. Şemsiye IŞIN yerler buz tutunca » insan hali bu! .bizim de ayağımız kayar, dülşebiliriz. Kimbilir kaç defa da düşmüşüzdür, canımız acımıştır, Fakat bunun can acıtacak, hattâ insanın bir tarafını kırıp sakatlıyacak bir şey oldu- ğunu bilmemize rağmen yine birinin düştüğünü gördük mü, güleriz. Yazm da, herhangi bir mevsimin kuru bir gününde de ayağı kayıp düşen olabilir. O zaman gülmeyiz, hattâ telâş ettiği- miz, kaldırmağa, hal hatır sormağa koş. tuğumuz olur. Buzda kayıp yuvar- lanan adama dayanılmaz gülünür.. Rüzgürl havada şapkayı mubafaza etmek ne zor şeydir! Öyle bir günde, meselâ Beyazıt meydanından elbette geçtiğiniz olmuştur. Şüphesiz eliniz sımsıkı şapıkanızda idi. Bu tedbir kâfi geldi mi? Çocukluğunuzda çember ar- kasmdan koştuğunuz gibi saçlı sakallı yaşınızda da şâapkanız arkasından koş- tuğunuz olmadı mı? Hani durur, durur da tâm yakaladığmızı sandığmnız a, mandâ yine kaçıverir... Fakat bizim ba- umızdan da geçtiğini unutarak, sokak- ta şapkasını uçuran adama güleriz. Ne yapalım? Dünya böyle kurulmuş... Yaz günlerinin herkesi güldüren a- dam: da elinde kâra bir şemsiye taşı. yandır. Kara şemsiye dedim, güneşe karşı kullanılan beyaz şemsiye hatıra gelmesin diye. Hani şöyle koca gö- bekli, bir ellerinde yüzlerini kuruladık- ları çarşaf kadar mendil, bir. ellerinde de açıp omuzlarma dayadıkları beyaz şemsiye, puflrya puflıya giden adamlar vardır? Onlara gülmeyiz, olsa olsa tebessümle bakarız. Alkışlıyan, gıpta eden; “Oh! ne iyi etmişsin!,, diyen bir tebessüm... Fakat elinde, yağmura kar- $ı tutulan kara şemsiye varsa hali ya. mandır. O zaman ona tebessüm edil mez; “Hele enayiye bak!,, der gibi gülünür. Zavallı; adam, halinin tuhaflı- ğınm kendi de farkındadır. İçinden: “Ya yer yarılsa da yerin dibine geçeyim, yahut göklerden yağmur boşansm!,, diye dua eder. İmkânı mı var? Yer ya- rılmadığı gibi gökten, belki bir ucun görünen bulut da kaybolur, güneş par. ladıkça parlar, yaktıkça yakar. Şemsi- yeyi atmak da kabil değildir; o 'da kol- de ağırlaştıkça ağırlaşır. Bu hal benim çok başıma gelir; ken- di kendime de gülmeğe çalışırım... Fa. kat yine de sabahleyin havayı biraz ka- palı görünce, şemsiyemi almaktan vaz- geçemem. Ne yapayım? Sırsıklam ıslan- mağı göze alamıyorum. Şemsiye ile gülünç olmak korkusu bas kimselerde o kadar ilerlemiştir ki bazı kimseler sonbahar, kış günlerinde bile şemsiye taşımak istemezler. Hele gençler ona hiç ihtiyaç görmüyor. Ben. ce baksızdırlar: İnsan, rahat için icad edilmiş hiç bir vasıtaklan kaçınmamalı. dır. Yağmura karşı da şimdilik şemsiye» den başka çare yok. Var, su geçmez kumaşlardan elbise ve şapka giymek. O da bahar günlerinde, yaz günlerinde yemsiyeden de daha çekilmez bir şeyl... Nurullah ATAÇ General Mariç memleketine döndü Dost ve müttefik Devlet Nazırı hararetle uğurlandı Yugoslavya harbiye ve bahriye nazı- "general Maciç dün akşam 20.30'da, konvansi>onele bağlanan hususi bir va Konla Belgrada hareket etmiştir. Yugoslav ve Türk bayraklarile do- Patılmış olan Sirkeci garında milli şpü- aa vekili general Kâzım Özalp, Ge- A Kurmay ikinci başkanı orgeneral $u Gündüz, İstanbul vali ve belediye o İstanbul komutanı, donanma