Rodoplu G SA üzel Kız ve FÖ -—İlar Ve çok kazanmıştı. Röüsupyayı geuren sedyeyi, Harak. S08, bahçe ortasında karşıladı. Uşak” ların! bir el işaretiyle durdurdu. U- saklar, omuzlarında taşıdıkları sed . Yeyİ yere indirdiler. Haraksos ağır Perdeleri kendi eliyle açtı. Kız karde dinin çıldırasıya vurulduğu genç kızı Pek merak etmişti, Rodopya ile göz Büze gelince Safoya hak vermekte te. Teddüd etmedi. Güzel kız, pek açıksaçık bir haldey- di. Rodop balkanlarınm şiddetli 80 . Buklarına alışmış bir vücudun, bu çok sıcak Mısırda kapalı bir sedye içinde Ziyimli olarak seyahat edememesi pek tabilydi. Sedyenin içi fırın gibi ol - Mmüuştu, Haraksos s01 kolunu, bir kürek gi- bi, genç kızm beli altına soklü ve bü. Busu tüten taze bir somunu fırmdan çıkarır gibi genç İızı çekti, sedyoden çıkardı; ve kucaklryarak eve doğrü koştu. * Haraksos, her Elen delikanlısı gi: bi, hovarda mizaçlıydı. O güne kadar her şey aklma gelmiş ve aklına gelen her şeyi yapmıştı. Fakat evlenmek? asla. Asla, bunu düşünmemişti. Rodopya ile göçen ilk hafta sonun. da 1se, Haraksos her şeyi unutmus- tu. O güne kadar itiyad edinmiş oldu. Zu her geyi. Hattâ bu güzel kızm, Mi- sıra, kendisi için değil, kız kardeşi i- çin getirilmiş olduğunu da unutmuş. tu, Fakat yalnız aklmıma yeni yeni ge- len bir geyi unutamıyor, uykularını kaçırmaya başlıyan bir düşünceden üi kendini alamtyordu: —övdenmalir — Evet; Haraksas Rodoj meyi düşünüyordu. Kızı ilk Ssevmişti, Onunla ayni dam allında ge- gen her gün İse bu sevgiyi azaltmı . yor, bilâkis giddetlendiriyordu. Rodopya, yeni efendisinin evine a- yak bastığı anda, hayatının ilk erke- Bine kavuştuğunu anlamıştı. Ve yeni efendisi onunla gök iyi tanışmak için, Uzun uzadıya beklemeye lüzum güör. mMmemişti. Rodopya, Haraksosun olmuştu. Haraksos çok zengindi, fakat hiç | de eli açık bir adam değildi. Güzel kız, onun bu tablatını da değiştirmiz: fi. Elen tacirin eli öyle açılmıştı ki, bütün hizmetkârlar hayret ediyorlar. dı. Harakaos, her işini bırakmıştı. Mı- Sırı tek Firavuna kavuşturmak arzu. Sunu da, ticaretini genişletip daha tok kazanmak hırsını da hattâ uyku- sunu da. Aradan bir iki ay geçince bu hal daha berbatlaştı. Artık tek işi, tek arzasu ve hırsi kalmıştı: Rodopyanm gönlünü kazanmak, Ro- dopyayı mes'ut etmek ve bu sıcak Mı. sırda, bu kanı kaynatan Mısırda Ro> dopya ile diz dize yaşamak. Eline ne geçerse kıza veriyordu. Kız onu çıldırtmış gibiydi. Ve sevme. nin bütün hünerlerine çok iyi alıştı- Yıldıktan gonra Sisam pazarına gön- derilmiş bir kız olduğu için, betbaht Haraksostaki çılgınlığı her gün bir Parça Gaha arttırabiliyordu. / Rodopya için evi başta baga değiş- tirmişti. Bu da kâfi gelmemiş, bahçe- nin bir tarafında daha rahât, daha büyük, saray gibi büyük bir bina yap. ftırmaya başlamıştı. Rodopyaya hir met için bir alay cariye satmalmıştı. Akşamları, koyu csmer Hiksas kızla- Timm Yelpaze salladıkları büyük tera. Sada kızın kolları arasınâ — uzanıyor ve ketdinden geçiyordu. Bu hal gizli cemiyetteki arkudaşla- Ti CAtını sıkmaya başlamıştı. Hat. v Onu hiyanetle itham et- meye kallışanlar oluyordu. Haraksos buna da ehemmiyat vermiyordu. Fakat saadet uzun sürmedi. Ro- dopyanmım Menf gehrinde yerlesmesin. den altı ay sonra bir garib hüdise ol: du ve Rodopya İle Haraksos, hatır ve hayallerine gelmiyecek bir gekilde bi- ribirlerinden ayrıldılar, Şöyle ki; “Bir akşam Üstü, yine büyük tera. sada sevgililer, kalplerinin