Ş İ 5 NİSAN — 1938 HABER — Alşam Binbir güçlükle yakalanan hayvan B Baştaratı 7 Incide Yerargı zararı düşünüyor. Ve karınca ları ortadan kaldıran bu hayvanları Mümkün olduğu kadar himaye edi. Yor. Çok heyocanlı ve İki saat — süren bir münakaşayı on — dakikalık kısa bir süküt takip etti. Sonra avcılardan Biri homurdandı, gene on dakikalık bir süküt oldu. Bu seasizlik devam e- dıfı—kun yerliler mütemadiyen pipo içiyorlardı. Onlar boyuna konuşup durdukça ben sabırsızlanıyordum. Diğer taraftan ise binlerce Bsivrisi. Bek ellerimi yüzümü, hattâ çorap- .İârımın dısmmdan bacaklarımı sokup Aduruyorlardı. İht yar avcı kendine güveniyor | Birdenbire ihtiyar bir aver sesini Yükseltti; ateşa tükürdü ve biribiri Arkasına tamam on iki kelime söy- ledi, Herkes, hayretler — içerisinde bu tecrübeli averyr dinliyordu. İhti- Yarm fikri guydu: Eğer yavrusunu sşrtmmı taşıyan bir “karınca yiyen,, tivardan geçecok olursa içlerinden herhangi birinin hayvana bir ke- Ment atarak yaralamadan tutması mümkündür. Tutulan hayvan bir a- gaca bağlanır. Başka bir avcı da &- nanın sırtından yavruyu alır ve ora- dan uzaklaşır, .Bu bana çok müketnmei bir fikir gibi geldi. Bu fikrin tahakkukunâ :ulnn bir man! vardı: Hayvant ya- 'shıdık. bağladık, yavruyu aldık gö- türdük. Bütün bunlar mümkün ve B_AMI Şoyler, Fakat yavrusunun altn- D:uındnn ana kızacak. Öfkeden deli BİDİ bir hal alacak olan bu hayvanı Sonradan nasıl bırakacağız? Bağları Çözülür çözülmez üzerimize saldırmı- Facak mı? . .lhıı) ar avcı bu vazifeyi kendisine ermemi benden rica etti; derhal I- :î başlayacaktı. Yalnız ücret olarak mf :lt_. !ılr tüfek bir — yeni cibinlik, cn; vekusşunu pişirmeğe kâti gele- vek büyüklükte koca bir kazan İsti- Yyordu. Bu istodiği şeylerin Ççok fazla olduğunu anlattım. Yarım saat BüÜ- Ten yeni bir pazarlıktan sonra tetek- lerini makul bir hadde indirdi. Ben de kendisine loap öden talimatı ver. dim, Tam Üç hafta İhtiyar avöidün âes, Süâda çıkmadı. Dördüneü hufta içeri- Eluda bir gün penceremden bakar- ken bir toz bulutu gördüm. Bulutun İçerisinden yerliyi sezer gibi oldum. : dam koşuyordu. Bir Amerika yer- oııınııı koşması çok nadir bir şoydir. :Un bizim eve doğru — koştuğunu :ı Tünce Adeta meraklandım. Haber- H;:":fu hefese kapıya kadar geldi. "n."ırı hıçkıra, kementle bir. “ka- ee '_1ylşnn.. yakaladıklarını hayva. T Yrumtunu sırtında taşıdığını ve Ai ğ“ imdat kuvveti istediğini söy- IM.IA —:(nıı mümkün olduğu kadar sü- Hlı*h Öyo gidip köylüleri toplaya- tüm.,,n—""m yakalandığı yere gö- Hebek Si emrini verdim.Ben de ata bi Büyle :ıı;ayı döğrü yollandım. Zira mıymdumîıınnrm kaçırmak İste. m::ı'â-'d”n kelen yerlilerle ayni za- ııuşu&' hayvanın yakalandığı yere düz ü ı;n. Gelenler, öon iki kadar gür vi elikanlı, birkaç Iİhtiyar muha- birk focuklarını sırtlarında taşıyan ü Ğıc Renç kadın, bağıra çağıra ko- tak 'br sürü çocuk, bir kaç ta köpek- ibaretti, ha “karınca yiyen,, İn ölkesi F; O_Grduf,üm manzara şuydu: Avcı, ururla, ihtiyar bir kısrağa binmiş- : Kemondin ucü eğere — bağlı idi. * Srak kulaklarını dikmiş, arkasına 1k 8ık dönüp bakıyordu. Arka ayak !şrını kemeat geçmiş olan kocaman karınca yiyon,, görülüyor, debele. lhıln duruyordu. Durup dinlenmeden Üücum ediyor, kurtulamayınca yeni- den haykırıyordu. Yavrusu kendisini bekliyon tohlikeden habersiz, anne- Binin sırtında, etrafa hayran hayran hak_ınunk dolaşıyordu. Yerlilerdon biri, ana “karınca yi- yen,!İn karşısına diklidi. Bolas adt- Di verdikleri kemende benziyen bir :ml başınıa üzerinden — çevirmeğe aşladı. Bolasın havada hal Parak dönen raları yakalanan “*:df""ln heyecanını birkat daha art mekh Arka ayakları üzerine çömel. Ü hız alarak ileriye atılmak iste- ke'm Ver, kısrağı hareket — ettirerek bi endin ipini gerdi. “Karınca yl- ılırı,. sarsıldı, müvazenesini kaybet. - Fakat buna rağmen tekrar dört ayak üzerine kalkabildi. İşte tam bu ğlrıdı genç yerli Bolası salıverdi. Sirimlar bir Jâhza içerisinde hayva: NIN ön ayaklarına sarıldı. Hayvan artık tamamile hiçbir $ey yapamıya: Câk halde yere düştü. On iki kadar Yörli hayyanın üzerine Üşüştü. Bir dakika İçerisinde hayvan iylce bağ. Tandı ve tok ayağını bile kımıldat. Mas: imkânsız bir hale girdi, Sonra hayvanm yalvaran — gözlerina rağ- men yavrusu sırtından yavaş yavaş ' ladirildi. İki yerli, yavruyu evime | kadar götürmek — vazifesile oradan ayrıldı. Şimdiye kadar isler iyi gitmişti; fakat İşin en 2zor kısmı yeni başlıya. caktı. Anneyi salıvermeden — evvel hepimizin oradan uzaklaşması lâzım dı. Biz uzaklaştıktan sonra onu na- sil bırakabilirdik? Aksi gibi karın- ca yiyenler uzun müddet ve gayet hızlı koşarlar, Yerli delikanlının cesareti Kondisile uyuştuğum ihtiyar av- cı burada bir zekâ esori — gösterdi. Uzun bir değneğin ucuna sağlam bir bıçak bağlamağı teklif etti. Genç bir yorli, hâayvanın durduğu ağaçın üstüno çıkıp bekliyecekti. Bütün av. ciların iylce uzaklaştıklarını görüüt- ce, bıçağı yukarıdan uzatarak hay- vanın büğlarrat kesecekti. Birçok delikanlılar bu işi yap- mak için gönüllü olarak meydana 8- tıldılar, İçlerinden çok sağlam biri- «ini seçtim, Av bıçağımı ona verdim. Delikanlı bu bıçağı uzun ve sağlam bir kamışın ucuna bağladı. Sonra â« Raca tırmandı. Bu sırada, yaya olan bütün yörliler uzakta bir toz bulutu içerlsinde kaybolmuşlardı. İhtiyar avcı ve ben atlıddik. — Fakat buna rağmen vakanın s&on sahnesinden ü- zakçâa durmayı tercih ettik. Son adâm ufukta kaybolunca &- aç üzerindeki — delikanlıya işaret verdim, Bıçak yavaş yavaş indi ve birkaç dakika içerisinde hayvanı t&« mamen tutan bütün bağları — Resti. Vazifesi bitince delikanlı ucu biıçak- 1i değneğini yukarıya çekti. Hayvan birkaç dakika daha hare- ketsiz durdu. Sonra serbest oldü- ğunu anladı. Bir sıçrayışta ayağa kalktı. Bir dakika güçlükle teneffüs ederek durdu. Sonra bütün tahminle rin hilâfına olarak bize sırtını dön- dü ve arkasına bakmadan uzaklaşti. Civardaki ormanda kayboldu. Lüzü- mu kadar bekledikten sonra ağaç- taki adam aşağı indi. Bu — vakanın hatırası olan ev biçağımı kendisine hediye ettiğim zaman fevkalâde se- vindi. --Evlimo gelince. hayvanın nerede olduğunu sordum, karım, mutfağa sakladığını söyledi. Binbir ihtiyatla mutfak kapısını açtım. Mut pağımız toprak döşeli idi. —Hayvan burada istediği gibl yaşamağa baâş- lamıştı bile... Karınca yakalamak İ- çin toprağı kazıp duruyordu. Müt- Dak zemini öbüs tanelerile delik do- Şik olmuş bir harp meydanının min- yatürüne benziyordu. Yavruyu sırtının tüylerinden yaka ladım. Bolinden sağlam bir. sırıma geçirttim. Dığarı çıkararak,evimizin yanındaki bir portakal ağacına bağ- ladım. İlk gün çok sıkılmış göründü.. Ara stra pençelerini gıkardı. Bir hafta içerisinde inek südüne alıştı. Büdü 16 pus uzunluğundaki diliyle bir kedi gibi, fakat çok beco- riksiz olarak yalıyordu. Yarım litre süt içebilmek İçin bir saat uğraşıyor- du. Hayvanı alıştırmak için yorul- madan ve sabrımi tüketmeden ta- mam üç ay çalıştım. Üç ay sonra hay van tipki bir köpek gibi evin etra- tında dolaşıyordu. Tehlikeli bir dost! Bununla berabor ona fazla hürri- yet vermek doğru olamazdı. Çünkü oynamak arzusu yüzünden bazan ga. kalarını kötü netlcoler verebilecek kadar ilerl götürüyordu. Mesolâ ba- zan İklayak — üzerinde dikiliyor ve ön ayaklarile içimizden birisini ku- caklamak istiyordu. Her — biri üçer pus uzunluğunda tırnakları olan bu ayakların okşaması hiç de hoş bir şey değildl, Böyle bir dostluktan sâ- kınmak daha doğru olurdu. Bir akçam odamda radyo dinliyor dum, Karım mutpakta ©v — işlerile moeşguldü. Bir aralık radyo gürültüsü arasından birisinin beni adımla ça- Birdiğimi İşittim. Sas mutpaktan ge- Hyordu. Koştum, mutpağa girdim. Karım masanın üzerinde marullar ve sovan- Yar arasında çömelmiş — duruyordu. *“Karımca yiyen,, arka ayakları üze- rinde âikilmiş, ön ayakinrile karı- marn elbiselerite sarılmak istiyordu. .Hayvan üç ay içerisinde masaya ye- tişecek kadar büyümüştü. Karım ta- mam yirmi dakikadır bu vaziyotto duruyordu. Vaziyet hayli garipti. Gü Tüşümün karımı büsbütün sinirlendi- receğini, aramızda azun bir münaka- şa, hattâ bir kavga olacafımı bildi. Bit hâlde gülmekten kendimi ala- madım. Hayvana, dolu bir süt kâsecsl gösterdim. Bu suretle masadan u- zaklaştı. Karım bundan gonra mütnak kü- prsınt — kilitliyerek çalışabilece. Bini — söylediği — vakit — onun bir kavgaya hazırlandığını anladım. İşi şakaya döktüm. Yeryüzünde salata hazırlayan hiçbir kadıniın mutpağın- da “karınca yiyen,, tarafından ziya. | ret edilmek saadetine nall olmadığı- ni söyledim. Bir hafta sonra başkâ — bir vaka oldu. Bir akşam zemin katında otur- muş radyo dinliyorduk, Hayvan bir- denbire odanın pencerelerinden bi- risinin önünde göründü. Sivrisinek. Jerden kurtulmak için pencerelere tal germiştik. Tole saldırdı ve kuv- vetli pençelerile parçalayarak içori &irdi. Dorhal toprağı eşelemeğe ve dllin! uzatarak karıncaları yakala- mağa başladı. Karnı doyunca geldi- | &i yoldan çekilip gitti. O vakit hay- vanı kafese koymak zamanı geldiği- ne hükmettim, Ertosli gün dülgeri çağırdım. Sağ- Jam ve kapısı parmaklıklı bir metre mikâbı büyüklüğünde bir kafes yap- masını söyledim., Ücç haftada hayvana verdiğimiz ka- rınca miktarını yavaş yavaş azalt- tık, bu suretle en sevdiği — gıdadan mahrum kalmağa alışmış oldu. Gün- lük gıdası altı İitre süt bir parça kıy ma ve bir İki yumurtadan ibaretti. Hayvanı bu suretle alıştırmağa lü- zum vardı. Zira İngiltereyo döner- ken beş hafta denizde — kalacaktık. Beş hafta içerisinde bu koca mahlü- kun karnını doyurmak için lâzım o- Tan milyonlarca karıncayı nereden bulacaktık? Nihayet hareket günü goldi. Hay- vanın Paraguvay hudutlarından dı- şarı çıkabileceği hakkında ziraat ve- kâletinden müsaade aldık. Hastalık- lardan salim olduğuna dair baytara rapor çıkarttık, Ziraat vekâletinin vesikası İngiltere ve Arjantin sefir. lerine vize ettirdik. Sekiz — hamal, hayvanın kafesini bir kamyona yük- letti. Hayvan kafesile beraber aşağı yukarı (ki yüz kilo ağırlığında idi, Riyo Paraguvay irmağını bir feribot la geçtik. Sonra o günün akşamrı A- sanslona yetiştik. Hayvanın sıhhati Bi HOLANTSE BANCUN NMV. tasi SA HukabB Bo ) e Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu 6. nci keşide TI Nisan 938 dedir. Büyük ikramiye 200.000 Liradır. Bundan — başka 5$0.000, 40,000, 25.000, 20.000, 15.000, 10 bin Kralık ikramiyeler vardır. üç gün devam etti. Oradan Avila Si- tar gemlsile İngiltoreyo geldik.., yerinde idi. Bocnos Ayrese giden en büyük vapura bindirdik. Bu seyahat