—629— Aksaray: Ü. K. 66: Yaşınız 20.25, boyumu mrun, vwcueneitiz topla. Zeki olmanıza rağmen bızçın ve a- Imgansınız. Yorucu ve uzun İşlere pgele- meztitiz. Çök söylemek de — üdetinizdir. İyi kalbllsiniz. Sizi kıranları asla affetimek istemezsiniz. Çolışmanız de muntazam de- Bildir. Dikikalinizi — orla buldum. Bu ku- surlarınızı dözeltmeniz lâzım. — Gdü— Büyükdere CŞ: Pek gelip geçisi bir tabimtiniz var. Haddızatında samimisiniz. Fakat arzuları. nız, kararlarınız © kodar harici tesirlerin r ki, samnimiyelinlz ken- Bgösteremiyor. Bu yüz. den sevdiklerinizi bile kardığımız nadir de Bildir. Hakikattin atılığı yerine hülyemiın istediğiniz gibi süyliyebildidiniz şekilleri sizi daha fazla çekyor, Çocukça düşüncele. rTiniz, tahayyül etmekten ibaret — kalıyor, Ru şeralt allında ancuk vakialerı hülyadan Sbüret bir Hülya âleminde mesul olabilirsi. niz. Yaşınız 90 etratmdadır. zuncadır. Bovumur t. —— Ozsmanbey F. S. A. 1: Size tabl ölanlara t etmek, sözü dinlenenlerin sürler lemnek; hayalla tek cepheli iş görmeklir. Hissi yatınız, dü. şüncenizden daha kuvvellldir. Kendinizi de İzzla beğenair görünüyorsunuz. Tabla- ten mütehakkimsiniz. İşlerde — beğenil. mek arrusü ile — dikkafli ve çalışkansınız, Takdirleri geç kalntak İşlere sabrimız yök. tar. Bu şeralt altında hesaplı ve programlı bür ilerleme sizin için güçtür. İşaret ctti. ğim kusurlarınızı düzeltmelisiniz. Pangaltı Dolapdere 485: 485 mumara ile çıkan cevabınız sile hakkımdaki dümada ve Htlfatı şekkür ederim. Yuzımızı dikekile bir defa daba tetkik ettim. Size — söylenecek bazı şeyler var. Fakat bugün yalnız bir tanesi üzerinde mrar edeceğim: Her şeytden öh- ce sihhi ve bodeni vaziyötiniz — tamamen nortul olmalıdı, Du iş tanzim edilmedikçe karar ve hislerinizde aldanmanız pek ta. bildir. Dikkaliniz eksiktir. Zatnan zaman dalgın, mütereddit veya bir noktaya sap. lamp kalimız 'olursunuz. Kondinizi kolaylık la teessüre veya metmidiye kaptırdığınız veya bülün ümitleri tek bir şeyde huldu. Bunuz anlar olur. Bütün bunlar evvelâ mh. | bi şerailin düzeltilmesi ile mümkündür. İki, üç aylık bir dikkat, sizi çok değiştire. ceklir. Bit döktörün yaparağı tavsiyelere göre Hareket etmelisiniz. İsterveniz püllu bir zarf gönderiniz, ben Üe bazı tavsiye- Jerde bulenabilirim, Ve iki ay sonma iste. diğiniz suale cetap vermenin daha isnbet. li olacağını söyliyebilirim. —M3— Şen » Kas: Yaşınız 80 & yakındır. Şimdüye kadat herhalde çok üzüldünür. Sıkımlı çektiniz. Kendinizi ilk suladığınız dakikada üzün. tüleri çok Bir ailenin çocuğu olduğunuzu gördünüz. Hayatta böyle olan — yulmz siz değllsiniz. Sikımtıyı, sıkıntıya karşı gele. memek arttırır. Kozamlan para ihtiyacı. niza kâfi gelmiyor değil mi? Eede başka çalışabileceklerin oldağunu tahmin edi- | yorum. Olurup taliden şikâyet etmekten. se, şikkyeti bırakıp talli yenmek — daha