tatlı çar- pıntısı İle başbaşa — otururlarken, bir kartal, koca bir kartal, o güne kadar görülmemiş derecede büyük bir kar. tal süzüldü. Cariyeler, hattâ Harak. sos İle Rodopya telâşla kaçıştılar. Kartal terasaya inlce gagasiyle yer- den bir çey aldı ve geniş geniş kanat savurarak uçtu gitti. Firavun Psametik bekârdı. Taraf- tarları saltanata bir varis temin et. mesi İcab etiğini kendisine söylüyor- lar, fakat dinletemiyorlardı. Nihayet Menf başkâhin! ile İleri gelen kuman. danlar ve nedimleri bir heyet halin- de Psametik'i ziyaret ettiler. Firavun kendilerini Menf sarayının barikulâde güzel olan bahçesinde ka- bul etti; — Ne istiyorsunuz? . dedi - evlen- memi mi? Niçin beni istemediğim bir işçe sevkediyorsunuz? Ben baba ol. maktan nefret eden bir adamım. Ba- ba olmayı fena addettiğimi sanma. yınız. Hayır... Fakat bir insan çocuk sahibi oldu mu onu ölmüş farzetmek lâzımdır. Zira o her şeyi unutur, sa- dece çocuğu ile meşgul olur. Merha- meti çocuğu İçindir, sevgisi, şefkati, her şeyi. Halbuk! bir hükümdarım bi- tün bir millet için, mabudların ken- disine bahşettiği iyi duyguları bir ço. cuğa inhisar ettirmesi İyi olmaz Lâkin bu felsefesini başkâhin din. | temamekte rarar etti ve dedi ki; — Ey firavun! Sen mabudlarm sev. gilisi ve oğlusun. Ama ben onların hizmetkârıyım, Mabudlar sevgili oğul. kârlarına pilmış olan bir emri yerine getiriyo- ram. Evlereceksiniz ve çocuk sahibi olacaksınız. Bu mabudların emridir. Ve tezadüfe bakınız; tam bu sırada, gökten, önlerine bir İşlemeli kadın a- yakkabısı düşmez mi? Meğer kartal Haraksosun terasa . sından havalanırken, Rodopyanın bir kundurasinı kapıp götürmüş ve, an . laşılan, bunun dişe gelir bir şey ol madığını hissedince ağzından bırakı.. vermiş, Ayakkabının düşüşünü başkâhin, Büzelce istismar etti. Hemen yüzü koyun yere uzanarak dudaklarını a- yakkabıya değdirdi ve bağırdı: — Ey mabudlar! Sevgili oğlunuz Psametik'e hiddetlenmeyiniz. O ar- zularınıza ilaat edecektir. Sonra firavuna döndü; — İşte.. . dedi . bu ayakkabınım Göteki teki nerede bulumursa oraya gi- deceğiz ve bu ayakkabı kiminse o ka- dm bizim senden sonraki firavunumu, zün anası olacak. Rivayetlere İnanmak Tizmisa Menf şehri baştanbaşa aranmış ve böyle işlemeli ayakkabı giyen çok olmadığı için, firavumum adamları Rodopyazım izini bulmuşlar ve bir müddet sonra da Haraksosun sevgilisi Pasmetikin karıst olmuştur. Haraksos bu halden - çıldırınıştır. Fakat arkadaş'arı Rodopyadan iati- fade etmek imkântnı bulmuşlar; hafi cemiyeti onun amri nltına koymuşlar ve Petmelik de kıza âşık olmakta ge- eikmediği için, günün birinde Yunan- lıların istediği gekilde harekete geç. meyi kabul etmiş ve Mısırın diğer 11 hükümdarcığmı ortadan kaldırmıştır. Rodopya Pzametik'e bir kaç çocuk yetiştirmiş ve vefatında Koopa ehra . mma gömülmlştir. Bİ 'stanhulda sergi binast Hükümet, İstanbulda yeni bir ser gi binası İnşası için yardım olmak üzere, bu seneki iktisat vekâleti büt. çesine 60.000 İira tahsisat koymuş- tur. Bu tahsişat har sene — bütçoya konulacaktır. < geyi — hizmet- | emirederler. Ben bana ya « l ı I —HABRER — Akşam postası Açık denizlerin yuttuğu balıkçılar ; Brötanya yarım adasında matem Yazan : Nizamettin Nazi devresi hangi aylarda başlar ? Kutup âşıkı Şarko hayatı ve ölümü Fransanım şimali garbisinde Brötan, ya yarımadasında bir balıkçı nesli ya. şar. Burada toprak kısır ve verimsiz- dir, Bu arazide oturan Fransızlar, de- nizden istifade etmeye, balık avlıya - rak beslenmeye mecburdur. Brötanya. Iılar, her sene martta balık avlamak için şimalin uzak sisli denizlerize açı. lır, morina balığı avlarlar. Her sene, balığa çıkan gemilerden bir veya iki- si dönmez. Brötanya yarımadası, ge . milerin dönüş mevsimi olan ağustos. tan teşrinlere kadar acı bir bekleme gdevresi geçirir. Her allenin gözleri u- fuklardadır; kocaları, nişanlıları, sev- gilileri bekler. Eller Allaha doğru a- çılmıştır. 'Teşrinlerden sonra ufak balıkçı köy lerinin birçok evlerine acı bir matem göker. Dullar hıçkırır. Annelerin göz . yaşları, yetimlerin mahzun çehreleri üzerine dökülür. Yokluk ve sefalet ev- lerin üzerine kanat gerer. Franta hükümeli, her sene - sayısı yüzlere yaklaşan bu felâket geçirmiş insanlara yardım edebilmek için bir. çok çarelere başvurur, Diğer taraftan birçok cemiyetler de bu uğurda çalışır. lar. "Deniz işleri” cemiyeti, her sene balıkçı gemllerinin en uğrak yeri olan İzlanda açıklarına bir hastane gemisi gönderir. Fransa hükümeti bu cemi - akandirle. ŞEni AAAT e Ça yeşil renktedir. Üzerinde büyük kutup seyyahı doktor Şarkonun menkıbeleri- ne dâir resimler vardır. Bu yeni pulun satışa çıkarılması münasebetile Jurnal gazetesiğ Dr. Şar. konun hayat ve menkıbelerinin bir hu. Tsasmı yapmıştır. Şarko denizci bir ailenin çocuğu de. Şildi, Büyük babası kömüreüydü. Ba- bası bayatını hastaneclerin kokuları içersinde insanlığa hasretmiş bir dok. tordu. Oğlunun da doktor olmasımı is. tiyordu. Fakat Şarko çocukluğundan- beri açık denizler Üzarinde yelkenle - rini şişirerek giden bir yelken gemi - sinde yaşamanın hasretini çekiyordu. Bir gün babasına: — Ben gemici olacağım! dedi. — Gemici mi? Olmaz! —— Niçin olmasın ?.. — Evvoelâ doktor diplomanı alır - sıin, ondan sonza istediğini yaparam. Şarko doktorasmı yaptı. Evveli Sal. petriye hastanesinde, sonra da Pastör müessesesinde calıştı. Babasınım arzu- su yerine gelmişti. Artık kendi hul . yasını haki!kat sahasma çıkarabilirdi. Niçin olmasın ? Genç doktoar bir gün mazisini dü. gündü: — Doktorluk hoşuma gidiyor. Fa « kat hiçbir vakit babamın oğlu olamı- yacağım. Ve o günden sonra yeni bir hayata atıldı. Babasının ölümünden sonra e - Tinde her arzusunu yerine getirebilecek bir servet kalmıstı. Şarko kotrasiyle İngiliz sahillerinde gezintiler yapmlaya başladı. Bu kotraya, bahasına ilk de- fa gemici olmak istediğini söylediği gün aralarında geçen muhaverenin hatırası olarak “Niçin olmasın . Pur- kava pa,, ismini vermişti. Bu mini mi. ni kotranım direğine müstatil şeklinde yarımı siyah, yarısı beyaz bir bayrak çekilmişti. Bu bayrak daha sonra ku. tup denizlerin!n buzlu mıntakaları ü- zerinde de sallanacaktı. Şarko bundan sonra ikinci gemisini yantırdı. Bu, yüz tonluk bir golttu ve adı “Niçin olmasıı £,, dir. Bu gemiyle Muara gitti, İrlanda et- rafmda dolaştı. Sonra stajyer olarak arame —w a B v k Köşif Doktor Şarkonun “Wiçin Çanakkalede batan Buve — zırhlısında çalıştı. Şarko, sisli şima! sahillarinde, siyah köpüklü dalgalarla çalkanan karanlık ve buzlu denizlerin hasretini çekmeye başlamıştı. 1901 de beş adamla bera- ber, Feroeye doğru yelken açtı. Şimdi- ye kadar kendiş! ve arkadaçları bu ci- varı görmemişlerdi. Şarkonun kalbin. de hem derin bir macera aşkı, hem de kuvvetli bir ilim sevgisi yanyana ya. şıyordu. Şarko 2260 mil sahada altı defa de. vam eden bü seyahatinden hem birçok tatlı hatıralar, hem de birçok ilmi mü- şahedeler getirdi. Ertesi sene, iki yüz tonluk Roz - Ma. ri ismindeki bir golt Üzerinde yine şi- male doğru açıldı. Bu sefer Şarko fen- ni bir vazifeyi Üzerine almıştı. Müm. kün olduğu kadar kutba doğru yürüye, cek, müşahedeler yapacaktı. Izlandaya doğru Şarkonün çocukluk arzuları yerine gelmişti. Artık uzak veaz tanmmış iklimlere açılryordu. Doktor, İslanda sahillerinde uzun uzun dolağtı. İzlan - dayı tanıdı ve candan Bevdi. Diğer taraftan İslanda eayahati Şarkonun şöhretini etrafa yaymağa başlamıştı. Dönüşte Paris salonlarma meşhur bir adam olarak girmek im - kânıinı elde etli, Fakat açık denizlerin Tüzgürlarına göğüs germeye olışmiş o- lan doktor, salonların kokulu ve ağır bavasma alışamıyordu. Şarko, daima uzakta, kutba kadar gitmekten iba- ret olan ülküsüne kavuşmaktan başka bir şey düşünmüyordu. Bu, Şarkoya milli bir vezife gibi geliyordu. Fran- Bızlar 18 inci asırda kutup yolunu aç- mışlar, fakat bu yolda erlemeyi İn. gilizlere, Ruslara, İskoçyalılara, Nor. veçlilere, Belçikalılara, İsveçlilere bı. rakmışlardı. Şarko Fransız bayrağmı kutup yolunda göstermeye karar ver- di. O vakit Fransız cumhurreisi olan Lube ve fen akademisi doktora yardım ettiler, 250 tonluk 82 metre uzunlu- gunda ücüncü bir gölt yaptırdı. Gemi ker tülrlü tazyike dayanabilecek bir gekilde yapılmıştı. Gemiye “Fransız,, ismi verildi. Bir program — hazırlandı. olmasın,, ismindeki gemişk... * Gemi mürettebatı arasına bir de Alp dağları kılavuzu kondu. 1903 Ağustosunun nihayetine doğru gemi Havr limanından hareket etti. Evvelâ Arjantin kıyılarma doğru yol- landı. Oradan cenuba teveccüh etti. Şarko tayfalarma “vazilenizi yapaca- ğırızdan eminim. Çünkü memleketini- zin şerefi sizin elinize tevdi edilmiş bulunuyor.,, demişti, Bu sefer yirmi iki ay devam etti. Şarko yazdığı “Cenub kutbu etrafın. da,, isimli eserinde bu seferi tatlı Üs. lübiyle çok canlı bir şekilde anlatıyor. Burada hakikat tıpkı hulyalarıma ben. “yordu. Fırtmaların sislerle boğuştu. gu, foklardan başka ziyaretçileri ol « mıyan buzlu denizlerle buzlu toprakla- rm biribirine karıştığı Vandel adasın- da kışı geçirdiler. İlkbahar gelince gemiciler baltalar. la buzlar arasında yol aça aça adanın cenup kıyılarını keşfettiler, Buz dağ. ları çözülmeye başlaymca Fransız ge- misi adadan ayrılabildi. Şerko adadan ayrılmadan evvel oradan geçişinin bir hatırası olşun diye taştan bir ehram yapmış, temellerine, içinde adlarmı ve geldiklerini bildirir kâğıt bulunan bir gişe saklamıştı. Adadan ayrıldıkları tarih, büyük fırtma zamanıydı. Gemisi az kalsın bu fırtmalardan birisinde batacaktı. Be- reket versin ki Arjantin cumhuriyeti- nin göndermiş olduğu yardım gemisi yetişti. Şarkonun gemisi ancak bu yardım sayesinde Boenos Ayrese döne- — bildi. Artık seyahate devam etmek mümkün değildi. Çünkü gemisi tehli- keli surette zedelenmişti. Şarko ve tayfaları bir posta vapuruna binerek Fransaya döndüler. Seyahatleri fay . dasız kalmış değildi. Anayurda, neba. tata, hâyvanata, arziyata, milstehase. ler ilmine dair birçok yeni bilgiler, T5 sandık dolusu kolleksiyon, on sekiz albüm dolusu vesikalar getirmişlerdi. Palmar takım adalarını da keşfetmit- lerdi. Fransa bu fedakâr evlâtlarını kahramanlara lâyık bir gekilde karşı- ladı. Fakat Doktor Şarko Fransada o- turamazdı. O evlendiği zaman bile ba- Tavyını Noörveçte bir tetkik seyahati Değ- Devazır Y1 izcide