—— T - anl w Fransada bir kördüğüm da'a u İskelet o n o kimindir? Meazarcı ve yardımcısının kazmaları- na, henüz saçları dökülmemiş bir iskelet takıldı 9 sene evvel ortadan sır olan karı kız öldürülmüş mü ? Atlas denizi kıyılarında, dalgaların her gün kırbaçladığı sahil üzerinde keş- fedilen bir mezar, unutulmuş bir ma- cerayı tekrar canlandırdı;. dokuz sene evvel ortadan sırrolan bir kadının gay- bubetindeki esrarı çözer gibi oldu; do- kuz sene sahil köylerinin Üzerine çö- ken korku ve ıztırabı hafifletti. Bu esrarlı hâdise bütün köylüleri o kadar korkutmuştu ki, vaka anlaşılabi- lir bir şekilde meydana çıktığı halde dahi korku yüreklerden - silinmedi... Kimse zabıtaya müracaat ederek mese- leyi aydınlatmağa cesaret — edemedi. Yalnız bir yanaşma, Jan Morvan is- minde yirmi beş yaşında bir delikanlı, bir sene bu gırrın vidanını kemiren zetırabını düydüktan sonra imzasız bir mektupla polise müracaat etti ve Jan Morvan adlı yanaşma sıkı bir surette istlevcp edilirse eski bir cinayeti mey- dana çıkaracak bir takım tafsilât alına- bileceğini ihbar Gtti. Polis — delikanlıyı çağırdı. O vakit Jan Moran “Bu mek- tubu size ben yazdım,, dedi ve anlattı. Bu tivarda Primlen kasabasında Vel- li isminde bi 31 İkinciteşrin 1936 da ölüyor, Ölüye mezar karzmak üzere kasabanın mezarcısı baba Japri'ye mü- racaat olunuyor. Baba Japri yanma yardımcı olarak Jan Morvanı alıyor. Beraber mezarlığa gidiyorlar Kazma- lar kumlu toprakları eşmeğe başlıyor 'Toprağı yirmi santim kadar kazar kaz- maz tam bir iskeletle karşılaşıyorlar. Morvan, bu nişbeten taze iskeletle alâkadar oluyor. Bu bir kadın iskeleti- dir, siyah saçları hâlâ kafasından ay- tılmamıştır. Farla olarak ta etralfında ne tabut kırıkları, ne de kelen parçala- rı var, Morvan bu manzara karşısında me- zarcıya soruyor: — Bu da ne oluyor? Ne diye bu ka- dit çırıl çıplak buraya gömmüşler? Japri cevap veriyor: * — Her hâlde bunlar eski bir takım kemikler olaccak. Hem sen bundan | hiş kimseye bahsetmesen — daha iyi ©- fur. Biraz daha çalışıyorlar. tahammül edemiyor.. — Ceset çok fena kokuyor. Bu ko- ku içerisinde çalışamıyacağım, ben gi- diyorum, İstersen sen de gel... Meyha: mede birer tek ataltm. Baba Japri bu teklifi tekrar ettirmi- yer. Beraber meyhaneye doğru yolla- turken nasihatını hatırlatıyor: Delikanlı “Gördüklerini sakın kimseye söy Teme, » Morvan bu nasihati dinledi, fakat o da annesine bir iki kelime ile işi anlat- maktati kendini Menedamadi. Anntwi: — Mezarcının hakkı var, dedi, bun- dan kimseye bir şey söylememek daha hayırlı olur. Fakat aklına gelen bir ihtimali Mor- van bir türlü hafızasından çıkaramı- yor: “Bu simsiyah saçlar kara kısıti saçlarıma ne kadar da çok benziyor! İh. timal ki gördüğüm iskelet onun İske- letidir., Morvan tamamile susamadı. Evvelâ iş! emin olduğu arkadaşlarına açtı.. De dikodular merarcının kulağına kadar gitti. Bu yüzden merartı ile Morvâ- nen araları açıldı. Morvanı dinliyer polis derhal tah- kikâata başladı. Mezarcının ifdesini al- dilar. Fakat o her şeyi inkâr etti. Hat- tâ inkârında çok ileriye gitti. Hiç bir vakit Morvanı yardımicı olarak kullan- madığını söyledi. Bu tafsilâttan sonra, kasabada “ka- ta kız,, lâkabile anılan Mari-An-Pili, nin gaybubet'nden bahsedelim: Kara kız, elli sekiz yoşınla bir koca karıdır. Primlen kasabasında bugün belediye teisi olan zatin eniştesi Kloa. gen'in winde oturmaktadır. Klcagen