5 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

5 Nisan 1938 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 NİSAN — 1938 Sen hakikaten perende zin biriymişsin, (1) eşilli can- | Sotyete denilen yarı şuurlu kalâba- iğin içinde o kadar çok oyunlar yap- eye alışmışsın ki, bu sayede elde et- eye alımışsın ki, bu sayede elde et. ğin densizlik ve utanmazlığı en &o. nda matbuat sütunlarına kadar çı- jardım. Frenklerin tupe dedikleri yüz. üğünen çirkefle — süngerlenmişi de varmış. VBıHm-i mektubundak! — blüflerin, ksek perdeden atar göründüklerin ydi, dünkü zeli) ve dalkavuk mek- dun nedir *? Bendan boş bir clizdan istedin. Sa- o boş cüzdanı gönderdim. Neye © lurn bir köşesinde küçücük bir fotoğ- (la beş on satırlık bir maktubun da bulunduğunu haber vermodin? Çünkü bu fotoğrafla mektubun baş. aları tarafından görülmesini, yaban- eline geçmesini Istemiyordum. Bu- Bun için de hususi bir cüzdan yaptır. Bin ve oraya gizli bir göz koydurdun. , İste ben o cüzdanı değil, o cüzdanm içindeki küçük fotoğrafla mektubu el- le etmek için haftalarca yoruldum, ylarca yankesicilik dersi aldım. bal. ondan balkona p merdivenler aştım. Her türlü korkunç ihtimallere karşı Şamusumu tehlikeye kaydum. 4 Sen bana şimdi kurt masalı okuyor- tun. Hem nasıl kürt? Temmuz, ağus- kurdunun budalaca masallarını eveliyorsun. Seninle, sana Jâyık ve senin anlıya- ğm bir dllle konuşmaktan başka içare kalmadı. Kalemimden ve kalbim- den çıkacak bütün ağır şeylere, sen nak tuttun. O cüzdandaki beş tane elli liralık irisini bozdurmuştun. Bunu geçen t günü kimden ve nasıl aldığını yliyeyim mi? Yarım saat içinde tev. yi boylamak ister — misin? kma, söylemiyeceğim, fakat bunu Mmerhametiraden sanma, bir takım çok husust . ki iyisini bilirsin - sebebler, bana bunu Yyaptırmıyor. çcüıdın senindir. Bu doğrudur. Akat içindeki fotoğrafla mektup se. hin değildir. Ortada ne bir Çasiz ölü) Vardır, ne de bir gönül macerası. Or- ada öolan sadece alçaklıktır. İ O fotoğrafla —mektubun sahibi am bir sıhhat ve afiyet içinde yaşa- Maktadır. Evvelki güne kadar elinde ga Sttuğun bu haydütluk Aletlerini sen- Gen alp sahibine vermek için yemin Çok acdcı Bİr cevap ü v — Göndetrilmiştir — Hiç saygı değmez Bay M, N, Usman: etmiştim. Müh!m, hayati bir bahsa tutuştum demekten kastım ba idi. Yanmda bulundurmaya hakkın ol- mıyan bu iki emaneti zabita marifeti. le almanın imkânı yoktu. Öyle küçük iki parça kâğıt ki, sen onu her yer- de kolayca saklıyabilir ve araştır . malar neticesiz —kalınca — arıyanlar aratanlar aleyhine namus davasına | £ kalkışırdın namussuz! Ne aziz ölü, ne mukaddes diri... Se. nin gözünde aziz ve mukaddes olat hiçbir şey yoktur. Daha doğrusu bir şey vardır: haydutluk. Gerçi bu gibi haydutluklar her za- nıan, her yerde yapılabilir. Pakat, ba- z zaman da adamın karşısıma berim gibİ birisi cıkıverir. | İki buçuk seneye yakın ve kısa de : ğ ntlebilecek bir zamanda bu iki kâğil | Pparçasını yem ederek vurduğun pa - raların yekünu yuvarlak hesap sekiz bin lirayı geçmiştir. Bu parayı bir tahtada alır ve onla. Y1 satabilirdin. Sana bunu da - teklif etmediler mi? Geçen salı günü 'son defa- kopardı- ğm Üç yüz lirayı ahrken daha iki bin lira verilmek istenmedi mi? Fakat sen bu pazarlığa razı olmadın. Onu gömülesice ömrünün Sonuna