ko- e Yugoslavya jeneral konsolosu, konsoloshane erkânı, müttefik dev- zn uğurlamışlardır. tzıka, Yugoslavya ve Türk milli çe larını çalmış, askeri kıta ihtiram Yapmıştır. İstasyonu dolduran halk, dost misa- uğurlanışında hararetli tezahür» lerde li yan Mari i Yerli ariçe o mliteaddid buketler Tel lr 2 Mekteplerin tatil devresi geldi. Dersi er Kesildi ve imti havalardan istifade ediyor, hem de talbikat yapıyorlar. Resimlerde, Yeşilkö y ilkokul taleblerimi ve öğretmenlerini bir kır gezinlisinde görüyorsunuz. — mame ihanlar başladı. İlkolulların miniminileri, başlarında öğretme: mm mmm mmm igmg size Meleke ilmen iel pe mağ enlğyan verdikleri Zincirlikuyudaki asri mezarlık yüzün. den vali ve belediye reisi Mühiddin Us- tündeğ hakkında Şürayı Devletçe lüzu- mu muhakeme kararı (verildiğini dün yazmıştık. Zincirlikuyuda asri bir mezarlık tesisi Şehir meclisince bundan beş sene evvel kararlaştırılmış ve münasip saha öran- mak üzere faaliyete geçilmişti. O zaman emlâki milliyeye ait bir (arsanın satın alınması mevzuubahs olmuş, emlâki mil- liye idaresi, arsanın beher dönür: 80 lira istemiş, mesele Vekiller heyetine sevkedilmiş ve neticede 85 lira üzerinden anlaşılmıştır. Ancak, emlâki milliye idaresi, 93 mu- hacirleri tarafmdan işgal olunan ve üze- rine barakalar yapılan arsadan “füzuli şagilleri,, çıkaramamış, ve bu sahayı be- lediyeye bir türlü teslim edememiştir . Bü sırada Eşref Dikoğlu adında biri belediyeye müracaat ederek, o havalide mezarlık tesisine müsait arazisi bulundu- Kunu, ehven fiyatla satabileceğini bildir- miştir. Bunun üzerine bir istimlâk opazarlık komisyonu kurulmuş, mal sahibile pazar lık edilmiş, beherdönüm için 73 lira olarak uyuşulmuştur, Şehir meclisi, dai- mi encümeninin tasvibinden sonra, 554 dönümden ibaret arsanın beher dönümü- nün 73 liradan alınmasını o kararlaştır. mıştır, Nihayet bundan bir müddet evvel orta- ya bazı iddialar atılmıştır. Buna göre, arazisini satmak üzere belediyeye müra» Caat eden Eşref Dikoğlu, vaktile müfettiş olarak belediye hizmetinde çalışmış bir zattır. Belediyenin Zincirlikuyu civarın da mezarlık yapacağı kararını — karar herhangi bir spekülâsyonu önlemek için gizli tutulması lâzımgelirken — öğrenmiş ve Bandırmalı lâkabile maruf bir Rumla birlikte 28 dönümü ellişer ve mütebakisi 30 zar liradan olmak üzere 450 dönüm arazi satın almıştır. Bu yolda yapılan neşriyat ve ihibar- lar üerine, birkaç ay önce otobüs mese- esi etrafında tahkikata memur edilen mülkiye müfettişleri, 934 yılma sit asri mezarlık arsasının satın almış keyfiyeti. le meşgul olmuşlardır. Müfettişlerin dahiliye vekâletine ver- dikleri fezlekelerinde Eşrefin o arsaşmın pahalı almdığı, kendisinin himaye edi- lerek teneffüüne yardım edildiği beyani. ŞEHİRDE vE Asri mezarlık meselesi Muhiddin Üstündağ kararaitiraz edecek! şoiaynk gösteriyor Devlet şurasının haklarında lüzumu muhakeme kararı arasında başka kimler var ? le vali ve belediye reisi Muhiddin Üstün. dağ, eski belediye reis muavtı Hamit, belediye mezarlıklar müdürü Süleyman, eski istimlâk pazarlık komisyonu azasın- dan berhayat bulunan Hulüsi ve Yusuf Ziya,, o zamanki daimi encümenin şimdi mebus bulunan, Nakiye, Cevdet Kerim, ve Mehmet Ali Yürükerden maada olan azası Avni, Suphi, İhsan Namık, Şeralet- tin ve Mehmet Ali Gökçe haklarında lü- zumu muhakeme talebinde bulunmuşlar. dır. Evrak Dahiliye vekâletinde tetkik &- dilirken vekâlet hukuk müşavirliği, mü. fettişlerin bu talebinde isabet bulunma» dığı ve arsanın satın alınma muamelesi» nin kanuna uygun olduğu mütaleasını İ- leriye sürmüş ve böylece o evrak Şârayı devlete gönderilmiştir. Şürayı devlet mülkiye (dairesi de işi incelemiş ve müfettişlerin lüzumu muha- keme hakkındaki talebini reddederek a- lâkadarlarm hepsi hakkında meni muha- keme kararı vermiştir. Bu karar usulen, Şürayı devlet heyeti umumiyesine sevke» dilmiş ve heyeti umumiye mülkiye daire» sinin meni muhakeme kararını beş mu- halif reye karşı altı reyle reddelmiştir. Bu vaziyele göre Şürayı devletin bu ka» rarı alâkadarlara tebliğ edilerek müda- faaları almacaktır. Alâkalıların müdafaa ve itirazlarının tetkikinden sonra Şürayı devlet umumi heyetinin vereçeği karara göre icap ederse mesele temyiz mahkeme. sine intikal edecek ve muhakeme (orada görülecektir . Öğrendiğimize göre Devlet o Şürasının kararı alâkadarlara tebliğ edilmiştir. Mu hiddin Üstündağm karara itiraz edeceği söylenmektedir. hırsızı Yedi ay hapse mahküm oldu Şehremini civarında İsmetin evine gi- rerek on beş lira kıymetindeki yorganı çalmaktan suçlu altı hırsızlıktan sabı- kalı Ayşe Gür hakkmda Fatih sulh ceza mahkemesinde görülen muhakemesi 80. nunda suçlunun tevkifine ve yedi sy hapsine karar verilmiştir. Ton ten amca ve karga MEMLEKETTE | Bir yorgan | Üç aylık maaşlar Emlâk bankası alâ- badarlara bir Mütekaitlerle dul ve yetimlerin kıs- mı azamının maaşlarını vermekte olan Emlâk ve Eytam Bankası, çarşamba günü başlıyacak olan üç aylıklar hak- kında her türlü tertibatı almış ve bu de- fa maaş sahipleri için büyük kolaylığı mucip olacak yeni bir usulün tatbikine girişmiştir. Emlâk bankasından maaş âlan üç ay- uk maaş sahiplerinin bu maaşı alabil, meleri için maaş clizdanlarını maiş zâ- İmanından evvel malmüdürlüklerine vize ettirmeleri icap etmektedir. Maaş sa- hiplerinin mühim bir kısmı çok eski ikametgâhları dolayısiyle şehrin uzak semtlerinde kayıtlı bulundukları halde kendileri başka yerlerde oturmaktadır. İar,. Bu yüzden az bir maaş alan ve-he- men hepsi ihtiyar vemalâl bulunan maaş sahiplerinin uzun seyahatler yap. maları, bir çok masraf ihtiyar etmeleri icap etmektedir. Bütün bunları nazarı dikkate alan Emlâk Bankası, maaş sahiplerine bir ko layık olmak üzere yeni bir tecrübeye girişmiştir. İlk defa olarik bu maaşta şehrin uzak semtlerinde bulunan Ada- lar, Sarıyer ve Kartal malmüdürlükle- rinde kayıtlı bulunan maaş eshabmın vizeleri Banka tarafından yaptırılmış - tır. Bu mıntakalarda kayıtlı buluna maaş sahipleri ayrıca malmüdürlüğü- ne müracaat etmeden doğruca bankaya gideceklerdir. Bankâca evvelce olduğu gibi bu de. fada ayın birinci ve ikinci günleri yal- niz malüllere maaş verecektir. Diğer malmüdürlükleri Opazartesi günü vizeye başlıyacaklardır. —o— iflâs eden sigortalar Yeniden yüzde tevzlat yapılacak 935 senesinde Arusturyadaki merke. zinin tantanolı bir rezalet halinde iflâsa sörüklenmesinden sonra (tasfiyesine başlanan Föniks dö Viyen sigorta şir. keti İstanbul merkezinin tasfiye mua- melâtı için evvelce tayin edilmiş olan iki senelik milddet bitmiştir. İkinci Ti- câret mahkemesi müddetin bitmesine rağmen tasfiyenin henüz neticelenme- diğini nazarı dikkate alarak tasfiye müddetini altı ay daha uzatmıştır. Mahkeme tasfiye heyetinin hesapla- rı tetkik neticesinde bundan evvel ya» pılan yüzde yirmi beş tevziata ilâveten ölacaklılara yüzde on daha tevriatta bu ieriyle, kırlara çıkıyor, kem güzel Haber'den Tatihe “Eski Rumeli Türküleri . Birkaç gece evvel Mes'ud Cemilin Fetih Halkevi adına hazırladığı nefis bir “Tarihi Türk musikisi Koro konse- ri,, bir Rumeli halk türküsü ile bitti. Kaplan postlu, birer karış mahmuz. Yu, tekne kalkanlı, gömgük demire bo. ğulmuş, koltukları atmdan kara kuş kanadlari bağlı Rumeli gezilerinin aşklarmdan ve gazalarından hatıra olan nağmeleri inlerken, Mes'ut Cemi- lin güzel ve geniş alnmı kahraman ve sanatkâr eodadımızm ruhları öpmüş- tür. > Ben de buraya Haber okuyucuları için Rumeli şairlerinin eski ve nefis bir iki eserini naklediyorum (1). Bu Hayreti'nindir: Be bu Rumilleridir bunda sühendanlar olur; Bu irem gülşenidir mürgi koş elhan- lar olur; Altun üsküflü yaln yüzlü güzel söki. er, Sohbeti rüşen ider şem'i şebislanlar olur, Bâki söken sığayup naz ile sökülik ider, Be bu yerlerde na hoş servi hirâmem. lar olur, Şu nefise de Edirneli Nazminindir: Ey yanağı al Güzel, gözleri ala Güzel, Gönlü nice yıkarsın bir ele al a Gilzel! Gel güzellik çağına dayonma kim çağı anın, Su gibi çağlar geçer, durmaz deyince ha Güzel! Şu parça da yine Nazminin bir baş- ka güzel şiiridir: Ol ki yanında bir yüzü günü yok. Olur ol yüzden imdi her günü yok! Sevgi oduna dilşmemiştir hiç, Yüreğin anın ki düğünü yok! Fatih halkevinin sanat kolu, geçen gece bize Türk saant tarihinin altın bir yaprağını açtı. Reşat Ekrem KOÇU (1) Fuat Köprülü; Divam Türkü basit, Amerikada casusluk tahkikatı Nevyork; 28 (A. A.) — Vorlâ Tele gram gazetesinin bildirdiğine göre g*- ce yarısı hareket etmesi mukârrer olân Bremen ismindeki Alman vâpurunun iki zabiti ile mürettebatından iki kişi A. merika müddelumumisi Lamar Hardi ta rafından salıverilmemişleröir. Bunların bir casusluk meselesi dolayısiyle ifadele ri alınacaktır. Müddelumuminin iddia- sına göre, bu iki zabitten biri lokanta servisinde mukayyed olmasına rağmen, gemide siyasi bir vazife ile mükellef bu- Tunmaktadır. İkinci zabit ise vapurun radyo is“ tasyonunu idare etmektedir. Tunmağa karar vermiştir. Bu tevriata derhal başlanacaktır . Föniks dö Viyen ve Türkiye Milk Sigorta Şirketi sigortalılara bu iki şir- ketin iflâsı srrasmda, halkımızm sigor- taya karşı alâkalarmın tezelzüle uğra - maması için Türkiye Mili Reasürans Şirketinin tavassutiyle milli sigorta şir. ketleri tarafımdan aynen devralınmıştı. Bunun için tasfiye heyeti tarafından ye. niden yapılacak yüzde on tevziatım kıs- mı azamı da milli sigorta kumpânyala- rma verilmiş olacaktır. Föniks d8 Viyennin Türkiye mümes- silliği muamele ve kesaplarmın tasfiye- si neticesinde umumi tevziatm yüzde 65 kadar tutacağı tahmin edilmektedir, ee O