ile aralarında dini ve medeni nikâh yoktur, fakat yirmi senedir beraber karı koca hayatr geçirmektedirler. Bu beraber yasayıştan doğan bir kız bu- gün Paristedir ve evlid'r. 1928 de Kloagen — öldü. Çiftliği ve emlâki tablatile kayım biraderine kala- caktı. Fakat bıraktığı vasiyetname ile emlâk'nin ufak bir kısmını beraber ya- şadığı kadına brrakıyor ve varisini her sene bu kadına iki bin frank vermeğe mecbur tutuyordu. Sonra kızıma oldukça ehemmiyetli bir para birakmıştı. Bu suretle, kara kır, bir sene — vasi- yetnamenin hükümler'nden istifade et. &. Belediye relisi ile araları çok iyiydi. Belediye rsisi en az haftada iki defa kara kızı ziyaret ediyardu. 24 Mart 1929 da kara kz kiliseden çıktıktan sonra eyine gitti. O günden sonra kara kızı bir daha gören olmadı. 25 Martta belediye reisi oturduğu evden çıktı. Kayın biraderinin evine taşındı. Kadının evde olmadığını - farketme- miş gibi görünüyordu. Zira kâara kızın FHava gemileri Londra - Nevyork Arasında tayyare seferlerine başlanıyor Avrupanın bütün hükümet mersezleri bir hava ağile ! Londraya buğlunacak B eeeti ei siRikeşEndRiDE İngilterenin en büyük iki hava te- şekkülü olan “Emperiyal,, ve "Britan- ya,, hava yolları idareleri faaliyetlerini son derece artırmışlardır. Şimdi İngiliz posta tevziatının mü- him bir kısmı tayyare ile yapılmağa başlanmıştır. Bu sene havacılık — için yedi milyon İngiliz lirası sarfedilecek tir. Britanya hava yollarına mensup tay yareler, Britanya imparatorluğundaki ve Avrupadaki her büyük şehri Lon- draya bağlayacaklar ve bir sene içinde tamam o0 milyon mil mesafe katetmiş olacaklardır. Büyük hava gemileri Londradın senubu Afrikaya dört buçuk — günde, Hindistana iki buçuk günde, ve Sin- gapura beş günde gidecektir. Buralara ve buralardan Londraya haftada üç gün muntazam seferler yapılacaktır. Londra ile Paris arasında sade “Bri- tanya,, hava yollarma mensup tayya- reler haftada seksen iki sefer yapacak lardır, Buna “Emperiyal,, hava yolla- rı ve Âir France'in yapacağı seferlerde ilâve edilince iki şehir arasındaki tay yare seferleri haftada 246 ya baliğ ol- muş olacaktır. Bundân başka Avrupanın bütün hü- kümt merkezleri bir hava ağile Lon- draya bağlanacak, Londradan buralara gitmek birkaç saatlik bir mesele haline girecektir. Bu servislerde tayyarlerin vasati sürati saatte 200 mil raddesin- de olacaktır. Tayyareler, pervane gürültüsü yok cular tarafından işitilmiyesek gekilâr yapılmakfadır. Binaenaleyh — yolculuk gayet.rabat ve emin geçecektir. Tngilterede hususi tayyarelrin ade- di de günden güne artmaktadır. Bugün 6000 kadar hususi sivil pilot — vardır. Bu yaz bunun bir misli artacağı mu- hakkaktır. Havacılığa - heveskâr olan gençler sayfiyelerde açılmış olan hava cılık klüplerinde pilotluk öğrenmekte ve imtihanda muvaffak olanlarla pilot vesikası verilmektelir. Havatılığın motörlü kısmına parası yetişmiyenler plânörlerden istifade edi yorlar. Havacılık klüplerinin aza adedi © kadar artmaktadır ki mütemadiyen yeni plânörlere, yeni motörlü tayyare lere ve daha geniş bir kadroya ihtiyaç hasıl olmaktadır. Hariranda yapılacak olan kral kupa- s: hava yarışları ş'mdiye kadar eşine tedadüf edilmemiş bir rağLet görecek tir. Meşhur tayyareciler ve rekor kır- makla maruf pilotlar bu yarış İçin şim diden isimlerini yazdırmış bulunuyor- lar, Londra ile Nevyork arasmdaki yolcu tayyareleri seferlerine ancak 930 se- nesinde baışlanabileceği halde Ük — se- feri yapkcak tayyarede bulunmak için tamam 60 kizi müracaat etmiştir. Bunlardan ekserisi sosyetenin he yecan arayan, her şeyde ilk olmak he- vesinde olan maruf simalardır. Bunlar dan baziları ilk uçuşa İştirak etmek için beş yüz İngiliz İrası vermeğe Amadedirler. Nim tesmi bil membadan öğrendiği- ne göre Londra - Nevyork arasındaki bir tayyare yolculuğu 50 tngiliz lira- sına yapılabilecaktir. Bekliyenler liste. si aranında doktorlar, avukatlar, meş bur mubarrirler, ve bir de papas var- dır. Bunlar arasında bir kura çekmök Yap ödecek*ir, İ ŞÜĞ ai kaybolduğu artzak bir hafta sonra bir komşu kadın tarafından meydana ç- karıldı. Bu komşunun evinin yanında, kara kızın ineklerini koyduğu ahır vardı, Komşu ahırda ineklerin pek fe- na bağırdıklarımı isitti. Ahırım kapısını açını kan ineklerin hücumuna uğ- radı. Ahırın kapısın müşkülâtla kapa- (Devamı 15 incide) 18 NISAN — 1938 — Komşu! demek bizim kömürlüğe dadanan hırsız sizdiniz> — Bizin kömürlük — mü? Bense bahçemde kömür madeni keşfettiğimi sanıyordum! Uykusuzluk — Böyle kadın da görülmüş değil. dir sanırım. Karım sabahin saat üçü olmadan uyumuyor. — Uykusuzluk hastalığı desene... — Hayır, ben eve dönmeden uyu - SAi -0 — Bildim, oğlan! Boörç edebiyatı Alacaklınm mektubu: “Üç ay evvel size faturalarımızı göndermiştik. Muhteviyatmı el'an al- raadığımız için hayretteyiz.,, Barçlunun cevabı: *“Hayretiniz hiç de yerinde değildir. Fatura muhteviyatını almanıza imkân İyöktur; çilnieti ben gördermedimi.,, — Veda Vapur kalkmak üzereydi. Yolcular dan biri kaptana sordu: — Karıimla vedalaşmak istiyorum, rıhtima inmeğe vakit var mt? Kaptan: — Şahsa göre değişir, diye cevab verdi, karmız güzel mi ve nekadar za- mandanberi evlisiniz? — Halkı selâmlaşana, budala! — Kımıldıyamıyorum ki! Kulağım- dan mıhlandım! Lihtenştayn -- Almanya hududunda Manevralar yapıyor Ç Paris, (hususl mu « & habirimizden, —en * gön model radyo İ- le) — Sabık Avus: | turya ile İsviçre a- rasında — bulunan Lihtenştayn devle- J tinde ordu büyük 5Ş İlkbahar manevra - Ş larına başlamıştır. $7 yaşında genç bir « askerden mürekkep olan — Lihtenştayn ? ordusuna manevra * mıştir: “—. Küçücük büyük memleketimizin şanlı ordusu, mukaddes topraklarını bur mundan akacak son kan damlasına kadar müdafaa edecektir.,, Manevralar, Lihtenştayrım payıtahtı olan Vaduz şehrinin panayıt meydanın- da, prens Fransua ile, harbiye ve milli müdafaa nazırlarının, büyük erkânıhar. *iye heyetinin ve ecnebi askerf heyetleri: nin huzurunda elyevm devam etmekte dir. Ayni zamanda hem — kırmızı. hem de mavi kuvvetleri temsil eden Andreas Ki- ber mavi kuvvetler namına el bomhasile kendisine taarruz etmiş; bilâhare kırmı- ga küvvetler hesabma süngü — hücumile kendisini ricacte zorlamış ve bağırmıştır: —- Teslim ol! Buna cevabı gene kendisi vermiştir: « Asla! SÖON DAKIİKA : Gazetemizi makineye vereceğimiz sırada gelen bir telgrafa göre; Andreas Kiber, pantalonunc ıki kavış kemerile kendisini muhasaraya teşebbüs etmiş ise de müda. faası da pek kuvvetli olduğu ve jiletle kavış kemerini kesmeğe davrandığı — için za'eri mavi. tarafın mı. vöksa — kirmi. zi tarafın mı — kazanatağını — şimdiden tahmin henüz müşküldür. Balık avlamak için pratik bir usul. Müşteri —- Bizde peçeteleri nekadar samanda değiştirirler? Garson — Biülmem efendim. Ben da- Ra buraya geleki üç ay oldu.