HABER AKŞAM POSTASI | Sakibi ve Neşriget Mödürü . “Hasan Rasim Us İDARE EVİ : Istanbul Ankara caddesi eli söeai Mecasi HaBEA v 23672 : 24370 : 20335 GAT u m n ae Propaganda Yazan : Şekip Gündüz B İR kaç gün evvel Cumhuriyet ga- okudum: Hamburgun meşhur fudbol takımla- rından — “falân” a kabul edilmiştir. Genç aporcumuz “falân" n bu muvaf- fakiyeti memleketimizin meçhul bulunduğu bu yarım milyon nüfuslu şehirde, hakkımızda bir fikir €lde edilmesine sebeb olmuştur. ” Bir ay evvel ayni sabah gazetesinde okuduğum bir mülâkatı şimdi hatır. ladım. Gazeteci, radyo spikerliği öğ- renmek için Londraya giaen ve orada altı yedi ay kaldıktan sonra memle- kete dönen bir genç kızımızla konu- guyor: “*— Londrayı nasıl buldunuz?” “— İyi ve büyük..” “— Onlor sizi nasıl buldular?” “— Kendileri gibi yeyip içtiğini, ' Londra Bayanlarından farksız giyin- ı diğimi, ingilizce konuşabildiğimi gö. renler hep hayretle baka kalıyorlardı Hattâ bazan bana şöyle diyenler de oluyordu: “Kuzum Bayan.. Beli yatağanlı , babanızdan nasıl izin alıp buralara ka- dar ge'ebildiniz?” Ve bu gazeteci bizi inandırmak iste- yördü kf bu genç kızımızın İngiltereye gitmesi de memleketimizin İngilterede tanınmasını kolaylaştırmış ve Türk milleti ile Türk inic'âbı hakkmda İn- gillz Milletine âz çok bir fikir vere- bilmiştir. Ben Hamburza gitmiş olduğundan bahsedilen gencimizi yakmdan tanı. rım, Babasının çok kıymetli bir mü- nevver olduğunu bilir ve kendisini de yeni neslin bilgili, zeki, sporcu ve İyi yetiştirilmiş bir nümunesi addederim. Kora, İngiltereye gidip geldiğinden — bahaedilen Bayanı da çocukluğundan. beri tanırım, görüsüp konuştuğum bir allenin cidden iyi yetiştirilmiş bir kızıdır; kiymetlerine ve meziyetlerine ehemmivet verdiğim bir insandır. Fakat mana'arı, mahivetleri ve kiy- matleri ne olursa olsun bu İki gencin methi isin bir gazetenin bu derece la- ubali Iddlalara kalkışmasma asla mü- samnha edilmesine gönlümüz razı ©- lamaz. Ne demek? E”er bu svorcu genç Hamburgra git- mesevdi, ve Hamburgun bilmem hangi gnor tavımına kabul edilmemiş olsaye dı, garbi Avrupanın bu yarım milyon nüfus'u büyük ticaret merkezinde ve Himanında Türkiye ebedi bir meçhul olarak mı kalacaktı? Bu bayan Londraya avak basmamış olsaydı ve Tütfedip tesadüf ettiği bir i kar Britanya vatandasivle kontema- mars olagavdı. Türk intAhınm on bes yıldanberi dünvayı havran ederek kos kora bir millette vaptıfı büvük ve me- sut değişiklik — İngilterenin malümu | olmivacak mivdi? : Bir gazete böyle yanlışlıkta buln- | — mafa kendini nasıl mezun addedebi- liyor? : Havdi, biz de propasanda ganati- D — min hölâ yerinde savmakta oldufunu * kabul edelim; fakat bu memlekete, İngi'tereden, on beş yılda gelenlerin sayısına bakmak, Hamburg ile Tür- kiye limanları arasında isliven vanur- Tarın adedini sormak bile bu nevi ba- talara düşmekten bir gazeteyi kurta- ramaz miydi? Kaldı ki, en bo>*? sivas? neretret bi. le Hambursta tek afamm Türkive hatkmda bir fikri olmadı”mı sövle- mekten bir gazeteyi meneder. Zira beş vüz bin nüfuslu bir Alman sehri- nin biltün — vatandas'arının en ipdaf — coğrafya, tarih, Iktisad malümatından behresiz olduğunu #öylemek kültür | | Ueğil mi ? lballarma karlıki zetesinde guna benzer bir bend |f “Kiymetli sporcularımızdan “falân” |ij tamamiyle |£ 8 yerden göğe kadar hak verdik, Oto- KESESTDDLLİNUD Lojğru Ca RamıTırmıra Yramvay ara- # takılmalı,ş Ş Bir arkadaşımız anlattı: : — Ben kaış günlerinde tramvay- ji lara binmeğe adeta korkarım. Ta- t Dül dikkat temişsinizdir. Bütün oto- olduğu bu mevsimde vatmanların $i kser günler, adeta Kkörleşmiş bir $i S vaziyetle, yani önlerini hemen he- İ mer hiç görmeden içinde bir çok valtandaşları taşıyan arabaları şeh- i; rin sokallarında dolaştırdıklarına şüphe edilemez. Bunu bildilten sonra, kış günleri tramvaya dbinmeğe — korkuyorum $£ f dersem halesız miyim? . mabillerde, otobüslerde olduğu gibi ? framvay araba'arına da birer oam |j silgiri komak lüzımdır. Her gün e- ij vuç do'usu para kazanan bir şirket, balkın havattvle aldbadar bir iş i- çin beş ot para sarfetmeklen — çe- kitmeme'idir. Yeşilköyde Asri bir hava istas- yonu yapılacak mari hava mey, danları kürütmasmın mukarrer oldu. ğunü yazatıştık; Nafiz vekâleti bir ta: raftan Ankaradaki hava meydanı tan- zim edilirken, ikinci hava meydanımın da İstanbulda kurulmasına karar ver. miştir. , Yine Yesilköyde kurulacak olan bu asri tesisatlı meydanın projeleri tan. zim edilmiş ve mütaleaları almmak Üzere gümrük'er, posta idarelerile İs. tanbul vilâyeti ve emniyet müdürlüğü- ve bir taraftan da askeri makamlara verilmistir. Bu makamlar meydanın etrafında yapılasak pümrük, posta, pasanort, emniyet teekilâtı ve süel ba- kımdan projeler hakkındaki mütalea. Yarını bildirdikten sonra meydanın tanzimi işine baş'anacaktır. Bu sene hava vostalarımım 23 nisan yerine 1 martta bastlaması mukarrer. ken, hava #eraitinin son haftalar için- de boruk gitmesi seferler'n boştama |. şini biraz daha tehir etmiştir. İstanbuldan sonra İzmir ve Adana ücus sahaları vanılacaktır. Mektep'erde hususi iİmlihanlar Lise ve orta mekteplerin ikinci hu. Bus! imtihanları bu ay başlıyacaktır. Bundan sonra maytsta yapılncak im . tihanlar sözlü olacak ve kansat notla- F bunların umumu üzerinden atılacak- tır. bakımından bu gehrin seviyesini bu derece düşkün addetmek, Alman va- tandaşlarının kültür seviyeleri üze- rinde okuyucularda bir tereddüt u- yandırmak bu — medeni millete karsşı büyük bir hakaret olur. Halbuki Al. manyanın ve İngilterenin fikri seviye- si Cumhuriyet gazetesinin bu tarzda- ki neşriyatına hak verdirir gibi ol- maktan pek uzaktır. Şekip GÜNDÜZ Hatıralarımı #ntatan CEYMS KoRonl Entelllecens Sei x— ae ,_._ ——— — p AA ON Si en meşhur casuslarından ÇS — e eee TEFRİKA NO: 45 ç Birkenhaym'ın maiyeli kalahalığı yardıkları zaman korkunç bir manzarayla karşılaşlılar Ertesi günü, yorgun argın ma'yeti- min başında casusluk merkezine gel- diğim zaman geceleyin mühim hidise- ler'n cereyan etmiş olduğunu — derhal anladım. Yüzbaşı fon Birkenhaym beni görür görmez hıykırdı: — Hele şükür ortaya çıktınız! Gece- Teyin belki on defa sizi arattım ve her delasında bulamadım.. Nerede — idiniz Allah aşkına?, Alfrod Bondrü ile arkadaşlarını işa- ret ederek cevap verdim: — Nerede mi idik? Onlara sorun.. Geceyi, kimin peş nde geçirdiğ'mizi si- ze onlar anlatsınlar.. Yüzbaşı bizi birer birer süzdükten sonra; — Sahi, dedi, hepiniz pek yorgun gö rünüyorsunuz, Nereden geliyorsunuz? Geceleyin yolda gördüğüm bir adamı Ceyms Nobodiye benzetsğimi, durma- sını emrett ğim zaman koşmağa başla- dığını, bir yandam da üzerime ateş etti- Kini anlattırm, Fon Birkenhaym -Jâka ile sordu: — Sonra ne lodu?. Herif tavşan gidi koşuyordu. Bir a- ralık Bondrü ile arkadaşlarına tesadül edince onları da yocdımıma çafırdım.. Onlar da silâh seslerini duymuş'ardı. Fakat iz” kaybettik, sabaha kadar sülren araştırmalarımız maalesef netice ver- medi., Birkenhwym kederle söylendi: — Yazık, çok yazık! Siz muvaffak olamadınız, fakat o muvaffakoldu. Bu sabah zavallr Friç Stürmerin cesedini bulup buraya getirdiler. Müthiş bir kcdere kapılmış gibi hay- — Nü? Priç Bdi mü> — Evet.. Zavallı vse'Tesine kurban gitti. Felâket yalnız onun ölümünde değil, üstündeki evrak ta azırıldı. Bun- lar arasında ben'm husus! ve mahrem raporlarım da vardı. — Hakikaten felfâket! Şimdi mat- mazel fon Heymlete ne cevap verece- Biz.. Kendisi bugün buraya gelecekt', değil mi?, — Evet. Jül Viar mükâlemeye karıştı: — Matmazelle dün gece saat on bir- le on iki arasında Bondrü'nün meybo> nesinde buluşacaktık, Ben atıldım: — Bondrüfün meyhanesinde mi? O hakle neden bana söylemediniz? Bunu bilseydim, töri yanıma alır wrydım? V'ar suratımı atarak cevap verdi; — Bütün gece dışarıda kalacağımızı tahmin etmemiştim, çabuk dönebilece- ğimi sanıyordum. Birkenhaym end'şeye düşmüştü: — Peki amma matmazel hâlâ neye gelmedi? diye homurdandı. Bir haber de yok.. Ben de endişelenmiş çiSi yaptım: — Tİnşallah başına bir fslğket gelme- mi'şt'r! Birgenhaym mırıldarıdı; — Ben de ondan korkuyorum yat Ceyms Nobodin'n bu ciyarda bulun- duğunu E'senmek emn'yet verici bir şey değil., Bu adam her şeye cür'et e- der. . Bondrü lâfa karıştı: — Eğer benim meyhaneye gelmişae Ton Ton amca doktor tehlike yoktur. Kapt sağlam, duvoclar kalındır. . Endişesinin gitgide arttığı belli olan Birgenhayın: — Meselâ onun oraya geldiğini öğ- renm:kte. « Ben; — Oraya gitmekten kolay ne var? dedim.. Güer ve şüpheden kustuluruz. Birgenhaym ayağa kalkarak: — Doğru dedi. Hemen gidel m. Emirber neferine dönerek enirtti: — İki otomobil hazırlat.. İki dak'ka sonro harket ettik. Bir- genhaym, Jül Viar, Bondrü ve ben bi- finci otomobile Löinm ştik.. Bizı takip &- den ikinci otomobilde ise Elvers, Kidde, Mü'ler ve Mari Espivan bulunuyordu. Meyhaneye yaklaştığımız zaman, kapı- &ı önünde büyük bir kalabalığın birik- miş olduğunu gördük. Biıgınhıy-nın yüzü k'reç g'bi oldu. Söylendi; — Eyvah! Yeni bir felâket mi acı- ba?. “Felâket,, vukua gelmişti.. Birgenhaymın maiyeti — kalabalığı yardıkları ve biz de onlarım — peşinilen içeri gird'ğim'z zaman, korkunç bir manzara ile karşlaştık.. Mztmazel fon Haymlerin cesedi, saçları darmadağ- hrk, gözleri evlerinden fırlamış, dili ağ- zından bir karış dışarıda, tavmdan sarkryordu. Göğsüne bir kâğıt iğne- lenmişti. Yaklaşıp okuduk: “Serbest Belçika,, merkaz komitesi tarafından Kontos dö Nis, narm diğer Matmazel fon Haymler haklanda ve- rilm idam hükmü bugün infar - edil.- miştir, Suçu vatana ihanettir. Yüzü rerkten renge giren fon Bir- konbaym söylendi: — Eyvah! $imdi ben şeflerime ne Şorda, Z üv MAYEĞEMETE — Herhalde Tüfatkâr sözler söyle: miyecekler. Fakat.. — Fakatı ne? — Bu korkunç had/senin failini ya- kalarsak tabil vaziyet değişir. Birkenhanym bağırdı: — Nerede ve nasıl yakalayayım? — Herhz'de Imkânsız olmasa vek.. Burada bölk iz bırakmıştır. — N:ler söylüyorsun azizim. Bu hadlisenin de Ceyms Nobodinin işi ol- duğunu hAlâ anlıyamadın mi? Ceyms Nobodiyi yakalamanın İmkünsız oldu- gunu, bizzat tecrübe etmiş olmak iti- barile, siz de bilm yor musunuz? — O halde ne yapacağız? Yüzbaşı, Umitziz bir tavırla, ellerini havaya ka'dırdı: — Ne bleyim ben! Bu ceven henüz vermişti ki dışarı- ge dan atrlan bir çakıl taşı ayaklarının &- * bine düştü, Eğilip aldı, etrafıne bir kâğıt sarılmıştı. Kâğıdı açti ve oku- | du: “Ceyms Nobo?i, Moböj ahalisini tet bişte davam ettiği takdrde kendisi da böyle bir akibet bakldiğini yüzbaşı fon Birkenbayma habar vermekle şeref duyar, Ceyms Nobodinin yüzbaşdan bir ricası da şudur; Casusluk teşkilâta merkeazind hi yazıhanesinin sağ çekme Yüzbaşı bir koltuğa çöktü, etrafına şaşkın şaşkın bakarken söylendiz — Çabuk bu adamı yakalayın! — Hangi adamı? — Bu taşı atan slamı! (Devamı var) | | | ! | 2 MART — 1938 ÇARŞAMBA Hicet: 1856 — Zilhicce: 28 sakifi aai " ge ndeeü” açi Bia 1ze 1835 1809 rasi Ve! tüzuümMtu besiz TTTi Tamala Göleli e daleta yangit — -- AEaSNUN STR Madeköyi teleo meyekter ** Yaksı öotomobili istemek Hayatin elüeti: ae0üK Mebek cihesiz 30 * Küy rihrti: G6T Cenir volttarı Yotandal aea-tti: Zer araniyı ÇEMÜ ggelifi Slehanvaya: Pazti, Ha Perşemte, / CWt —I.V.l, a Tüplase #tilimmndan llllll' b çe 'ı’ ş Sar ne