Holivud, muvaffakıyetin ve sihirli kuvveti- nin bütün esrarını nefsinde bulunduruyor seki ÜÜğme Bu yolcular, bu Ihtiyar polis, bu lâ- gbalilik, hulâsa burada görülen her gey sade, insani ve mütevazıdır. Fakat, bütün bulyaların, dünyadaki bütün ar. zuların, güzide yerlere uçan birer ka- natlı peri olduğunu tasavvur etseniz, Vays Strit . Holliyud Bulvar'ın kıya- met günü arzı mev'udu kadar kalaba. Bk o'acağına emin olabilirsiniz... Bir tek işçi kız, bir tek mektepli, bir tek Bile kızı yoktur ki, slnema kahraman- ları cennetini düşünerek, hiç olmazsa bir defa içini çekmiş olmasın. Dünya. nm beşinci karefur'u, bütün kuvvet ve gururunu, işte bu namütenahi iç çekişinden, bu aşk hamlesinden alır. Kızıl derililer köyü Güneş fena halde yakryor ve polis memuru bana şüpheli bir tavırla ba- kıyor, Filhakika, pek avare bir halim yar ve adamcağız herhalde beni bir Berseri veya fena bir vurgun yapmayı tasarlıyan bir gangster çömezi zanne- Giyor. Bunun üzerine yürümeye başlı. Yyorum, Arkamda Los Anceles, önüm. ide Pasifik var, Sağımda, ilk kovboy filmlerinin çevrildiği dağlar yükseli - yor, solumdaysa, senede üç defa, film. lerde Sahra vazifesin! güren ova uzu- yor. Hollivud Bulvar üzerindeyim, Ya- mimdan hızla Joan Blondel geçiyor, şmıugr_._ temenniler : Paramızla dayak mı yiyeceğiz ? Şirketi Hayriye çımacılarından bir şikâyet “F. Ömllrüm, imzasile aldığımız bir moktupta Şirketihayriyeden gikâyet edilmektedir. Mektup sahibi okuyucu- muz diyor ki: *Şirketihayriye idaresi, vapurların. da çalığtırdığı çımacılara, halka ne - zaketle muamele etmeleri Tüzumunu batırlatsa çok iy olacak; çünkü buna cidden ihtiyaç var, Şahit olduğum bir hâdisenin teessürü bana bu satırları yazdırdı, Geçen kurban bayramının i. kinci günü akşamı saat altıda köprü. den kalkan Şirketihayriyenin 63 nu - maralı vapuru Üsküdar iskelesine ya. naştı. Tam bu sırada varda diye bir nara işitildi ve akabinde halkı ite ka- ka gelen çımacı halatın bulunduğu ye. Te yaklaştı. Fakat telâşla elinde horo- Zu ile bekliyen bir delikanlıya şiddet. le çarptı. Delikanlı: »— Arkadaş, biraz yavaş... Demeye kalmadan çımacı tam bir tulumbacı ağzıyla: — Ulan kör müsün, halat atacağım, vapur yanaştı, diye gürledi. Fakat de. likanlı kızmıştı: — Ulan ben değilim, ağzını topla, diyecek oldu. Vay efen - dim, sen misin bunu diyen. Pat küt da, yak başladı. Çımacıyla beraber vapur müstahdemininden birkaç kişi daha delikanlının başma çullandılar, Şirke- tihayriyeli olup da Allahını seven gel. sin vursun kabilinden önüne gelen de- Hikanlıya basıyordu yumruğu... Biraz sonra kolu kırılan Yaşar adımdaki bu delikanlı bir otomobile konularak evi. ne gönderildi. Çımacılar, neden vapur iakeleye ya. naşmadan bir iki dakika evvel vasife- lerinin başma gelmezler de tam va . pur yanaşırken veya yanaştıktan son- ra iskele tarafına toplanan halkı itip kakarak soluk soluğa halat başma ko. jarlar? Eğer bu vaziyet böyle devam e- decek ve biz de paramızla dayak yiye. ceksek, bari haber verilse de Boğazdan pılıyı pırtiyi toplayıp İstanbula göç etsek?,... , bir vitrin önünde duruyor, kravat . ların fiatına bakıyor, tekrar yürüyor, tekrar duruyor, bir ipliği kaçan çora. bıni tükrüklediği parmağıyla ıslatı - yor, bir çapkının lâf atışına dilini çı. karmakla mukabele ediyor ve burnu havada olduğu halde tekrar yürüyor. Buraya kadar, gelişimin ilk günleri bizzat duyduğum hissiyatı size nak - letmeye çalıştım. Bu hayat, karmaka- rışık olup, renklerden, gölgelerden, be. yecanlardan, isyanlardan, hayranlık, merhametten müteşekkildir. Bu gün bütün bunları toplamağa ve bunlardan vazıh bir çehre çıkarmaya çalışaca- ğrm, Size ancak insani hikâyeler et ve kanı, yani, eşhası olan hikâyeler an. latmaya karar vermiştim. Fakat size, bir dünya köşesinin, en şayanı hayret talili kahramanmdan, yani Holivud - dan bahsetmem lâzımdır. Londra gibi sert, Paris gibi yumu - şak, Barselon (şimdiki Barselon gibi deği!) gibi çiçekli ve ferah verici, Ve. nedik kadar esrarengiz, Viyana kadar mülâyim, Napoli kadar renkli olan Holivud, muvaffakıyetin ve sihirli kuvvetinin bütün esrarını nefsinde bulunduruyor. Geçen asrın ortalarında, cenubi Ka- liforniyanın bu köçesinde Kahuenza ve Şeroki adlarmda iki kızı! derili köyü vardı. 1880 senesine doğru, Vilkoks a. dmda dul bir kadm burada bir nevi giftliğiyle yerleşti. Komşusu Pol dö Lonpre adında bir Fransız ressamıydı. İkisi birden, küçük topraklarına - no- dense . “güzel orman,, manasına yakın bir mat HOlYUĞ adiını ver diler. Madam Vilköks asrın nihayetin. de öbür dünyaya göç etti. Pol dö Yon- pre'ye gelince o, 1911 de, tamamile Holivudda çevrilen İlk film gösteril - diği zaman, hâlâ yaşrıyordu. Bu ilk filmin gösterişine onu da çağırdılar. Adamcağız filmi gördü ve garib bir tesadüf eseri olarak, o gece, evine dö. ner dönmez kalp sektesinden öldü. Bu fi'mlerden hiçbirisi unutulma - mıştır. Bugün Holivudda Kahucnza, Şeroki, Vilkoks ve Dö Lonpre adlarıy. Ja anılan büyük caddeler vardır. 1910 senesine doğru, beş altı sinema şirketi, Nevyorkta studyo kurmak hu- susunda mütemadiyen münakaşa edi - yorlardı. O devrin sahne vazıları kralı olan D. V. Grifit, rahat çalışabilmek için garba doğru gitmeye karar ver. di ve bütün artistleriyle beraber Ka- Hforniyaya geldi. Buadam eski bir ak. tördü, kendisini beğenmişti, Zeki de- Bildi, fakat sinema işlerinde şayanı hayret bir surette anlryordu. Ağaç göv. desini andırran bir vücudu vardı. Her zaman siyah elbise giyer, beyaz kola. x yaka ile, lâstik boyun bağı takar, başma sarı hasir şapka örterdi. Ga- yet otoriter, hiddetli, kaba olan bu a. dam, ancak fitrf istidadı sayesinde, sinemayı en mükemmel dramatik bir - fade vasrtası yapmaya muvaffak ol - du. Sinema sanayili, büyük plânları, “surempresyon” ları, sahne montajla. rmı, ber şeyi ona borçludur. Grifit, sinemanm teknik inkişafını dev adım- larryla İleriye götürürken, ayni za . manda bugün bile birer çaheser olan birkaç film de çevirmiştir. (Devamı var) Deee n Ze ea DSit ar yi eeei Pr. Pittar memleke- timize geliyor Hükümetimizin daveti — üzerine Cenevre profesörlerinden Pr. Pittard yakımnda memleketimize gelecektir. Pr. İstanbul üniversitesinde 16 veyahut 17 martta bir konferans verdikten — sonra Ankaraya gidecek ve orada da tarih dil ve coğrafya fakültesinde birkaç konle- rans verecektir Pamuk diyarı Osmaniye Milyonlarca zeytin ağacına Aşı bekliyor Osmaniye (Hususi) — Cebelibere- ket vilâyetine Erzinden sonra tam do- kuz yıl merkezlik yapmış olan Osma- niyenin nüfusu sekiz binden farladır. Kasabayı dağlık ve oalık namı İle iki kısma ayrrabiliriz. Dağlık kızmında zeytin ve Amerikan fıstığı külliyeşle yetişmektedir. Öva kısmm Adana ikli- mine tahidir Pamukçuluk gittikçe terakki ve in- kişaf eylemektedir. Geçen sene ild bu- çuük milyon kilo olan rekoltenin bu yıl artacağı umuluyor, Mevcut Üç çırçır fabrikasıma bu yıl birisi daha ilâve olun muştur. Portakalcılık da iİnkişaftadır: Halen senede beş milyon portakal atı- nabilmektedir. Dağlık araride milyon- larca zeytin ağacı varsa da aşısız'ık yüründen bunlardan istifade temini mrüimkün olmuyor. Osmaniye, maarifte ileri gitmiş bir kasabadır. Dokur yıldanberi faaliyette olan orta mektepten yüzlerce genç Çıkmış, bugünkü mevcudu da yüz el- Hyj geçmiştir. Ayrıca birisi tam ikisi nakıs teşkilâtlı öç ilk okulla dokur kö- yünde köy okulu vardır. Genclik hare- ketleri gittikçe canlanmaktadır. Uzun müddet valilikle idare edilen Osmaniye, ne kadar yazık ki umran sahasında hemen hiçbir terakki göster memiştir. Göze çarpan yenilikler son bir kaç yılın mahsulü ve hassaten belediye re- isliğine getirilen yaşlı doktor Ahmedin eseridir. Yaşından beklenmiyecek bir enerjinin sahibi hulunan kıymetli dok- tor, Ösmaniyeyi mezbaha, hal, park ve nihayet elektriğe de kavuşturmuş, esasen geniş olan yolları açmış. müte- addit menfez yapınış, orta mektep için gürel bir hine İsnşasına — haşlatmıştır. Üç yıl önce yedi bin lira olan belediye bütçesinin on dört bin Hraya çıkması, bu müessesenin iktisap eylediği tanl- lığı İsbata kâfi bir delildir. Osmaniyede sıhhat işleri de yolun- da gitmektedir. Vilâyet merkezi iken yirmi beş yataklı olarak kurulmuş memleket hastahanesinin yatak kadro- su ona İndirilmiştir. Bu miktar kasaba- nım ihtiyacını karşılamağa kâfi geh mektedir. L —x 4 HART — 1“35 r. Köşkleri, villâları, elektrikli — ” modern köyleri ile Yeşil Trakya Gözler kamaştıran bit ihtişam ile kalkınıyor Bülün şehlrlerde. kasabalarda, köylerde ba$ döndürücü bir faaliyet uğulduyor Edirne, (Hususi) — Şimdiye kadar muhtelif sebebler yüzünden bakımsız kalmış, imar edilememiş olan Trakya mıntakasında Üç senedenberi sarfedilen emek ve gayretlerin heticeleri kendini göstermeye başlamıştır. Bu gün Trak- yada öyle bir manzara var ki, gören her Türkün gözlerini yaşartıp göğsü- nü kabartmamasına imkân yoktur. Yeşil Trakya, her tarafından fışkı - ran binlerce yeni binaları, modern mü- eeseseleri, köşkleri, villâları ve elek - trikli modern yeni köyleri, yolları, köp- Tüleri ve milyonlarca yeni dikilmiş fi ganları ile gözleri kamaştıran bir ihti- şam içinde kalkınıyor. Bütün şehirler, kasabalar ve köylerde hümmalı, baş - döndürücü bir faaliyet uğulduyor. Bir- kaç sene sonra Trakya, Türk vatanır mın en mamuür, en zengin ve müreffeh bir parçası haline gelacektir. Muhtelif şehirlerde, kasabalardaki baş döndürücü kalkınmayı şöyle bir - keç satrla gözden geçirelim Vize, Trakyann ileri bir merkezi ol- muştur. Ziraft kalknmanın en toplu & seri, örnek gibi oradadır. Halkevi, tam devreli — okul, kurumu, Atatürk anıdı, bi mam, modem ötel, ktsaba plâm, 100 bin fidanlr 40 dekarlık bir - kollektif ziraat bahçesi mükemmel bir kanara betondan bir aşım durağı, fennf tavuk ve tavşan istasyonları. Güzrel ve ta- riht kasabayı baştan başa donatmağa başlıyan ve harekete geçen bir plâm oır. Orada mülkt askeri beledi ve balk partisinin gür ve toplu çalışmaları ile Uçak bir ha- Nizip'te halkın yüzde yetmiş beşi trahomlu! Belediye şehrin imar ve tezyinine büyük bir gayretle çalışıyor. Ortaokul ihtiyacı var Nizip, (Husust) — Nüfusu on bini bulan güzel Nizip, bu yıl elektriğe de kauşmaktadır. Esasen mevcut olan tesisat, beledi: yece mütcahhit elinden alınmış ve fab- rika yeni makinelerle takviye olurimuş- tur, Belediye, mezbaha, hal, park, hey- kel, garino, radyo, pazar yeri İnşaatı- nr tamamlamış, cadde ve sokakları aç- miş, iyi ve temirz su tesisatı için Kizum Tu olan parayı belediyeler bankasından istikraz eylemiştir. Nizibin ekonomik durumu iyidir. Bilhassa fıstık ve zeytin yağ sabun ihracatı kasabaya senede yarım — mil- yon liraya yakım para bırakır. Nefsi kasabada beş sabun fabrikası mevcut- tur. Hükümetimiz fıstıkçılığı ihya yo- dunda hayırlı teşebbüslerlere — geçmiş bulunuyor. Nizipte maarif hareketleri de can- lrdır. Mevcut üç İlk okulun - talebe kadrosu tamamile — dolmuştur. Orta mektebe düyülan ihtiyaç büyüktür. Geniş ve kalabalık kasabada İlk mek- tebi bitirenlerden çoğu malf vaziyetle- rinin müssadesirliği yüründen tahsile devam edememek zarureti karşısında kalmaktadır. Nizipte bilhassa trahem hastalığına çoklukla rastlanır. O derecede ki nis- beti yüzde 75 şe kadar yükselmiştir. Trahom mücadele teşkilâtı burada bir dispanser ve on yataklı bir hastahane açmış ve faaliyetinden iyi neticeler alınmıştır. Yakın bir atide bu salgın- dan da eser kalmamış olacaktır. Izmirde Mülhakata işleyen bütün oltomobillere karşı sıkı tedbirler alınıdı İzmir (Husust) — İzmirle mülha- kat arasında işliyen motörlü nakil va- sıtalarının kontrol işinin, vilâyetin te- şebbüsü ile İzmir belediyesi tazafından yapılması, bütün kaza ve nahiye bele- diyelerince kabul edilmiştir. Mülhakat motörlü nakil vasrtaları kontrol mü- dürlüğü, belediyede faaliyete ve me- murları vasıtasile kaza ve nahiyelerde müukayyet motörlü nakil — vasıtalarını kontrol ettirmeğe başlamıştır. Yollarda jandarma ve belediye zabıta mermurla. rile, otobüs, kamyon ve otomobillerin fazla yük ve yolcu almamaları için sr- l kontrol wrulü tatbik edilmektedir. yer yer kübik köşkler, villâlar VİZE nin tariht klesini süslediği görülmek tedir. Lüleburgaz, Babaeski birer m0 4 dern kasaba olmuştur. Su, — elektriki arteziyen, kanara, park, otel, bahçelef yarış edercesine ilerlemektedi Asfalt yolun yardığı Çorlu, ihtişati” İt bir duruma gelmiştir. Kü'tür ve *7 kert yapılar 1938 programiyle — dahü yük çok genişliyor. Bir Halkei, bir Hi Yük orta mektep, ve vakıflar idaresini? 10 tane binalık bir plânı ile yen! PT lan şehir plânı, su ve elektrik yarım milyonluk hastane ve büyük O” bu şi güctle du evi, parklar... canlandırıyor. ” Uzunköprü elektrik tesisatı, Hüt kurağı bitmek üzerelir. Keşan, Mal " kara elektrik işleri, yepyeni çarşıtt ** birçok yapılar ve kollektif fidankidif göze çarpan yeni Pareketlerdir. J 'Tekirdağ şehrinin kryafeti de Ü€ ğişti. yenilikler çoğalıyor. Su işi, pa'ki stadyomu, vakıflar idaresinin — mitif © Sinan eserleri gözü çeken hareketlf” Hir Parkı, yeni binalarla büyük mektfi ” D we Saray veri hareketler N Malkara, Kapaklı, Çerkesköy, İM*CÜ S gibi radyolu, elektrikli köyler, MUrüt € h gibi Avrupanm büyük farksız olan modern köylerile ÜÇ wı. da vücut bulan Çorlu, çalışkan köyün | genişliyen — varlığı İle geldi,, devlet çiftliği, İnanlı aygı? poları, maden — çalı; şmılın Trakyi baş döndüren hızit hareketlerdendi” © tstanbulun süt işinde bu iki DÖYT b çiftlik 1938 le herhalde nâzem OA vaktır. Akhısarda yeni elektrik santralı İnşaat bitmek üzere, Beledif” istikraz yapacak Wi Akhisar, (Hususi) — Belediy” tarafından tevsian ikmaline karaf rilmiş olan elektrik ve motör — öşiME | hemmiyetle çalışılmaktadır. Aını!'f ; ve sipalş edilmi şolan motör ve * / — ruatının yola çıktığı haber ııuın""' Elektrik kısmnna ait 17 parça malâfi, Akhisara gelmiştir. Mütebaki | da İzmir gümrüğündedir. u" Projeye göre fabrika binasındt yer t yapılmaktadır. Soğuktulumba ; kindeki muhavvile binasının inşas' » miş ve fabrikada muhavvileye BS7 Vp cek kablo kanalmın açılmasına miştir, Kanalın açılmdeı - bitince kıı:ııf' ferşine başlanacaktır. Şebekenin M başa ıslahı için 28binliralık bir tT de münakasayı — korulmuştur. — BEĞİ meclisimiz son toplantısında de işinin malt sene nihayetine kadâf 33 — tilmesine karar vermiş ve bu i$ İS” gp — bin Hralık bir istikraz yapılmasıf' muvafık görerek dalmi encüment hiyet vermiştir. Şa şekle nazaran şehrin elt“fuıf mayıs sonuna kadar ikmal edilectk #kİ ziran başında ayni motör ı,ııy“":.& 'N şehrin ve bütün halkın ziya Ve ole hususundaki arzuları — yerine Tecektir ilerley köylerit e