3 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B LN — 1038 ocvxv———— —— — —— Talisiz bir hanedan | Habsburglar bugün derin bir sessizlik VUSTURYANIN son hükümdar çlğ Öf z c hanedanı olan Habsburg hane- AYA DA danı uğursuz bir sülâle gibi' görünü- yor. Umumi harpte Avusturya İmpa- ratoru olan ihtiyar Fransuva Jozef bütün allesi fertlerinin birer birer ölümünü gördü. Kardeşi Maksimil- yen Meksikada idam — edildi. Oğlu Rodolf Mayerlingde ya — öldürüldü. .Yçhut intihar etti. Karısı İmparato- riçe Elizabet Cinovada 1898 de kat- ledildi. Yeğeni ve veliahdi Fransuva Ferdinand 28 haziran 1914 de Sa- ray-Bosnada bir kurşunla yere seril- di. li - » , nım en kuvvetli tahtlarından birini İşgal eden bu adamın etrafında dü- nüp dolaştı. Bazı müverrihler Avus- türya - Macaristanın — /yıktlışında Fransüuva Jözefin geniş bir mesuli- î'ıet hissesi olduğunu da İleri sürüyor | a SveRRCCENEEDEEREKRELERE .çf_ İhtiyar imparator; - zayıf, irade SİZ bir adamdı. Nazırlarının elinde Oyuncak oluyordu. Bu müttehit iki hükmeti Umumi harbe sürükliyen işte bu diplomatlar olmuştur. Riya- Yetlere İnanmak lâzımgelirse, 1908 - de Avusturya Bosna Herseği - ilhak ettiği vakit o tarihte — veliaht olan Fransova - Ferdinand derhal Sır- AAA L L L L LL L LLELLEL L # —Sen harbin ne Stenokerzel şatosu ve Arşidük Otto ile annesi Fransova a ” Bi Te eT İA öadaa DİK se ğ 5 Zi HABER — Akşam postasn B . w ** Vaktile İImparator ailesinin saltanat sürdüğü şato ” L * içindedir tora müracaat etmiş, İmparator da: — Sen hiç harp görmedin. Ben bhar bin ne demek olduğunu bilirim. Sa- vaş yapmadan evvel iki defa düşün- mek lâzımdır! cevabını vermiş. Nazırlarına karşı zaafı olan impa- ratorun, annesi Arişdüşes Sofi için de büyük zaafr vardı. Bu kadın imparatoöriçenin — im- parator üzetindeki nüfuzunu kıskandı. Her kaynana gibi Arişdü- ses Soöfi de nefret ettiği gelinini sa- raydan uzaklaştırmak — İçin hiçbir geyden çekinmedi., sarayın havasınt sehirjaliş Oraayu. imparatarice İçin yaşanmaz bir hale soktu. Bu müca- deleden yorulan imparatoriçe kede. rinden ne yapacağını şaşırdı. Diyar diyar dolaşan serseri bir kraliçe ha- line geldi. İmparator hiçbir şey söy- lemeğe, hiçbir harekette bulunmağa mektup) başlıklı af M Bir yankesiciye açık mektup Yüzünden Gazetemizin 1 nisan ta- rihli sayısında (bir yanke- siciye açık mektup) buşlı- ğgile uzunca ve hususi bir ilân çıkmıştı. Bu ilâna mu- hatap olan da dünkü nüsha- mızda mektubu yazana et- rallı bir cevap vermişti. A- ralarında kendilerini alâ- kadar eden işin — bittiğini saniırken, dün, memleketi- mizde tanınmış iki ilân te- şekkülünden “mühim,, kay- dile birer tavzih mektubu aldık. Bizce münasebetimiz ve dostluğumuz bulunan her iki teşekkülün basit ve sah- Si bir ilân işinden hemen endişelenmelerine hiç ge- beb yoktu. Bununla bera- ber sarih surette bildirelim ki (Bir yankesiciye — acık mektup) başlıklı ilânı bize gönderen Ankara caddesin- de 3-5 numaralı Kasapyan hanmın 2 inci ve 3 üncü katlarında bulunan (İstan- bul ilânat merkez acentalı- ğı)dır; buna cevap olarak verilen ilânı da sahibi biz- zat getirmiştir ki kendisini şahsan yakından tanıdığı- mız ve itimat ettiğimiz için basmakta mahzur görme- miştik. Bununla beraber tavzih gönderen dostlarımızın ar- zularımmı yerine getirmekle kendilerini memnun etme- ği arkadaşlık vazifesi bil- dik. Her ikisini de aynen aşağıya dercediyoruz: Birinci tavzih: Saym Bay direktör: Propaganda servisi 1 Nisan tarihli nüshanızdaki (Bir yankesiciye açık ilânt ve ona verilen cevabla Amatör yankesiciye ikinci açık mektup ilânı da yarınki sayımızda Jozef Sırbıstana harp açılması için ken- disine müracaat eden genç ahde şu cevahi vermişti: olduğunu bil- ; mezsin; harp açmadan evvel iki defa düşünmek tâzımdır, veli- #ünaesAKEE vv rReR . bıstana harp açılması için impara- el HSU İA SK — A, Böyle şeyde şaka olur mu hiç... Sizi, Cuma günü er. kenden gelip alacağım... Beraberce gideriz. Nimete söyle de ken- disine çeki düzen versin. Hoş, öylece de kendisini beğenecek- lerinden şüphem yok a.. Refika Hanım, bu pek beklemediği sevinçli haber sında duraklamıştı. Akşama doğru Nimet eve geldi. Annesinden bir gün evvel daha tahakkuku müphem bir teşebbüs halinde bulunan konuş- Malarm kat'ileşmiş bir şekle büründüğünü işitince rengi değ$iş- * Memnun olmamıştı. Yaşayışı - kısmen bile olsa . başka bir istikamete sürüklenecekti. Hemen odasma kapandı..- Vakit ge. çirmek için gece ziyaretine gelen iki kadın arkadaşına evde bu- lunmadığmı söyletti. Şimdi düşünüyordu: Doktor Nedim'e birkaç gün önce evlen- mesi hakkında henüz müspet bir şey olmadığını söylemiş ve hattâ bunun imkânsızlığa doğru gittiğini anlatmıştı. Şimdi bir. denbire tahakkukuyla karşılaşmıştı. Onu belki de kendisinden daha çok sarsacaktı. ! i ! Nimet o geceyi büyük bir üzüntü ile geçirdi. Ertesi günü ilk işi doktora telefon etmek ve onu çağırmak oldu. İ - Nedim, eve geldiği sırada Nimet yine odasında bulunuyor- du Onu: — Nedim, haber hiç de hoşuna gidecek gibi değil! - cüm. lesiyle karşıladı. — N& var? - — Fütfiye Hanım dün gelmiş. Suad Beyin benimle evlenme- yi kabul ettiğini söylemiş... Cuma günü de İrfan Paşalara gide. cökmişiz. — Nedim, şimdiye kadar bir masal diye dinlediği meselenin b.ıf hakikat gafhasma girdiğini öğrenince, Nimetin tahmin et- tiği gibi teessüre kapıldi. : — Söylediğim gibi üzülmeye mahal yok Nedim, - dedi. Bir akraba gibi-beni sık sık ziyaretine imkân var. Lütfiye Hanım bımu da temin etmis. i Doktor hüzünlü bir sesle: , karşı. cesaret edemiyordu. Oğlu öldükten — ((Mayerlingdeki hâdisenin mahiyeti laşılmamış Rudolfun — öldürüldüğü veya intihar ettiği hâlâ tesbit edile- memiştir.) ve evli kızı kocası prens Otondan ayrıldıktan sonra impara- tör Fransuva Jozef Viyanadaki sara- yının yüksek duvarların içerisinde kederli ve soluk bir hayat sürdü. Ye.- ni vellahd ile bir türlü anlaşamadı, bugün bile an- | aynen neşredeceğiz. Bu suretle neş. rinden önce menşeini bildirerek arka- daşlarımızı ikinci birer tavzih yazmak külfetinden kurtârmış oluyoruz. Ya - | Gönderilen tavzihler | essesemizin ne gazetenize ne başka gazetelere böyle bir ilân göndermedi- gini ehemmiyetle tavzih eder ve tu mektubumuzün ayni sütuna dercini saygılarla rica ederiz, Direktörlük lkinci tavzih: (Haber) gazetesi idare işleri direk- törlüğüne: Milli kültür s#osyetesinin emir ve i- radesinde bulunan ilânat bürosu, 1 nisan tarihinde —gazetenizde çıkan “Bir yankesiciye açık mektup,, ilânile ona verilen cevabın kendi tarafmdan gönderilmediğini kat't surette beyan ve bu tavzihin ayni sütunda çıkmasını da ayrıca taleb eder. Büro âmirliği Bu da bizim tavzihimiz : Gazetelere her türlü ilânlar verile. bilir. Gazeteler de bunları istenildiği tarzda basabilirler. Kanunun hüküm- leriyle tearuz etmedikçe, bu ilânların mündericatımdan gazeteler mes'ul de. gildirler. Biri maruf bir ilân acenteliği tara- fından gönderilen, diğeri bizzat sahibi tarafından getirilen ve şahsı malümu- muüz olan iki açık mektup suretindeki ilânın bizce kanunsuz bir tarafı gürül- mediği içindir ki dercettik. Ve bu ilân. ler devam ettiği takdirde basmek hakkımızı istimalde tereddüd etmiye- ceğiz. Dostlarımız müsterih olsunlar, badema bu ilânların kimler tarafın . dan gönderildiğini baş taraflarında sarahatle bildireceğiz. Netekim yine (İstanbul ilânat merkez acenteliği)n- den gönderilen ve yarmki sayımıza konulması istenilen: rın bu sütunda “Amatör yankesiciya ikinci açık mektup,, ilânmı alâkadar- larm mutlaka okumalarını tavsiye ©. deriz. hattâ ondan nefret