İngiliz beyrir” ını korumak için tedbirler düşünmeki? meşguldür, Fakal şiddete müfacaat et yeceğini peşinen söylemektedir. Bu soğukkanlılık yalsız harp peşikord ile izah edilebilir, Fekat eski siyaset terbiyesi görmüş ol9" Loyd Corç bt soğukkanlılığı | tahammül edemiyor ve bağıriyor:, “Ne vakitlenberi İngiliz aslanı bu Pul düştür. İlde bir gönderdiğimiz bu körü protestalar bütün dürvaya o birelef suw oliyor. Almanlar bana (o gilüyörü” İtalyanlar gülüyorlar, hattâ Amezikanii” gülyörler.... ç İngiliz hükümeti Loyd Corç'un asi etiği gülünç vaziyete düştüğünü bitmis” ve hissetmiyor. Bitiyor tabfi . Fakst e korkusu ona şimdilik Frankoya bile i yummıya mecbur ediyor. Dünya, cidden ne garip olduu ————— — —— muştur. Bu sırada otomobil geri nüyor ve kayboluyor. Çocuk da, ye girer girmez rasladığı bir tanıdık “ sıtasiyle evine götürülüyor. ği Polis çocuktan, haydudun ee Fi dam olduğunu öğrenmeye çalışm dır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: