11 HAZİRAN — 1938 a amaa m m dtayata dair Tiyatro tenkidi ELAMI İzzet Sedes, Türk mu- harrirleri arasında, tiyatroya belki en ço”, berhalde en devamlı su- rette hizmet etmiş olanıdır. Yıllar. e makalelerle, konferanslarla halka tiyatro zevkini aşılamağa, piyes yazanlara ve oyniyanlara yöl göster. meğe çalışıyor. Bundan yüz sene son- ra zamanımızın tiyatro tarihini yaza. cak olanlar herhalde Selâmi İzzet Se- des'e uzum bir bahis ayıracaklardır. Onun hükümlerine mi? yoksa onu ağır bir tenkidden mi geçirecekler? bilmiyorum; belki, he- men her münekkidin başına geldiği gibi, yarı o, yarı da bu olur. Fakat herhalde Selâmi İzzet, hiçbir Türk ti. yatro tarihçisinin unutmağa hakkı ol- mıyan adamdır, Öteki tiyatro münek. de dalma bir amatör hali gılarında tiyatroya tesadü- fen gittiklerini, asıl işlerinin piyesleri takip etmek olmadığını hissettiren bir şey vardır; halbuki Selâmi İzzet öy- le değildir: yazılarmı okur veya söz. lerini dinlerken - ileri sürdüğü hü. kümler, iddialar hakkındaki düşünce- miz ne olursa olsun « onun tiyatroyu sevdiğini, en büyük zevkinin tiyatro tenkidi olduğunu kabule mecbur kalı. TIZ Yazdıklarını güzete sütunlarında bırakmayıp kitab halinde topladığına da çok iyi ediyor. Her cildini baştan $ona kadar okumak Jâzmgeldiğini sanmıyorum; zaten hiçbir tenkid ki, tubı, isterse Sainte - Beuve'ün olsun, öyle roman gibi baştan sona kadar o- kunmaz; bunu ancak o münekkid hak- kında bir tetkik yazmağı kalkacak başka bir münekkid yapabilir. Sade. ©8 istifade etmek, gu veya bu eser, gu veya bu mesele hakkında fikir edin. mek istiyen kari ise bir gün bir, bir gün de öteki parçayı okumakla iktifa eder, Bu suretle, ' farkına varmadan, bütün kitabı okuduğu çoktur; fakat ©, ayrı bir meseledir. Selâmi İzzet Se- des'in kitablarmı edinip kütüphanele- nde saklıyacak olanlar da onlardan X İstifad rdir. çük kitablar şimdiye kadar, mıyorsam, üçü buldu. Son çıka- Toya dair (1) adımı taşıyor ve da bir konferansla başlıyor; bir biyesin sahneye konması meselesin. den opera meselesine kadar muhtelif Msvzuları tetkik ediyor ve 1936, 1937 Yıllarında İstanbul Şehir Tiyatrosun. da oynanmış piyeslerin tenkidi ile bi- tiyor. Bence Selâmi İzzet'in büyük bir haksızlığı var: tulüat kumpanyaları. buzın temsillerini takip etmiyor, ki- tabında onlara hiçbir yer ayırmıyor. Tiyatroya dair'i okurken bazı cüm. İeleri kaydettim; bunlardan ikisini Ni Hiyorum: “Her ne şekilde olursa olsun viç- dan istibdadı başlıyan yerde tiyatro lüyor “Tiyatroda Ikna kuvveti yoktur; ti- Yetro ikna etmez, coşturur.,, Bu iki hükmün mutlak surette doğ- tu olduğunu hiçbir istisnası bulunma, Sağın iddis edecek değilim; fakat hiç #üphesiz ki içlerinde birer büyük ha. ilemi yardır ve bu cümlelerin dalma <rar edilmesi lâzmndır. Yalnız ti- Mtroyu değil, sanati söven herkes €Gilaküi o iki eümlede “tiyatro” keli- bi yerine "sahat” kelimesini koya: , İSiniz), onları söyleyip tekrar etti. * İŞİM Selâmi İzzet Sedes” Mirbeliaie” i e des'e teşekkiir Nurullah ATAÇ AD 128 sayfa, 50 kuruş (muhar. tarafından bastırılmıştır). Amerikada Çocuk kaçıran şotör Sürmünü itiraf etti çağ imei, 11 (A.A) — Uzun biristin. kiçi Sonra kamyon şoförü Mak Kall, Ve k Kaşı, beşikte yatarken çaldığını | bir tıka, d ç koyduktan sonra evine götür. ğini itiraf etmiştir. Eve geldiği zaman | d Phi öldüğünü görmüş ve küçük cese- aze çalılıkların o arasına bırak- duğu Cesedin bilâhare burada bulun. malümdur. Mekteği,. , Şeriki olmadığını iddia et. iştirak edecekler | bağırmasına mani olmak için ağzına * İf | ziyafeti verilmişt Avrupada birçok milsabakalarda kaz“ , Resimlerimiz, diğer düren süvari subatlarımız şerefine O. H. P. tarafından dü n akşam Serki Doryanda bir akşam * okuyacağımz bu ziyafet esnasında alınmıştır. ŞEHİRDE ve Denizaltıların mürettebatı zam alacak Subaylar azami 40, gedikli 30 erat 15 iira Ankara, 11 (Hususi) — Denizaltı sınıflı mensuplarına verilecek zamlar ve tazminler hakkındaki kanun lâyihası meclise gelmiştir. Denizoltı kurs tale- belerinden kursu ikmal edip de diploma alan denizaltı subay, gedikli, erbaş ve crata hizmet seneleri itibarile her ay denizaltıçılık zammı verilecektir. Denizaltıcılık zamlarının üçüncü hiz- met senesinden itibaren tezyidi deniz- altıcılıkta ilg iki senenin hitamını ta- kip eden mali senenin iptidasından başlayacaktır. Denizaltı kurs talebele- rinden dalış talimlerine başladıkları tarihten itibaren diploma torihine kâ- dar ber ay 20 lira tahsisat verilecektir. Yedek kadrosunda bulunan denizaltı- alabilecekler tıcılar da denizaltı gemilerinde» bilfül çalıştıkları veya her altı ayda en az 15 saat dalış yaptıkları takdirde bu zam- lardan istifade edeceklerdir, Gece dalış yapan denizaltıcılar beher gece için subaylara üçer, gedikli erbaşlara iki- şer, ve orata birer Jira ayrıca gece da- İış parası verilecektir. Seyahat ve ma- nevralarda 24 saatten fazla herhangi bir limana demirlemeden ve sahilden üç milden daha açık sularda yapılacak gece dalışlarınım beher gecesi için su- baylara beşer, gedikli erbaşlara üçer ve erata birer buçuk lira verilecektir. Dalışların zamları subaylar için ayda 40, gedikli erbaşlar için 30 ve erat için 15 lirayı geçmiyecektir, Celep komisyoncularının inatları kırıldı! Belediye ile rekabet edemeyince kasaplık hayvan gelirmeğe tekrar başladılar Hükümetin İstanbul halkma eti ucuz yedirmek için yaptığı müdahaleden sonra bazı kasap ve celepler, komisyon- cular garip bir vaziyet takınmışlar, İs- tanbula kasaplık hayvan getirmemiş- ler, mezbahada hayvan kesmemeğe baş- Jamışlarir, Bu hâreket devamli bir şe- kil aldığından nihâyet belediye hükü- metin de müzaheretiyle Anadolunun muhtelif yerlerinden ve Trakyadan kâ- saplık hayvan getirtmiş ve kesmeğe başlamıştı. 'Bu vaziyet İstanbulda et işini yoluna sokmuş olmakla berabör bir malızuru bulunuyordu; ötedenberi celep komis - yoncularla veresiye müamele yapan ve şehrin her tarafına yayılmış olan ka saplardan bazıları » belediye peşin 'pâ- ra İle satış yaptığından « et alamaz ol- muşlar ve bittabi et satmamışlardır. Bu yüzden şehrin her tarafında istenildiği miktarda et bulunamaz olmuştur. Bu hal bu haftaya kadar devam et- miştir. Fakat nihayet celep ve kömis - yoncular bu vaziyetin devim etmiyece- ğini görerek eskisi gibi İstanbula ka - saplık hayvan getirtmeğe v: kesmeğe başlamışlardır. Bu suretle şehirde et birdenbire bollaşmış ve kasaplar iste- dikleri kadar et alobilmek imkânma ka- vuşmuşlardır, MEMLEKETTE i Edirneye gezinti seferleri Bu haftadan itibaren yolculuk gece yapılacak Devlet demiryolları idaresi, Edirne- gi ye tertip edilen gezinti seferlerinde ba- zı değişiklikler yapmağa kâra trvermiş ve bu yeni şekille bugün yeni bir ge- zinti seferi tertip olunmuştur. Bundan evvel yapılan gezinti seferin- de, tren İstanbuldan pazör sabahı kalk- mış ve o gün öğleden sonra Bâirneye vasıl olduğundan tenezzühe iştirak e- denlere Edirneyi gezecek ancak iki sa- atlik bir vakit kalmıştır. Bunun için E- dirne gezinti seferlerinin cumartesi ak- şamı Sirkeciden kalkacek bir katarla yapılması ve pazar günü kalkacak tren- Je pazar akşamı İstanbula dönülmesi te- karriir etmiştir. Bu şekilde ilk tenezzüh treni bu ge- ce saot 23,20 de Sirkeciden hareket e- decek veyarın sabah saat 8,30 da Edir- nede bulunacaktır. Edirneye gidecek - ler, akşam 15,30 a kadar şehrin her ta- rafını gezdikten sonra İstanbula hare- ket edecek katarla yarm akşam 23,15 de şehrimizde bulunacaklardır. Çankırıda zelzele Çankırı, 10 (A.A.) — Son 24 saat için. de üç hafif zelzele olmuştur. Taksim meydanında Cumhuriyet bayramına kadar Su mahzen! eri ve helâlar kaldırılacak Istanbulun imanı proğramının bir başlangicı olan Eminönü meydanının a- çılmasi işinin eylül ayına kadar ikmali muksererdir. Yıkılmasına başlanmış olan (Valde hanının enkazı bu ay sonuna kâdar ta- mamen kaldırılmış olacaktır. Bundan sonra, karşı sırada köşeden başlıyarak Balıkpazarının methaline kadar olan binalar yikılacaktır. Bundan sonrada Yeni camlin sol cephesini kapayan kı. sımlorın âçılmâsına bâşlanacâktır, Taksim meydanmın açılması ameli - yesine de temmuz ay: içinde başlana - caktır. Belediye reisi, Taksim meyda- nını Cumhuriyet Bayramına kadar ye- tiştireceğini vaşdetmişti, Binaenaleyh, Cumhuriyetin on beşinci yidönümüne kadar Taksim meydanının bir kısmı &- çılmış ve tanzim edilmiş olacaktır. Bu kısım, meydanın su mahzenleri ile he- lâların bulunduğu sahadır. Bunun kar- Tenten amcaya, şısında bulunan gazino ve dükkânların hediye istimlâki ve yıkılması işi 939 içinde bitirilmişti olacaktır. senesi Haber'den Tarihe Karaağaç - Süt. lüce Havası ai smuş, suları kan ve yağ içinde olan Kar ç ve Sütlüce sahile, rinin bir zamanlar İstanbulun baharlık çası üzerinde İstanbul en meşhur dört bulunduğuna nanır?.. İ aç, bu güzel adımı, Haliç kıyı sından gerideki tepelere doğru uzayıp yayılan bir Karsağaç korusundan ötürü almıştı. Evliya Çelebinin kaydma göre, on yedinci asır ortalarında defterdarza, de İbrahim paşanın mülkü idi. Rind, za rif, ayyaş, ve kelimenin en kuvvetli ma, istebit bir hükümdar olan dör, Murat, burasını pek sevmiş, hes men daima Karaağaç korusu sahilinde İyş ve nüş eder olmuştu. (İstanbul hal, kının kayıklarla Kâğıthaneye koştukla, er, kayıklarda “cephesi pür, mahmür, gerdanı kâfür, sa, âdi billür; gül yanaklı, kiraz dudaklı, in, ci dişli, türlü türlü söyleyişli,, nevcivan, lar görerek mütelezziz olurdu. Bu suret, le Karağağaç t miri emlâk aras na intikal etmişti. Kardeşi oğlu dör, düncü Mehmed de bu bahçeye bir kasr yaptırtmıştı ki Evliya (o Çelebi bu kasra şu tarihi söylemişti: ? Diriler Evliya bu câya tarik Zehi kosn serelrazı kumâyun. Sene 1083 YT Fakat bu kasr pek küçüktü. Müverrihi Fındıklı Mehmet ağa, dördüncü Meh, met Karaağaç kasrıma naklettiğinde, pa, dişahın maiyetini teşkil eden iç oğlana! larının gene miri emlâkten bitişiğindeki Yusuf elendi bahçesine (o yerleştirdiğini kaydetmektedir. Karaağaç bahçesi ve kasrı, üçün. cü Selim zamanına kadar Osmanlı pa, dişahları tarafından bahar ve güz mev, simlerinde bilhassa tercih olunurdu. Has dikatülcevami'e nazaran bu kasrın hare. minde bir kapı üzerinde üçüncü Ahme, din şu beyti yazılı imiş: Kaddi dilber gibi dil eğlencesi Gam küsarim Karaağaç bahçesi, Vasıftan da hicri 1169 vekayii arasın, da üçüncü Osman, 1173 vekayii arasın« da da üçüncü Mustafa için şu kayıtları nakledebiliriz: “Sonbahar geldi, padişah Beşiktaş sarayından Karaağaç sahil sa, rayma nakletti. Bu mevsimlerde burası cennet gibi olur,, “Karaağaç sonbaharda gönül bir yer olduğundan padişali muharremin ortalarında oraya nakletti.,, Karaağaç bahçesi üçüncü Selim zama, nında itibarın kaybetti. Kasr bakımsız kaldı. Harap oldu. İkinci Mahmut Kâ, Erthaneyi yeniden ihya (ederken harap bir halde bulunan Karaağaç kasrını yıka tırdı. Enkazı Kâğıthaneye naklolundu, 1242 de,Asakiri mansurei Muhammedi ye için yeni kışlalar yapılırken, duvarlarının taşları buralara götürüldü. Arazi tama, men hali kaldı. Evliya Çelebi (o Karaağaç bahçesinin yanında sanavber ağaçlarile müzeyyen, güllü bülbüllü Ebussuut efendi bahçesi, nin, onun yanında da bazirgânbaşı ba, Kının, bu bağa bii olarak da fıstık ve servi öğaçlarile müzeyyen eski Yusuf bahçesinin bulunduğunu (kaydediyor. Halbuki, üçüncü Selim ve ikinci Mah mut devirlerine ait elimde bulunan dörl vesikada, Karâağaç bahçesinin yanında Reşat Ekrem KOÇU (Tâtfen sayfayı çeviriniz) beş muhteşem yalısının k