kadar daimi bir (gelir) olarak: kullanmak niyetindeydin. Belki daha da ilersine gitmeyi düşünüyordun. Doğruca ha. ber aldığıma göre, genin bu haydud. ! luğun birinci ve sonuncu değilmiz. | Sürdüğün kibar serserilik hayatında ! mesleğin buymuş. Ne maskaralık &- dersen edersin, onlar beni ilgilendir- mez. Ben sadece bu Işi üzerime al - dım. Yaptım, yakıştırdım. Seninle hiç bir altşverişim kalmadı. Şu şartla ki, ı matbuat kanunu, hakaret davası, na- mus bilmem nesi gibi ancak namuslu adamların başvuracakları hareketlere kalkışırsan işte o zaman - bileklerine kelepçelerin takıldığını görürsün. Düne kadar seni takibata çarptıra. mazdım. Fakat bugün gazete sütunla- rına geçen itiraflarınla ve altlarm, daki - mahfuz - imzalarımla beraber elimde Birçok haydutluk delilleri var. Gik diyemezsin. Son sözüm sudur: ö küz öldü, ortaklık ayrıldı. Cüzdanının gizli köşesindeki senin olmiyan ema- netler sahibini buldu, dava bitti. Sen ne santyordun ? İki Üç genç a- ralarında Amerikanca bir bahsa tu. tuşmak egzantrikliğinde bulundular. Bir ocepten bir cüzdan âşiririm, aştra- HABER — ZAlişam Bosman — , Londrada yeni açılan bir hayvanat bahçesi için Binbir güçlükle yakalanan hayvan Londra elvarında Vipsenedde Lon- Ara hayvanat cemiyetl turafından yeni bir hayavanat bahçesi yaptırıl. dı. Buraâya (Hayvanların cenneti) ismi verlise çok doğru — olur. Zira hayvan burada yaşadığı muhitin bü- tün hususiyetlerini, maddi — varlığı- nın bütün isteklerini hazır bulur. Bu bahçeyi ziyaret edenler, tarib ten evvyelki zamanlarda yaşamış hayvanları hatırlatan kocaman bir hayvan İle karşılaşırlar. Bu hayva- nn ince ve uzan bir burnu vardır. Kocaman kuyruğu yerleri - süpürür. Bu, Amerikada yaşıyan ve karınca yiyerek beslenen bir hayvandır. O- nun için İsml “karımca yiyen,.dir. İ- lim lisanında yani Iâtincede bu hay- | vana Mirmekolega tridaktikla der- Ter. Hayvanın yakalanıp — hayvanat bahçoesine getirilmesi hayli güç ve | zgahmotli olmuştur. Onu yakalayan mazsın. Nihayet aşırmak filli tamam vermek ve bahsi kazanmış olmakla övünmek!.. Bu belki olağan işlerdendir, Fakat benim karakterime uymaz. Ben sade. ce bir temiz ve mes'ut ocağım malını, Irzını, canımı senin menhus elinden kurtarmak için ige giriştim. Bu acı bahsi artık bu sütunlardan çekiyorum. Senin de böyle yapmanı şiddetle ve kt'iyetle taleb ederim. Ve kuvyetle ümid ederim ki, gazete ida- resi de bu mevzua yer vermeklen vaz. gececektir.,, (2) Hadi artık, kumuda oyna, # aV * (Haber) gazetesi müdürlüğüne: Saygılarımla, Birkaç gündür ilân sütunlarmızı adam bu İşl nasıl başardığını şnyıel anlatıyor: | ondradaki “hayvanat cemi- yeti,, Vipened'de yaptırdığı yeni hayvanat bahçesi için bir “karınca yiyen,. arattığını öğrendim. Derhal eomiyetin umum! kâtibine bir mek- tup yazarak isterlerse bu — husustâ kendilerine faydalı — olabileceğimi ——M —O gal eden bu çirkin hâdisenin müseb- * götirmek yasak! CEğer | olunca cüzdani namusluca , «ahibine |bibi ben değilim. Buna emin olmanı: z4 rica ederim, Gösterdiğiniz. medeni cesareti tebrik ve yüksek müsamaha- nıza teşekkür ederim. Uzunca bir se. yahate çıkıyorum. Veda için geleme- dim, affımı dilerim. (1) Bu cevab çok ağırdır. Neşre . dümiyecekti. Fakat İTk açık mektudu yazan Bay M. N, Usman, imzasile yazdığı bir mektupta gönderilecek ce- vapları - ne olursa olsün - kayıtaıa ve şartsız dercetmemizi ve bu yüzden bi. »i kat'iyyen mes'al tutmayacağını ön. ceden tachküd e#miş olduğundan bu rica ve salâhiyete binaen dercediyo- Tuz. (&) Bahsin burada kaprınmış olma. sı bisi de memnun etmiştir. DİLLERE (NAKLİ * Karınca yiyen ,, tarlihten evvelki devirlerde yaşamış hayvarları hatırlatıyor .Zira 6 vakitlar Paraguvüy rdum, Clivarımızda rınca yiyen,, ismi verilen bu hay ların çok olduğunu işitirdim. Bina- enaleyh yerlilere bunlardan yaka- latmak belki mümkün olurdu. Mek- tabun covahı çabuk geldi. Bana bir, hattâ münikün olursa bir çift karım- ea yiyen yakalatmamı rica ediyor- lardı. Derhal o akşam evimden — ayrıl- dım, Yerlilerin köyüne kadar gittim ve tanımnmış avcılarla. müzakereye - giriştim. Onlarla — beraber genç bir “karınca yiyen,,i diri olarak yakalu- mak için e İyi çareleri münakaşa ettik. Bana, civarda bir çok yiyen,,lerin dolaştığını — süylediler. Fakat bütün bunlar yaşlı — hayvan. lardır. Bu hayvanın yavrularıma na- diren tesadüf edilir. Esason yavru- lar iyice büyüyünceye kadar annele- rTinin sırtında gezerler. Binaenaleyh bir yavru yakalamak için ön iyi € re anneyi öldürmektir, Yalnız yerli- ler bu işten çok Ürküyorlar. Çünkü bir “karınca yiyen,, öldürülünce bü- kümet müdahale ediyormış. Jandar- malar geliyor, köylüyü sıkıştırıyor. hapsediyor, hattâ bazan da köyü ya- kıyormuş. Aycıların süyledikleri bel ki mübalâğaltdır. fakat yalan değil- dir. Hükümet, karıncaların çiftçiye D Devamı 11 incide) HAKKİ /(MAHFUZDUR “karınca AA MAD AAAT DA D : Genç adamın dudakları tıtriyondu. Sesini daha yavaşlattı: — Sana itimadım vâar Naci. Söz aramızda kalmalıdır. Ba. Şt yardım etmeni istiyorum. Hayır.. Yalnız içimde dolup ta- n dertlerimi anlatmak ve azıcık ferahlamak istiyorum. Sen aha bir gün: “Dert dökmek, dökeni ferâhlatır.., 'gibi bir şey öiğöylememiş miydin? d Ben aldatılıyorum Naci... Nimet beni «ldatıyor. © Koca adam bir çocuk gibi ağlamaya başlamıştı. Naci Bey, N irden İrfan Paşa allesinde veni bir dertle karşılaşmak için ni gelmişti? Naci: ; — Suad, kendine gel... Çocuk olma! . diyacek oldu. Suad: — Ne çocukluğu Naci? Ne çocukluğu! Bundan o kadar emi- tim ki... Nimetin beni aldatmadığına kanlini... Hem onun be. aldattığını bu çatı altında bilmiyen yok. Bunu o kadar iyi duyuyor, © kadar ivi anlıyorüm. Ne yapayım ki görmüyorum, öremiyorum. Ve yine kimse bana bundan bahsetmek cesareti- (Bi gösteremiyor. Biliyorlra ki benim başıma bu felâketi geti- T kendileridir. Annemdir; babamdır; işte bunun için susuyor" aAr; bunun içli ylemiyorlar, Gün oluyor ki içimden OPUp zelen Isyanı güc zaptediyorum. Selimin başına gelenin . bugün benim başımda Naci. Naci Böy teselliye çalıştı: — Yazılman ihtimali psk çok Suad .. Sen vaziyatte bir adam ararlarında temkinli olmak mecburiyetin #edir. Ya aldanıyor- Sr7 O zaman, Nimetin günahma girmiş sayalmak mısın? Sah- Tahzik et,.. Arağtır. Sen görmüyorsun, elbette gürüp de “kikati söyliyecek dostlarm, sevdiklerin bulunur, — Bu çatı altında beni seven bir tek kişi var Naci. O da Dülura. -Ondan barka kimte yok, Herkes kendi âleminde. A- g SN galika beni, beni düşündüğü için değil, kendisine arka. daş temla etmek için evlendird. Pukat gördü. Getirdiği kadı- 1 ona da faydası yok, — Ben 'cezamı