moğradar. Bünn göre huroket ediniz. Bö- yuümüz trondur. Bünyece zayıfsınız, İ. Tavşan &8: Gençsiniz. Boyunuz — uzüncadir. veya uzundur. Bünyeniz normaldir. Sıhhatini. niz iyldir. Bir takım iyi vasıllarınız olda. Ka muhakak: Dikatlisiniz, Tasisiniz, imli- zamı seversiniz, emeli işlere de kabiliyet. lisiniz. Fakat bamı kusurlarınız var: 1 — Bir şeyi yapıp bitirdikten tonra 6 İşi şöy. le de yapabilirdim, dedirlen basux, 2 — Tahakküme mülemayli, — kendinizi faxin Cevapları veren Profesör Sanerk Grato'oji ve Grafometri mütehassısi göstermek tablatiniz. İ — Bazı ihliyatsız. ca hareketleriniz, metcult olan veya İnkişa a müstait bulunan iyi — kabiliyetlerinizle imtvnlfak olamdasanmız, bumdan siz mesul. sunuz demektir. — 635 — İb. EB. Can; Yaşmız 30 a yakındır. Boyunuz orta. ır. Bünyeniz de orladır. Amell bir işte çalıştığınmaa tahmin ediyorum. Kazancımız mz ölmakla beraber siz onu kendinize KATI wetirmesini biliyorsunuz. Evlenmek fikrin desiniz. İyi şey.. Yalnız evleneceğiniz ba- yazın bir geliri yoksa, sizin gelirinizte 1. dare olumnağa rıza göstermesi mühümdir. Sıkıştıkta borç almağı da kafanızdan sili- niz. Her düşündüğünüzü herkese söyle- mek üöeünden vazgeçiniz. A. Demizel. Yıldız: Gençsiniz, boyunuz orta veya urunca- Kdır, Şişmanlamağa istidadınız Hıı'ılır, sen bünyece toplustruz. Zekânız ir. Bir işi yapmak için Üşenmezsiniz. $ rih ve varzih olmak tem yüllerinizdendir. Bit şeyile mümkün — olan hülün tarafları we ihtlmalleri düşünüyorsunuz. Fakat... E- wet fakat bütün bunlara rağmen alınması Tüzimgelen randımamı — tamamile alama- Yatktasımız. Muvafafktiyetinizin bütün sirri büradadır: Neden böyte? Cünkü: 1 — Bir bz müteredditsiniz. Düşünce silsileniz de Çacaba)lara zaman zaman dazla yer veri- yorsunuz. 2 — Düşünerek bir şaye karar Weriyorsunuz ve tatbika geçiyorsünuz, tat- bik esnasında düşüncenizde bir fark hasıl oküyor, Fakat six bu farkın geride yapıma- 51 ioap eden zarurt değizikliklerini nararı dikkate almadan eski düşüncenizi aynen Muhafazada devam ediyorsunuz. 3 — Ay- ni vaziyet vo şersitte olanların — hareket taradlarma dilünt ederek bunlardan ken- diğiz için amelt neticeler çıkarmıyorsu- nuz, dikkatiniz kendi ürerinizde taplan. maşlar, Ve kendinize İlimadıhız fozladır. 402. üti Seğee üeüi x Klodin içini çekerek: — Zavallı delikanlı! . Diye mırıldandı ve şarap şişesinin tamamiyle boşaldığını görünce, ikinci bir şiğe getirmek Üzere, alelâcele uzak- laştı. 'Tam bu sırala bif ses! — Ben de susadım!, , Dedi ve ikinci bir ses ilâve etti: — Ben dr Tum!!.. Bu iki nidaya, içeriye girerek karşı kargıya kurulmuş olan iki garip müşte. rinin maşaya indirdikleri iki yumruk refakat etti: İlk ses gürler gibi: « Bir şişe Anju şarabı!.. Diye bağırdı, ikinci «es de kökrüye- rek ilâve etti: — Alfftedersiniz! Biz şampanya şişe- Bi l — Mösyö Prosper Jolyo dö Krebi- yor, beni tahkir ediyorsunuz!. . — Mösyö Noe Puasson beni çileden çıkatıyorsunuz!.. — Gene benimle münakaşa mr ede. eceksiniz?. — Siz de hâlâ, şampanyanın Tanrı- latın eseri olmadığını, Jüpiterle, Apol- lotün bumu sır? şairler, yani benim için yarattıklarını inkâr mı edeceksiniz?. Noc Puasson: — Sizin Jüpiteriniz, kendisini — be- genmiş bir budaladır, dedi ve sizin mösyö Apoltonunuz da, içkiden — bir şey anlamar... Şair, ağlayacakmış gibi: — Puasson, dedi, seni temin ederim ki beni gücendiriyorsun.. — Ve sen Krebiyon, bak, işte, be. ni., bir dana gibi oğlatıyorsun?.. Şüphesiz, bu entereszan münakaşaya sokakta başlıyarak, hiddetle içeriye gir- Msiş olan iki ayyaş, filhakika, mendille- rinl çıkararak, gürültüyle burunlarmı ve gözlerini sildiler. Bu sıroda, lokan- tanın, garsonu da çonların masasına, &. susuzluktan kuduruyo- MAĞKİZ DÖ POMPADUR çılınış bir şişe Somur Şşarabiyle, bir şişe şampanya koydu. Fakat bu garson, biribirlerine son derecte bağlı bulunan bu iki dost arasındaki ebedi münaka- şe mevzuundan bihaber olduğu için, şampanyayı, buna tahammlilü olmadı. ğinı sıksık tekrarlıyan Noenin önüne dayadı, Anju şarabını da, bundan nef- Tet ettiğini heş #aman ileri süren Kre, biyona takdim etti .. İki ahbap göz yaşlarını sildikten son ra bardaklarını toküşturdular, Ktrebiyon bir nefeste, Anju şarabızı ihtiva eden bardağını boşaltarak : — Puassön, azizim Noe, dedi, eana yemin ederim ki, bu şampanyanın tadı- na bakmamakta hata ediyorsun! — Bu şampanya gayet gek'tir, yakıcıdır. ve köpüğü insan: gıdıklar... Noe de ayni towıral cevap verdi: — Krebiyon, bu somur şarabı, senin gibi büyük bir şaire lâyık bir likör de- ğil, cehennemlik olayım! Somur şarabı iç, dostum! Içilecek şey budur.. Bu sözlerle beraber Noc, şampanya bardağını söon damlasına kadar, mide. sine indirdi. — Nefis!.. Diye mırıddandı ve bardağımı yeni- den doldurdu. Krebiyon da, Anju şara- bı şişesinin, ağrımı okşıyarak: — Ne meükemmel bir şey! dedi. Bu aralık, bütürm Sşıklar gibi, aşkını kendi kendisinc anlatmak ihtiyacını duyan şövalye d'Assas, yukarıda töy. lediğimiz monoloğuna devam — ediyor- du? — Ne mükemmel bir şeyt dedi. aptallık mrydı? Şu halde neden, şimdi bu kadar neş'eliyim? Serbest olduğum için ti? Bunda birar: hakikat var, doğu Tusu, fakat ne de olsa, serbest gidip gelebilmem, şimdi Parist daha güzel bulmamı icap ettirmez!. Şu halde ne. dir?, Yoksa bu meçhul adam.. Hayır, hayır.. Bu değil! Esasen, itiraf etmeli- yim ki bu adam.. Benim kurtarıcım ©- lan bu adam! Hiç te hoşuma gitmiyor.. Onda garip ve muammalı bir hal var!.. Şu halde?.. Doğrusu artık kafamı bu. nunla yormam.. Neş'eliyim, çünkü mes- udum ve mesudum.. Çüakü neş' ellylııı. işte bu kadar!. . Şövalyenin itiraf çtmek humedl(i ve bizim de meydana çıkatınak hakkma malik olduğumuz hakikat şudur; Şö- vülye d'Assas, mösyö Jakla yaptığı gö. rüşme