Valantino herkesin zannettiği gibi, bin bir aşk macerasının kahramanı değildi. Bilâkis... x GO G Marlen, Fritz Lang, Rober Flörey | ve ben, (Vayns Strit) Je (Hollivud Bulvar) m teşkil ettiği köşede bulu. | nan ve Holivudun en eski ve en meş- | hur barlarından biri olan (Braun Dar- bi) ye giriyoruz. Barın sahibesi bizi bir tebeasümile' karşılıyor. Bu, sinema. nn en güzael yıldızlarından Geyl Det- rihtir, Hep münzevi olan Vallâs Beri, bir köşede, iki yüz sayfa kalmlığında bir | maecmuanm hususf nüshast Üzerinde uyuklayor. Biz dördümüz de bir ma - saya oturuyor, “skoç,, 1smarlryor ve | bir an sükünetimizi muhafaza ediyo . ruz. Hattâ oldukça düşünceli ve mah- Zzunuz. Fötr şapkasını burnunun üze. rine çekmiş olan Marlen, hareketleri- ni her zamanki gibi kontrol etmeye çalışmıyor. Nihayet Florey sükütu bozarak şöy le diyor: — Evet, bu garib bir çocuktu... Biraz evvel, küçük bir mahalle sine. masinde, Valentinonun eski filmlerin- den ikiğini seyrettik, Bvet, Valenti - no, Rudolf, dünyaya ilk defa olarak 8 iztik ve seksapil'in kuvve. 'n ve bundan on küsur ğü halde, bugün hâlâ, birçok kadınların hayalinde yaşıyan Valentino. Onun en muvaffakıyetli iki filmini seyrettik, (Dört süvari) ve (Müsyö Boker) bu filmleri seyredilemiyecek bir hale gelmiştir. Teknik son derece iptidaldir ve projeksiyon sürati o za- mMmandanberi bir hayli değişmiştir. Bu sıçrıyan, gayri mütereddid hareketli, pek tabil olmiyan jestli ve aşkımı iti. raf etmek için göğsünü düğen, sevgi- lisinin elini öpmek için bir dizini ye- re koyan bu aktör, hakikaten dünya. nın santimantalizmini alt Üst edebil- miş miydi? Evet. Beyaz perdede iki üç defa, bi- rinci plân, kadmların tahayyül edebi. Jecekleri en müheyyic, en esrarengiz, en tehlikeli ve en mülâyim çehreyi bize gösterdi. Dünyanın en çok sevilen erkeği Florey, onun Holivudda ilk ve en sa- dık dostuydu. Bize ondan bahsediyor: — 1923 te, haftada 250 dolarlık bir konturatı vardı, Bir akşam bana ge. lerek göyle dedi: — Gel! Artık bıktım. Burada fena halde sıkılıyorum. Gideceğiz. “Büunun üzerine otomobile binerek, Kaliforniyadan uzaklaştı. *Cebinde meteliği yoktu, Kontura- tr anu başka yerde film çevirmekten veya tiyatroda oynamaktan menedi - yordu. Halbuki yaşamak lâzımdı. Kü. cük bir şehirde bir avukata müracı at ediyoruz. O da konturanın zayıf ta- rafını buluyoar, — BSizi, bir çadırın altında icrayı sanattan menetr rlar, Tiyatrodan, studyodan, aç vadaki salonlardan bahsetmişler. Fakat çadıri kaydetme. yi unutmuşlardır. “Üç gün senra' Valentino, bir nevl sirkle, Amerikada geniş bir turneye ti. Her şehirde, onu görülmemir bir şey , çadır altında teşhir edi- yorlardı. Ö, bu rın altında fotoğ. lentino k X.. Babu- muyla traş olurum... B tenimin bu kadar güzel olması Y.. kremi - saye- sindedir. | *“Valentinoyu görmek için halk sir kin kapısında döğüşüyor. Kadınlar | saç saça, baş başa geliyor, sinir buh- | | tında İstanbuldan hareket edecekler- 1 esisangem alamadığı bu Don juan, bir âşık ola. mıyacağını biliyordu. Uzun gecelerde onun Ümitsizlik içinde ağladığını gör- düm. İlk karısı, izdivaçlarının ilk ge. cesinde kaçmıştı. “Onun öldüğü tam on iki sene olu- yor. En iyi dostu olan ben, hangi has talığın onu alrp götürdüğünü bilmiyo. | rüum. Resmen bildirilen hastalığı şid- | detli apandisittir. Bazı kimseler de, | kıskanç bir kocanm, onun karnma bir kurşun sıktığmı söylerler. Her ne o- Tursa olsun, o, sahte bir isimle götü. Tülmüş olduğu Nevyork Hastanesinde acı ve dehşet içinde inliyerek öldü. Tabutunu otuz bin kadım takip etti. Cenaze merasimi esnasında ve sonra birçok arbedeler vukubuldu, b:n;nkı kimseler öldü, öldürüldü veya intihar | et Florey sözünü keserek gözlerini bir noktaya dikti. Fritz Lang garsona tekrar viski 1smarladı. Marlen derin bir düşünceye daldı. Güzel Holivud Ertesi sabah, Florey, otomobille ba- na gelerek: — Bugün, dedi, efsaneden ne kaldı. ğinı göreceksiniz. — Nereye gidiyoruz? Diye sordum, o da cevab verdi: — Ölüleri görmeye. Holivudun ölü- lerini şehirde dolaşan, “Trokadero,, daki sarhoşluk geceleri yanmıza otu- ran sinema hayaletlerini. Bunlar si . nemadan, sinema için ölmüşlerdir ve artık hiç de ağır gelmiyen başlarını, gelip hayatta kalan ve kendilerini öl- düren fişıklarm ve maşukaların omuz- larma dayıyorlar. (Devama var) Avrup.ı ş:mplyı:t:luğu için Milli güreş takımımız 16 nisanda Estonyaya gidiyor Estonyada yapılacak olan Avrupa güreş birinciliği mütabakalarına iştirak edecek pehlivanlarımız bu ayın on al. dir, Bu tarihe kadar son bir seçme mü- | sabası yapılacak ve milli takımımız bu i güreşinden sonra kat'i şeklini almış o- | lacaktır. Estonyadan avdette Çekoslovakya- | da da maçlar yapılması ihtimali dir, var. Manisada spor Halkevi dağcılık şubesi çok iyi çalışıyor Manisa, (Hususi) — Kış d kaltalarda, halkevi dağcılık şub: ' profesyonellik, Bizde futbol ve Türk Spor Kurumunun — Sayın Başkanı Adnan Menderes'e Türk #por kurumunun naşiri efkârı olan dergide Bay N teşrih ettiği gibi futbol | durulacak bir mevzudur. Dikkat edilecek olursa, klüplerin birinci takımlarında oynryanlar kendi yetiştirdikleri dlemanlar olmayıp dai- ma diğer mıntaka, diğer - klüplerden seçilerek getirilmiş oyunculardır. B takımları ise birinci timde mu. vaffak olamayıp tekallde sevkedilme. leri iktiza edom kimselerdir. Genç ta- Kamlardan birinci takıma terfi eden gönçler ise teferrüd etmektledir. Milli kümeye dahil klüplerin bilâis- tisna hangisi tetkik odilirse yukarıda saydığım noktalar derhal göze çarpar, Sporda gaye en başta gitmektir. Fa. kat bunun vasıtası yetişmiş Aporou a- Yartmak değil, iyi sprocu yetiştirmek- fir. Esaşen Tin memleket sporu- Ra temin edecekleri faide de budur ka. naatindeyim, Bu oyuneu alıp verme hareketi devam ettlkçe hiçbir. klübün genç takımlarına ehemmiyet verdiğini görmiyeceğiz. İdarecilerin gözleri daima göze çar. pan oyuncuları bulmak ve u lüp- lerine mal etmek olacaktır ve olmak- tadır. Dünkü sporcular ayakkabılarını bi. riktirdikleri gündeliklerinden alır, yol paralarını dahi oceblerinden vermek gartile maçlarımı yaparlar ve galebe- den sonra klüpten taviz beklemezlerdi. Alatürk'ün Cümhuriyet gençliğin- den beklediği vasıflar kurum yasası- nın ana hatlarında çizilmiştir. Cümhuriyet, gömlek değiştirir gibi Kdllp değiştiren, menfaati için spor yapan ve kazamacağı galebe için klü. bünden taviz bekliyen sporcu istemi. yor, spor kurumu sporcu borsası de- dildir. Ve nihayet Türk sporcusu art- fıranın üstünde kalan bir mata değli. dir. Ben bu hususta bedbin değilim, Ku- rum nizamramesinin 58 üncü madde- sinde yapılacak bir tadilât ile bunun önüne geçilebilir. İ — Kiüp değiştirmek sureti kat'i. yede yoktur. £ — Bölge değiştiren sporcuların vasiyetleri bugün yapılmakta olduğu gibi sıkı bir kontrola tabi tutulmalıdır. 3 — Bölge değiştirip de tekrar eski bölgesine avdet eden bir. sporcw ilk Kklübüne avdete mecburdur. Bunlar yapıldığı takdirde her klün idmancısını kendi yetiştlirmek mecbu. lık sporlarının sona ermek Üzere oldüğü bu yaz sporlarına başlamak üzere hazırlıklara ranları geçiriyorlardı. Hulâsa birkaç İgirişmiştir. Dağcılık sporunun faal ve kıymetli kaptanı hay Hikmet Bozkurt, genç Üyelere baharm ilik günlerinde tatbik edilmek üzere yeni spor vazife- teri vermeye başlamıştır. Bu vazifelerin başında Soma ve Manisa dağlarında ip le kayalıklara tırmanmak, yarlardan atlamak gibi güç, fakat faydalı hareketler bulunmaktadır. Gönderdiğim resim dağcılık sporunun faal Üyeleri genç kızlar. la delikanlıları, reisleri bay Azmi ile beraber göstermektedir. ay içinde yüz bin dolar topladı. *“Hakikatte Va'entino acıklı, münze- vi, muztarip bir hayat sürüyordu. Bu Aşk prensi, dünyada hiçbir. kadının onu düşünlürken Ürpermekten kendini 1 'NİSAN — 1938 Miço Sarandos Istanbula geliyor DĞ Miço Sarandos bir Iki sene kadar evvel Amerikayu git- j miş olan İstanbullu pehlivan Miço Sa, randosun bir müddet evvel bir otomo- bil kazasında sakatlanmış olduğunu evvelce yazmıştık. Uzun süren tedavi ve nakahat devresinden sonra, Saran. di tekrar ringe çıkmış, ve son günler- de üst üste iki maç yâpmiş ve bun - ların her ikisini de kazanmaya muvaf. fak olmuştur. Kaliferniyada yapılan bü iki güreşin ilki Macar pehlivan Sautor Sabo ile, ikincisi ise Alman Haüs Şuld ile yapılmıştır. Birinci güteşi T dakikada kazanan İstanbullu pehlivan, ikinci maçın 42 inci dakikasında rakibinin sırtını yere getirmiştir. (Miçonun ilk rakibi olan Macar Sabo, Cim Londosun dünya şampiyonluğu zamanında Yunanlı gü- Teşçiye bir saat dört dakika dayana- nde kalacak ve yeni clemanlar hazırlamak mocburiyetini hissedecek. tir. Klüplerde distplin tocssüs cdecek, her sporcu takımında yer alabilmek içia çalışmak mecburiyetini hissede - cektir. Çalışmadığı saman yerini baş- ka bir genç isliklâf edecektir. Her aporcu, sporu spor için yapacak idarecklen taviz aramıyacaklır. Yukarda yazdığım noktalar bugün için tatbikat sahasına intikali lözem . gelen noktalardır. Eğer talbik edil- mezse bugünkü Maron Profesyonellik bazı memlaketlerde cari olan profesyo- nellikten çok daha tehlikeli ve yarın için de vahim olacaktır. Sporda aranan şeciye, ahlâk, fazilet mofhumlarını yok eden bir tehlike o- incaktır. Tekirdağlı Edirnede , kuzu yedi, egzersizler yaptlı Edirne, 31 (A. A.) — Bu gece Edir. ne halkevi büyük bir neşe ve heyecan geçirmiştir. Öğleyin mahfelde şerefle- rine kuzu ziyafeti verilen başpehlivan 'Tekirdağlı ile Edirne spor kurumu pehlivanları bu akşam saat 18 de hal- kevinde egzersizler yapmışlardır. Bir buçuk saat süren bu oyunlarda Tekir. dağlı her derecedeki genç pehlivanları yoklamız, birçok oyunlar, hülnerler öğ- retmiş ve tatbik ettirmiştir. Bütün vehlivanlar Jararetli tutuşma ve çalış- ma göstererek çok takdir görmüşler- dir. Mayıs ayında Türkiye atletizm bay- rammın Edirnede olması ve İstanbul- la Edirne arasında büyük bir bisiklet yarışınm yapılması için konuşulmak- tadır, Edirne klüpleri bu sevinçli gün. Tere simdiden hazırlanmaktadır. 28 Nisanda da İstanbulspor birinci futbol takımının Edirneye gelerek bir maç yapması kararlaştırılmıştır. antrenman esnasında bilmişti.) Bu mlütemadi galibiyetlerile Ame. rikalılara kendini çok sevdirmiş olan Miço Sarandos, bit film çevirmek Üze- re memleketimize gelecek olan sinema artisti Dik Pavol . ve kuvvetli bir ih- timale göre - Ramon Novaro ile bera. ber şehrimize gelecektir. Bu harta yapılacak Futbol maçları T. S. K. İslanbul bölgesi futbol ajanlı. ğenden: 2/4/988 rumartesi günü yağılatak maçlar Taksim sladı: Yedek subay okulu - Beykoz saat 14 de hakem Ahmet Adem Göğdün, Mübhafızgücü - Beşiklaş (mhlt küme maçı) sant 16 hakem Tarık Özerengin. Yan hakemleri: Rifkı Aksak ve Fahreda din Somer. 3/4/938 pazar günü yapılacak maçlar Fenerbahçe stadı: Fenerbahçe - Anadolu (şild maçı) saat Akın. Beşiktaş . Göneş B takımları saat 11 ha. kemı Halid Galip Ezgü, Anadoluhisar - Davudpaşa B takımları hakem Halid aGlip Ezgü. n sladı: Muhafızgücü « Galatasaray (mflll küme maçı) samt 13,30 hakem Basri Bütün. Yan hakemleri: Tarık Özerengin ve Fah reddin Samer, Beykoz Yedek Subay okulu fulbolcularile karşılaşıyor Bu hafta cumartesi günü Taksim stadyomunda oynanacak olan Belşktaş Muhafizgücü milli küme müsabakasın- dan evvel, birinci küme takımlarının en kuvvetlilerinden Beykoz on biri ile yedek subay okulu futbolcüleri ara . sında bir maç yapılacaktır. sa” Yedek subay okulu futbol takımm- da Galatasaraydan Necdet, Güneşten Boncuk Ömer, Beykozdan Namık, Kâ- zım ve Şahap, İstanbulspordan Ney'. zad, Hasan, Halid, Beşiktaştan — Nurl gibi birinci sınıf takımlarımıfan Wrin. ci takım Ooyuncuları bulunduğundan bu kargılaşmanın çok heyecanlı ola . cağına şüphe yoktur. Galatasaray klübü ) idarecllerinde değişiklik * Galatasaray klübü idare he AKM. stndan veznedar Muslih ile futbol tanı Vamık iatifa etmiş olduklarından - veznedarlığa eski idare heyeti azala« rından Naci İpekçi, futbol kaptanlığı- na da eski futbolcülerden müdafi Va. inin getirileceği söylenmektedir. ' $ « ü