çekiyorum Naci. Sahi- Kğrerın Üstitne evianmenin, körlüğüne bakmadan evlenmenin de- ASINI cekiyocum ğ Nacl Bey, bugüte kadar Suadin, büyle derin bir 1stırabın. HABENİN EDEBİ LEHNİKASI: 38 Yazan: Hasan Ras m Us pençeleri arasında kıvrandığını görmemişti. Onu teselliye ca. lışmanın da faydası yoktu. Susuyordu. Suad devam etti: — Beni yalnız oğlum seviyor. Üvey anasının Iyi bir kadın olmadığmı, biltün saklamalarına rağmen gene onun kelimele: rinden anlamak kabildir. (Suad bir şey hatırlamış gibi dur- dektan sonra) Naci! Sana bir şey soracağım, beni — sevdiğini bildiğim ve bana doğru söyliyeceğini umduğum İcin soruyo. rum; Bana Feride bâlâ burayla alâkasını kesmemiş gibi görü. nüyor. Na dersin? Feridin arasıra kaybolmalarından da şüp- heleniyorum. — Ne alâkası olacak artık burasiyle? — Bilmem, bana öyle geliyor. Soönra onun bu ev içinde hiç de Selime ihanet etmiş bir kadın gibi anıldığını İşitmedim. Hattâ Ferid sıkılmasa bana bu kadmı müdafan edecek. — Biliyorsım ki ben İzmirdeydim Suad... Sizinle a'ikam uzaktan oldu. Fakat Paşanm söylediğine göre her şey bitmis. — BSana yalnız bir şüphemden bahsellim, o kadar. Üzerin- de duracak değilim- Bu bahsi kafamda, Nimetle Ferideyi mu- kağyesen doğrudur ve bu mukayese banu, Feridenin, Nimetten gok yüksek olduğunu anlattı. Hiç olmazsa o, yaptığı kepa- zaliği nçıkça söylemek cesaretini gösterdi. Naci, sözün yine Nimet mevzuuna dük'ileceğinden telâşlan- d, fakat çaresizdi: — İstersen Suad, Nimet işiyle bon «lükadar olayım, - dedi. Üzüntünün ne dereceye kadar doğru olduğunu araştırayımı ve beni seversen, artık kendini bu kötü düşlüncelerle üzme, Balı. settiğin şeyin tahkiki kolay olmamakla beraber, hakikati orta. ya çıkarmaya çalışacağımı vaadediyorum, — Sana böyle bir vazife vermek istemediğimi sözümün baş- langıcında bildirmiştim Naci. Hakikati ortaya çıkarmak, be- nim vazifemdir. — Nasil istersen Suad. — Kızma bana... Bu işi sara yüklemek istemeyişim seni sevmemden dolaytdir. Üzülmemem elimde değil. İşi ortaya çı- karıncaya kadar kendimi tahammüle hazırlamış bulunu yerum. Bu mes: dair senden başka kimseye bir şey söylemiş deği. Elbetle bir gün gelecek, benim körlüğümü istismar eden kadın cezasını bulanaktır ve bu cezayı ben kendi ellerimle vereceğim.. İhanetini kendim ortaya çıkaracak, kendim ceza- landırscağım Nacii: anlıyor musun, ben cezalandıracağım! Suad titriyordu. İçmeden biten cıgara parmaklarımı yak- miışti. . Firlatip yere attı: gunu Naci, . dedi. Snadin pırıldıyan gözlerinde kendi. aksini gürü, yordu. iyen bir adamı istlamar eden kadın.. Şayet Suadi hialeri eldatmıyorsa, turslanmakta, kendini yemekte haklıydı. Suad yerinde kendisi bulunsaydı, bu vaziyete anun kadar da giüsteremezdi. te girecek... Klbette girecek... Fakat onun bir an evvel yoluna girmesi için gözlerimin görmesi Vüzım, Kapının vurulması üzerine Suad toplandı: — Giriniz! - diye bağırdı. Ferid'ie, kapının esiğinde görünmesiyle ellerinden tutması bir oldu: — Raba, - dedi, Röen biraz dışarıya çıkacağımı. İzin verir mişin ? — Nereye oğlum? — Fatma ablamla bir yere kadar gidip geleceğiz k âlâ gidin. Ama geo kalmak yok... — Hovtr baba... Mümkiült olduğu kadar çabuk düneriz. Ferid çıkıp gittikten sonra Suad Naciye: KDevamı var) koşup — babasının

Bu sayıdan diğer sayfalar: