9 HAZİRAN — 1938 Beyoğlu dördüncü sulh hukuk hâkimliğinden: HABER — Akşam postası Sinema yıldızı nasıl mahlüktur? ya Başlarafı $ incide günlerce muhafszaeder. Bu yıldızın Con Kravford — İlk gördüğü adamla Urlar. Ve herkes işine, eğlencesine gi. | çocuk tarafları da yok Ağildir. Masala beş dakikada ahbap olur. Fozat Lr derken “yaşasın Greta,, diye haykırır | bayılır. İyi masal söylüyer sinema san | defa da birisine gücendi mi artık dilin- Jar atkârlarımnı evine toplar, onları yedirir den kurtulmanın imkânı yoktur, İnsa- Mariyon Davis — Helivudun en İyi | içirir, sonra anlattıkları masa'ları nın kötü taraflarını çok iyi ve çok ça- kalbli yıldızıdır. Kendisinden evvci | ik tatlı dinler, * İ buk keşfettiği için herkes Kravfordun başkalarının menfaatini düşünür. Si Karol Lombar'ın Oodiğer bir | diline düşmekten sakınır. maya girmek istiyen meraklılara İş ve | vasi: da - bilmem kusur mu, yoksa me- Vilyam Povel — Kadın yıldızlar bu yer bulmak için parçalanır. Çocuklara | ziyet mi? - her şeyi olduğu gibi söyle. | aktörle beraber film çevirmeğe bayrlır. bayılır. Film çevirirken stüyoda kilolar- | mesidir. | lar. Çünkü Vilyam Povel ile film şevi- cu dondurma bulundurmak merakında. Bir kadının yüzüne karşı, “sen çir. | ren her kadın meşhur olmuştur. Bir dır. Sahne bittikten sonra istirahat za. | kinsin,, diye söylemekten çekinmediği | çok san'atkârlar uğur getirsin diye Po. Terekesine mahkemede el konulan ve resmen tasfiye edilmekte (olan ölü mas manında sahnede bulunanların en kü- | gibi kendinden güzel bir kadına “sen | velin fotoğraflarını çantalarında taşır. | beşnci Faika ait Nişantaşında Teşvikiye camii arkasında kalıpçı sokağında neza. çüğünden, en büyüğüne kadar dondur. | benden de güzelsin,, diyebilen ye lar . reti fevkalâdeyi haiz ve belediye imar plânı mucibince bölünmüş ve yukarıki plân. ma ikram eder. kadındır . Marlen Ditrih — Sinema (âlemine |da hudut ve evsafı ve kıymeti yazılı ve çizili sekiz parçadan ibaret arsalar mahke. Klodet Kolber — Sahne nde Katerin Hepbürn — Hiç kimseye | mensup herkes hemen hemen istisnasız | memiz tarafından açık arttırma suretile parça parça satılacaktır. gök sevimli bir yıldız olarak tanınmış. | benzemiyen yıldızdır. Hurafelere ins | kendisinden nefret eder, başına Birinci açık arttırma 12 temmuz 938 salı günü saat 10 da mahkememizde ya“ tr. Fakat birde onu arkadaşlarına | «ır. Yatakta sol tarafına yatmaz. Bir 250.000 doların gururu ba- | pılacak yüz de 75 i bulmadığı takdirde 27 temmuz 988 çarşamba günü saat 10 da sormalı, Klodet ile beraber film çevi. kendisine “Sen bir şarşamba gümü | şına vurmuştur, diyorlar. Çünkü Mar. | ikinci arttırma yapılacak ve gene yüzde 75 i bulmadığı takdirde satış tehir edile. renlerin hepsi ondan yaka silkerler ve | öğleden so: otomobil ka len büyük san'atkâr olduğunu unuttu. | cektir. Artlırmaya iştirak edeceklerin kıymetin yüzde 7,5 gu nisbetinde pey akçesi İZ ce dü <<» gizi Meme N Ami övlusu dl 7 A rakelg So / Siler ass. a yl 2 ziy“ 1 ui kle Mİ alaya çiş A MEAN İYEYPE Sİ diki aç 204113260 #İ 27582757 3 M6 (9 2046 yg len | l bir ağırdan; “Ah, o, ne Allahın belâsı. | öleceksin,, dediği için çarşamda çÜnleri | gu nadir dakikalarda iyi bir kadın olur. | yatırmaları lâzımdır. Satış gününe