ecanasında, gu iki noktaya büyük bir ehemmiyet atfetmişti: Birinci nok- ta, on beşinci Lüinta filhakika Janı sev- diği, fakat Jonım onu henüz sevmedi. Biydi, çünkü görüştüğü adam ktah bu aşktan kurtarmak istiyordu, İkinci nok- ta da şu idi: Jan vakla evlenmişti ve bır.. şimdilik tamiri imkânsız bir felâ- ketti, fakat Jan kocasın: sevmiyordu!. Onu yalrız sevmemekle kolmıyor, fa. kat ayni zamanda, kocası onda dehşet tevlit ediyordu.. Binaenzleyh vaziyet tam bir vüzuhla gözüküyor ve genç erkek, pek haklı ©- larak, bu vaziyet dahilinde, Üümit et- meğe baklı olduğunüu kendi kendine söylüyordu., Nihayet, şunu da söylemeli ki, şö- valye Üümüt ve neş'eye, — biraz da “nefsini zorhuyordu.,, Bu bir kaç gün zarfında o kadar ts. tırap çekmişti ki!. Hayatında ne müthiş değişiklikler öl- müştu!.. Övern alayırıdan, kralın süvari tabü- rTüuna geçmek Ümidiyle, sırf, dük dö Nivernenin ve bilhassa mareşal dö Mir- puanın himsyesini elde etmek için Pa. Tise gelmişti. Doğrusu, iki aylık mezü- niyet ve cebinde ancak iki aylık maaşla, bu uzun seyahate çıkmak Üizere atına binerken aklırıda hiç te aşk yoktul. Halbuki bir ormanda, kendisine tat- h, aloycı ve derin nazarlarla bakan kü- çük bir kıza tesadüf etmek, hayatınım seyrini tamamiyle değiştirmeğe kâfi &——-—s_—————_——ı;—-===-—— W m& ÜATEDİSNEYİ MARKİZ DÖ POMPADUR 108 Şövalye d'Assas, pencereleri Jako. benler manâastırımın bahçesine natzır ©- lan, meşhur 14 numaralı odağına çı- karken, işte bunları düşünüyordu, Şövalye, biraz evvel söylemiş olduğu veçhile, odasına gicer girmez, bir iki saat müddüctle bir koltukta uykuya hâ- zırlandı. Ş L Orduda, çn müşkül gecelere alışmış olduğu için, bu krsa uykunun, hapisa. nedeki ölüm azabının tevlit ettiği yor- gunluğünu kismen bertaraf edeceğine emindi. Fakat koltuğuna gömülüp te, tam gözlerini kapodığı sırada, kapısı hıdfv çe vuruldu, Kapıyı hiç bir zaman kilitlemek A detine mâlik olmrıyan şövalye: — Gifin!. Diye seslendi: Ötel sabibesi, güzel Klodin, elinde bir mektup olduğu halde İçeriye gitdi., Fakat bu mektup bakikatte, onun için bir bahaneydi tonum asıl maksadı, ya- kışıklı şövalyeyi tekrar görmek, onun hiç bör şeye ihtiyâcı olmadığını gözle. riyle görmek, içini çekmek, ota bak- müak, hülâsa, garip bir hassasiyete ma. Jik olan, ruhunu tatmin edecek yarrm Aşıkane manevralara girişmekti. — İşte sızin için bir mektup, mösyö 18 şövalye, dedi. Dü Barriyle d'Etyoldan maada, 3d- resini hiç kimsenin bilmediğine emin olan şövalye hayretle sordu: — Bana mı?. <— Evet, bu mektubu, sizin hareket ettiğiniz gün getirdiler.. Hem de tam siz otelden çıkarken.. hattâ sirin arka. nızdan sokafa koştum.. Fakat siz bir hayli uzaklaşmıştınız., Öyle hızlı koşü- yordunuz ki.. Her halde, bir randevuya gidiyordunuz.. Bu sözlerle beraber, Klodin, şövalyeye uzattı. W Sövılyı sür'atle mektubüa aldı ve hl- ei B