Akdeniz pastası: kacak olan vapur: Canatkale, İamlr: dası, Nodrüum, Rados, Dalyan, FethiYe Tia, Yen, Kaş, Finike, Antalya, Alâiye, MeTipa Dörivel ve Payasa uğrıyarak İskendi gidocektir. Karadeniz poslası: Yarın saat 16 ”',',,; reket edecek alan vapur; İnebolu, Siğise Samsun, Ünve, Falsa, Ordu Trabzoü, ve Hapaya 'Mîr'uııı v Aşaalya, Hemeş ” Gürgen, Yanae cerelili © Te Mşh, Azhisel Vese ve sarnıçlar. Tümret ve GAT heti terkiy 'Bir müzeler her Küe akaf t0 dan 16 ça MAĞA tır ) Ga V;p: Türk ee İulüm ederleri vetbersi Ber KüS anet 18 Gan VA ya Gdi ve Cuma Bi den VT ye kndar asıktır. / Ha Topkapı Minesi ber Kün aat Va den VA YY aektr 1 K emlekeat ceşecenir ""'u-" hattı sürseri İstanyan Müdüriütü; Telefot “. t eç rarba ekenresi ner Für Mirecemen ni SE Ç, Kat v Avrupadan peleni asar 728 te SiT vaMtiŞİ eder Mrrramlrenei 9830 4a Kalkar, 1879 ge BÜ at Gdirne porina her Kün asal Bd0 6e BartRt YO e kalır ANANOLU HATTI' Mler wüN Rerrlri Ddrk şanemdir eei — atf # dh AnkaraçıNı8 € .w 48 Hrkiyedir, WEVE GA G K, Karıae arar Ciçekçiler cemiyeti '":',yl perlembe y sant 10 da Beyağlu balkeyi salonuat” * tleyilraesın 5 * Çekonötükyada Almanlar mü istiyorlar. e'Siyasi müsteşarlıklar kurulmas rür etli. Türk: Macera adamı, - Sarair? % kadın. İpek: Kara altın. Meleks PTOĞL ŞF ni ı.ıMınıııı.iıııı—.ıs'ıîııme;.; Ğ:ı“:'” e karya: Bildirmemişlir. ” )'uıııı':n'.lın ve Deniz aleşler içinde Tay” Programını bildirmemiştir. YAM““M Kâklar acar'ren, Şek: Programını M miştir. Şark: Programını NMW."". Asrl: Devriflem ve Rose Maria, Z kraliçesi (türkçe). Sancak: Tarsah krah ve Pombalar yağarken. İST ANDUL * Tstanherl heyeti tonlantısı varınti Sinemalar l»'îıun: Proi A AL ” aN prottroi ve sini ilti; Prozramını bildirmemiştir. ',.pf Çıpla Melek. hildi mıni bildirmemiştir. Alemdar? ni bildirmemiştir. Halk: Program memistir. KADIKÖY: yik Hale: Çinçin. Süreyya: Program” dirmemlstir. BAKIKKÖY: ınk Dram :l K * Necip Fazi Yazan r: p DALGA Komedli 3 perde Yazan: Ekrem Roşit: Pazar günleri 15,30 de TURAN mAmOSIU.[, Bu aişam fevkâ projram Sanatkâr Naşit ve arkadetiif? Hakkı Ruşen birlikte Hüseyin Mat gecesi ç .ye Mf çi 8 kişilik matınazel Miçe - pPin varyetesi, YANGIN yes 3 perde ERTUĞRUL SADİ TEK Matin0 çivi Bu gece: (Üsküdar Hal sinemasında SEFİLLER. & perde, Yazanı Viktor Hügo “vl HALK OPERET , 3 mart perşembe akşami ._ "' p Sürevya sinemasında Gerel medi örkestra, R akşamı 9 4 mart cuma Turan tiyatrosunda, 7 mart Pazartesi akşatnt // park Hvatrosunda, y *” 'J' getitli « , & mart salı Pangaltı K da 9 da, 9 mart carsamha akşat! ik ginemasında. PİPİLA büyül kestra - Rale, " debası FERARH T p Şohrzat | Profeslür Zatf Sangur 5 Anel yenl programına her akşf fakiyetlerle devam ediyof. » ESEFISE EEBSEİ n Tibi S ETEBEEEARSAR EEZ SEZE L PESLEET - r - — KP LLELY YD & N N Ş ş