kadar vergisi terekeye ve satıştan sonra 20 se derler, Rejisörle kavga eder, cpe- | öğleden sonra katiyyen dışarı çıkmaz. nelik taviz bedeli ile yüzde 2,5 tellâliye resmi ve ihale pulu ve müşteri uhdesine ratöre çıkışır, bir sahneyi 32 defa çe- | Rejisörlerin düşman:, zayılların ove am istemez. Fakat “ben bugün çalışmak | kalan artistlere dağıtır. Az para alan Amasya Cumhuriyet Müddeiumumiliğinden İstemiyorum,, da demez. “Biraz bekle- | san'atkârların haklarını müdafas için En güzel bir kitap 1 — Amasya ceza evinin malt yılı 1 Haziran 938 gününden 31 Mayıs 938 si 2 : i Sa Tü k ikizleri şamın geç saatlerine kadar boşu boşuna Spenser Trasi — Rejisörden, figüra. ur ıkızleri gram itibarile bir senelik yüz yirmi iki bin altr yüz kırk kilo Amasya belediye hicri ŞAR ME ER ele ni sinin kabul ettiği ikinci nevi buğday e kmeğinin bugünkü belediye rayicine gö- gız, gibilerden boynunu büküp bekli- | ta herhangi yapılmıyacak bir iş için vaktile bir aile kütüphanesi Ola. |nünden itibaren yirmi yedi gün müddetle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye yen sana'tkârları seyretmekten haz du- | birisi: yar. Sonra kahkahalarla gülerek:; “Ar. | için yapınız,, demek o işin yapılmasına duyduğunuz bu eksikliği .bu gü. | 2 — İsteklilerin muhammen bedelinin yüzde yedi buçuk olen yedi yüz sek- k akşam oldu, iş yarmat!,. der. Vema. | kâfidir. zel ve resimli böyük hiküye kita. İsen bir lira seksen kuruş nisbetinde para veya tahvilât veya banka mektupla- nel, garip bir adamdır. Can: istediği vakit MY) Kültür bakanlığı eseri tetkik olan 27-6-938 Pazartesi günü saat on dörde kadar Amasya C. Müddelumumi- Karol Lombar — Holivudun en ağzı san'atkârlar: küfürbaz birisinden bah. sederken “Karol Lombar gibi küfre- İ tescil masrafları müşterisine aittir. wirttiği vâkidir. Bazan canı çalışmak | kimsesizlerin hâmisidir. Parasını işsiz b vi ç ” ÇOCUKLARINIZIN yiniz,, der, Ve filmde çalışacakları ak. | önüne gelenle kavga eder. hili onune Kadikr beheri diirt yüz sek'em gramdan ve çifti dökuz yiz altmış Karşısında “Ne vakit işe başlıyaca | fakir herkes bu aktörü sever. Helivut | A) Cocuk Esirgeme Kurumunan |. on bin dört yüz yirmi dört lira kırk santim muhammen bedel ile 1.6098 gü- ine “bunu Spenser Trasinin hatırı rak bastırdığı İkizler serisinde | konulmuştur. ağıyla otomobiline binerek © Erol Flin — Bu İrlandalı aktör pek bi ile doldurulmuş bulüyoruz. rımı mahsus kanunundaki sarahati veçhile teklifnameye ekliyerek ihale günü bozuk ve en hiddetli yıldızıdır. Sinema diyor,, derler. Hiddeti bir masal gibi pek sevimli ve pek kibar bir adam gibi görünür. Fakat böyle görlünmeği canı pek az İster. Onu bütlin tanıyanlar aksi bir adam olarak tavsif ediyorlar. Fakat iyi dakikalarına rastgelenlerin de ona / etmiş, İlk okul çağındaki çocuk. liğinde toplanan komisyona verilmeleri lâzımdır. 3 — İhale günü müddelumumilik dairesinde toplanan lar için faydalı eser olduğunu tas. İden sonra verilecek teklif ile teminat mektupları kabul edilmiyecektir. dik etmiştir. 4 — Bu ihale 27-6:938 Pazartesi günü saat 15 de Amasya C, M.U. milik NM) Azkara caddesinde Vakit Kitap | dairesinde toplanan komisyonun huzurunda yapılacktır, dillere delaşır.. Hele bir film çevrilir. | kibar ve sevimli sıfatlarını verdikleri ken bir şeye canı sıkılsın.. i | va 458 MARKİZ DÖ POMPADUR nu biliyor musunuz, kont cenapları?. O andaki âdi çehreni... İşte tapk: bu anda olduğu kadar âdiydi. D'Assas sesini yükseltmişti ve bu sakin fakat sen derece hukaretâmiz ses nazarı dikkati celbetmeğe başlı yordu. Şövalye gitgide coşan bir sesle devam etti; —Evet, mösyö, siz beni alçakça. Adi bir şekilde katletmek istediniz; fakat sizin katil kamanızdan olduğu gibi, defnedilmek istenen masum bir şa san: muhafazaya memur (hapishane bekçilerinden de kurtulmak kabildir... Sonra, tıpkı benim yaptığım gibi, ce sadan kurtulduğunu zannedenin karşısı na çıkılır ve ona seviyesine göre bir £eza ve ders verilir... Cani cenapları!.. Bu arada, nihayet derin hayretinden kurtulan könt, müthiş bir hiddet için. de, bütün vücudiyle titremeğe başla miştı. Bir adım geriledi, kılıcını çekti ve kudurmuş gibi bağırdı: —Bu defa elimden kurtulamazsın, sefil! Fakat d'Assasın berrak ve tannan sesi, kontun detten karmakarışık gehresi karşısında gösterdiği şayanı bayret soğukkanlılık, kılıcın: çekmeğe lüzum görmeyen bu delikanlıyı tehdit ederek güneşte parlıyan kılınç, bütün bunlar mezarı dikkati gitgide celbet meğe başlıyor ve bu seri sahneyi göz. den kaçırmamış olan Krebiyonu dek şet içinde ürpettiyordu. Meydandan gelip geçenler duruyor, onların etrafma toplanıyorlardı. Yaklaşan bir arabadan bir ses kop- muş, arabanın kapısından birisi eğil miş ve arabacıya atları durdurmak em- ti verilmişti. Hiddetinden gözleri büsbütün kars ran, bulunduğu yeri unutan, parmak» Uklara yaklaşıp, ikin beslediği adamı tevkif ettirmeyi aklına bile getirmiyen dü Barrinin kafasında bir tek sabit dü şünce vardı: Hemen burada, bu anda, bir kılıç datbesile her şeyi bitirmek. Nitekim öyle oldu ve hiddetinden kudurmuş bir hale gelen dü Berri; — Vaziyet alın mösyö, yoksa öldü- ğrrdr. Fakat bu sözler sirf âdet yerini bulsun diye, alçakça bir şe- kilde, söylenmişti, çünkü, rakibin hazır olması için söylenmesi mutad olan bu sözlerle beraber, hattâ onlardan evvel, kılınç darbesi bütün şiddetiyle şöval yeye inmişti. Fakat d'Assas, düşmanının bütün ba reketlerini dikkatle takip ediyordu. O zaman, onların ctrafını saran 8€- yirciler, hayranlıkla karişik hayretler içinde, ölüm saçan bu müthiş ve alçik- ça kılınç darbelerinin istihfafıdâmiz bir şekilde... Bir bastonla... Bertaraf edil: diğini gördüler ve ayni zamanda d'As- sasın dehşet veren sakin bir sesle şöyle dediğini duydular: — Kılıcımı sizin kılıcınıza karşı kir- letmek!.. Ne iğrenç Sizin seviyede bir adama ise bir sopa lâzımdır. katil Kont herkesin tanıdığı ve hemen herkesin nefret ettiği bir gdâmdr, na mukabil şövalyeyi hiç du, Fakat hareketlerinden mert Niği ve şöoyanı hayret cesaret ve soğuk kanlılığı, bir anda, bütün sempatileri kendi lehine çevirmişti Kalabalık arasından bir zabit yük“ — İste bir erkek! sek sesle hayranlığını izhar etti! D'Assas, dü Barrinin tehlikeli bir darbesini daha bertaraf ettikten sonra bu sözleri söylemiş olan #abite rek, teşekür mabiyetinde, onu bastı le selâmladı ve gülümsedi. Hayranlık nidaları büsbütün arttr. Neredeyse alkış tufanı kapacaktı. Fakent - tabir caizse » düello çok kısa sürdü. İyi hesap edilmiş sert bir dar- be, kontun kılıcını parçaladı, evinde arayınız: Flatı 60 kuruş: 5 — Fazla izahat almak istiyenler Amasya C. Müddeimumiliğine veya o yer posta için 4 kuruş ilâve ediniz. ceza evi direk güne ihaleden evvel müracaatları ilân olunur. (3396) MARKİZ DÖ POMPADUR 359 D'Assas bir yıldırım süratile, takibi nin bileğini kavradı. Ve, kılıcın geriye kalan parçası düşünceye kadar, bu leği sıktı ve büktü. Ayağiyle bu iki kılıç porçasını itti ve bunlar biran içinde meçhul eller tara fından, uzaklara fırlatıldı, çünkü, etra- fındakiler, böyle bir döğüşe razı olan âdi ve alçak mahlükün mert rakibini kamulamak için bu kılıç parçalarından pekâlâ istifadeye kalkışabileceğini his- sediyor ve İnsiyaki bir şekilde, merdi tutuyordu. D'Assas bir eliyle dü Barrinin yakar #ına yapıştı, diğer eliyle de bastonu o nun omuzlarına indirmeğe başladı. Kudurmuş bir halde köpüren kont cenapları, kendisini bırakmıyan müthiş elden kurtulmak istedi; mtmak, tirmi lamak isteği... Muv kasına yapışan el nu bir tür! miyor, ve baston darbeleri, camlara vuran dolu taneleri gibi sesler çıkarır rak, mütemadiyen yağıyordu. Diğer ta raftan halk ta, durmadan brwo, diye bağırıyorlardı. Bunun üzerine dü Barri kafasını ta- mamile kaybetti; hicap, hiddet ve acı içinde bağırmağa, imdat çağırmağa, seyircilere, tehlikeli bir firari olan bu sdamdan kendisini kurtarmalarını rica etmeğe başladı. Seyirciler bu alçaklık ve bu aciz kar şısında büsbütün eğlenmeğe ve şöval- yeyi büsbütün teşci etmeğe koyuldu- lar D'Assas da mütemadiyen vuruyor du, Dü Barrinin hiddet çığlıkları, birer ıstırap iniltisi şeklini aldı ve çehresin- de, delirmenin ilk alâmetleri görünme- ğe başladı. O zaman D'Assaş onu bıraktı ve 1z- traptan çılgın bir hale gelen kont, ar tik ne yaptığının farkında olmadan kaçtı... Fakat d'Assas bastonu havada olduğu halde onu kovalamakta, müte- madiyen sırtına vurmakta devâm etti ve seyirciler, bedbaht sefilin, araların" dan kaçmasma mâni olarak bi beygiri gibi, onu daire içinde ği mecbur ettiler, Kont böylece, hep o- muzlârına inen o korkunç bastonun önünde mütemadiyen döndü. döndü... Nihâyet, soluyarak, gözleri dışarıya fırlamış, elbiseleri parça patça olmuş, üstü başı kan içinde kalmış bir halde yere yıkıldı ve baston ancak o zaman korkunç faaliyetine nihayet vetdi D'Assas terlerini sildi ve kendisini coşkun bir teza alkışlıyan kala balık arasından bir yol açtı. O zaman Krebiyon onun yanma y laşarak serzenişkâr bir tavırla; — ihtiyatlı hareket dedi bu mu? Dedi ve gülerek ilâve etti: — Fakat doğrusu, her ne bahasına olursa olsun, bn ders bir şaheseri . Ş « siz görülmemiş bir insansı nsl. D'Assas da sadece şu cevabı verdi: — Ona bu cezayı vermeyi o kendi kendime vatdstmiştim! — Eh! Şimdi nefsinizi tatmin etti nİz ya?. Şu halde, inanın bana, en doğru hareket hemen buradan uzaklaş- maktır. Tam bu sırada, demin durmuş olan arabadan inen bir adam, kollarını aç- mış olduğu halde onlara doğru geldi ve; — Nihayet sizi buldum, şövalyel.- deği. D'Assos da hayretle: — Mösyö d'Etyol! Dedi ve sesinde gizli bir memnuni" yetsizlik ifâdesi sezildi. — Evet, benim şövalye; arabama Doğrusu, şövalye, sizin düşme niz 'olmak pek korkunç bir şey... A- man ne bilek, yarebbim!.. Zavalir kont! Onu amma benzettiniz hal. Rica ederim binin. Esasen bu bed” komisyona saat 14