Vaydman gç Aayı tle ver ıçk 1*'”4: '&y) A fahkikat &l » W p haps mam iki ay geçti. Me ma memur olan (Ver “YESİ sorgu hâkimi, canileri Sekiyor, sıkıştırıyor, yeni ha- “Gîu-ı)or An; ilk ifadesinde bütü _Enlı"ğllüıun yardımıyla yaptı- İayi'la düry . Elân da bu ifadesinde Ür, ye y YOT Halbuki Milyon bunu © Masumiy yetini iddia ediyor. t. V, hâkimi her ikis İnkârda deva » hi Buna "*:Uk yeni şeyler öğrenil - am ediyor. in nasıl öldü - Kufi ve Janin dakikaları tamamile an- © Ro, "âl' lı*l'nılı— Beçen aşk manla Ame- l basadör oteli- Onu, rd_. b“ dör ot Benç b ni kargılaştı- | d tekrar, Mil- | Vayd - | | | du. Vaydman gözlerini HARFR — Akşam postası İnsan kasabı Vaydman tahklkatmda son safha dansözü Öldürmeğe kıyamıyormuş ! Jan Koven'le başbaşa geçen aşk dakikalarından sonra.. Güzel Üstte: yuvarlak içinde tahkikatı idare rülen insan kasabı; altta: Vaydmanın eden sorgu hâkimi; muvaceheye götü- suç ortağı Milyon ve karısı... Kızın dolu çantasına baktıkça gözleri kararan Vaydman, birdenbire onun üzerine atılıyor, ellerini boynuna götürüyor; genç kız bir şaka zanniyle gülüyor. Fakat sonra... Gözlerini yuman katil, avuçladığı boynu sıkıyor, sıkıyor... — Serinlik çıktı, Köşke girsek... Dedi. Salona girince divana uzandı. Vaydman da yanına oturdu. Genç kız, sanat hayatından, projelerinden, ü - mitlerinden bahsediyor, sigara içiyor. du. Bu suretle hayli vakit geçmişti. Sant on bire doğru birisi, bahçe ka- pismi âçmak için zorladı. Bu Milyol du, Vaydman, hemen dışarı köştü, a: a bir kadınla beraber olduğ i. Ve gidip bir otelde yatma- sını tavsiye etti. Biraz üşüdüm... Milyonun gelişi, baş başa geçirilen tatlı dakikaların zevkini kaçırmıştı. Vaydman, ilk cinayetini işlemek ka- rarını vermeden evvel nefsile bir hay- l mücadele etti. Bu genç, güzel ve narin kadımı öldürmeye kıyamıyordu. Şin fadesine bakılırsa, onun kal- kıp gitmesini beklemiş. “Eğer kız bu arzuyu göstermiş olaaydı, İstasyona kadar kendisini götürürdüm..., diyor ve buna yemin ediyor. Fakat; bütün Amerikalı kızlar yi- bi serbest olan Jan Koven, hiç de git- yor, genç dos- mıln çene atmaktan hoşlanıyordu. Sabah saat ikiye doğru biraz süt iste- di. Ve yeniden divana uzandı. Vaydman, krzın çantasma bakıyor, baktıkca kendisini öldürmek fik niden canlanıyordu. Saat Üce rİO"'lL birdenbire kızm ürerine iğildi, el ni bovnuma götürdü. Gene kız gülüyor- maklarmı sıktı, sıktı... Jan Kovon, yor, kendini kur- tarmaya calsryordu. — Külçük caniyi göğsünden itiyordu. Beyhude. Gözleri hâlâ kapalı olan cani. genç art ellerile | kapadı, par - kizın vücudunun titrediğini, sonra ha- reketsiz kaldığmı hissetti. E! lerini açtı. Biraz evvel, gülen, | yen genç kızm, cansız di - Caninin yüzünden soğuk terler a - kryordu. Bir müddet, ayakta bu feci manzarayı seyretti. Sonra genç kızın cesedini sürükledi, sofaya çıkardı. Şafak sökerken, mantosunu giydir- di, eldivenlerini eline taktı. Çantasın- daki paraları aldı. Ki çıkılan merdivenini kltvmı bu çukur kazdı ve cesedi bu çukura gömdü. Cani, bu bitirdikten sonra vahsi bir hayvan gibi bahçede uzun uzun do- laştı. Saâat sekize doğru kendisini tap- ladr ve Milyonu bulmak, beraber ye- mek yemek için Vokserona gitti. Eyiti! ipti parasız ka lerden birini soym aklımna başka bir fikir geldi: Şoförlerden birini köşke ve öldürüp parasını almak.. ha tehlikesiz buluyorn etinden & ni taşrmayı muvafık bul tirmiye karar verdi. Şanzelize hibinin delâletile (Diksen) na - etti. Bu- düşürmek | Bunu da- | Karer ismi- | uştu. Bunu | mına sahte bir evrak tedarik nun için de 100 frank verdi. Kufi nasıl öldürülmüş? de çantalarmı aldı. Lafayet gün Opxrn meydanıma gitti. mobiller Operanın yanında dururlar, gi beklerler. Bunlar — Kufinin Tüks ötomobili caninin bil- gağ- Deramı Ti tncido 6 ŞUBAT HIS, AŞK ve IZTIRAP ROMANI Nakleden : — SUHEYLA ŞEFiK — —. Herşey bitmişti. — Artık bir daha Ferideyi göremiyecekti. Hayatının bütün manasilo, buzı hislerini kendi- sine belli etmiyerek, gençliğinin bü tün şefkatile sevdiği zevcesini kay- botmişti. Hatice Münavver hanım yavaş ses teessir olduğunu kat bu lüzü y İst k saadetleri dü- şün, Hğer Allah size bir erkek çocuk lütfetse bahtiyar olmaz mısın? — Hem çok büyük bir — bahtiyar ltk..-Bu benim en — büyük bir eme- Tim, — Ve bu gaadetine sebeb olan kal âr da sevmiyecek misin? — O, Bu çok tabil bir şey. kabil olan bütün saadı vereceğim. Fazla bir şey yap Bununla da memnun olması 18 erminin Mı bunun k ricam iatomeğe gittiğiniz gün bunlardan da | bahsetmenlzdir. — Tabit.. Bu arzunu için yapacağım bir uşak, elinde bir kahve riye girdi. M değişmişt!. Şimdi Hatice x — şeylerden va Feri! ince fikirleri- katle dinliyordu. Nihayot Ferit kalktı, müsaade İs todi. Ha Münevver hanrm ğ ninin ellerini #ikt &ıkt tutarak sor- du:; — Demok ki yarın Şakir beylere | gidebilirim ? — O yarın değil.. O kadar acolo et- meyiniz.. Birkaç güne kadar. Alnında hemen bir çizgt p muştu. Gitmek üzere kapıya dpoğru Hlerlerken ihtiyar kadın müşfik göz- lerile onu takip ediyordu. Azametli, kibar, bir yürüyüsü vardı. MHaşını ha- | fif sallayışı Hikmet paşa — silesine mahsus bir tabiatti. Kendi kendine düşünüyordu “Bir kadını me Fa da ol- ıt etmoek için hor -u'*ıı. rmin F Feride, € malik. mosut olabilecek mi? ki, güzel; cazip, cok n bir k dının yerine geçmek ne güç... Feri- din de çok yüksek — bir ahlâkı, var, Büyük bir aileye mensup, sonra he- Bapsız bir servet... Zavallı Nermin o iğine rağı vile â bu izdivacı bile na getirmemistir. Bir gün — Feridin kendisini nskla sevebileceğini neden düşünmemeli?.,, A rin evi büyük de idi. boyasır solmuş £ İçinde ailenin ev, yıkık çalarile b bir av- Sokak üzerin- kapısı — vardı. ftakirliğini gizliyen bu n lmış &va par bir halde hüyor- severek dığı ve adan tarihi eserlere dalara ettiği güzel Çe annesinin bir modeli olan Nerminin güzelliği ni bu aile sıkıntısı — solduruyordu. Babası $imdi bile — tarihten başka bir $gey düşünmüyor, üç evlâdının la- tikbalini unutuyordu. En l zevkine her şeyi feda eden bir olmuştu. Otuz senedir bir eser üstün- de çalışıyor, bununla büyük bir kazanacağımı Iddla ediyordu. Fakat bazan en ehemmiyots r şeyin 1- çinden çıkamıyor, en küçük bir me- gelonin ufaerık noktalarında o kadar zayıf bir halde kalryordu ki otrafta- kiler bu iİşin nih tin! görömez oluyorlardı. Bununla beraber bu a- adamın maneri krymet! yok değildi. Kendini fazla beğenmerz, tevazuu severdi Nerminin, hiç ümit etmediği hal- yazdığı bir dü dir parçayı yirmi tahlll etmiye çalışırdı. Bu büyük evin kenar — tarafında, pencereleri bahçe üstüne açılan ge- niş bir odasını, kendisine yazı odası yapmıştı. Duvarlarda, üstüne anlaşıl maz bir takım resimler — yap sarı ve kırmızılarla detunm halılar vardı. Kitapların bazıları kü- tüphanenin raflarına konulmuş, di- ğerleri de Nerminin İstorlarını ya- madığı orta pencerenin içine yerleş- tirilmişti. Ağustos — nihayetlerinde, bir akşam üÜstü Sevim - Şakir beyin ikinci zevcesinden olan kızı - yavaş- ça odaya girdi. Nazik vücudunun göl nünde durdu. — Hatice Münevyer hanım geldi kaldırdı. kardeşi ona doğru € kli, güzel ve düş kendisine bakıyordu A.., Burada mı Öyle ise “safa geldiniz,, diyeyim min bir hareketi mani oldu. Küçük sidip gitmesine r gitme Nermin. Benim yanlarında kalmamı istemediklerin eldat bir mesele konuşa- m de içeri çe hanım Şakir bey manında geldiniz m.,, dedi. Sonra üç bildi ve dol ermin yalnız —A... diy ufak bir ürperme nin altr la u renk su sakin ve hazin gözlerinde heyecan belirdi Sevim kal sarkan kalm örgülü ke! saçlarını parmakların arını cuyla ok- Belki bir Nermin dedi, Nermin silkti İhtimali Yahut kabi Sen ne d evlenmek meselesidir lâkaydane — omuzlarınt O 'çak B00i biz: kadı zaman bile böyle bir fikri va n cevap veri £ yazısının Üz nt eğdi. Korsikalı kadınlar Korsikalılar ka girirler, çamaşır yıkaflar. A zari sebze ve. moyva büahleyi petlere ( dururlar, hn'hrın n DF ünde, şerkı söyliyerek'eve getirirler. Korsikalı kadınlar herseyi başlart üzerinde taşılar: Su testisi, tenekesi, ilh meyve zol pastala Bu yeknasak hayatta mektebe pek az bir zaman hasrederler. Fakat ki- 1 gitmeyi hiç ihmal etmezler. Dinlerine çok, pek çok bağlıdırlar. k inanırlar. luk, cerrahlık da yaparla Biraz büyi elerine yardım ları daha çok olur. Çiftlik mahsulâ- tını mörkeplere yükleterek pazara götürürler. lanırlar. Bazı geceler, alleco toplanırlar, nişanlıları da gelir, köşeye çekilirler, — masal ve & söylerler, kitare veya armonik rak gece yarıstna kadar vakit rirler. Korsikalı bir kız, tan sonra bütün hayatmmı ço na, çocuklarını büyütmey der, Zira, çok çocuk doğururlar. Korsikalr kadınlar, egüzellikleri- ni uzun müddet muhafaza ederler. Altmış yaşına geldikleri halde yüz- lerinde küçük bir çizgi görülmez Nihayet bir gün — ölürler. Saçları düzeltilir, yüzü pudralanır, giydiri- llr ve gelinlik yataklarına yatırılır. Ağlayıcılar çağrılır. Alle efradı da gelir. İlâhi söyler, içerler, ağlarlar. Ertesi günü papaz duasmnı yapar. Cenazeyi bir arabaya — yükltetirler. Mezarlığa gütürürler. Korsikalıların mezarlıkları, bizim mezarlıklarımız gibi bir servi ormanma benzor. kocaya vardık-