etii denilebilir. — Onun köntes Şolek ile evlenmesine de razı olmadı. Hattâ veliahdin ka- risi İlk çocuğunu dünyaya getirdiği zaman, imparator, bu kadından doa- “SITILR'A P VE “FACİ'A #ROMANI Yazan: Hasan Rasim Us — Bunu ben yapamıyacağım Nimet,.. Evleneceğin adamın kardeşi benim kim olduğumu bilir... Yabani otlar gibi, umul- madık bir yerde, birdenbire ortaya çıkan akrabalığa kolay ko. lay akıl erdiremez. Rahatınla oynamak istemem. — Böyle düşünme!... Cuma günü istersen sen de İlk tanışıklık böylece başlamış olur. Doktor Nedim, Nimetin bu teklifini acı bir gülüşle karşı- ladı. . * * * * * bizinle gel, ÜNLER ayları, aylar seneyi tamamladı. Suad'in eve dönüşünün birinci yıldönümünde, İrfan Paşa köşkü ye- ni gelinlerine kapılarını açmış bulunuyordu. Nimet, köşke, o güne kadar görmediği yeni bir hayat da ge. tirmişti. Derin bir sessizlik içinde senelerini eskiten bu yuva- da, şimdi, toşkun bir hayat kaynıyordu. Bu hayatı Pasa yadır- gamış, Safinaz Hanım yadırgamıs. Selim yadırgamış, Ferid yadırgamıştı. Gün olmuyordu ki köşkün kapısını bir yabancı el açmış olmasım... Gelenler hep Nimetin dostları, Nimetin ak.- rabaları, Nimetin akraba diye gösterdikleriydi. Suad'i sorma- yın!.. O, kendisini tamamiyle bırakmıstı. Eve bir gelin değil, akrabalarıyla birlikte beslenecek bir. kadın almmıstı.. Köşk hizmetçilerin elindeydi. Evin intizamı Sabihanm kapıdan cık. masiyle kaybolmuştu. Safinaz Hanım, genç kadının kıvmetini simdi daha iyi an. Kİ YABANCI HABERİN EDEBİ 1EERİKASI: 38 DİLLEREYNAKLİ Sabihayı mukayeseye dahi imkân bulamıyordu. Biri nekadar evine bağlı, nekadar kadınsa öbürü o kadar havai, o k:ıd.al_' gezme ve eğlenceye düşkündü. Nimet evlenmekle, ana m-indelv:ı hayatındar aşağı yukarı hiçbir şey kaybetmemiş sayılabilirdi. Lütfiye Hanımın dediği olmuştu, Kü manda, istediği dakika köşke gelip gidebiliyor, Nimet istediği dakikada Nedimi arayıp bulabiliyordu, ğan çocukların Avusturya tacı üze- rinde hiçbir hak iddla edemiyecek- lerini resmen bildirdi. Bu vakadan sonra Fransova Per- M a Devamı 11 incide MAHFUZDUR? HAKKI Doktör Nedim, istediği za. Nimet için Suad, Suad için Nimet ilk günlerde bile bircr hayal gibiydi. Sonradan bu yalnız Nimet için böyle kaldı. Suad'e gelince, o, Nimetin, akrabası diye tanıdığı Nedime faz- la alâka göstermesinden ve hadden aşırı haval bulunmasından üzülüyordu. Bu, Nimeti sevdiğinden değil admı, taşımış bu- lunmasımdandı. Evlenmeleri üzerinden daha altı ay 'gibi kısa bir zaman geçmişti, Bu kısa zaman Suad'in içinde bazı şüphe- lerin doğmasına kâfi gelmişti. Bununla beraber Suad hisle. rini saklamakta büyük bir tahammül gösteriyordu. Ferid'in üvey anası hakkındaki hisleri, babasmmkilet ka- dar kuvvetli olmamakla beraber, bu kadının hareketlerini î_'a. şa dedesivle, baba annesine muameleierini, sakin muhitlc.-rî:'ıe getirdiği gürültüyü iyi görmüyordu. Üvey annesinin kendisire karşı mmnnmelesi ise bambaşka, şimdiye kadar"görı.ned n alışmadığı bir şekildeydi. Bu yüzden ondan mümkün olduyu — iği ve kadar uzak kalmaya çalışıyordu. Brra : İrfan Paşa köşkünün çatısı altında bulunanlar Nimetin pex de sağlam pabuş olmadığıni kolaylıkla an!a.mışlardı: İ Köşke gelişinm daha haftasında Nedim beyle bırl_ıkteidrm. rıya çıkması, Suad'in sgüphesini fazlalaştırmıştı. Nimetin, bu hareketini Paşa da doğru bulmamış, hattâ kızmıştı. : Nimet sular karardıktan sonra eve dönünce Paşa, yarı eli di. yarı gsaka tonunu taşıyan bir sesle: « . Hanım kızımız, böyle geç vakitlere kadar dışarda do- laşmana Suad muvafakat etti mi?-- diye sormuş ve ondan şu küstahraı cevabı almıstı: “— Ben gezmeye alışkın biriyim, Buraya bu şartla geldim zaleü., Iryordu. Evden ayrıldıktan sonra her sşey değişmişti. Nimetle,- (Devamı var) FEa .

Bu sayıdan diğer sayfalar: