3 Nisan 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M ( < ee el e p a T 3 " 4 S A Yazan : Nizamettin delu Güzel Kız ve FÖ Nazif İ d Ve çok kazanmıştı: Rouopyayı geciren sedyeyi, Harak. sos, bahçe ortasmda karşıladı. Uşak: larını bir el işaretiyle durdurdu. U- saklar, omuzlarında taşıdıkları sed . Yeyi yere indirdiler. Haraksos ağır Perdeleri kendi eliyle açtı. Kız karde- Sinin çıldırasıya vurulduğu genç kızi Pek merak etmişti. Rodopya ile göz Böze gelince Safoya hak vermekte te. YTeddüd etmedi. Güzel kız, pek açıksaçık bir haldey- di. Rodop balkanlarının şiddetli 80 . Suklarına alışmış bir vücudun, bu çok sıcak Mısırda kapalı bir sedye içinde giyimli olarak seyahat edememesi pek tabilydi. Sedyenin içi fırm gibi ol - muştu, Haraksos #ol kolunu, bir kürek gi- bi, genç kızın beli altıma soktu ve bu. Busu tüten taze bir somunu fırmdan çıkarır gibi genç kızı çekti, sedyeden Çikardı; ve kucaklıyarak eve doğrü koöştü. Haraksos, her Elen delikanlısı gi: bi, hovarda mizaçlıydı. O güne kadar her şey aklma gelmiş ve aklıma gelen her şeyi yapmıştı. Fakat evlenmek? asla. Asla, bunu düşünmemişti. Rodopya ile geçen ilk hafta sonun. da ise, Haraksos her şeyi unutmuş- | tu. O güne kadar itiyad edinmiş oldu. ğu her şeyi, Hattâ bu güzel kızım, Mı- Bıra, kendisi için değil, kız kardeşi İ- çin getirilmiş olduğunu da unutmuş. tu., Fakat yalnız aklma yeni yeni ge- len bir şeyi unutamıyor, uykularını kaşırmaya başlıyan bir düşünceden bir türlü kendini alamıyordu: #i meyi düşünüyordu. Kızı ilk görüş sevmişti. Onunla ayni dam altında ge- çen her gün İse bu sevgiyi azaltmı . yor, bilâkis giddetlendiriyordu. Rodopya, yeni efendisinin evine a- Yak bastığı anda, hayatının ilk erke- ğine kavuştuğunu anlamıştı. Ve yeni efendisi onunla çök iyi tanışmak için, Uzun uzadıya beklemeye lüzum gör. Memişti, Rodopya, Haraksosun olmuştu. Haraksos çok zengindi, fakat hiç de eli açık bir adam değildi. Güzel kız, onun bu tabiatımı da değiştirmiş: ti. Elen tacirin eli öyle açılmıştı ki, bütün hizmetkârlar hayret ediyorlar. dı. Haraksös, her işini brrakmıştı. Mı- SIT tek Firavuna kavuşturmak arzu. sunu da, ticaretini genişletip daha çok kazanmak hırsını da hattâ uyku- sSunu da, Aradan bir iki ay geçince bü hal daha berbatlaştı. Artık tek işi, tek arzusu ve hırsı kalmıştı: Rodopyanm gönlünü kazanmak, Ro- dopyayı mes'ut etmek ve bu sıcak Mi. sırda, bu kanı kaynatan Mısırda Ro: dopya ile diz dize yaşamak. Eline ne geçerse kıza veriyordu. Kiz onu çıldırtmış gibiydi. Ve sevme. hin bütün hünerlerine çok iyi alıştı- Yıldıktan sonra Sisam pazarına gön. derilmiş bir kız olduğu için, betbaht Haraksostaki çılgmlığı her gün bir parca aha arttrrabiliyordu. - Rodopya için evi başta başa değiş- tirmişti. Bu da kâfi gelmemiş, bahçe- nin bir tarafında daha rahat, daha | büyük, saray gibi büyük bir bina yap- tırmaya başlamıştı. Rodopyaya hiz- met İçin bir alay cariye satmalmıştı. Mları, koyu esmer Hiksas kızla- Timm yelpaze salladıkları büyük tera. Sada kizın kolları arasımâ — uZanıyor ve kendinden geciyordu. rnîıııı hal Em:kîmiyetteki arkadaşla- CANını sıkmaya başlamıştı. Hat. tâ aralarında onu hiyanetle itham et- meye kalkışanlar oluyordu. Haraksos buna da ehemmiyet vermiyordu. Fakat #aadet uzun sürmedi. Ro- döonyanın Menf gehrinde yerlesmesin. den altı ay sonra bir garib hâdise ol: du ve Rodopya ile Haraksos, hatır ve havallerine #elmiyecek bir gekilde bi- ribirlerinden ayrıldılar, Şöyle ki; “Bir akşam üstü, yine büyük tera. sada sevgililer, kalplerinin tatlı çar- pıntısı ile başbağa otururlarken, bir | kartal, koca bir kartal, o güne kadar görülmemiş derecede büyük bir kar. tal süzüldü. Cariyeler, hattâ Harak. sös ile Rodopya telâşla kaçıştılar, Kartal terasaya inice gagasiyle yer- den bir şey aldı ve geniş geniş kanat savurarak uçtu gitti. : Firavun Psametik bekârdı. Taraf- tarları saltanata bir varis temin et. mesi icab etiğini kendisine söylüyor- lar, fakat dinletemiyorlardı. Nihayet Menf başkâhini ile ileri gelen kuman. danlar ve nedimleri bir heyet halin- de Psametik'i ziyaret ettiler. Firavun kendilerini Menf sarayının harikulâde güzel olan bahçesinde ka- bul etti; — Ne istiyorsunuz? . dedi - evlen- memi mi? Niçin beni istemediğim bir işe sevkediyorsunuz? Ben baba ol. maktan nefret eden bir adamım. Ba- ba olmayı fena addettiğimi sanma. yınız. Hayır... Fakat bir İnsan çocuk sahibi oldu mu onu ölmüş farzetmek lâzımdır. Zira © her şeyi unutur, sa- | dece çocuğu ile meşgul olur. Merha- meti çocuğu içindir, sevgisi, şefkati, her şeyi, Halbuki bir hükümdarm bü- | | tün bir millet için, mabudların ken- disine bahşettiği iyi duyguları bir co. cuğa inhisar ettirmesi iyi olmaz. Lâkin bu felsefesini başkâhin din. lememekte Israr etti ve dedi ki; — Ey firavun! Sen mabudlarm sev- gilisi ve oğlusun, Ama ben onların hizmetkârryım, Mabudlar sevgili oğul. pilmış olan bir emri yerine getiriyo- rum. Evlereceksiniz ve çocuk sahibi olacaksınız. Bu mabudların emridir. Ve tesadüfe bakmız; tam bu sırada, gökten, önlerine bir İşlemeli kâadın &- yakkabısı düşmez mi? Meğer kartal Haraksosun terasa . sından havalanırken, Rodopyanın bir kundurasını kapıp götürmüş ve, an . laşılan, bunun dişe gelir bir gey ol- madığını hissedince ağzından bırakı.- vermiş, Ayakkabının düşüşünü başkâhin, güzelce istismar etti. Hemen yüzü koyun yere uzanarak dudaklarını a- yakkabıya değdirdi ve bağırdı: — Ey mabudlar! Sevgili oğlunuz Psametik'e hiddetlenmeyiniz. O ar- zularımıza itaat edecektir. Sonra firavuna döndü; — İşte... . dedi . bu #ayakkabınm öteki teki nerede bulunursa oraya gi- deceğiz ve bu ayakkabı kiminse o ka- dm bizim senden sonraki firavunumu. zun ânası olacak, Rivayetlere inanmak lâzımsa Menf şehri baştanbaşa aranmış ve böyle | işlemeli ayakkabı giyen çok olmadığı İçin, firavunun adamları Rodopyanın izini bulmuslar ve bir müddet sonra da Haraksotun sevgilisi Psâmetikin karısı olmustur. Haraksos bu halden çildırınıştır. Fakat arkadaşları Rodopyadan isti- fade etmek imkânmı bulmuşlar; hafi cemiyeti onun emri altına koymuşlar ve Psametik de kıza âşık olmakta ge- cikmediği için, günün birinde Yunan- lilarım istediği şekilde harekete geç. meyi kabul etmiş ve Mısırın diğer li hükümdareığımı ortadan kaldırmıştır. Rodopya Psametik'e bir kaç çocuk yetiştirmiş ve vefatmda Keops ehra . mma gömülmliştiür. ' BİTTİ 'stanbulda sergi ’ binası Hükümet, İstanbulda yeni bir ser gi binası İnşası İçin yardım olmak üzere, bu seneki iktisat vekâleti büt- çesine 60.000 lira tahsisat koymuş- tur. Bu tahsisat her sena — bütçeye konulacaktır. e G '(HABER — AKşam * 4Â3 j Açık - deniz lerin yuttuğu balıkçılar Brötanya yarım adasında matem devresi hangi aylarda başlar Kutup âşıkı Şarko Maceralarla dolu hayatı ve ölümü Fransanm şimali garbisinde Brötan, ya yarımadasında bir balıkçı nesli ya. | şar. Burada toprak kısır ve verimsiz- dir. Bu arazide oturan Fransızlar, de- nizden istifade etmeye, balık avlıya » rak beslenmeye mecburdur. Brötanya- İrlar, her sene martta balık avlamak için gimalin uzak sisli denizlerine açı. lır, morina balığı avlarlar. Her sene, balığa çıkan gemilerden bir veya iki- si dönmez. Brötanya yarımadası, ge . milerin dönüş mevsimi olan ağustos. tan teşrinlere kadar acı bir bekleme devresi geçirir. Her ailenin gözleri u- fuklardadır; kocaları, nişanlıları, sev- gilileri bekler. Eller Allaha doğru a- çılmıştır. 'Teşrinlerden sonra ufak balıkçı köy lerinin birçok evlerine acı bir matem göker. Dullar hıiçkırır. Annelerin göz . yaşları, yetimlerin mahzun çehreleri üzerine dökülür. Yokluk ve sefalet ev- lerin üzerine kanat gerer. Fransa hükümeti, her sene sayısı yüzlere yaklaşan bu felâket geçirmiş insanlara yardım edebilmek icin bir. gok çarelere başvurur. Diğer taraftan birçok cemiyetler de bu uğurda çalışır. lar. “Deniz işleri” cemiyeti, her sene balıkçı gemilerinin en uğrak yeri olan İzlanda açıklarma bir hastane gemisi yeşil renktedir. Üzerinde bi seyyahı doktor Şarkonun menkıbeleri- ne dâir resiniler vardır. Bu yeni pulun satışa çıkarılması münasebetile Jurnal gazetesiğ Dr. Şar- konun hayat ve menkıbelerinin bir hu- lâsasmı yapmıştır: Şarko denizci bir ailenin çocuğu de. ğildi. Büyük babası kömürcüydü. Ba- bası hayatını hastanelerin kokuları içersinde insanlığa hasretmiş bir dok. tordu. Oğlunun da doktor olmasmı is. tiyordu. Fakat Şarko çocukluğundan- beri açık denizler üzerinde yelkenle - rini şişirerek giden bir yelken gemi - sinde yaşamanm hasretini çekiyordu. Bir gün babasına: —— Ben gemici olacağım! dedi. — Gemici mi? Olmaz! — Niçin olmasın ?.. — Evvelâ doktor diplomanı slır - Bın, ondan sonra istediğini yaparsın. Şarko doktorasını yaptı. Evvelâ Sal, | petriye hastanesinde, sonra da Pastör müessesesinde çalıştı. Babasınım arzu- | su yerine gelmişti. Artık kendi hul . yasını hakikat sahasma cıkarabilirdi. Niçin olmasın ? Genç öoktor bir gün mazisini dü. şündü: — Doktorluk hoşuma gidiyor. Fa - kat hiçbir vakit babamın oğlu olamı- yacağım. Ve o günden sonra yeni bir hayata atıldı. Babasının ölümünden sonra e - linde her arzusunu yerine getirebilecek bir servet kalmıstı. Şarko kotrasiyle İngiliz sahillerinde gezintiler yapmaya başladı. Bu kotraya, babasına ilk de- fa gemici olmak istediğini söylediği gün aralarında geçen muhaverenin hatırası olarak “Niçin olmasın . Pur- kuva pa,, ismini vermişti. Bu mini mi. ni kotranım direğine müstatil şeklinde yarısı siyah, yarısı beyaz bir bayrak | tekilmişti. Bu bayrak daha sonra ku. | tup denizlerinin buzlu mmtakaları ü- zerinde de sallanacaktı. -Şarkto bundan sonra ikinci ğgemisini yantırdı. Bu, yüz tonluk bir golttu ve adı “Niçin olmasın 2,, dir. Bu gemiyle Mismra gitti, İrlanda et- rafmda dolaştı. Sonra stajyer olarak “Çanakkalede hatan Buve Kü if Kâşif Doktor Şarkonun “Niçin ghlksrreya ÖU KU ŞU çalıştı. _ Şarko, sisli şimal sahillerinde, siyah köpüklü dalgalarla çalkanan karanlık ve buzlu denizlerin hasretini çekmeye başlamıştı. 1901 de beş adamla bera- ber, Feroeye doğru yelken açtı. Şimdi- ye kadar kendisi ve arkadaşları bu ci- varı görmemişlerdi. Şarkonun kalbin. de hem derin bir macera aşkı, hem de | küvvetli bir ilim sevgisi yanyana ya. şîyordu. Şarko 2260 mil sahada altı defa de. vam eden bu seyahatinden hem birçok tatlı hatıralar, hem de bircok ilmi mü- şâahedeler getirdi. Ertesi sene, iki yüz tonluk Roz - Ma- ri ismindeki bir golt üzerinde yine şi- male doğru açıldı. Bu sefer Şarko fen- | ni bir vazifeyi Üzerine almıştı, Müm. kün olduğu kadar kutba doğru yürüye. cek, müşahedeler yapacaktı. Izlandaya doğru ü Şarkonun çocukluk arzuları yerine gelmişti: Artık uzak ve az tanmmış iklimlere açılryordu. Doktor, İslanda sahillerinde uzun uzun dolağtı. İzlan . dayı tanıdı ve candan sevdi. ' Diğer taraftan İslanda esyahati Şarkonun şöhretini etrafa yaymağa başlamıştı. Dönüşte Paris salonlarına meşhur bir adam olarak girmek im - | kânını elde etti, Fakat açık denizlerin rüzgârlarına göğüs germeye alışmiş o- lan doktoör, salonların kokulu ve ağır havasına alışamıyordu. Şarko, daima uzakta, kutba kadar gitmekten iba- | ret olan ülküsüne kavuşmaktan başka bir şey düşünmüyordu. Bu, Şarkoya milli bir vazife gibi geliyordu. Fran- sızlar 18 inci asırda kutup yolunu aç- " mışlar, fakat bu yolda ilerlemeyi İn. gilizlere, Ruslarâ, İskoçyalılara, Nor. veçlilere, Belçikalılara, İsveclilere bı. rakmışlardı. Sarko Fransız bayrağını kutup yolunda göstermeye karar ver- di. O vakit Fransız cumhurreisi — olan | Lube ve fen akademisi doktora yardım ettiler, 250 tonluk 32 metre uzunlu- ğunda ücüncü bir golt yaptırdı. Gemi her türlü tazyike dayanabilecek bir gekilde yapılmıştı. Gemiye “Fransız,, ismi verildi. Bir program hazırlandı. zırhlısında | ? "g olmasın,, ismindeki gemistu.. Gemi mürettebatı arasına bir de Alp dağları kılavuzu kondu. ' : 1903 Ağustosunun nihayetine doğru gemi Havr limanından hareket etti. Evvelâ Arjantin kıyılarma doğru yol- landı. Oradan cenuba teveccüh etti. Şarko tayfalarma “vazifenizi yapaca- gınızdan eminim. Çünkü memleketini- zin şerefi sizin elinize tevdi edilmiş bulunuyor.,, demişti. Bu sefer yirmi iki ay devam etti. Şarko yazdığı “Cenub kutbu etrafın. da,, isimli eserinde bu seferi tatlı üs. lübiyle çok canlı bir şekilde anlatıyor. Burada hakikat tıpkı hulyalarma ben. uyordu. Fırtmaların sislerle boğuştu. ğu, foklardan başka ziyaretçileri ol « mıyan buzlu denizlerle buzlu toprakla- — rın biribirine karıştığı Vandel adasın- da kışı geçirdiler. İlkbahar gelince gemiciler baltalar. la buzlar arasında yol aça aça adanın cenup kıyılarını keşfettiler. Buz dağ. ları çözülmeye başlaymca Fransız ge- misi adadan ayrılabildi. Şarko adadan ayrılmadan evvel oradan geçişinin bir hatırası olsun diye taştan bir ehram yapmış, temellerine, içinde adlarımnı ve geldiklerini bildirir kâğıt bulunan — bir şişe saklamıştı. Adadan ayrıldıkları tarih, büyük k fırtma zamanıydı. Gemisi az kalsın bu — fırtmalardan birisinde batacaktı. Be- — reket versin ki Arjantin cumhuriyeti- — nin göndermiş olduğu yardım gemisi yetişti. Şarkonun gemisi ancak bu yardım sayesinde Boenos Ayrese dön'e—ı bildi. Artık seyahate devam etmek mümkün değildi. Çünkü gemisi tehli- keli surette zedelenmişti. Şarko ve tayfaları bir posta vapuruna binerek — Fransaya döndüler. Seyahatleri fay « dasız kalmış değildi. Anayurda, neba. tata, hayvanata, arziyata, müstehase. ler ilmine dair birçok yeni bilgiler, 75 sandık dolusu kolleksiyon, ön sekiz albüm dolusu vesikalar getirmişlerdi. Palmar takım adalarını da keşfetmiz- lerdi. Fransa bu fedakâr evlâtlarını kahramanlara lâyık bir şekilde karşı- ladı. Fakat Doktor Şarko Fransada ©- — turamazdı. O evlendiği zaman bile ba- — lavını Noörvecte bir. tetkik sevahati — Epap- Devanıt 11 incida 4 4 Si *

Bu sayıdan diğer sayfalar: